İnovatif Kimya Dergisi Sayı-14 Anlatılan Konu Başlıkları
Kafein ve İlgi Çekici Ailesi Alkaloitler
Dünü ve Bugünü ile Aşı
Kontrollü İlaç Salınımı
İçilebilir Kimya
Dispergatörler
Kimya ve İnternet
Ayın Röportajı : Lundbeck İlaç Genel Müdürü Şebnem GİRGİN ile Ayın Röportajı.
Ayrıca Her Ay 3 Web Sitesi ve Kimya Bulmacası, Kimya Sektöründen Haberler, Kimya Sözlüğü ile Element Tanıyalım
İyi okumalar dileriz.
1. Kimya
Dergisi İNOVATİFKimya Dergisi
YIL:2 SAYI:9 EYLÜL 2014
KONTROLLÜ
ILAÇ SALINIMI
Lundbeck İLAÇ Genel Müdürü
ŞEBNEM GİRGİN İLE
AYIN RÖPORTAJI
Dünü ve Bugünü
ile Aşı
İçilebilir Kimya
Kimya ve İnternet
Dispergatörler
Kafein ve İlgi Çekici
Ailesi Alkaloitler
Haberler
Faydalı Linkler
Element Tanıma
Sözlük(İng-Trk)
Bulmaca
2. ÖnsözHakkımızda
İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-
larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran,
internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya
Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online
ortamdan edinen bir e-dergidir.
Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda
sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-
adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,
kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-
bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya
ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı
hedef edinmiştir.
Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun
herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm
bitirmiş olmanız yeterli.
Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,
haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım
kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri
kısmı adlı bölümler vardır.
Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız
dileğimizle...
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
Sahibi : Yavuz Selim Kart
Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart
Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart
Aybike Kurtuldu
Seda Çoban
Haber Bölümü : Seda Çoban
Aybike Kurtuldu
Ebru Çetinkaya
Hatile Moumintsa
Röportaj Bölümü : Yavuz Selim Kart
Aybike Kurtuldu
Ebru Çetinkaya
Facebook Yönetimi
ve Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart
Hatile Moumintsa
Ebru Çetinkaya
Ezgi Sulu
Kadir Mert Efeoğlu
Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart
3. KURALLARDergimiz Hakkında
1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun
yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-
ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde
kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-
rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak
hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız
telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-
larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden
doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu
değildir.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile
konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup
aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.
6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı
yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara
yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-
erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca
bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.
Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.
8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.
9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi
herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-
iniz.
10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu
dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi
ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.
Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini
yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-
zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre
hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.
11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
* Akademik Makaleler
* Endüstriyel Konular
* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
(Kimya üzerine bölümler için)
* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar
* Laboratuvar Üzerine Yazılar
* Kimya Sanayi Uygulamaları
* Teorik Kimya Üzerine Makaleler
* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine
Yazılar
* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat
Edilecek Husular Üzerine Yazılar
* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları
Üzerine Yazılar
temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp
gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya
Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.
12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-
anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da
herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-
ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz
konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi
yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son
söz dergi yöneticisine aittir.
13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine
sahiptir.
14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları
kabul etmiş sayılırlar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi
5. Merhaba
İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları
Editörden
Değerli Okuyucularımız;
Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla bu ay 14. sayıyı
çıkarmanın keyfini yaşıyoruz. Bize yazı gönderen herkese çok teşekkürler.
13. Sayımızdan itibaren tasarımımızı düzenlemeye başlamıştık. Hem e-dergiyi hem de sosyal
medyadaki tasarımlarımızı düzenleyerek, içerikleri geliştirmeye devam ediyoruz. Yazmanın keyfini
yaşayacağınız bir e-dergi olma yolunda ilerliyoruz.
Bu ay E-Dergimizde 6 farklı yazı ve bir de röportaj bulunmakta. Lundbeck İlaç Firmasının
Genel Müdürü Kimya Mühendisi Şebnem Girgin Hanım ile röportaj yaptık. İlaç sektörüne ilgi duy-
an arkadaşların kesinlikle okuması gerekli bir röportaj olduğu kanaatindeyiz. Röportaj konusunun
ilginizi çekeceğini düşünüyoruz. Bize gönderilen yazılara gelince. Kafein ve İlgi Çekici Alkaloitler
yazısında, kafein ve alkaloitler üzerine bilgilendirici bir yazı göreceksiniz. Dünü ve Bugünü ile Aşı
yazısı, aşı ve sağlık üzerine dikkat çekici bir yazı. Kontrollü İlaç Salınımı konusu bu ayın kapak
konusu, dikkatinizi çekeceğini düşünüyoruz. İçilebilir Kimya konusu şarap yapımı üzerine bilg-
ilendirici güzel bir yazı. Dispergatörler konusunda ise dispergatör maddeler ve türleri üzerine bir
yazı göreceksiniz. Kimya ve İnternet konusunda ise internette kimya üzerine bir şeyler ararken nel-
ere dikkat etmemiz gerektiğine dair bir yazı göreceksiniz. Element Tanıma kısmınında bu ay Helyum
Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web
siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya
kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.
Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkür edi-
yoruz. Bize her zaman yazı gönderebilirsiniz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart
Dergi Editörü
6. IÇINDEKILER
Kafein ve Ilgi Çekici Ailesi Alkaloitler
Dünü ve Bugünü ile Aşı
Kontrollü Ilaç Salınımı
Röportaj
Faydalı Siteler
Içilebilir Kimya
Element Tanıyalım
Kimya Bulmaca
Kimya ve Internet
Haberler
Sizde Yazarımız Olun
Dispergatörler
Sözlük (Ing-Trk)
Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)
7
10
16
34
44
13
26
43
21
36
46
19
35
45
7. 7
Kimya
ve Süreç
Mühendisi
(Ögrenci)
Öznur ÇALISKAN
znrcaliskan13@gmail.com
KAFEİN VE İLGİ
ÇEKİCİ AİLESİ
ALKALOİTLER
H
ayatımızın büyük bir kısmını
çalışmaya adarız. Çalışırken
ve iş hayatına hazırlık (öğrenci
olduğumuz dönem) sürecinde özellikle
daha fazla enerjiye ve zindeliğe ihti-
yacımız olur. Bu sebeptendir ki genel-
likle kafeine başvururuz.
Kafein nedir, ait olduğu başka bir sınıf
var mıdır, akrabaları ve akrabalarının
etkileri nelerdir? Tüm bu soruların
cevabı alkaloidlerdedir.
Alkaloidlerin büyük bir kısmı bileşim-
lerdir ve genellikle bitkilerin doğal
olarak ürettikleri azot ve heterosiklik
halka içeren amin yapısındaki kimy-
asal bileşiklerdir. Ayrıca çoğunlukla
fizyolojik olarak aktif ve alkali olan
ikincil metabolitlerdir. Bağımlılık
yapabilme özellikleri bulunur. Bunun
yanında özellikle bitkilerin yaprak ve köklerinde daha çok bulunurken en az kabuk tohum ve saplarında
görülür. Neredeyse hepsi acı, yakıcı bir tada sahip oldukları halde kokusuzdurlar."ALKALOİD" önce-
leri bitkilere özgü bir terim olarak bilinmesine karşın günümüzde mantarlarda ve hayvanlarda üretilen
aminlere de alkaloidler denir. İlk keşfedilen alkaloid olan morfin 1804 yılında Friedrich Sertürner
tarafından izole edilmiştir ve güçlü bir ağrı kesici olarak günümüzde de kullanılır. Bu tür maddelerin
alkali benzeri davranışlarından dolayı sekaloitler olarak da isimlendirilir.
8. 8
Bitkilerde sürekli oksalik, asetik, laktik, malik, tartarik, sitrik asit gibi bitkisel asitlerle oluşturdukları
tuzları biçiminde bulunurlar. Kimyasal yapı yönünden birbirleriyle ilişkili bir alkaloid dizisi genel-
likle aynı bitki türünün üyesi olan çeşitli bitkilerde bulunur. Bitkilerin alkaloid içerikleri mevsime ve
yetiştikleri bölgelerle ilişkili olarak değişkenlik gösterir. Alkaloidlerin bitkiler üzerindeki biyolojik
işlevleri tam olarak bilinmese bile hayvansal organizmaların fiziksel etkinlikleri üzerinde oldukça
güçlü etki gösterdikleri bilinmekte. Oldukça eskilerden beri alkaloid içeren bitkiler uyuşturucu olarak
ya da çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bazıları da güçlü zehir özelliği gösterir. Bitkil-
erdeki alkaloidin çıkartılması için genellikle bitki kurutulup toz haline getirilir ve sulu asit çözeltiyle
işleme sokulurlar. Bu sırada baz özelliği gösteren alkaloidler tuzları biçiminde asitli çözeltiye geçerler.
Ardından bu çözeltiye amonyak ya da alkali hidroksit katılarak alkaloid serbest baz durumuna geçi-
rilir. Serbest duruma geçirilen alkaloid, sulu çözeltiden kloroform ya da eter gibi bir organik çözücü
yardımıyla ya da su buharı damıtılmasıyla saf olarak ayrılır. Bazı durumlarda sulu çözeltiden bunlarla
çözünemeyen tuzlar, fosfotungstik asit, pikrik asit, tanen ya da cıva tuzları yardımıyla çöktürülerek
ayrılırlar.
Sekaloitlerin çoğu basit ya da karmaşık keterosiklik halka sistemi içerirler ve içerdikleri bu temel halka
sistemlerine göre şu şekilde sınıflandırılırlar;
Feniletilamin, Purin, Pirolidin-piperidin, Kinolin, İzokinolin, İndol.
9. 9
Gelelim en sevdiğimiz alkaloid olan kafein ve etkilerine…
Kafein suda çözünebilir, saf hali beyazdır ve tüm alkaloidler gibi kok-
usuz ve tadı acıdır. Bunun yanında kristalize bir tozdur. Çayda bulu-
nan teofilin ve kakao meyvelerinde bulunan teobormin ile benzerlik
gösterir. Günlük hayatımızda oldukça fazla tükettiğimiz çay, kola,
kahve, çikolata gibi ürünlerde bulunur. Kafein adenozin reseptörlerini
bloke ederek sinir hücrelerinin faaliyetlerini yavaşlatır, merkezi sinir,
solunum ve dolaşım sistemlerini uyarır. Bunun yanında yağ asitlerinin
sirkülasyonunu arttırdığından dolayı sporcular yağ asidi metabolizma-
larını hızlandırmak amacıyla kafein kullanırlar. Aspirinle beraber olarak
da baş ağrısı için kullanılr.
Fazla dozlarda alındığında sağlık üzerinde olumsuz etkilere sebep olabilir ve bağımlılık yapabilir. Aşırı dozda
alındığında kemik yoğunluğunu azalttığını gösteren çalışmalar yapılmıştır. Kafeinin özellikle hamilelik döne-
minde tüketilmemesi önerilir. Her ne kadar çok sevseniz ya da uyanık ve zinde olmak adına bolca tüketseniz
de kafeinle olan bağlarınızı belirli bir samimiyetten öteye taşımamanızı öneririm.
Kaynaklar :
www.bilgius.com/alkaloit
www.nfku.com/alkaloitler-nelerdir-alkaloitlerin-sınıflandırılması/
www.aktuelkimya.com/2012/05/kafein.html?m=1
evrimagaci.org/sozluk/alkaloidler
sukru4490.blogcu.com/alkaloidler/6638214
stabilyasam.com/bitki-kimyası.html
http://www.kimyaders.com/wp-content/uploads/2011/11/113011_0635_12.png
http://p6.storage.canalblog.com/65/13/937437/81787014_p.png
http://www.organiclifestylemagazine.com/green/images/issue-5/coffee.png
http://www.menshealth.com.tr/wp-content/uploads/2011/10/shutterstock_50599528.jpg
10. 10
Biyo
Mühendis
(Ögrenci)
Efe YAVUZSOY
efeyavuzsoy@gmail.com
DÜNÜ VE
BUGÜNÜ ILE ASI
İ
lk uygulamalarını eski
Çin medeniyetler-
inde gördüğümüz
aşı günümüzde çok yük-
sek parasal yatırımlarla
araştırılan bir bilim dalı
haline gelmiştir. Her
geçen gün yenileri eklenen
hastalıklarla mücadele
etmek tabiki kolay değil.
