İnovatif Kimya Dergisi Sayı-3 Anlatılan Konu Başlıkları
İletken Polimerler
Petrol
Dioksin
Girişimci Kimyagerler Nasıl Yetişir?
Kauçuk Sektörü
Pektin Nedir?
Kanser Tedavisinde Yeni Bir Yöntem Fotodinamik Terapi ve Ftalosiyaninler
Antibiyotikler
Erasmus Programı ile Kimya Eğitimi
Kimya ile İlgili Sözler ve Yazılar
Kimyager ve Kimya Mühendisleri için Ücretsiz Ios Uygulamaları-1
Ayrıca Her Ay 3 Web Sitesi ve Kimya Bulmacası ile Fuar Rehberi
İyi okumalar dileriz.
1. İNOVATİFKimya Dergisi
YIL : 1 SAYI : 3 EKİM 2013
İLETKEN POLİMERLER
KAUÇUK SEKTÖRÜ
DİOKSİN
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR
YÖNTEM FOTODİNAMİK TERAPİ
VE FTALOSİYANİNLER
PEKTİN NEDİR
PETROL
ANTİBİYOTİKLER
DİOKSİN
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA
EĞİTİMİ
ANTİBİYOTİKLER
FUAR REHBERİ GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL
YETİŞİR
2.
3. İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,
Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu
açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla
hazırlanmıştır.
Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.
Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde
Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler
olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmaya-
cağınızı ümit ediyoruz.
Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimle...
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Bize Ulaşın
facebook.com/InovatifKimyaDergisi
twitter.com/InovatifKimya
inovatifkimyadergisi@gmail.com
Sahibi :
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Genel Yayın Yönetmeni :
Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı :
Ayşe Emir
Dergi ve Yazı Editörleri :
Ayşe Emir
Caner Kavraz
Gültekin Özdemir
Röportaj Sorumlusu :
Ceyda Sarıkaya
Sayfa Tasarımı :
Yavuz Selim Kart
4. Yazarlarımız
YAVUZ SELIM KART
CEYDA SARIKAYA
ABDULHAMIT AYDIN
ELVIN RUSTAMLI
TANER AKSOY
ELVIN ASLAN
AYSE EMIR
BAYBARS KÖKSOY
CANER KAVRAZ
VAHIT KENAR
EMRE YILDIRIMİNOVATİF
Kimya Dergisi
MUHAMMED AHMET KARABULUT
5. İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun-
dasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so-
run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge-
lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke-
sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu
zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.
Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına
riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme-
leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar
sorumludur.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları
gerekmektedir.
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.
Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz-
mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli
görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say-
famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında
gerekli adresler mevcuttur.
6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı
yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim
yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirt-
miş olduğum isimlere sorabilirsiniz.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha
güzel bir dergi çünkü.
8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir
kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler
bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle
isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı
yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönder-
irseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın
olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin
adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybet-
memiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca
aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa
bu seferde dergi amacından sapmış olur.
10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar
2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz
hakkı dergi yönetimine aittir.
11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi her-
kes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.
12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
*Akademik Makaleler
*Endüstriyel Yazılar
*Üniversite Hayatında Kimya
*İş Hayatında Kimya
*Laboratuvar Üzerine
*Kimya Güvenliği
13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.
Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya
çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel
gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında
da çalışmalar yapılacaktır.
14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koy-
maya yetkilidir.
13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş
sayılırlar.
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
6. İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi
8
12
16
20
24
30
36
40
44
48
52
55
PETROL
Petrol sözcüğü Latince ”Petro(taş)”, ”Oleum(yağ)” kelimelerinin...
İLETKEN POLİMERLER
Polimerler elektriksel yalıtkanlığı iyi maddeler olarak bilinirler ...
DİOKSİN – Hep Bizimle Olan “Dost”
Günümüzde bilim adamlarının uğraştığı konuların başında kanserin ...
GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL YETİŞİR
Girişimci, fırsatlara dönüştürülebilecek sorunlar arayışı içinde olan ...
KAUÇUK SEKTÖRÜ AĞLAYAN AĞAÇ
Bu haftaki konumuz günlük hayatta birçok eşyada yer alan ve stratejik ...
PEKTİN NEDİR
Gıda sanayinde gıda işleme ve gıda katkı maddeleri üretimi alanında ...
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR YÖNTEM FOTODİ-
NAMİK TERAPİ VE FTALOSİYANİNLER
Çağımızın vebası olarak görülen kanser, son zamanlarda en çok ölüme ...
ANLIK ÇÖZÜMÜMÜZ !!! ANTİBİYOTİKLER…
Hayatımıza hızla giriş yapmış antibiyotikler… Hani en ufak bir ...
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA EĞİTİMİ
Bir kimyagerin hayatını değiştirebilecek güzel programdır; erasmus...
FUAR REHBERİ
Merhaba Sayın İnovatif Dergisi okurları, bu ay ve bundan sonraki aylarda
sizlere kimyagerlerin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm...
KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR
Esterin kokusu laboratuvardan hoş gelir.
KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN ÜCRET-
SİZ IOS UYGULAMALARI 1
Bu ay sizlere, Kimya ile ilgili yapılmış IOS uygulamalarından bahis ...
7. 61
62
63
KİMYA BULMACA
Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...
HER AY 3 WEB SİTESİ
Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY)
Geçen ayın bulmaca çözümleri...
8. İnovatif Kimya Dergisi8
Elvin RÜSTAMLİ
Gazi Üniversitesi
elvinrustamli@gmail.com
İLETKEN POLİMERLER
Polimerler elektriksel yalıtkanlığı iyi maddeler olarak
bilinirler ve bu özelliklerinden dolayı elektriksel yalıt-
kanlığın arandığı alanlarda önemli kullanım yerleri bul-
muşlardır. Ayrıca kolay işlenmeleri, esneklikleri, estetik
görüntüleri, hafiflikleri ve kimyasal açıdan inert olmaları
diğer önemli üstünlükleridir.
Polimerlerin üstün mekanik özelliklerine, iletken
özelliğinin de katılmasına yönelik yapılan çalışmalar ile,
polimerlerin endüstrideki kullanım alanları genişlemiştir
(Kobayashi ve ark. 1984). 1977’ de Shirakawa ve ark-
adaşları, konjüge bağ düzenine sahip bir polimerin İyot ile
toplanarak ve iletken özellik kazanabileceği fikrini ortaya
atarak, polimerlerin teknolojik gelişimi için yeni bir kapı
açmışlardır (Shirakawa ve ark. 1977). Bu tarihten sonra
iletken polimerler üzerine yapılan çalışmalar artmış ve bu
tür polimerler kullanılarak yapılan birçok malzeme tica-
rileşmiştir.
Elektroaktif iletken polimerler, daha önce sadece inorganik sistemlerde bulunan
elektriksel ve optik özellikler sergilemektedirler. İletken polimerler silikon gibi in-
organik kristal yarı iletkenlerden, moleküler yapıda bulunmaları açısından farklılık
gösterirler (Duke ve ark. 1980). İletken polimerler konjuge π-elektron iskeletine
sahip olmalarından dolayı elektriksel iletkenlik, düşük enerjili optik geçiş, düşük
iyonlaşma potansiyeli ve yüksek elektron hareketi gibi elektronik özelliklere sahip-
tirler. Yüksek iletkenlik özelliğine sahip olan bu malzemeler sentetik metal olarak
da adlandırılırlar (Gerard ve ark. 2002).
Şekil 1 : Bazı iletken polimerlerin yapıları a) Poliasetilen b) Politiyofen
c)Polifuran d) Polipirol e) Polifenilen f) Polianilin g) Polikarbazol
9. İnovatif Kimya Dergisi 9
Düşük bant aralığına sahip polimer sentezi için literatür de kabul gören yaklaşım-
lardan biri Donör-Akseptör Teorisi’ dir. Bu teoriye göre bir konjuge zincirin içinde
donör ve akseptör grupların birlikte bulunması değerlik ve iletkenlik bantlarında
bir kayma sağlamakta ve daha düşük bant aralığına sahip malzemelerin sentezi
mümkün olmaktadır.
Şekil 2 : Donör-Akseptör Teorisi’ ne göre düşük bant aralığına sahip polimerlerin
elde edilmesi
İletken polimerler son zamanlarda özellikle Elektrokimya alanında büyük ilgi
görmektedir. İletken polimerlerin ön plana çıktığı ilk önemli çalışma 1970’lerde
yapılmış ve poliasetilen filminin bazı maddelerle katkılanarak metalik özel-
lik gösterdiğinin belirlenmesi ile iletken malzeme olarak da kullanılabileceği
düşünülmüştür. İletken polimerler ilk keşiflerinden bu yana, elektrokromik ciha-
zlar, ışık saçan diyotlar, sensörler ve organik güneş pilleri gibi endüstriyel alanlar-
da uygulama alanı bulmuşlardır.
10. İnovatif Kimya Dergisi10
İletken polimerlerin önemli uygulama alanlarından biri de elektrokromik ciha-
zlardır. Bu cihazlarda uygulanan gerilime bağlı olarak gözlemlenebilen tersinir bir
renk değişimi olur ki, bu durum “elektrokromizm” olarak adlandırılır. Polimerin
renk değişimi şeffaf durum ile renkli durum arasında veya iki farklı renk arasın-
da gerçekleşebilir. İkiden fazla redoks bölgesine sahip polimerler ise, multikromik
özellik göstermektedirler.
Şekil 3 : Elektrokromik cihaz şekli
İnorganik malzemeler ve bu malzemelerle yapılan elektrokromik cihazlarla ilgili
birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu tür inorganik elektrokromik malzemelerin
pahalı olmalarının yanı sıra her türlü rengin elde edilememesi gibi bazı sorun-
ları vardır. Polimerik malzemeler ise daha az kararlı olmakla beraber yapılarında
gerçekleştirilebilen değişikliklerle renk çeşitliliğini sağlamak mümkündür. İlet-
ken polimerlerin elektrokromik cihazlarda aktif katman olarak kullanılması, hızlı
değişim zamanları, yüksek optik kontrast, işlenebilirlik ve bant aralığının kolay-
lıkla ayarlanabilmesi gibi artıları sayesinde daha popüler olmuştur. Elektrokromik
malzemeler otomobillerin dikiz aynaları, güneş kontrolünü sağlayan akıllı camlar,
optik ekranlar, kamuflaj malzemeleri gibi birçok teknolojik uygulamaya sahiptir.
Şekil 4 : Organik Güneş Pili
11. İnovatif Kimya Dergisi 11
Bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak organik elektronik malzemelerin
önemli bir diğer uygulama alanı olan, organik güneş pilleri ilerleyen yıllarda yay-
gın olarak kullanılacaktır. Bu teknolojinin temeli elektron alıcı ve elektron verici
moleküller arasında meydana gelen etkin elektron transferidir. Çözünebilir ilet-
ken polimerlerin geniş yüzeylere kaplanabilmesi, düşük maliyetli olması ve kolay
üretilebilmesi gibi nedenlerden dolayı güneş pillerinde uygulama alanı bulabil-
mekte ve günümüzde bu konudaki araştırmalar devam etmektedir.
Kaynaklar
1.Fatma BAYCAN KOYUNCU, Doktora Tezi; “DONÖR AKSEPTÖR TİPİ KAR-
BAZOL İÇEREN İLETKEN POLİMERLERİN SENTEZİ VE ELEKTROKROMİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ”
2.Tarkuc S., Udum Y.A., Toppare L., “Tuning of the Neutral State Color of the
π-Conjugated Donor-Acceptor-Donor Type Polymer from Blue to Green via
Changing the Donor Strength on the Polymer”, Polymer, 50, 3458-3464 (2009).
3.Taskin A.T., Balan A., Udum Y.A., Toppare L., “Improving Electrochromic Prop-
erties via Copolymerization”, Smart Mater. Struct., 19, 065005 (7pp) (2010).
4.Tarkuc, S., Udum Y.A., Toppare L., “Molecular Architecture: Another Plausible
Pathway Toward a Low Band Gap Polymer”, Journal of Electroanalytical Chemistry
643(1-2), 89-93 (2010).
5.Unver, E.K., Tarkuc S., Udum Y.A., Tanyeli C., Toppare L., “Effect of Conjugated
Core Building Block dibenzo[a,c]phenazine unit on π-conjugated Electrochromic
Polymers: Red-shifted Absorption”, Journal of Polymer Science, Part A: Polymer
Chemistry 48(8), 1714-1720 (2010).
12. İnovatif Kimya Dergisi12
Hakan ÇELİK
Ege Üniversitesi
hakancelik.ksk@hotmail.com
PETROL
Petrol sözcüğü Latince ”Petro(Taş)”, ”Oleum(Yağ)” kelimelerinin birleşmesi-
yle oluşmuştur ve Taş Yağı anlamına gelir. Petrol, doğada bulunan hidrokarbon
karışımıdır. Petrol uzun jeolojik süreçlerde karmaşık fiziksel ve kimyasal işlemler
sonucunda oluşmuştur.
Yüz milyonlarca yıl önce denizlerde yaşayan ya da suların denizlere sürüklediği
hayvan ve bitki kalıntıları anaeorabik bir ortamda ısı, besin ve mikroorganizma-
ların etkisiyle ham petrole benzer kerojen oluşumunu sağlamıştır. Kerojen son-
radan, yukarı tabakalara doğru gitmesi esnasında gittikçe değişmiş ve ham petrolü
meydana getirmiştir.
