3. POLİTİK ANALİZ
Coca-Cola şirketi, küresel anlamda
çok sayıda kanuna uymak
durumunda kalmaktadır. Dünyada
200 ülkede satılan bir ürüne sahip
olan her şirketin maruz kaldığı ya da
kalabileceği yasal zorunluluklar
nedeniyle önemli bir uyum faaliyeti
içinde olması gerektiği aşikârdır. Çin
Halk Cumhuriyeti gibi dünyanın en
büyük pazarlardan birine girebilmesi
ve burada faaliyette kalabilmesi için
söz konusu ülkenin devletinden
resmi izin alması gerekmektedir.
Ayrıca, çoğu Müslüman ülkede satış
yapabilmesi için “helal” sertifikasına
sahip olması gerekmektedir.
Kanunlardaki değişiklikler,
uluslararası su sözleşmeleri,
uluslararası ticaret anlaşmaları ve
dünyadaki siyasi gerginlikler Coca-
Cola’nın satışlarına doğrudan ya da
dolaylı olarak ciddi etkiler
yaratabilmektedir.
EKONOMİK ANALİZ
Ekonomik anlamda ise Coca-Cola
şirketi için en büyük iki riskten biri
gelişmiş ülkelerdeki ekonomik
durağanlık ve krizler ile üretim
için temel bir girdi olan mısır
şurubundaki fiyat artışıdır. Ayrıca
fiyatlar genel seviyesindeki artış,
ülkeden ülkeye değişiklik
gösterse de Coca-Cola’nın genel
durumuna etki etmektedir.
4. SOSYOLOJİK ANALİZ
Sosyokültürel anlamda ise
genel olarak günümüz insanının
özel olaraksa gelişmiş
ülkelerdeki insanların daha
sağlıklı yaşama ile ilgili kaygıları
artmaktadır. Genel olarak
sağlıklı yaşama bilincinin
yükseldiği bir dönemde,
toplumlar tarafından “zararlı”
olarak görülen mısır şurubunun
ve içeriğindeki diğer bağımlılık
yapıcı maddelerin sosyokültürel
anlamda Coca-Cola’yı fazlasıyla
zorladığı düşünülmektedir. Yine
Müslüman ülkelerdeki Batı
karşıtlığı da sosyokültürel bir
engel olarak belirmektedir.
TEKNOLOJİK ANALİZ
Teknolojik anlamda, Coca-Cola’nın hızlı bir şekilde
hammadde tedarik etmesi ve ürünlerini hızlıca
dağıtması göz önünde bulundurulduğunda lojistik
sorunların ve dünyadaki iletim ağının durumunun
önemli bir sorun teşkil ettiği görülmektedir. Üretim
zincirinde sürecin doğru bir şekilde işletilmesi için
yoğun bir teknoloji kullanımı gerektiği söylenebilir.
Burada, yenilikçi bir yaklaşım getirilmesi gerektiği ve
operasyonel maliyetlerin sürekli düşürülmesine
yönelik bir yaklaşımın benimsenmesinin lazım geldiği
yadsınamaz.
Coca Cola’nın hammadde tedarik sistemi ve ürünlerini
“soğuk” bir şekilde tutması, “soğuk” bir şekilde
dağıtması ve “soğuk” bir şekilde sunması için
kullandığı soğutma sistemleri, önemli birer maliyet
unsurudur. Hammadde tedarik sistemi için yerel
üreticiler ve yerel su kaynaklarının kullanımı yöntemi
benimsenmiştir. Burada, teknolojiden ziyade iş
ortaklıkları kapsamında bir “fiyat” artışı riski her
zaman için bulunmaktadır. Öte yandan, ürünlerin
soğukluk durumunun etkin ve etkili bir şekilde
çözülmesi büyük bir sorun olarak belirmektedir. Coca
Cola’nın “Soğuk içiniz.” tavsiyesi de dikkate
alındığında, tüm üretim sürecinin soğukluk üzerinden
yeniden kurgulanmasına kadar varacak bir üretim
süreci iyileştirmesi yapması gerektiği öne sürülebilir.
