4. “yaratıcı yıkım”
“Kapitalizm, doğası gereği bir ekonomik
değişim biçimi ya da yöntemidir... Asla,
ama asla durağan olamaz. Yaratıcı Yıkım
süreci kapitalizmin asli olgusudur.”
Joseph Schumpeter (“Kapitalizm, Sosyalizm ve
Demokrasi”, 1950)
6. “yaratıcı yıkım”
"ABD çelik endüstrisinin yaşadığı, yeni
pazarların açılması ve zanaatkar atölyesinden
fabrikaya uzanan organizasyonel gelişme gibi
olgular, ekonomik yapıyı sürekli olarak içerden
devrime uğratan, eskisini yıkarken hep yeni bir
yapı yaratan endüstriyel mutasyonu
gösteriyor... [Bu süreç] anlamını yaratıcı
yıkımın hiç dinmeyen fırtınasında bulur;
süreğen bir huzur dönemi hipoteziyle
anlaşılamaz."
Joseph A. Schumpeter ( "The Process of Creative
Destruction", 1942)
8. “yaratıcı yıkım” ve inovasyon
Scumpeter’in yaklaşımı, doğrudan ürün ve
süreç inovasyonu mekanizmalarıyla ilgili.
Sürecin temeline teknolojik değişimi
yerleştiren bir görüş bu.
9. “yaratıcı yıkım” ve inovasyon
Scumpeter’in yaklaşımı, doğrudan ürün ve
süreç inovasyonu mekanizmalarıyla ilgili.
Sürecin temeline teknolojik değişimi
yerleştiren bir görüş bu.
Yeni ürün ve süreçler eskilerinin yerini alır,
yeniden yapılanma süreci tüm ekonomik
akışlara nüfuz eder ve sistemik bir çöküşü
tetikleyerek yapısal bir dönüşüme neden olur.
Çünkü kesintisiz inovasyon, paradigma
dönüşümünün derin taşıyıcısıdır.
10. “yaratıcı yıkım” ve inovasyon
Scumpeter’in yaklaşımı, doğrudan ürün ve
süreç inovasyonu mekanizmalarıyla ilgili.
Sürecin temeline teknolojik değişimi
yerleştiren bir görüş bu.
Yeni ürün ve süreçler eskilerinin yerini alır,
yeniden yapılanma süreci tüm ekonomik
akışlara nüfuz eder ve sistemik bir çöküşü
tetikleyerek yapısal bir dönüşüme neden olur.
Çünkü kesintisiz inovasyon, paradigma
dönüşümünün derin taşıyıcısıdır.
Bugün olup biten de bu...
26. kriz mi, paradigma dönüşümü mü?
Bu kriz bir "kriz" değil de, bir "paradigma
dönüşümü"nün işareti.
27. kriz mi, paradigma dönüşümü mü?
Bu kriz bir "kriz" değil de, bir "paradigma
dönüşümü"nün işareti.
Oyunun kuralları değişiyor.
28. kriz mi, paradigma dönüşümü mü?
Bu kriz bir "kriz" değil de, bir "paradigma
dönüşümü"nün işareti.
Oyunun kuralları değişiyor.
“Yaratıcı yıkım” iş başında.
29. kriz mi, paradigma dönüşümü mü?
Bu kriz bir "kriz" değil de, bir "paradigma
dönüşümü"nün işareti.
Oyunun kuralları değişiyor.
“Yaratıcı yıkım” iş başında.
Kriz "merkez"de patladı ve oradan küreye
yayılıyor. Dolayısıyla "sistemik“…
30. kriz mi, paradigma dönüşümü mü?
Bu kriz bir "kriz" değil de, bir "paradigma
dönüşümü"nün işareti.
Oyunun kuralları değişiyor.
“Yaratıcı yıkım” iş başında.
Kriz "merkez"de patladı ve oradan küreye
yayılıyor. Dolayısıyla "sistemik“…
Paradigma dönüşümü başladı ve
durdurulamaz.
33. paradigma dönüşümü
1929 "Büyük Buhran"ına hiç benzemiyor bu
kriz.
Birer "değişim işareti" olan 1855 veya 1973
krizlerini andırıyor. İlki III. Napolyon döneminin
sonunu getirip 3. Cumhuriyet'in kuruluşuyla
sonuçlanmıştı; ikincisi ise ölçek ekonomilerinin
çöküşünü başlatıp bir yanda finans
piyasalarını küreselleştirmiş, diğer yanda da
BİT’nin ekonomik yükselişini tetiklemişti.
34. paradigma dönüşümü
1929 "Büyük Buhran"ına hiç benzemiyor bu
kriz.
Birer "değişim işareti" olan 1855 veya 1973
krizlerini andırıyor. İlki III. Napolyon döneminin
sonunu getirip 3. Cumhuriyet'in kuruluşuyla
sonuçlanmıştı; ikincisi ise ölçek ekonomilerinin
çöküşünü başlatıp bir yanda finans
piyasalarını küreselleştirmiş, diğer yanda da
BİT’nin ekonomik yükselişini tetiklemişti.
Yalnızca ekonomik değil, sosyal, siyasi,
hukuki, kurumsal birer dönüşüm anıydılar.
36. paradigma dönüşümü
Bu dönüşümü 1970'lerde başlayan ve 1988
kriziyle olgunlaşan (yönetişim ilkeleri) bir sürecin
zirve noktası olarak görmek mümkün.
37. paradigma dönüşümü
Bu dönüşümü 1970'lerde başlayan ve 1988
kriziyle olgunlaşan (yönetişim ilkeleri) bir sürecin
zirve noktası olarak görmek mümkün.
1973 krizi sonrası verimliliği düşen ve kârlılığı
azalan "eski" ekonomiyi bugüne taşıyan yeni
küresel finansal sistem olmuştu. Şimdi bu
operasyonu gerçekleştirirken zehirlenmesinin
bedelini ödüyor.
38. paradigma dönüşümü
Bu dönüşümü 1970'lerde başlayan ve 1988
kriziyle olgunlaşan (yönetişim ilkeleri) bir sürecin
zirve noktası olarak görmek mümkün.
1973 krizi sonrası verimliliği düşen ve kârlılığı
azalan "eski" ekonomiyi bugüne taşıyan yeni
küresel finansal sistem olmuştu. Şimdi bu
operasyonu gerçekleştirirken zehirlenmesinin
bedelini ödüyor.
Reel sektörde 1990'larda bilgi ekonomisi
paradigmasına doğru yaşanan dönüşümün bir
benzeri bugün finansal sistemde yaşanmaya
başlıyor.
40. paradigma dönüşümü
Bu, ölçek ekonomilerinin çöküşü,
esnek ve geçişken kapsam
ekonomilerinin yükselişi, temel
ekonomik girdinin ham maddeden
bilgiye dönüşmesi sürecidir.
41. paradigma dönüşümü
Bu, ölçek ekonomilerinin çöküşü,
esnek ve geçişken kapsam
ekonomilerinin yükselişi, temel
ekonomik girdinin ham maddeden
bilgiye dönüşmesi sürecidir.
Ekonomik ilişkilerin doğası gereği sürecin
dönüştürücü etkisi önce reel sektörde
görülmeye başlandı, şimdi de sıra
finansta.
44. paradigma dönüşümü
Oyunun, yani ekonominin kuralları işleyecek!
Nasıl 1988 krizinden sonra 1995-2007
arasında ABD ekonomisinde ileri teknoloji
ürünlerinin temsil ettiği katma değer imalat
sektörü toplam katma değerinin %13,3'ünden
%55'ine fırladıysa, nasıl bilgi ekonomisi ölçek
ekonomisini yutarak büyümeyi sürdürdüyse,
şimdi de finans sektöründe benzeri bir
gelişme yaşanacak.
45. paradigma dönüşümü
Oyunun, yani ekonominin kuralları işleyecek!
Nasıl 1988 krizinden sonra 1995-2007
arasında ABD ekonomisinde ileri teknoloji
ürünlerinin temsil ettiği katma değer imalat
sektörü toplam katma değerinin %13,3'ünden
%55'ine fırladıysa, nasıl bilgi ekonomisi ölçek
ekonomisini yutarak büyümeyi sürdürdüyse,
şimdi de finans sektöründe benzeri bir
gelişme yaşanacak.
Finans sektörü bu kez gerçekten
inovasyona ve reel ekonomiye yönelecek.
48. paradigma dönüşümü
Spekülatif hareketlerle kredi bollaşması
yaratan "finansal mimariler" ve risk
gizleyen "finansal mühendislik" çöküyor.
Askeri-endüstriyel kompleksler için yapıldığı
gibi (karşılıksız para/silahlanma döngüsü),
şimdilik dev finans kuruluşları da vergi
mükelleflerinin hesabına devlet fonlarıyla
payandalanıyor (karşılıksız para/spekülatif
kârlılık döngüsü).
49. paradigma dönüşümü
Spekülatif hareketlerle kredi bollaşması
yaratan "finansal mimariler" ve risk
gizleyen "finansal mühendislik" çöküyor.
Askeri-endüstriyel kompleksler için yapıldığı
gibi (karşılıksız para/silahlanma döngüsü),
şimdilik dev finans kuruluşları da vergi
mükelleflerinin hesabına devlet fonlarıyla
payandalanıyor (karşılıksız para/spekülatif
kârlılık döngüsü).