Kimyasal Özelliği: Petrol açısından en önemli hidrokarbonlar;
•Parafin veya metan serisi(CnH2n+2)
•Olefin(Naften) serisi(CnH2n)
•Aromat(CnH2n-6) serisi(Aromatikler)
•Asetilen serisi(CnH2n-2)
Tarihçesi:
Petrol ilk olarak 4.yüzyılda Çin’de ısıtma ve aydınlatma amacı ile kullanılmıştır.
Genellikle o dönemlerde gaz yağı kullanılmaktaydı. Özellikle yakalanan balinaların
yağı, gaz lambalarında kullanılırdı. 1853 yılında Polonyalı Ignacy Lukasiewicz’in
petrolü gaz lambalarında kullanması yeni bir dünüm noktası olmuştur.
13. İnovatif Kimya Dergisi 13
Bu tarihten sonra petrolün değeri her
geçen gün artmıştır. 1861 yılında Mir-
zoeff adındaki bir iş adamı Azerbay-
can-Bakü’de ilk petrol rafinerisini kur-
muştur. 1.Dünya savaşı sonrası dünyada
petrolün önemi giderek artmış, oto-
mobil ve diğer motorlu vasıtaların yay-
gın kullanılmaya başlaması ile petrole
ihtiyaç giderek artmıştır. Dünyada çok
sayıda petrol şirketleri kurulmuş olup
bunların en önemlileri “Seven Sisters(7
kız kardeşler)” adı ile bilinen 7 büyük
şirkettir. Bunlar bugün de dünya piyas-
asını idare eder.
* BRITISH PETROLEUM
* SHELL
* MOBİL
* EXXON
* GULF
* TEXACO
* CHEVRON
Hazar çevresi petrol kaynakları bugün,
üzerinde en çok araştırma yapılan yerl-
erin başında gelmektedir. Dev petrol şir-
ketleri burada araştırmalar yapmaktadır.
Petrol 20.yüzyılda olduğu gibi 21.yüzyıl-
da da önemini sürdürecektir. Dünya
politikasını değiştirecek ana etkenlerden
biri olacaktır.
Petrolün Kullanım Alanları:
Petrol genellikle bir arıtmadan
geçirildikten ya da rafine edildikten
sonra kullanıma hazır hale gelir. Bu
işlemle ham petrol, benzin, mazot, yağ
ve petrokimya ürünlerine dönüştürülür.
Önem sırasına göre bunlar; benzin,
fuel oil, motorin, LPG, jet yakıtı, asfal-
ttır. Petrokimyasal hammaddeler daha
çok plastik, yapay kauçuk, yapay lif,
gübre, deterjan, böcek ilacı ve çeşitli
çözücülerin üretiminde kullanılır. Bun-
lara ek olarak petrol bazlı hammad-
deden uçak, otomobil, inşaat, patlayıcı
sanayi ve boya sanayinde, gıda işleme
tekniklerinde ve tarımda da yararlanılır.
Petrol Arama ve Çıkarma İşlemleri:
Bir bölgede petrol çıkarmak için
çalışmalara başlamadan önce, o bölge
teknolojik aletlerle uzun bir süre gö-
zlemlenir. Çünkü petrol çıkarmak mali-
yeti yüksek olan bir iştir. Petrol araması
yapılan bölgenin öncelikle havadan ve
karadan fotoğrafları çekilir ve yer yapısı
incelenir. Yeryüzünden ve yerin altından
alınan kayaç örneklerine X ışınları
yardımıyla kimyasal çözümleme yapılır
ve oluşumu belirlenir. Daha sonra yer
hareketlerini belirlemek amacıyla sis-
mograf gibi sismik cihazlar kullanılır
ve genellikle dinamit patlatılarak yer
hareketleri belirlenir. Eğer herhangi
bir rezervuara rastlanırsa sondajlama
yapmadan önce rezervuar içerisindeki
petrol miktarı ölçülür. Eğer bulunan
petrol, maliyeti karşılayamayacak du-
rumda ise kuyu terk edilir. Ancak rezer-
vuardaki petrol oranı fazla ise sonda-
jlama yapılır ve yer kabuğunu delecek
güçteki araçlardan faydalanılır. Kul-
lanılan sondajlama araçlarının ağırlığı
yüz tondan fazladır. Böylece yer kabuğu
kolayca delinebildiği gibi, rezervuara
ulaşıldığında da petrolün dışarı fışkır-
masını engeller. 1980 yılında İran’da
açılan ilk petrol kuyusundan çıkarılan
petrol yaklaşık 350 metre yüksekliğe
kadar fışkırmıştır. Günümüz teknolo-
jisiyle karşılaşılan böyle bir durum kaza
sayılmaktadır ve tedbiri alınmazsa çok
tehlikelidir. Rezervuar içerisindeki pe-
trole ulaşıldığında ise kuyunun ağzına
basınca dayanıklı bir kapak takılır.
14. İnovatif Kimya Dergisi14
En Çok Petrol Üreten Ülkeler:
(1 Varil Petrol 159 litreye tekabül et-
mektedir)
Ülke Günlük Üretim(x106 varil)
Suudi Arabistan 10.37
Rusya Federasyonu 9.27
Amerika Birleşik
Devletleri 8.69
İran 4.09
Meksika 3.83
Türkiye’de Petrol:
Yurdumuzda petrol yatakları
bakımından fazla zengin değildir.
Mevcut petrol yataklarımız daha çok
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
Batman, Siirt ve Diyarbakır’dadır.
Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin’de de
petrol yatakları vardır. Üretilen petrol,
ihtiyacımızı 1/7 oranında karşılamak-
tadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
üretilen ham petrolün bir kısmı Bat-
man Rafinerisi’ne, bir kısmı da Bat-
man-İskenderun boru hattı ile Dörtyol’a
gönderilmektedir. Buradan da tankerl-
erle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine
taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile
Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı
ile de Kırıkkale Rafinerisi’ne ham pet-
rol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak
boru hattı ile Irak petrollerinin bir
kısmı Yumurtalık Limanı’na taşınmak-
tadır. Bu taşımacılıktan ülkemiz önem-
li bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan
petrolünün de yapılacak boru hattı ile
İskenderun Körfezi’ne getirilmesi planl-
anmaktadır. Yurdumuzda petrol arama-
larına hızla devam edilmektedir.
Kaynaklar
http://www.istanbul.edu.tr/yerkure/Pet-
rol1.htm
http://www.bilgiustam.com/petrol-
un-olusumu-tarihcesi-ve-kullanim-alan-
lari/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Petrol
http://biltek.tubitak.gov.tr/
Prof.Dr.Bilsen BEŞERGİL (RAFİNERİ
PROSESLERİ)
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.ibb.gov.tr/sites/aydinlatmae-
nerji/pages/enerjikaynaklari.aspx
http://enerjienstitusu.com/
15. İnovatif Kimya Dergisi 15
KONUNU
DÜŞÜN
Kimya Dergisi
İNOVATİF
KONUNA
HAZIRLAN
KONUNU
YAZ
16. İnovatif Kimya Dergisi16
Elvin ASLAN
Bakü Devlet Üniversitesi
toriumuranqizi@gmail.com
DİOKSİN– HEP BİZİMLE OLAN “DOST”
Günümüzde bilim adamlarının uğraştığı konuların başın-
da kanserin bulunduğunu söylersek sanırım yanılmayız.
Ve neredeyse her gün televizyonda, gazetelerde, dergil-
erde kanseri tetikleyen sebeplerle ilgili haberleri okuyor
ve duyuyoruz. Bu sebeplerden bazılarını(sigara, içki v.s)
bilinçli bir şekilde evimize, hayatımıza getirdiğimiz gibi
bazılarını istemesek de hayatımıza sokabiliyoruz. Bun-
ların başında gelenlerden biri hiç şüphesiz “dioksindir”.
Dioksin nedir?
Peki dioksin nedir? Kimyasal olarak dioksinin stabil bir
formülü yok. Dioksin, kendisinde klor atomları tutan,
oksijen atomuyla birbirine bağlanan benzen halkala-
rından ibaret bir kimyasaldır.
Şekil : Yeşil klor atomları, kırmızı benzen halkalarını birbirine bağlayan oksijen
atomlarıdır.
Zaten iki oksijen atomuyla birbirine bağlandığı için, bunlara Dioksin adı verilm-
iştir. Dioksinlerin tehlike derecesi, bulundurduğu Klor atomlarının sayısıyla doğru
orantılıdır(directly proportional). Bu atomlarının sayısı ise doğal olarak benzen
halkasının uzunluğu ile doğru orantılıdır. Yani birbirine birleşik benzen halkasının
sayısı ne kadar fazlaysa, o kadar Klor atomu bulundurur ve Klor atomu arttıkçada
tehlike artar.
17. İnovatif Kimya Dergisi 17
Tabiatta bir sürü dioksin türü bulun-
maktadır. 419 nev Dioksinden yalnız
30’unun toksik derecesi yüksektir. En
tehlikelisinin yukarıda resmi bulunan
tetraklorodibenzo-para-dioksi(TCDD)
olduğu söyleniyor. Hatta bazı dioksin-
lerin toksik derecesinin, TCDD’den
onbin kat az olduğu belirtiliyor.
Peki Dioksinler nasıl ürer?
Dioksinler tabiatta suni olarak yaransal-
ar da, yukarıda söylendiği üzere insan-
lar çoğu zaman bunu bilinçsiz şekilde
yapmışlar. Asırlar boyu kağıt üreti-
minde, metal sanayisinde ve diğer san-
ayi alanlarında atmosfere akıtılan atıklar
sebebiyle dioksinler tabiatta kendine
yer etmiş durumdadır. Dioksinin üreme
sebeplerini gruplara ayıralım:
En yüksek riskli alanlar
•Genel ve tıbbi atıkların yakılması
•Evde ve sanayide ağaç yakılması
•Kömürle ısıtma ve yemek pişirme
•Arka bahçede atıkların yakılması
•Orman yangınları
•Ağaç mamüllerinin ve kağıt ürünlerin-
in beyazlaştırılması
•Bebek bezleri
•Kimya sanayisi
•Metal eritme sanayisi
Daha az riskli alanlar
•Barbekü(barbecue)
•Gaz ve yağ ile ısıtma
•Otomatik sobalar ve kazanlar
Kendi kazdığımız kuyuya nasıl
düşüyoruz?
Dioksinler balık eti, kırmızı et ve sütte
bitkisel gıdalara nazaran daha çok depo-
lanıyor. Hayvanlarda kendilerine mekan
seçtikleri yer ise, genel olarak yağ doku-
larıdır. Dioksinler aynı zamanda insan-
ların yağ dokularında depolanıyorlar.
Buradan ise kana geçerek kendi zehirli
etkilerini göstermektedirler. Bunun için
en uygun zaman ise insanların stres
yaşadıkları andır. Aynı zamanda yiye-
ceklerin plastik kaplarda mikrodalgalı
fırında ısıtılması, plastik bardaklarda
sıcak içeceklerin içilmesi, dioksinlerle
zehirlenme riskini arttırmaktadır. Bu
yüzden gelişmiş ülkelerde “fast food”
servislerinde plastik bardakta değil,
kağıt bardaklarda servis yapılmaktadır.
En ilginç zehirlenmeyse bebeklerin
anne sütüyle zehirlenmesidir. Alman-
ya’da bilim adamlarının vardığı kanaata
göre, eğer anne dioksinle zehirlenmişse,
sütüyle beslediği bebeği de zehirden
nasibini alır. Peki bu durum anneye
bebeğini kendi sütünden mahrum etme
hakkı veriyor mu? Elbette ki hayır. Dün-
ya pediyatri uzmanları ve bilim adam-
ları anne sütünün çocuk için en faydalı
yiyecek olduğu fikrinde kararlılar. Ay-
rıntılı bilgileri
http://www.dioxinfacts.org/diox-
in_health/dioxin_tissues/breast_milk.
html
den alabilirsiniz.
18. İnovatif Kimya Dergisi18
Şekil : Günlük hayatımızda ve gıda rasyonumuzda potansiyel kontamine olunmuş
dioksin depoları
Dioksinler insan hücrelerinin sitoplazmasında, reseptörlere bağlanarak kompleks
haline gelir. Daha sonra ise hücrelerin çekirdeğinde bulunan DNA ile birleşerek
protein sentezini engeller. Bundan başka gen taşıyıcısı olan DNA`nın bozulmasına
neden olur ki, bu da kanserle sonuçlanır. Bunun mekanizması ise aşağıdaki resim-
de ayrıntılı gösterilmiştir:
19. İnovatif Kimya Dergisi 19
Dioksinler insan organizmasında
düştükten sonra DNA`daki aril kar-
bon (ArH) radikallerini aktifleştirir ve
sonuçta DNA mutasyonu ortaya çıkar.
Bu ise, nihayetinde kansere neden olur.
Ancak dioksinin insana zararları sadece
kanserle de bitmiyor. Yeni doğmuş be-
beklerde zeka eksikliğine, spina bifida
hastalığına, yüksek tansiyona, mide
bulantısına, kusurlu böbrek oluşumu,
diabet, bağışıklık sisteminin bozulması,
özellikle erkeklerde kısırlığa neden olur.
ABD`nin Vietnam`la savaşı esnasında
2,4,5-T dioksini içeren silah kullanması
nedeniyle günümüzde Vietnam`da yeni
çocuklarla beraber spina bifida hast-
alığı doğar. Ve ABD hükümeti her spi-
na bifida hastalıklı çocuk için tazminat
ödemektedir. Dioksinlerin erkeklerde
kısırlık yaratmasının sebebi ise, sperm
üretimini zayıflatmasıdır. Bundan başka
erkek yumurtalarında Y kromozomunun
sentezini bir hayli zayıflatır.
Dioksinden nasıl korunmalı?
