"Yes Grammar" - DEMO

YESDİL – Türkiye’nin ÜDS & KPDS Markası yes grammar

TIME & TENSES IN ENGLISH
İngilizcede on iki tense bulunmasına karşın past ve present olarak niteleyebileceğimiz sadece iki
time bulunmaktadır. Bütün bu on iki tense; past ve present dediğimiz zamanların türevleridir.
Aşağıdaki tabloda bu tense’lerin isimleri ve kullanım biçimleri bulunmaktadır.

The Present Continuous
1. am/is/are + Ving He is running along the street.
Tense
Sinan is a doctor. He likes playing
2. The Simple Present Tense V1; am/is/are, do/does
basketball.
Ali was my friend. He played
3. The Simple Past Tense V2; was/were, did
chess very well as a child.
The Past Continuous My father was watching TV when
4. was/were + Ving
Tense I left for school.
The Present Perfect Steve has been the top student up
5. have/has + V3
Tense to now.
The Present Perfect It has been rainning since
6. have/has been + Ving
Continuous Tense yesterday.
She had already left when her
7. The Past Perfect Tense had + V3
husband came.
The Past Perfect They had been cycling for two
8. had been + Ving
Continuous Tense hours before I ran into them.
Cenk will be a millionaire one day.
will + V1 / be going to +
9. The Simple Future Tenses He is going to be a father – his
V1
wife is pregnant.
The Future Continuous They will be working for us when
10. will be + Ving
Tense our plane arrives tonight.
They will have finished the meal
11. The Future Perfect Tense will have + V3
when we reach there.
He will have been working at the
The Future Perfect
12. will have been + Ving same company for ten years when
Continuous Tense
he gets retired next year.

Şimdi sırasıyla tablodaki tense’leri inceleyeceğiz.

1. The Present Continuous Tense

am/is/are + Ving
Beş yerde kullanılır.
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları: Now, right now, at the moment, at present,
for the time being, currently, these days, etc.

1 YESDİL Eskişehir – Başka ilde şubemiz bulunmamaktadır.


1. At the Time of Speaking(now)
NOW

PAST FUTURE

Konuştuğumuz anda yapıyor olduğumuz eylemleri ifade ederken bu tense’i kullanırız. Yapmıyor
olduğumuz eylemleri de ifade edebiliriz.

“What are you doing here in the room alone?”
“I am just trying to concentrate on my project.”

She is not talking now.

They are listening to the radio.

Is he reading his book?

2. When Talking about Ongoing Events

PAST PRESENT FUTURE

Konuştuğumuz anda yapmadığımız ama bu aralar, bu sıralar yaptığımız eylemlerden de
bahsederken yine bu tense’i kullanırız. Bu anlamda; nowadays, these days, this term, this year, this
semester, at the moment,etc. gibi zaman zarfları kullanılabilir.

Not: Aşağıda bulunan örnekler bir restoranda çay yudumlarken kullanılabilir.

“Have you seen Merve these days?”
“Yes, she is looking after her little sister. You know her mother is in the hospital now.”

“Where do you work now?”
“I work at a company.” (Şirkette çalışmaya devam edeceğim kesin.)
“I’m working at a company.” (Şu anda çalışıyorum ama devam edip etmeyeceğim kesin
değil.)

I’m reading the book Animal Farm.



3. When Talking about Changes Happening around Now

PAST PRESENT FUTURE

Belli bir süreç içerisinde değişen olayları ifade etmek için yine bu tense’i kullanırız. Burada gitgide,
gittikçe anlamına gelen comparative (more and more, -er –er) yapıları çok sık kullanılır.

It is getting darker and darker.
(Gittikçe hava kararıyor.)

Walking uphill is becoming more and more difficult.
(Yokuş yukarı yürümek gittikçe daha da zorlaşıyor.)

He’s getting fatter and fatter.
(Gitgide şişmanlıyor.)

4. When Complaining about Something(always)

PAST PRESENT FUTURE

Bizi kızdıran ve sürekli tekrar eden bir durumdan rahatsızlığımızı ifade etmek için bu tense’i
kullanırız. Bu kullanım Simple Present Tense’e benzese de şikayet anlamında olduğu için bu
tense’ten ayrılır. Burada “always, constantly, repeatedly, etc.” gibi zarflar kullanılır.

You are always breaking something. Try to be more careful!

She is constantly talking. I wish she would shut up.

You are repeatedly interrupting me when I talk. Please don’t do that again.

5. With Future Meaning

PAST PRESENT FUTURE

Gelecek zamanda kesin olarak yapmayı düşündüğümüz eylemleri ifade etmek için kullanırız.

I am sitting the history exam tomorrow. (Yarın kesin sınava girecek, sınav yarın.)

I am going on holiday next Monday. (Yolculuk bileti Pazertesi’ye alınmış.)

He is giving a lecture on human rights tomorrow. (Programa göre yarın ders verecek.)



Bu kullanımı diğer “future” anlam ifade eden iki tense’le karşılaştıralım.

1. She will leave tomorrow.
2. She is going to leave tomorrow.
3. She is leaving tomorrow. = She will be leaving tomorrow.

Yukardaki üç cümleyi gerçekleşme olasılığı açısından ele alırsak, gerçekleşme ihtimali en yüksek
olan sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci cümlelerdir. Yani kesinliği en yüksek olan “She is
leaving/will be leaving tomorrow” cümlesidir.

Birinci cümle konuşma esnasında düşünülüp verilen kararlarda ifade edilir. İkinci cümle ise
planlanmış gelecek olarak düşünülebilir; ancak yine de üçüncü cümleye oranla gerçekleşme
olasılığı daha azdır.

2. The Simple Present Tense

V1; am/is/are, do/does
Altı yerde kullanılır.
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları: Always, often, sometimes, seldom, never,
etc., every day(daily), every week(weekly), every month, every summer, every year, etc.

1. Repeated Actions

PAST PRESENT FUTURE

Sürekli tekrarlanan eylemlerde, alışkanlıklarda, hobilerde ya da zaman çizelgelerinde kullanılır.

Sema usually gets up at seven o’clock. Do you speak English?

They sometimes dine out. I go to the cinema every week.

She never eats meat. The train leaves every morning at 9:00.

He is a teacher. She is afraid of dogs.

Not:
Gelecek tabloda Present Tense’le yaygın olarak kullanılan Sıklık Zarfları (Adverbs of Frequency)
gösterilmiştir.



ADVERBS OF FREQUENCY
1. always(constantly) her zaman, sürekli ++++++++++++++++++++
neredeyse her
2. nearly always(almost always) +++++++++++++++
zaman
3. usually(generally, normally) genelde +++++++++++

4. regularly (often, frequently) sıklıkla +++++++

5. sometimes(periodically) bazen ++++
occasionally(now and then,
6. ara sıra +++
once in a while)
7. rarely(seldom, infrequently) nadiren ++
hardly ever(scarcely ever, neredeyse hiçbir
8. +
almost never) zaman
9. Never asla

2. Natural Events and General Truths

PAST PRESENT FUTURE

Doğa kanunlarını ve her zaman geçerliliği olan kanunları ya da kuralları bu tense ile ifade ederiz.
Aynı zamanda bir kişinin karakterinden ya da nasıl biri olduğundan bahsettiğimiz zaman yine bu
tense’i kullanırız.

Water boils at 100°C.

The earth revolves around the sun.

Mount Everest is the highest point in the world.

Dogs hate cats.

The atmosphere of the world is composed of several gases.

Steve is a truly loyal student.

Merve has brown eyes.

The camera never lies.



3. Scheduled Events in the Near Future

PAST PRESENT FUTURE

Yakın gelecekte olacak herhangi bir etkinliğin başlangıç ve bitiş saatlerinden bahsettiğimizde bu
tense’i kullanabiliriz. Genelde toplu taşımacılıkla ilgili zaman çizelgelerinde kullanılsa da diğer
programlanmış etkinlikler için de kullanılabilir.

The train leaves at 7 pm.

The plane departs at 12.

The bus doesn’t arrive at 6 pm, it arrives at 6 am.

The party starts at 9.

Aşağıdaki cümlelerin arasında bulunan farka dikkat ediniz.

1. Our lessons normally begin at 9 am and finish at 2 pm every day. (Repeated Action)

- The lesson begins at 9 am tomorrow and finishes at 2 pm. (Near Future)

2. The first ferry to Kınalı Ada leaves at 5 am daily. (Repeated Action)

- The first ferry to Kınalı Ada leaves at 5 am tomorrow. (Near Future)

4. Headlines

PAST PRESENT FUTURE

Gazete manşetlerinde Simple Past Tense ile aktarılması gereken gerçekleşmiş, bitmiş olaylar bu
tense ile aktarılabilir.

The police eventually capture the murderer. (captured)

The prime minister assembles his cabinet. (assembled)

Galatasaray gets the UEFA cup. (got)



5. When Reporting Matches

Maç anlatımları bu tense ile yapılır.

Gerard passes the ball to Beckham. He kicks it and he scores a goal.

6. When Using Non-Continuous Verbs with Present Continuous Meaning

NOW

PAST FUTURE

Hareketsiz fiillerle.

Daha önce; konuştuğumuz anda yaptığımız eylemleri ifade etmek için Present Continuous Tense’i
kullandığımızı belirtmiştik. Ancak ingilizcede Non-Continuous Verbs olarak adlandırılan hareketsiz
fiiller “Ving” alamadığı için bu tarz fiillerle Present Continuous Tense kullanılamaz. Bu durumda
Simple Present Tense kullanılır.
Bu konuyu daha iyi anlamak için İngilizcedeki fiil yapısına bir göz atalım.