Kimileri bunun yeni bir “devlet kapitalizmi”
olmasını umuyor…
52. paradigma dönüşümü
Bağımsız otoritelerin bağımsızlığının tartışılacağı ve
"finansal sıkıyönetim" taleplerinin yükseleceği yeni bir
döneme giriyoruz.
Bu, liberalizmin yaralarını sarıp yeniden ivme kazanacağı
bir "ara dönem" mi, yoksa yeni bir "devlet kapitalizmi"nin
doğuşu mu?
53. paradigma dönüşümü
Bağımsız otoritelerin bağımsızlığının tartışılacağı ve
"finansal sıkıyönetim" taleplerinin yükseleceği yeni bir
döneme giriyoruz.
Bu, liberalizmin yaralarını sarıp yeniden ivme kazanacağı
bir "ara dönem" mi, yoksa yeni bir "devlet kapitalizmi"nin
doğuşu mu?
Ama küresel finansal sistem, bilgiye dayalı emek, gayri-
maddi sermaye ve yeni teknolojilerin ağ etkisi kapitalizmi
öyle büyüttü ki, ticaret ve sermayenin serbest dolaşımından,
yani liberalizmden vazgeçmesi düşünülemez. Devlet
müdahalesinin borç çevrimini artırarak krizi öteleyip
derinleştirmekten başka işe yaramadığı ise görüldü.
54. paradigma dönüşümü
Bağımsız otoritelerin bağımsızlığının tartışılacağı ve
"finansal sıkıyönetim" taleplerinin yükseleceği yeni bir
döneme giriyoruz.
Bu, liberalizmin yaralarını sarıp yeniden ivme kazanacağı
bir "ara dönem" mi, yoksa yeni bir "devlet kapitalizmi"nin
doğuşu mu?
Ama küresel finansal sistem, bilgiye dayalı emek, gayri-
maddi sermaye ve yeni teknolojilerin ağ etkisi kapitalizmi
öyle büyüttü ki, ticaret ve sermayenin serbest dolaşımından,
yani liberalizmden vazgeçmesi düşünülemez. Devlet
müdahalesinin borç çevrimini artırarak krizi öteleyip
derinleştirmekten başka işe yaramadığı ise görüldü.
"Devlet kapitalizmi"nin şansı yok.
56. yeni paradigma
Küreselden ulusala doğru bir kurumsal değişim
yaşanacak (IFC, IMF, WB, WTO, OECD, OPEC,
APEC, NAFTA, hatta bir “network devlet” olarak
EU).
57. yeni paradigma
Küreselden ulusala doğru bir kurumsal değişim
yaşanacak (IFC, IMF, WB, WTO, OECD, OPEC,
APEC, NAFTA, hatta bir “network devlet” olarak
EU).
Yönetişim derinleşecek.
58. yeni paradigma
Küreselden ulusala doğru bir kurumsal değişim
yaşanacak (IFC, IMF, WB, WTO, OECD, OPEC,
APEC, NAFTA, hatta bir “network devlet” olarak
EU).
Yönetişim derinleşecek.
Küresel finansal sistem yeniden yapılanarak
yüzünü "yeni" reel sektörlere dönecek;
geleneksel sanayi de ancak yeni teknolojilerle
kurduğu ilişki ve yeni "realite"ye dönüşme gücü
sayesinde ayakta kalabilecek.
59. yeni paradigma
Küreselden ulusala doğru bir kurumsal değişim
yaşanacak (IFC, IMF, WB, WTO, OECD, OPEC,
APEC, NAFTA, hatta bir “network devlet” olarak
EU).
Yönetişim derinleşecek.
Küresel finansal sistem yeniden yapılanarak
yüzünü "yeni" reel sektörlere dönecek;
geleneksel sanayi de ancak yeni teknolojilerle
kurduğu ilişki ve yeni "realite"ye dönüşme gücü
sayesinde ayakta kalabilecek.
Askeri-endüstriyel komplekslerin ve
oligopollerin devri kapandı.
62. yeni paradigma
Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek.
Küresel “denge oyunu” değişiyor. Oyunun kuralları değişiyor.
63. yeni paradigma
Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek.
Küresel “denge oyunu” değişiyor. Oyunun kuralları değişiyor.
Tek taraflı dünya düzeni, ABD’nin ekonomik hegemonyası artık
mümkün değil. ABD inovatif ve teknolojik gücünü de kaybediyor.
64. yeni paradigma
Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek.
Küresel “denge oyunu” değişiyor. Oyunun kuralları değişiyor.
Tek taraflı dünya düzeni, ABD’nin ekonomik hegemonyası artık
mümkün değil. ABD inovatif ve teknolojik gücünü de kaybediyor.
Tüm taraflar iktidarlarını paylaşmak zorunda.
65. yeni paradigma
Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek.
Küresel “denge oyunu” değişiyor. Oyunun kuralları değişiyor.
Tek taraflı dünya düzeni, ABD’nin ekonomik hegemonyası artık
mümkün değil. ABD inovatif ve teknolojik gücünü de kaybediyor.
Tüm taraflar iktidarlarını paylaşmak zorunda.
Önce hammadde devleri eridi, sonra askeri-endüstriyel
kompleksler, şimdi de sıra eski ekonominin son kalesi finansta.
Bunu yeni bir sistemik yapılanma izleyecek.
66. yeni paradigma
Dünyayı teknolojik inovasyon, enerji ve gıda yönlendirecek.
Küresel “denge oyunu” değişiyor. Oyunun kuralları değişiyor.
Tek taraflı dünya düzeni, ABD’nin ekonomik hegemonyası artık
mümkün değil. ABD inovatif ve teknolojik gücünü de kaybediyor.
Tüm taraflar iktidarlarını paylaşmak zorunda.
Önce hammadde devleri eridi, sonra askeri-endüstriyel
kompleksler, şimdi de sıra eski ekonominin son kalesi finansta.
Bunu yeni bir sistemik yapılanma izleyecek.
İlk darbenin tetiklediği BİT’nin ekonomik yükselişi doruğuna
ulaşacak. Temel ekonomik girdinin hammaddeden bilgiye
dönüşümü süreci tamamlanacak. BİT ve ileri teknolojiler
ekonomik ve sosyal hayatın bütününe “gömülü” hale
gelecek.
69. “küresel ağ kapitalizmi”
Yıkılan kapitalizm değil, bir üretim tarzı.
Neo-liberal paradigma bitti, emperyal
ulus-devlet kapitalizminin sonu geldi.
70. “küresel ağ kapitalizmi”
Yıkılan kapitalizm değil, bir üretim tarzı.
Neo-liberal paradigma bitti, emperyal
ulus-devlet kapitalizminin sonu geldi.
Yaratıcı yıkım işbaşında…
71. “küresel ağ kapitalizmi”
Yıkılan kapitalizm değil, bir üretim tarzı.
Neo-liberal paradigma bitti, emperyal
ulus-devlet kapitalizminin sonu geldi.
Yaratıcı yıkım işbaşında…
Küresel ağ kapitalizmi geliyor!
74. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
75. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
76. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
77. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
78. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
79. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
• Finans – ağ yönetişimi
80. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
• Finans – ağ yönetişimi
• Dolara alternatif küresel para birimi
81. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
• Finans – ağ yönetişimi
• Dolara alternatif küresel para birimi
• Yeni küresel/yerel dengeler
82. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
• Finans – ağ yönetişimi
• Dolara alternatif küresel para birimi
• Yeni küresel/yerel dengeler
• “Ekonomik Havzalar”: yeni bölgesel kalkınma modelleri
83. “küresel ağ kapitalizmi”
• Küresel yönetişim: yeni kurumlar
• Teknoloji (BİT, nanoteknoloji, biyoteknoloji, genetik, enerji, çevre
teknolojileri, vb.)
• Doğrudan piyasa iletişimi / networking
• İşbirliği ağları
• İnovasyon hub’ları: yeni “şehir devletleri” mi?
• Ağırlıklı sektörler: BİT, gıda, enerji, çevre
• Finans – ağ yönetişimi
• Dolara alternatif küresel para birimi
• Yeni küresel/yerel dengeler
• “Ekonomik Havzalar”: yeni bölgesel kalkınma modelleri
• Kümelenmeler…
86. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
87. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
88. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
89. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
• Fiber Yasası – iletişim kapasitesi her 9 ayda bir ikiye katlanır;
90. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
• Fiber Yasası – iletişim kapasitesi her 9 ayda bir ikiye katlanır;
• Metcalfe Yasası - ağın değeri ona bağlı aygıtların sayısının karesiyle orantılı olarak
artar;
91. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
• Fiber Yasası – iletişim kapasitesi her 9 ayda bir ikiye katlanır;
• Metcalfe Yasası - ağın değeri ona bağlı aygıtların sayısının karesiyle orantılı olarak
artar;
• Topluluk Yasası - içerik 2x oranında artar ve “x” iletişimde bulunan insanları sayısını
temsil eder...
92. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
• Fiber Yasası – iletişim kapasitesi her 9 ayda bir ikiye katlanır;
• Metcalfe Yasası - ağın değeri ona bağlı aygıtların sayısının karesiyle orantılı olarak
artar;
• Topluluk Yasası - içerik 2x oranında artar ve “x” iletişimde bulunan insanları sayısını
temsil eder...