WHO(World Human Organization)
tarafından, insan için günlük doz 1-4
pg TEQ/kg olarak belirlenmiştir. Birçok
dünya ülkesi artık, atıkların açık havada
yakılmasını tam olarak yasaklamış; bir
kısmı ise bunu yapmayı planlamaktadır.
Peki dioksin miktarını nasıl azaltabil-
iriz? Bunun için insan vücudunun di-
oksin miktarını %50`ye kadar azaltan
ilaçlar üretilmiştir. Hatta araştırma-
lar sonucu tabiatta bazı mantarların,
mikroorganizmaların bu zehirli mad-
deleri parçaladığı tespit edilmiştir. Ama
günümüzde sanayinin yükseliş temposu-
na ayak uydurması için yeterli değildir.
Büyük Britanya`da yapılan araştırmalar
sonucu insanların bilgilendirilmesinden
sonra dioksin miktarının önemli dere-
cede azaldığı izlenmiştir. Bunun dışın-
da devletler, atıkları daha fazla kontrol
etmeli, atmosfere daha az zarar verecek
projeler düzenlemeli, şehirlerin ve ka-
sabaların ısıtılmasında enerji kaynağı
olarak daha az zehir üreten kaynak-
lardan yararlanmalılar. Güneş ve rüzgar
enerjisi bunların başını çeker. Türkiye
de kontrolsüz atık yakmakdan nasibi-
ni almamış değildir. Yapılan çalışmalar
sonunda Kocaeli`de tavuk eti ve yumur-
talarda, dioksin miktarının izin ver-
ilebilir miktarlardan daha çok olduğu
gözlemlenmişdir.
Kaynaklar
* http://commons.wikimedia.org/wiki/
File:Dioxin-3D-balls.png
* http://www.who.int/mediacentre/fact-
sheets/fs225/en/
* http://www.agentorangecanada.com/
dioxin.php
* http://www.cshd.org.tr/?fullTexId=390
* http://www.stanford.edu/group/whit-
lock/newresearch.html
* http://www.dioxinfacts.org/dioxin_
health/dioxin_tissues/breast_milk.html
20. İnovatif Kimya Dergisi20
Ayşe EMİR
Gazi Osman Paşa Üniversitesi
ayseemirr_2008@hotmail.com
GİRİŞİMCİ KİMYAGERLER NASIL YETİŞİR
Girişimci, fırsatlara dönüştürülebilecek sorunlar arayışı
içinde olan ve amacına ulaşmak için sınırlı kaynakları
etkili bir şekilde kullanan kişidir. Ayrıca girişimcilik
karşılaştığımız sorunları çözebilme yeteneğidir.
Vinod Khoslo’nın dediği gibi ‘’sorun ve risk ne kadar büyükse fırsatta o ka-
dar büyüktür. Kimse size sorun olmayan bir şeyi çözmeniz için para ödemez.’’
Bugünün dev şirketleri bir zamanların girişimcileriydi, bundan dolayı girişimciliğe
önem vermeliyiz.
Ülkemizde yabancı ülkelerde olduğu gibi, üniversitelerin bünyesinde girişimcilik
programları olabilir. Her meslek guruplarında girişimcilik dersleri okutulmalıdır.
Kimyagerlik mesleğinde girişimcilik daha da önemlidir. Çünkü Kimya yenilik
oluşturan ve araştırmaya açık bir meslektir. Kimya ayrıca endüstri demektir. Ye-
nilikçi Kimyagerler yetiştiğinde, endüstrimizde gelişecektir. Üniversitelerde oku-
tulması gereken girişimcilik dersi öğrencilere; liderlik, takım kurma, düşünme
kabiliyeti, yenilikçi ve karar verme gibi hayatta sürekli kullanabileceğimiz önem-
li kişilik özellikleri geliştirmeli. Üniversitelerde kurulması gereken girişimcilik
programı, öğrencilere ve öğretim elemanlarına girişimcilik konusunda destek ve
yardımcı olmalıdır. Girişimcilik özellikleri yetenek işi; ama eğitim yetenekleri
geliştirir ve yetenekler kazanılabilir.
21. İnovatif Kimya Dergisi 21
Aslında girişimcilik özelliği, bir insanda
gündelik hayatta yaşayarak da gelişe-
bilir. Gündelik hayatta karşılaştığımız
sorunları fırsat olarak görüyor ve nasıl
çözeceğimizi mi düşünüyoruz; yok-
sa sorunları sadece eleştiriyor muyuz?
Hayatı çözebilen ve tanıyan insan, bana
göre parada kazanabilir.
Kimyada, girişimcilik ve yenilik deme-
ktir. Kimyada girişimcilik önemlidir.
Kimya bölümlerinde, girişimciliği
artırıcı, öğrencileri daha inovatif ve
yaratıcı düşünmeye yönelik çalışmalar
yapılmalıdır. Okullarda mevcut laborat-
uarlar, araştırmadan uzak ve ezberciliği
aşılamaktadır. Haftada bir defa yapılan
deneyde, deneyler yedişer kişilik guru-
plar halinde yapılmaktadır. Bu durumda
bazı öğrenciler deneydeki değişiklikleri
bile gözlemleyememektedir. Laboratuvar
da cihazlar öğrencilere kullandırılmıyor
ve laboratuar hocaları cihazı çalıştırırk-
en gruplar halinde, öğrenciler uzak-
tan izleyebiliyor sadece… Laboratuvar
hocası cihazı çalıştırdığında guruplar
halinde izlenildiğinden, arkada kalanlar
sadece hocanın sesini duyabiliyordu.
Girişimcilikte risk almak önemlidir, risk
alıp korkmadığımızda başarıyı yakala-
rız. Fakat okullarımızda laboratuarda ki
cihazlardan korkmamız öğretiliyor ve
öğrencilere güven verilmiyor. Okuldaki
hocalara göre, öğrencinin cihazı çalıştır-
masını bırak, dokunması bile istenmi-
yordu. Laboratuvarlarda Kimyada deney
yapmak tehlikeli ve korkulacakmış gibi
anlatılıyordu. Bunu yaparken kötü niye-
tle yapılmıyordu, amaçları oluşabilecek
tehlikeleri önlemekti. Ama korku ve
korkutarak yetiştirilen öğrenciden, yeni-
likçi ve inovasyon düşünceler oluşmaz.
Kimya bölümünde ve diğer meslek gu-
ruplarında, beyin fırtınası yapılması
girişimci öğrencilerin yetişmesini sağlar.
Beyin fırtınasında, hocalar ve öğrencil-
erin bir arada olmasının daha faydalı
olacağını düşünüyorum. Beyin fırtınası
yaparken insanları bilgili ve bilgisiz
olarak sınırlamamak lazım, orijinal ve
farklı fikrin kimden çıkacağı belli ola-
maz. Beyin fırtınası farklı beyinleri
kullanabilmek demektir. Sizin aklınıza
gelmeyecek bir düşünce, bir başkasının
saçmada olsa aklına gelebilir.
22. İnovatif Kimya Dergisi22
Söylenen düşünce saçmada olsa bir
başkasının aklına doğru fikri getirebil-
ir, belki yalnız düşünse o fikir aklına
gelmeyecektir. Beyin fırtınasında beyin-
ler küçümsenmemeli ve her düzeydeki
insanlarla beyin fırtınası yapılmalıdır.
Şirketlerin AR-GE departmanlarında,
şirket bünyesinde çalışan Kimya meslek
gurupları ile de beyin fırtınası yapıla-
bilir ve ezberci çalışan yetiştirilmemiş
olur. Ezberci çalışan yetiştirmediğinizde
çalışanların hepsinin beyni kullanar-
ak daha çok verim alınabilir. Şöyle
düşünün büyük bir beyin potansiyeli var
ve kullanmayı bilmiyoruz.
Ülkemizde KOSGEB ve TEB Girişim
kuruluşları ücretsiz girişim eğitim-
leri vermektedir. Bu eğitimler fırsattır
ve bunlara katılmanızı öneriyorum.
Ücretsiz olan girişimcilik eğitimlerine
katılıyorum ve girişimcilik kitapları
okuyorum. Girişimciliği çok önem-
siyorum, bu dergimizde zaman zam-
an girişimcilikle ilgili yazılar yazmayı
düşünüyorum.
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/
files/styles/ana_gorsel/public/olimpiyat-
lar_0.jpg?itok=mKQ_NeSl
http://www.yapi.com.tr/Uploads/Haber-
Medya/103970/58629611e4e2442cb-
33f9532eef931fc-480x268.jpg
http://www.girisimhaber.com/
post/2013/image.axd?pic-
ture=2010%2F11%2Fgirisimcilik.jpg
23. İnovatif Kimya Dergisi 23
KONUNU
DÜŞÜN
Kimya Dergisi
İNOVATİF
KONUNA
HAZIRLAN
KONUNU
YAZ
24. İnovatif Kimya Dergisi24
Vahit KENAR
Sakarya Üniversitesi
vahitkenar@gmail.com
“KAUÇUK SEKTÖRÜ” – AĞLAYAN AĞAÇ
Merhaba Arkadaşlar,
Bu haftaki konumuz günlük hayat-
ta birçok eşyada yer alan ve stratejik
öneme sahip kauçuk sektörü. Özellikle
girişimciliğe çok açık bir sektördür.
Üretim aşamasında çıkan ıskartalar bile
çöpe atılmaz, hatta çok iyi fiyatlarla ilgi-
li firmalara satılır. Yalnız kötü yanı, eğer
sıfır hamur karışımları hazırlıyorsanız
özellikle karbon siyahı dediğimiz o sinsi
kara toz ile iç içe olacaksınız demektir.
Eğer havalandırma ve çalışma koşul-
ları tam teşekküllü ise bu tozdan çok
da fazla korkmanıza gerek yok. Aynı
zamanda, toz dışında firmanız kauçuk
hamuru pişirme ve presleme işlemler-
ini de bünyesinde barındırıyorsa gene
bir risk altındasınız demektir. Kimya
sektörü içerisinde plastik ve kauçuk
ürünleri önemli bir yere sahiptir. Kimya
sektöründe çalışanların % 59,3’ü ve
girişimcilerin % 77’si plastik ve kauçuk
ürünleri imalatında faaliyet göstermek-
tedir. TUİK’in 2009 yılı verilerine göre
kimya sektöründe yapılan ihracatın %
48,4’ü bu dalda yapılmıştır. Kimya se-
ktörünün 2009 yılı faktör maliyeti ile
katma değerinin imalat sanayi içindeki
payı % 13,77 olmuştur. Burada dikka-
ti çeken kauçuk ve plastik ürünlerinin
imalatının katma değerinin kimyasal-
ların ve kimyasal ürünlerinin imalatının
üzerinde olmasıdır.Kimya sektöründe
2011 yılında en fazla ihracat 3,717 mi-
lyon dolar ile plastik ürünlerin imalatı
dalında yapılmıştır. Bu rakamı 2,047
milyon dolar ile temel kimyasal madde-
lerin imalatı, 1,382 milyon dolar ile iç ve
dış lastik imalatı izlemiştir.2011 yılın-
da en fazla ithalat yaptığımız alt sektör
10,814 milyon dolar ile birincil formda,
plastik ve sentetik kauçuk imalatı sek-
törü olmuştur. Bu sektörü 7,902 milyon
dolar ile temel kimyasal maddelerin
imalatı, 5,1 milyar dolar ile eczacılıkla
ilgili ürünlerin, tıbbi kimyasal ve bitkis-
el ürünlerin imalatı izlemiştir.
2010 yılında bu oran %46,2’ye gerile-
mesine rağmen, 2011 yılında sektörün
yarattığı yeni pazarlar etkisini göster-
miş ve kimya sektörü ihracatının %48’i
plastik ve kauçuk ürünleri tarafından
gerçekleştirilmiştir. Kauçuk, günlük
hayatımızda birçok alanda kullanıl-
masından dolayı sürekli popülerliğini
korumaktadır.
25. İnovatif Kimya Dergisi 25
Şimdi biraz kauçuğun ne olduğu hak-
kında temel bilgilerden bahsedelim.
Kauçuk, aslında bir ağaç adıdır. Kau-
çuğun adı, Amazon Bölgesi yerliler-
inin dilinden gelir (caa-o-cu=ağlayan
ağaç). Bu ağacın kendisinden ve özsuyu
olan lateksinden elde edilen maddeler,
endüstride kullanım sahası bulmuştur.
Doğal kauçuğun bu kadar çok kullanıl-
ması sebebi ile kauçuğu çok ucuz ve bol
miktarda elde edebilmek için 1906 yılın-
da Almanlar tarafından sentetik(yapay)
kauçuk elde edilmiştir. Son yıllarda tabii
kauçuğun yanı sıra sentetik kauçuğun
da üretilmesi ile pek çok kauçuk türü
ortaya çıkmıştır. Kauçuğun en önemli
özelliği yüksek bir elastikiyete sahip ol-
ması, yani yeniden eski haline dönebilen
bir uzayabilirliğinin olmasıdır. Kauçuk
işleme endüstrisinin gelişmesinin ve
hemen her sektörde kullanılmasının te-
melinde de bu vardır.
Brezilya’da eskiden kurutulmuş bir
balçık kalıp üstünde kat kat sürülen
kauçuğun pıhtılaştırılması ile ayakkabı
yapılıyordu. Lateksin bezler arasında
kurutulması ile de, su geçirmez bez-
ler üretiliyordu. Kauçuktan ilk olarak
1530’larda bahsedilmeye başlandı. Daha
önceleri bilinmiyordu.