Bu hastalıklar ile mücadele
etmek için geliştirilen ilaç
ve aşılar gün geçtikçe ivme
kazanarak artmaya devam
ediyor. Fakat M.Ö. Çin’ de bulunan Türkiye ve Afrika üzerinden Avrupa’ya ulaşan aşı işlemi getirdiği
yenilikle büyük bir akımın başlamasına neden olduğu aşikârdır. Çin’ de bulunan ilk aşının o zamanlar
milyonlarca insanın ölümüne neden olan çiçek hastalığı ile ilgili olduğu bilinmektedir. Bu büyük icadın
isimsiz mucidi vücuda direk deri üzerinden bir iğne ile nakledilen ve kan yoluyla yayılan maddelerin
ağızdan alınan ya da dışarıdan sürülen maddelere daha etkili olacağını düşünmüş olmalı. İlk aşılama
yönteminde kullanılan maddenin içeriği bilinmese de günümüzde aşı üretiminde daha çok canlı bak-
teri, hücre veya virüs tabanlı ürünler kullanıldığı bilinmektedir. Bu kullandığımız canlı organizmalar ise
çeşitli kimyasal maddeler kullanılarak zayıflatılmış, sadece hangi organizma olduğunun bilinmesi için
gerekli olan kimliksel bilgilerine dokunulmayan canlılar haline getirilmektedir.
Sistemik olarak aşı işlemine ise 1796 yılında Ed-
ward Jenner başlamış ve bu gelişme bağışıklık
sisteminin incelenmesi üzerine yapılan bir çok
araştırmayı beraberinde getirmiştir. Hatta mod-
ern dünyada bağışıklık sisteminin ayrı bir sistem
olarak incelenmesi de bu dönemlerde başlamıştır.
Jenner da çiçek hastalığı üzerinde çalışmıştır ve
bu çalışmalar günümüzde bilinen ilk aşı örneği
olduğundan çok önemlidir. Fakat aşı sektörünün
en önemli gelişmesi sayılabilecek atılım ise Louis
Pasteur tarafından 1885 yılında köpekler üzerinde deneyip başarılı olduğu kuduz aşısıyla yapılmıştır.
Bu başarı arkasından difteri, tetanoz, şarbon, kolera, veba, tifo, tüberküloz gibi hastalıkların aşı ile
engellenebileceği düşüncesi üzerine yapılan çalışmalar bu hastalık aşılarının birer birer bulunmasını
sağlamıştır.
Peki ince bir iğne ile vücut içerisine verilen bu maddeler nasıl oluyor da insanları bu büyük hast-
alıklardan koruyabiliyor?
11. 11
Bunun çok basit ve herkesin bildiği bir cevabı var aslında
‘’Mikrop’’ dediğimiz bakteri ya da virüs kaynaklı hastalığa
neden olan organizmalar mükemmel bir arşive sahip olan
vücudumuza girdiğinde vücudumuz onların kimlik bilgilerini
kaydediyor. Bu sayede bir daha gelmeye yeltenen mikrobu-
muz istediği etkiyi yapmaya başlayamadan vücudumuzun
bağışıklık sistemi dediğimiz koruma kalkanına yakalanıp
etkisini kaybediyor. İşte bilim inşaları da bu bilgiden yola çı-
karak hasta etme gücü elinden alınmış mikropların kimliğini
insan vücuduna önceden veriliyor ki vücut tanısın korunsun
ve bağışıklık mekanizması harekete geçsin.
Buraya kadar hepimizin ilkokuldan beri bildiği bilgileri tekrarladık. Şimdi başlıca aşı tiplerine bir bakalım.
Başlıca aşı tipleri 4’e ayrılır.
Bunlar canlı aşılar, ölü aşılar, subünit aşılar ve toksoid aşılar dır.
Canlı Aşılar: Yaygın olarak bilinen aşı tanımlaması aslında sadece canlı aşıların tanımıdır. Canlı aşılar
vücuda zararsız hale getirilen canlı organizmanın bir solüsyon içerisinde enjekte edilmesiyle oluşan
aşılardır. Örnek olarak verem, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları verilebilir.
Ölü Aşılar: Aşı için ölü mikroorganizmalar kullanılır. Ölü olmalarına rağmen vücudun antikor oluştur-
masını sağlayacak özelliklerine dokunulmamıştır. Bir başka değişle mikroorganizmalar ölse bile kimlik
kartları üzerindedir. Boğmaca aşısı örnek olarak verilebilir.
Subünit Aşılar: Öldürülen mikroorganizmaların daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücutta
antikor oluşmasını sağlaması prensibiyle üretilen aşılardır. Bu aşılardaki temel prensip mikroorganizmanın
direk kimliğini vücuda verip olası tehditlere karşı vücudu uyarmaktır. Örnek olarak Hepatit B ve Grip
aşıları verilebilir.
Toksoid Aşıları: Mikroorganizmaların ürettikleri zehirler kimyasal maddelerle birleştirilerek hastalık
yapıcı özelliği ortadan kaybettirilir. Toksoid aşıların özelliği ise mikroorganizmanın başkalaşmasıyla oluşa-
cak tehditleri en aza indirmektir. Bu nedenle mikroorganizma değil ürettiği salgı verilir. Bu tür aşılara ise
toksoid aşı denir. Tetanoz ve difteri aşıları bu aşılara örnektir.
12. 12
HASTALIK
20.Y.Y. ÖNCESİ AŞI
KULLANIMININ
YAYGIN OLMADIĞI
ZAMANDA YILLIK
KARŞILAŞILAN VAKA
SAYISI
2009 YILI
KARŞILAŞILAN VAKA
SAYISI
YÜZDELİK OLARAK
AZALMA
Kızamık 503,282 71 %99.9
Difteri 175,885 0 %100
Kabakulak 152,209 1,991 %98.7
Boğmaca 147,271 13,214 %91.0
Çiçek Hastalığı 48,164 0 %100
Kızamıkçık 47,745 3 %99.9
Çocuk Felci 16,316 0 %100
Tetanoz 1,314 18 %98.6
Yukarıda incelediğiniz tablo İngiltere’nin verileri baz alınarak hazırlanmıştır. Tablo incelendiğinde aşı
işleminin işe yaradığı ortaya çıkmaktadır. Zamanında çok kişinin ölümüne yol açmış hastalıklar artık
basit bir aşı işlemi ile kesin olarak engellenebiliyor. Sonuç olarak hala birçok hastalık için süren aşı
araştırmalarının artması gerektiğini söyleyebiliriz. Kim bilir bugünün ölümcül hastalıkları gelecekte bir
aşı ile engellenebilecek
Kaynaklar :
http://www.niaid.nih.gov/topics/vaccines/understanding/pages/vaccinebenefits.aspx
http://www.hastane.com.tr/asi-nedir.html
http://www.historyofvaccines.org/content/timelines/all
http://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2008/12/23/unbelievable-correspond-
ence-with-cdc-about-vaccine-safety.aspx
http://image.cdn.haber7.com/haber/haber7/photos/asi_yapilmasaydi_14_bin_kisi_olecek-
ti13666203940_h1017095.jpg
http://www.analitikbakis.com/Upload/a%C5%9F%C4%B1-i%C4%9Fne-476129828473968908743.
jpg
http://www.metinkerem.com/wp-content/uploads/2013/09/EYEPAT_doctor.png
http://www.cocuklayasam.com/wp-content/uploads/2014/05/verem-a%C5%9F%C4%B1s%C4%B11.
jpg
13. 13
Yüksek
Kimyager
(Mezun)
Ismail BAYRAKTAR
ismbyrktr@gmail.com
“kontrollü
İlaç
Salınımı”
S
on yıllarda en çok çalışma yapılan
uygulamalardan biri de kontrollü ilaç
salınım sistemleridir. İlaçlar dışarıdan
kontrollü olarak belli zaman ve dozda hedef
dokuya veya organa uygulanarak etkin ve
benzer ilaç tedavilerine kıyasla daha etkili
olduğu bir tedavidir.
Peki kontrollü olması ne demek? İlacın
yüksek konsantrasyonlarda uygulanmasıyla
hedeflenen kısım veya çevresinde istenmey-
en yan etkiler olabilir. Zamanla ilacın bozu-
nması veya eliminasyonu etkinliğini azalta-
caktır. Oysa ideal ilaç konsantrasyonu belli
zaman periyotlarında sabit kalması tedavinin sürecini kısaltırken, ilaç etkinliği artacaktır.
Kontrollü ilaç salınım sistemleri bu avantajının yanı sıra, sürekli ilaç kullanımın ve enjeksiyonda old-
uğu gibi ani ilaç yüklemesinin hastada yaratacağı etkinlerinin azaltılması, yarılanma sürecinin kısa olan
ilaçların bozunmasının önlenmesi ve lokal uygulamalarda istenmeyen yan etkilerin önüne geçilmesi gibi
avantajlara da sahiptir[1].
Şekil 1 : Plazmadaki ilaç kon-
santrasyonun zamanla değişimi,
a) Ağızdan kullanım (normal
doz)
b) Ağızdan kullanım (aşırı doz)
c) Enjeksiyon
d) Kontrollü ilaç salınımı ideal
doz
14. 14
Farklı uygulama yollarından verilmek
üzere veya etki yerini hedeflendirmek
üzere hazırlanan taşıyıcı sistemler de
kontrollü salan sistemler arasında sayılır.
Bu sistemlerin en yaygın ve eski uygu-
lamaları, sağlık alanında ilaç taşınması-
na yöneliktir ve ilacın taşınması saat-
lerden yıllara kadar sürebilir[2].
Kontrollü salım tıp, eczacılık, kimya, çevre, tarım ve veterin-
erlik alanlarında gereksinim duyulan ve uygulamaları olan bir
konu. Tarımda ve çevrenin korunmasıyla ilgili uygulamalarda
gübreler veya böcek öldürücüler, kontrollü salım yapan sistem-
lerde doğaya zarar vermeden, düşük dozda kullanılarak etkili
sonuçlar alınabilir. Kimyasal işlemlerde, fermantasyon ortamı-
na eklenen enzimler gibi pahalı ve atık sorunu yaratan malze-
meler kontrollü olarak salınması yoluyla, üretimde süreklilik
sağlanabilir
Kontrollü salınım başlıca uygulama alanı, ilaç taşın-
masıdır. İlacın etki gösterebilmesi için önce etkin
maddeyi taşıyan ve dozaj şekli adı verilen sistem-
lerden çıkmaları, daha sonra güvenli ve etkin olarak
kana karışması, dokulara dağılmaları ve canlı dışına
atılmaları gerekir.
Polimer
İlaç
Zaman
Şekil 2 : Zamanla ilaç salınımı
Kontrollü salım sistemlerini hazırlamakta kullanılan biyomal-
zemeler, doğal veya sentetik olarak elde edilen polimerik mole-
küllerdir ve sayıları gün geçtikçe artmaktadır. Doğal malzeme-
lerin yüzeyi aldehitlerle çapraz bağlanma yoluyla değiştirilir ve
salınım hızı ayarlanır[3]
Şekil 3 :
İlaç salınımında
görev yapan nano-
küreler
15. 15
Hangi amaçla kullanılıyor?
• Hastalıklara doğru tanı konabilmesi için radyoaktif görüntüleme maddeleri, kontrollü salan sistemler
içerisinde uygulanıyor.
• Cerrahi alanlarda organ ve doku onarımında ya da yanık, yara iyileşmelerinde büyüme faktörlerini,
genleri veya antibiyotikleri içeren kontrollü salım yapan doku yamaları veya damar destekleri uygu-
lanıyor.
• Kanser tanı ve araştırmalarında uygulanıyor.
• Daha önceden belirtiğimiz gibi uzun süreli ilaç kullanımlarını önlemek amacıyla kullanılıyor[4].
Kontrollü ilaç, salınım sistemlerinin pek çok ticari örnekleri mevcut olup, günümüzde birçok hast-
alığın tedavisinde yaygın olarak kullanılmıştır. Bunlar arasında göz hastalıkları (glaucoma, yapay göz),
doğum kontrolü, antikoagülasyon ve bağışıklık mekanizmalarının sağlanması, şeker hastalığı, diş hast-
alıkları (fluorid salınımı), kanser, kalp hastalıkları vb. sayılabilir. Sonuçta ilacın aşırı dozu ve etkisinin
zamanla azalmasının önüne geçilebilmiştir ve bu da tıp alanında ilerisi için umut vericidir.
Kaynaklar :
1. Denizli, A., Kiremitçi, M., Pişkin, E., 1988. Kontrollü Salınım Teknolojisinin Kemoterapik Uygu-
lamaları, ANKEM Dergisi 77-85.
2. Yüksel, N., Baykara, T., 1991. İlaç Taşıyıcı Sistemler Olarak Mikroküreler ve Hazırlama Yöntemleri,
Pharmacia-JTPA 31: 54-68.
3. Sezgin, Z., Yüksel, N., Baykara, T., 2003. İlaç Taşıyıcı Sistemler Olarak Polimerik Misellerin Hazırl-
anması ve Karakterizasyonu, Ankara Ecz. Fak. Dergisi 32: 125-142.
4. Şengel, T., Hasçiçek, C., 2009. Surface Modification of Polymeric Nanoparticulate Drug Carriers
Systems, Ankara Ecz. Fak. Dergisi 38: 137-154.
http://obrienlawfirm.com/wp-content/uploads/2012/12/NewDrug.png
16. 16
Kimya
Mühendisi
(Ögrenci)
Firuze YÜKSEL
fiiruzeyuksel@gmail.com
IÇILEBILIR
KIMYA
Y
üzyıllardır insanlar kimyayla iç içe yaşamıştır.