• Yani, daha fazla bilgisayar gücüyle, daha fazla depolama ve iletişim
kapasitesiyle genişleyerek değer kazanan ağlarda oluşan topluluklar
neredeyse sonsuz içerik yaratmakta ve bu durum toplumun sosyo-
ekonomik yapısını hızla dönüştürmektedir.
93. dijital ekosistem
• BİT gelişimini belirleyen belli “yasalar”dan söz edilir:
• Moore Yasası - işlemci gücü her 18-24 ayda bir ikiye katlanır;
• Disk Yasası - depolama her 12 ayda bir ikiye katlanır;
• Fiber Yasası – iletişim kapasitesi her 9 ayda bir ikiye katlanır;
• Metcalfe Yasası - ağın değeri ona bağlı aygıtların sayısının karesiyle orantılı olarak
artar;
• Topluluk Yasası - içerik 2x oranında artar ve “x” iletişimde bulunan insanları sayısını
temsil eder...
• Yani, daha fazla bilgisayar gücüyle, daha fazla depolama ve iletişim
kapasitesiyle genişleyerek değer kazanan ağlarda oluşan topluluklar
neredeyse sonsuz içerik yaratmakta ve bu durum toplumun sosyo-
ekonomik yapısını hızla dönüştürmektedir.
• Genişbantın gelişimi, teknolojik ilerleme ve azalan operasyon maliyetleri,
BT, telekom, medya ve eğlencenin birbirine nüfuz etmesini sağladı ve
“Dijital Ekosistem” oluşmaya başladı. Herhangi bir sağlıklı ekosistemin
ortak fayda yaratmak için paydaşlarının etkileşime girmesini sağlaması gibi,
“Dijital Ekosistem” de katılımcılarının etkileşimi ile değer yaratıyor.
95. internet artık hayatımıza “gömülü”!
• İnternet giderek gündelik, sosyal ve ekonomik hayatımıza
daha fazla "gömülü" hale geliyor.
96. internet artık hayatımıza “gömülü”!
• İnternet giderek gündelik, sosyal ve ekonomik hayatımıza
daha fazla "gömülü" hale geliyor.
• İnternetin geleceğini "kökten farklı" bir dizi teknoloji
belirleyecek gibi görünüyor.
97. internet artık hayatımıza “gömülü”!
• İnternet giderek gündelik, sosyal ve ekonomik hayatımıza
daha fazla "gömülü" hale geliyor.
• İnternetin geleceğini "kökten farklı" bir dizi teknoloji
belirleyecek gibi görünüyor.
• Özellikle Web 2.0 ile birlikte hayatımıza giren ve esnek
bağlantı imkanı, ağ etkisinin yaygınlaşması ve sosyal ağlar
ile belirginleşen bu teknolojiler dijital ekosistemin gelişimini
bütünleyecek.
98. internet artık hayatımıza “gömülü”!
• İnternet giderek gündelik, sosyal ve ekonomik hayatımıza
daha fazla "gömülü" hale geliyor.
• İnternetin geleceğini "kökten farklı" bir dizi teknoloji
belirleyecek gibi görünüyor.
• Özellikle Web 2.0 ile birlikte hayatımıza giren ve esnek
bağlantı imkanı, ağ etkisinin yaygınlaşması ve sosyal ağlar
ile belirginleşen bu teknolojiler dijital ekosistemin gelişimini
bütünleyecek.
• Bu gelişmede öne çıkan tekno-paradigma ise etkileşim,
paylaşım, sanallaştırma, dağıtık ağ yapıları ve ortak aklın
ağ mevcudiyeti olarak semantik çerçevesinde şekilleniyor.
99. internet artık hayatımıza “gömülü”!
• İnternet giderek gündelik, sosyal ve ekonomik hayatımıza
daha fazla "gömülü" hale geliyor.
• İnternetin geleceğini "kökten farklı" bir dizi teknoloji
belirleyecek gibi görünüyor.
• Özellikle Web 2.0 ile birlikte hayatımıza giren ve esnek
bağlantı imkanı, ağ etkisinin yaygınlaşması ve sosyal ağlar
ile belirginleşen bu teknolojiler dijital ekosistemin gelişimini
bütünleyecek.
• Bu gelişmede öne çıkan tekno-paradigma ise etkileşim,
paylaşım, sanallaştırma, dağıtık ağ yapıları ve ortak aklın
ağ mevcudiyeti olarak semantik çerçevesinde şekilleniyor.
• Yani internet giderek hayatımıza daha fazla “gömülü”
olacak ve sosyal, ekonomik, teknolojik bir “arayüz” haline
gelecek...
101. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Toni Negri ve Michael Hardt, “İmparatorluk” adlı kitaplarında, Fordizm
sonrasında egemenliğin, tek bir kural mantığı altında birleşmiş bir dizi ulusal ve
ulus-ötesi örgütlenmeden oluşan yeni bir biçim aldığını söyler. Bu küresel
sistemi “İmparatorluk” olarak adlandırırlar. Bu, gayri-merkezi, mekanın
tamamını kuşatan, tüm “uygar” dünyayı egemenliği altına alan ve
egemenliğini sınırlandıracak hiç bir mekansal sınırın bulunmadığı bir
sistemdir. “Yatay olarak eklemlenmiş dinamik ve esnek bir sistemik yapı”dır bu.
102. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Toni Negri ve Michael Hardt, “İmparatorluk” adlı kitaplarında, Fordizm
sonrasında egemenliğin, tek bir kural mantığı altında birleşmiş bir dizi ulusal ve
ulus-ötesi örgütlenmeden oluşan yeni bir biçim aldığını söyler. Bu küresel
sistemi “İmparatorluk” olarak adlandırırlar. Bu, gayri-merkezi, mekanın
tamamını kuşatan, tüm “uygar” dünyayı egemenliği altına alan ve
egemenliğini sınırlandıracak hiç bir mekansal sınırın bulunmadığı bir
sistemdir. “Yatay olarak eklemlenmiş dinamik ve esnek bir sistemik yapı”dır bu.
• Bilgisayar teknolojisi ve internet, ekonomik değil askeri bir bağlam içerisinde
geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı bilgisayarı, soğuk savaş da interneti getirdi. Ama
bu teknolojilerin topluma yayılması, kapitalizmin ekonomik olarak yeniden
yapılanması bakımından oynadıkları asli rol yüzünden oldu.
103. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Toni Negri ve Michael Hardt, “İmparatorluk” adlı kitaplarında, Fordizm
sonrasında egemenliğin, tek bir kural mantığı altında birleşmiş bir dizi ulusal ve
ulus-ötesi örgütlenmeden oluşan yeni bir biçim aldığını söyler. Bu küresel
sistemi “İmparatorluk” olarak adlandırırlar. Bu, gayri-merkezi, mekanın
tamamını kuşatan, tüm “uygar” dünyayı egemenliği altına alan ve
egemenliğini sınırlandıracak hiç bir mekansal sınırın bulunmadığı bir
sistemdir. “Yatay olarak eklemlenmiş dinamik ve esnek bir sistemik yapı”dır bu.
• Bilgisayar teknolojisi ve internet, ekonomik değil askeri bir bağlam içerisinde
geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı bilgisayarı, soğuk savaş da interneti getirdi. Ama
bu teknolojilerin topluma yayılması, kapitalizmin ekonomik olarak yeniden
yapılanması bakımından oynadıkları asli rol yüzünden oldu.
• Bilgisayar ağları, küresel ağ kapitalizminin doğuşunu mümkün kılan teknolojik
temeldir. Bu, ekonomik, politik ve kültürel sermaye birikimini sibermekanı
ve diğer yeni küresel koordinasyon ve iletişim teknolojilerini kullanan
ulusötesi ağ organizasyonları üzerinde temellendirmeyi mümkün kılan
birikim, düzenleme ve disiplin rejimleri olarak tanımlanabilir.
104. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Toni Negri ve Michael Hardt, “İmparatorluk” adlı kitaplarında, Fordizm
sonrasında egemenliğin, tek bir kural mantığı altında birleşmiş bir dizi ulusal ve
ulus-ötesi örgütlenmeden oluşan yeni bir biçim aldığını söyler. Bu küresel
sistemi “İmparatorluk” olarak adlandırırlar. Bu, gayri-merkezi, mekanın
tamamını kuşatan, tüm “uygar” dünyayı egemenliği altına alan ve
egemenliğini sınırlandıracak hiç bir mekansal sınırın bulunmadığı bir
sistemdir. “Yatay olarak eklemlenmiş dinamik ve esnek bir sistemik yapı”dır bu.
• Bilgisayar teknolojisi ve internet, ekonomik değil askeri bir bağlam içerisinde
geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı bilgisayarı, soğuk savaş da interneti getirdi. Ama
bu teknolojilerin topluma yayılması, kapitalizmin ekonomik olarak yeniden
yapılanması bakımından oynadıkları asli rol yüzünden oldu.