Tüm dünyada 12 milyon tonun üstünde
kauçuk üretilir ve bunun yaklaşık üçte
biri doğal kauçuktur. Kalanı petrold-
en elde edilen kimyasal maddelerle
yapılan sentetik kauçuktur. Doğal kau-
çuk, kauçuk ağacının(Hevea brasilien-
sis) kabuğundan akan sütümsü özsu-
dan(lateks) elde edilir. Bu ağacın en iyi
yetiştirildiği bölgeler ekvatorun çevre-
sidir. Kauçuğun kullanılmadığı pek az
sanayi dalı vardır. Üretilen kauçuğun
%60’tan çoğu, bisiklet lastiklerinden iş
makinelerinin lastiklerine kadar değişen
pek çok lastiğin yapımında kullanılır.
Lastik, ham maddesi kauçuk ol-
makla beraber bazı tropik bitkilerin
sütümsü özsuyundan(lateks) doğal
hâlde elde edilen kauçuğun petrol ve
alkolle bileşimiyle elde edilen madde-
dir. Fransız bilim adamları tarafından
1736’da Güney Amerika’da tanımlanan
ve 1840’ların başında Charles Goodyear
tarafından kükürtle sertleştirme işlemi
gerçekleştirilen kauçuk, bu yıllardan iti-
baren endüstrideki yerini almış ve ticari
önem kazanmıştır.
Goodyear’ın bu yöntemi, kükürtleme
işlemini hızlandırıcı ve kırılmaya karşı
kauçuğun direncini artırıcı bazı kimy-
asal maddeler katılmasıyla zamanla
geliştirilmiştir. Lastik hamurunun en
temel ham maddesi olan kauçuk hiçbir
zaman yalnız olarak kullanılmaz. Genel-
likle bir lastik hamuru ağırlıkça %50
oranında kauçuk içerir. İlk önce lastik,
“kükürt+kauçuk” olarak elde edilmiş
ve sonraları önem kazanması nedeni
ile lastik içerisine yabancı maddeler
katılarak iyileştirme yoluna gidilmiştir.
Lastik sektörünün en önemli girdileri,
tabii ve sentetik kauçuk ve karbon kar-
asıdır. Özellikle tabii kauçukta %100
ithalat bağımlılığı bulunmaktadır.
Diğerlerinde ise ithal oranı %50’nin
üzerindedir. Lastik sektörünün çıktısını
talep eden kullanıcı sektör ise otomotiv
endüstrisidir. Otomotiv endüstrisinin
krizde olduğu dönemlerde, lastik sek-
törü de dolaylı olarak olumsuz yönde
etkilenmektedir. Lastik sektörünün rek-
abet gücü, iç piyasadaki çok düşük fiyat-
larla Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen
lastikler sebebi ile azalmaktadır.
26. İnovatif Kimya Dergisi26
Günümüzde Kauçuk Kaynakları
2005 yılında yaklaşık 21 milyon ton
kauçuk imal edilmiştir ve bunun %42’si
doğal kauçuktur. Günümüzde doğal
kauçuğun ana kaynağı Asya’dır. 2005
üretiminin yaklaşık %94’ü Asya’da
yapılmıştır. Üretimin büyük çoğun-
luğunu yapan üç ülke; Endonezya,
Malezya ve Tayland’dır. 2005 yılında
bu üç ülke toplamda dünya üretiminin
%72’sini gerçekleştirmişlerdir. 2013 Yılı
itibariyle bu veriler geçerliliğini halen
sürdürmektedir.
Kullanım Alanları
Kauçuğun çok geniş bir kullanım alanı
vardır. Ev yaşantısından endüstrinin
çeşitli alanlarına yarı mamulden nihai
ürüne kadar çeşitlilik gösterir. Araç
lastiği sektörü en çok kauçuk tüket-
en sektördür. 2005 yılı kauçuk tüketi-
minin %56’i lastik sektörü tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Kauçuğun yoğun biçimde kullanıldığı
diğer ürünlerden bazıları şöyledir:
konveyör bant, kayışlar, hortum, con-
ta, ayakkabı tabanı ve körük… Tıbbi
ve endüstriyel eldivenler de kauçuk
ürünleridir. Ayrıca kauçuktan çeşitli
yapıştırıcı türleri de üretilmektedir.
Kauçuk sektörüne atıldığınızda ister
kalite departmanında çalışın ister AR-
GEde, en çok karşılaşacağınız testler
şunlardır;
* Sertlik, Shore A, IRHD
* Yoğunluk
* Rheometre
* Kopma-Uzama
* Yırtılma
* Kalıcı deformasyon
* Yaşlandırma testleri
* Kül
TEKNİK KAUÇUK BİLGİLERİ
Kauçuk
Polimer ve Monomer Kavramları: Plas-
tik ve kauçuklar, polimer(makromol-
eküller) adıyla tanımlanan bir bileşik
sınıfına girerler. Polimerler, monomer
adı verilen küçük moleküllerin kovalent
bağlarla birbirlerine bağlanarak oluştur-
dukları çok büyük moleküllerdir.
Monomer:
CH2=CH-CH=CH2; bütadien(gaz)
Polimer:
(CH2-CH=CH-CH2 )n; elastomer(katı)
Polimer Zinciri: Çok sayıda mono-
mer molekülünün birbirine bağlanarak
oluşturduğu büyük moleküler zincir
olarak tabir edilir. Atomların tipine
bağlı olarak polimer zincirinin belli bir
hareket kabiliyeti vardır. Polimer mole-
külü meydana getirmek üzere kullanılan
monomerlerin iki veya daha fazla fonk-
siyona sahip olmaları gerekir. Aşağıdaki
moleküller iki fonksiyona sahip birer
monomerlerdir.
HOOC-R-COOH HO-R-OH HN2-R-
NH2
İki fonksiyonlu monomerler düz yapılı
bir zincir oluştururlar. Bir R• radikali
vinil klorür monomerinden düz zin-
cirli PVC(polivinilklorür) oluşturur.
Eğer monomer molekülü üç veya daha
fazla fonksiyona sahipse dallanma veya
çapraz bağlanma meydana gelir.
27. İnovatif Kimya Dergisi 27
Polimer zincirleri aşağıda şekillerdeki
gibi olabilir.
1- Düz zincir yapı
2- Kısa dallanmış zincir yapı
3- Uzun dallanmış zincir yapı
4- Çapraz bağlanmış zincir yapı
5- Yıldız yapı
6- Tarak yapı
Elastomer:
Kauçuk olarak tanımladığımız elas-
tomerler, polimerlerin seyrek çapraz
bağlanması ile oluşan ağ yapısı halidir.
Polimerin elastomer olması için; yüksek
molekül ağırlığına, zincirler arası düşük
kuvvete, gelişigüzel zincir yapısına ve
çapraz bağlanabilme özelliğine sahip
olması gerekir.
Kauçuk Kavramı:
Kauçuklar çapraz bağlanmamış ama
çapraz bağlanabilme özelliğine sahip,
yani vulkanize olabilen polimerlerdir.
Yüksek sıcaklıkta ve deforme edici kuv-
vetlerin etkisi altında koyu sıvımsı akış
özelliği gösterirler. Böylece uygun şart-
larda şekillendirilebilirler. Lastik ka-
vramı, yukarıda tarifi yapılan elastomer
kavramı ile eş anlamlıdır.
Çapraz bağlanabilme özelliği vulkani-
zasyonla açıklanabilir. Vulkanizasyon,
kauçuğun kimyasal yapı değişikliğine
uğrayarak(çapraz bağlanma reaksiyonu)
ve geri dönüşümsüz olarak elastik özel-
liklere sahip bir duruma gelmesi ve
getirilmesi işidir. Vulkanizasyon öncesi
yüksek plastik özellikler, vulkanizasyon
sonrası yerini yüksek elastik özelliklere
bırakır.
Kauçuk Karışımı:
İstenilen özelliklere göre ayarlanmış,
kauçuk ve diğer hammaddeler ile katkı
maddelerinden oluşan, vulkanize edile-
bilen bir karışımdır. Bir reçete şun-
lardan oluşur:
* Kauçuk
* Dolgu Maddeleri
* Yumuşatıcılar
* Proses Kolaylaştırıcılar
* Yaşlanmayı Önleyiciler
* Aktivatörler
* Hızlandırıcılar
* Pişiriciler --->Vulkanizasyon Sistemi
* Geciktiriciler
* Diğer Katkı Maddeleri(boyalar, koku
vericiler, şişiriciler)
Vulkanizasyon:
Çapraz Bağlanma özelliği, vulkani-
zasyonu sağlayan maddenin miktarı-
na, aktivitesine ve reaksiyon zamanına
bağlıdır. Bu özellik vulkanizasyon derec-
esi ve çapraz bağlanma yoğunluğu olar-
ak ifade edilir.
En çok kullanılan kükürt vulka-
nizyonunda, diğer katkı maddelerinin,
özellikle kullanılan hızlandırıcıların cins
ve miktarına bağlı olarak, farklı çapraz
bağlanma şekilleri oluşabilmektedir.
Vulkanize kauçuğun özellikleri büyük
ölçüde çapraz bağlanma şekline ve
yoğunluğuna bağlıdır.
28. İnovatif Kimya Dergisi28
Kauçukta Kullanılan Bazı Çevirme
Faktörleri:
1 Newton=0,102 kgf=105 din=0,2248 lbf
1 lb = 0,4536
1 kg/cm2=0,9677 atm=14,22 psi=0,1
Mpa
1 bar = 0,1 Mpa
°C = 5/9 (°F-32)
(Ref: Elastomer Teknolojisi, Kauçuk
Derneği Yayınları )
Elastomer Teknolojileri
Detaylı teknik kauçuk bilgisine ulaşmak
için Kauçuk Derneği’nin yayınlarından,
Sn. Haldun Ömer Savran’ın hazırlamış
olduğu; “Elastomer Teknolojisi I” ve
“Elastomer Teknolojisi II” adlı kitaplara
dernek aracılığı ile ulaşabilirsiniz.
Örnek bir lastik Hamuru reçetesi
Elastomer dışı tüm katkılar PHR olarak
reçeteye konur. PHR “Part per Hundred
Rubber” deyiminin kısaltılması olup
“100 kısım kauçuk” için gerekli olan
miktar anlamında kullanılır.
29. İnovatif Kimya Dergisi 29
Kauçuk Hakkında Daha Fazla Akademik
Bilgi İçin Şu Kaynaklardan Yararlanabil-
irsiniz.
1.Kauçuk Türü Malzemeler II. Sentetik
Kauçuk, Vahap VAHAPOĞLU
2.Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mak-
ine Mühendisliği Bölümü, Trabzon, Fen
ve Mühendislik Dergisi, 9(1), 2006
3.SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA
PLANI, Kauçuk Ürünleri ÖİK Raporu
Karbon Siyahı ve Sentetik Kauçuk Alt
Komisyonu Raporu,Ankara,2001
4.Savran, Ö., H., Elastomer Teknolojisi
1, Kauçuk Derneği Yayınları, İstanbul,
2001
Kaynaklar
1. DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı
Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu
Raporu
2. CEFİC Kimya Sektör Raporu (2011)
3. Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belge-
si ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015)
4. TÜİK
5. Megep-Meslekî Eğitim Ve Öğre-
tim Sisteminin Güçlendirilmesi Pro-
jesi,Kimya Teknolojisi,Lastik Hamuru
Oluşturma,Ankara (2008)
6. http://www.kimyablog.com/kau-
cuk-sektoru-yazi-dizisi-kaucuk-sekto-
rune-giris/
7.Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Süre-
cinde İstanbul Sanayi Odası Meslek
Komiteleri Sektör Stratejileri Geliştiril-
mesi Projesi, Plastik ve Kauçuk Ürünleri
imalat Sanayi, Şubat 2012 İstanbul
30. İnovatif Kimya Dergisi30
Emre YILDIRIM
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
aldamaemre@hotmail.com
PEKTİN NEDİR?
Gıda sanayinde gıda işleme ve gıda katkı maddeleri üreti-
mi alanında, gelişen teknoloji ile daha kaliteli ve maliyeti
düşürebilecek işlem koşulları üzerinde durulmaktadır.
Pektin; pektik maddeler gurubundan koloidal nitelikte
bir karbonhidrat bileşiğidir ve jel oluşturma özelliğinden
yararlanılan bir katkı maddesidir. En önemli kullanım
alanı ise gıdalardır.
Pektinler genel olarak tüm genç bitkilerin hücre duvar-
larında ve hücre aralarında, meyve ve sebzelerde bulunan
kompleks kolloidal polisakkarit karışımlarıdır. Hemen
hemen bütün bitki dokularında pektik maddeler çözünmüş
halde bulunur. Pektin bitkisel kaynaklı bir stabilizör olup,
her meyve ve sebzede farklı nitelik ve miktarlarda bulunur.
Pektik maddeler, ana hidroliz ürünleri galakturonik asit ve metanol olan, D-galak-
turonik asit veya D-galakturonik asidin metil esterinden oluşan polisakkaritlerdir.
D-galakturonik asit, D-galaktozun son alkol grubunun yükseltgenmesiyle oluşan
bir üronik asittir. Pektinler, D-galakturonik asit birimlerinden başka diğer şekerl-
eri de içerirler. Bunlar arasında D-galaktoz, L-arabinoz ve L-ramnoz en önemlil-
eridir.
32. İnovatif Kimya Dergisi32
Şekil: D-galakturonik asit, D-galaktoz, L-arabinoz, L-ramnoz molekülleri,
1,4-α-D-galakturonan ve 1,4-β-D-galaktan birimleri (Kar, 1998)
33. İnovatif Kimya Dergisi 33
Pektinin Fizikokimyasal Özellikleri
Pektin’in Fiziksel Özellikleri
Saf pektin açık renklidir ve en iyi çözücüsü sudur. Pektinin sulu çözeltisi pektin
molekülünün lineer yapısından dolayı viskoz olduğundan en fazla % 4’ lük pek-
tin çözeltisi hazırlamak mümkündür. Pektin, en yüksek jel gücü veya viskoziteyi
gösterebilmesi için tamamen çözünmelidir. Pektin; Formamit, Dimetil Sülfok-
sit, Dimetil Formamit ve sıcak Gliserol hariç organik çözücülerde çözünmez.
