SlideShare ist ein Scribd-Unternehmen logo
1 von 133
Downloaden Sie, um offline zu lesen
Kur’an Mucizeleri
Bu derslerde Kuran'ın bir insan sözü
olamayacağı ve Allah'ın kelamı olduğu
ispat edilecektir
‫ﱡ‬ۜ
‫ق‬َ‫ْﺣ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ﮫ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬َ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ﮭ‬َ‫ﻟ‬ َ‫ﱠن‬‫ﯾ‬َ‫ﺑ‬َ‫ﺗ‬َ‫ﯾ‬ ‫ﻰ‬ ّٰ‫ﺗ‬َ‫ﺣ‬ ْ‫م‬ِ‫ﮭ‬ِ‫ُﺳ‬‫ﻔ‬ْ‫ﻧ‬َ‫ا‬ ‫ٓﻲ‬۪‫ﻓ‬ َ
‫و‬ ِ‫َﺎق‬‫ﻓ‬ٰ ْ
‫اﻻ‬ ‫ِﻲ‬‫ﻓ‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ِ‫ﺗ‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ٰ‫ا‬ ْ‫م‬ِ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ۪
‫ُر‬‫ﻧ‬َ‫ﺳ‬
ٌ‫د‬‫ﯾ‬ ۪‫َﮭ‬‫ﺷ‬ ٍ‫ء‬ ْ‫َﻲ‬‫ﺷ‬ ‫ﱢ‬‫ل‬ُ‫ﻛ‬ ‫ﻰ‬ٰ‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ ُ‫ﮫ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬َ‫ا‬ َ‫ﱢك‬‫ﺑ‬َ‫ِر‬‫ﺑ‬ ِ‫ف‬ْ‫َﻛ‬‫ﯾ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬ َ
‫َو‬‫ا‬
Fussilet 53
Onlara ufuklardaki ve kendi nefislerindeki delillerimizi ileride
göstereceğiz ki onun (Kur’an’ın) gerçekliği onlara apaçık
olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi!
Okuma yazma bilmeyen ümmi bir peygamberin
geçtiğimiz asırda bulunan bu kadar bilimsel meseleleri
taa 1400 sene önce bilmesi mümkünmüdür?
Mucize 1
Evrenin Varoluşu
Felsefenin en büyük sorunu olarak Marx, tanrının veya
evrenin ikisinden birisinin ezeli olması gerektiğini
düşünmüştür:
1. Ya evren ezelidir, tanrı yoktur.
2. Veya Tanrı vardır ve evren ezeli değildir, yaratılmıştır.
Bu iki ihtimali ortaya koyarak, evrenin ezeli olduğunu
düşünerek tanrısal varlığı yok saymıştır.
Marx'ın ölümünden sonra 70 senede dünyanın 3'te biri
Marksist olmuştur. Ateizmin en etkili ismi Marks'tır
denebilir.
Evren yaratılmış bir şey değildir. Eğer yaratılmış
olsaydı, o takdirde, evrenin Tanrı tarafından belli
bir anda yaratılmış olması ve evrenin yoktan
varedilmiş olması gerekirdi. Yaratılışı kabul
edebilmek için, her şeyden önce, evrenin var
olmadığı bir anın varlığını, sonra da, hiçlikten
(yokluktan) bir şeyin çıkmış olduğunu kabul
etmek gerekir. Bu ise bilimin kabul edemeyeceği
bir şeydir.
George Politzer, Felsefenin Başlangıç İlkeleri, İstanbul: Sosyal
Yayınlar
Fakat daha sonraki Fizik keşifleri ile Friedman ile Lemaitre
adlarındaki bilim adamları önce evrenin genişlemesi
gerektiğini matematiksel olarak ortaya koydular.
Daha sonra Edwin Hubble, bunu teleskop gözlemleriyle
ispatladı.
Daha sonraki birçok keşif bunu destekledi ve birçok bilim
adamı Nobel ödülünü sırf bu konu üzerinde çalışarak aldı.
Big Bang Teorisi'nin en reddedilmez kanıtı da Kozmik Fon
Radyasyonunun keşfi ile bulundu.
Evrenin Varoluşu
20. yüzyılın ortalarına dek hakim olan
görüş, evrenin sonsuz boyutlara sahip
olduğu, sonsuzdan beri var olduğu ve
sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi.
"Statik (durağan) evren modeli" adı verilen
bu anlayışa göre, evren için herhangi bir
başlangıç veya son söz konusu değildi.
21. yüzyılın başlarında olduğumuz şu
dönemde, evrenin bir başlangıcı olduğu,
yok iken bir anda büyük bir patlamayla var
olduğu modern fizik tarafından pek çok
deney, gözlem ve hesapla ispatlanmış
durumdadır.
ِ
‫ض‬ْ‫َر‬‫ﻷ‬‫ا‬ َ
‫و‬ ِ‫ت‬‫ا‬ َ
‫َﺎو‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺳ‬‫اﻟ‬ ُ‫ﻊ‬‫ِﯾ‬‫د‬َ‫ﺑ‬
O gökleri ve yeri
yoktan var edendir...
(Enam Suresi 101)
Mucize 2
Göklerle yerin birbirinden ayrılması
O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta)
göklerle yer birbiriyle bitişikken, Biz onları ayırdık
ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar
inanmayacaklar mı?
(Enbiya Suresi, 30)
Ratk
birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda,
kaynaşmış
Fatk
tohumun filizlenerek topraktan
dışarı çıkması
Gerçekten de Big Bang'in ilk anını
hatırladığımızda, kozmik yumurta denilen
noktanın evrenin tüm maddesini
içerdiğini görürüz. Yani her şey, bir başka
deyişle tüm "gökler ve yer" bu noktanın
içinde, ratk halindedirler. Ardından bu
kozmik yumurta şiddetle patlamış, bu
yolla maddeler fatk olmuş, yani dışarı
çıkarak tüm evreni oluşturmuşlardır.
Mucize 3
Genisleyen Evren
üç yaklaşım
Aristoteles’in de
içinde olduğu
birinci grup,
evrenin sabit
sınırları olduğunu
savunmuştur.
Aristotle, The Complete Works of
Aristotle
Newton’un da
içinde olduğu ikinci
grup, evrenin
sınırsızca sonsuz
olduğunu ifade
etmiştir.
Newton, Philosophical Writings
Kant’ın da içinde
olduğu üçüncü grup,
aklın bu konudaki
ikilemi çözemeyeceğini
söyleyerek agnostik bir
tutum benimsemiştir.
Immanuel Kant, The Critique of Pure Reason
1920’li yıllarda, Einstein’ın
formüllerinden hareketle ve
birbirlerinden bağımsız
olarak Georges Lemaitre ve
Alexander Friedmann’ın,
teorik olarak, evrenin
genişlemesi gerektiğini
ortaya koymaları bir dönüm
noktası oldu. Bundan kısa bir
süre sonra Hubble’ın
teleskop gözlemleriyle bu
olgu, gözlemsel olarak da
doğrulandı.
Stephen W. Hawking, Zamanın Kısa
Tarihi
Evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir.
Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi
hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur.
Paul Davies, fizik profesörü
Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder.
Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler.Oysa Big
Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana
getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale
getirmiştir.
Fred Hoyle, The Intelligent Universe
Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki
birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük
olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi.
Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press
Biz göğü 'büyük bir kudretle'
bina ettik ve şüphesiz Biz,
(onu) genişleticiyiz.
(Zariyat Suresi, 47)
Mucize
Gaz halindeki evren
Büyük patlama'dan (big bang) sonra
dünya'mızın, güneş'in, yıldızların hemen
oluşmadığını biliyoruz. evren hiçbir yıldız
oluşmadan önce bir gaz bulutu şeklindeydi. bu
gaz bulutunun ana maddesi hidrojen'di.
hidrojen'den sonra ise en çok var olan madde
helyum'du. bu gaz bulutunda daha sonra oluşan
sıkışmalar ve yoğunlaşmalar yıldızların,
gezegenlerin oluşumunu sağladı.
Mucize 4
Evrenin Sonu ve Big Crunch
Büyük Çöküş, evren biliminde Evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. Bu üç
senaryo, Rus bilim adamı Aleksandr Fridman (1888-1925) tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. Büyük Çöküş
Senaryosu'na göre Evren'in genişlemesi, kütle çekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, Evren'in genişleme hızı ve
Evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak
bas;angic anindakine benzer bir tekilliğe dönecektir.
Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi
katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi,
yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim
üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız.
Enbiya Suresi 104
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler.
Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu
(kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle
dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından
münezzeh ve Yücedir.
Zümer Suresi 67
Mucize 5
Evrendeki Yörüngeler
Insanlar önceleri dünyanin sabit oldugunu günesin dünyanin
etrafinda döndügünü saniyorlardi. Daha sonra Kopernik, Kepler ve
Galile Günesin sabit oldugunu dünyanin günesin etrafinda
döndugunu savundular. Daha sonra gelisen teknolojiyle Günesinde
samanyolu galaksisinde hareket halinde oldugu tesbit edildi.
Hırıstiyan kilisesi Ortaçağ’da Aristo’nun ve
Batlamyus’un Evren ve Dünya ile ilgili
fikirlerini resmi görüş olarak kabul etmişti. Bu
Evren modelinde Dünya sabit bir şekilde
duruyorken, Güneş, Dünya’nın etrafında
dönüyordu. Kilise, Dünya merkezli bu görüşü
resmi görüş olarak kabul etmişti. Kilise kendi
görüşlerini Tanrı’nın iradesinin yansıması