Types of Verbs

İngilizcede fiiller; 1.Normal Verbs, 2.Non-Continuous Verbs ve 3.Mixed Verbs olmak üzere üç
gurupta incelenebilir.

1. Normal Verbs

Bu fiiller; walk, eat, run, fly, talk, etc. gibi dışarıdan gözlemlenebilen hareketli fiillerdir. “Ving” ile
kullanılabilirler.

I am walking now. The kids were swimming.

She is walking every day. He was singing.

2. Non-Continuous Verbs

Bu fiiller; duyu, his, durum bildiren hareketsiz fiillerdir. Hareketsiz oldukları için de “Ving” ile
kullanılamazlar. Şimdiki zamanda Simple Present Tense(yapar, ister, vs.) ile kullanılsalar da
Türkçeye Present Continuous Tense(yapıyor, istiyor, vs.) biçiminde çevrilirler. Like, love, hate, fear,
be, want, wish, understand, need, seem, belong, own, etc. gibi fiiller harektsiz fiillere örnek olarak
verilebilir.



I want / am wanting to stay at home. (Evde kalmak istiyorum.)
I like / am liking classical music. (Klasik müzikten hoşlanıyorum.)
She hates / is hating horror films. (Korku filmlerinden nefret eder/ediyor.)

Yukarıda gördüğünüz gibi harektsiz filler Present Continuous Tense ile kullanılamaz. Hareketsiz
fiiller tabiki sadece yukarıdaki fiiller ile sınırlı değildir. Ancak bütün hareketsiz fiillerin bazı ortak
özellikleri vardır. Bunlar:

1- Eylem asla dışarıdan gözlemlenemez.
2- Eylem asla hareketli olamaz.
3- Eylem asla bir gayret, güç gerektirmez.

Şimdi isterseniz bunu ispatlamak için mini bir test uygulayalım.

- love (Non-Continuous Verb)

• Biri size bakarak neyi sevip sevmediğinizi anlayamaz.
• Sevmek hareketli bir fiil değildir.
• Birini sevmek için herhangi bir gayret ya da güç harcamanıza gerek yoktur.

- run (Continuous Verb)

• Biri size bakarak koşup koşmadığınızı anlar.
• Koşmak hareketli bir fiildir.
• Koşmak için gayret ya da güç harcamanız gerekmektedir.

Bu formülü uygulayarak herhangi bir fiilin hareketli olup olmadığını anlayabilirsiniz.

3. Mixed Verbs

Bu fiillerin biri hareketli diğeri hareketsiz olan iki anlamı vardır. Hereketli olan anlamlarıyla “Ving”
ile kullanılabilirler. Ancak hareketsiz olan anlamlarıyla “Ving” ile kullanılamazlar. Şimdi çift anlamı
olan bu fiilleri inceliyelim.

Smell:

- “kokmak” → hareketsiz

The flower smells wonderful.

- “koklamak” → hareketli

She is smelling the flower now.(Şimdi çiçeği kokluyor.)
She smells the flowers every day.(Çiçekçiyse hergün koklayabilir.)



Taste:

- “Bir nesnenin tadından bahsettiğimizde” → hareketsiz

The coffee tastes good.(Kahvenin tadı güzeldir.)

- “tatmak” → hareketli

She is tasting the soup.(Çorbayı tadıyor.)

Have:

- “sahip olmak” → hareketsiz

I have a car.

- “have + a noun(a walk, a run, a talk, a shower, lunch, breakfast, etc.)” → hareketli

She is having lunch with her friends at the moment.(Burada bir eylem söz konusudur.
Bu yüzden sahip olmak anlamı yok.)

Think:

- “sanmak, farzetmek” → hareketsiz

I think you are right.

- “düşünmek, akıl yürütmek, tasarlamak” → hareketli

He is thinking about leaving her present job.

Weigh:

- “X ağırlığında olmak” → hareketsiz

The butcher weighs 90 kg.(Kasap 90 kilo ağırlığındadır./Kasap 90 kilodur.)

- “tartmak” → hareketli

The butcher is weighing the meat.(Kasap eti tartıyor.)

See:

- “görmek” ve “anlamak” → hareketsiz

Now I see her walking across the street. (Şu anda caddeyi geçtiğini görüyürum.)
Oh! I see what you mean. (Ne kastettiğinizi anlıyorum.)



- “görüşmek” → hareketli

Mr. Tunaveli is seeing some clients now.
The boss is seeing the maneger right now.
The doctor is seeing some patients.

Appear:

- “görünmek” → hareketsiz

Alex appears confused.

- “ortaya çıkmak” → hareketli

A mouse is appearing from under the sofa.

Look:

- “görünmek” → hareketsiz

Donna looks tired.

- “bakmak” → hareketli

Donna is looking at the picture.

Be:

- “Sabit bir durum olduğunda” → hareketsiz

She is a nurse.
They are very rich.

- “Konuşma anındaki bir değişimi ifade ederken” → hareketli

He is being rude. (Normalde kaba değil “bu aralar kabalaşıyor” anlamını verir.)

Miss:

- “özlemek” → hareketsiz

I miss my country a lot.

- “kaçırmak” → hareketli

Jack is missing his favourite program.



Feel:

- “hissini vermek” → hareketsiz

This chair feels comfortable (Sandelye çok rahat.)
Silk feels smooth. (İpek pürüzsüzdür.)

- “hissetmek” → hareketli ve hareketsiz olarak kullanılabilir.

I am feeling better today. (Kendimi daha iyi hissediyorum.)
I feel better today. (Kendimi daha iyi hissediyorum.)

- “elle yoklamak” → hareketli

The tailor is feeling the material. (Terzi kumaşı elle yokluyor.)

Not:
“Have” and “Have got”

Sahiplik bildiren “have/has” ve “have got/has got” anlamca eşittir. Ancak aralarında yapısal bir
farklılık vardır. Negatif cümlelerde ve sorularda her ikisinin farklı yardımcı fiillerle kullanıldıklarına
dikkat ediniz.

I have a lot of money. = I have got a lot of money.

I don’t have any friends. = I haven’t got any friends.

He has a big house. = He has got a big house.

“Do you have any magazines?” = “Have you got any magazines?”
“Yes, I do./No, I don’t.” “Yes, I have./No I haven’t.”

“Does he have a good memory?” = “Has he got a good memory?”
“Yes, he does./No, he doesn’t.” “Yes, he has./No, he hasn’t.

“Did he have a problem?” = NO USAGE
“Yes, he did./No, he didn’t.” = NO USAGE

Not: Sahiplik anlamında “had got” ve “hadn’t got” diye bir kullanım yoktur.



EXERCISE 1:
1- 25. sorularda, cümlede bırakılan boşluğu 10. It is time to go! It ---- dark.
uygun şekilde tamamlayan kelime ya da
ifadeyi bulunuz. A) gets B) is getting

1. Whom ---- you ---- to see? 11. Tolga ---- a big mansion in the centre of
the city.
A) do / want B) are / wanting
A) has B) is having
2. I ---- to talk to Mr. Smith right now.
12. She ---- difficulty speaking to her native
A) am wishing B) wish friends in England currently.

3. The curtain ---- very soft. A) is having B) has

A) feels B) is feeling 13. “Would you like to have some tea?”
“No, thanks. I ---- tea.”
4. Özkan ---- 63 kilos.
A) am not liking B) don’t like
A) weighs B) is weighing
14. Please wait! I ---- to talk to you.
5. Look! Fatma ---- the wood she has
brought from the forest. A) am needing B) need

A) is weighing B) weighs 15. “Do you read books regularly?”
“Yes. I ---- books almost every day.”
6. What the hell are you talking about?
Stop it! You ---- nasty! A) read B) am reading

A) are B) are being 16. “What are you doing here alone?”
“I ---- about how to cope with my
7. Women, whether by nature or not, mischievous students.”
always ---- good.
A) think B) am thinking
A) are smelling B) smell
17. Hi from Alanya! I ---- a fantastic time
8. The coffee ---- good, and it is tasty as here. My holiday is just wonderful.
well.
A) have B) am having
A) smells B) is smelling
18. To be honest, sometimes I ---- my family.
9. My father ---- the news every night.
A) miss B) am missing
A) is watching B) watches
19. Bears mostly ---- in forests.

A) live B) are living



20. Debbie ---- tired. 23. You ---- what I mean.

A) is looking B) looks A) are knowing B) know

21. Ray and Dick ---- glasses. 24. Gases ---- when heated.

A) are wearing B) wear A) are expanding B) expand

22. This jacket ---- to me. 25. I ---- you well.

A) belongs B) is belonging A) understand
B) am understanding

3. The Simple Past Tense

V2; was/were, did
Üç yerde kullanılır.
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları: Two years ago, five months ago, yesterday,
last week, last year, in 1980, in 2001, etc.

Simple Past Tense fiillerin ikinci hali ile kullanılır. Fiillerin ikinci halleri düzenli(regular) olabildiği gibi
düzensiz de (irregular) olabilir. Düzenli fillere çeşitli şekillerde –ed takısı eklenerek receive –
received, save – saved, talk – talked, stop – stopped, grab – grabbed, try – tried, cry – cried, play –
played, betray – betrayed etc. Simple Past Tense yapılır. Ancak düzensiz filler için belli bir kural eat
– ate, speak – spoke, drink – drank, keep – kept, take – took, hold – held, make – made, bring –
brought, teach – taught, spend – spent, send – sent, etc. yoktur.