Polisakkaritler ve diğer suda çözünebilir polimerler; organik veya inorganik mad-
delerin, özellikle elektrolitlerin ilavesi ile koagüle olabilirler.
Pektini sulu çözeltilerinden metanol, etanol, propanol veya aseton gibi suyla
karışabilen çözücüler, Cu2+ ve Al3+ gibi çok değerlikli katyonlar, Setiltrimetil
Amonyum Bromür, Polietilenimin gibi suda çözünebilen polimerler ve Kazein gibi
bazı proteinler ilave ederek çöktürmek mümkündür. Pektinin diğer polisakkaritler
gibi erime noktası yoktur, ısıtma ile bozunur ve kömürleşir.
Pektin’in Kimyasal Özellikleri
Pektin’in sulu çözeltileri, yapılarındaki serbest karboksil gruplarından dolayı
asidiktir. Karboksil grupları nötralleştirilmemiş Pektin’in % 0,5-1’ lik çözeltisinin
pH değeri 3,2 ila 3,4 arasındadır. Pektin sıcak asitle muamele edildiğinde, asit
konsantrasyonuna ve sıcaklığa bağlı olarak metil ester grupları ve glikozit bağları
hidroliz olur ve sonunda galakturonik asit oluşur.
Çözünmeyen pektik maddeler katyon değiştirici olarak rol oynarlar. Pektik mad-
deler Ca2+ iyonu ve Zn2+, Cu2+, Fe3+ gibi ağır metal iyonları için çok seçimlidir.
Pektinler KMnO4, Cl2, H2O2, Fe2+/ H2O2, Oksijen veya su varlığında Askorbik
Asit gibi oksidasyon ajanları ile bozunabilir. Bitkideki veya çözeltideki pektin
radyasyon ile de bozunabilir.
34. İnovatif Kimya Dergisi34
Pektin Üretimi
Pektin, bitkisel dokularda yaygın olar-
ak bulunmasına rağmen her bitkide
ekonomik bir üretime elverecek düzey-
de bulunmamaktadır. Bazı bitkilerde
ise yeterli düzeyde bulunmasına karşın
üretilen pektin nitelikleri bu alanda
kullanılmaya elverişli olmaktan uzak-
tır. Meyve suyu işletme artıklarından
elma posası ve narenciye kabukları ile
ayçiçeği tablası ve şeker pancarı küsp-
esi en önemli pektin hammaddeleridir.
Ancak, yukarıda açıklanan nedenlerle
dünya pektin üretiminde hammadde
olarak çoğunlukla turunçgil kabukları
kullanılmaktadır.
Ürün Adı Toplam Pektik Maddeler
(K.M.’de %)
Patates 2.5
Havuç 10
Siyah Turp 15
Domates 3
Elma 4 – 7
Elma Posası 15 – 20
Ayçiçeği Tablaları 25
Narenciye Kabukları 20 – 40
Şeker Pancarı Küspesi 15 – 20
Bazı Sebze ve Meyvelerin Yaklaşık Pek-
tin İçerikleri ( K.M: kuru madde)
Pektin eldesinde amaç, jel yapma
özelliği ve hazırlanan jölenin katılaşma
süresi bakımından istenen özelliklere
sahip pektin’in en çok; fakat en ekono-
mik şekilde elde edilmesidir. Pektin,
kullanım alanına göre jel yapma özelliği
ayarlanmış toz halinde üretilir ve satılır.
Pektin ekstraktı konsantre edilerek taşı-
ma maliyetinin az olduğu üretim merke-
zlerine yakın alanlarda kullanılmak
üzere sıvı pektin olarak da pazarlanabil-
ir.
Pektin üretim yöntemi, tüm hammad-
deler için aynı temel adımlardan oluşur.
Bunlar; hammaddedeki pektinin suda
çözünür hale getirilmesi ve zayıf asit
çözeltisinde ısıtılarak pektinin ekstrak-
siyonu, ekstraktın süzülerek arıtılması,
pektinin çöktürülmesi, süzülmesi,
yıkanıp kurutulması, öğütülmesi ve
ürünün standardizasyonudur. Ticari
olarak pektin üretimi için daha çok
meyve suyu fabrikalarının artığı olan
portakal, greyfurt veya limon kabukları
kullanılır.
Meyve kaynaklı pektin, ticari olar-
ak elma, limon ve portakaldan suları
alındıktan sonra geriye kalan posadan
üretilmektedir. Bu posa 50-120 dk. Süre
içerisinde, 60-100 °C’ de tartarik, limon
ve süt asidi gibi seyreltik organik asitler-
le veya fosfat, sülfat ve klorür asidi
gibi inorganik asitlerle muamele edilir.
Karışım presten geçirilerek santrifüj
edilir. Süzüntü 35-40 °C’ ye kadar soğu-
tulur. Soğutulan pektinli özüt, pH değeri
yaklaşık olarak 4,5 yapıldıktan sonra
süzülür. Süzülen pektin ya derişik hale
getirilerek sıvı pektin olarak şişelere
doldurulur ya da Bakır ve Alüminyum
tuzları ile muamele edilerek çöktürülür.
Tuzlarla çöktürülmüş pektin asitlendi-
rilmiş alkol ve sonra da nötral alkol
ile yıkanarak metal katyonlar giderilir.
Presten geçirilip öğütülen kütle kuru
pektin olarak piyasaya verilir.
35. İnovatif Kimya Dergisi 35
Pektinin Gıdalarda Kullanımı
Pektin; gıda, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde, şekerlemelerde, jel ve reçel yapımın-
da, stabilizör ve jelleşme vasıtası olarak tıbbi işlemlerde yaygın olarak kullanılmak-
tadır. Pektin ayrıca süt endüstrisinde stabilizör olarak kullanılır. Pektin, düşük pH’
lı süt ürünlerinde Kazein ile kompleks oluşturarak koruyucu hidrokolloid olarak
görev yapar. Bu fonksiyonel görevler pektinin yapısına, bileşimine ve fiziksel özel-
liklerine bağlıdır.
Resim : Yenilebilir Jöle
Gıda alanında pektinin kullanılması şekerler ve asitler ile jel oluşturma özelliğine
dayanır. Pektinlerin gıda endüstrisinde kullanılmasıyla stabil formda katı jel elde
edilir. Pektin jel yapıcı, kıvam verici, emülgatör ve stabilizör özelliğinden dolayı
meyve ve sebze sularında, reçel, pasta jölesi, marmelat, şekerleme, karbonatlı ve
sade meşrubat, meyveli krema ve süt ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Pektin ilaç sanayinde diyareye karşı kullanılan bazı ilaçların bileşiminde de kul-
lanılmaktadır. Pektin yatıştırıcı özelliğe sahiptir ve toksik etkiyi giderici rol oynar.
Ayrıca pektin su-yağ emülsiyonlarında emülsiyon tutucu ve ince bir tabaka haline
getirilebilme özelliğinden dolayı da kâğıt ve tekstil sanayilerinde kullanılmaktadır.
Marmelat, jöle ve meyve suyu endüstrisinde, dondurma, balık konservesi, mayonez
ve sosların üretiminde 1-5 mg/kg arasında, eritme peyniri üretiminde ise 8 g/kg
dolaylarında yüksek esterli pektin kullanılmaktadır. Yoğurdun yapısını düzeltmek
amacıyla da pektin koruyucu kolloid olarak kullanılmaktadır.
Kaynaklar
http://www.food-info.net/tr/qa/qa-wi6.htm
http://www.aromiks.com.tr/portfolio/pektin
KAR, F. (1998). Portakal Kabuğu Pektininin Fizikokimyasal Özellikleri ve Pektin
Ekstraktının Sabit Basınç Filtrasyonu. Fırat Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı, Yayın no: 77622.
36. İnovatif Kimya Dergisi36
Baybars KÖKSOY
Marmara Üniversitesi
baybarsky@gmail.com
KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR
YÖNTEM: FOTODİNAMİK TERAPİ
VE FTALOSİYANİNLER
Kanser
Çağımızın vebası olarak görülen kans-
er, son zamanlarda en çok ölüme sebep
olan hastalıkların başında gelmektedir.
Bu hastalığın tedavisi ve tanısında te-
knolojinin getirdiği yenilikler doğrul-
tusunda, her geçen gün iyimser gelişme-
ler yaşanmaktadır.
Kanseri kısaca tanımlamak istersek
hücrelerin istem dışı ve gereğinden fazla
kontrolsüz çoğalmasıdır. 2 türlü kans-
er bulunmaktadır; bunlar iyi huylu ve
kötü huylu kanser olarak isimlendirilm-
iştir. İnsan vücudunun hemen hemen
tüm organlarında görülebilmektedir.
Bu amansız hastalığın tedavisi için
günümüzde kullanılan tedavi yöntemleri
şunlardır;
I-Cerrahi Tedavi
II-Radyoterapi Tedavisi
III-Kemoterapi Tedavisi
IV-Alternatif Tıp Yöntemleri
Başlıca kullanılan bu 4 tedavinin bel-
li başlı dezavantajları bulunmaktadır.
Ancak yinede erken teşhis edilen kötü
huylu kanser hastalarında, bu yöntem-
lerin birçoğu tedavide iyi sonuçlar ver-
mektedir.
Bu yazıda bahsedilecek olan Fotodi-
namik Terapi Yöntemi ise günümüz
teknolojisinin ürettiği çok yeni bir
yöntemdir ve henüz gelişimini tamam-
lamamıştır. Yazımızda bununla ilgili
ayrıntılardan bahsedeceğiz.
Tedavi yönteminden önce bizim için,
yani kimyacıları ilgilendiren kısmından
bahsedelim;
Fotosensitizer Bileşik Nedir?
Basitçe fotosensitizer (fotoduyar-
laştırıcı) bir bileşik, belirli bir ışık
gücünden etkilenen ve çoğunlukla or-
ganik olan bileşiklerdir. Bu bileşikler,
ışıkla etkileştiğinde uyarılır ve uy-
arıldıktan sonra eski haline dönüşte
açığa çıkan enerji, singlet oksijen ded-
iğimiz bir oksijen türünü aktive eder.
İşte fotodinamik terapi için gerekli olan
bu singlet oksijendir. Günümüzde foto-
sensitizer olarak kullanılan belli başlı
bileşikler; Porfirinler, Ftalosiyaninler,
Klorofiller ve Organik boyar maddeler-
dir.
Bir bileşiğin fotodinamik terapide kulla-
nabilecek, fotosensitizer olabilmesi için
bazı temel şartlara sahip olması gerek-
mektedir.
37. İnovatif Kimya Dergisi 37
Bunlar;
-Uzun dalga boyunda yüksek absorpsi-
yon
-Yüksek singlet oksijen kuantum verimi
-Doğal floresans
-Düşük toksisite
-Suda çözünürlük
Ftalosiyaninler
Ftalosiyaninler’in(Pc) orijinal adı,
Yunancadaki mineral yağı anlamında
naphtha ve koyu mavi anlamında cya-
nine kelimelerinin bileşiminden oluş-
maktadır ve renkleri maviden sarımsı
yeşile kadar değişebilmektedir. Ftalosi-
yaninler ilk kez 1907’de Braun ve Tch-
erniac tarafından, South Metropolitan
Gaz Company (Londra) ‘de asetik asit ve
ftalimit’den ortosiyanobenzamid sentezi
sırasında tesadüfen koyu renkli çözün-
meyen bir yan ürün olarak elde edilm-
iştir. Metalli ve metalsiz ftalosiyanin
olmak üzere iki’ye ayrılır. Bunun dışında
birçok farklı ftalosiyan’in türevi liter-
atürde mevcuttur( asimetrik, tetra, okta,
sandwich vs)
Ftalosiyan’in Bileşiğinin Genel Yapısı
Günümüzde ftalosiyan’in bileşikleri,
gösterdikleri birçok fiziksel ve kimyasal
özelliklerinden dolayı ilgi çekmektedir.
Ülkemizde başta Gebze Yüksek Teknolo-
ji Enstitüsü(GYTE) olmak üzere pek çok
üniversitede, bu bileşikler çalışılmak-
tadır. Ancak özellikle GYTE, Marmara
ve Karadeniz Teknik Üniversitesinde
PDT amaçlı çalışmalar yapılmaktadır.
PDT’ de Neden Ftalosiyan’in?
Yüksek dalga boyunda(yaklaşık 700 nm
civarında) absorpsiyon yapmaları, yük-
sek triplet hal kuantum verimleri(yield),
triplet halde kalma sürelerinin uzun
olması(lifetime) ve etkili bir şekilde sin-
glet oksijen oluşturabilme kapasiteleri
nedeniyle, ftalosiyan’in bileşikleri foto-
dinamik terapi ile kanser tedavisinde
kullanılabilecek hedef moleküllerdir.
Fakat bu bileşiklerin en büyük problem-
leri çözünürlükleridir. Dolayısıyla PDT
ye uygun bir ftalosiyan’in bileşiği tasar-
lanırken, suda çözünür olması önemli
şartlardan biridir. Bunun yanında tok-
sisiteside olmamalıdır.
PDT(Fotodinamik Terapi)
PDT, ışığa-duyarlı-ilacın (photosensi-
tizer) hastaya damar yoluyla verilmesini
(veya topikal olarak uygulanmasını)
takiben bu ilacın tümörlü dokuda birik-
mesinin ardından, belli dalga boyundaki
ışık ile uyarılarak kanserli hücrelerin
tahrip edilmesi esasına dayanır.
