1964 Kahramanmaraş doğumlu dondurma ustası Yakup Dağ, gençlik döneminde gerçekleşen 12 Eylül 1980 darbesini anlattı. Ülkenin o dönemde zor günler geçirdiğini ve darbenin de tek kurtuluş yolu olduğunu savunan Dağ, darbe döneminde 48 saat boyunca gördüğü işkenceyi de anlattı.
12 Eylül 1980 günü neredeydiniz? Darbeden nasıl haberiniz oldu?
12 Eylül 1980 günü Kahramanmaraş’ta idim. O zamanlar 16-17 yaşında bir gençtim 11 Eylül günü arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra evime geçtim. Darbeden de sabah kalktığımda haberim oldu. Çevremdeki herkes zaten darbeyi konuşuyordu. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Zaten 1978 yılında ki Maraş olaylarının üstünden fazla bir zamanda geçmemişti. Her taraf yeniden asker oldu.
Darbe öncesi aile ve toplumsal hayat hakkında bilgi verir misiniz?
Toplumsal hayat benim gözümden çok kötü durumdaydı. Sağ-sol çatışmaları yaşanıyordu. Aynı aile içerisinde kardeşler birbirine düşman gözüyle bakıyor birbirlerini adeta bir an önce ortadan kaldırmak istiyordu. Gece olsun gündüz olsun sokaklarda rahat rahat gezemiyor ihtiyacımızı karşılayamıyorduk. Sağcılar ve solcular kendilerine mekan belirlemiş oralara zıt görüşten bir kimsenin girmesine izin verilmiyordu. Yollarda sürekli grup grup insnlar bulunurdu. Bu gruplar önünüzü keserek sağcı mısın? solcu musun ? diye sorarlardı. Eğer önü kesilen kişi grubun görüşüne aykırı birşeyi söylerse öldüresiye dövülüyordu. Bu kavgalar genellikle gençler arasında yaşanıyordu. Yaşlılar anneler-babalar genelde evini geçindirme çabası içerisindeydi.
Darbe öncesinde hayatınız nasıl devam ediyordu, darbe sonrasında yaşantınızda değişiklikler oldu mu ?
1964 Kahramanmaraş doğumlu dondurma ustası Yakup Dağ, gençlik döneminde gerçekleşen 12 Eylül 1980 darbesini anlattı.
1. 18 6 2014 12 Eylül’den Roboski’ye III | ÇaylakHaber
http://caylakhaber.com/12-eyluel-den-roboski-ye-iii/ 1/2
12 Eylül’den Roboski’ye III
Oca. 28 Gündem no comments
1964 Kahramanmaraş doğumlu dondurma ustası
Yakup Dağ, gençlik döneminde gerçekleşen 12 Eylül
1980 darbesini anlattı. Ülkenin o dönemde zor günler
geçirdiğini ve darbenin de tek kurtuluş yolu olduğunu
savunan Dağ, darbe döneminde 48 saat boyunca
gördüğü işkenceyi de anlattı.
12 Eylül 1980 günü neredeydiniz? Darbeden nasıl
haberiniz oldu?
12 Eylül 1980 günü Kahramanmaraş’ta idim. O
zamanlar 16-17 yaşında bir gençtim 11 Eylül günü
arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra evime geçtim. Darbeden de sabah kalktığımda haberim oldu. Çevremdeki
herkes zaten darbeyi konuşuyordu. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Zaten 1978 yılında ki Maraş
olaylarının üstünden fazla bir zamanda geçmemişti. Her taraf yeniden asker oldu.
Darbe öncesi aile ve toplumsal hayat hakkında bilgi verir misiniz?
Toplumsal hayat benim gözümden çok kötü durumdaydı. Sağ-sol çatışmaları yaşanıyordu. Aynı aile
içerisinde kardeşler birbirine düşman gözüyle bakıyor birbirlerini adeta bir an önce ortadan kaldırmak
istiyordu. Gece olsun gündüz olsun sokaklarda rahat rahat gezemiyor ihtiyacımızı karşılayamıyorduk.
Sağcılar ve solcular kendilerine mekan belirlemiş oralara zıt görüşten bir kimsenin girmesine izin
verilmiyordu. Yollarda sürekli grup grup insnlar bulunurdu. Bu gruplar önünüzü keserek sağcı mısın? solcu
musun ? diye sorarlardı. Eğer önü kesilen kişi grubun görüşüne aykırı birşeyi söylerse öldüresiye
dövülüyordu. Bu kavgalar genellikle gençler arasında yaşanıyordu. Yaşlılar anneler-babalar genelde evini
geçindirme çabası içerisindeydi.
Darbe öncesinde hayatınız nasıl devam ediyordu, darbe sonrasında yaşantınızda değişiklikler
oldu mu ?