• Bilgisayar ağları, küresel ağ kapitalizminin doğuşunu mümkün kılan teknolojik
temeldir. Bu, ekonomik, politik ve kültürel sermaye birikimini sibermekanı
ve diğer yeni küresel koordinasyon ve iletişim teknolojilerini kullanan
ulusötesi ağ organizasyonları üzerinde temellendirmeyi mümkün kılan
birikim, düzenleme ve disiplin rejimleri olarak tanımlanabilir.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age, Routledge,
2008)
106. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Küreselleşme sosyal ilişkilerin esnetilmesi olarak tanımlanabilir. Zaman-
mekan içerisinde iletişim ağlarının faaliyetidir bu. Küreselleştiren bir sosyal
sistem, sınırlarını zaman-mekan içerisinde genişletir; bunun bir sonucu
olarak, sosyal ilişkiler daha geniş zamansal ve mekansal uzaklıklarda
geliştirilebilir.
107. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Küreselleşme sosyal ilişkilerin esnetilmesi olarak tanımlanabilir. Zaman-
mekan içerisinde iletişim ağlarının faaliyetidir bu. Küreselleştiren bir sosyal
sistem, sınırlarını zaman-mekan içerisinde genişletir; bunun bir sonucu
olarak, sosyal ilişkiler daha geniş zamansal ve mekansal uzaklıklarda
geliştirilebilir.
• Küresel ağ kapitalizmi ulusötesi bir örgütsel modele dayanır: Ulusal sınırları
aşan organizasyonlar...
108. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Küreselleşme sosyal ilişkilerin esnetilmesi olarak tanımlanabilir. Zaman-
mekan içerisinde iletişim ağlarının faaliyetidir bu. Küreselleştiren bir sosyal
sistem, sınırlarını zaman-mekan içerisinde genişletir; bunun bir sonucu
olarak, sosyal ilişkiler daha geniş zamansal ve mekansal uzaklıklarda
geliştirilebilir.
• Küresel ağ kapitalizmi ulusötesi bir örgütsel modele dayanır: Ulusal sınırları
aşan organizasyonlar...
• Burada yeni olan şey, bu organizasyonlar ve sosyal ağların küresel olarak
dağıtımı, aktörler ve alt kültürlerin küresel olarak konumlanması ve dinamik
olarak değişmeleri (sürekli yeni düğümler eklenebilir veya çıkarılabilir) ve
sermaye, para, iktidar, insanlar ve bilgi akışlarının küresel olarak ve çok hızlı
bir şekilde işlenmesidir.
109. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Küreselleşme sosyal ilişkilerin esnetilmesi olarak tanımlanabilir. Zaman-
mekan içerisinde iletişim ağlarının faaliyetidir bu. Küreselleştiren bir sosyal
sistem, sınırlarını zaman-mekan içerisinde genişletir; bunun bir sonucu
olarak, sosyal ilişkiler daha geniş zamansal ve mekansal uzaklıklarda
geliştirilebilir.
• Küresel ağ kapitalizmi ulusötesi bir örgütsel modele dayanır: Ulusal sınırları
aşan organizasyonlar...
• Burada yeni olan şey, bu organizasyonlar ve sosyal ağların küresel olarak
dağıtımı, aktörler ve alt kültürlerin küresel olarak konumlanması ve dinamik
olarak değişmeleri (sürekli yeni düğümler eklenebilir veya çıkarılabilir) ve
sermaye, para, iktidar, insanlar ve bilgi akışlarının küresel olarak ve çok hızlı
bir şekilde işlenmesidir.
• Küresel ağ kapitalizmi dinamik bir göçebe sistemdir. Öyle ki, bu sistem ve
bileşenleri, sürekli olarak sınırlarını değiştirmek ve sermaye birikimi hedefi
doğrultusunda farklı sistemleri kapsamak veya dışlamak yoluyla yeniden
organize olur.
110. ulus-ötesi ağ kapitalizminin doğuşu
• Küreselleşme sosyal ilişkilerin esnetilmesi olarak tanımlanabilir. Zaman-
mekan içerisinde iletişim ağlarının faaliyetidir bu. Küreselleştiren bir sosyal
sistem, sınırlarını zaman-mekan içerisinde genişletir; bunun bir sonucu
olarak, sosyal ilişkiler daha geniş zamansal ve mekansal uzaklıklarda
geliştirilebilir.
• Küresel ağ kapitalizmi ulusötesi bir örgütsel modele dayanır: Ulusal sınırları
aşan organizasyonlar...
• Burada yeni olan şey, bu organizasyonlar ve sosyal ağların küresel olarak
dağıtımı, aktörler ve alt kültürlerin küresel olarak konumlanması ve dinamik
olarak değişmeleri (sürekli yeni düğümler eklenebilir veya çıkarılabilir) ve
sermaye, para, iktidar, insanlar ve bilgi akışlarının küresel olarak ve çok hızlı
bir şekilde işlenmesidir.
• Küresel ağ kapitalizmi dinamik bir göçebe sistemdir. Öyle ki, bu sistem ve
bileşenleri, sürekli olarak sınırlarını değiştirmek ve sermaye birikimi hedefi
doğrultusunda farklı sistemleri kapsamak veya dışlamak yoluyla yeniden
organize olur.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age, Routledge,
2008)
119. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
120. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
121. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
• Kapitalizm: Araçsal akıl (özleri dışındaki hedeflerin araçları
olarak insanlar), rekabet mantığının tahakkümü: Bir grubun
diğerlerinin zararına kaynakları biriktirmesi ve kullanması
122. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
• Kapitalizm: Araçsal akıl (özleri dışındaki hedeflerin araçları
olarak insanlar), rekabet mantığının tahakkümü: Bir grubun
diğerlerinin zararına kaynakları biriktirmesi ve kullanması
• Yanlış toplum olarak rekabetçi toplum
123. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
• Kapitalizm: Araçsal akıl (özleri dışındaki hedeflerin araçları
olarak insanlar), rekabet mantığının tahakkümü: Bir grubun
diğerlerinin zararına kaynakları biriktirmesi ve kullanması
• Yanlış toplum olarak rekabetçi toplum
• Doğru ve akla uygun toplum olarak işbirliğine dayalı toplum
124. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
• Kapitalizm: Araçsal akıl (özleri dışındaki hedeflerin araçları
olarak insanlar), rekabet mantığının tahakkümü: Bir grubun
diğerlerinin zararına kaynakları biriktirmesi ve kullanması
• Yanlış toplum olarak rekabetçi toplum
• Doğru ve akla uygun toplum olarak işbirliğine dayalı toplum
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu: Daha-değil (Ernst
Bloch)
125. yabancılaşma ve diyalektik mantık
• “İnsan özünün gerçekleşmesi olarak katılımcı demokrasi,
üretim araçlarının özel mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını ve
boş zamanın teknolojik olarak fazlalaştırmasını gerektirir.”
• Toplumun özü olarak işbirliği
• Kapitalizm: Araçsal akıl (özleri dışındaki hedeflerin araçları
olarak insanlar), rekabet mantığının tahakkümü: Bir grubun
diğerlerinin zararına kaynakları biriktirmesi ve kullanması
• Yanlış toplum olarak rekabetçi toplum
• Doğru ve akla uygun toplum olarak işbirliğine dayalı toplum
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu: Daha-değil (Ernst
Bloch)
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information
Age, Routledge, 2008)
127. işbirliği ve rekabet
• Olumsuzluk ve çatışma olarak insan özü: Her insan
(kendisi-için-olmak, kimlik), başkalarıyla (başkası-için-
olmak) ilişki içinde ve o ilişki aracılığıyla varolur.
128. işbirliği ve rekabet
• Olumsuzluk ve çatışma olarak insan özü: Her insan
(kendisi-için-olmak, kimlik), başkalarıyla (başkası-için-
olmak) ilişki içinde ve o ilişki aracılığıyla varolur.
• Rekabet: Bu karşıtlığın, farklılığa yer vermeyen bir birliğin
tahakkümü altında ortadan kaldırılması: Başkalarına karşı
rekabet mantığı, bir grubun diğerleri karşısında
avantajına dönüşür (yani sömürü: zenginler zengindir,
çünkü yoksullar zenginlerin refahı ele geçirmesi yüzünden
yoksullaşmışlardır)
129. işbirliği ve rekabet
• Olumsuzluk ve çatışma olarak insan özü: Her insan
(kendisi-için-olmak, kimlik), başkalarıyla (başkası-için-
olmak) ilişki içinde ve o ilişki aracılığıyla varolur.
• Rekabet: Bu karşıtlığın, farklılığa yer vermeyen bir birliğin
tahakkümü altında ortadan kaldırılması: Başkalarına karşı
rekabet mantığı, bir grubun diğerleri karşısında
avantajına dönüşür (yani sömürü: zenginler zengindir,
çünkü yoksullar zenginlerin refahı ele geçirmesi yüzünden
yoksullaşmışlardır)
• İşbirliği: Farklılık içindeki birliğin egemenliği altında
antagonizmanın ortadan kaldırılması: Birlikte çalışma
mantığı herkesi için avantaj yaratır.
130. işbirliği ve rekabet
• Olumsuzluk ve çatışma olarak insan özü: Her insan
(kendisi-için-olmak, kimlik), başkalarıyla (başkası-için-
olmak) ilişki içinde ve o ilişki aracılığıyla varolur.
• Rekabet: Bu karşıtlığın, farklılığa yer vermeyen bir birliğin
tahakkümü altında ortadan kaldırılması: Başkalarına karşı
rekabet mantığı, bir grubun diğerleri karşısında
avantajına dönüşür (yani sömürü: zenginler zengindir,
çünkü yoksullar zenginlerin refahı ele geçirmesi yüzünden
yoksullaşmışlardır)
• İşbirliği: Farklılık içindeki birliğin egemenliği altında
antagonizmanın ortadan kaldırılması: Birlikte çalışma
mantığı herkesi için avantaj yaratır.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the
Information Age, Routledge, 2008)
132. işbirliği ve rekabet
• Bilgi kapitalizmi içinde işbirliği ve rekabet antagonistik bir
ilişki içindedir.
133. işbirliği ve rekabet
• Bilgi kapitalizmi içinde işbirliği ve rekabet antagonistik bir
ilişki içindedir.
• Rekabet eğilimine örnekler (birikim mantığı): Bilgi tekelleri
(Microsoft, Google, vb.), dijital uçurum, kırılgan (precarious)
bilgi emeği, bilgi savaşları, elektronik gözetim, internet
sansürü, çevrimiçi itibar birikimi, siber nefret, metalaşmış
sanal topluluklar, dezenformasyon
134. işbirliği ve rekabet
• Bilgi kapitalizmi içinde işbirliği ve rekabet antagonistik bir
ilişki içindedir.
• Rekabet eğilimine örnekler (birikim mantığı): Bilgi tekelleri
(Microsoft, Google, vb.), dijital uçurum, kırılgan (precarious)
bilgi emeği, bilgi savaşları, elektronik gözetim, internet
sansürü, çevrimiçi itibar birikimi, siber nefret, metalaşmış
sanal topluluklar, dezenformasyon
• İşbirliği eğilimine örnekler (birikim ve metalaşma mantığının
olumsuzlanması): dijital armağan ekonomisi, dosya
paylaşımı, özgür yazılım, açık içerik, alternatif telif sistemleri
(Creative Commons), Wikipedia, siber protesto, e-katılım,
işbirliği temelli sanal topluluklar, çevrimiçi yurttaş gazeteciliği
135. işbirliği ve rekabet
• Bilgi kapitalizmi içinde işbirliği ve rekabet antagonistik bir
ilişki içindedir.
• Rekabet eğilimine örnekler (birikim mantığı): Bilgi tekelleri
(Microsoft, Google, vb.), dijital uçurum, kırılgan (precarious)
bilgi emeği, bilgi savaşları, elektronik gözetim, internet
sansürü, çevrimiçi itibar birikimi, siber nefret, metalaşmış
sanal topluluklar, dezenformasyon
• İşbirliği eğilimine örnekler (birikim ve metalaşma mantığının
olumsuzlanması): dijital armağan ekonomisi, dosya
paylaşımı, özgür yazılım, açık içerik, alternatif telif sistemleri
(Creative Commons), Wikipedia, siber protesto, e-katılım,
işbirliği temelli sanal topluluklar, çevrimiçi yurttaş gazeteciliği
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information
Age, Routledge, 2008)
137. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• İnternet ekonomisine bir örnek: Rekabetin işbirliğine antagonistik tecavüzü =>
İnternet-hediye-meta-ekonomisi
138. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• İnternet ekonomisine bir örnek: Rekabetin işbirliğine antagonistik tecavüzü =>
İnternet-hediye-meta-ekonomisi
• Kapitalizmin yapısal krizleri
• dot.com krizi, 2000 (birikim ve kurgusal borsa hareketlerindeki mevcut değer
antagonizmi)
• Yeni sermaye birikim stratejileri
• Web 2.0, “Sosyal Yazılım” (Google, MySpace, YouTube, Facebook, StudiVZ,
Friendster, etc.)
139. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• İnternet ekonomisine bir örnek: Rekabetin işbirliğine antagonistik tecavüzü =>
İnternet-hediye-meta-ekonomisi
• Kapitalizmin yapısal krizleri
• dot.com krizi, 2000 (birikim ve kurgusal borsa hareketlerindeki mevcut değer
antagonizmi)
• Yeni sermaye birikim stratejileri
• Web 2.0, “Sosyal Yazılım” (Google, MySpace, YouTube, Facebook, StudiVZ,
Friendster, etc.)
• Tipik Web 2.0 uygulamaları kullanıcılar için bedava; kazanç bu serbest erişim
sayesinde yüksek kullanıcı sayılarına ulaşılması, kullanıcının ürettiği içerik
ve üçüncü taraflara reklam satmak yoluyla elde ediliyor. Daha çok kullanıcı,
reklam oranlarının artmasıyla daha çok potansiyel kazanç demek.
140. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• İnternet ekonomisine bir örnek: Rekabetin işbirliğine antagonistik tecavüzü =>
İnternet-hediye-meta-ekonomisi
• Kapitalizmin yapısal krizleri
• dot.com krizi, 2000 (birikim ve kurgusal borsa hareketlerindeki mevcut değer
antagonizmi)
• Yeni sermaye birikim stratejileri
• Web 2.0, “Sosyal Yazılım” (Google, MySpace, YouTube, Facebook, StudiVZ,
Friendster, etc.)
• Tipik Web 2.0 uygulamaları kullanıcılar için bedava; kazanç bu serbest erişim
sayesinde yüksek kullanıcı sayılarına ulaşılması, kullanıcının ürettiği içerik
ve üçüncü taraflara reklam satmak yoluyla elde ediliyor. Daha çok kullanıcı,
reklam oranlarının artmasıyla daha çok potansiyel kazanç demek.
• Armağan ilkesi kapitalizmin mantığına aşkındır, ama kapitalizm altında kapsanır,
sermaye birikiminin bir aracı haline getirilir. İnternet armağanı ikili bir karaktere
sahiptir: hem denge sağlayıcı hem de ideolojik ve potansiyel olarak
dengesizleştiricidir; hem rekabet hem de işbirliği özelliklerine sahiptir.
141. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• İnternet ekonomisine bir örnek: Rekabetin işbirliğine antagonistik tecavüzü =>
İnternet-hediye-meta-ekonomisi
• Kapitalizmin yapısal krizleri
• dot.com krizi, 2000 (birikim ve kurgusal borsa hareketlerindeki mevcut değer
antagonizmi)
• Yeni sermaye birikim stratejileri
• Web 2.0, “Sosyal Yazılım” (Google, MySpace, YouTube, Facebook, StudiVZ,
Friendster, etc.)
• Tipik Web 2.0 uygulamaları kullanıcılar için bedava; kazanç bu serbest erişim
sayesinde yüksek kullanıcı sayılarına ulaşılması, kullanıcının ürettiği içerik
ve üçüncü taraflara reklam satmak yoluyla elde ediliyor. Daha çok kullanıcı,
reklam oranlarının artmasıyla daha çok potansiyel kazanç demek.
• Armağan ilkesi kapitalizmin mantığına aşkındır, ama kapitalizm altında kapsanır,
sermaye birikiminin bir aracı haline getirilir. İnternet armağanı ikili bir karaktere
sahiptir: hem denge sağlayıcı hem de ideolojik ve potansiyel olarak
dengesizleştiricidir; hem rekabet hem de işbirliği özelliklerine sahiptir.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age, Routledge, 2008)
143. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
144. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
145. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
• İnternet: artı değerin üreticileri olarak üretici-tüketiciler (prosumer), ücretsiz çalışırlar;
bedava içerik üreten kullanıcılar, küresel emek dışalım kaynağıdır (değer azalırken
verimlilik artar ve artı değer oranı yükselir)
146. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
• İnternet: artı değerin üreticileri olarak üretici-tüketiciler (prosumer), ücretsiz çalışırlar;
bedava içerik üreten kullanıcılar, küresel emek dışalım kaynağıdır (değer azalırken
verimlilik artar ve artı değer oranı yükselir)
• Web 2.0: “google’layan”, YouTube’a video yükleyen, MySpace, Facebook ve
Linkedin’deki profillerini güncelleyen kullanıcılar, reklam müşterilerine satılan bir seyirci
metası oluştururlar.
147. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
• İnternet: artı değerin üreticileri olarak üretici-tüketiciler (prosumer), ücretsiz çalışırlar;
bedava içerik üreten kullanıcılar, küresel emek dışalım kaynağıdır (değer azalırken
verimlilik artar ve artı değer oranı yükselir)
• Web 2.0: “google’layan”, YouTube’a video yükleyen, MySpace, Facebook ve
Linkedin’deki profillerini güncelleyen kullanıcılar, reklam müşterilerine satılan bir seyirci
metası oluştururlar.
• Geleneksel kitle iletişim araçlarındaki seyirci metası ile internetteki arasındaki fark,
alıcıların üretici-tüketici (prosumer) olmaları, kullanıcı üretimli içerik, kullanıcıları sürekli
olarak aktif ve yaratıcı olmaları, topluluklar kurmalarıdır. Bu, internetin çoktan-çoka
iletişim niteliğinden kaynaklanır.
148. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
• İnternet: artı değerin üreticileri olarak üretici-tüketiciler (prosumer), ücretsiz çalışırlar;
bedava içerik üreten kullanıcılar, küresel emek dışalım kaynağıdır (değer azalırken
verimlilik artar ve artı değer oranı yükselir)
• Web 2.0: “google’layan”, YouTube’a video yükleyen, MySpace, Facebook ve
Linkedin’deki profillerini güncelleyen kullanıcılar, reklam müşterilerine satılan bir seyirci
metası oluştururlar.