N
N
N
NH
N
N
N
HN
38. İnovatif Kimya Dergisi38
Fotodinamik Terapi ile kanserin tedavisinin şematik gösterimi
Son yıllarda bu üç ana geleneksel kanser tedavi yöntemine ek olarak, bazı kans-
er tiplerinde fotodinamik terapi de yer almaya başlamıştır. Fotodinamik terapi
(photodynamic therapy (PDT)) A.B.D, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Hol-
landa, Kanada gibi birçok ülke sağlık kurumu tarafından birçok kanser tedavi
uygulamaları için onaylanmıştır. PDT 1960’ların basında sekilenmeye baslamıs,
1980’lerin basında Amerikan Gıda ve İlaç Kurulu’nun (Food and Drug Adminis-
tration (FDA)) hematoporphyrin (HpD) türevi olan Photofrin isimli ilacın klinik
uygulamalarına onay vermesiyle, birçok kanserin tedavisinde uygulanmaya başlan-
mıştır.
PDT şuanda gelişimini tamamlamış bir yöntem değildir. Özellikle deri ve yüzey-
sel kanser tedavilerinde kullanılmaktadır. İç organlardaki kanser tedavileri için
öncül fotosensitizer bileşiklerin tasarımına ve sentezine ihtiyaç duyulmaktadır. Şu
aşamada en çok amaçlanan ve istenilen şey fotosensitizer bileşiğin kanserli hücreye
direkt olarak ulaşması(hedefleme) ve diğer önemli organ kanserlerinde kullanıla-
bilmesi için daha uzun süreli uyarılma ve daha uzun süreli singlet oksijen konsant-
rasyonuna sahip bileşikler elde edilmesidir.
39. İnovatif Kimya Dergisi 39
Kanserli bölgeye verilmiş fotosensitizer bileşiğin UV ışığıyla aktive edilmesi
Belki şuan için değil; ama gelecekte kanserin tedavisinde en çok kullanılacak
tedavi yöntemlerinden biride fotodinamik terapi(PDT) olacaktır.
Kaynaklar
-Hanifi Yaman,Yüksek Lisans Tezi,GYTE-2007
-Hülya Yanık ,Yüksek Lisans Tezi,GYTE-2010
-Fotosensitizer ile ilgili bilgiler : http://en.wikipedia.org/wiki/Photodynamic_
therapy
40. İnovatif Kimya Dergisi40
Caner KAVRAZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi
m.canerkavraz@gmail.com
ANLIK ÇÖZÜMÜMÜZ !!!
ANTİBİYOTİKLER…
Hayatımıza hızla giriş yapmış antibiyo-
tikler… Hani en ufak bir problemimizde
doktorların bu tür ilaçlara minnettar
olmamız için reçetemizin ilk sırasına
yazdığı antibiyotikler. Gerçekten çok
faydası var antibiyotiklerin ancak bizim
düşündüğümüz, kullandığımız şekliyle
değil. Üzerimizdeki halsizliği alması,
bizlere enerji vermesi ve en önemlisi
de bizi yataktan çok kısa sürede kaldır-
ması gibi anlık çözümlerimiz olabilirler.
Fakat sıklıkla kullanıma devam ettiğimiz
takdirde geleceğimiz için bizlere sıkıntı
yaratacak gibi görünüyorlar. Şimdi gelin
bu antibiyotikleri bir inceleyelim.
Antibiyotiklerin ilk üyesi hepimizin çok
yakından tanıdığı “Penisilin” dir. İskoç
bilim adamı Sir Alexander Fleming
araştırmaları esnasında 1928 yılında ek-
mekte fazlaca bulunan yeşil küf mantar-
larının olduğu yerde bakterilerin yaşam-
adığını fark eder. Gerekli çalışmalar ve
saflaştırmalar yapıldıktan sonra 1940’lı
yıllarda çeşitli tedavilerde kullanılmaya
başlanır. Penisilin ile başlayan bu anti-
biyotik soyu diğerlerinin de sentezi ile
günümüze kadar çoğalarak gelir. Bu an-
tibiyotiklerin sentezi bazen doğal yolla
bazen kimyasal yolla olabilir.
Penisilinin Yapısı
41. İnovatif Kimya Dergisi 41
Antibiyotiklerin iki çeşidi bulunuyor.
Bunların birincisi “Biyosidal Antibi-
yotikler”; mikroorganizmaları öldüren
antibiyotikler. Diğerleri ise “Biyostatik
Antibiyotikler”; mikroorganizmaların
büyümesini ve çoğalmasını engelley-
en antibiyotikler. En önemli özellikleri
olarak antibiyotikler bakterilerin
etki alanlarına göre spesifik özellik
gösterirler. Hücre çeperlerine, zarlara,
nükleik asitlere etki eden antibiyotikler
farklılıklar gösterir. Tabi bazı seçici ol-
mayan antibiyotikler de bulunur.
Günümüzde insanlar üzerindeki etkil-
erine geldiğimizde faydaları kaçınıl-
mazdır. Vücudumuza zararlı bütün
bakteriler üzerinde müthiş etkileri bu-
lunuyor ve onları etkisiz hale getirebili-
yorlar.
Dolayısıyla sağlığımıza çok büyük kat-
kıları var. Tabi ki bu tür ilaçları sadece
uygun şekilde kullandığımız zaman bu
katkılardan yararlanabiliyoruz. Mesela
neler yapabiliriz? Örneğin; Kültür-An-
tibiyogram Test dediğimiz belli bir bak-
teri türüne karşı koyacak olan antibi-
yotiğin belirlendiği biyolojik bir metot
olan bu testten faydalanmalıyız. Tabi
bize bu testi önerecek ve yaptıracak olan
doktordur. Bunun dışında, test doğrul-
tusunda doktorların bizlere önerdiği
miktar ve dozun dışına kesinlikle çık-
mamalıyız.
Antibiyogram Görüntüsü
Antibiyotik kullanımında bilmemiz
gereken bir diğer husus ise hastalıkların
çoğunun iki çeşit mikroptan oluştuğu-
dur. Bakteriler ve virüsler… Antibiyo-
tikler kesinlikle virüslü hastalıkları te-
davi edemez. Virüslü hastalıklar olarak
nitelendirdiğimiz hastalıklar genellikle
karşı karşıya kaldığımız üst solunum
yolu enfeksiyonlarıdır (grip, uyku so-
runu, boğaz ağrısı vs.). Yani, soğuk al-
gınlığı, öksürük vb. tür basit hastalıklar-
la karşı karşıya kaldığımızda antibiyotik
kullanımı hiçbir işe yaramıyor.
Verilen reçeteye uyulmadığı durumlar
ve sık antibiyotik kullanımı için uzman-
ların bazı açıklamalarıyla antibiyotik
tehlikesi ile ilgili sizleri aydınlatmak
istiyorum:
İsveç merkezli Karolinski Enstitüsü
(Avrupa’daki en büyük ve en prestijli
tıp üniversitesi), Standford ve Wash-
ington Üniversiteleri uzmanları “An-
tibiyotikler, hastalıklarla mücadele
ederken insan vücudundaki iyi huylu
bakterilere de zarar veriyor. Aşırı an-
tibiyotik kullanımı uzun dönemde
insan sağlığını olumsuz etkiliyor.”
açıklamasını yayınlamış.
42. İnovatif Kimya Dergisi42
İyi huylu bakteriler olarak nitelendirilen bakteriler, vücudumuzda hem kendileri
beslenip hem de bizlere faydası bulunan, mutualist yaşamamızı sağlayan bakteriler-
dir. Yine aynı konuda Illinois Üniversitesi’nden Dr.Abigail Salyers antibiyotik kul-
lanımı sonucu değişime uğrayan bakterileri “saatli bomba” olarak nitelendirmiştir.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) Genel Direktörü Margaret Chen doktorların hast-
alarına uygun antibiyotik yazmaları ve hastaların da tedaviye harfiyen uymaları
konusunda uyararak “Çocuklarınızın dizindeki çizikler bile ölümcül olabilir. Kalça
protezi gibi basit ameliyatlarda bile hayatlarıyla kumar oynamak zorunda kalabil-
irler.” şeklinde konuşmuştur. Chen yine Mart 2012 itibariyle antibiyotiklere direnç
kılan mikroplara maruz kalan kişilerde ölüm oranı yüzde 50 arttığını belirmiştir.
Bunların dışında bazı ülkelerin sağlık bakanlıkları özel önlemler almış, bazıları
terörden daha tehlikeli olduğu konusunda demeçler vermiş vs. şekillerde doktor ve
hastaları bilinçlendirmeye çalışmışlardır. Bu konuda o kadar ileri gidilmiş ki 2008
yılından itibaren 18 Kasım “Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” olarak kabul
edilmeye başlanmış.
Bunların dışında bir de süper bakteri durumu var ki, bu da antibiyotik gibi il-
açların başımıza açtığı bir dert. Bakterilerin sahip olduğu bağışıklık sisteminin,
karşı karşıya kaldıkları antibiyotiklere direnç göstermeleri sonucu oluşuyor bu
süper bakteriler. Bu süper bakterilerin ortaya çıkmasının en önemli etkeni olarak
yine aşırı ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı olarak gösteriliyor. Öyle ki 2011 yılın-
da Hindistan’da başkent Yeni Delhi’de şebeke suyunda, bilinen tüm antibiyotiklere
karşı direnç gösteren bir süper bakteriye rastlanmış. Bunun gibi süper bakteri ile
ilgili örnekler zaman zaman gündemde yerini alıyor.
Antibiyotik serüveninde son olarak da tıp dünyasında süper bakterilere karşı koy-
mak amacıyla süper antibiyotikler için çalışmalar gerçekleştiriliyor. Ayrıca gelecek
için ise yer altı mağaralarından bazı yararlı bakteriler ile antibiyotik üretileceğini
öngörüyorlar.
43. İnovatif Kimya Dergisi 43
İnsanların bu bilinçsizlik ve vurdum-
duymazlığı, bilimin de araştırma çabası
var oldukça, bu konunun sonu gelmeye-
cek gibi görünüyor...
Kaynaklar
http://www.saglikpersonelininsesi.com/
haber/10927/avrupa-antibiyotik-farkin-
dalik-gunu.html
http://www.atistanbul.com/laboratu-
var-muayeneleri-36
http://tr.wikipedia.org/wiki/Penisilin
http://haber.mynet.com/saglik/anti-
biyotige-direnc-teror-kadar-tehlike-
li-682744-1
44. İnovatif Kimya Dergisi44
Muhammed Ahmet
KARABULUT
Karaman Oğlu Mehmetbey
Üniversitesi
101101044@stu.kmu.edu.tr
ERASMUS PROGRAMI İLE KİMYA EĞİTİMİ
Bir kimyagerin hayatını değiştirebilecek güzel program-
dır; erasmus . Bende bu heyecana katıldım. Yeni, çarpıcı
, güzel ve akıcı bir hayalle beraber gerçekleşecek bir
hayata atıldım.İlk başta inanmıyorsunuz bazı hayaller-
in gerçekleşeceğine . Fakat adım attığınız anda başlıyor
hayatın en güzel film kareleri.
İlk başvurduğum zaman heyecanlıydım. Neler
yapacağımı bilmiyordum. Uyum içerisinde olmak zor-
dur. Fakat kimyada kullandığım tüm terimler hep aynı
.Bir fark var : O da orada ingilizce söylemek zorun-
dasınız.
45. İnovatif Kimya Dergisi 45
Fakat bir bilim insanı yetiştiren fakülteden çıktığınız için her zaman kendinize
olan öz güveniniz vardır. Yapabileceğine inandığınız şeyler uğruna her zaman ko-
rkusuzca adım atarsınız.
Bazen hüsrana uğrar, bazen de umut ile dolu haberler alırsınız.Tabi hiçbir zaman
pes etmez, daha iyisini elde etmek için daha çok çalışırız.
Erasmus programını bazı arkadaşlarımız büyüttüğümü düşünebilirler. Fakat içeris-
ine girdikleri zaman gerçekten haklı olduğuma katılacaktırlar.Programa katılırken
gideceğiniz üniversite sizin için önemli olmalıdır.Size fazlasıyla bilgi katabilecek,
isteklerinizi karşılayabilecek bir üniversite olmalı.Yoksa büyük hayal kırıklığına
uğrayabilirsiniz.Şimdiden size bunu belirteyim.
Fizik , Kimya, Biyoloji ve Matematik gibi Fen Bilimlerinin ana yapısını oluşturan
bu bölümler Avrupa’da büyük önem verildiğini kendiniz gözlerinizle görebilirsin-
iz. Bu bölümde okuyan arkadaşların TIP okuyan arkadaşlar kadar havası olduğunu
söylemek mümkündür.Fakat şu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Dünya’nın
neresinde olursanız olun , eğer kendinizi geliştiremiyorsanız bölümünüz elle tutu-
lan bir bölüm olsa da size fayda sağlamayacaktır.
Catalytic cracking of hydrocarbons deneyinden bir kesit.
46. İnovatif Kimya Dergisi46
Kimya eğitimi Avrupa’nın %80 ninda 3 yıl (6 sömestr) şeklinde eğitim verilmekte-
dir.Bu süreçte teorik bilginin yanı sırada pratik bilgiye de çok önem verilir. Öğren-
ciler 4. sınıf ve daha sonraki senelerde bilimi sevmeleri adına kimya fakültelerinde
çeşitli deneyler adı altında görsel gösterimler yapılır. Bu görsel deneyler sayesinde
öğrencilerin bilime yaklaşmalarını sağlamakla beraber ileriki eğitim durumunda
kendisinin hangi bölüme daha çok yatkın olduğunu bilmesinde katkı sağlamak-
tadır.