1. Completed Action in the Past

X
PAST PRESENT FUTURE

Geçmişte tamamlanmış olayları, eylemleri, durumları aktarırken bu tense’i kullanırız.

I graduated from university two years ago. They washed their car yesterday.

They left the country last year. Did you see your uncle last week?

Did you go to the cinema last night? I didn’t see Jim yesterday.



2. Duration in the Past

PAST PRESENT FUTURE

Geçmişte başlayıp geçmişte biten süreçleri bu tense’le ifade edebiliriz. Bu uzun zaman dilimlerini;
for two years, for three weeks, all year, all day, etc. gibi zarflarla belirtebiliriz.

I lived in New York for three years. They played chess all day.

He studied Japanese for six years. He watched TV all night.

3. Habits in the Past(used to)

PAST PRESENT FUTURE

Geçmişte belli bir süre devam eden ve yine geçmişte biten alışkanlıklarımızı aktarırken bu tense’i
kullanırız. Bunun bir önceki maddede bulunan kullanımdan farkı; genelde always, often, usually,
when I was a young man, as a child, etc. gibi ifadelerle kullanılmasıdır. Böylelikle alışkanlık olduğu
daha iyi anlaşılmaktadır. Burada “V2”; yapardım anlamına gelen ve alışkanlıklarda kullanılan
“used to V1” ile aynı anlama sahiptir.

When I was a kid, I played the violin. (Çocukken keman çalardım.)

I wore braces as a child. (Çocukken diş teli takardım.)

4. The Past Continuous Tense

was/were + Ving
İki yerde kullanılır.
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları: This time last year, this time yesterday, this
time last week, at this hour two days ago, etc.

1. Specific Duration in the Past

PAST PRESENT FUTURE

Bu tense geçmişte belli bir noktada gerçekleşen eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu eylemler
genellikle çok uzun davam eden eylemler değildir.



This time yesterday, I was driving the car to home.

This time last week, I was lying on my back listening to my favourite song.

When you phoned, I was watching TV.

The phone rang while I was studying.

Two years ago between April and May, my friends were traveling around the country.
(“Between April and May” nispeten uzun bir zaman aralığı olduğu için burada “were
taveling” yerine “traveled” da kullanılabilir.)

Our teacher was studying History at İstanbul University from 1998 to 2000.
(“From 1998 to 2000” ifadesi yine uzun bir zaman aralığı olduğu için burada da “was
studying” yerine “studied” kullanılabilir.)

Daha önce de değinildiği gibi geçmişte uzun süre ya da sürekli yaptığımız eylemleri ya da
alışkanlıklarımızı ifade ederken Simple Past Tense’i kullanırız. Bu anlamda “used to V1” ya da
“would do” da kullanılabilir. Aşağıda bulunan örneklerimizin birincisinde uzun bir zaman dilimi
olduğu için Simple Past Tense, ikincisinde de kısa süreli bir zaman dilimi olduğu için Past
Continuous Tense kullanıldığına dikkat ediniz.

1. She danced/used to dance/ would dance professionally in her twenties.
(Yirmili yaşlarındayken profesyonelce dans ederdi.) Uzun bir zaman dilimi söz konusu.

2. She was dancing frantically when I saw her at the party yesterday.
(İçeri girdiğimde dans ediyordu.) Geçmişte nispeten daha kısa süreli belli bir nokta söz konusu.

“Used to” and “Would do”

Şimdi yeri gelmişken “used to V1” ile “would do” arasındaki farkı görelim. Her iki yapıyı da
geçmişte uzun bir zaman diliminde yaptığımız eylemleri ifade etmek için kullanabiliriz; ancak
aralarında ufak bir fark vardır. “Used to V1” yapısı hem hareketli fiillerle, yani “Ving” alabilen
fiillerle, hem de hareketsiz fillerle, yani “Ving” alamayan fillerle kullanılırken “would do” sadece
hareketli fiilerle kullanılır. Şunu da belirtmek gerekir ki “would do”nun başka anlamları da vardır.

I used to speak / would speak English fluently when I was in England. (speak hareketli
fiil.)

People used to think / would think that the world was flat. (think hareketsiz fiil.)

Examples:

1. I ---- stroll around here in my heydays.
A) used to B) would

2. She ---- believe that she was going to be a princess.
A) used to B) would



3. Ali ---- swim very fast when he was at university.

A) used to B) would

4. They ---- have a miserable life in their hometown.

A) used to B) would

5. He ---- play basketball in high school.

A) used to B) would

Explanation:
Hangi şıkkın doğru olduğuna karar vermek için fiillerin hareketli ve hareketsiz olma durumlarına
dikkat edilmelidir. 2. ve 4. soruların doğru cevabı sadece A şıkkı olurken diğer sorularda her iki
seçenek de doğrudur.

Not:
When and While

Past Contınuous Tense; when ve while zaman bağlaçlarıyla çok sık kullanılır. When; genelde
“was/were + Ving” yapısını karşı cümlesine alırken while bu yapıyı hemen yanına alır. Bir eylem
devam ederken başka bir eylemin meydana geldiğini ifade etmek istiyorsak aşağıdaki cümle
yapılarını kullanırız.

When I spotted her, she was driving her car. (When + nokta)

- While she was driving her car, I spotted her. (While + süreç)

Her friends were singing when she got in. (When + nokta)

- She got in while her friends were singing. (While + süreç)

2. When Complaining about Something(always)

PAST PRESENT FUTURE

Geçmişte bizi kızdıran ve sürekli tekrar eden bir durumdan rahatsızlığımızı ifade etmek için
kullanırız. Şikayet anlamındaki bu kullanım daha önce Present Continuos Tense’te de geçmişti.
Burada da “always, constantly, repeatedly, etc.” gibi zarfların kullanıldığına dikkat ediniz.

I didn’t like her as she was always complaining.

He was constantly asking personal questions. I got fed up with his questions.



5. The Present Perfect Tense

have/has + V3

Present Perfect Tense, Simple Present Tense ve Simple Past Tense arasındadır. Yani bir ayağı
geçmişte diğer ayağı da şimdiki zamandadır. Bu tense’in diğer dillerde tam karşılığı olmadığı için
ve aktarılan mesajın muhatap tarafından net bir biçimde algılanmasını sağladığı için kusursuz
anlamına gelen “perfect” kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu tense’in bir dizi kullanım biçimini gelecek
iki başlık altında toplayabiliriz. Şimdi sırasıyla bunları görelim.

1. Unspecified Time Before Now

?????????????
PAST PRESENT FUTURE

6 ayrı maddede inceleyeceğiz.

Madde 1:
Geçmişte yaptığımız olayları, yaşadığımız deneyimleri spesifik bir zaman ifadesi (yesterday, two
years ago, last week, when I was a child, at that moment, that day, etc.) vermeden aktardığımızda
Present Perfect Tense’i kullanırız. Ancak aynı eylemleri spesifik bir zaman ifadesi kullanarak
aktarıyorsak bu sefer Simple Past Tense’i kullanırız.

Hakan has moved to another house. → Hakan moved to another house last week.

She has resigned from her job. → She resigned from her job last month.

They have sold their car. → They sold their car two years ago.

Geçmişteki eylemleri spesifik bir zaman ifadesi kullanmıyor fakat past bir zaman ifadesi ima
ediyorsak yine Simple Past Tense’i kullanırız. Aşağıdaki iki örneği inceleyelim.

I didn’t visit the museum during my holiday in İstanbul. (Tatilin past zamanda olduğu ima
edilmiş.)

- I haven’t visited any museum in my life. (Hem zaman ifadesi yok hem de past bir ima
yok.)

They gave us all the information we needed when we asked them. (Past ima var.)

- They have given us all the information we needed. (Hem zaman ifadesi yok hem de past
bir ima yok.)



Present Perfect Tense ile ever, never, once, twice, three times, many times, several times, before,
up to now, etc. gibi spesifik olmayan zaman ifadeleri kullanılabilir.

She hasn’t seen this place in her life. I have never heard such rubbish.

She has come here two times before. They have played well up to now.

I have been to Spain three times. “Have you ever met her?” “No, I have not
met her.”

Madde 2:
Yakın geçmişte meydana gelen fakat etkisi ya da sonuçları günümüzde devam eden olayları
aktarırken Present Peprfect Tense kullanırız. Bu durumu tam olarak kavrayabilmek için bu tense’in
İngilizcede günlük konuşmada en fazla kullanılan tense olduğunu göz önünde bulundurmak
gerekir. Yani aslında Türkçede de günlük konuşmada en fazla kullandığımız tense bu tense’tir.

Aşağıdaki örnekleri inceleyelim.

I have broken my leg. (Bacağımı kırdım ve hala ağrısı geçmedi.)

- I broke my leg. (Bacağımı kırdım fakat şu an iyileşmiş durumda.)

I have lost my keys. (Anahtarlarımı kaybettim, dışarda kaldım ya da eve giremiyorum.)

- I lost my keys. (Anahtarlarımı kaybettim fakat olayın şokunu üzerimden atmış
durumdayım.)

Madde 3:
Present Perfect Tense ve Simple Past Tense arasında “this morning, this afternoon, today, this
week, this year, etc.“ gibi present olan zaman ifadelerinin kullanımında önemli farklılıklar vardır.
Şimdi bu farklılıklara dikkat edelim.

I haven’t seen my teacher today.(Günün bitmediğini ve hocasını görme şansının hala
devam ettiğini anlıyoruz.

- I didn’t see my teacher today.(Gün henüz bitmese de artık hocasını görme şansı
kalmamıştır.)

She has passed all her exams this year.(Yıl içinde hala girecek olduğu sınavlar olduğunu
anlıyoruz.)