Farkında olsak da olmasak da yaşamımızın
birçok yerinde reaksiyonlarla işimizi
görüyoruz. Temizlikte, kozmetikte, medikalde hatta
içtiğimiz içeceklerde bile kimyanın tam içindeyiz.
Meyve sularındaki katkı maddeleri, şaraptaki alkolün
tamamı kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşmuştur. Bu
yazıda tükettiğimiz şarabın kadehimize doluş hikâye-
sini ele alacağız.
Şarap yapımı uzun ve meşakkatli olmasının yanında
evde kendi arınık ortamınız da yapabileceğiniz kadar
da basit bir iştir. Temel bir kimya bilgisiyle ev yapımı
şarabınızı hazırlayabilirsiniz. İşlem 3 ana basamaktan oluşur. Bunlar; ezme-sıkma, mayalanma ve
saklamadır.
Şarap yapımı için gerekli olan alet edevatlar:
Gıdanın konulması için uygun bir kova,
Cam damacana,
Hidrometre, vinometre, termometre,
Akvaryum hortumu,
Hava kilidi,
Steril eldiven ve sürmek için kullanacağımız bir
tülbenttir.
Kaç litre şarap yapmak istiyorsanız iki katı kadar
üzüm kullanmanız gerekir. Bunun yanında
şarap mayası, maya gıdası, arınık etmek için
sodyum Metabisülfit, şarap için ise potasyum
Metabisülfit gereklidir.
17. 17
Yanda gördüğünüz hidrometreyi sıvı içine attığınızda, sıvı yüzeyine
çıkan hidrometrenin dereceli kısmı sıvıdaki şeker miktarını verir.
Ölçüm yaparken hidrometrenin kaba yapışmamasına dikkat edil-
melidir ve ölçüm 20 derece civarında yapılmalıdır. Hidrometrenin
ambalajı üstünde kaç gram şekere ne kadar alkol elde edeceğimiz
de belirtilmektedir
Vinometrenin kullanımında ise öncelikle hunisine doldurduğunuz
sıvının kılcal borudan akmasını sağlamanız gerekir. Ardından ters
çevirdiğinizde kanaldan bir miktar daha sıvı akar. Sıvının durduğu
yer size sıvıdaki alkol miktarını verir. Bu ölçümde dikkat edilmesi
gereken husus kanalda havanın olmaması ve ölçümün 20 derecede
yapılmasıdır. Ayrıca 3 kez ölçüm yapıp sonuçların ortalamasını alır-
sanız daha sağlıklı bir değere ulaşmış olursunuz.
Hava kilidi, bir ucu damacanada diğer ucu ise su dolu bir kapta olan düzenektir.
Bunu ayrıca akvaryum hortumu ile de yapabilirsiniz.
Sodyum ve potasyum Metabisülfit kullanım amacı ise mayanın yapacağı ferman-
tasyonla şişedeki hava basıncını yükseltip şişeyi kırmasını engellemektir. Bunu
ufak bir kükürt hilesi olarak da nitelendirebiliriz. Sodyum Metabisülfit tuz içerikli
olduğu için kalp ve tansiyon hastaları için tehlike arz eder. Bunun için daha çok
temizlik alanında kullanılır. Potasyum Metabisülfit ise asitli ortamda daha etkin
olduğundan şarap içeriğinde kullanılır. Eğer şarabınızı kısa sürede tüketecekseniz
kükürt kullanmanız gerekli değildir. Zira kükürt kısa süreli kullanımda istenmeyen
koku yapabilir. Kükürt şarap yapımında koruyucu amaçlı kullanılır. Kısa süreli tüketimleriniz için
%13 ve üzeri alkol oranı da şarabınızı koruyacaktır.
Şarap yapımında hijyenin çok önemli bir yeri vardır.
Kullanılacak kap özenle yıkanıp temizlenmelidir. 2 gram
sodyum Metabisülfit ve 1 çay kaşığı limon suyunu su ile
karıştırarak şişe arınık edilebilir. Daha sonra toz almayacak
bir şekilde kurumaya bırakılır. Kükürtlü suyla arınık edilen
şişe su ile durulanmaz, kükürtten arındırılmaz. Çünkü bu
solüsyon zehirlidir. Elle, gözle teması engellenmeli, çocuk-
lardan uzak tutulmalıdır.
Ayrıca şarap yapılacak ortamın ısısının ve ışığının sa-
bit olması gerekir. Sıcaklık yaklaşık 20 derece civarında
olmalı, ortam da fermantasyonun hızı açısından karanlık
olmalıdır. Şarabın beklediği ortamın dezenfektesi için 2
çay kaşığı sodyum Metabisülfit bir gazete kağıdına sarılıp
yakılabilir. Yakma işlemi kapalı ortamda olmalı ve bu
ortamdan uzak durulmalıdır. Daha sonra bu ortam hav-
alandırılmalıdır.
18. 18
Özellikle bağbozumu denilen 15 Ağustos- 15 Ekim tarihleri arasında hasat edilen
üzümlerin ivedilikle, hırpalan- madan ve yıkanmadan taneleri ayrılır. Steril eld-
ivenlerle taneler patlatılır. Bu sırada üzüm çekirdekliyse çekirdekler kırılmamalıdır.
Aksi taktirde bu acı-buruk bir tat verebilir. Oluşan bu şıranın şeker oranı hidro-
metre yardımıyla ölçülür. Oran 1100 olmalıdır. Eğer daha düşükse şeker ilave
edilip karıştırılır. Ölçüm tekrarlanır. Bu şeker fermantasyon sonucu % 13 alkol oranı
sağlayacaktır. 20 litre (patlatılmış üzüm tanesi) 1 gram Potasyum Metabisülfit ile
kükürtlenerek yabani mayalardan arındırılır.
Yapılan kovanın üstünde en az 4 parmak boşluk bırakılıp, kovanın üstü
tülbentle örtülür. 24 saat sonra mayalanmaya bırakılır. Bir süre
sonra kovanın üstünde posa birikerek bir kapak
oluşturur. Bu kapağın uzun süre susuz kalması
posanın küflenmesine neden olabi-
leceğinden kova günde 2 kez karıştırılıp
posanın ıslanması sağlanır.
Yaklaşık 10 gün sonra hidro-
metreyle ölçüm tekrarlanır ve
oranın 1020 olması beklenir.
Bu orana ulaşan karışımın posası
tülbent yardımıyla ayrılır. Bu şıradan
azami ölçüde yararlanmak için posanın üstüne kevgir konulup
cibre steril eldivenle sıkılır. Böylelikle şıra cibreden de arındırılır. Kalan şıraya hava kilidi takılır.
Şarap farklı ebatlardaki şişelere omuz hizasına kadar doldurulur. Çünkü şarabın belli miktarda
havaya ihtiyacı da vardır.
Daha önce fermantasyon köpürme şeklinde olurken hava kilidi takılan şişelerde gözle görülür bir
gaz çıkışı olur. Bu aşamada şişenin dibindeki tortu akvaryum hortumuyla ayrılmalıdır ve bu işlem
her tortu birikiminde tekrarlanmalıdır. Böylelikle şarap berrak bir görünüm kazanır. Gaz çıkışı
bittiğinde hidrometre yardımıyla şeker oranının sıfırlandığı onaylanır, vinometre yardımıyla ise
istenilen alkol oranına ulaşılıp ulaşılmadığı saptanır. Damacanadaki şarap şişelere doldurulur.
Şarap dinlenmeye alınır. Şarap +4 ile -5 derece arasında dinlendirilirse içindeki tartarik asit kris-
talize olarak dibe çöker. Bu da size daha yumuşak bir içim sağlar. Bir sonraki bağbozumu zamanı-
na şarabınız içime hazır olur. Afiyet olsun.
Kaynaklar :
http://www.evdesarap.org/srpyapim.htm#01
http://www.hayyam.com/konuk-yazarlar/evde-sarap-yapimi/
http://www.inisiyatif.net/bilgiweb/Document/wine/makewine.htm
http://www.efmeyra.com/wp-content/uploads/2014/05/grapeglass.png
http://i00.i.aliimg.com/wsphoto/v0/643238314/free-shipping-5L-wooden-Oak-Wine-Aging-
wood-Barrel-Rum-Cask-Beer-Keg.jpg_250x250.jpg
http://3.bp.blogspot.com/-CWONMvQ58PY/UKfWbLZsnyI/AAAAAAAACXc/wxgoTdC3c9w/
s1600/uzumdensaraba.jpg
http://www.vfautomatika.hu/szurestechnika/kepek/bilek_szures.jpg
19. 19
Kimya
Teknikeri
(Mezun)
Anıl Yasin AKDOGAN
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
DISPERGATÖRLER
S
uda çözünmeyen katı maddelerin su için de homojen olarak dispersiyon oluşturmasını
sağlayan yardımcı maddelerdir. Bu maddeler özellikle suda çözünmeyen dispers boyar
maddelerin flotte içinde homojen dağılması için önem taşır. Dispers boyar maddelerin flotte
içerisinde homojen olarak dağılabilmesi için yapılarında yaklaşık % 45 – 55 oranında dispergir
madde içermesi gerekir.
Dispergatörler üç şekildedirler;
• Anyonik tipte suda çözünebilen dispergatörler
• Anyonik ve noniyonik tipte yüzey aktif maddeler
• Polimerler
Bu bileşikler boyarmaddeyi suda kolaylıkla dispersiyon haline getirir. Böylece uygulanan işlem
boyunca boyar madde stabil hale gelir.
Partiküllerin kabalaşması veya dispersiyonun bozulmasına koagülasyon denir. Dispergatörler tüm
işlem boyunca boyarmaddenin stabil halde kalmasını sağladığı gibi koagülasyon oluşumunu da
engeller.
Dispers boyar maddeler için dispersiyon maddelerinde aranan özellikler
• Boyarmaddeye ve elyafa yan etkisi olmamalıdır.
• Güçlü bir dispersiyon yeteneğine sahip olmalıdır.
• Suda kolay ve çabuk çözünebilmelidir.
20. 20
Örnek bir dispergatör
Görünüm Sarımsı berrak sıvı
İyonik karakter Anyonik / noniyonik
Kimyasal yapısı Sülfone alkil eterlerin karışımı
20 o
C deki yoğunluk 1.03
Köpük gücü Düşük
Uygunluk Anyonik / Noniyonik / Katyonik
boyarmadde ve kimyasallarla uyumlu
Özellikleri
• Mükemmel çözünürlük
• Yüksek sıcaklıklara karşı stabilite.
• Poliesterin pamuk , yün ve ipek karşımlarının boyanmasında uyumluluk gösterir.
• Çevre dostu ürün.
Dispergatörlerin işletmeye faydaları
• Yağları emulsifiye eder.
• Boyarmadde dispersiyonunu sağlar
• Dispersiyon stabilitesi artışına karşı uyumluluk
• Polyester oligomerleri için kısmen çözücü görevi görür
Tekstil işletmelerin de genellikle Anyonik ve noniyonik tipte yüzey aktif maddeler dispergatör
olarak kullanılırlar. Dispergatörler HT şartlarda poliester boyama için kullanıldığında boyar-
madde moleküllerinin homojen dağılmasını sağlayarak düzgün boyama sağlar. Dispergatörler
ve reaktif boyarmaddelerle boyanmış üründe yıkama sonucu maksimum haslık sağlanır. Dis-
persiyon özelliklerinden dolayı boyarmadde taneciklerinin ve kirlerin kumaş üzerine tekrar
çökmesini önler.
Kaynaklar :
Tekstil on terbiyesi
solver kimya.com
http://teknolojikarastirmalar.com/pdf/tr/04_2010_4_1_76_488.pdf
http://fernakimya.com/wp-content/uploads/4.png
http://www.heykem.com/navigation/varil.jpg
http://www.heykem.com/navigation/kapaklitoplu.jpg
21. 21
Kimya
Mühendisi
(Mezun)
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
KIMYA VE
INTERNET
M
14. Sayıda yine sizlerleyim. Öğrendiklerimi öğretme, bildiklerimi paylaşma yolunda hızlı
adımlarla yol alıyoruz. 13 sayıdır şunu gördüm ki öğrettikçe daha çok öğreniyorum. Bu beni
araştırmaya ve yeni şeyler öğretmeye teşvik ediyor. Yazımı okuyan arkadaşlara şunu öneririm ki
sürekli yazsınlar. Her yönden kişisel gelişiminize fayda sağlayacaktır.
İnternette bir şey aramak sıkıntı bir durum olabiliyor. Doküman bulamadım. Bilgi bu-
lamıyorum. Bu durumlara internette sıklıkça rastlıyorum. İşte bu yazıda sizlere bunun ile ilgili
bir şeyler anlatacağım. Nasıl doküman bulunur? Nasıl arama yapılır? Bu gibi şeylerden sizlere
bahsedeceğim. Umarım yararlı olur.