olarak sunduğu için, o dönemde bu görüşlere
karşı çıkmak Tanrı’ya karşı çıkmak olarak
değerlendirilirdi.
Güneş de bir karar yerine doğru
akıp gitmektedir. Bu Üstün Olan ve
Bilen'in takdiridir.
(36: 38)
ِ‫ِﯾم‬‫ﻠ‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ِ‫ﯾز‬ ِ‫ز‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ر‬‫ِﯾ‬‫د‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ َ‫ِك‬‫ﻟ‬َ‫ذ‬ ‫َﺎ‬‫ﮭ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬ ‫َرﱟ‬‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ْ‫ُﺳ‬‫ﻣ‬ِ‫ﻟ‬ ‫ي‬ ِ‫ر‬ْ‫َﺟ‬‫ﺗ‬ ُ‫س‬ْ‫ﱠﻣ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ
‫و‬
Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı
yaratan O'dur. Her biri bir
yörüngede yüzer.
Enbiya Suresi 33
َ‫ُون‬‫ﺣ‬َ‫ﺑ‬ْ‫َﺳ‬‫ﯾ‬ ٍ‫َك‬‫ﻠ‬َ‫ﻓ‬ ‫ِﻲ‬‫ﻓ‬ ‫ﱞ‬‫ل‬ُ‫ﻛ‬ َ‫َر‬‫ﻣ‬َ‫ﻘ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ
‫و‬ َ‫ْس‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ
‫و‬ َ‫َﺎر‬‫ﮭ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬‫اﻟ‬ َ
‫و‬ َ‫ل‬ْ‫ﯾ‬‫ﱠ‬‫ﻠ‬‫اﻟ‬ َ‫َق‬‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ‫ِي‬‫ذ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬‫ا‬ َ
‫ُو‬‫ھ‬ َ
‫و‬
“Felek” kelimesinin anlamlarinin ortak noktasi
dairesel bir seyden bahsetmesidir.
Böylece ayette her bir gök cisminin dairesel birer
yörüngede hareket etmekte oldugu
bildirilmektedir..
Müslüman gökbilimcilerinden Bîrûnî daire ve felek
kelimelerinin eş anlamlı olduğunu, ancak felek
kelimesinin daha ziyade hareket halindeki bir
daireyi göstermek üzere küre yerine kullanıldığını
belirtmiştir.
Ayetteki mucizeler
• Günes, ay ve diger gezegenlerin hareket
ettiginden bahsedilmektedir
• Hepsinin belirlenmis bir yörüngesi oldugu
belirtilmektedir, yani planli bir hareket
• Dairesel sekillerde döndüklerinden
bahsedilmektedir
Mucize
Ayın Güneşe tabi olması
1) Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,
2) Onu izlediğinde/tabi olduğunda Ay'a
andolsun,
٢ۖۙ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ٰ‫َﻠ‬‫ﺗ‬ ‫ا‬َ‫ِذ‬‫ا‬ ِ‫َر‬‫ﻣ‬َ‫ﻘ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ
‫و‬١ۖۙ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ٰ
‫ُﺣ‬‫ﺿ‬ َ
‫و‬ ِ‫س‬ْ‫ﱠﻣ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ
‫و‬
1) Ayette “onun aydınlığına” dedikten hemen sonra Ayın
ona tabi olduğu-taklit ettiği yazar. Burada Ayın tâbi
olduğu-taklit ettiği “onun aydınlığı” dır.
Yani ayet diyor ki Ay’ın ışığı kendinden değildir, Ay ışığı
güneşe tâbidir, yani ayın ışığı güneşin taklitçisidir.
2) Ay’ın Güneş’i takip ettiğini, Ay’ın Güneş sisteminin bir
parçası olduğunu, modern kozmolojinin ortaya koyduklarıyla
insanlık öğrendi.
Mucize
DÜNYA’NIN ŞEKLİ
Gökleri ve yeryüzünü gerçek ile yarattık. Geceyi
gündüzün üzerine yuvarlıyor, gündüzü de gecenin
üzerine yuvarlıyor.
Zümer Suresi 5
Bu ayette “yuvarlıyor” diye çevrilen
kelimenin Arapçası “yükevviru”dur. Bu
kelimeyle aynı kökten gelen “küre”
kelimesi “top” anlamında kullanılmakta;
“kurretul kadem” (kurre: küresi; kadem:
ayak) günümüz Arapçasında “futbol topu”
için kullanılmaktadır. Türkçedeki “küre”
kelimesi de aynı kökten gelmektedir.
ۜ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ٰ
‫ﺣ‬َ‫د‬ َ‫ِك‬‫ﻟ‬ ٰ
‫ذ‬ َ‫د‬ْ‫َﻌ‬‫ﺑ‬ َ‫ض‬ْ‫َر‬ ْ
‫اﻻ‬ َ
‫و‬
Bundan sonra da yeri döşeyip yaydı.
Örneğin çocukların topu yerdeki bir çukura düşürmeleri, taş atıp
çukura düşürme yarışları, cevizle oynanan oyunlar
hepsi “dehv” kelimesiyle ifade edilmektedir. Deve kuşunun yuva
yapmasına, yatacağı yerdeki taşları temizlemesine, yumurtladığı
yere ve yumurtasına da bu köklerden türemiş kelimeler kullanılır.
Mucize
DİŞİ ARILAR
Mucize
Aşılayıcı rüzgarlar
Mucize 6
Dağların Hareket Etmesi
Yer kabuğu ve üst mantodan oluşan 100 km kalınlığındaki Dünya yüzeyi "tabaka" adı
verilen parçalardan oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan altı büyük tabaka ve
sayısız küçük tabaka vardır. "Tabaka tektoniği" adı verilen teoriye göre bu tabakalar
kıtaları ve okyanus tabanını da beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde hareket
ederler... Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır.
Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana
gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.
Continental drift Kitasal sürüklenme
İlk olarak Alman bilim adamı Alfred Wegener’in 1915 yılında yayınlanan makalesiyle
ortaya koyduğu bu oluşum, başta itirazlara uğradıysa da zamanla fizikçilerin yaptığı
araştırmalar Wegener’in haklılığını ortaya koydu.
Dağları görürsün de, donmuş
sanırsın; oysa onlar
bulutların sürüklenmesi gibi
sürüklenirler…
Neml Suresi 88
ِ‫ب‬‫ﺎ‬َ‫اﻟﺳﱠﺣ‬ ‫َرﱠ‬‫ﻣ‬ ‫ُرﱡ‬‫ﻣ‬َ‫ﺗ‬ َ‫ِﻲ‬‫ھ‬ َ
‫و‬ ً‫ة‬َ‫ِد‬‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ﺟ‬ ‫َﺎ‬‫ﮭ‬ُ‫ﺑ‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫ﺗ‬ َ‫ل‬‫َﺎ‬‫ﺑ‬ِ‫ﺟ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫ى‬َ‫َر‬‫ﺗ‬ َ
‫و‬
Mucize 7
Dağlarin Görevi
Dağların yeryüzünde görünen kısmından çok daha büyük
olan kökleri, yerin altında görünmez bir durumdadır. Dağların
yerin altındaki kökleri, dağın görünen kısmının 10-15 katına
kadar çıkabilmektedir. Örneğin Dünya’nın en yüksek noktası
olan Everest Tepesi, yerin 9 km kadar üstündedir, oysa bu
noktanın yerin altındaki kökü 125 km civarındadır. Bir kazığın
fonksiyonlarını yerine getirmesi için kazığın yerin altına
saplanan kökü nasıl çok önemliyse, aynı şekilde dağ için de
yerin altındaki kökü çok önemlidir.
Frank Press dağları, kökünün çoğu toprağın derinliklerinde olan
çiviye (wedge like shape) benzetir. Dr. Press dağların fonksiyonlarını
uzun uzadıya anlatır ve onların yerkabuğunu stabilize etmekteki
önemli rollerine dikkat çeker.
(The Earth isimli kitabindan)
Yeryüzünde, onları sarsmasın diye,
sabit dağlar yarattık.
Enbiya Suresi 31
()
‫ًا‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﮭ‬ِ‫ﻣ‬ َ‫ض‬ْ‫َر‬ ْ
‫اﻷ‬ ِ‫ل‬َ‫ﻌ‬ْ‫َﺟ‬‫ﻧ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬َ‫أ‬
‫ًا‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﺗ‬ ْ
‫َو‬‫أ‬ َ‫ل‬‫َﺎ‬‫ﺑ‬ِ‫ﺟ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ
‫و‬
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık
mı? Dağları da birer kazık?
Nebe Suresi 6-7
Mucize 8
Korunmuş Tavan
Gökyüzünü korunmuş bir tavan
kıldık; onlar ise bunun
ayetlerinden yüz çeviriyorlar.
Enbiya Suresi 32
Dünya'nın manyetik alanının oluşturduğu manyetosfer tabakası, yeryüzünü gök
taşlarından, zararlı kozmik ışın ve parçacıklardan koruyan bir kalkan gibidir. Yukarıdaki
resimde Van Allen Kuşakları adı da verilen bu manyetosfer tabakası görülmektedir.
Dünya'nın on binlerce kilometre uzağındaki bu kuşaklar, yeryüzündeki canlıları uzaydan
gelebilecek öldürücü enerjiden korumaktadır. Tüm bu bilimsel bulgular, Dünya'nın özel
bir şekilde korunduğunu kanıtlamaktadır. Önemli olan, bu korunmanın "gökyüzünü
korunmuş bir tavan kıldık" ayetiyle 1400 sene önce Kuran'da haber verilmiş olmasıdır.
Resimde Ay'ın yüzeyi görülüyor. Eğer atmosferimiz
koruyucu bir şemsiye gibi bizi korumasaydı, Dünya'nın
yüzeyi de böyle olurdu.
• Atmosferimiz gözle görmediğimiz gazlardan oluşmuş, 10 bin
km’ye varan kalınlıkta şeffaf bir kabuktur.
• Dünya'ya yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşını parçalayarak
yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük
zararlar vermesini engeller.
• Uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre
eder.
• Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu
soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.
• “Van Allen Kuşakları” denilen ve Dünya'nın manyetik
alanından kaynaklanan bir tabaka da, gezegenimize gelen
zararlı ışınlara karşı bir kalkan görevi görür.
Mucize 9
Geri Döndüren Gök
ِ‫ﻊ‬ْ‫ﺟ‬‫اﻟرﱠ‬ ِ‫ت‬‫ا‬َ‫ذ‬ ‫َﺎء‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺳ‬‫اﻟ‬ َ
‫و‬
Ve O geri çeviren gök
Tarik Suresi 11
Gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere
yaratmadık. Bu inkarcıların sanısıdır… (38: 27)
Mucize 10
DİREKSİZ YÜKSELMİŞ GÖKYÜZÜ