Biz orta sınıf bir aile idik o zamanlar. Darbe öncesinde babamız vefat ettiği için annemiz kız kardeşlerimiz
tarlalarda bizde erkek çocuklar olarak çeşitli yerlerde çalışarak geçimimizi sağlamaya çalışıyorduk. Darbenin
gerçekleşmesiyle birçok şey kısıtlandı. Annemiz kız kardeşlerimiz ve biz rahat rahat çalışamaz duruma
gelmiştik. Geçimimizi sağlamakta darbe döneminde baya zorlanıyorduk. Darbe öncesinde kendi istediğimizi
yapıyorduk darbe sonrasında ise başkalarının istediklerini yapmaya başladık. Fakat sıkı yönetim kaldırılıp
Turgut Özal döneminin başlamasıyla rahata yeniden kavuştuk. Kardeş kavgaları bitmiş bir şekilde hayat
yeniden normale dönmeye başladı. Bu dönemden sonra darbe öncesindeki yaşantımızdan yüzde 70-80
daha iyi imkanlarla yaşamaya başladık.
Türkiye’yi darbeye sürükleyen nedenler sizce neydi ?
Nacizane benim fikrim o dönemki siyasetçilerin beceriksizliğiydi. Bu beceriksizlik sonucunda zaten kardeş
kavgaları; sağ-sol kavgaları ortaya çıktı. Ben bunun sadece bizim siyasetçilerimizden ya da toplumumuzdan
kaynaklandığına da inanmıyorum. Ülkemizi karıştırmak isteyen bazı dış güçler bu işlere çomak soktuklarına
inanıyorum. Vatanımız elden gidiyordu; kardeş kardeşi vuruyordu. Türk ordusu sağlam bir duruş
sergileyerek bu gidişata bir dur dedi.
O dönemde siz bir işkence ya da baskıya maruz kaldınız mı, herhangi bir baskı ya da işkenceye
tanık oldunuz mu?
Ben o dönemde 48 saat boyunca işkenceye maruz kaldım. Bir gün arkadaşlarımla beraberken bir polis
2. 18 6 2014 12 Eylül’den Roboski’ye III | ÇaylakHaber
http://caylakhaber.com/12-eyluel-den-roboski-ye-iii/ 2/2
kimlik kontrolü yapacaz dedi. Bizleri şüpheli kişi sıfatıyla alıp götürdüler. İki günde GBT sorgulaması
tamamlandı. Bizde iki gün boyunca orda kaldık. İki gün içerisinde gözlerimiz bağlı bir şekilde falaka masasına
yatırıyorlar, diz kapaklarımızdan sımsıkı bir şekilde masaya bağlıyorlardı. Hareket edemiyorduk zaten sonra
içeriye birkaç kişi giriyordu. Birisi gelip göğüs kafesime var gücüyle bastırıyordu. Diğerleri ise şu da ateş
eden sendin işte şurada şununla dövüşen sendin de mi? gibi sorular soruyorlardı. Bu suçlamaları kabul
etmedikçe şiddetin dozu daha da artıyordu. Bu 48 saatlik süre içerisinde falakadan dayağa hatta cereyana
vermelere bile maruz kaldım. İşkenceye dayanamayıp iftiraları kabul edenler doğru cezaevine
gönderiliyordu. Ben iki gün boyunca işkencelere dayandım. 48 saat sonunda beni bıraktılar; fakat benim
kendime gelmem uzun zaman aldı.
Sizce o dönemdeki siyasi partilerin duruşuna göre darbe gerekli miydi ?
O dönemdeki iktidar partisi zaten artık görevini yerine getiremiyordu. Artık işler iç savaşa dönüşecekti.
Toplum kontrolden çıkmış durumdaydı. Bunları da engellemenin başka yolu kalmadığı için darbe o dönemde
gerekliydi. İki gün boyunca baskı ve işkenceye maruz kalmama rağmen bence o günün koşullarına göre en
doğru karadı. Türk ordusu sağlam bir duruş sergileyerek vatanın bölünmez bütünlüğünü korudu. Evet bütün
darbeler ülkeyi yirmi yıl kadar geriye götürü. Bu darbede de öyle oldu; fakat başka çare kalmamıştı. Ayrıca
sıkıyönetim süreci sona erdikten sonra ülkede bir atılım gerçekleşti. Eğer darbe yapılmasaydı belki de ülke
hiçbir atılım görmeyecek ve bölünmeye kadar gidecekti. İşte bu yüzden en azından vatanın bütünlüğünü
koruduğu için darbe gerekliydi.
Darbeyi gerçekleştiren Kenan Evren ve hayatta kalan arkadaşlarının yaklaşık 30 yıl sonra
yargılanmalarını nasıl karşılıyorsunuz?
Yargılama süreci ile ilgili fazla bir bilgim yok. Ama darbe döneminde bir takım haksızlıklar yapıldı. Bu yapılan
haksızlıklardan dolayı Kenan Evren ve arkadaşlarının yargılanması doğrudur; fakat darbe yaptığı için
yargılanıyorsa kesinlikle yanlıştır. Çünkü darbeden başka ülkenin çıkar yolu kalmamıştı o dönemde. Zaten
darbenin de tek ve en büyük haklı yanı vatanın milletin bölünmez bütünlüğünü korumasıdır.
Röportaj: Harun Dağ