Arama Yapmak
İnternette arama yaparken ilk önce ne aradığınızı bilmelisiniz. Komik geliyor olabilir. Ne
aradığımı bilmeden nasıl arama yaparım ki diyor gibisiniz. Burada kast ettiğim şey kelime
seçiminin düzgün ve anahtar kelimelerinizin özenle seçilmiş olması. Böyle bir seçim yaparsanız
arama süreniz kısalır ve aradığınızı daha hızlı bulursunuz.
Ararken neler yapacağız sıra ile belirtelim.
1-) Arayacağınız konuyla ilgili anahtar kelimemizi seçeceğiz. Doğru sonuç için birden fazla
sayıda anahtar kelime seçmeniz faydanıza olacaktır.
2-) Eğer anahtar kelimeniz birden fazla ise kelimeleri birbirine bağlarken aralarına "and", "&"
veya "+" işaretlerini yerleştirin ve bu işlemi yaparken tırnak işaretleri kullanmayı unutmayın.
Örnek: Diyelim ki analitik kimya ile ilgili bilgi arıyorsunuz. Nasıl arayacağız? Analitik kimya ile
Google’dan sonuçlara bakalım:
erhaba Arkadaşlar,
22. 22
Resim 1 : İnternet arama sonucu 1
Klasik arama neticesinde 835 bin sonuç çıkıyor. Peki şu şekilde ararsak, “analitik+kimya” ile
Google’dan sonuçlara bakalım:
Resim 2 : İnternet arama sonucu 2
Bu şekilde aramamız neticesinde sonuçlarımızda yüzde 90 ‘ a yakın azalma oldu. Bu azalma işlerimizi
ciddi anlamda kolaylaştırır. 835 bin neresi, 99 bin neresi…
3-) Anahtar kelimelerin bulunduğu sayfalara ulaşmak için kelimeleri çift tırnak içine alın.
Bu 3. madde ile araştırırsanız sonuçlarınız önemli ölçüde azalır ve işiniz kolaylaşır. Başka hangi yöntem-
leri kullanarak aramalarımızı genişletebiliriz bunları inceleyelim.
Uzantı tipi ile arama yapmak
Bu yöntem aramalarınızı oldukça güzelleştiren bir yöntem, bilen var mı bilmiyorum lakin bu yazıyı
okuyorsanız hemen deneyip sonuçlara göz atmalısınız. Konuyu örnekleyelim, misal olarak;
23. 23
kromatografi hakkında doküman arıyoruz. Doküman tipimiz de Acrobat Reader’in açacağı şekilde bir
doküman olsun yani pdf türünde bir doküman olacak. Peki arama işlemini nasıl yapacağız?
kromatografifiletype:pdf şeklinde aramamızı Google arama çubuğuna yazıyoruz ve çıkan sonuçları in-
celeyelim. İşimize yaramış mı bir görelim. Resim 3’te sonuca bakalım.
Resim 3 : İnternet arama sonucu 3
Görüldüğü üzere aramamız neticesinde her doküman pdf olarak geldi. Peki bu işlemi sadece pdf
olarak mı yapabiliyoruz? Tabii ki hayır. Word dosyası olsun, Power Point dosyası olsun, Excel dosyası
olsun bu şekilde aratarak kısa zamanda etkili sonuçlar alabiliyoruz.
Word Dosyası aramak için: kromatografifiletype:doc ya da kromatografifiletype:docx
Power Point aramak için: kromatografifiletype:ppt ya da kromatografifiletype:pptx ya da
kromatografifiletype:pps
Excel dosyası aramak için: kromatografifiletype:xls ya da kromatografifiletype:xlsx
gibi arama işlemlerini sizler de deneyerek çıkan sonuçları inceleyebilirsiniz. Aklınıza gelen dosyaları
bu şekilde daha hızlı bulabilirsiniz.
24. 24
İçerikli Arama Yapmak
Şimdi daha içerikli arama nasıl yapılır bir bakalım. Aramamızı belli bir site üzerinden yapmak istiyor-
sak ne yapacağız?
Resim 4 : İnternet arama sonucu 4
Bu şekilde; site: www.aramayapmakistediginizsite.com aramayapacağınızbaşlık
Şeklinde istediğimiz bir site ile ilgili ve istediğimiz başlığa göre arama yapabiliriz. Resim 4 ile
inovatifkimyadergisi.com sitesinde kimya ile ilgili geçen başlıkları aradım ve çıkan sonuçlar bize
gösterildi. Peki yazacağımız kelime içinde başka benzer kelimelerinde olmasını istiyorsak işlemi
nasıl yapacağız?
Bu şekilde; site: www.aramayapmakistediginizsite.com aramayapacağınızbaşlık~ekkelime
Resim 5 :
İnternet arama
sonucu 5
25. 25
Resim 5 ’te görüldüğü üzere içinde reaksiyon kelimesi geçen ifadeler bulunmuş oldu. Siz de bu şekilde
arama yaparak işlerinizi daha kolay hale getirebilirsiniz.
Author: Aranılıcakyazarismi -> Yazar ismi ile arama yapıp sonuçlar almanızı sağlar.
filetype:pdf site:inovatifkimyadergisi.com -> Site üzerindeki tüm pdf belgeler görüntülenir yoksa
görüntülenmez.
Genel olarak söyleyeceğim şeyler bunlar. Bunun haricinde eğer görsel bir resim aramak istiyorsanız da
bunun için Google arama araçlarına girmelisiniz. Misal HPLC ile ilgili bir resim istiyorsunuz ve bunu
sunumunuzda kullanmak istiyorsunuz o zaman Google sitesini açıp HPLC yazmalısınız veya İngilizce
Türkçe isimlerini ayrı ayrı aratıp sonuçları inceleyebilirsiniz. HPLC için sonuçları Resim 6 ’da inceleyelim.
Resim 6 : İnternet grafik arama sonucu 6
Burada altı yeşil ile çizili kısma tıklayınca, kırmızı ve mavi içerikli kısımlar görünüyor. Bu-
radan boyutunu ve türünü girerek istediğimiz resim sonucuna ulaşıyoruz.
Bu sayıda anlatacaklarım bunlardan ibaret. Bu işlemler akılda kalıcı gibi gözükmeyebilir. Akılda
kalıcılığı sağlamak için sürekli pratik yapmalısınız. Bu sayede düşünmeden sadece odaklanarak
daha hızlı şekilde aramalar yapabilirsiniz. Bu bilgilerin işinize yarayacağını düşünerekten bir
sonraki sayımızda görüşmek üzere diyorum. Saygı ve Sevgilerimle
Kaynaklar :
http://www.google.com.tr/intl/tr/insidesearch/tipstricks/
http://www.google.com.tr/intl/tr/insidesearch/tipstricks/all.html
http://i.tmgrup.com.tr/aktuel/2013/09/22/Haber/1379863496697.jpg
26. 26
Röportaj
Şebnem
Girgin
Lundbeck İlaç Şirketi
Genel Müdürü
Kimya Mühendisi
ile Ayın Röportajı
Merhaba, öncelikle röportaj için bize zaman
ayırdığınız için İnovatif Kimya Dergisi olar-
ak size teşekkür ediyoruz. Firmanızın kuru-
luş öyküsünden ve çalışmalarından kısaca
bahseder misiniz?
Lundbeck, 1915 yılında Danimarka Kopen-
hag’da kurulmuştur. Kurulduğu ilk yıllarda
ilaç dışında farklı alanlarda ticari faaliyetleri
sürdürmüştür. Geniş bir ürün yelpazesi
zemininde 60 yıllık büyüme ve gelişme
sonrasında, Lundbeck 1970'lerin sonunda
diğer birimlerini kapatma kararı almış ve
yalnızca ilaçların geliştirilmesi ve tıbbın
hizmetine sunulmasına odaklanmıştır.
1980'lerin sonunda, Lundbeck iş strateji-
si odak noktasını daha da özelleştirmiştir
ve bundan sonraki bütün çabalarını beyin
hastalıklarının tedavisine yönelik ilaçların
geliştirilmesi, üretimi ve tıbbın hizmetine
sunulmasına adamıştır. Lundbeck bugün
merkezi sinir sistemi hastalıklarının tedavis-
ine yönelik ürünleri ile 57 ülkede yaklaşık 6.000
çalışanı ile faaliyet göstermektedir.
Lundbeck bir vakıf şirketidir. Lundbeck vakfının da varlığı ile Danimarka’da araştırmaya en büyük öne-
mi veren kuruluşlardan birisidir. Araştırma ve geliştirme birimlerinde 1.200 'den fazla uzman istihdam
etmektedir. Lundbeck her yıl gelirinin yaklaşık % 20’sini, dünya çapında, beyin hastalıklarına sahip, mi-
lyonlarca insan için tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi amacıyla, yeni ilaçların araştırılması ve geliştiril-
mesine ayırmaktadır.
27. 27
Öncelikle sizi tanıyalım bize kendinizden, şirketteki pozisyonunuzdan ve şirketin vizyonundan
bahseder misiniz?
Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunuyum.
Mezuniyetimden bu yana hep ilaç sektöründe çalıştım.
İlk on yılım pazarlama, satış yönetimi, stratejik
planlama gibi pek çok görevi birbiri arkasına
yapabildiğim gerçek bir öğrenme dönemiydi.
Daha sonra o dönemlerde sektörümüz için
çok yeni olan pazar erişimi ve kurumsal
ilişkiler alanında çalışmaya başladım. Bu
dönem benim için eşsiz bir deneyimdi
çünkü günümüzde ilaç sektörü için en
kritik noktaya gelmiş olan ürün fiyat-
landırmasını, geri ödeme süreçlerini ve
kamudaki paydaşlarla birlikte çalışmayı
on yıl gibi bir süre tecrübe etme fırsatı
buldum. Tüm bu yıllar boyunca GSK,
Lilly, Wyeth ve Pfizer gibi uluslararası
firmaların ekiplerinde yer aldım 2013
yılı Mart ayından itibaren üstlendiğim
Lundbeck Genel Müdürlüğü ise benim
için çok özel ve değerli. Lundbeck’in
misyonu psikiyatrik ve nörolojik rahatsı-
zlıkları olan kişilerin yaşam kalitesini
yükseltmektir. Vizyonu ise bu alanda bir
dünya lideri olmaktır. Merkezi sinir sis-
temi alanına olan odağıyla ve keşifleriyle
hastaların hayatlarında yaratabildiği farklarla
büyük gurur duyuyorum.
Lundbeck, dünya üzerinde psikiyatrik ve nörolojik
bozuklukların tedavisine odaklanmış tek entegre ilaç
şirketi. Bu tarz merkezi sinir sistemine yönelik ilaçlar
üretilmesi firmanın geçmişinden kaynaklı bir seçim
şekli mi, Firmanızın bu tür hastalıkların tedavisine
yönelme nedeni nedir?
Lundbeck kuruluş döneminde farklı alanlarda ticari faaliyetlerini sürdürürken, 1980’ler sonrası araştır-
ma ve geliştirme faaliyetlerini sadece merkezi sinir sistemi (MSS) rahatsızlıkları üzerine odaklamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 700 milyon kişi MSS hastalığı tanısı almıştır ve tedavideki
ilerlemelere ve erken tanıyı artırmak için yapılan çalışmalara rağmen bu kişilere karşı belirgin bir stig-
manın varlığı da gerçektir. Dünyada bu odağa sahip tek firma olarak bu alanda bir misyonunun olması
Lundbeck’i özel kılmaktadır.
28. 28
Lundbeck, Merkezi sinir sistemi ile ilgili hastalıkların tedavisine odaklanmış; araştırma ve
geliştirme temelli bir ilaç firması, bu doğrultuda sosyal sorumluluk projelerinde yer aldınız. Gelece-
kte buna benzer projeleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre merkezi sinir sistemi hastalıklarının topluma yükü üretkenlik
kaybı nedeniyle sadece Avrupa’da 350 milyar eurodur ve bu tutar kalp hastalıkları ve kanserin toplam
yükü kadardır. Bu nedenle, merkezi sinir sistemi hastalıkları her zaman sağlık ajandasında en üst nok-
talarda yer almalı; ayrılan bütçeler, oluşturulan teşhis ve tedavi rehberleri hep bu bilinçle ele alınmalıdır.
Merkezi sinir sistemi hastalıklarının toplumsal yükünün ülkemizde de daha iyi anlaşılması ve sağlık
politikaları geliştirilirken hak ettiği önceliği alabilmesi için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışmak, pro-
jeler geliştirmek ve desteklemek bizim için de önceliklidir. Bu noktada Lundbeck’in globalde yürüttüğü
önemli projelerinden biri olan Lundbeck Enstitüsünden bahsetmek isterim. Lundbeck içinde uluslar-
arası bir eğitim platformu olan Lundbeck Enstitüsü, kurulduğu 1997 yılından itibaren tıpta mezuniyet
sonrası akreditasyonu ile kredilendirilen eğitim aktivitelerini yürütmektedir. İlgili tedavi alanlarında
karşılaşılan zorlukların tartışılmasını ve güncel yayın ve araştırmaların gözden geçirilmesini hedefleyen
bu toplantılara şimdiye kadar 65 ülkeden 4300 uzman katılmış olup enstitünün danışman kadrosunda
uluslararası platformlardan 80 psikiyatri ve nöroloji uzmanı yer almaktadır.