Polonya asıllı fizikçi ve kimyacı Maria Salomea Skłodowska
Büyük üniversitelerin kimya bölümlerinde anabilim dalları Türkiye’de bulunan
anabilim dalları ile hemen hemen aynı fakat araştırma gruplarının içerisinde bu-
lunan ana bilim dallarına ait yan dalları farklılık yaratabilmektedir.Erasmus pro-
gramında gittiğim Unıversity of Warsaw/Faculty of Chemistry de bölümler çok
fazlaydı ve bu sayı yan dalları ile birlikte yaklaşık 12 civarında bulunmaktadır.
47. İnovatif Kimya Dergisi 47
Araştırma gruplarının fazla olması,
kimya alanındaki detayın ve farklı
bölümlerine yoğunlaşmasına katkı
sağlamaktadır. Bu sayede öğrenci genel
olarak anabilim dalına hakim olmak-
la beraber anabilim dalının içerisinde
bulunan yan bölümlere de daha aktif ve
hakim olabilmektedir.
Avrupa her geçen zamanda bilime
yatırım yaparken Türkiye’de fizik kimya
matematik ve biyoloji bölümleri kapa-
tılmakta. Umarı ülkemizde bir gün bu
bölümlerin kıymeti anlaşılır ve üzerinde
yoğunlaşılır.
Erasmus ile kimya konusunda sormak
istediğiniz sorularınızı iletişim adresim
aracılığı ile sorabilirsiniz. Bu konuda
size yardımcı olmaktan kıvanç duy-
acağım.
En içten saygılarımla.
48. İnovatif Kimya Dergisi48
Ceyda SARIKAYA
Yıldız Teknik Üniversitesi
kim.ceydasarikaya@gmail.com
FUAR REHBERİ
Merhaba Sayın İnovatif Dergisi okurları, bu ay ve bun-
dan sonraki aylarda sizlere kimyagerlerin ilgisini çeke-
bileceğini düşündüğüm, yurt içi ve yurt dışı fuarları,
kongreleri ve etkinlikleri paylaşacağım. Böylece her ay
boş zamanlarımızı değerlendirerek, kendinizi geliştirme
fırsatı bulabileceğiniz, farklı sektörlerden de meslek-
taşlarınızla tanışma imkanı sunuyorum. Ayrıca firma sa-
hibi meslektaşlarımız da bu fuarlara katılarak ürünlerine
tanıtabilir ve satışlarını arttırma imkanı sağlayabilirler.
Ekim ayında 5 ülkede 11 farklı şehirde düzenlenecek
olan 15 farklı fuarın programını sunuyorum. Kendi
araştırmalarımla derlediğim bu programda, Türkiye ‘de ve
Dünya ‘da bulunan bütün şehirler de düzenlenen fuarlara
yer vermem mümkün değil bu nedenle kimya ile ilgisi
olan sektörleri seçmeye çalıştım.
49. İnovatif Kimya Dergisi 49
Fuar Adı Tarihi Fuar Açılımı Sektör Şehir Fuar Alanı
TEXBRIDGE
ISTANBUL
9-11 Ekim
2013
Kumaş ve Aksesu-
arları Fuarı
Tekstil,Kumaş,Ev
Tekstili
İstanbul Cnr Expo Center
GTE-2013
10 - 12 Ekim
2013
Çay ve Teknolojileri
Fuarı ve Forumu
Tea and Tea Pro-
cess Technologies
Trade Fair
Gıda, Yiyecek, İçecek,
Gıda İşleme Teknolojisi
İstanbul
Istanbul Expo
Center
FARMAVİZYON
-2013
25 - 27 Ekim
2013
Eczacılık ve İlaç
Endüstrisi Fuarı
Pharmacy and Drug
Industry Fair
Tıp, İlaç Teknolojisi,
Hastane Donanımı
İstanbul Cnr Expo Center
EIF-2013
24 - 25 Ekim
2013
Enerji Teknolojileri
Fuarı
Energy Techno-
logies Trade Fair
Enerji ve Güç Sistemleri Ankara
ATO Fuar ve
Kongre Merkezi
Güzellik ve
Bakım-2013
31 Ekim - 03
Kasım 2013
Güzellik, ve Bakım,
Saç, Kozmetik ve
Parfümeri Fuarı
International Trade
Fair for Cosmetics,
Perfumery and
Beauty Care
Kozmetik ve Güzellik
Ürünleri
Ankara
ATO Fuar ve
Kongre Merkezi
RENSEF-2013
31 Ekim - 03
Kasım 2013
Yenilenebilir Enerji
ve Enerji Verimliliği
Fuarı
Renewable Energy
and Energy Effi-
cieny Trade Show
Çevre Koruma
Teknolojileri,
Yenilenebilir Enerji, Su
Teknolojileri
Antalya
Cam Piramit Sa-
bancı Congress
and Exhibition
Center
Yapex Seramik
& Banyo-2013
1 Ekim - 03
Kasım 2013
Seramik, Vitrifiye
Ürünler, Banyo
Anmatürleri ve Ak-
sesuarları
Trade Fair for Cera-
mic Tiles, Sanitary
Products, Fixtures
and Bathrom Ac-
cessory
Madencilik, Mermer,
Doğal Taşlar, Yapı Mal-
zemeleri, Teknolojileri,
İş Makineleri
Antalya
Antalya Expo
Center (AEC)
TRABZON TA-
RIM -2013
24 - 27 Ekim
2013
Tarım ve Hayvancı-
lık Fuarı
Agriculture and
Animal Breeding
Trade Fair
Tarım, Hayvancılık Balıkesir Gönen,Belediyesi
BURTARIM
-2013
01 - 05 Ekim
2013
Bursa Tarım, Hay-
vancılık, Tavukçu-
luk, Tohumculuk,
Fidancılık ve Süt
Endüstrisi Fuarı
Bursa Agriculture,
Stockbreeding,
Poultry and Sapling
Fair
Tarım, Hayvancılık Bursa
Tüyap Bursa
Uluslararası Fuar
ve Kongre Mer-
kezi
Gaziantep Au-
toshow-2013
28 Eylül - 06
Ekim 2013
Gaziantep 6. Oto-
mobil, Ticari Araçlar
ve Motosiklet Fuarı
Automobile,Com-
mercial Vehicles
and Motorcycle Fair
Otomobil, Ticari Araçlar,
Motosiklet, Bisiklet
Gaziantep
Gaziantep M1
Tepe Alışveriş
Merkezi Fuar
Alanı
KonKalıp-2013
24 - 27 Ekim
2013
Kalıp Teknolojileri
ve Yan Sanayileri
Fuarı
Mold Technology
and Related Indust-
ries Fair
Metalurji, Dökümcülük,
Demir Dışı Madenler,
Metal İşleme, Kaynak,
Üretim Teknolojisi
Konya
Konya Tuyap
Uluslararası Fuar
Merkezi
50. İnovatif Kimya Dergisi50
Plastics Industry
Show-2013
28 - 31 Ekim
2013 -
Plastik Endüstrisi
Fuarı
Ambalaj, Plastik ve Ka-
uçuk Teknolojisi, Kimya,
Petrokimya
Rusya Federasyonu/
Moskova
EXPOCENTRE
Powder & Bulk
Solids In-
dia-2013
09 - 11 Ekim
2013
International Confe-
rence & Exhibition
on Storing, Handling
and Processing
Bulk Solids and
Powder
Malzeme Taşıma, Lojis-
tik, Kimya, Petrokimya,
Gıda, Yiyecek, İçecek,
Yapı Malzemeleri, Tek-
nolojileri, İş Makineleri,
Ağaç İşleme Teknolojisi,
Orman Ürünleri,Kağıt,
Matbaacılık, Baskı
Teknolojileri
Hindistan/Mumbai
(Bombay)
Bombay Conven-
tion & Exhibition
Centre
Pflegemesse
Leipzig-2013
15 - 17 Ekim
2013
Hastane ve ev ba-
kım fuarı
Trade Fair and
Congress for Hospi-
tal and Home Care
Endüstriyel Bakım ve
Güvenlik, Kimya, Petro-
kimya,Hizmet Endüstrisi
Almanya/ Leipzig Leipzig.expo
Eurocoat-2013
22 - 24 Ekim
2013
Yüzey İşleme ve
Kaplama Fuarı
Surface Processing
and Coating Trade
Fair
Yüzey İşleme, Kimya,
Petrokimya
İtalya/Piacenza PiacenzaExpo
Her sektörde Ar-Ge çalışmalarının sürdürüldüğünü ve otomotiv den tarıma kadar
bir çok sektörde kimyagerlerin istihdam edebilirliğini düşünürek bu listeyi hazır-
ladım.En basiti Gaziantep de düzenlenecek olan “Gaziantep Autoshow “ fuarında
otomotiv sektöründe satış danışman olarak çalışabilir, bu alanda ar-ge çalışmala-
rında bulunabilir veya bu alanda yapılacak olan bütün fiziksel ve kimyasal testleri
yapabilirsiniz. Yine aynı şekilde Bursa ve Balıkesir de düzenlenecek olan tarım ve
hayvancılık sektöründe Ziraat Mühendisleri gibi biz Kimyagerler de Ar-Ge çalış-
maları yapabilir ayrıca toprak, suni gübre dışında kullanılan yemden ,suya kadar
bütün ham madde kaynaklı görülebilecek bir çok ürünün ,maddenin gerekli ana-
lizlerini yapabiliriz.
Fuarlara katılma koşulları farklılık gösterebiliyor. Genel olarak bazılarında çok
düşük ücretler karşılığında giriş sağlayabilirken, bazılarında internet sitelerinden
e-bilet alabilir veya fuar merkezinin kapısında örgenci belgeniz, kartvizitinizi kul-
lanarak da fuar alanına giriş yapabilirsiniz.
Fuarlara katılacak olan kişilere tavsiyem yanlarında muhakkak küçük bir not def-
teri ve kalem bulundurmaları, görüştükleri kişilerin firma isimleriyle beraber
iletişim bilgilerini eksiksiz almanızdır. Bu şekilde daha sonrasında iletişiminizi
kolaylaştırabilirsiniz.Fuar alanında çekingen davranmamalısınız, unutmayın ki
fuarlarında amacı ürünlerini tanıtmak, yeni müşteri, ham madde temin edebile-
cekleri firma portföyünü genişletmektir. Fuar alanındaki herkes yeni bireylerle ve
firmalarla tanışmak için orada olduğun aklınızın bir köşesinde bulundurursanız,
çekingen davranmanın gereksizliğini kendinizde görebilirsiniz bunu özellikle daha
önceden herhangi bir fuara, kongreye katılmamış bireyler için belirtmek istedim.
Yeni iş arayan arkadaşlarıma da tavsiyelerim, fuarlara katılarak firmalarla görüşe-
bilir istenilen nitelikleri öğrenebilirler. Fakat özgeçmişinizi fuar alanında verme-
menizi daha sonrasında görüşme için randevu almanızı tavsiye ederim. Özgeçmiş
kartvizitleri de bu anlamda fazlasıyla iş görmektedir.
Şimdiden herkese iyi fuarlar.
51. İnovatif Kimya Dergisi 51
KONUNU
DÜŞÜN
Kimya Dergisi
İNOVATİF
KONUNA
HAZIRLAN
KONUNU
YAZ
52. İnovatif Kimya Dergisi52
Abdulhamit AYDIN
Çukurova Üniversitesi
a.aydin1987@gmail.com
KiMiZzYa
•Esterin kokusu laboratuvardan hoş gelir.
•Bir Ni çöktürmesi bin AgCl(k) çöktürmesine bedeldir.
•Ateş olmayan yerde su buharı damıtması yapılmaz.
•Alkol, bütün çözücülerin anasıdır.
•Kambersiz düğün, Nitratsız patlayıcı olmaz.
•Her tepkimenin bir mekanizması vardır.
•Santrifüjü kapan deneyi bitirir.
•Kimyager, kimyagerin pipetine muhtaçtır.
•Damlaya damlaya titrasyon olur.
•Dağ dağa kavuşmaz ama kimyager laboratuvarına kavuşur.
•Suya düşen Sodyum, yüzüne patlar.
•Alev fotometresini çalıştırmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.
53. İnovatif Kimya Dergisi 53
Kimya ile ilgili fıkralar
-Sevdim
Sizce Kerem Aslı’yı ne kadar sevmiştir?
-Florun elektronu sevdiği kadar
sevmiştir.
-Yalan Makinesi
Bir kimya öğretmeni ve öğrencisi dünya
çapında bir yarışmaya katılmak için pro-
je çalışması yapıyorlarmış. Öğretmeni
bir önceki sene bir yalan makinesi yapıp
birinci olmuş. Bu sene de birinci olmak
istiyormuş. Öğrencisine sormuş:
- Daha önceki okullarında kimya not-
ların kaçtı?
- Hepsi 5’ti diye cevap verince yalan
makinesi ötmüş.
- 4’tü deyince yalan makinesi tekrar
ötmüş.
- 3 demiş bir daha ötmüş. En son 1 dey-
ince yalan makinesi ötmemiş.
Hocası bir ah çekip:
-Oğlum benim ilkokulda, lisede hatta
üniversitede ne birinciliklerim vardı.
Deyince yalan makinesi büyük bir
gürültüyle patlamış.
-Tuvalet Deyince
Bir kimyager arkadaşıyla beraber
mağazada geziyorlarmış. Öyle çok gez-
mişler ki sonunda kimyager olanın tu-
valet ihtiyacı gelmiş. Arkadaşıyla be-
raber gitmişler ancak tesadüfe bak ki
arkadaşının da tuvalet ihtiyacı gelmiş.