- She passed all her exams this year.(Henüz aynı yıl içerisinde olmasına rağmen artık sınav
dönemi bitmiştir.)

Galatasaray has won all of its matches this season.(Sezon içerisinde Galatasaray’ın daha
oynayacak maçları olduğunu anlıyoruz.)

- Galatasaray won all of its matches this season. (Galatasarayın maçları bitmesine rağmen
sezon daha bitmemiştir.Galatasaray’ın maç fazlası olduğu anlaşılmaktadır.)



Madde 4:
Daha önce gerçekleşen ya da yapılan bir olayın tekrarlanma ihtimali varsa Present Perfect Tense
kullanılır; ancak tekrarlanma şansı yoksa Simple Past Tense tercih edilir.

He has written five books. (Beş adet kitap yazdı bir altıncısını yazabilir.)

- He wrote five books. (Beş kitap yazdı ama altıncısını yazma ihtimali yok.)

The artist has painted three pictures. (Ressam üç adet resim çizmiş dördüncüsünü
çizebilir.)

- The artist painted three pictures. (Ressam üç adet resim çizmiş dördüncüsünü çizme
ihtimali yok.)

Henüz tamamlanmamış fakat yakında tamamlanmasını beklediğimiz bir olayı ifade etmek için
Simple Past Tense değil Present Perfect Tense kullanırız.

Cenk hasn’t finished his homework yet.

Tolga has still not come.

The snow hasn’t stopped yet.

Top yekün insanlığın ya da birey olarak tek başına bir insanın elde etmiş oldukları başarılar
spesifik bir zaman ifadesi kullanılmaması şartıyla Present Perfect Tense ile ifade edilir.

Man has set foot on the Moon.

Scientists have split the atom.

Serkan has learned how to swim.

Madde 5:

- This is the first / second / third, etc. time (that) + Present Perfect Tense

This is the first time I have seen a hyena.

This is the second time she has ridden a horse, so she should be careful.

- This is + Superlative (that) + Present Perfect Tense

This is the best film I have ever seen.

Michael Schumacher is the world's fastest racing driver that has ever competed in
Formula 1.



Madde 6:

Present Perfect Tense’in “gone” ve “been” fiilleri ile kullanımı.

• Eğer kişi, bir yere gitmiş ise “gone” fiilini kullanırız. Sözü edilen kişinin diyaloğun geçtiği
yerde bulunmaması gerekmektedir.

“Where is the teacher?” “He has gone to hospital to visit his mother.” (Annesini ziyaret için
hastaneye gitti.) Öğretmen şu an diyaloğun geçtiği yerde değil.

“Have you seen the president?” “Don’t you know he has gone to Ankara for a meeting.”
(Toplantı için Ankara’ya gitti.) Başkan şu an diyaloğun geçtiği yerde değil.

• Eğer daha önce herhangi bir yerde bulunduğumuzu belirtmek istiyorsak “been” fiilini
kullanılırız.

“Have you been to Ankara before?” (Daha önce Ankara’da bulundun mu?)
“Yes, I have been there three times.” (Evet daha önce Ankara’da üç kez bulundum.)

2. Duration From the Past Until Now (Non-Continuous Verbs)

PAST PRESENT FUTURE

Geçmişte başlayıp konuştuğumuz ana kadar devam eden eylemleri ifade etmek için Present
Perfect Tense’i kullanabiliriz. Ancak bu kullanım daha çok be, have, know, love, etc. gibi hareketsiz
fiillerle yaygındır. Hareketli fiillerde daha çok biraz sonra ayrıntılı bir şekilde göreceğimiz Present
Perfect Continuous Tense tercih edilir.

I have had this car for two years.

Ceren’s school work has been much better recently.

I have known all about you since last week.

Üstteki bütün örneklerde fiiller geçmişte başlayıp konuşulan ana dek devam etmektedir.



6. The Present Perfect Continuous Tense

have/has been + Ving

PAST PRESENT FUTURE

Present Perfect Continuous Tense tıpkı Present Perfect Tense gibi geçmişte başlayıp
konuştuğumuz ana kadar devam eden eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu açıdan bakıldığında
ikisi birbirine eş değer tense’ler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak aralarında benzerlikler olsa
da farklılıklar da vardır. Şimdi maddeler halinde bu iki tense arasında bulunan farklılık ve
benzerliklere bir göz atalım.

The Present Perfect Tense & The Present Perfect Continuous Tense

Bu iki tense arasında bulunan farklılık ve benzerlikleri beş maddede inceleyeceğiz.

Madde 1:
Bazı fiiller her iki tense ile de kullanılır. Geçmişte başlayıp konuştuğumuz ana kadar devam eden
ya da daha yeni bitmiş eylemleri ifade etmek için aşağıdaki fiilleri her iki tense ile de kullanabiliriz.

expect lie rain snow study want
hope live sleep stand teach work
learn work sit stay wait

She has lived/has been living in Ankara since last year.

Cathy has worked/has been working for the General Electric Corporation lately.

Yukarıda bulunan örneklerde her iki tense’i kullanmak mümkünse de geçmişten günümüze uzunca
bir süredir devam edegelen eylemler kısa bir süre sonra bitecek ise Present Perfect Tense yerine
Present Perfect Continuous Tense’i kullanmamız daha doğru olur. Çünkü geçici durumları ifade
etmek için Continuous Tense’ler tercih edilir.

Not:
Hareketsiz olsalar da “want” ve “wish” fiilleri Present Perfect Continuous Tense ile kullanılır.
Ancak diğer hareketsiz fiillerde Present Perfect Continuous Tense yerine Present Perfect Tense
kullanılmalıdır.

My parents have been wanting to live in a big house since we moved out of the village,
but they can’t afford one.

I have been wishing to teach at the university since I got my teaching diploma.

Jack has had/has been having his house for three years.( “have” hareketsiz bir fiildir.)



Dick has been/has been being out of prison for five months.( “be” hareketsiz bir fiildir.)

Ever since Nancy met Brian at a party, she has loved/has been loving him. ( “love”
hareketsiz bir fiildir.)

Madde 2:
Bir olay bitmiş ancak olayın fiziksel sonuçları gözle görülür derecede açık ise ya da koku, sıcaklık,
ses, vs. yoluyla hissediliyorsa bu durumda olay konuştuğumuz anda devam etmiyor olsa bile
Present Perfect Continuous Tense kullanmalıyız. Burada Present Perfect Tense’in kullanılmadığına
dikkat ediniz. Kısacası bir olayın devam etmese de gerçekleştiğine dair bir kanıt varsa Present
Perfect Continuous Tense kullanılır.

You are out of breath! What have you been doing?
(Nefes nefesesin! Neler yapıyordun?) Burada “What have you done?” diyemeyiz. Çünkü
olayın gerçekleştiğine dair kesin bi kanıt var.

Ercan’s hair is wet! He has been swimming in the pool. (Saçları ıslak! Havuzda
yüzüyordu.) Yüzdüğüne dair kesin bi kanıt var.

They look tired! They have been working in the garden. (Yorgun görünüyorlar! Bahçede
çalışıyorlardı.) Çalıştıklarına dair kesin bi kanıt var.

Have you been smoking? (Sigara içiyor muydun?) Ortamda sigara kokusu vardır.

Madde 3:
Son zamanlarda anlamına gelen recently, lately ve şimdiye kadar anlamına gelen so far, up to
now, (up)until now ifadeleri geçmişten günümüze bir süreç belirttikleri için hem Present Perfect
Tense hem de Present Perfect Continuous Tense ile kullanılabilir.

The company went through a bad time last year, but recently things have been improving.

“What have you been doing lately?”
“I've been really busy lately, so I haven't been out much.”

Linda graduated from university last year, but she has worked for three different firms so
far.

Charles has been waiting for us in the café up to now.

Until now, there has been no effective treatment for this disease.

Recently ve lately zaflarının bir de kısa bir süre önce (a short time ago) anlamı vardır. Bu
anlamlarıyla Simple Past Tense ile kullanılırlar.

They paid their dept recently/lately. (Kısa bir süre önce borçlarını ödediler.)



The people have protested against the new tax regulations recently/lately.
(Son zamanlarda insanlar yeni vergi düzenlemelerine karşı protestoda bulunuyorlar.)

Until recently, (up)until yesterday, (up) until last week, etc. gibi zaman zarfları geçmişle ilgili
zaman ifadeleri olduklarından Simple Past Tense ile kullanılırlar.

Until recently, Martha worked as a teacher in Greece.

Up until last year, we didn't even own a car.

Madde 4:
Since(-den beri) ve for(-dır, -dir) zaman zarflarıyla Present Perfect Tense’in yanı sıra Present
Perfect Continuous Tense de kullanılabilir. Çünkü hem since hem for geçmişte başlayıp
günümüze kadar devam eden eylemleri ifade etmek için kullanılabilir. Şimdi since ve for’u daha
ayrıntılı görelim.

• Since(-den beri) Since V2 + Present Perfect Tense
Present Perfect Continuous Tense

Since’in önüne “ever”(ever since) gelebilir. Bu, since’in kullanımında herhangi bir değişiklik
yapmaz.
Since; anlamca birbirine bağlı olan herhangi iki cümlenin başında, ortasında ya da sonunda
kullanılabilir. Her üç durumda da since; yanına “V2”, temel cümleye ise “have/has been (Ving)”
alır.

1. (Ever) since they came here, they have been arguing with each other.

2. They have been arguing with each other (ever) since they came here.

3. They came here, they have been arguing with each other since.(Since en sonda
kullanıdığından yan cümlesi ilk cümledir.)