• Geleneksel kitle iletişim araçlarındaki seyirci metası ile internetteki arasındaki fark,
alıcıların üretici-tüketici (prosumer) olmaları, kullanıcı üretimli içerik, kullanıcıları sürekli
olarak aktif ve yaratıcı olmaları, topluluklar kurmalarıdır. Bu, internetin çoktan-çoka
iletişim niteliğinden kaynaklanır.
• İnternet seyirci metası, bir üretici-tüketici metasıdır.
149. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Seyircinin metalaşması: “Çünkü seyirci gücü üretilir, satılır, satın alınır ve tüketilir, bir
fiyatı vardır ve bir metadır. (...) Seyirci üyeleriniz bedeli ödenmemiş çalışma zamanınıza
katkıda bulunur ve karşılığında program malzemesi ve açık reklamlara maruz
kalırsınız.” (Dallas Smythe, Communications: Blindspot of Western Marxism, 1981/2006).
• Seyirci ücretsiz çalışır. Medya tüketimi, seyirciyi müşterilere reklam biçiminde satılan
bir metaya dönüştüren üretici emektir.
• İnternet: artı değerin üreticileri olarak üretici-tüketiciler (prosumer), ücretsiz çalışırlar;
bedava içerik üreten kullanıcılar, küresel emek dışalım kaynağıdır (değer azalırken
verimlilik artar ve artı değer oranı yükselir)
• Web 2.0: “google’layan”, YouTube’a video yükleyen, MySpace, Facebook ve
Linkedin’deki profillerini güncelleyen kullanıcılar, reklam müşterilerine satılan bir seyirci
metası oluştururlar.
• Geleneksel kitle iletişim araçlarındaki seyirci metası ile internetteki arasındaki fark,
alıcıların üretici-tüketici (prosumer) olmaları, kullanıcı üretimli içerik, kullanıcıları sürekli
olarak aktif ve yaratıcı olmaları, topluluklar kurmalarıdır. Bu, internetin çoktan-çoka
iletişim niteliğinden kaynaklanır.
• İnternet seyirci metası, bir üretici-tüketici metasıdır.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age, Routledge, 2008)
153. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
154. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu henüz kurulmamıştır; ancak
gelişme halindedir ve dinamikleri mevcut toplum modeliyle uzlaşmaz
ilişki içindedir.
155. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu henüz kurulmamıştır; ancak
gelişme halindedir ve dinamikleri mevcut toplum modeliyle uzlaşmaz
ilişki içindedir.
• Bu karşıtlığın bir tarafında e-katılım ve paylaşım ekonomisi, öteki
tarafında e-tahakküm ve kıtlık ekonomisi vardır.
156. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu henüz kurulmamıştır; ancak
gelişme halindedir ve dinamikleri mevcut toplum modeliyle uzlaşmaz
ilişki içindedir.
• Bu karşıtlığın bir tarafında e-katılım ve paylaşım ekonomisi, öteki
tarafında e-tahakküm ve kıtlık ekonomisi vardır.
• Ulusötesi bilgi kapitalizmi, rekabet mantığının tahakkümünde, işbirliği
kavramını kolonize etmeyi şimdilik başarır. “Katılımcı” yönetim, ekip
çalışması, “stratejik” ortaklıklar, kurumsal sosyal sorumluluk bunun
örnekleri.
157. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu henüz kurulmamıştır; ancak
gelişme halindedir ve dinamikleri mevcut toplum modeliyle uzlaşmaz
ilişki içindedir.
• Bu karşıtlığın bir tarafında e-katılım ve paylaşım ekonomisi, öteki
tarafında e-tahakküm ve kıtlık ekonomisi vardır.
• Ulusötesi bilgi kapitalizmi, rekabet mantığının tahakkümünde, işbirliği
kavramını kolonize etmeyi şimdilik başarır. “Katılımcı” yönetim, ekip
çalışması, “stratejik” ortaklıklar, kurumsal sosyal sorumluluk bunun
örnekleri.
• Bu, disiplin toplumundan (kendini-)denetleyen bir topluma geçiş
aşamasıdır. (Deleuze)
158. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Bu yapısal antagonizm, karşıtların karşılıklı bağımlılığını beraberinde
getirdiğinden, işbirliği ve rekabet yanlızca bilgi kapitalizminin karşıt
eğilimleri olmakla kalmaz, sürekli birbirlerinin alanına el uzatırlar.
• İşbirliğine dayalı, katılımcı bilgi toplumu henüz kurulmamıştır; ancak
gelişme halindedir ve dinamikleri mevcut toplum modeliyle uzlaşmaz
ilişki içindedir.
• Bu karşıtlığın bir tarafında e-katılım ve paylaşım ekonomisi, öteki
tarafında e-tahakküm ve kıtlık ekonomisi vardır.
• Ulusötesi bilgi kapitalizmi, rekabet mantığının tahakkümünde, işbirliği
kavramını kolonize etmeyi şimdilik başarır. “Katılımcı” yönetim, ekip
çalışması, “stratejik” ortaklıklar, kurumsal sosyal sorumluluk bunun
örnekleri.
• Bu, disiplin toplumundan (kendini-)denetleyen bir topluma geçiş
aşamasıdır. (Deleuze)
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age,
Routledge, 2008)
163. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
164. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
165. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
166. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
• Ağ işbirliği ve paylaşım demek.
167. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
• Ağ işbirliği ve paylaşım demek.
• Kapitalizm ise rekabet mantığının egemen olduğu bir araçsal akıl ürünü.
168. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
• Ağ işbirliği ve paylaşım demek.
• Kapitalizm ise rekabet mantığının egemen olduğu bir araçsal akıl ürünü.
• Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerinde temelleniyor, ağ ise
üretim araçlarını erişilebilir kılıp paylaşıma açarak mülkiyetin altını oyuyor.
169. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
• Ağ işbirliği ve paylaşım demek.
• Kapitalizm ise rekabet mantığının egemen olduğu bir araçsal akıl ürünü.
• Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerinde temelleniyor, ağ ise
üretim araçlarını erişilebilir kılıp paylaşıma açarak mülkiyetin altını oyuyor.
• Rekabet ve işbirliğinin antagonist birlikteliğinin yaşandığı bir ara-dünyadayız.
170. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• “Ağ kapitalizmi” kavramı özünde antagonist bir ikiliği barındırır.
• Bilgi ağları ortaklaşa üretim ve metaların bireysel mülkiyeti arasındaki
antagonizmi güçlendirir.
• Ağ yapısı kapitalizmin temellerini oyuyor.
• Kapitalist birikim ve artı değer yaratma süreci artık ağ yapılanmasına, ağ
üzerinde gelişen işbirliklerine, ortaklaşa gayrimaddi emeğe, inovasyon
ağlarına, bilginin üretim, erişim, paylaşım, yani değer yaratma sürecinin açık,
kesintisiz, yatay koordinasyonlu ağlar temelinde gelişmesine bağlı.
• Ağ işbirliği ve paylaşım demek.
• Kapitalizm ise rekabet mantığının egemen olduğu bir araçsal akıl ürünü.
• Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerinde temelleniyor, ağ ise
üretim araçlarını erişilebilir kılıp paylaşıma açarak mülkiyetin altını oyuyor.
• Rekabet ve işbirliğinin antagonist birlikteliğinin yaşandığı bir ara-dünyadayız.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the Information Age, Routledge,
2008)
172. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Christian Fuchs, internet ve toplum arasında, geleneksel
medyanın bize anlattığının tersine tek boyutlu değil, çok
boyutlu ve antagonistik bir ilişki olduğunu söyler:
173. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Christian Fuchs, internet ve toplum arasında, geleneksel
medyanın bize anlattığının tersine tek boyutlu değil, çok
boyutlu ve antagonistik bir ilişki olduğunu söyler:
• Kimi internetin suça, ahlaki çöküşe, köktenciliğe, terörizme,
dilin yozlaşmasına, bilgi çöplüğüne, fikir hırsızlığına,
insanların birbirlerinden yalıtılmasına yol açtığını iddia eder;
174. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Christian Fuchs, internet ve toplum arasında, geleneksel
medyanın bize anlattığının tersine tek boyutlu değil, çok
boyutlu ve antagonistik bir ilişki olduğunu söyler:
• Kimi internetin suça, ahlaki çöküşe, köktenciliğe, terörizme,
dilin yozlaşmasına, bilgi çöplüğüne, fikir hırsızlığına,
insanların birbirlerinden yalıtılmasına yol açtığını iddia eder;
• kimi de demokrasi, özgürlük, refah, işbirliği, yeni işler,
ekonomik büyüme, katılım, daha iyi eğitim gibi değerleri
getirdiğini...
175. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Christian Fuchs, internet ve toplum arasında, geleneksel
medyanın bize anlattığının tersine tek boyutlu değil, çok
boyutlu ve antagonistik bir ilişki olduğunu söyler:
• Kimi internetin suça, ahlaki çöküşe, köktenciliğe, terörizme,
dilin yozlaşmasına, bilgi çöplüğüne, fikir hırsızlığına,
insanların birbirlerinden yalıtılmasına yol açtığını iddia eder;
• kimi de demokrasi, özgürlük, refah, işbirliği, yeni işler,
ekonomik büyüme, katılım, daha iyi eğitim gibi değerleri
getirdiğini...
• Ama internet “antagonist eğilimlerin bir alanı”dır ve
mevcut risklerle birlikte mümkün fırsatlar sunar.