Misyonu psikiyatrik ve nörolojik hastalıkları olan insanların yaşam kalitelerini yükseltmek olan biz
Lundbeck’liler, bu alanın daha iyi anlaşılması, hastaların daha iyi hayatlar sürebilmesi konusunda ken-
dimizi sorumlu hissediyoruz. Lundbeck’in 100. kuruluş yılı olan 2015 yılının bu anlamda sembolik bir
öneme sahip olduğunu düşünerek, paydaşlarımızla yürüttüğümüz tüm çalışmalarımıza bu dönemde
daha büyük bir motivasyonla ivme kazandırıyor olacağız.
29. 29
Türkiye’deki ilaç sektörünün bugünkü ve gelecekteki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son yıllarda sağlık sektörünün büyük bir değişimin içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Bunun
sonucunda sektörün doğru iş modellerini bulma yolunda çok ilerlediğini düşünüyorum. Şöyle
örnek vermeye çalışayım. Lundbeck, merkezi sinir sistemi alanına değer katmayı misyon ed-
inmiş bir vakıf firması olduğu için sorumlu paydaş zihniyetiyle çalışmayı prensip olarak ben-
imsemiştir. Burada odak, hastanın hayatında fark yaratacak tedavi seçeneklerinin doktorlar
tarafından en iyi şekilde bilinmesi ve bu tedavinin ulaşılabilir olmasıdır. İş modelinizi bu şekilde
yerleştirdiğinizde, pratiğinizin her aşamasında buna göre yaşarsınız. Bu nedenle biz ülkemizde
ürün tanıtım elemanlarının gitgide daha fazla eğitimli olma gerekliğinden ve artan etik düzenle-
melerden çok memnunuz. Sektördeki bir diğer dönüşüm de, sağlık meslek mensuplarına birebir
yapılan tanıtım faaliyetlerine ek olarak gitgide çok kanallı ve çok paydaşlı bir iletişim platfor-
munun desteklenmesi gerekliliğidir. Bu nedenle sektörümüzdeki hemen her pozisyonun gerek-
tirdiği yetkinliklerin değişeceğine ve inovasyonun çok daha fazla günlük hayatımıza gireceğine
inanıyorum. En önemli dönüşümü de kamu ve özel sektörün, hasta ve toplum sağlığı odağıyla
“birlikte hareket eden paydaş” zemininde çalışmasının giderek artması olarak görüyorum.
Hastanın öncelikle koruyucu sağlık hizmetlerini alması, gerektiğinde teşhis ve tedavi için en
modern yöntemlere ve akılcı ilaç kullanımı prensipleri doğrultusunda en inovatif tedaviler dâhil
tüm alternatiflere ulaşabilmesi için giderek daha fazla birlikte hareket edilmesini bekleyebiliriz.
Bu doğrultuda, sektörün kamuyla daha fazla iletişimde olması, ülkemizin sağlık hedefleri ve
bütçeleri belirlenirken sektörün aktif bir rol ve sorumluluk üstlenmesi, daha hızlı ve daha net
süreçlerin yerleştirilmesi bu amaca olumlu hizmet edecektir.
Sektörün büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunacağını düşündüğünüz tavsiye ve öneril-
eriniz nelerdir?
Ülkemiz her zaman
önemli yatırımları
çekme, Ar-Ge, üretim
ve yönetim alanlarında
merkez konumun-
da olma açısından
yüksek potansiyele
sahip. Bizler de yö-
neticiler olarak kendi
firmalarımız içinde
ülkemizin bu alanlarda
daha fazla ön planda
olması için ciddi bir
mücadele veriyoruz.
Açıklanan 2023 vizyonu içinde, sağlık ve ilaç sektörlerinin gerçek birer lokomotif olabileceğine
gönülden inanıyorum. Bu nedenle, sektör olarak başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere farklı
bakanlıklarımızla yapılan strateji planlarına ve iş birliği çalışmalarına çok değer veriyorum ve
hayata geçmeleri için desteklenmesini hepimizin görevi olarak görüyorum. İkinci çok önemli
husus ise, yenilikçi ürünlere erişimin çok geç olması. Bu gerçeğin öncelikle çok derin bir şekilde
hastaları, sonrasında ilaç sektörünün tüm oyuncularını etkilediğini söylemek mümkün. Türkiye
Sağlıkta Dönüşüm Projesi çerçevesinde önemli sağlık parametrelerinde öne çıkmış, birçok ülke
tarafından örnek olarak takip edilir hale gelmiştir. Bu kapsamda, yenilikçi ilaçlara hızlı erişimin
de düzenli olarak sağlanması tüm paydaşlara fayda getirecektir.
30. 30
Bize Ar-Ge stratejinizi anlatır mısınız? Firmanız, Ar-Ge projelerinde hangi hastalıklara odaklan-
mıştır?
Merkezi Kopenhag’ da bulunan ve global bir firma olan Lundbeck, merkezi sinir sistemi hastalıklarının
tedavisine odaklanmış ve bu alanda yenilikçi tedaviler geliştirmeyi hedefleyen, sürdüren, yeni molekül
araştırma ve geliştirmesine büyük yatırım yapan bir firmadır. Günümüzde, bilimsel araştırmalara rağmen
merkezi sinir sistemi hastalıklarının tedavisinde pek çok karşılanmamış ihtiyaç varlığını sürdürmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ ne göre, dünyada 700 milyon insan merkezi sinir sistemi hastalığı tanısı
almış durumdadır. Bu hastalıkların hastalar üzerindeki etkisi ise yaşam süresi beklentilerini normal nü-
fusa göre 10-20 yıl kısaltmasıdır.
Lundbeck, merkezi sinir sistemi hastalıklarının tedavisinde karşılanmamış ihtiyaçlara yanıt aramanın
önemli olduğunu bilerek bu alanda hedeflerini belirlemektedir. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri depr-
esyon, alkol bağımlılığı, şizofreni, bipolar bozukluk, Alzheimer ve Parkinson Hastalığı alanlarındadır
ve santral sinir sistemi hastalıkları olan kişiler için yenilikçi tedaviler sunulmasını amaçlamaktadır. Bu
amaçla Lundbeck, 50 yıldan uzun bir süredir sinirbilim alanında önde gelen araştırma projelerinde yer
almaktadır.
2013 yılında Lundbeck’ in karının %20’ si araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılmıştır. Lundbeck,
araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürütürken Vernalis plc. (İngiltere), Genmab A/S (Danimarka), Os-
sianix Inc. (ABD) gibi biyoteknoloji firmalarıyla ve Otsuka,Takeda ve Merck & Co. gibi ilaç firmalarıyla
stratejik ortaklıklar kurmaktadır. Bu ortaklıkların yanısıra Lundbeck King’ s College, New York Üniver-
sitesi, Mayo Kliniği ve Heidelberg Üniversitesi gibi bilimsel ve akademik kurumlarla da birlikte çalışma-
larını sürdürmektedir.
Firmanızda Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili olarak Türkiye'de
ve yurt dışında neler yapılıyor? Türkiye ile yurt dışında-
ki Ar-Ge çalışmaları arasındaki fark nedir ve şirket
olarak Ar-Ge çalışmalarına verdiğiniz önemden kısaca
bahseder misiniz?
Lundbeck’ in yenilikçi araştırma ve geliştirme faaliyetleri
ve tedavide karşılanmamış ihtiyaçlara yanıt verme hedefi
doğrultusunda nöroloji ve psikiyatri alanındaki en yeni
projeleri ve alınan sonuçları üzerine bilgi vermek isterim.
Alzheimer ve Parkinson hastalıkları alanındaki global projeleri anlatmakla başlayabilirim. Bu tedavi
alanlarında araştırmacılar, bu hastalıkların gelişmesine neden olan ve bu hastalıklara özgü gen muta-
syonlarını tanımlamış durumdalar. Buna ek olarak bazı proteinlerin aktivitelerinin biliniyor olması, bu
iki hastalığın altında yatan neden üzerinde etki gösterebilecek yeni tedavilerin geliştirilmesinde yara-
rlı olabilir. Parkinson Hastalığı’ nda alfa sinüklein adlı proteinin hastalık seyri boyunca çözünmeyen
cisimcikler halinde beyinde ortaya çıktığı uzun bir süredir bilinmektedir. Bu protein yapısı üzerinde etki
gösteren bir tedavinin hastalığın seyrini yavaşlatabileceği düşünülmektedir. Lundbeck bu alanda alfa
sinükleine bağlanan bazı antikorları tanımlamış durumda. Bu antikorlardan biri ile de hayvan deney-
lerinde olumlu sonuçlar rapor edildi. Bu proje inovatif olması nedeni ile dünyanın önde gelen Parkin-
son araştırmaları merkezlerinden biri olan Michael J. Fox Vakfı tarafından araştırma bütçesi desteği ile
dikkate değer görüldü.
31. 31
Alzheimer hastalarında da benzer şekilde beyinde tau ve beta amyloid proteinleri birikmekte ve beyin
yapısını bozmakta. Danimarkalı araştırmacılar, tau araştırmaları uzmanı olan, New York Üniversitesi’
nden Professor Einar M. Sigurdsson ile birlikte çalışarak tau protenine karşı çalışan bir antikor ve hast-
alığın erken evrelerinde bu antikorun yararlılığını anlamaya yönelik bir tanısal belirleyici geliştirmeye
çalışmaktalar. Bu proje ile daha uzun sürede ve daha yüksek bütçelerle yürütülecek çalışmaların daha
belirli bir alana odaklanması ve muhtemel bir tedaviye daha kısa zamanda ulaşılması hedeflenmektedir.
Şizofreni alanında ise Lundbeck uzun yıllardır genetik varyasyonlar üzerinde çalışmakta ve şizofreni ile
depresyon alanında uluslararası bir ortaklık platformunda yer almakta. Avrupa Yenilikçi İlaçlar İnisiyat-
ifi (IMI) ve NEWMEDS işbirliğinde üniversite ve ilaç firmalarının yer aldığı bu ortaklık platformunun
çalışmaları sonucunda insan genomunda belirli bazı varyantların beyin işlevselliği üzerindeki doğrudan
etkileri Nature dergisinde yayınladı. Bu varyantları taşıyan kişilerin yaşamı kısıtlayıcı ve tehdit edici
önemli bir santral sinir sistemi hastalığı olan şizofreni hastalığına yakalanma risklerinin yüksek olması
nedeniyle bu araştırma sonuçları şizofreni hastalığının nedenlerini daha iyi anlamaya yardımcı olmak
açısından önem kazanmıştır.
Lundbeck Türkiye olarak geliştirilmekte olan ürünlerimizin klinik çalışmalarında yer alıyoruz ve klinik
çalışmaların giderek artan bir oranda ülkemizde yürütülmesini amaçlıyoruz. Uzun soluklu projelerle yıllar
içinde gerçekleşen Ar-Ge projelerimiz sonrasında tedaviye sunduğumuz yenilikçi ürünlerin, ihtiyaç duyan
hastalara ulaşabilmesi ve hayatlarında bir fark yaratabilmesi çalışmalarımızda en önemli amacımız ve
motivasyon kaynağımızdır.
İlaç pazarlama trendlerinin başında gelen ve yeni yeni adaptasyon sağlanan dijital uygulamalar hak-
kında ne düşünüyorsunuz? Dijital uygulamaların pazarlamadaki avantajları nelerdir? Siz bu konuda
neler yapmaktasınız?
Günümüzde hepimizin hayatında olduğu gibi dok-
torların, eczacıların ve hastaların da yaşamlarında
internet, sosyal medya, mobil teknoloji gibi dijital
araçlar oldukça önemli bir rol oynamakta. Bu il-
etişim araçları sahip oldukları üstün özellikle aynı
zamanda bir etkileşim aracı. Öncelikle size mekan
ve zamandan bağımsız olarak tüm doktorlarınıza
ulaşma fırsatı veriyor. Ayrıca onların size ulaşması ve
geri bildirim vermesini sağlıyor. Yapılan faaliyetlerin
ölçümlenmesi açısından da avantajları var.
Sektörde değişen iş yapış şekli göz önüne alındığında
dijital uygulamalar gibi yeni iletişim araçları kullan-
mak kaçınılmaz hale gelmekte, bu bağlamda başarılı
olan uygulamalar hem ürüne hem de kurumsal imaja
katkı sağlamaktadır.
Firmamızın faaliyet gösterdiği terapotik alanlarda hekimlere hem ürünlerimizi anlatmak hem de
“eğitim ortaklığı” ilişkimizi devam ettirmek amacıyla bu dijital pazarlama araçlarını etkin şekilde
kullanmaktayız. Sektör adına ilk projelerden biri olan www.psikiyatri.tv 6 yıldır zengin içeriği ve
6.000 den fazla üye sayısı ile dikkat çekiyor.