ٍ‫د‬َ‫ﻣ‬َ‫ﻋ‬ ِ‫ْر‬‫ﯾ‬َ‫ِﻐ‬‫ﺑ‬ ِ‫ت‬‫ا‬ َ
‫َﺎو‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺳ‬‫اﻟ‬ َ‫َﻊ‬‫ﻓ‬َ‫ر‬ ‫ِي‬‫ذ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ ّ
‫ﷲ‬
Allah, şu gördüğünüz gökleri direksiz
yükseltendir…
Rad Suresi 2
Mucize 11
AY’A GİDİŞ
ٍ‫َق‬‫ﺑ‬َ‫ط‬ ‫ن‬َ‫ﻋ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻘ‬َ‫ﺑ‬َ‫ط‬ ‫ُنﱠ‬‫ﺑ‬َ‫ﻛ‬ْ‫َر‬‫ﺗ‬َ‫ﻟ‬
Ve dolunay haline geldiği zaman Aya
Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip
geçeceksiniz
Şu halde onlara ne oluyor ki iman
etmiyorlar.
Insikak 18-20
Tarih boyunca Ay, insanlar için ulaşılmazlığı da ifade
etmiştir. Daha önceden Kuran’ı anlamaya çalışanlar 18.
ayetle 19. ayeti ayrı düşünmüşler ve “tabakadan
tabakaya geçişi” başka türlü değerlendirmeye
çalışmışlardır. Çünkü onların zihninde Ay ulaşılmazdı,
Ay’a gitmek hayal bile edilemezdi, hayal edilse bile bu
ancak romantik bir düş olarak mümkündü.
Bu düşüncelerin etkisiyle tabakadan tabakaya geçişin
manevi yükselişi ifade ettiği, Dünya’dan ahirete geçişi
anlattığı, insanın spermden gençliğe, gençlikten yaşlılığa
kadar geçirdiği halleri mecazi bir ifadeyle dile getirdiği
düşünüldü. Oysa ayette insanların gelecekte tabakadan
tabakaya geçeceği söylenmektedir.
Mucize 12
DENİZLERİN ARASINDAKİ ENGEL
“Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri
sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has
tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra Atlas
Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu gördük. Halbuki
Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet
açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu. Oysa ki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda
bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren
bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su
perdesi engel oluyordu. Aynı türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından
Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep Boğazı’nda da bulunmuştu. Daha sonraki
incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna
tanıklık ettik.”
Fransız bilim adamı Kaptan Jacques Cousteau
ِ‫ن‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ِ‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ْ‫ﻠ‬َ‫ﯾ‬ ِ‫ن‬ْ‫ﯾ‬َ‫ر‬ْ‫َﺣ‬‫ﺑ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ‫ج‬َ‫َر‬‫ﻣ‬
ِ‫ن‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ِ‫ﻐ‬ْ‫ﺑ‬َ‫ﯾ‬ ‫ﱠ‬
‫ﻻ‬ ٌ‫خ‬َ‫ز‬ْ‫َر‬‫ﺑ‬ ‫َﺎ‬‫ﻣ‬ُ‫ﮭ‬َ‫ﻧ‬ْ‫ﯾ‬َ‫ﺑ‬
iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Ama
aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır
Rahman Suresi 19-20
İki denizi birbiri üstüne salan O’dur. Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu
tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına karışmalarını önleyen bir
sınır olarak engel koymuştur.
Furkan Suresi 53
Mucize 13
YAĞMURDAKİ ÖLÇÜ
Yağmurdaki bu ölçü çağımızdaki araştırmalarla tespit
edilmiştir. Ölçümlere göre, yeryüzünden bir saniyede 16
milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505
trilyon tona (505.000 km3
) ulaşır. Bu, aynı zamanda bir
yılda Dünya’ya yağan yağmur miktarıdır.
Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de,
onunla ölü bir memleketi ‘diriltti (ve her
yanına hayat) yaydı'; siz de böyle
(kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
(Zuhruf Suresi, 11)
Mucize 14
DENİZLERİN ALTINDAKİ KARANLIKLAR VE DALGALAR
İlk Denizaltı (1620)
Karanlik
Bugün biliyoruz ki, derin denizlerdeki ve okyanuslardaki karanlık, yaklaşık
olarak 200 m ve daha derin yerlerde olur. Bu derinlikte, hemen hemen hiç
ışık yoktur. 1.000 m'nin altındaki derinliklerde ise artık hiçbir şekilde ışığa
rastlamak mümkün değildir.
(Danny Elder, John Pernetta, Oceans)
iç dalgalar
Bilim adamları yakın zamanda "farklı yoğunluktaki katmanlar arasında
yoğunluk ara yüzlerinde meydana gelen iç dalgalar"ın olduğunu
bulmuşlardır. İç dalgalar deniz ve okyanusların derinliklerini kaplar; çünkü
derin denizlerin, üzerlerindeki sudan daha fazla yoğunlukları vardır. İç
dalgalar yüzey dalgaları gibi davranır. Yüzey dalgaları gibi onlar da
kırılabilir. İç dalgalar, insan gözüyle görülemez; ancak belirli bir bölgedeki
sıcaklık ve tuzluluk değişiklikleri incelendiğinde bu dalgalar fark edilebilir.
M. Grant Gross, Oceanography, A View of Earth
Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir
denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir
dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da
üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı
üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında
onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime
nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.
(Nur Suresi, 40)
Mucize 15
Gökyüzüne yükselmenin sıkıntısı
Gökyüzüne doğru yükseldikçe atmosfer basıncı azalır ve kan
basıncıyla damar ve kalp zorlanır. Ayrıca yükseklere doğru
çıkıldıkça azalan oksijen nefes alma güçlüğü doğurur ve
göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissi
oluşur. Bu darlık ve sıkıntı gökyüzüne yükseldikçe artar ve
sonunda yaşamın mümkün olmadığı noktaya gelinir.
Saptırmayı dilediğinin de
göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı
kılar ki, o göğe yükseliyormuş
gibi olur.
(6-Enam Suresi 125)
Mucize 16
MENİ BİR KARIŞIMDIR
Meni; sperm kanallarından, seminal keseciklerden, prostat
bezinden, idrar yollarına bağlı cooper ve mery bezleri gibi
salgı bezlerinden salgılanan maddelerin bir birleşimidir. Meni
diye adlandırdığımız sıvının detaylı analizi yapılırsa bu sıvının;
sitrik asit, prostoglondinler, flavinler, askorbik asit,
ergotionein, fruktoz, fosforilkolin, kolesterol, fosfolipidler,
fibrinolizin, çinko, asit fosfataz, fosfaz, hiyolurinadaz ve
spermler gibi birçok ayrı bileşenden oluştuğu görülür.
‫َﻰ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻣ‬ُ‫ﯾ‬ ‫ِﻲﱟ‬‫ﻧ‬‫ﱠ‬‫ﻣ‬ ‫ﱢن‬‫ﻣ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻔ‬ْ‫ُط‬‫ﻧ‬ ُ‫ك‬َ‫ﯾ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬َ‫أ‬
İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz'
bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan
meniden bir damla su değil miydi?
(Kıyamet Suresi, 36-37)
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir
damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bundan dolayı onu işiten ve gören
yaptık.
(İnsan Suresi, 2)
Mucize 17
RAHİM DUVARINDA ASILI DURAN
Anne karnındaki bebek, gelişiminin ilk aşamasında annesinin kanından
beslenebilmek için rahim duvarına yapışıp tutunan bir zigot halindedir.
Yukarıdaki resimde zigotun gelişimine başladığı ilk zamanlar görülmektedir..
Modern embriyolojinin tespit ettiği bu oluşum, Kuran'da "asılıp tutunan"
anlamına gelen, deriye yapışıp kan emen sülükler için de kullanılan "alak"
kelimesiyle 14 yüzyıl önceden mucizevi bir biçimde bildirilmiştir.
َ‫م‬‫ﺎ‬َ‫ِظ‬‫ﻌ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ ْ
‫و‬َ‫َﺳ‬‫ﻛ‬َ‫ﻓ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ظ‬ِ‫ﻋ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻐ‬ْ‫ُﺿ‬‫ﻣ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫َﺧ‬‫ﻓ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻐ‬ْ‫ُﺿ‬‫ﻣ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫َﺧ‬‫ﻓ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻔ‬ْ‫ﱡط‬‫ﻧ‬‫اﻟ‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ‫ﱠ‬‫م‬ُ‫ﺛ‬
َ‫ِﯾن‬‫ﻘ‬ِ‫ﻟ‬‫ﺎ‬َ‫ْﺧ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ن‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫أ‬ ُ ‫ﱠ‬
‫ﷲ‬ َ‫ك‬َ‫َﺎر‬‫ﺑ‬َ‫ﺗ‬َ‫ﻓ‬ َ‫ر‬َ‫آﺧ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻘ‬ْ‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ُ‫ه‬‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﺄ‬َ‫ﺷ‬‫َﻧ‬‫أ‬ ‫ﱠ‬‫م‬ُ‫ﺛ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻣ‬ْ‫َﺣ‬‫ﻟ‬
Sonra o su damlasını bir alakolarak yarattık;
ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık;
daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak
yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir
başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli
olan Allah, ne yücedir.
(Mu’minun Suresi 14)
Mucize 18
KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır.
Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan
kemikleşmeye başlar. Yine aynen ayetin söylediği gibi
kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak
kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için
kullanılmaktadır.
… Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli
yerince düzenliyoruz onları ve sonra da
onlara et giydiriyoruz…
(2:259)
Mucize 19
İnsandaki Organların Gelişim Sırası
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri
inşa edendir; ne az
şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78)
Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey
bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz
diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller
verdi. (Nahl Suresi, 78)
De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah
sizin işitmenizi ve görmenizi alır ve
kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan
başka getirebilecek ilah kimdir?"... (En'am
Suresi, 46)
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir
damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bundan dolayı onu işiten ve gören
yaptık. (İnsan Suresi, 2)
Embriyolog Dr. Keith Moore, Journal of Islamic Medical
Association'da yayınlanan bir makalesinde, embriyonun gelişim
sürecinde iç kulakların ilk halinin belirmesinden sonra gözün
oluşmaya başladığını ifade etmektedir. Hissetme ve anlama
merkezi olan beynin ise, kulak ve gözün ardından gelişimine
başladığını söylemektedir
Kuran ve bilim arasındaki uyumu keşfedip Müslüman olan
Prof. Dr. Maurice Bucaille
“Hâlâ hayalci doktrinlerin itibar gördüğü bu 18. yüzyıldan bin
küsur yıl önce insanlar Kuran ile tanışmışlardı. Onun insanın
üreyişi konusundaki haberleri, sade tabirler içerisinde temel
gerçekleri ifade etmekteydi ki, bunları keşfetmek için insanlar
asırlarını vereceklerdir.”
Kuran’ın insanın gelişimi üzerine söylediklerinin 7.
yüzyılda söylenmesine imkan yoktur. Hatta bundan bir
asır önce bile bu bilgiler tam bilinmiyordu. Bu ayetleri
ancak şu anda hakkıyla anlıyoruz, çünkü modern
embriyolojinin gelişimi bu ayetleri anlamamıza olanak
tanımıştır.
Dr. Keith Moore
Toronto Üniversitesi anatomi profesörü
https://www.youtube.com/watch?v=upa4BSH7ua4
Mucize 20
Hareketlerimizi Yönlendiren Bölge
Hareketlerin motivasyonu, planlama öngörüşü ve
başlatılması alın loblarının ön kısmı olan ön alın bölgesinde
(cerebrum) gerçekleşir. Burası çağırışım (birlik) korteksinin
bir bölgesidir…
Hareketle olan ilgisiyle beraber, ön alın bölgesinin aynı
zamanda saldırganlığın da fonksiyonel merkezi olduğu
düşünülmektedir…
Essentials of Anatomy and Physiology (Anatomi ve
Fizyolojinin Esasları)
Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son
vermeyecek olursa, andolsun, onu
perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
o yalancı, günahkar olan alnından.
(Alak Suresi, 15-16)
Mucize 21
Aşılayıcı Rüzgarlar
Ve aşılayıcılar olarak
rüzgarları gönderdik, böylece
gökten su indirdik de sizleri
suladık...
(Hicr Suresi, 22)
Mucize 22
Fotosentezin Sabah Vakti Başlaması
Atmosferdeki oksijenin yaklaşık %30'u
karadaki bitkiler tarafından üretilirken, geri
kalan %70'lik bölüm denizlerde ve
okyanuslarda bulunan ve fotosentez
yapabilen bitkiler ve tek hücreli canlılar
tarafından üretilir.
Fotosentezin en verimli olduğu zaman,
oksijenin en fazla üretildiği zamandır. Bu da
güneş ışığının en yoğun olduğu sabah
saatlerinde gerçekleşir. Güneş'in
doğmasıyla birlikte, yaprakta terleme ve
buna bağlı olarak fotosentez artmaya
başlar. Öğleden sonra ise bu olay tersine
döner; yani fotosentez yavaşlar, solunum
artar, çünkü sıcaklığın artmasıyla birlikte
terleme de hızlanmaktadır. Geceleyin ise
sıcaklığın azalmasıyla birlikte terleme
yavaşlar ve bitki rahatlar.
Kararmaya ilk başladığı
zaman, geceye andolsun, ve
nefes almaya başladığı
zaman, sabaha;
(Tekvir Suresi, 17-18)
Mucize 23
Parmak izindeki kimlik
Tek yumurta ikizleri de dahil
olmak üzere, her insanın
parmak izi kendine özeldir.
Başka bir değişle, insanların
parmak uçlarında kimlikleri
şifrelenmiştir. Bu şifreleme
sistemini, günümüzde
kullanılmakta olan barkod
sistemine benzetmek de
mümkündür.
ُ‫ﮫ‬َ‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ظ‬ِ‫ﻋ‬ َ‫َﻊ‬‫ﻣ‬ْ‫َﺟ‬‫ﻧ‬ ‫ﱠن‬‫ﻟ‬َ‫أ‬ ُ‫ﺎن‬َ‫ِﻧﺳ‬ ْ
‫اﻹ‬ ُ‫ب‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫ﯾ‬َ‫أ‬
ُ‫ﮫ‬َ‫ﻧ‬‫َﺎ‬‫ﻧ‬َ‫ﺑ‬ َ‫ي‬ ‫ﱢ‬
‫و‬َ‫ﱡﺳ‬‫ﻧ‬ ‫َن‬‫أ‬ ‫َﻰ‬‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ َ‫ﯾن‬ِ‫ِر‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﻗ‬ ‫َﻰ‬‫ﻠ‬َ‫ﺑ‬
Evet; onun parmak uçlarını
dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya
güç yetirenleriz.
(Kıyamet Suresi, 4)
Mucize 24
Uykuda Hareket Etmenin Önemi
Uzun süre aynı pozisyonda
yatıldığında meydana gelen yatak
yaralarına “basınç yaraları” da
denir. Çünkü çok uzun süre aynı
pozisyonda yatıldığında, vücudun
belli bir bölgesine uygulanan
sürekli basınç, kan damarlarının
sıkışıp kapanmasına neden olabilir.
Bunun sonucu olarak kan yoluyla
taşınan oksijen ve diğer besinler
deriye ulaşamaz ve deri ölmeye
başlar. Bu durum vücutta yaraların
oluşmasına sebep olur. Eğer bu
yaralar tedavi edilmezse derinin
katmanları, yağ ve kas dokuları da
ölebilir.
Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir
uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol
yana çeviriyorduk.Köpekleri de iki kolunu uzatmış
yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp
onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
(Kehf Suresi, 18)
Mucize 25
Bizans'ın Galibiyeti
Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye
uğradı. "Dünyanın en alçak yerinde". Ama
onlar, yenilgilerinden sonra
yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan
önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün
müminler sevineceklerdir.
(Rum Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, 613-614 yıllarında
Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından
yaklaşık 7 sene sonra, MS 620 civarında indirilmişti.
Ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber
veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara
uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile
imkansız görülüyordu.
627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları
arasında, Bağdat yakınında Dicle Nehri'nin 50 km
doğusunda bulunan Ninova harabeleri yakınında büyük bir
savaş daha oldu. Bizans ordusu, Persleri burada da yenilgiye
uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri
Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.
Hz. Ebubekir (ra) iddiaya girmesi
Mucize 26
Firavun’un cesedi
Kahire Muzesi, Mumyalanmis Firavunlar
Londra British Muzesi, Dogal yolla mumyalanmis
insanlar
Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan
etmiştin ve bozgunculuk
çıkaranlardandın. Bugün ise, senden
sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret)
olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız
(herkese cesedini göstereceğiz).Gerçekten
insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden
habersizdirler.
(Yunus Suresi, 91-92)
Mucize 27
Mekke'nin Fethi
Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak
olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka
siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş
etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve)
korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin
bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın
bir fetih (nasib) kıldı.
(Fetih Suresi, 27)
KURAN’IN YAPISINDA SİMETRİLER VE HALKA
(RING) SİSTEMİ
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf

Weitere ähnliche Inhalte

Ähnlich wie Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf

Turk Islam Astronomi Bilginleri
Turk Islam Astronomi BilginleriTurk Islam Astronomi Bilginleri
Turk Islam Astronomi Bilginleriderslopedi
 
bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-stoprakcan
 
Kuantum
KuantumKuantum
KuantumUfuk
 
Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzüUzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzücanselkeklik
 
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzüUzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzübuketelbengili
 
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplar
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplarDarwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplar
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplarmenemenazdacorba
 
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısı
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısıGiordano Bruno, bir özgürlük savaşçısı
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısıNejat Kutup
 
Kopernik ve güneş merkezli model
Kopernik ve güneş merkezli modelKopernik ve güneş merkezli model
Kopernik ve güneş merkezli modelMurat Eser
 

Ähnlich wie Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf (17)

Turk Islam Astronomi Bilginleri
Turk Islam Astronomi BilginleriTurk Islam Astronomi Bilginleri
Turk Islam Astronomi Bilginleri
 
bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-s
 
Kuantum
KuantumKuantum
Kuantum
 
Uzayda yeni ufuklar I
Uzayda yeni ufuklar IUzayda yeni ufuklar I
Uzayda yeni ufuklar I
 
Mucizeleri 2
Mucizeleri 2Mucizeleri 2
Mucizeleri 2
 
Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)
 
Albert einstein
Albert einsteinAlbert einstein
Albert einstein
 
82. infitar suresi
82. infitar suresi82. infitar suresi
82. infitar suresi
 
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzüUzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
 
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzüUzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
Uzay in bi̇li̇nmeyen yüzü
 
Zaman
ZamanZaman
Zaman
 
Standart model atom alti parcaciklar
Standart model atom alti parcaciklarStandart model atom alti parcaciklar
Standart model atom alti parcaciklar
 
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplar
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplarDarwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplar
Darwin’in düşünce dünyasını derinden etkileyen kitaplar
 
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısı
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısıGiordano Bruno, bir özgürlük savaşçısı
Giordano Bruno, bir özgürlük savaşçısı
 
Zaman
ZamanZaman
Zaman
 
83. inşikak suresi
83. inşikak suresi83. inşikak suresi
83. inşikak suresi
 
Kopernik ve güneş merkezli model
Kopernik ve güneş merkezli modelKopernik ve güneş merkezli model
Kopernik ve güneş merkezli model
 

Mehr von sebo1453

Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)
Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)
Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)sebo1453
 
Akla takılan islami sorulara cevaplar
Akla takılan islami sorulara cevaplarAkla takılan islami sorulara cevaplar
Akla takılan islami sorulara cevaplarsebo1453
 
Biraz tefekkür
Biraz tefekkürBiraz tefekkür
Biraz tefekkürsebo1453
 
Hadis usulü ve tarihi
Hadis usulü ve tarihiHadis usulü ve tarihi
Hadis usulü ve tarihisebo1453
 
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)sebo1453
 
Cinsel haramlar özet
Cinsel haramlar özetCinsel haramlar özet
Cinsel haramlar özetsebo1453
 
İslamda evlilik ve cinsel hayat
İslamda evlilik ve cinsel hayatİslamda evlilik ve cinsel hayat
İslamda evlilik ve cinsel hayatsebo1453
 
Delilleriyle hanefi fıkhı 1
Delilleriyle hanefi fıkhı 1Delilleriyle hanefi fıkhı 1
Delilleriyle hanefi fıkhı 1sebo1453
 

Mehr von sebo1453 (8)

Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)
Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)
Tevrat ve İncil’de​ Hz. Muhammed (sav)
 
Akla takılan islami sorulara cevaplar
Akla takılan islami sorulara cevaplarAkla takılan islami sorulara cevaplar
Akla takılan islami sorulara cevaplar
 
Biraz tefekkür
Biraz tefekkürBiraz tefekkür
Biraz tefekkür
 
Hadis usulü ve tarihi
Hadis usulü ve tarihiHadis usulü ve tarihi
Hadis usulü ve tarihi
 
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)
Delilleriyle hanefi fıkhı 2 (cezalar-şans oyunları-faiz)
 
Cinsel haramlar özet
Cinsel haramlar özetCinsel haramlar özet
Cinsel haramlar özet
 
İslamda evlilik ve cinsel hayat
İslamda evlilik ve cinsel hayatİslamda evlilik ve cinsel hayat
İslamda evlilik ve cinsel hayat
 
Delilleriyle hanefi fıkhı 1
Delilleriyle hanefi fıkhı 1Delilleriyle hanefi fıkhı 1
Delilleriyle hanefi fıkhı 1
 

Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf

  • 2. Bu derslerde Kuran'ın bir insan sözü olamayacağı ve Allah'ın kelamı olduğu ispat edilecektir
  • 3. ‫ﱡ‬ۜ ‫ق‬َ‫ْﺣ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ﮫ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬َ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ﮭ‬َ‫ﻟ‬ َ‫ﱠن‬‫ﯾ‬َ‫ﺑ‬َ‫ﺗ‬َ‫ﯾ‬ ‫ﻰ‬ ّٰ‫ﺗ‬َ‫ﺣ‬ ْ‫م‬ِ‫ﮭ‬ِ‫ُﺳ‬‫ﻔ‬ْ‫ﻧ‬َ‫ا‬ ‫ٓﻲ‬۪‫ﻓ‬ َ ‫و‬ ِ‫َﺎق‬‫ﻓ‬ٰ ْ ‫اﻻ‬ ‫ِﻲ‬‫ﻓ‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ِ‫ﺗ‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ٰ‫ا‬ ْ‫م‬ِ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ۪ ‫ُر‬‫ﻧ‬َ‫ﺳ‬ ٌ‫د‬‫ﯾ‬ ۪‫َﮭ‬‫ﺷ‬ ٍ‫ء‬ ْ‫َﻲ‬‫ﺷ‬ ‫ﱢ‬‫ل‬ُ‫ﻛ‬ ‫ﻰ‬ٰ‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ ُ‫ﮫ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬َ‫ا‬ َ‫ﱢك‬‫ﺑ‬َ‫ِر‬‫ﺑ‬ ِ‫ف‬ْ‫َﻛ‬‫ﯾ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬ َ ‫َو‬‫ا‬ Fussilet 53 Onlara ufuklardaki ve kendi nefislerindeki delillerimizi ileride göstereceğiz ki onun (Kur’an’ın) gerçekliği onlara apaçık olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi!
  • 4. Okuma yazma bilmeyen ümmi bir peygamberin geçtiğimiz asırda bulunan bu kadar bilimsel meseleleri taa 1400 sene önce bilmesi mümkünmüdür?
  • 6. Felsefenin en büyük sorunu olarak Marx, tanrının veya evrenin ikisinden birisinin ezeli olması gerektiğini düşünmüştür: 1. Ya evren ezelidir, tanrı yoktur. 2. Veya Tanrı vardır ve evren ezeli değildir, yaratılmıştır. Bu iki ihtimali ortaya koyarak, evrenin ezeli olduğunu düşünerek tanrısal varlığı yok saymıştır. Marx'ın ölümünden sonra 70 senede dünyanın 3'te biri Marksist olmuştur. Ateizmin en etkili ismi Marks'tır denebilir.
  • 7. Evren yaratılmış bir şey değildir. Eğer yaratılmış olsaydı, o takdirde, evrenin Tanrı tarafından belli bir anda yaratılmış olması ve evrenin yoktan varedilmiş olması gerekirdi. Yaratılışı kabul edebilmek için, her şeyden önce, evrenin var olmadığı bir anın varlığını, sonra da, hiçlikten (yokluktan) bir şeyin çıkmış olduğunu kabul etmek gerekir. Bu ise bilimin kabul edemeyeceği bir şeydir. George Politzer, Felsefenin Başlangıç İlkeleri, İstanbul: Sosyal Yayınlar
  • 8. Fakat daha sonraki Fizik keşifleri ile Friedman ile Lemaitre adlarındaki bilim adamları önce evrenin genişlemesi gerektiğini matematiksel olarak ortaya koydular. Daha sonra Edwin Hubble, bunu teleskop gözlemleriyle ispatladı. Daha sonraki birçok keşif bunu destekledi ve birçok bilim adamı Nobel ödülünü sırf bu konu üzerinde çalışarak aldı. Big Bang Teorisi'nin en reddedilmez kanıtı da Kozmik Fon Radyasyonunun keşfi ile bulundu.
  • 9. Evrenin Varoluşu 20. yüzyılın ortalarına dek hakim olan görüş, evrenin sonsuz boyutlara sahip olduğu, sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi. "Statik (durağan) evren modeli" adı verilen bu anlayışa göre, evren için herhangi bir başlangıç veya son söz konusu değildi. 21. yüzyılın başlarında olduğumuz şu dönemde, evrenin bir başlangıcı olduğu, yok iken bir anda büyük bir patlamayla var olduğu modern fizik tarafından pek çok deney, gözlem ve hesapla ispatlanmış durumdadır.
  • 10.
  • 11. ِ ‫ض‬ْ‫َر‬‫ﻷ‬‫ا‬ َ ‫و‬ ِ‫ت‬‫ا‬ َ ‫َﺎو‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺳ‬‫اﻟ‬ ُ‫ﻊ‬‫ِﯾ‬‫د‬َ‫ﺑ‬ O gökleri ve yeri yoktan var edendir... (Enam Suresi 101)
  • 12. Mucize 2 Göklerle yerin birbirinden ayrılması
  • 13. O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişikken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? (Enbiya Suresi, 30) Ratk birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış Fatk tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması
  • 14. Gerçekten de Big Bang'in ilk anını hatırladığımızda, kozmik yumurta denilen noktanın evrenin tüm maddesini içerdiğini görürüz. Yani her şey, bir başka deyişle tüm "gökler ve yer" bu noktanın içinde, ratk halindedirler. Ardından bu kozmik yumurta şiddetle patlamış, bu yolla maddeler fatk olmuş, yani dışarı çıkarak tüm evreni oluşturmuşlardır.
  • 16. üç yaklaşım Aristoteles’in de içinde olduğu birinci grup, evrenin sabit sınırları olduğunu savunmuştur. Aristotle, The Complete Works of Aristotle Newton’un da içinde olduğu ikinci grup, evrenin sınırsızca sonsuz olduğunu ifade etmiştir. Newton, Philosophical Writings Kant’ın da içinde olduğu üçüncü grup, aklın bu konudaki ikilemi çözemeyeceğini söyleyerek agnostik bir tutum benimsemiştir. Immanuel Kant, The Critique of Pure Reason
  • 17. 1920’li yıllarda, Einstein’ın formüllerinden hareketle ve birbirlerinden bağımsız olarak Georges Lemaitre ve Alexander Friedmann’ın, teorik olarak, evrenin genişlemesi gerektiğini ortaya koymaları bir dönüm noktası oldu. Bundan kısa bir süre sonra Hubble’ın teleskop gözlemleriyle bu olgu, gözlemsel olarak da doğrulandı. Stephen W. Hawking, Zamanın Kısa Tarihi
  • 18.
  • 19.
  • 20. Evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur. Paul Davies, fizik profesörü Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder. Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler.Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir. Fred Hoyle, The Intelligent Universe Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi. Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press
  • 21. Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)
  • 22.
  • 24. Büyük patlama'dan (big bang) sonra dünya'mızın, güneş'in, yıldızların hemen oluşmadığını biliyoruz. evren hiçbir yıldız oluşmadan önce bir gaz bulutu şeklindeydi. bu gaz bulutunun ana maddesi hidrojen'di. hidrojen'den sonra ise en çok var olan madde helyum'du. bu gaz bulutunda daha sonra oluşan sıkışmalar ve yoğunlaşmalar yıldızların, gezegenlerin oluşumunu sağladı.
  • 25.
  • 26. Mucize 4 Evrenin Sonu ve Big Crunch
  • 27. Büyük Çöküş, evren biliminde Evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. Bu üç senaryo, Rus bilim adamı Aleksandr Fridman (1888-1925) tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. Büyük Çöküş Senaryosu'na göre Evren'in genişlemesi, kütle çekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, Evren'in genişleme hızı ve Evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak bas;angic anindakine benzer bir tekilliğe dönecektir.
  • 28.
  • 29. Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız. Enbiya Suresi 104 Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir. Zümer Suresi 67
  • 31. Insanlar önceleri dünyanin sabit oldugunu günesin dünyanin etrafinda döndügünü saniyorlardi. Daha sonra Kopernik, Kepler ve Galile Günesin sabit oldugunu dünyanin günesin etrafinda döndugunu savundular. Daha sonra gelisen teknolojiyle Günesinde samanyolu galaksisinde hareket halinde oldugu tesbit edildi.
  • 32. Hırıstiyan kilisesi Ortaçağ’da Aristo’nun ve Batlamyus’un Evren ve Dünya ile ilgili fikirlerini resmi görüş olarak kabul etmişti. Bu Evren modelinde Dünya sabit bir şekilde duruyorken, Güneş, Dünya’nın etrafında dönüyordu. Kilise, Dünya merkezli bu görüşü resmi görüş olarak kabul etmişti. Kilise kendi görüşlerini Tanrı’nın iradesinin yansıması olarak sunduğu için, o dönemde bu görüşlere karşı çıkmak Tanrı’ya karşı çıkmak olarak değerlendirilirdi.
  • 33. Güneş de bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu Üstün Olan ve Bilen'in takdiridir. (36: 38) ِ‫ِﯾم‬‫ﻠ‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ِ‫ﯾز‬ ِ‫ز‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ر‬‫ِﯾ‬‫د‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ َ‫ِك‬‫ﻟ‬َ‫ذ‬ ‫َﺎ‬‫ﮭ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬ ‫َرﱟ‬‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ْ‫ُﺳ‬‫ﻣ‬ِ‫ﻟ‬ ‫ي‬ ِ‫ر‬ْ‫َﺟ‬‫ﺗ‬ ُ‫س‬ْ‫ﱠﻣ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ ‫و‬
  • 34. Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzer. Enbiya Suresi 33 َ‫ُون‬‫ﺣ‬َ‫ﺑ‬ْ‫َﺳ‬‫ﯾ‬ ٍ‫َك‬‫ﻠ‬َ‫ﻓ‬ ‫ِﻲ‬‫ﻓ‬ ‫ﱞ‬‫ل‬ُ‫ﻛ‬ َ‫َر‬‫ﻣ‬َ‫ﻘ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ ‫و‬ َ‫ْس‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ ‫و‬ َ‫َﺎر‬‫ﮭ‬‫ﱠ‬‫ﻧ‬‫اﻟ‬ َ ‫و‬ َ‫ل‬ْ‫ﯾ‬‫ﱠ‬‫ﻠ‬‫اﻟ‬ َ‫َق‬‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ‫ِي‬‫ذ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬‫ا‬ َ ‫ُو‬‫ھ‬ َ ‫و‬
  • 35. “Felek” kelimesinin anlamlarinin ortak noktasi dairesel bir seyden bahsetmesidir. Böylece ayette her bir gök cisminin dairesel birer yörüngede hareket etmekte oldugu bildirilmektedir..
  • 36. Müslüman gökbilimcilerinden Bîrûnî daire ve felek kelimelerinin eş anlamlı olduğunu, ancak felek kelimesinin daha ziyade hareket halindeki bir daireyi göstermek üzere küre yerine kullanıldığını belirtmiştir.
  • 37. Ayetteki mucizeler • Günes, ay ve diger gezegenlerin hareket ettiginden bahsedilmektedir • Hepsinin belirlenmis bir yörüngesi oldugu belirtilmektedir, yani planli bir hareket • Dairesel sekillerde döndüklerinden bahsedilmektedir