5. ÇEVRESEL ANALİZ
Coca Cola’nın temel içerik maddesi sudur. Nüfusun giderek arttığı bir dünyada temiz suya ulaşım ise bir
insan hakkı sorunu olarak ele alınmaktadır. Bu noktada, Coca Cola’nın temel bir insan hakkı olarak
görülen temiz suya kendi ürününü üretebilmek için hayati anlamda ihtiyaç duyduğu açıktır. Coca
Cola’nın Dünya genelindeki üretim tesislerinin, yerel su kaynaklarını “kuruttuğu, azalttığı ya da fazla
kullandığı” yönündeki iddialar önemli eleştiri noktaları olarak belirmektedir. İddia edildiği üzere 3 litre
su kullanılarak 1 litre Coca Cola üretildiği esas alınırsa temiz suya ulaşımın, Coca Cola için önemi ve Coca
Cola tarafından temiz su kullanımının boyutu ortaya çıkmaktadır. Hindistan’da bir Coca Cola fabrikası
açılana (1995-2000 yılları arası ölçüme göre) kadar yerel kaynaklardaki su seviyesinin düzenli bir şekilde
“durağan” seviyede kaldığı, ancak söz konusu fabrikanın faaliyete geçmesinden sonra (1999 sonrası)
yerel kaynakların su seviyelerinde 10 metreye yakın düşüşler görüldüğü kayda geçirilmiştir. Dünyanın
değişik bölgelerinde Coca Cola bu doğrultuda suçlanmaktadır. Coca Cola’nın maruz kaldığı risklerin en
büyüğü, çevresel anlamda insanoğluna zarar vermesi ve su kaynaklarını tüketmesi noktasında yer
almaktadır. Hem bilimsel veriler hem de toplumsal algının Coca Cola’nın “şeytani(evil)” bir firma olduğu
yönünde oluşması durumunda Coca Cola’nın marka itibarında düşüş görülmesi de kaçınılmazdır.
Küresel ısınmanın etkilerinin görüldüğü, hemen tüm şirketlerin ve toplumların “enerji veriminden” ve
“etkin enerji” kullanımına yöneldiği, en az karbon salınımı ile ilgili uluslararası sözleşmelerin (Kyoto
Protokolü gibi) çok daha ön plana çıktığı bir dönemde, “soğutma” sistemlerinin harcadığı enerji ve
buzdolaplarının ya da derin dondurucuların karbon salınımı noktasında birer “canavar” olması da
önemli sorun teşkil etmektedir. Çevresel etkileri göz önünde bulundurulduğunda, Coca Cola’nın üretim
bantlarının, saklama yöntemlerinin ve dağıtma yöntemlerinin hem soğutma işlemi için enerjiye ihtiyacı
vardır hem de karbon salınımı önemli boyuttadır. Bu noktada, çevresel anlamda bir risk unsurunun
daha tespit edildiği öne sürülebilir.
6. EK-SAĞLIK KONULARI İLE İLGİLİ ANALİZ
PESTLE’nin sosyolojik analiz bölümüne ya da istenirse çevresel analiz bölümüne
eklenebilecek olan “sağlık ile ilgili analiz” de günümüzde olmazsa olmaz bir tahlil
unsurudur. Burada da Coca Cola’nın sağlık konularıyla ilgili durumu incelenmiştir.
Coca Cola’nın içerik maddelerinden bir diğeri de mısır şurubudur. Mısır şurubu, mısır
nişastasının bir dizi işleme tabi tutulmasının ardından elde edilmektedir. Bu işlemler
sırasında nişasta parçalanarak önce glikoza, ardından glikoz da fruktoza
dönüştürülmektedir. Mısır şurubu, yüzde 80 oranında fruktoz, yüzde 20 oranında glikozdan
oluşmaktadır. Fruktoz, glikoza göre daha güçlü bir tatlandırıcı olduğu için az miktarda
kullanılması yeterli olmakta ve üretimde maliyeti düşürücü bir konuma gelmektedir.
Bununla birlikte, fruktoz temelde en hızlı yağa dönüşen şeker türü olduğu için yağlanmaya
ve dolayısıyla fruktoz tüketen insanlarda yağa bağlı kilo almaya yol açmaktadır. İşte burada
Coca Cola’nın, içeriğindeki mısır şurubundan dolayı, vücudu yağlandırıcı ve insanları
şişmanlatıcı etkisi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, şeker hastalığına yol açtığı ile ilgili iddialar da
bulunmaktadır. Coca Cola Dünya çapında, çocuklarda obeziteye yol açtığı, şeker hastalığını
tetiklediği ve asidik yapısından dolayı vücuda zarar verdiği yönünde eleştirilmektedir.
Burada da hem bilimsel veriler hem de toplumsal algının, Coca Cola’nın sağlığı bozan bir
ürün olduğu yönüne doğru kayması önemli bir risk unsurudur.
Öte yandan, 2000’li yıllarda Coca Cola içeriğinde DDT gibi zararlı pestisitlerin bulunduğu
yönündeki iddialar da sağlık açısından olumsuz yargılar oluşturmaktadır.