Nörolojideki online projemiz ise www.postakutumdaparkinson.com . Moderatörümüz tarafından
hazırlanan, her hafta değişen konu başlıkları SMS, e-posta ve twitter aracılığı ile hekimlere iletiliyor
ve site üzerinden ilgili içeriğe erişilebiliyor. Bu proje ile Nöroloji hekimlerin büyük bir çoğunluğuna
her hafta ulaşma fırsatı buluyoruz.
32. 32
İlaç sektöründe kullanılan kare kod sistemi ve buna benzer yeniliklerin artmasının, üreticiler ve biz
tüketiciler için ne gibi yararları olur? Sahteciliğin önüne geçilebilir mi?
Karekod sistemi, veya diğer adıyla İlaç Takip Sistemi (ITS) sektörümüzdeki en önemli ve en değerli ye-
niliklerden biri oldu. ITS sayesinde ilaçların tedarik ve dağıtım süreçlerinde gerçekleştirdiği her hareketi
izlemek mümkün olabiliyor.
Bildiğiniz gibi, ülkemizde de sahte ilaçlara ve ilaçlar üzerinden yapılan yolsuzluğa karşı büyük bir tepki
oluşmuştu. Her gün yakalanan ilaç kutuları ve kaçak ilaç üretim yerleriyle ilgili haberler vatandaşların
güvenini sarsmıştı. 2010 yılında uygulamaya sokulan ITS sayesinde hasta güvenliğinin sağlanması konu-
sunda çok önemli bir adım atılmış oldu.
İlaç takip sistemi, insan sağlığını ciddi oranda tehdit eden ilaç sahteciliği ve ilaç kaçakçılığının önlenmesini
sağladı. Buna ek olarak, ülkemizde yaşanan kupür sahteciliğini önledi. Bu sistem vasıtasıyla yan etkisi tespit
edilen ilaçların piyasadan toplatılması kolaylaştı.
Özetle ITS, hem hasta güvenliği açısından hem de üreticinin ürünlerinin kontrolünü sağlayabilmesi
açısından çok önemli bir kazanım olarak görülmektedir.
İlaç sektöründe bayan istihdamı hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? Şirketinizdeki durum
nedir?
Yapılan bir araştırma orta ve üst kademe yönetimde bayan istihdamının en
yüksek olduğu sektörün ilaç sektörü olduğunu gösteriyor. Bayanların çok
görevli ortamda verimli çalışabilme ve iyi iletişim kurma yetkinlikleri ile
mükemmeliyetçi yaklaşımları kariyerlerinde hızlı ilerlemelerini destekliyor.
Lundbeck olarak bayan yönetici oranımız %43 ile iyi bir noktada. Bayan
istihdamının artırılmasında şirketlerin esnek çalışma saatleri gibi iş-özel
hayat dengesini koruyacak uygulamalarda bulunmasının önemli olduğunu
düşünüyorum.
Firmanızdaki kariyer basamaklarından bahsedebilir misiniz? Kimya
bölümlerinden yeni mezun olmuş meslektaşlarımız için firmanızdaki
kariyer fırsatları nelerdir? Kurumunuzda kimyager, kimya mühendisi ve
kimya teknikeri meslektaşlarımız hangi pozisyonlarda çalışıyorlar bilgi
verir misiniz?
Lundbeck’de tüm çalışanları kapsayacak bir kariyer sistemi bulunmaktadır.
Yüksek performans, kıdem ve potansiyelin değerlendirildiği bu sistemde
çalışanlar mevcut rollerinde kendilerini geliştirerek derinlemesine uzman-
laşabilir veya farklı pozisyonlarda görev alabilirler. Yıllık veya pozisyon
oluştuğunda yapılan değerlendirmelerde bugüne kadar çok sayıda iç terfinin
ve atamanın gerçekleştiğini söyleyebilirim.
Lundbeck olarak Türkiye’de ar-ge ve üretim faaliyetimiz bulunmamaktadır. Bu
sebeple üniversitelerin kimya ve kimya mühendisliği bölümlerinden mezun
olanlar genellikle ruhsatlandırma & kalite güvence, kurumsal ilişkiler &
pazara erişim departmanlarında görev almaktadırlar.
Ben de 1992 yılında genç bir kimya mühendisi olarak mezun olduğumda laboratu-
ar ve üretim tesislerinde görev alarak iş hayatına atılacağımı düşünüyordum. Fakat
bir dizi tesadüf ve karşıma çıkan fırsatlar ile ilaç sektörünün pazarlama kolunda
çalışmaya başladım. Sonraki yıllarda da bunun bana en uygun olan kariyer yolu
olduğunu gördüm. Genç arkadaşlarıma her zaman seçmiş oldukları branşlarda
tahsillerini keyifle tamamlamalarını ancak neticede kendilerini rahat hissettikleri ve
potansiyellerini en yüksek noktada kullanabilecekleri ortamları, görevleri dikkate
alarak iş seçimi yapmalarını tavsiye ederim.
33. 33
Çalışanlarınız Lundbeck’i nasıl bir firma olarak görüyorlar? Çalışma ortamı, kariyer planlaması
fırsatları açısından değerlendirir misiniz?
Lundbeck, Türkiye’de 14 yıldır faaliyet göstermesine karşı 7 yıl personel kıdem ortalaması ve 2013
yılında %4 personel gönüllü devir oranı ile çalışanlarımızın uzun soluklu çalışmayı tercih ettikleri bir iş
ortamı sağladığımızı söyleyebilirim. Bu devamlılığı sağlamamızdaki en önemli faktörün “bireye saygı”
olan yönetim felsefemizi tüm uygulamalarımıza yansıtmamız olduğunu düşünüyoruz. Şirket içerisinde
açılan bir pozisyonun öncelikle kendi insan kaynağımız değerlendirilerek doldurulması hedeflenir. Bu
noktada iç atama ve terfileri başarı ile gerçekleştirebilmek için çalışanların gelecek rollere hazırlanması-
na yönelik eğitim, gelişim faaliyetlerinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca tüm çalışanları
kapsayacak, açık ve şeffaf bir kariyer yönetimi sistemine sahip olmamızın atama ve terfi süreçlerinin
etkinliğini artırdığını düşünüyorum. Çalışanların şirket bağlılığının ve motivasyonunun iş sonuçlarını
doğrudan etkilediğine inanıyoruz. Bu sebeple Lundbeck’ i çalışanlarımız için cazip bir iş ortamı olarak
korumak adına her yıl düzenli çalışan memnuniyeti anketleri düzenliyoruz. Bu sürecin arkasından tüm
çalışanlarla yüz yüze toplantılar düzenliyor, sonuçları çalışanların katılımıyla derinlemesine analiz edip
çözüm ürettiğimiz şekilde devam ediyoruz.
Lokalde uyguladığımız bu süreçlere ek olarak uluslararası bir ilaç firması olan Lundbeck’ in globalde
de sunduğu kariyer fırsatları vardır. Yüksek performanslı ve potansiyelli çalışanlarımız globalimiz
tarafından yürütülen süreçlerde her yıl değerlendirilmekte ve global yetenek havuzlarına dahil edilmek-
tedir. Bu programlara kabul edilen çalışanlar uzun soluklu eğitim, koçluk süreçlerine dahil oluyorlar ve
global fırsatlar da dahil olmak üzere bir sonraki adıma hazırlanıyorlar.
Şirketiniz de staj yapmak isteyen öğrencilere
tavsiyeleriniz nelerdir, staja kabul ederken
nelere dikkat ediyorsunuz? Öğrenci ark-
adaşlar hangi konulara hakim olarak size
gelmeliler, bu konudaki tavsiyeleriniz neler-
dir?
Lundbeck olarak fırsat buldukça üniversitelerin
kariyer günlerine katılarak üniversite öğren-
cileri ile iletişime geçmeye özen gösteriyoruz.
Staj başvurusu yapacak öğrencilere genel olarak
tavsiyem; iyi hazırlanmış bir özgeçmiş ile staj
başvurularını yapmaları, mülakatlarda kendiler-
ini ve kariyer hedeflerini açıklıkla ifade etmeleri
ve staj sürecinde ise sürekli öğrenmeye açık
olmalarıdır.
Lundbeck’ in Türkiye’de ar-ge ve üretim tesisleri olmadığı için bu departmanlarda staj yapmak isteyen
öğrencilere yardımcı olamıyoruz. Ancak kimya mühendisliği veya kimya bölümünde okuyan öğren-
ciler stajlarını pazarlama,pazara erişim, ruhsatlandırma ve kalite güvence gibi departmanlarda yap-
mak isterlerse kendilerine her zaman yardımcı olmak isteriz. Bu süreçte başvurularını insan kaynak-
ları departmanımıza web sitemiz olan www.lundbeck.com.tr üzerinden ulaştırabilirler.
Firmanıza iş başvurusunda bulunan adayların hangi özelliklere sahip olmasına dikkat ediyor-
sunuz? iİe alım süreci şirketinizde ne şekilde uygulanıyor?
İş başvurusunda bulunan adayları öncelikle ilgili pozisyon profili üzerinden değerlendiriyoruz. Eğitimi,
tecrübesi, yabancı dil bilgisi gibi pozisyon bazında farklılık gösteren kriterlerde özgeçmiş üzerinden
yapılan değerlendirme sonrasında adaylarla yapacağımız yüz yüze mülakatlar, envanter uygulamaları
ve referans kontrolü ile süreç devam ediyor. Mülakat ve envanter şirket kültürümüzü tanımlayan değer-
lerimize uyum açısından da çok önemli süreçler. Aramıza katılan tüm iş arkadaşlarımızın Lundbeck
değerleri olan yaratıcı, sorumluluk sahibi ve azimli olması bizim için çok önemli.
Bize bu röportaj için zaman ayırdığınızdan dolayı Lundbeck İlaç Şirketi Ailesine ve Size teşekkür
ediyoruz.
34. 34
ELEMENTTANIYALIM Helyum
Simgesi: He
Grubu: 8A (Soygaz)
Atom numarası: 2
Bağıl atom kütlesi: 4,00260
Oda sıcaklığında: Gaz
Erime noktası: -272,05 °C
Kaynama noktası: -268,785 °C
Yoğunluğu: 0,1785 g/L
Keşfi: 1895 - Sir William Ramsey
Atom çapı: 0,49 Å
Elektronegatifliği: Yok
Elektron dizilimi: 1s2
Yükseltgenme basamağı (sayısı): 0
Helyum (He) (Antik Yunanca: ἥλιος helios güneş) periyodik cetvelin birinci periyot 8A grubunda yer
alan bir gazdır. Hidrojenden sonra en hafif gazdır. Renksiz, kokusuz olmakla beraber soy gaz olduğu için
tepkimeye girmez ve bu yüzden eylemsizdir. Soy gazların son yörüngelerindeki elektron sayısı o yörün-
genin maksimum elektron bulundurma kapasitesi kadardır, yani o yörünge ne kadar elektron alabiliyor-
sa o kadar olur. Helyum’un atom numarası ikidir (2), her elementte de olduğu gibi, helyumda da ilk
elektron yörüngesinin maksimum alabildiği elektron ikidir. Bu doğrultuda helyum, soy gazlar kuralına
uyan bir gazdır.
Havadan hafif olması uçan balonlarda kullanılabilmesini sağlar. Hidrojen gibi yanıcı-patlayıcı özelliği
olmadığı için de oldukça güvenlidir ama bu güvenlik pahalı olduğu için bu madde pek kullanılmam-
aktadır. Pahalı olmasının nedeni evrende hidrojenden sonra en çok bulunan element olmasına ve dün-
ya atmosferinde 1/200.000 oranında bulunmasına rağmen, sıvı havanın ayrımsal damıtılmasıyla elde
edilemez. Bunun sebebi, Helyumun atmosferdeki diğer birçok gazın aksine Joul-Thompson katsayısının
pozitif olmayışıdır. Bu da onun sıkıştırılmak suretiyle sıvılaştırılmasını engeller ve de havadan elde
edilmesini imkânsız hale getirir. ABD’deki bazı doğal gaz yataklarında % 7’ye varan oranlarda He gazı
bulunmaktadır ki bu Helyumun ticari olarak satılabilecek kadar üretilmesine imkân sağlamaktadır.