  • 39. 1) Güneşe ve onun aydınlığına andolsun, 2) Onu izlediğinde/tabi olduğunda Ay'a andolsun, ٢ۖۙ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ٰ‫َﻠ‬‫ﺗ‬ ‫ا‬َ‫ِذ‬‫ا‬ ِ‫َر‬‫ﻣ‬َ‫ﻘ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ ‫و‬١ۖۙ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ٰ ‫ُﺣ‬‫ﺿ‬ َ ‫و‬ ِ‫س‬ْ‫ﱠﻣ‬‫ﺷ‬‫اﻟ‬ َ ‫و‬
  • 40. 1) Ayette “onun aydınlığına” dedikten hemen sonra Ayın ona tabi olduğu-taklit ettiği yazar. Burada Ayın tâbi olduğu-taklit ettiği “onun aydınlığı” dır. Yani ayet diyor ki Ay’ın ışığı kendinden değildir, Ay ışığı güneşe tâbidir, yani ayın ışığı güneşin taklitçisidir. 2) Ay’ın Güneş’i takip ettiğini, Ay’ın Güneş sisteminin bir parçası olduğunu, modern kozmolojinin ortaya koyduklarıyla insanlık öğrendi.
  • 42. Gökleri ve yeryüzünü gerçek ile yarattık. Geceyi gündüzün üzerine yuvarlıyor, gündüzü de gecenin üzerine yuvarlıyor. Zümer Suresi 5 Bu ayette “yuvarlıyor” diye çevrilen kelimenin Arapçası “yükevviru”dur. Bu kelimeyle aynı kökten gelen “küre” kelimesi “top” anlamında kullanılmakta; “kurretul kadem” (kurre: küresi; kadem: ayak) günümüz Arapçasında “futbol topu” için kullanılmaktadır. Türkçedeki “küre” kelimesi de aynı kökten gelmektedir.
  • 43. ۜ‫ﺎ‬َ‫ﮭ‬‫ﯾ‬ ٰ ‫ﺣ‬َ‫د‬ َ‫ِك‬‫ﻟ‬ ٰ ‫ذ‬ َ‫د‬ْ‫َﻌ‬‫ﺑ‬ َ‫ض‬ْ‫َر‬ ْ ‫اﻻ‬ َ ‫و‬ Bundan sonra da yeri döşeyip yaydı. Örneğin çocukların topu yerdeki bir çukura düşürmeleri, taş atıp çukura düşürme yarışları, cevizle oynanan oyunlar hepsi “dehv” kelimesiyle ifade edilmektedir. Deve kuşunun yuva yapmasına, yatacağı yerdeki taşları temizlemesine, yumurtladığı yere ve yumurtasına da bu köklerden türemiş kelimeler kullanılır.
  • 45.
  • 46.
  • 48.
  • 50. Yer kabuğu ve üst mantodan oluşan 100 km kalınlığındaki Dünya yüzeyi "tabaka" adı verilen parçalardan oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan altı büyük tabaka ve sayısız küçük tabaka vardır. "Tabaka tektoniği" adı verilen teoriye göre bu tabakalar kıtaları ve okyanus tabanını da beraberinde taşıyarak Dünya üzerinde hareket ederler... Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.
  • 51. Continental drift Kitasal sürüklenme İlk olarak Alman bilim adamı Alfred Wegener’in 1915 yılında yayınlanan makalesiyle ortaya koyduğu bu oluşum, başta itirazlara uğradıysa da zamanla fizikçilerin yaptığı araştırmalar Wegener’in haklılığını ortaya koydu.
  • 52. Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler… Neml Suresi 88 ِ‫ب‬‫ﺎ‬َ‫اﻟﺳﱠﺣ‬ ‫َرﱠ‬‫ﻣ‬ ‫ُرﱡ‬‫ﻣ‬َ‫ﺗ‬ َ‫ِﻲ‬‫ھ‬ َ ‫و‬ ً‫ة‬َ‫ِد‬‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ﺟ‬ ‫َﺎ‬‫ﮭ‬ُ‫ﺑ‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫ﺗ‬ َ‫ل‬‫َﺎ‬‫ﺑ‬ِ‫ﺟ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫ى‬َ‫َر‬‫ﺗ‬ َ ‫و‬
  • 54. Dağların yeryüzünde görünen kısmından çok daha büyük olan kökleri, yerin altında görünmez bir durumdadır. Dağların yerin altındaki kökleri, dağın görünen kısmının 10-15 katına kadar çıkabilmektedir. Örneğin Dünya’nın en yüksek noktası olan Everest Tepesi, yerin 9 km kadar üstündedir, oysa bu noktanın yerin altındaki kökü 125 km civarındadır. Bir kazığın fonksiyonlarını yerine getirmesi için kazığın yerin altına saplanan kökü nasıl çok önemliyse, aynı şekilde dağ için de yerin altındaki kökü çok önemlidir.
  • 55. Frank Press dağları, kökünün çoğu toprağın derinliklerinde olan çiviye (wedge like shape) benzetir. Dr. Press dağların fonksiyonlarını uzun uzadıya anlatır ve onların yerkabuğunu stabilize etmekteki önemli rollerine dikkat çeker. (The Earth isimli kitabindan)
  • 56. Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık. Enbiya Suresi 31 () ‫ًا‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﮭ‬ِ‫ﻣ‬ َ‫ض‬ْ‫َر‬ ْ ‫اﻷ‬ ِ‫ل‬َ‫ﻌ‬ْ‫َﺟ‬‫ﻧ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬َ‫أ‬ ‫ًا‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﺗ‬ ْ ‫َو‬‫أ‬ َ‫ل‬‫َﺎ‬‫ﺑ‬ِ‫ﺟ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ ‫و‬ Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? Nebe Suresi 6-7
  • 58. Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. Enbiya Suresi 32
  • 59. Dünya'nın manyetik alanının oluşturduğu manyetosfer tabakası, yeryüzünü gök taşlarından, zararlı kozmik ışın ve parçacıklardan koruyan bir kalkan gibidir. Yukarıdaki resimde Van Allen Kuşakları adı da verilen bu manyetosfer tabakası görülmektedir. Dünya'nın on binlerce kilometre uzağındaki bu kuşaklar, yeryüzündeki canlıları uzaydan gelebilecek öldürücü enerjiden korumaktadır. Tüm bu bilimsel bulgular, Dünya'nın özel bir şekilde korunduğunu kanıtlamaktadır. Önemli olan, bu korunmanın "gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık" ayetiyle 1400 sene önce Kuran'da haber verilmiş olmasıdır.
  • 60. Resimde Ay'ın yüzeyi görülüyor. Eğer atmosferimiz koruyucu bir şemsiye gibi bizi korumasaydı, Dünya'nın yüzeyi de böyle olurdu.
  • 61. • Atmosferimiz gözle görmediğimiz gazlardan oluşmuş, 10 bin km’ye varan kalınlıkta şeffaf bir kabuktur. • Dünya'ya yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşını parçalayarak yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller. • Uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. • Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur. • “Van Allen Kuşakları” denilen ve Dünya'nın manyetik alanından kaynaklanan bir tabaka da, gezegenimize gelen zararlı ışınlara karşı bir kalkan görevi görür.
  • 64. Gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu inkarcıların sanısıdır… (38: 27)
  • 66. ٍ‫د‬َ‫ﻣ‬َ‫ﻋ‬ ِ‫ْر‬‫ﯾ‬َ‫ِﻐ‬‫ﺑ‬ ِ‫ت‬‫ا‬ َ ‫َﺎو‬‫ﻣ‬‫ﱠ‬‫ﺳ‬‫اﻟ‬ َ‫َﻊ‬‫ﻓ‬َ‫ر‬ ‫ِي‬‫ذ‬‫ﱠ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ ّ ‫ﷲ‬ Allah, şu gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir… Rad Suresi 2
  • 68. ٍ‫َق‬‫ﺑ‬َ‫ط‬ ‫ن‬َ‫ﻋ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻘ‬َ‫ﺑ‬َ‫ط‬ ‫ُنﱠ‬‫ﺑ‬َ‫ﻛ‬ْ‫َر‬‫ﺗ‬َ‫ﻟ‬ Ve dolunay haline geldiği zaman Aya Siz gerçekten tabakadan tabakaya binip geçeceksiniz Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar. Insikak 18-20
  • 69. Tarih boyunca Ay, insanlar için ulaşılmazlığı da ifade etmiştir. Daha önceden Kuran’ı anlamaya çalışanlar 18. ayetle 19. ayeti ayrı düşünmüşler ve “tabakadan tabakaya geçişi” başka türlü değerlendirmeye çalışmışlardır. Çünkü onların zihninde Ay ulaşılmazdı, Ay’a gitmek hayal bile edilemezdi, hayal edilse bile bu ancak romantik bir düş olarak mümkündü. Bu düşüncelerin etkisiyle tabakadan tabakaya geçişin manevi yükselişi ifade ettiği, Dünya’dan ahirete geçişi anlattığı, insanın spermden gençliğe, gençlikten yaşlılığa kadar geçirdiği halleri mecazi bir ifadeyle dile getirdiği düşünüldü. Oysa ayette insanların gelecekte tabakadan tabakaya geçeceği söylenmektedir.
  • 71. “Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra Atlas Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu gördük. Halbuki Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu. Oysa ki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu. Aynı türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep Boğazı’nda da bulunmuştu. Daha sonraki incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik.” Fransız bilim adamı Kaptan Jacques Cousteau
  • 72. ِ‫ن‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ِ‫ﻘ‬َ‫ﺗ‬ْ‫ﻠ‬َ‫ﯾ‬ ِ‫ن‬ْ‫ﯾ‬َ‫ر‬ْ‫َﺣ‬‫ﺑ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ َ‫ج‬َ‫َر‬‫ﻣ‬ ِ‫ن‬‫َﺎ‬‫ﯾ‬ِ‫ﻐ‬ْ‫ﺑ‬َ‫ﯾ‬ ‫ﱠ‬ ‫ﻻ‬ ٌ‫خ‬َ‫ز‬ْ‫َر‬‫ﺑ‬ ‫َﺎ‬‫ﻣ‬ُ‫ﮭ‬َ‫ﻧ‬ْ‫ﯾ‬َ‫ﺑ‬ iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Ama aralarında birbirlerine karışmalarını önleyen bir engel vardır Rahman Suresi 19-20 İki denizi birbiri üstüne salan O’dur. Bu tatlı ve ferahlatıcı, bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına karışmalarını önleyen bir sınır olarak engel koymuştur. Furkan Suresi 53
  • 74. Yağmurdaki bu ölçü çağımızdaki araştırmalarla tespit edilmiştir. Ölçümlere göre, yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona (505.000 km3 ) ulaşır. Bu, aynı zamanda bir yılda Dünya’ya yağan yağmur miktarıdır.
  • 75. Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi ‘diriltti (ve her yanına hayat) yaydı'; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız. (Zuhruf Suresi, 11)
  • 76. Mucize 14 DENİZLERİN ALTINDAKİ KARANLIKLAR VE DALGALAR
  • 78.
  • 79.
  • 80. Karanlik Bugün biliyoruz ki, derin denizlerdeki ve okyanuslardaki karanlık, yaklaşık olarak 200 m ve daha derin yerlerde olur. Bu derinlikte, hemen hemen hiç ışık yoktur. 1.000 m'nin altındaki derinliklerde ise artık hiçbir şekilde ışığa rastlamak mümkün değildir. (Danny Elder, John Pernetta, Oceans) iç dalgalar Bilim adamları yakın zamanda "farklı yoğunluktaki katmanlar arasında yoğunluk ara yüzlerinde meydana gelen iç dalgalar"ın olduğunu bulmuşlardır. İç dalgalar deniz ve okyanusların derinliklerini kaplar; çünkü derin denizlerin, üzerlerindeki sudan daha fazla yoğunlukları vardır. İç dalgalar yüzey dalgaları gibi davranır. Yüzey dalgaları gibi onlar da kırılabilir. İç dalgalar, insan gözüyle görülemez; ancak belirli bir bölgedeki sıcaklık ve tuzluluk değişiklikleri incelendiğinde bu dalgalar fark edilebilir. M. Grant Gross, Oceanography, A View of Earth