Not:
“And ever since…” formatında kullanıldığında since; kendisinden sonra “V2” yerine “have/has
been (Ving)” alır.

They came here. And ever since, they have been arguing with each other.

Since + V2 yerine since + a past noun (last week, yesterday, 1987, that day, then, etc.)
biçiminde kullanımlar da vardır.

I haven’t eaten any delicious meal since yesterday / last month / then.

Since the disaster, the causes of the accident have been examined in great detail.

Treatment for childhood cancers has improved since 1986.



Not:
Since’in from the moment, from the instant, from the minute, from the day, etc. gibi eş anlamlıları
vardır. Bunlar since’in yerine kullanılabilir.

Ayşe has been longing for her family from the moment (since) she came to İstanbul.

It is / has been + süreç(two weeks, three hours, etc.) + since + V2 / have / has + V3
kalıbıyla since’in kullanımı çok yaygındır.

It is / has been two years since I read a book.
- It is / has been two years since I have read a book.
(Kitap okumayalı iki yıl oldu.)

It is / has been three months since I went to the cinema.
- It is / has been three months since I have gone to the cinema.
(Sinemaya gitmeyeli üç ay oldu.)

Not:
Since’den sonra “last” ifadesi varsa genelde “V2” kullanıldığına dikkat ediniz.

It is / has been ten hours since I last ate something.
(Bir şey yemeyeli on saat oldu.)

• For(-dır, -dir) “For + süreç (two weeks, three hours, etc.)”; Present Perfect Tense ve
Present Perfect Continuous Tense’in yanı sıra daha sonra göreceğimiz diğer
dört Perfect Tense’le kullanıldığında –dır, –dir anlamındayken perfect
olmayan tense’lerle kullanıldığında –lığına, için anlamındadır. Demek ki,
“for” sadece Perfect Tense’lerle değil Simple Tense’lerle de kullanılabilir.

Simple Tense’ler: for + süreç = –lığına, için

When I was in İzmir, I worked as a teacher for six months.(Altı aylığına öğretmen olarak
çalıştım.)

I will stay with my friend for a week.(Bir haftalığına arkadaşımda kalacağım.)

I’m going to France for two days.(İki günlüğüne Fransa’ya gidiyorum.)

Perfect Tense’ler: for + süreç = –dır, –dir

They have lived in the same house for ten years.(On yıldır aynı evde yaşıyorlar.)

He has been playing football for a long time.(Uzunca bir süredir futbol oynuyor.)



Görüldüğü gibi “for + süreç” hem Perfect Tense’lerle hem de Simple Tense’lerle
kullanılabilmektedir. Çünkü bu haliyle “for + süreç” kalıbı; geçmişte belli bir süreci, geçmişte
başlayıp günümüze kadar devam eden bir süreci ya da gelecekte belli bir süreci ifade
edebilmektedir. Ancak aşağıda belirtilen kalıpta (FIDO); son iki saattir, son üç haftadır, son dört
aydır, vs. gibi yalnızca geçmişte başlayıp günümüze kadar devam eden süreçler anlatıldığı için
sadece Present Perfect Tense ya da Present Perfect Continuous Tense kullanılır.

FIDO
For
In Present Perfect T.
the + past / last + süreç (two years, four hours, etc.) +
During Present Perfect Cont. T.
Over

I've known Daniel for the last two years.(Son iki yıldır.)

Kim has been complaining of a stomach ache in the past three days.(Son üç gündür.)

We have been waiting for the bus during the past half an hour.(Son yarım saattir.)

The economy in Turkey has steadily improved over the last five years.(Son beş yıldır.)

Aynı şekilde “for + süreç(three weeks, six years, etc.) + now” kalıbıyla sadece Present Perfect
Tense ya da Present Perfect Continuous Tense kullanılır. Çünkü buradaki süreç de geçmişte
başlayıp içinde bulunduğumuz anı kapsayan bir süreçtir.

Cenk has been studying English for two years now.(İki yıl öncesinden bu yana.)

They have been discussing the agenda for three hours now.

Çiğdem and her family have been on holiday for four weeks now.

Madde 5:
Bu maddede, Present Perfect Tense’le kullanılabilen ama Present Perfect Continuous Tense’le
kullanılamayan üç ayrı yapıyı inceleyeceğiz.

1. Present Perfect Tense’in already, just ve yet ile kullanımı

Already, just ve yet zarflarının üçü de bir olayın bittiğini ifade ettikleri için Present Perfect
Continuous Tense ile kullanılamaz.

Already; zaten, çoktan anlamındadır. Olumlu cümlelerde kullanılır. Bir eylemin ya da olayın
beklenilenden daha önce gerçekleştiğini vurgulamak için kullanılır. Already başka tense’lerle de
kullanılabilir.



“I’m going to the cinema to see the new film tomorrow. Would you like to come with me?”
“Thank you, but I have already seen it.” (Ben zaten o filmi izledim.)

She has already done her homework. (O zaten ödevini yaptı.)

They have already left the country. (Onlar çoktan ülkeyi terkettiler.)

Just; olumlu cümlelerde kullanılır ve “only recently” yani daha yeni, henüz anlamındadır. Just,
başka tense’lerle de kullanılabilir.

The boss has just come and he is now in his office. (Patron daha yeni geldi.)

The workers have just finished their work. (İşçiler işlerini daha yeni bitirdi.)

Yet; genelde sorularda ve olumsuz cümlelerde kullanılır. Çoğunlukla cümlenin sonunda yer alır.
Henüz anlamına gelir. Başka tense’lerle kullanılması mümkündür.

He hasn’t paid his debt yet. (O henüz borcunu ödemedi.)

Haven’t you seen your doctor yet? (Doktorunla henüz görüşmedin mi?)

Have you finished your homework yet? (Ödevini bitirdin mi acaba?)

2. Present Perfect Tense’in sıklık bildiren zarflar ile kullanımı

Present Perfect Continuous Tense zaten, geçmişte başlayıp günümüze kadar devam eden
süreçleri belirttiği için aynı şekilde yine süreç belirten always, usually, often, sometimes, never, etc.
gibi sıklık zarflarıyla kullanılmaz. Çünkü İngilizcede genelde aynı anlama gelen iki yapı tek bir
cümlede kullanılmaz.

Sıklık bildiren zarflar daha önce gördüğümüz gibi daha çok Simple Present Tense ile kullanılır;
ancak biz bu zarfları ufak bir anlam değişikliğiyle Present Perfect Tense ile de kullanabiliriz.

He usually goes to work early. (Genelde işe erken gider.)

- He has usually gone to work early. (Bu güne kadar işe genelde erken gitmiştir.)

Sıklık bildiren zarfları yine ufak bir anlam değişikliğiyle Simple Past Tense ile de kullanmak
mümkündür. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim.

I always visited my grandma before she died.(Her zaman ziyaret ederdim.)

- I always visit my grandma.(Her zaman ziyaret ederim.)

- I’ve always visited my grandma.(Her zaman ziyaret etmişimdir.)



Tıpkı sıklık bildiren zarflar gibi bir olayı kaç kez yaptığımızı ifade eden once, two times, three
times, several times, etc. gibi yapılar da süreç belirttiği için Present Perfect Continuous Tense
ile kullanılmaz. Bu durumda Present Perfect Tense’ i kullanırız.

It’s rained three times this week. (Bu hafta üç kez yağmur yağdı.) Hala haftanın içindeyiz.

- It rained three times last week. (Geçen hafta üç kez yağmur yağdı.)

I’ve only met her twice.

I’ve seen this film several times.

3. Present Perfect Tense’in sayısal ifadelerle(two, three, four, etc.) kullanımı

Sayısal ifadelerle(two, three, four, etc.) Present Perfect Tense kullanılabilir. Ancak Present
Perfect Continuous Tense kullanılamaz.

She has been reading / has read five books until now. (Beş kitap okudu.)

The cleaner has been cleaning / has cleaned three rooms since the morning.

Andy has been eating / has eaten seven sandwiches today.

7. The Past Perfect Tense

had + V3
Bu tense’te çoğunlukla iki ayrı olay söz konusu olduğu için öncelik ve sonralığı belirtmek
amacıyla genelde after, before, when, by the time, etc. gibi zaman zarfları kullanılır.

1. Completed Action Before Something in the Past

X
PAST PERFECT PAST PRESENT FUTURE
Geçmişte tamamlanmış iki olay, eylem, ya da durumdan ilkini aktarırken bu tense’i kullanırız.

Aşağıdaki bütün örneklerde koyu harflerle yazılan fiiller altı çizili olan fiillerden daha önce
gerçekleşmiştir.

The phone was ringing, but by the time I got indoors, it had stopped.

Jane went to bed after she had eaten her supper.

The family had left the country before the war broke up.

I understood the movie because I had read the book before.



2. Duration Before Something in the Past(Non-Continuous Verbs)

PAST PERFECT PRESENT FUTURE

Geçmişte başlayıp yine geçmişte belli bir noktaya kadar devam eden eylemleri ifade etmek için
Past Perfect Tense’i kullanabiliriz. Ancak bu kullanım be, have, know, love, etc. gibi hareketsiz
fiillerle sınırlıdır. Hareketli fiillerle biraz sonra daha ayrıntılı göreceğimiz Past Perfect Continuous
Tense kullanılır.

I had had that car for two years before I sold it.

Steve had been much more successful until he lost interest in his school work.

I hadn’t known anything about the secret plan until I accidentally saw the hidden files.

Yukarıdaki bütün örneklerde koyu harflerle yazılan fiiller geçmişte olan bir süreci ifade
etmektedir.

8. The Past Perfect Continuous Tense

had been + Ving

PAST PERFECT PRESENT FUTURE
CONTINUOUS

Past Perfect Continuous Tense tıpkı Past Perfect Tense gibi geçmişte başlayıp yine geçmişte belli
bir noktaya kadar devam eden eylemleri ifade etmek için kullanılabilir. Bu açıdan bakıldığında her
iki tense birbirine eşit kabul edilse de aslında aralarında bazı farklılıklar vardır. Past Perfect Tense
ile Past Perfect Continuous Tense arasında bulunan farklar tıpkı daha önce gördüğümüz Present
Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense arasında bulunan farklar gibidir. Bu durumda
karşımıza Tense Paralelliği çıkmaktadır.

Tense Paralelliği

Adından da anlaşılacağı gibi Tense Paralelliği; bir yapı içinde beraber kullanılan farklı iki fiilin aynı
zaman kuşağında bulunması esasına dayanır. Başka bir deyişle Past Tense’lerle Past Tense’lerin
Present Tense’lerle de Present Tense’lerin ya da Future Tense’lerin kullanılması anlamına gelir. Bu
bağlamda gelecek noktalara dikkat edelim.

• Past Perfect Tense, Present Perfect Tense ’in bir derece past’ı olsa da aslında her iki tense
aynı yapısal özelliklere ve kullanım alanlarına sahiptir. Aralarındaki tek fark sadece birinin
present diğerinin past zaman kuşağında bulunmasıdır. Örnekleri inceleyelim.



This is the first time I’ve ridden a horse, so I am very excited.
- That was the first time I had ridden a horse, so I was very excited.

Michael Schumacher is the world's fastest racing driver that has ever competed in
Formula 1.
- Michael Schumacher was the world's fastest racing driver that had ever competed in
Formula 1.

“We’re going to the cinema to see the new film tomorrow. Would you like to come with
us?”
“Thank you, but I have already seen it.” (Ben zaten o filmi izledim.)
- “We went to the cinema to see the new film yesterday. Why didn’t you come with us?”
“Thank you, but I had already seen it.” (Ben zaten o filmi izlemiştim.)

The boss has just come and he is now in his office. (Patron daha yeni geldi.)
- The boss had just come and he was in his office. (Patron daha yeni gelmişti.)

He hasn’t paid his debt yet, so he is going to be warned. (O henüz borcunu ödemedi.)
- He hadn’t paid his debt yet, so he was going to be warned. (O henüz borcunu
ödememişti.)

It has snowed four times this week, so all the roads are icy.
- It had snowed four times that week, so all the roads were icy.

It is said that Frank has been ill since midnight.
- It was said that Frank had been ill since midnight.

I know that they have been on holiday for four weeks.
- I knew that they had been on holiday for four weeks.

It is clear that they have known each other for the last two years.
- It was clear that they had known each other for the last two years.

• Past Perfect Continuous Tense de Present Perfect Continuous Tense’in bir derece past’ıdır.
Buradaki fark yine daha önceki maddede gördüğümüz gibi birinin present diğerinin past
zaman kuşağında bulunmasıdır.

I have been wishing to teach at the university since I got my teaching diploma.
- She said that she had been wishing to teach at the university since she got her teaching
diploma.

They are sweating a lot, because they have been working hard since the morning.
- They were sweating a lot, because they had been working hard since the morning.

It is two weeks since I have had a shower.
- It was two weeks since I had had a shower.



Selin has been playing for Eczacıbaşı for so many years.
- Selin had been playing for Eczacıbaşı for so many years before she was transferred to
another team.

EXERCISE 2:
1- 40. sorularda, cümlede bırakılan boşluğu 7. My parents ---- married for nearly a half
uygun şekilde tamamlayan kelime ya da century, and they are still very happy.
ifadeyi bulunuz.
A) have been
1. The police ---- the famous criminal B) were
today, so the journalists rushed to the
police station to take his photo. 8. I ---- 20 cards so far.

A) have been catching A) have been receiving
B) caught B) have received

2. “I ---- Jane today. I’m worried about her.” 9. I ---- onions for ten minutes now.
“Don’t worry, it’s not too late, she must
be at home studying for her final exam.” A) have been cutting
B) am cutting
A) didn’t see
B) haven’t seen 10. Sevgi is very tired. She ---- all day.

3. The conference ---- at 10 am yesterday. A) has been typing
B) has typed
A) started
B) has started 11. I ---- to him only two times before.

4. The new owners ---- over the company A) have been talking
last week. B) have talked

A) took 12. We’re late. The meeting ---- already ----.
B) have taken
A) has … been starting
5. Thousands of illegal immigrants in B) has … started
America ---- to police.
13. Your plane ---- just ---- off.
A) surrendered
B) have surrendered A) has … taken
B) has … been taking
6. When I was in Adana, I ---- as a teacher
for two years. 14. ---- he ---- to the bank yet?

A) worked A) Has … gone
B) have worked B) Has … been going



15. ---- he ---- to the bank at lunch time? 23. Before we took Tuncay to the theatre, he
---- never ---- a stage play.
A) Has … been going
B) Did … go A) has … seen
B) had … seen
16. I ---- this room. It will look good when it
is finished. 24. Pelin’s eyes are red. It’s clear she ----.

A) have decorated A) has cried
B) have been decorating B) has been crying

17. I ---- this room. Doesn’t it look good? 25. “I knew you ----.” “How did you know?”
“Your hair was covered with paint.”
A) have decorated
B) have been decorating A) had been painting
B) had painted
18. Since the last survey ----, conditions ----
considerably. 26. He is 45 and he ---- never ---- a book in
his life.
A) was made / have changed
B) have been made / changed A) has … read
B) had … read
19. He last ---- to me about his plans four
weeks ago. I ---- in touch with him since. 27. They hardly recognized each other,
because they ---- since they were
A) spoke / haven’t been children.
B) has spoken / wasn’t
A) haven’t met
20. It is ten years since I ---- him. B) hadn’t met

A) had met 28. They immediately recognized each
B) have met other, although they ---- for years.

21. It’s been two years since I last ---- to the A) hadn’t met
dentist. B) haven’t met

A) have gone 29. We all know Paul ---- heavily since he
B) went lost his wife.

22. I ---- three holidays abroad for the past A) has been drinking
five years. B) had been drinking

A) have spent 30. We all knew he ---- heavily since he lost
B) spent his wife.

A) has been drinking
B) had been drinking



31. “What ---- you ---- here during the last 36. I ---- here since 6 o’clock.
hour?” I’ve been working at a problem.”
A) stood
A) have … been doing B) have been standing
B) had … been doing
37. She ---- alcohol until she was 25.
32. The man suddenly saw the answer to the
problem that ---- his mind during the last A) hasn’t taken
two months. B) didn’t take

A) has occupied 38. You were out of breath when you came
B) had occupied in this morning. ---- you ----?

33. Before I joined the army at the age of 27, A) Have … been running
I ---- as a civil servant for five years. B) Had … been running

A) worked 39. How many questions ---- you ---- up to
B) have worked now?

34. When she finally bought a new car, she - A) have … answered
--- her old one for fifteen years. B) had … answered

A) has driven 40. This is the third time you ---- me this
B) had driven evening.

35. Up to now I ---- twenty countries. A) have interrupted
B) had interrupted
A) have visited
B) have been visiting



9. The Simple Future Tenses

İki başlıkta incelenebilir.
1. will + V1
2. be going to + V1

PAST PRESENT FUTURE

Simple Future Tense, “will + V1” ve “be going to + V1” olmak üzere iki biçimde ifade edilebilir.
Aralarında ufak da olsa bazı kullanım farklılıkları olsa da aslında bu iki yapı çoğu zaman
birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Şimdi sırasıyla bu iki kullanım biçimini daha ayrıntılı görelim.

1. The Simple Future Tense: [will + V1]

Not:
Will / Won’t yerine British English’de shall / shan’t kullanılabilir.

I / We will see you tomorrow. = I / We shall see you tomorrow.

- I / We will not(won’t see) you tomorrow. = I / We shall not(shan’t see) you tomorrow.

“will + V1” aşağıdaki durumlarda kullanılır.

─ Announcing Decisions at the Time of Speaking: Konuşma anında bir şey yapmaya karar
verdiğimizde ya da bir şeyi yapmaya gönüllü olduğumuzda kullanırız.
“I’m hungry.” “I’ll cook something for you.”
“I’ve lost my wallet.” “Don’t worry. I’ll lend you some.”
“I can’t do my homework.” “Don’t worry. I’ll help you.”
I’ll move this heavy box.(Gönüllü olduğumuzu ifade ediyoruz.)
I won’t do all the washing up myself! (Gönüllü olmadığımızı ifade ediyoruz.)

─ Promises: Bir şeyi yapacağımıza dair söz verdiğimizde kullanırız.
I won’t tell anyone about your secret.
I promise I’ll take my medicines regularly.

─ Threats: Birini tehdit ederken kullanırız.
They’ll pay for this!
You’ll regret this!
If John comes here again, I'll smash his head!

─ Requests: Bir şey rica ederken kullanırız.
Will you open the window, please?
Will you carry this for me?
Will you help me do my homework?



─ Giving Information about the Future: Gelecekte olacak olaylarla ilgili bilgi verince kullanırız.
The wedding will take place next Monday.
The guests will be here in a couple of minutes.
She’ll graduate in two years.
She won’t attend the conference tomorrow.
He’ll take an exam next week.
The two sides will sign a treaty tomorrow.
There’ll be a general strike in two days.
Will you be here next week? (Gelecekte olabilecek bir olaya dair bilgi isteniyor.)
Will the teacher cancel the class tomorrow?

2. The Simple Future Tense: [be going to + V1]

“be going to + V1” aşağıdaki durumlarda kullanılır.

─ Intentions: Önceden yapmayı tasarladığımız bir olayı ya da yapmaya niyetlendiğimiz bir şeyi
ifade ederken kullanırız. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; alınan kararın konuşma
anında olmayıp daha önce tasarlanmış olmasıdır. Daha önce de belirtildiği gibi konuşma
anında bir şey yapmaya karar verdiğimizde will + V1 kullanırız.

I’m going to resign from my work next month.(Anlık verilen bir karar değil.)
- “I need to go to the washroom.” “Don’t worry. I’ll stop at a petrol station.” (Anlık karar)

Sorry I can’t come. I’m going to attend the committee meeting this evening.
- “Those boxes are too heavy.” “Just wait. I'll come and help you move the rest of the
boxes.”

─ Planned Actions: Planlanmış olaylardan söz ettiğimizde kullanırız. Bir önceki maddede
bulunan kullanımdan neredeyse farksızdır. Çünkü niyetler ve planlar aslında aynı şeylerdir.

Not:
Gelecek zamanda kesin olarak yapmayı düşündüğümüz eylemleri ifade etmek için “be going to +
V1” yapısının yanı sıra “am/is/are + Ving” ve “will be + Ving” yapılarını da kullanabiliriz.

I’m going to see / am seeing / will be seeing the doctor tomorrow.
Our company is going to open a new branch in Dallas next year.
Erkan is going to begin medical school next year.

─ Strong Predictions: Bir olayın gerçekleşeceğine dair güçlü belirtiler varsa ya da olmak
üzere olan bir şey varsa “be going to + V1” yapısını kullanırız.

Look out! The books are going to fall from your hands.
Slow down! You’re going to smash the lamp-post.
She is pregnant. She’s going to give birth to twins.



Not:
Olacağına dair elimizde kesin kanıt olmayan tahminler için hem “will + V1” hem de “be going to +
V1” yapılarını kullanabiliriz.

Man will set / is going to set foot on Mars one day.
Turkey will have / is going to have one of the strongest economies in the years to come.
The suffering of the poor will end / is going to end soon.
This film will win / is going to win the Academy Award.

3. The Future in the Past

1. was/were going to + V1 yapacaktım
Geçmişte yapmayı planladığımız ama çeşitli nedenlerden dolayı
yapamadığımız eylemleri ifade etmek için kullanırız.
“was/were going to + V1”; “am/is/are going to + V1”
yapısının bir derece past’ıdır.
I was going to visit you, but I had to change my mind.
(Seni ziyaret edecektim ama fikrimi değiştirmek zurunda kaldım.)

It is clear that they are going to win the elections.
- It was clear that they were going to win the elections.

2. would V1 yapacaktım/yapardım
“would + V1”; “will + V1” yapısının bir derece past’ıdır.

I know that he will call the police.
- I knew that he would call the police.

EXERCISE 3:
1- 20. sorularda, cümlede bırakılan boşluğu 3. “Do you have any plans for the
uygun şekilde tamamlayan kelime ya da weekend?” “Yes, I ---- bowling with my
ifadeyi bulunuz. friends.”

1. Look out. We ----! A) will go
B) am going to go
A) are going to crash
B) will crash 4. “I don’t know the way to your new
company.” “Don’t worry. I ---- you.”
2. “Coffee or tea?” “I ---- tea, please.”
A) will direct
A) am going to have B) am going to direct
B) will have
5. Look at the bees. They ---- the poor girl.

A) will sting
B) are going to sting



6. Jill’s been sunbathing all morning in the 14. I ---- late at the office this evening, so I ---
back garden. She ---- a suntan. - home till about eleven.

A) is going to get A) shall work / won’t be getting
B) will get B) would work / shall not get
7. I ---- carefully. I promise.
15. I told Anna that I ---- her a ring soon.
A) will drive
B) am going to drive A) would give
B) will give
8. I ---- you to the police if you do that
again. 16. I ---- the kettle on for a cup of tea, but I
realized that the tap water wasn’t
A) am going to report running.
B) will report
A) am going to put
9. Some students ---- the local theatre B) was going to put
group because they want to borrow
some decorations for the school play. 17. “What do you think you ---- at this time
tomorrow?” “Well, I ---- lessons at the
A) are going to visit
B) were going to visit university.”

10. There’re dark clouds in the sky. It ---- A) will be doing / shall be giving
soon. B) are going to do / would give

A) will rain 18. I thought Michael ---- to the concert with
B) is going to rain us, but I learned that he couldn’t afford
it.
11. We ---- tennis tomorrow.
A) would come
A) are playing B) will come
B) were playing
19. I ---- a newspaper in order to look at the
12. Next time I go skiing, I ---- warmer job advertisements, but all the papers
clothes. had been sold out.

A) will wear A) am going to buy
B) would wear B) was going to buy

13. James told me he ---- the window for 20. The chairman has announced that they -
some fresh air. --- two new branches soon.

A) is going to open A) were opening
B) was going to open B) are opening



10. The Future Continuous Tense

will be + Ving
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları: This time tomorrow, this time next week, this
time next year, by this time tomorrow, by this time next month, in(within) two days, etc.

PAST PRESENT FUTURE

Gelecekte belli bir noktada yapılacak olan ya da yapılması planlanan eylemleri ifade etmek için
kullanılır.
This time tomorrow, I will be drawing some money from the bank.(Yarın bu vakitte
bankadan biraz para çekiyor olacağım.)

This time next week, they will be driving to London.

By this time next year, I will be publishing my first book.

In two days, I will be working on my master thesis.

Not:
Planlanmış gelecek zaman için “will be + Ving” yapısı kullanılabilir. Aşağıda bulunan diğer iki
tense’in de planlanmış eylemlerde kullanılabildiğini hatırlayalım.

The president will be meeting the Prime Minister tomorrow.
- The president is meeting the Prime Minister tomorrow.
- The president is going to meet the Prime Minister tomorrow.

11.The Future Perfect Tense

will have + V3
Bu tense ile kullanılan bazı zaman zarfları:
By this time tomorrow, by this time next week, by half past ten, by 2035, by Monday, etc.
In two days, in three weeks, in ten years’ time, etc.
By the time she leaves home, by the time it gets dark, etc.
Before she finishes her project, before the year 2035, etc.
When the weather becomes warmer, when they reach the stadium, etc.

X
PAST PRESENT FUTURE PERFECT FUTURE

Gelecekte belirtilen bir zamana kadar bitirilmiş olacak olan eylemleri ifade etmek için kullanılır.

By lunch time, I will have typed the report. (Öğle zamanına kadar raporu yazmış
olacağım.)



By this time next year, the company will have paid all the debts.
The government will have announced plans to create 10,000 new jobs by the end of the
year.
In two years, Roger will have earned more than two million dollars a year.
By the time he completes this course, Fatih will have perfected his English.
The drug company will have launched a new drug before the patients begin to lose hope.
When we get home, Linda will have cooked the meal.

12. The Future Perfect Continuous Tense

will have been + Ving
Bu tense ile kullanılan zaman zarfları Future Perfect Tense ile kullanılan zaman zarflarıyla
aynıdır. Ancak bu tense genelde for three years, for sixs months, for ten days, for six
hours, etc. gibi süreç belirten yapılarla kullanılır.

PAST FUTURE PERFECT CONTINUOUS FUTURE

Geçmişte ya da içinde bulunduğumuz anda başlayıp gelecekte belirtilen bir zamana kadar
devam edecek olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu yüzden bu tense’imiz sit, wait, work,
lie, learn, live, rain, etc. gibi devamlılık ifade eden fiillerle çok sık kullanılır.

By this time tomorrow, she will have been working on the project for ten days.(Yarın bu
vakte kadar on gündür proje üzerinde çalışıyor olacak.)
By the time he completes his speech, the president will have been talking for three
hours.
Before we arrive in İstanbul, we will have been flying non-stop for twelve hours.
Liza will have been studying medicine for eight years when she finally graduates.

Not:
Gelecekte belirtilen bir zamana kadar devam edecek olan eylemler eğer be, have, know, love,
etc. gibi hareketsiz fiiller ise bu durumda Future Perfect ContinuousTense yerine Future Perfect
Tense kullanılır.

By next week, Sam will have had my computer for a whole month.
James will have been in Turkey for three months by the time he returns home.



EXERCISE 4:
1- 10. sorularda, cümlede bırakılan boşluğu 6. The council ---- the issue at tonight’s
uygun şekilde tamamlayan kelime ya da meeting before taking the final decision.
ifadeyi bulunuz.
A) will be discussing
1. By the end of this week, I ---- for three B) will have been discussing
weeks for my application to be
st
processed. 7. By the middle of 21 century, Turkey ----
nuclear energy.
A) will have waited
B) will have been waiting A) will have produced
B) will produce
2. What do you think you ---- this time next
week? 8. I haven’t got time to discuss the matter
with you. My train ---- in half an hour.
A) have been doing
B) will be doing A) will have been leaving
B) shall be leaving
3. I hope Sue ---- this report by the end of
the day.
9. I ---- for work before you get home from
A) will have finished shopping.
B) will finish
A) will have left
4. This time tomorrow, the ship ---- its B) am leaving
maiden voyage.
10. I don’t think I can see Jack tonight
A) will be making because I ---- for my exam.
B) will have been making
A) will have studied
5. In two days, I ---- in Boston for three B) will be studying
months.

A) will be living
B) will have been living

Golden Rules

Tense sorularını çözebilmek için bilmemiz gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallar sayesinde
örneklerde görebileceğiniz gibi cümleleri analiz edecek, hatta bazen soruyu okumadan sadece şık
eleme yöntemiyle soruları çözebileceksiniz. Gelecek altı altın kurala (Golden Rules) dikkat ediniz.

Rule 1:

Tense Uyumu

Tense Uyumu sadece Zaman Bağlaçları’nda (Time Expressions) aranır. Zaman Bağlacı
bulunmayan cümlelerde ise daha önce değindiğimiz Tense Paralelliği aranır.



Zaman Bağlaçları: Toplam yedi adet zaman bağlacı vardır. Bunlar: After, as soon as, before,
when, while, by the time ve until bağlaçlarıdır.

Tense Uyumu temel olarak; Past Tense’lerle sadece Past Tense’ler, Present Tense’lerle de
sadece Present Tense’ler kullanılabilir prensibine dayanır. Burada Future Tense’ler Present olarak
değerlendirilmelidir.

EXERCISE 5:
1- 10. sorularda, cümlede bırakılan boşluğu 6. They had already finished the meal by the
uygun şekilde tamamlayan kelime ya da time I ---- there.
ifadeyi bulunuz.
A) go B) went
1. When she has finished her task, she ---- for
home. 7. They were waiting for us at home while we
---- for them.
A) will leave B) would leave
A) are looking B) were looking
2. Their little daughter ---- out of sadness after
they went. 8. I ---- you again when I get home.

A) cries B) cried A) will phone B) had phoned

3. Before we reached the area, the wounded 9. It will be two weeks before we ---- the full
man ---- results.

A) has died B) had died A) knew B) know

4. Until it ---- dark, we will swim in the pool. 10. We ---- while they are asleep.

A) gets B) got A) will arrive B) arrived

5. As soon as I noticed the burglar, I ---- the
police.

A) called B) will call

Rule 2:
Zaman Bağlaçları yanlarına Present Perfect Tense aldıklarında, temel cümleye genelde Present
Modal gelir. Ama bazen nadirde olsa Simple Present Tense de gelebilir.

After they have tidied their room, they will watch the film.

He may set up his own business as soon as he has got a bank loan.

When she has finished typing the letters, she can go out for lunch.



Rule 3:
Zaman bağlaçlarının hiç biri yan cümlesine – yani hemen yanına – “will”, “would”, “be going to”
almaz.

Rule 4:
While ve when hariç diğer Zaman Bağlaçları yanlarına Continuous Tense’lerden hiç birini
almazlar.

Rule 5:
While zaman bağlacı olarak kullanıldığında yan ve temel cümlelerine hiç bir Perfect Tense almaz.

Rule 6:
Zaman Bağlaçlar’nın hiç birinde aynı anda iki Perfect Tense kullanılamaz.

EXERCISE 6:
Aşağıdaki cümlelerde hatalı olan kısmı 5. She had been in a bad situation while she
bulunuz. was thinking of resigning.

1. After she swam in the lake, she will 6. After Emperor Nero had died, people all
understand how deep it is. over the Roman empire had claimed to
have spotted him.
2. As soon as you will finish eating, you
should brush your teeth. 7. The little child had been crying for a long
time before his mother was finding him.
3. By the time she died, she has been in the
charge of the company for more than fifteen 8. When the workers have finished the
years. construction, they would go home.

4. Until he is coming here, we shouldn’t leave 9. Caesar wept while he had seen a statue of
our places. Alexander.

10. They have been given additional
information when they will need more.

Zaman bağlaçlarını genel olarak inceledikten sonra şimdi de bu bağlaçları tek tek ele alalım.

1. After -den sonra demektir.
After’a bağlı olan cümledeki eylem her zaman ilk eylemdir.

After + 1. Simple Past + Simple Past
- After they dug down about two metres, the police found the body of a young man.

2. Past Perfect + Simple Past
- After they had dug down about two metres, the police found the body of a young
man.



3. Simple Present + Simple Present
- Mehmet always signs his name in the corner of his paintings after he completes
them.

4. Simple Present + will / be going to
- The firefighters will rescue the survivors of the earthquake after they detect them.

5. Present Perfect + will / be going to(Üstteki kullanıma denktir.)
- After I have finished painting the house, I will start on the garage.

Not:
After; bir preposition olarak da kullanılabilir. Bu durumda kendisinden sonra after the match, after
the party, after eating the meal, after swimming, etc. gibi noun alır.

After(Subsequent to) the lesson, I talked to the teacher in private.

2. As soon as yapar yapmaz demektir.
As soon as; after’la aynı yapısal özelliklere ve kullanımlara sahiptir.
Aralarındaki tek fark as soon as’in tezlik bildirmesidir.
Once, the moment, the instant, immediately, etc. gibi tezlik bildiren yapılar
as soon as’in yerine kullanılabilir.

After she got into the car, she drove away.(Arabaya bindikten sonra uzaklaştı.)
- As soon as she got into the car, she drove away.(Arabaya biner binmez uzaklaştı.)

3. Before -den önce demektir.
Before; after ve as soon as’in tam tersidir. Yani, before’a bağlı olan cümledeki
eylem her zaman ikinci eylemdir.
Before + 1. Simple Past + Simple Past
- Before she signed it, Linda read the contract carefully.

2. Simple Past + Past Perfect
- Before she signed it, Linda had read the contract carefully.

- Tolga always checks the tyres before he gets into the car.

- I am going to phone my aunt to make sure she’s at home before I visit her.

5. Simple Present + will have done
- Before we return home, the kids will have slept.

6. Simple Present + will have been doing
- Selin will have been studying for three hours before she goes to bed.
Not:
Before da tıpkı after gibi preposition olarak kullanılabilir.

Before(Prior to) submitting the files, you should take a few minutes to review them.



4. When -dığı zaman anlamındadır. Çok yönlü kullanım alanı vardır. Yerine göre after,
before ve by the time gibi işlev görür.
When V2 + V2; after gibi işlev görür.
When V2 + had V3; before ya da by the time gibi işlev görür.

When + 1. Simple Past + Simple Past
- When they noticed the police, the thieves fled.

2. Past Perfect + Simple Past (Kullanımı çok enderdir. Üstteki yapıya denktir.)
- When they had noticed the police, the thieves fled.

3. Simple Past + Past Continuous
- The kids were playing hide-and-seek when their mother called them.

- When Sevgi noticed that the kitchen window was open, the cat had already run away
with the meat.

5. Simple Past + Past Perfect Continuous
- When it finally came, Peter had been waiting for the bus at least for half an hour in
the rain.

6. Past Continuous + Simple Past(Kullanımı çok enderdir. Vurgu belirtmek için
kullanılır.)
- The inspector got into the classroom when the teacher was teaching.

- When he gets tired, Peter usually yawns.

- When we move into our new house, we are going to buy new carpets.

9. Present Perfect + will / be going to(Üstteki kullanıma denktir.)
- When the pilot has landed the plane safely, he will make an announcement about
the hijack.

10. Simple Present + will be doing
- An escort will be waiting for the Prime Minister when he arrives at the airport.

11. Simple Present + will have done
- When the library books are due back, I will have finished reading them.

12. Simple Present + will have been doing
- We will have been flying non-stop for sixteen hours when we get to Australia.



5. While -iken biçiminde çevrilir. While’a bağlı cümle süreç bildirir.
Ne kendi cümlesine ne de temel cümleye Perfect Tense’lerin hiçbirini almaz.
As ve just as; while’ın yerine kullanılabilir.

While + 1. Simple Past + Simple Past
- While I cooked dinner, Ann watched TV.

2. Past Continuous + Past Continuous(Üstteki yapıya denktir.)
- While I was cooking dinner, Ann was watching TV.

3. Past Continuous + Simple Past
- The door bell rang while I was having a shower.

4. Simple Present + Simple Present(Kullanımı enderdir. Alttaki yapıya denktir.)
- While it rains heavily, Alper stays at home.

5. Present Continuous + Present Continuous
- While it is raining heavily, Alper is staying at home.

- While the kids have breakfast, I will look through the newspaper.

7. Present Continuous + will / be going to(Üstteki yapıya denktir.)
- While the kids are having breakfast, I will look through the newspaper.

Not:
During, süresince, boyunca anlamına gelir. Preposition olduğu için kendisinden sonra during the
class, during the party, during the match, etc. biçiminde noun alır.

The ships were wrecked during the storm.
The report will be discussed during the meeting.
The U.S. immigrant population grew rapidly during the 1990s.

6. By the time -dığında, -e kadar biçiminde çevrilir.
By the time’ın kullanıldığı bütün cümlelerde genelde by the time’ın yerine
before ya da when kullanılabilir.
By the time’ın temel cümlesinde bulunan eylem negatif olamaz.

By the time + 1. Simple Past + Simple Past (Temel cümlede “did” yerine
“to be(was/were)” kullanılır.)
- By the time she got dressed, I was ready.

2. Simple Past + Past Continuous(Kullanımı enderdir.)
- By the time the ambulance arrived, the medical staff were preparing the
operation room.

- Someone had already taken the money out of it by the time Ceyda found
her purse.


"Yes Grammar" - DEMO

Empfohlen

Empfohlen

Weitere ähnliche Inhalte

Was ist angesagt?

Was ist angesagt? (20)

Ähnlich wie "Yes Grammar" - DEMO

Ähnlich wie "Yes Grammar" - DEMO (12)

Mehr von muhammedhoca

Mehr von muhammedhoca (6)

"Yes Grammar" - DEMO