Helyumun Elde Edilmesi
Kullanım Alanları
Zeplin ve balon gibi hava taşıtlarını şişirmede kullanımıyla bilinen helyum gazı; kaynakçılıkta, ger-
manyum ve silisyum kristallerinin yapımında, titanyum ve zirkonyum eldesinde, süpersonik rüzgar
tünellerinde ve derin dalış tüplerinde de kullanılır. Ayrıca, düşük sıcaklık araştırmalarında ve nükleer
enerji santrallerinde "soğutucu" olarak da önemlidir. Tüm elementler arasında, en düşük erime ve kay-
nama sıcaklıkları helyuma aittir. Makro ölçüde bile atomik özelliklerini göstermesi nedeniyle "kuantum
sıvısı" olarak da adlandırılan ve ısı iletkenliği olağanüstü derecede yüksek olan sıvı helyum, manyetik
rezonans görüntülemede (MRI) ve kanser teşhisi için MRE'de de kullanılır. Yakın zamanda, sıvı roket
yakıtı sıkıştırmada da helyumdan faydalanılmaya başlandı. Helyum inert gaz olması özelliğinden dolayı
bazı metallerin inert atmosfer oluşturulmasına kullanılır. Ayrıca dalgıç tüpleri % 80 He ve % 20 O2’den
oluşur. Sıvı hava yerine helyumla karıştırılmış oksijen kullanılmasının sebebi vurgun diye tabir edilen
olayı önlemektir. Helyumun buradaki fonksiyonu, yukarıda bahsi geçen Joule-Thompson katsayısının
negatif olması nedeniyle yüksek basınçta sıvılaşmayıp, dalgıçlar yukarı doğru çıkarırken yüksek
basınçtan düşük basınca hızlı geçişte oluşan çözünürlük farkından dolayı kanda baloncuklar oluşturup
felce neden olmamasıdır. Helyum ayrıca sıvı roket yakıtlarının basınç altında tutulmasında kullanılır.
Sıvı helyum soğutma amaçlı da kullanılmaktadır (NMR cihazlarında)
35. 35
SÖZLÜKIngilizce-Türkçe
Phenol
Bleaching
İmpure
Raw Materials
Sublimation
Heat Waste
Dissolution
Dry
Graphite
Drying Tower
Allocate
Aerometer
Permeable
Endothermal
Concentrate
Ammonization
Flax
Coalifacition
Maltose
Drop by drop
Atomic Volume
Extinguisher
Forceps
Fenol-Fenil Hidroksid-C6
H5
OH
Saf Olmayan
Ham Maddeler
Süblimleşme
Atık Isı
Çözünme
Gaz Yoğunluk Ölçer
Kömürleşme
Kuru
Geçirgen
Maltoz
Grafit
Isıalan
Damla Damla
Kurutma Kulesi
Deriştirmek, Yoğunlaştırmak
Atomik Hacim
Ayırmak
Amonyaklaştırma
Söndürücü
Keten
Pens
Ağartma
36. 36
HABERLER
Yurttan Kimya Haberleri
DÜNYA’NIN EN HIZLI KAMERASI
Tokyo ve Keio Üniversiteleri
(Japonya) tarafından denenen ve
geliştirilen STAMP kamerası, bilin-
en ve gelişmiş kameraların hızlı
çekimlerini geride bıraktı. Bir ekip
tarafından üzerinde çalışılan kam-
era, saniyenin trilyonda biri hızında
çekim özelliğiyle, detaylı bir çekim
imkanı sunacak.
STAMP kamerası, ard arda çekim-
lerinin her trilyonda birinde
450×450 piksellik görüntüler
yakalıyor. Diğer bilinen gelişmiş
kameralarda ise bu uygulama
saniyenin milyarda biri oranında
yapılabiliyor.
Kimyasal reaksiyonları gözlemlemek amaçlı geliştirilen kamera, test anında ısı iletimini görüntülemek
için kullanıldı. Süreç ise, ışık hızının 6’ da 1’ i hızında gerçekleşiyor.
Araştırmacılar, kameranın tam anlamıyla kullanımına hazır olması için boyutunun küçültülmesi gerek-
tiğini söylüyor. Kimya dışında, tıpta ve otomotivde lazerli üretim süreci ve yarıiletkenliklerin geliştiril-
mesi süreçlerinde kullanılabilecek.
PETROL İSTASYONLARININ YERİNİ GÜNEŞ İSTASYONLARI ALIYOR
Petrol çağıydı 20. Yüzyıl
Bilim ve teknolojideki birçok
buluşlarla birlikte petrol
dünyaya hakim tek güçtü.
Artık bu devir gerilerde kaldı
demek için elde birçok done
var. Güneş, rüzgar, su…
Bunların hepsi ayrı ayrı bir
enerji kaynağı. İnsanların ilk
çağlardan bu zamana kadar
kullandığı kaynaklardır.
İnsanoğlunun bunlarla ilgili
deneyimi pek çoktur. Ama
19. Ve 20. Yüzyılın küresel politiği karbon egemenliğini ortaya çıkarmıştır.
Günümüzde başta Almanya ve Danimarka gibi Avrupa ülkeleri olmak üzere Çin’in de dahil olduğu pek
çok sınır ülkesinin tekelinde karbon kaynaklara bağımlılıktan kurtulmak için projeler geliştiriyorlar.
37. 37
Kaynak neyse ekonomi de o oluyor. Başta Japon teknolojisi olmakla birlikte ABD ve bir çok Avrupa
ülkesinde taşıt enerjisi olarak güneş enerjisinin kullanımı prototip seviyesinde yıllardır kullanılıyor ve
geliştiriliyor. Bugün gelinen nokta ise yenilenebilir kaynakların üretim ve tüketimi kitlesel üretim düzeyi
işaretleri vermektedir. Petrol istasyonlarının yerini güneş istasyonları alacak, petrol temelli tüketim piyas-
asının yerini güneş ve rüzgar benzeri esaslarına göre üretilmiş tüketim malları alacak. Bu da başlı başına
bir ekonomi demektir.
GÜBREDEN İÇME SUYU ELDE ETTİLER
KÜKÜRTSÜZ ÇEVRE DOSTU KÖMÜR GELİYOR
ABD'de bilim adamları, gübreyi içme
suyuna dönüştürmeyi başardı. Dün-
yamızın tehlikede olduğu ve ilerleyen
senelerde içme suların azaldığı bu gün-
lerde Michigan Üniversitesi’nden bilim
adamları, biyogaz üretimindekine benzer
bir sistemle gübrenin içindeki suyu, içme
suyuna dönüştürdü ve böylece gübrenin
çevreye olan zararlı etkisinin azaltılması
konusunda bir adım daha atmış oldu.
Gübreden nasıl içme suyu olabilir ki?
diye çoğumuzu düşündürsede bilim ad-
amları herşeye çözüm bulmaya çalışıyor.
Bilim adamlarından Steve Safferman, gübrenin yaklaşık yüzde 90’ının sudan, yüzde 10’unun çok
sayıda besin, karbon ve hastalığa yol açan maddelerden oluştuğunu belirtti. Safferman, geliştirilen
yöntemle gübrenin içerdiği sudan ayrıştırılarak hayvanlar tarafından içilebilecek kadar temiz bir su
elde edildiğini vurguladı. Bu sistemin yardımıyla 378 litre gübreden 190 litre su elde edilebiliyor.
Gübreden su elde edilmesi tasarrufun yanı sıra evrenin korunmasını sağlıyor.Böylece evren için bir
başarı daha olmuş oluyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2006’da yayımladığı bir rapora göre, organik bir kirletici olan gübre,
sera etkisine yol açan en önemli 4. gaz olan azot hemioksit salımının yüzde 65’inden sorumlu.
Sistemin yıl sonunda bir şirket tarafından piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Ankara Üniversitesi 2 saatte temiz kömür üret-
ti. Ankara Üniversitesi bir adım daha ilerley-
erek, orman ve gıda atıkları kullanarak linyite
göre çok daha verimli ve kükürtsüz çevre dostu
kömür üretti. 2 saatte üretilen kömür evlerde
ısınma amaçlı ve işletmelerde kullanılabilecek,
böylece maden facialarının önüne geçilecek.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Sınağ ve ekibi,
tarımsal atıkları kullanarak özel bir yöntemle 2
saat gibi kısa bir sürede ısıl değeri yüksek çevre
dostu biyokömür üretti. Üretilen biyokömürün
ülkemizde çıkartılan linyitlere göre ısıl değer-
inin çok daha yüksek (7 bin 200 Kalori/Kilo-
gram) olduğunu belirten Sınağ, biyokömürün, kükürt içeriğinin de kabul edilebilir sınırların çok
altında seyretmesi (yaklaşık yüzde 0.1) nedeniyle çevre dostu olduğunu vurguladı.
Bu üretilen biyokömürün hem çevre kirliliğine bir çözüm hem de maden facialarına son demektir.
38. 38
Yakın zamanda yaşadığımız Soma faciasında kömür çıkartmanın nelere mal olabileceğinin görüldüğünü
vurgulayan Sınağ, bu yöntem yaygınlaştığında işletmelerin kendi kömürlerini kendilerinin yapabileceğini
belirtti. Sınağ, “Biyokömürün büyük ölçekte üretimi ve ticarileştirilebilmesi için gerekli fizibilitenin
yapılabilmesi amacıyla TÜBİTAK’ın 1003 kodlu Enerji projeleri çağrısına bir proje sunduk, projemiz
1’inci aşamayı geçti, 2’nci aşama sonucundan da oldukça ümitliyiz. Eğer abu projemiz kabul edilirse
yakın zamanda biyokömürü birçok yerde görmeniz mümkün olacaktır" diye konuştu.
Çevre kirliliği için ise Biyokömür, kül ve nem içerikleri çok düşük olduğu için enerji verimliliği yüksek
olan, bu özelliği ile termik santrallerin neden olduğu çevre kirliliğine bir çözüm oluşturma potansiyeline
sahip.
3 yıldır proje üzerinde çalıştıklarını anlatan Sınağ, "Biyokömürümüz özellikle çimento sektörü için
oldukça önemli. Çünkü çimento sektöründe toz kömüre ihtiyaç var ve çimento sektöründe toz kömür
farklı ülkelerden, yüksek maliyetlerle elde ediliyor. Bunun yanında yüksek ısıl değere sahip toz kömür
ihtiyacı olan tüm alanlarda da kullanılabiliyor” dedi.
Dünyadan Kimya Haberleri
POTANSİYEL KANSER MÜCADELECİSİ OLARAK İYİ BİR HABER “ZEHİR”
Bilim adamları arı, yılan ya da
akrep zehrinin kanserle mü-
cadele ilaçlarının yeni nesil
temelini oluşturabileceğini
belirtti.
Bilim adamları, toksinlere ned-
en olan yan etkilerini azaltan
ya da ortadan kaldıran, sağlıklı
hücreleri korurken özellikle
kötü huylu hücreleri zehir
proteinleriyle hedeflemek için
bir yöntem geliştirdi. Araştır-
mayı yöneten Dipanjan Pan “
Laboratuarda göğüs kanseri ve
melanom hücrelerinin tedavisi
için nanometre büyüklüğünde
parçacıklarda zehir toksinler-
ini güvenle kullandık “ dedi.
Yılan,arı ve akreplerdeki zehirde
kanser hücre zarlarına bağlanabilen protein ve peptidler bulunmaktadır. Pan ve ekibi bu zehirlerde bu-
lunan bazı maddelerin anti-tümör maddeleri olabileceğini söylüyor. Ama sadece zehirlerin bir hastaya
enjekte edilmesinin yan etkileri olabilir. Bunlar, kalp kası ya da sinir hücrelerinde hasar, istenmeyen
pıhtılaşma ya da deri altında kanama olabilir. Bu nedenle, Pan ve ekibi Illinois Üniversitesi’nde bu so-
runu çözmek için harekete geçti. Pan, balarısı çalışmasında ekibinin zehirde kanser hücrelerini tutan
melittin denilen bir madde tespit ettiklerini söylüyor. Pan, yılan veya akrep gibi diğer zehirlerin bileşen-
lerini taklit eden sentetik peptidlerin nanopartiküllerin içinde muhtemel kanser tedavisi olarak oldukça
iyi çalıştığını söylüyor.
Pan, bir sonraki adımın sıçan ve domuzlarda yeni tedavi yaklaşımını incelemek olduğunu söyledi.
Hastaları kapsayan bir çalışma başlatmak istediklerini ve bunun önümüzdeki 3-5 yıl içinde olması
gerektiğini tahmin ettiğini belirtti.
39. 39
KİMYAGER, KALİTE GÜVENCESI İÇİN X-IŞINI VİZYONUNU GELİŞTİRDİ
Danimarka Üniversitesi Araştırmacısı Christian Grundahl Frankær, belirsiz bir tozda bulunan
maddelerin hızlı tanımlanması için X-ışınlarının kullanıldığı bir yöntem geliştirdi. Yeni teknik,
protein gibi gelişmiş biyolojik moleküllerin tanınması için kapasiteye sahiptir. Bu nedenle yeni
yöntem hem gıda üretimi hem de ilaç sektöründe, örneğin protein bazlı ilaçların kalite güvencesi
için yeni fırsatlar açan muazzam bir potansiyele sahiptir.