176. internet: antagonist eğilimlerin alanı
• Christian Fuchs, internet ve toplum arasında, geleneksel
medyanın bize anlattığının tersine tek boyutlu değil, çok
boyutlu ve antagonistik bir ilişki olduğunu söyler:
• Kimi internetin suça, ahlaki çöküşe, köktenciliğe, terörizme,
dilin yozlaşmasına, bilgi çöplüğüne, fikir hırsızlığına,
insanların birbirlerinden yalıtılmasına yol açtığını iddia eder;
• kimi de demokrasi, özgürlük, refah, işbirliği, yeni işler,
ekonomik büyüme, katılım, daha iyi eğitim gibi değerleri
getirdiğini...
• Ama internet “antagonist eğilimlerin bir alanı”dır ve
mevcut risklerle birlikte mümkün fırsatlar sunar.
(Christian Fuchs, Internet and Society: Social Theory In the
Information Age, Routledge, 2008)
178. internet ve ulus-devlet
• Küresel ağ kapitalizmine entegre olmakta sorun yaşayan
ulus-devletler bu antagonist ilişkiyi ısrarla tek boyutlu bir
düzleme indirgemeye çalışır ve internete yönelik ciddi
bir tehdit algısı geliştirir. Bu algı, yeni yönetsel
paradigmalara uyumsuz doğalarının bir sonucudur.
179. internet ve ulus-devlet
• Küresel ağ kapitalizmine entegre olmakta sorun yaşayan
ulus-devletler bu antagonist ilişkiyi ısrarla tek boyutlu bir
düzleme indirgemeye çalışır ve internete yönelik ciddi
bir tehdit algısı geliştirir. Bu algı, yeni yönetsel
paradigmalara uyumsuz doğalarının bir sonucudur.
• Oysa kendi sonlarını hazırlayan, internet ve temsil ettiği
riskler ve fırsatlar değil, bu uyumsuzluklarıdır.
180. internet ve ulus-devlet
• Küresel ağ kapitalizmine entegre olmakta sorun yaşayan
ulus-devletler bu antagonist ilişkiyi ısrarla tek boyutlu bir
düzleme indirgemeye çalışır ve internete yönelik ciddi
bir tehdit algısı geliştirir. Bu algı, yeni yönetsel
paradigmalara uyumsuz doğalarının bir sonucudur.
• Oysa kendi sonlarını hazırlayan, internet ve temsil ettiği
riskler ve fırsatlar değil, bu uyumsuzluklarıdır.
• Bu devletler internete yasakçı bir zihniyetle yaklaşır;
tehdit olarak gördüğü bilgi akışını tamamen
denetimleri altına almaya çalışır; başarısız olmaya
mahkum bu yaklaşımla ne riskleri yönetebilir ne de
fırsatları değerlendirebilir.
181. internet ve ulus-devlet
• Küresel ağ kapitalizmine entegre olmakta sorun yaşayan
ulus-devletler bu antagonist ilişkiyi ısrarla tek boyutlu bir
düzleme indirgemeye çalışır ve internete yönelik ciddi
bir tehdit algısı geliştirir. Bu algı, yeni yönetsel
paradigmalara uyumsuz doğalarının bir sonucudur.
• Oysa kendi sonlarını hazırlayan, internet ve temsil ettiği
riskler ve fırsatlar değil, bu uyumsuzluklarıdır.
• Bu devletler internete yasakçı bir zihniyetle yaklaşır;
tehdit olarak gördüğü bilgi akışını tamamen
denetimleri altına almaya çalışır; başarısız olmaya
mahkum bu yaklaşımla ne riskleri yönetebilir ne de
fırsatları değerlendirebilir.
• Bu denklemde toplum geçici olarak kaybedendir. Ama asıl
kaybeden bu uyumsuz devletler olacaktır.
183. iktidar, bilgi ve iletişim
• Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve
aralarındaki iletişimi denetlemeyi hayal
eder.
184. iktidar, bilgi ve iletişim
• Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve
aralarındaki iletişimi denetlemeyi hayal
eder.
• Ama internet, "küresel", "gayri-
merkezi", "açık", "sınırsız",
"etkileşimli", "kullanıcı-denetimli" ve
"altyapıdan-bağımsız”...
185. iktidar, bilgi ve iletişim
• Her iktidar, uyruklarının bilgiye erişimini ve
aralarındaki iletişimi denetlemeyi hayal
eder.
• Ama internet, "küresel", "gayri-
merkezi", "açık", "sınırsız",
"etkileşimli", "kullanıcı-denetimli" ve
"altyapıdan-bağımsız”...
• Bilgi iktidardan kaçar. Merkezi olmayan
ve sınır-ötesi ağlar üzerinde dolaşan bilgiyi
tamamen denetlemenin imkanı yoktur.
188. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
189. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
190. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
191. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
192. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
193. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
194. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
195. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
• Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı
196. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
• Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı
• İnternet Alan Adları Yönetmeliği Taslağı
197. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
• Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı
• İnternet Alan Adları Yönetmeliği Taslağı
• Kişisel Verilieri Koruma Kanunu’nun henüz yasalaşmaması
198. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
• Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı
• İnternet Alan Adları Yönetmeliği Taslağı
• Kişisel Verilieri Koruma Kanunu’nun henüz yasalaşmaması
• Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun kadük hale gelmesi
199. Türkiye’de durum
• Olumsuz düzenleme anlayışı ve katılımsız kanun yapma süreci
• 2001 - 2009 arasında sansürlenen 6000‘den fazla site...
• 5651 sayılı yasa ve yeni düzenlemeler
• Terörle Mücadele Kanunu’nun site engellemek için kullanımı
• Yeni FSEK (Türkçe HADOPI?)
• E-Devlet ve Bilgi Toplumu Kanun Tasarısı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yetki
aşımı
• Bilişim Suçları Kanun Tasarısı (Basın Kanunu’nu internete uygulamak)
• Ulusal Bilgi Güvenliği Kanun Tasarısı
• İnternet Alan Adları Yönetmeliği Taslağı
• Kişisel Verilieri Koruma Kanunu’nun henüz yasalaşmaması
• Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun kadük hale gelmesi
• Bilgi Toplumu politikalarının ve hukusal düzenleme mekanizmalarının
zafiyeti: Yönetişim Fobisi...
201. Türkiye’de durum
• “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
rağmen üstün kılınmasıdır.
202. Türkiye’de durum
• “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
rağmen üstün kılınmasıdır.
• Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den
“denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki
dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak
yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır.
203. Türkiye’de durum
• “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
rağmen üstün kılınmasıdır.
• Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den
“denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki
dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak
yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır.
• Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle engellendiği, baskı altına alındığı
ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de olduğu gibi, “devlet güvenliği”
gerekçesiyle bir elektronik foruma mesaj yollamanın ölüm cezasıyla
tehdit edildiği “düzenleyici mevzuat”larla sonuçlanabilir.
204. Türkiye’de durum
• “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
rağmen üstün kılınmasıdır.
• Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den
“denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki
dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak
yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır.
• Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle engellendiği, baskı altına alındığı
ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de olduğu gibi, “devlet güvenliği”
gerekçesiyle bir elektronik foruma mesaj yollamanın ölüm cezasıyla
tehdit edildiği “düzenleyici mevzuat”larla sonuçlanabilir.
• Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak mantık her zaman sonucuna
ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD ya da AB’de olduğu gibi “çocuk
pornografisi” ve “korsanlığın” denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek
tüm iletişimin denetlenmesi ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır.
205. Türkiye’de durum
• “Hukuk devleti”, pratik olarak hukukun yurttaşlar lehine ve devlete
rağmen üstün kılınmasıdır.
• Çünkü devletler, her zaman ve her yerde “düzenleme”den
“denetleme”yi anlarlar ve “güvenlik” ile “hak ve özgürlükler” arasındaki
dengenin teminatı hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde ancak
yurttaş inisiyatifleri ve sivil toplum girişimleri ile sağlanır.
• Bu inisiyatifin şu ya da bu nedenlerle engellendiği, baskı altına alındığı
ve yıldırıldığı durumlar, Çin’de olduğu gibi, “devlet güvenliği”
gerekçesiyle bir elektronik foruma mesaj yollamanın ölüm cezasıyla
tehdit edildiği “düzenleyici mevzuat”larla sonuçlanabilir.
• Bu aşırı bir örnek sayılabilir, ancak mantık her zaman sonucuna
ulaşma eğilimindedir. Denetleme ABD ya da AB’de olduğu gibi “çocuk
pornografisi” ve “korsanlığın” denetlenmesi maskesiyle başlar, giderek
tüm iletişimin denetlenmesi ve sansür edilmesi çabalarıyla sonuçlanır.
• Türkiye’de yaşanan da tam olarak bu!
207. Türkiye’de durum
• Kişisel Verilerin Korunması Kanunu on yıldır tasarı halinde istisna
yarışına girmiş devlet kurumlarının talebiyle kuşa çevrile çevrile bir
hal oldu ama hala yasalaşmadı.
208. Türkiye’de durum
• Kişisel Verilerin Korunması Kanunu on yıldır tasarı halinde istisna
yarışına girmiş devlet kurumlarının talebiyle kuşa çevrile çevrile bir
hal oldu ama hala yasalaşmadı.
• 2004’te Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıktı, ama birçok istisna ve
bilgiye erişimin kamu kurumlarının insafına terk edilmesi sonucunda
yasa kadük oldu.
209. Türkiye’de durum
• Kişisel Verilerin Korunması Kanunu on yıldır tasarı halinde istisna
yarışına girmiş devlet kurumlarının talebiyle kuşa çevrile çevrile bir
hal oldu ama hala yasalaşmadı.
• 2004’te Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıktı, ama birçok istisna ve
bilgiye erişimin kamu kurumlarının insafına terk edilmesi sonucunda
yasa kadük oldu.
• 2007’de 5651 sayılı "İnternet ortamında yapılan yayınların
düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele
edilmesi hakkında kanun" çıktı ve kıyamet koptu. Youtube ve
Google Groups gibi popüler sitelere erişim neredeyse hiç
sağlanamıyor ve bu kanun Türkiye’yi internet sansürü uygulayan
ülkeler ligine soktu.
210. Türkiye’de durum
• Kişisel Verilerin Korunması Kanunu on yıldır tasarı halinde istisna
yarışına girmiş devlet kurumlarının talebiyle kuşa çevrile çevrile bir
hal oldu ama hala yasalaşmadı.
• 2004’te Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıktı, ama birçok istisna ve
bilgiye erişimin kamu kurumlarının insafına terk edilmesi sonucunda
yasa kadük oldu.
• 2007’de 5651 sayılı "İnternet ortamında yapılan yayınların
düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele
edilmesi hakkında kanun" çıktı ve kıyamet koptu. Youtube ve
Google Groups gibi popüler sitelere erişim neredeyse hiç
sağlanamıyor ve bu kanun Türkiye’yi internet sansürü uygulayan
ülkeler ligine soktu.
• 5651 dışında da birçok olumsuz düzenleme var ve hâkim
yorumlarıyla herhangi bir siteyi erişime kapatmak çok kolay.
211. Türkiye’de durum
• Kişisel Verilerin Korunması Kanunu on yıldır tasarı halinde istisna
yarışına girmiş devlet kurumlarının talebiyle kuşa çevrile çevrile bir
hal oldu ama hala yasalaşmadı.
• 2004’te Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıktı, ama birçok istisna ve
bilgiye erişimin kamu kurumlarının insafına terk edilmesi sonucunda
yasa kadük oldu.
• 2007’de 5651 sayılı "İnternet ortamında yapılan yayınların
düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele
edilmesi hakkında kanun" çıktı ve kıyamet koptu. Youtube ve
Google Groups gibi popüler sitelere erişim neredeyse hiç
sağlanamıyor ve bu kanun Türkiye’yi internet sansürü uygulayan
ülkeler ligine soktu.
• 5651 dışında da birçok olumsuz düzenleme var ve hâkim
yorumlarıyla herhangi bir siteyi erişime kapatmak çok kolay.
• İnternetle ilgili düzenlemelerin hâlâ merkeziyetçi yönetim
paradigmalarıyla ele alınması çözümden çok sorun yaratıyor...
214. yönetişim fobisi
• Sorun tamamen zihniyet sorunu.
• Benim “yönetişim fobisi” olarak adlandırdığım,
merkeziyetçi yönetim geleneğine saplanmanın,
ne iş dünyasına, ne STK’lara, ne akademiye, ne
de vatandaşa güvenmemenin, katılımı imaj
operasyonlarıyla geçiştirme kolaycılığının, yani
tam bir “politika zafiyeti”nin sonucu bu durum…
215. yönetişim fobisi
• Sorun tamamen zihniyet sorunu.
• Benim “yönetişim fobisi” olarak adlandırdığım,
merkeziyetçi yönetim geleneğine saplanmanın,
ne iş dünyasına, ne STK’lara, ne akademiye, ne
de vatandaşa güvenmemenin, katılımı imaj
operasyonlarıyla geçiştirme kolaycılığının, yani
tam bir “politika zafiyeti”nin sonucu bu durum…
• Çözümün koşulu, etkin katılım, şeffaf yönetim,
adil paylaşım ve en geniş uzlaşma zemini…
216. yönetişim fobisi
• Sorun tamamen zihniyet sorunu.
• Benim “yönetişim fobisi” olarak adlandırdığım,
merkeziyetçi yönetim geleneğine saplanmanın,
ne iş dünyasına, ne STK’lara, ne akademiye, ne
de vatandaşa güvenmemenin, katılımı imaj
operasyonlarıyla geçiştirme kolaycılığının, yani
tam bir “politika zafiyeti”nin sonucu bu durum…
• Çözümün koşulu, etkin katılım, şeffaf yönetim,
adil paylaşım ve en geniş uzlaşma zemini…
• İktidarı paylaşmadan yönetmek artık
mümkün değil...
219. siyasetin inovasyonu
• Siyaset, özellikle de ana akım siyaset uzunca bir süredir
krizde.
220. siyasetin inovasyonu
• Siyaset, özellikle de ana akım siyaset uzunca bir süredir
krizde.
• Kimileri buna "demokrasi krizi" diyor. İnsanlar siyasi
temsil mekanizmalarına giderek daha az inanıyorlar ve oy
vermenin yeterli bir katılım olduğunu düşünmüyorlar.
221. siyasetin inovasyonu
• Siyaset, özellikle de ana akım siyaset uzunca bir süredir
krizde.
• Kimileri buna "demokrasi krizi" diyor. İnsanlar siyasi
temsil mekanizmalarına giderek daha az inanıyorlar ve oy
vermenin yeterli bir katılım olduğunu düşünmüyorlar.
• Seçimlere ilginin giderek düşmesi demokrasinin krizde
olduğu anlamına gelmiyor. Bu aslında bir "siyaset krizi".
222. siyasetin inovasyonu
• Siyaset, özellikle de ana akım siyaset uzunca bir süredir
krizde.
• Kimileri buna "demokrasi krizi" diyor. İnsanlar siyasi
temsil mekanizmalarına giderek daha az inanıyorlar ve oy
vermenin yeterli bir katılım olduğunu düşünmüyorlar.
• Seçimlere ilginin giderek düşmesi demokrasinin krizde
olduğu anlamına gelmiyor. Bu aslında bir "siyaset krizi".
• Teknoloji artık siyasete nüfuz ediyor. Yeni "katılım
teknolojileri" ortaya çıkıyor.
223. siyasetin inovasyonu
• Siyaset, özellikle de ana akım siyaset uzunca bir süredir
krizde.
• Kimileri buna "demokrasi krizi" diyor. İnsanlar siyasi
temsil mekanizmalarına giderek daha az inanıyorlar ve oy
vermenin yeterli bir katılım olduğunu düşünmüyorlar.
• Seçimlere ilginin giderek düşmesi demokrasinin krizde
olduğu anlamına gelmiyor. Bu aslında bir "siyaset krizi".
• Teknoloji artık siyasete nüfuz ediyor. Yeni "katılım
teknolojileri" ortaya çıkıyor.
• Meslekten siyasetçilerin hoşuna gitmese de siyasette bir
inovasyon gerçekleşiyor. Müzik yayıncıları, gazeteler ya
da reklam ajansları da bu işten hoşlanmamıştı, ama
sonuç değişmedi. Siyasetçileri zor günler bekliyor…
225. siyasetin inovasyonu
• Siyaset yapmak dönüşüyor. Bireylerin siyasete katılımı
geleneksel temsiliyet mekanizmalarını aşındırıyor.
226. siyasetin inovasyonu
• Siyaset yapmak dönüşüyor. Bireylerin siyasete katılımı
geleneksel temsiliyet mekanizmalarını aşındırıyor.
• Doğrudan demokrasi talebi güçleniyor.
227. siyasetin inovasyonu
• Siyaset yapmak dönüşüyor. Bireylerin siyasete katılımı
geleneksel temsiliyet mekanizmalarını aşındırıyor.
• Doğrudan demokrasi talebi güçleniyor.
• Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ağ etkisi siyaset için etkili
kanallar yaratıyor.
228. siyasetin inovasyonu
• Siyaset yapmak dönüşüyor. Bireylerin siyasete katılımı
geleneksel temsiliyet mekanizmalarını aşındırıyor.
• Doğrudan demokrasi talebi güçleniyor.
• Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ağ etkisi siyaset için etkili
kanallar yaratıyor.
• Bu kanallar da doğası gereği bireyin devlete karşı
korunmasına, yönetimin şeffaflığına, düşünce-ifade-
iletişim özgürlüğüne ve mahremiyet hakkına
odaklanıyor.
229. siyasetin inovasyonu
• Siyaset yapmak dönüşüyor. Bireylerin siyasete katılımı
geleneksel temsiliyet mekanizmalarını aşındırıyor.
• Doğrudan demokrasi talebi güçleniyor.
• Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ağ etkisi siyaset için etkili
kanallar yaratıyor.
• Bu kanallar da doğası gereği bireyin devlete karşı
korunmasına, yönetimin şeffaflığına, düşünce-ifade-
iletişim özgürlüğüne ve mahremiyet hakkına
odaklanıyor.
• Ülkemizde de bu hareketlerin yaratıcı etkisini hissedeceğiz.
Bugün “sansüresansür ve “netdaş” hareketi, yarın
“korsan partisi”, yakın bir gelecekte de siyaseti toptan
dönüştürecek etkili yönetişim mekanizmaları…