  • 81. Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur. (Nur Suresi, 40)
  • 83. Gökyüzüne doğru yükseldikçe atmosfer basıncı azalır ve kan basıncıyla damar ve kalp zorlanır. Ayrıca yükseklere doğru çıkıldıkça azalan oksijen nefes alma güçlüğü doğurur ve göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissi oluşur. Bu darlık ve sıkıntı gökyüzüne yükseldikçe artar ve sonunda yaşamın mümkün olmadığı noktaya gelinir.
  • 84. Saptırmayı dilediğinin de göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı kılar ki, o göğe yükseliyormuş gibi olur. (6-Enam Suresi 125)
  • 85. Mucize 16 MENİ BİR KARIŞIMDIR
  • 86. Meni; sperm kanallarından, seminal keseciklerden, prostat bezinden, idrar yollarına bağlı cooper ve mery bezleri gibi salgı bezlerinden salgılanan maddelerin bir birleşimidir. Meni diye adlandırdığımız sıvının detaylı analizi yapılırsa bu sıvının; sitrik asit, prostoglondinler, flavinler, askorbik asit, ergotionein, fruktoz, fosforilkolin, kolesterol, fosfolipidler, fibrinolizin, çinko, asit fosfataz, fosfaz, hiyolurinadaz ve spermler gibi birçok ayrı bileşenden oluştuğu görülür.
  • 87. ‫َﻰ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻣ‬ُ‫ﯾ‬ ‫ِﻲﱟ‬‫ﻧ‬‫ﱠ‬‫ﻣ‬ ‫ﱢن‬‫ﻣ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻔ‬ْ‫ُط‬‫ﻧ‬ ُ‫ك‬َ‫ﯾ‬ ْ‫م‬َ‫ﻟ‬َ‫أ‬ İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? (Kıyamet Suresi, 36-37)
  • 88. Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. (İnsan Suresi, 2)
  • 90. Anne karnındaki bebek, gelişiminin ilk aşamasında annesinin kanından beslenebilmek için rahim duvarına yapışıp tutunan bir zigot halindedir. Yukarıdaki resimde zigotun gelişimine başladığı ilk zamanlar görülmektedir.. Modern embriyolojinin tespit ettiği bu oluşum, Kuran'da "asılıp tutunan" anlamına gelen, deriye yapışıp kan emen sülükler için de kullanılan "alak" kelimesiyle 14 yüzyıl önceden mucizevi bir biçimde bildirilmiştir.
  • 91. َ‫م‬‫ﺎ‬َ‫ِظ‬‫ﻌ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ ْ ‫و‬َ‫َﺳ‬‫ﻛ‬َ‫ﻓ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ظ‬ِ‫ﻋ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻐ‬ْ‫ُﺿ‬‫ﻣ‬ْ‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫َﺧ‬‫ﻓ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻐ‬ْ‫ُﺿ‬‫ﻣ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ْﻌ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫َﺧ‬‫ﻓ‬ ً‫ﺔ‬َ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ َ‫ﺔ‬َ‫ﻔ‬ْ‫ﱡط‬‫ﻧ‬‫اﻟ‬ ‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﻘ‬َ‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ‫ﱠ‬‫م‬ُ‫ﺛ‬ َ‫ِﯾن‬‫ﻘ‬ِ‫ﻟ‬‫ﺎ‬َ‫ْﺧ‬‫ﻟ‬‫ا‬ ُ‫ن‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫أ‬ ُ ‫ﱠ‬ ‫ﷲ‬ َ‫ك‬َ‫َﺎر‬‫ﺑ‬َ‫ﺗ‬َ‫ﻓ‬ َ‫ر‬َ‫آﺧ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻘ‬ْ‫ﻠ‬َ‫ﺧ‬ ُ‫ه‬‫َﺎ‬‫ﻧ‬ْ‫ﺄ‬َ‫ﺷ‬‫َﻧ‬‫أ‬ ‫ﱠ‬‫م‬ُ‫ﺛ‬ ‫ًﺎ‬‫ﻣ‬ْ‫َﺣ‬‫ﻟ‬ Sonra o su damlasını bir alakolarak yarattık; ardından o alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (Mu’minun Suresi 14)
  • 92. Mucize 18 KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
  • 93. Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır. Embriyodaki kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen “lahm” kelimesi kas etleri için kullanılmaktadır.
  • 94. … Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra da onlara et giydiriyoruz… (2:259)
  • 95. Mucize 19 İnsandaki Organların Gelişim Sırası
  • 96. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78) Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78) De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alır ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?"... (En'am Suresi, 46) Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. (İnsan Suresi, 2)
  • 97. Embriyolog Dr. Keith Moore, Journal of Islamic Medical Association'da yayınlanan bir makalesinde, embriyonun gelişim sürecinde iç kulakların ilk halinin belirmesinden sonra gözün oluşmaya başladığını ifade etmektedir. Hissetme ve anlama merkezi olan beynin ise, kulak ve gözün ardından gelişimine başladığını söylemektedir
  • 98. Kuran ve bilim arasındaki uyumu keşfedip Müslüman olan Prof. Dr. Maurice Bucaille “Hâlâ hayalci doktrinlerin itibar gördüğü bu 18. yüzyıldan bin küsur yıl önce insanlar Kuran ile tanışmışlardı. Onun insanın üreyişi konusundaki haberleri, sade tabirler içerisinde temel gerçekleri ifade etmekteydi ki, bunları keşfetmek için insanlar asırlarını vereceklerdir.”
  • 99.
  • 100. Kuran’ın insanın gelişimi üzerine söylediklerinin 7. yüzyılda söylenmesine imkan yoktur. Hatta bundan bir asır önce bile bu bilgiler tam bilinmiyordu. Bu ayetleri ancak şu anda hakkıyla anlıyoruz, çünkü modern embriyolojinin gelişimi bu ayetleri anlamamıza olanak tanımıştır. Dr. Keith Moore Toronto Üniversitesi anatomi profesörü
  • 103. Hareketlerin motivasyonu, planlama öngörüşü ve başlatılması alın loblarının ön kısmı olan ön alın bölgesinde (cerebrum) gerçekleşir. Burası çağırışım (birlik) korteksinin bir bölgesidir… Hareketle olan ilgisiyle beraber, ön alın bölgesinin aynı zamanda saldırganlığın da fonksiyonel merkezi olduğu düşünülmektedir… Essentials of Anatomy and Physiology (Anatomi ve Fizyolojinin Esasları)
  • 104. Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; o yalancı, günahkar olan alnından. (Alak Suresi, 15-16)
  • 106. Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık... (Hicr Suresi, 22)
  • 107.
  • 108. Mucize 22 Fotosentezin Sabah Vakti Başlaması
  • 109. Atmosferdeki oksijenin yaklaşık %30'u karadaki bitkiler tarafından üretilirken, geri kalan %70'lik bölüm denizlerde ve okyanuslarda bulunan ve fotosentez yapabilen bitkiler ve tek hücreli canlılar tarafından üretilir. Fotosentezin en verimli olduğu zaman, oksijenin en fazla üretildiği zamandır. Bu da güneş ışığının en yoğun olduğu sabah saatlerinde gerçekleşir. Güneş'in doğmasıyla birlikte, yaprakta terleme ve buna bağlı olarak fotosentez artmaya başlar. Öğleden sonra ise bu olay tersine döner; yani fotosentez yavaşlar, solunum artar, çünkü sıcaklığın artmasıyla birlikte terleme de hızlanmaktadır. Geceleyin ise sıcaklığın azalmasıyla birlikte terleme yavaşlar ve bitki rahatlar.
  • 110. Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun, ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha; (Tekvir Suresi, 17-18)
  • 112. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere, her insanın parmak izi kendine özeldir. Başka bir değişle, insanların parmak uçlarında kimlikleri şifrelenmiştir. Bu şifreleme sistemini, günümüzde kullanılmakta olan barkod sistemine benzetmek de mümkündür.
  • 113. ُ‫ﮫ‬َ‫ﻣ‬‫ﺎ‬َ‫ظ‬ِ‫ﻋ‬ َ‫َﻊ‬‫ﻣ‬ْ‫َﺟ‬‫ﻧ‬ ‫ﱠن‬‫ﻟ‬َ‫أ‬ ُ‫ﺎن‬َ‫ِﻧﺳ‬ ْ ‫اﻹ‬ ُ‫ب‬َ‫ﺳ‬ْ‫َﺣ‬‫ﯾ‬َ‫أ‬ ُ‫ﮫ‬َ‫ﻧ‬‫َﺎ‬‫ﻧ‬َ‫ﺑ‬ َ‫ي‬ ‫ﱢ‬ ‫و‬َ‫ﱡﺳ‬‫ﻧ‬ ‫َن‬‫أ‬ ‫َﻰ‬‫ﻠ‬َ‫ﻋ‬ َ‫ﯾن‬ِ‫ِر‬‫د‬‫َﺎ‬‫ﻗ‬ ‫َﻰ‬‫ﻠ‬َ‫ﺑ‬ Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 4)
  • 114. Mucize 24 Uykuda Hareket Etmenin Önemi
  • 115. Uzun süre aynı pozisyonda yatıldığında meydana gelen yatak yaralarına “basınç yaraları” da denir. Çünkü çok uzun süre aynı pozisyonda yatıldığında, vücudun belli bir bölgesine uygulanan sürekli basınç, kan damarlarının sıkışıp kapanmasına neden olabilir. Bunun sonucu olarak kan yoluyla taşınan oksijen ve diğer besinler deriye ulaşamaz ve deri ölmeye başlar. Bu durum vücutta yaraların oluşmasına sebep olur. Eğer bu yaralar tedavi edilmezse derinin katmanları, yağ ve kas dokuları da ölebilir.
  • 116. Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk.Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı. (Kehf Suresi, 18)
  • 118.
  • 119. Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. "Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. (Rum Suresi, 1-4)
  • 120. Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, 613-614 yıllarında Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, MS 620 civarında indirilmişti. Ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında, Bağdat yakınında Dicle Nehri'nin 50 km doğusunda bulunan Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Bizans ordusu, Persleri burada da yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.
  • 121. Hz. Ebubekir (ra) iddiaya girmesi
  • 124. Londra British Muzesi, Dogal yolla mumyalanmis insanlar
  • 125. Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın. Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz).Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler. (Yunus Suresi, 91-92)
  • 127. Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)
  • 128. KURAN’IN YAPISINDA SİMETRİLER VE HALKA (RING) SİSTEMİ