O önden dayanamayıp hızlıca tuvalete
girmiş çıkmış. Dışarı çıktığında gördüğü
manzara karşısında şoke olmuş.
Sormuş arkadaşına:
-Niye girmedin WC’ye?
Kimyager arkadaş:
-Ben kimyasal bileşik olan tuvaletlere
girmem.
Kimya ile İngilizce Birleşirse
Geçen ay olduğu gibi bu sayımızda da
sizlerle yine elementlerin sembollerini
kullanarak yeni kelimeler türetmeye
çalışacağız. İşte bu ayın kelimeleri şu
şekilde:
Money : Para, ücret
Bone : Kemik
Sun : Güneş
54. İnovatif Kimya Dergisi54
Ayın İlginç Makalesi
Sevgi Kimyası mı Kimya Sevgisi mi?
Bu ay ilginç makale olarak sizlere
“Kimya’yı seviyorum.” cümlesinin 25
dildeki karşılığını vermeye çalışacağım.
Bundan hareketle de sevgi kimyası mı
kimya sevgisi mi sizin karar vermenizi
dileyeceğim.
(Google Translate’den çevrilmiştir.)
Kaynaklar
* http://www.123rf.com/pho-
to_11651263_woman-chemist-with-bro-
ken-flask-and-cool-hairstyle-after-ex-
plosion.html
* http://lisanskimya.balikesir.edu.
tr/~f10438/eglence.htm
.* http://galeria.colorir.com/profis-
soes/outras-profissoes/cientista-pinta-
do-por-cras-1014837.html
* http://science.pppst.com/periodicta-
ble.html
55. İnovatif Kimya Dergisi 55
Yavuz Selim KART
Cumhuriyet Üniversitesi
kim_muhselim@hotmail.com
KİMYAGER VE KİMYA MÜHENDİSLERİ İÇİN
ÜCRETSİZ IOS UYGULAMALARI 1
Bu ay sizlere, Kimya ile ilgili yapılmış IOS uygulama-
larından bahis edeceğim. Bu uygulamaların bizlere ne gibi
faydaları olacak, hangi uygulamalar var, hangi uygulamalar
ne işe yarıyor? Uzun bir yazı dizisi halinde sizlere açıklay-
acağım.
Iphone, İpod ve İpad bilgisayar görmeyenimiz kalmamıştır.
Bunların uygulamaları da gün geçtikçe gelişmeye devam
etmektedir. Oyundan ve habere kadar birçok uygulama
mevcuttur. Peki kimya uygulamaları burada ne kadar bilin-
iyor? Yazı dizimde sizlere, yerli ve yabancı kimya uygu-
lamalarından bahis edeceğim. Bu uygulamaları kimyager-
ler ve kimya mühendisleri kısaca kimya sektöründe olan
herkes kullanabilir. Tabi ki bu uygulamaları kullanmak
için İphone, İpod ya da İpad gibi araçlardan birine sahip
olmanız gerekli.
Programa ulaşmak için, Itunes Store
girip chemical yazıp sonuçları in-
celerseniz karşınıza çıkacaktır. Pro-
gramın ismi “Chemical Engineering
AppSuite“ diye geçiyor. Programın
Kimya Mühendisleri için yapılmıştır;
ama Kimyagerlerde faydalanabilir.
Resimdeki şekli ipod yardımıyla al-
dım. İpod ile İtunes’e girince bu şekil-
de gözüküyor. Sizlerde de bu şekilde
gözükecektir. (Sürüm güncellemelerini
yaptıysanız)
Şimdi program nedir açıklayalım. Bu
program, Kimya Mühendislerinin işler-
ini bir nebze olsun azaltabilen özel-
liklere sahip bir programdır. Programın
en güzel özelliği, içinde bir birim çev-
iricini olması.
56. İnovatif Kimya Dergisi56
İşte programın içine girip Converter kısmına girince karşımıza çıkan kısım. Birçok
çeviri işlemi mevcuttur: Alan çevirisi, yoğunluk, kuvvet, uzunluk, kütle, basınç,
sıcaklık, zaman, viskozite, molar hacim, mol, entropi, enerji, voltaj vb…
Daha birçok birim çevirme özelliğine sahip olan bir program. Örnek olması
açısından sizlere bir tane örnek göstereceğim. Örnek olarak basıncı seçiyorum.
Basınç çevirmeyi açtığım zaman bana şu şekilde bir sayfa geliyor.
57. İnovatif Kimya Dergisi 57
Şekilde görüldüğü üzere programın içeriğine girince bu şekilde bir sayfa çıkıyor.
Sayfada elinizde bulunan birim cinsini uygun yere girerek çevirim yapabilirsiniz.
Ben atm kısmını seçiyorum, sizler istediğiniz kısmı seçebilirsiniz. Bar veya Torr
seçmeniz fark etmez, doğru değerleri girin o kendi çevirecektir. Ben 2.5 atm’nin
diğer birimlerdeki karşılıklarının ne çıkacağını merak ettim.
58. İnovatif Kimya Dergisi58
2.5 atm’ nin sonuçları çok kısa bir sürede hesaplanmış oldu. Bu şekilde program
içinde birçok birim çevirme işlemi yapılabiliyor. Ben sadece basınç için olanı
yaptım. Diğerlerini de sizler deneyeceksiniz.
Peki, program sadece birim çevirmeden mi oluşuyor, kesinlikle hayır. Program
içinde elementler hakkında bilgi bulabileceğiniz bir kısım da yapmışlar. Misal
Argon gazını seçiyorsunuz ve bu gazın: Atom numarasını, Atom Ağrılığını, Keşfed-
ilme tarihini veriyor. Daha kapsamlı incelemek için ise bu söylediğim şeylerin al-
tında wikipedia bağlantısı koymuşlar. Bu bağlantıya tıklayarak doğrudan sizi o ele-
mentin özellikleri hakkında bir sayfaya yönlendiriyor. Tüm bunlar bir tek pencere
içerisinde oluyor.
Peki bunlar harici başka ne var? Bileşikler kısmı var. Burada birçok birleşik hak-
kında bilgiler mevcut.
Ben örnek olarak Karbon TetraFlurür’ü seçtim. Bu birleşiği seçtiğimiz zaman bi-
zlere, CAS Number, Donma Noktası, Kaynama Noktası, Kritik Sıcaklık, Kritik
Basınç vb… birçok özelliğini vermekte. Şekilde de görmektesiniz. Ayrıca wikipe-
dia sayesinde daha çok bilgiye de ulaşmanıza olanak sağlamış.
59. İnovatif Kimya Dergisi 59
Ayrıca programda Su-Buhar kısmı için ve kimyasal eşitlikler için hesaplamalar
kısımları bulunmakta. Bu kısımlarda hesaplama yapabilme imkânları sizlere sağl-
anmış. İdeal gaz denklemi hesabı olsun, Van der Walls denklemi hesabı olsun;
bunların hesaplamalarını birleşiklere göre yapabilmek için, imkân sağlanmış gibi
görünüyor. Şekilde kimyasal eşitlikler kısımlarını görmektesiniz.
60. İnovatif Kimya Dergisi60
Anlatacağım şeyler bu kadar. Gerisini programı inceleyip öğreneceksiniz. Deney-
erek, anlayarak öğrenmeye çalışın. Program ücretsiz bir programdır. Ücretli ol-
madan bu tarz şeyleri indirmeye kullanmaya çalışın. Sürekli yanınızda hesap
makinesi taşımaktansa bu programları, yükleyip kullanmanız size pratiklik sağlay-
acaktır. Bir başka anlatımda görüşmek üzere, esen kalın.
Kaynaklar
Yazı tarafımca yazıldı. Resimler tarafımca çekildi.
61. Yararlı Siteler
http://www.kimyablog.com
Kimya Dergisi
İNOVATİF
2013 Şubat Ayında açılmış güzel bir blog sitesi. Bu blog
sitesinde neler var şöyle bir göz gezdirelim. Tabi ilk önce
sitedeki yazarlarından bahis edelim. Site bir grup üniver-
site okuyan ve mezun olmuş kimyager arkadaştan oluşan
bir sayfa. Sitede kimya ile ilgili çeşitli bilgiler yer adlığı gibi
çeşitli kongre duyuruları duyabilirsiniz. Türkçe kaynağın
çok fazla olmadığı şu zamanımızda böyle bir site altın gibi
kıymet kazanıyor. Sitedeki bilgileri, dökümanları güzelce
inceleyin. Bilginize bilgi katın. Öğrenmekten bir kaybınız
olmaz ama öğrenmemekten olur diyerek bu ay bu siteyi
sizlere tavsiye ediyorum.
http://www.kimyasanal.net
Kimya ile ilgili Google da çıkan sitelerden biri daha. Sit-
ede neler var şöyle bir inceleyelim. Organik Kimya, İnor-
ganik Kimya, Fizikokimya, Analitik Kimya çeşitli bilgiler,
dökümanlar mevcut. Bu konuların alt kategorilerinde bir
çok yazıya ulaşabiliyorsunuz. Bu yazılar sizlere oldukça
güzel hazırlanılarak sunulmuş. Bilgilerin çok uzun şekilde
verilmemesi ve kısa kısa verilerek anlatılması da, okuyucu-
ların kendilerini daha verimli hale getirmesini sağlıyor. Sit-
ede kimya üzerine forum ve ziyaretçi soruları diye kısımlar
da hazırlanmış Bu kısımlardan sorular sorabiliyorsunuz. İyi
incelemeler dileriz.
http://www.periodicvideos.com
Periyodik tablo ile ilgili pek çok site görmüşünüzdür. Bun-
lar genel de sadece bir web teması şeklinde hazırlanılıyor.
Yani içeriğe tıklayarak sadece elementin özelliklerini
görüyorsunuz. Bu site ise biraz daha değişik hazırlanmış.
Misal periyodik cetvelde demir elementine tıklıyorsunuz.
Bize 6 dakikalık bir İngilizce video çıkıyor. Bu videoda
demir ile ilgili çeşitli bilgiler kullanım alanları falan vb.
anlatılıyor. Bu bilgiler hem zihinde daha kalıcı hale geliyor
hem de sizlerin daha iyi öğrenmesini sağlıyor. Bu güzel
özellikler bu site için özel. Başka web sitelerinde görmedim.
Çok hoş ve güzel hazırlanmış. Tüm videoları izleyin derim.
İnovatif Kimya Dergisi 61
62. Kimya Dergisi
İNOVATİF
Kimya Bulmacasi
1 2
3
4
5
6
7
8
9
10
Soldan Saga
4. Bir maddenin sivilastirilmis halinde ya da elektrolit
çözeltisinde, elektrik akimi yardimi ile kendi bilesinlerine
ayristirilmasi.
5. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir
çözeltinin içindeki göreceli miktari.
6. Suda çözündügünde ortama hidrojen iyonlari (H+) ya
da hidronyum iyonlari (H3O+) verebilen maddelerdir.
8. Proton ve nötron gibi atom çekirdegini olusturan temel
parçaciklar.
9. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak
ayristirma islemi.
10. Negatif (-) yüklü iyon.
Yukaridan Asagiya
1. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek)
karsisindakini yükseltgeyen madde.
2. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da
vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron
sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir.
3. Sivi haldeki bir maddenin kati hale geçmesi.
7. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan,
ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki
madde.
İnovatif Kimya Dergisi62
63. Kimya Dergisi
İNOVATİF
Kimya Bulmacasi
K
1
F
2
I
3
S
4
T E
5
R E O I Z O M E R L I K N
Ü L T R D
B E O M B
6
M
7
O L A L I T E
L K N
8
O R M A L I T E K
I T L L T A
M R I E A T
L O T S L Ö
E T E I L R
S K E
M R
E
Soldan Saga
4. Kapali formülleri ve atomlarin birbirine göre baglanma
siralari ayni, Fakat atomlarin uzaydaki düzenlenmeleri
farkli olan moleküllerdir. [STEREOIZOMERLIK]
7. 1000 g çözücüde çözünmüs maddenin mol sayisidir.
Birimi mol/ kg dir ve m harfi ile gösterilir. [MOLALITE]
8. Bir litre çözücüde çözünen maddenin esdeger gram
sayisidir. N harfi ile gösterilir ve birimi esdeger gram
sayisi/ litre dir. [NORMALITE]
Yukaridan Asagiya
1. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir.
[KETON]
2. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram
sayisidir. [FORMALITE]
3. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine
göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli
eden organik kökenli boyalardir. [INDIKATÖR]
4. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine
denir. [SÜBLIMLESME]
5. Yüzeyinde daldirildigi çözeltiden veya çözeltiye elektron
aktarimi olusan iletken. [ELEKTROT]
6. Çesitli atomlarin belli miktarlarinin sabit oranlarda bir
araya gelmesi ile olusur [BILESIK]
7. Kendi aralarinda bilesik olusturamazlar. Bilesiklerinde
daima pozitif degerli elementlerdir. [METALLER]
Geçen Ayın Çözümü
İnovatif Kimya Dergisi 63
64. Kimya Dergisi
İNOVATİF
Bende Yazmak İstiyorum
Dergide bende yazmak istiyorum benim de
yazılarım olsun diyorsanız.
***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.
***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.
***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zor-
laştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
***Dergi editörlerimiz olan
Ayşe Emir, Caner Kavraz,Gültekin Özdemir
arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.
***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz.
***Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
***Kasım ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ekim dir.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar
Bir sonraki ay yayınlanacaktır.
***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle
yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey
değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız
rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.
***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda
en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında
olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.
***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.