Maddelerin Parmak İzi
Teknik, “Toz difraksiyonu” olarak adlandırılır ve yoğun X-ışını demeti için bir örneğe tabi
tutulmasını içerir. Toz difraksiyonu şu anda mineraller, tuzlar ve şeker gibi basit maddelerin
tanımlanması için kullanılmaktadır. Christian Grundahl Frankær, “Bebek sütü formülü, pro-
tein tozları ve deterjanları test ettim. Küçük bir örnek alarak ve X-ışını ile bombardıman
ederek, 10 dakika içinde hangi maddeyi hangi konsantrasyonlarda içerdiğini belirleyebilir-
im. Ek olarak, bu analiz tipik olarak ürünün nasıl yapıldığı ile ilgili bazı bilgileri de ortaya
koyacaktır” dedi.
Hızlı Yanıt
Yöntem, katı maddeleri içeren tüm üretim kurulumlarında hem kalite hem de üretim süreçler-
inde en iyi duruma getirme bağlamında büyük bir potansiyele sahiptir. Yeni yöntemin uygulan-
ması, üretim sürecinde kullanılan farklı maddelerin değişiklikleri ve ya dönüşümleri için sürekli
kontrol etmeyi mümkün hale getirecek.
Christian Grundahl Frankær, ”Yöntemimizin avantajı, üretim hattından doğrudan numune
almasına olanak sağlıyor olmasıdır. 15 dakika içinde sonuçları görüp, kristal yapının neler
içerdiğini tam olarak söyleyebilirim. Buna ek olarak, kullandığımız X-ışınları sayesinde
standart laboratuar ekipmanlarını kullanarak kolayca elde edebiliriz” dedi ve bu sonuçların
sadece bir başlangıç olduğunu dile getirdi.
40. 40
MOLEKÜLER MÜHENDİSLER ELEKTRONLARIN KUANTUM DAVRANIŞLARINI KAYDETTİLER
Chicago üniversitesi başkanlığındaki araştırmacı ekipler elmasın bir nano defekt içinde bulunan tek bir
elektronun kuantumunu mekaniksel davranışını kaydetmek için bir teknik geliştirdi. Onların tekniği,
zamanla nasıl tek bir elektronun konumunun değişiklikleri gözlemek için hem de bozukluğun tüm
kuantum durumunu kontrol edebilir ve lazer ışığı ultrafast darbeleri kullanılabilir.
Bu fotoğraflar elmas örnekleri
ve tek elektron spin/kuantum
görünür hali ile ışık emisyonu
hemisferik lens ile birlikte
görüntülenmiştir. Kırmızı
kan hücrelerinin yaklaşık çapı,
beş mikronluk ölçü resmin
sol üstündeki ölçek barında
gösteriliyor.
Bu araştırma kuantum bilgi işlemesine katkıda bulunur. Bu sistem elektronların geleneksel ikili man-
tığının evrenini geride bırakmak istemektedir 0 veya -1 aynı anda birçok konumda olabilir.
Kuantum bilgi işlem aygıtlarının gelişimi ve ekstra işlem gücü daha kolay malzemelere uygun kuan-
tum özellikleri tanımlamak ve hızlandırılmak için kullanılıyor.
Spin sistemi incelenmiş olarak bilinen merkez azot-vacancy (NV), bir atom büyüklüğünde hata
oluşturur. Doğal olarak bulunan elmas, boş bir yerde kristal kafesten oluşan nitrojen atomu içinded-
ir. “Sağlayan bir test-yatak sistemi için geliştirme yarı iletken kuantum bit gibi nano sensörlerin
,Kusurları geçen on yıllık süre boyunca büyük ilgi topladı, " dedi David Awschalom, Liew Aile
Profesör Moleküler Mühendisliği UChicago. "Tamamen çok yüksek hızlarda bu kusurun kuantum
durumunu kontrol etmek için ışık demeti oluşturmayı başardık."
Anlık Kuantum
Bu yeni teknikte, araştırmacılar tek NV merkezi ve sonra da lazer ışığı çok kısa sinyaller çifti ile aydın-
latıldı. Her darbe piko saniye (bir saniyenin bir milyonda bir milyonda sürer). İlk darbe kusurlu elektron
veya karakteristik elektron değiştirmek gelişmeye bağlı kuantum konumlarını belirtiyor. İkinci darbe,
bu geçen zamanda kuantum konumunun bir resim yakalamasıdır.
Giderek iki darbe arasında geçen süreyi uzatmak, takım kuantum dizisi-konum anlık nasıl kuantum
durumunu her zaman değişiklikler bir film oluşturur. Geçen süre olarak pikosaniye, (bir saniyenin bir
milyonda bir milyarda biri) veya nano saniye (saniyenin milyonda binde bir)olabilir. İnsan ölçeğinde, bu
zaman aralığında bir saat arasındaki fark ve bir asır gibidir.
Zaman ölçeğinin bu geniş yelpazeye sahip olan bu teknik, özellikle değerli hale gelir. Elektron duyarlı
ve karmaşık yerel çevreyle etkileşim çok farklı şekillerde, karakteristik bir zaman ölçeği ile kullanılmaya
başlanmıştır. Bu zaman çizelgesi geniş bir yelpazede test edebilme NV merkezi dinamiklerinin çok daha
eksiksiz bir resmini daha önce elde edilmiştir.
41. 41
KARBONDİOKSİT ‘SÜNGERİN TEMİZ ENERJİYE GEÇİŞİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI’
"Oldukça çok yönlü bir teknik sağlayarak, tam bir resim uyarılmış hal kuantum kusuru oluşur," dedi
Joseph F. Heremans, UChicago doktora sonrası araştırmacı, diğer eş baş yazarı. "Bu teknik önemli bir ko-
num haberi için herhangi bir kuantum bilgi sistemine sahip spin kontrolü sağlar" dedi Hu uygulamalı
fizik ve elektrik mühendisliği Profesörü Evelyn.
Buna ek olarak, bu yöntem özellikle kusur araştırmakla sınırlı değildir. Materyal ve teknolojileri bir dizi
konuda, birçok yarı iletken malzeme dahil kuantum durumları için uygulanabilir.
Dr. Guido Burkard, "Bu teknik, atom düzeyinde yeni malzemeleri anlayış ve kontrolü için doğru bir yol
sunuyor .”
“Anahtar nokta, bu polimer kararlı,
ucuz ve CO2
’ i son derece iyi adsorbs
eder. Dişi görev fonksiyonu, gerçek
dünyadan bir ortamda," diyor An-
drew Cooper, Doktora “Yakıt hücr-
esi teknolojisi kullanıldığı yerlerde
gelecekteki bir manzara, bu absor-
bentin sıfır emisyonlu teknolojisi
ile işe yarayabilir.”
CO2
adsorbentleri en sık santrallerin
bacalarından kaynaklanan sera gazı
kirleticileri yani kömür veya gaz gibi
fosil yakıtların yakılması kaldırmak
için kullanılır. Ancak, Cooper ve eki-
bi kirliliği azaltmaya yardımcı olmak
için adsorban, mikro organik polim-
er, üretmek istemektedirler.
Yeni malzeme ile hidrojen gazına
fosil yakıtlarına dönüştürebilirsiniz,
bu entegre gazlaştırma kombine çevrim (IGCC) olarak adlandırılan ve gelişmekte olan teknolojinin,
bir parçası olacaktır. Hidrojen yakıt-hücreli otomobil ve elektrik üretimi için büyük umut çünkü nere-
deyse hiç kirlilik olışturmaz. IGCC bir köprü teknolojisine atlama da hidrojen ekonomisini başlatmak
için tasarlanmıştır. Hala mevcut fosil yakıt kullanırken hidrojen yakıta geçişin, altyapı yakıtıdır. Ama
IGCC işlemi hidrojen karışımı verir ve CO2
gazı ayrılmalıdır.
Cooper, Liverpool Üniversitesi'nde, süngerin en yüksek basınçları IGCC sürecinin altında çalıştığını
söylüyor. Mutfak süngeri gibi su alır şişer, adsorban biraz CO2
kendi molekülleri arasında küçük
boşluklar yukarı doğru ıslatırken şişer. Basıncı düştüğünde CO2
söndürür onları daha sonra toplamak,
depolama veya yararlı karbon bileşiklerine dönüştürmek için absorblar.
Malzeme, kahverengi, toz gibi, çok küçük karbon bağlama ile birlikte network bazlı moleküller ile
yapılır. Cooper bu yapıya strafor, strafor plastik ve kullanılan ambalaj malzemesinden esinlenerek
yapıldığını açıklıyor.
Polimer kullanmanın bir avantajı da çok istikrarlı olma eğilimidir. Malzeme basit, enerji santrallerinde
ağır şartlara tahammül gerektiğini kanıtlayan ve kaynatıldıktan sonra dayanabilir adsorbentler ihtiyaç
vardır. Diğer CO2
temizleyiciler, plastik veya metalden yapılmış veya sıvı olsun her zaman bu kadar iyi
tutunan form yok diyor. Yeni adsorban bir diğer avantajı CO2
soğurma yeteneğidir. Ayrıca su buharı,
diğer malzemeleri tıkar. Düşük maliyette sünger polimer cazip hale getirmektedir. Diğer birçok ad-
sorbanlar ile karşılaştırıldığında, ucuz. Prensip olarak, çok kullanımlık ve uzun bir kullanım ömrüne
sahip çünkü çok sağlam.
43. 43
FAYDALI
LINKLER
http://www.rsc.org/periodic-table
http://www.unitoperation.com/
https://www.facebook.com/groups/146410248837424/
Periyodik tablo ile ilgili çok güzel bir site. Sit-
ede periyodik tablodaki elementlere özgü ses
dosyaları, videolar, bilgiler yer almakta. Çok
orjinal bir şekilde hazırlanmış siteyi incele-
menizi öneriyoruz.
Kimya Mühendisleri için soru bankası de-
nilebilecek bir site. Sitede kimya mühendis-
liği dersleri ile alakalı sorular ve cevapları
bulunmakta. Kaynak arayışında olan ark-
adaşlarımıza faydası olması dileğimizle.
2 senedir aktif faaliyet içinde bulunan, birçok
kişinin iş ilanı bıraktığı ve iş bulduğu online
bir platform. Gruba dahil olarak iş ilanlarınızı
ekleyebilir. Kişilere daha çabuk ulaşabilirsin-
iz. Farklı değişik ilanlar görmek isteyenleri
grubumuza bekliyoruz.
44. 44
BULMACA
Kimya Bulmacasi
1
2 3
4
5
6 7
8
9
10
Soldan Saga
2. Büyük kütle numarali atomlarin hizlandirilmis nötronlarla
bombardimani sonucu daha küçük atomlara bölünme
tepkimesidir.
7. Iriölçekteki ortamlarda çözünmeyip, sivinin dibine
çöken kati tanelerin olusturdugu katman.
8. Isi ya da kivi geçirmeyen
9. ]: Her adimda isildevingen dengede bulunma,
dolayisiyla dengenin iki yanina da kolayca gidebilecek
durumda olma.
10. Degisik bir özdege, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen
ya da bu özelligi ile iki ayri özdegi birbirine tutturabilen
özdek
Yukaridan Asagiya
1. Derisik olmayan, içinde oylum basina az çözüneni olan
(çözelti).
3. Akis özellikleri gözlenebilen sivi ya da gaz evresindeki
özdek.
4. Birim oyluma düsen özdecik sayisi.
5. Bir kimyasal özdegi yabanci özdeciklerden ayirma islemi.
6. Süngerimsi bir özdegin kimi özdecikleri tutmasi olayi.
45. 45
BULMACAGeçen Ayın Çözümü
Kimya Bulmacasi
K
1
A L O R I M E T R
2
E M
3
A O
D N
Y J
4
O U L E
O A
A L
K K
T O
I L
O
5
F L R
6
Y
7
Ü K S E L T G E N M E
S I R Z
P
8
I L K O
T T
9
N
S
10
O G U R M A
Z N
S
Soldan Saga
1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araca denir.
[KALORIMETRE]
4. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan
isiya denir. [JOULE]
7. Bir maddenin elektron kaybetmesine denir.
[YÜKSELTGENME]
8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime
sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine
çeviren araçlardir. [PIL]
10. Isinlarin, madde üzerinde tutularak isiya dönüsmesi
olayina denir. [SOGURMA]
Yukaridan Asagiya
2. Çekirdegi kararsiz olan elementlerin kararli çekirdek
olusturmak için isin yayinlamalari olayina denir.
[RADYOAKTIFLIK]
3. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH
bulunduran alkollerdir. [MONOALKOLLER]
5. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere
denir. [OKSIT]
6. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir.
[REZONANS]
9. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir. Asitlerin
(-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari (katyon) nin
birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir. [TUZ]
46. 46
E-Dergide
Yazarlık
SİZDE YAZARIMIZ
OLUN
-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı
sıfatı görür yayımlanmaz.
-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.
-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.
Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan
Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.
-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız
yayımlanmayacaktır.
--Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
-- 2014 Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül 2014’tür.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlan-
acaktır.
-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz.
Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta
yazılarınızı okunuyor ve araştırılıyor.
-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir
düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya
çok şey katıyor.
-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için
bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler
yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.
-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.
İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi