1. Yol Ayrımı
Burhanettin NOĞAY 30.11.2011
Son yıllarda ülkelerin ve medyanın en çok konuştuğu konu hiç
şüphesiz "ekonomi" olgusudur. 2007-2008 Krizi olarak gündeme gelen ve ABD de konut
finansmanında balon oluşmasından dolayı oluşan kriz beraberinde bir çok ülkeyi
etkilemiştir.Başta ABD olmak üzere ülkeler bu krizden çıkabilmek ya da etkisini
indirgeyebilmek için bir çok genişletici para ve maliye politika demedi uygulamıştır. Bu söz
konusu küresel krizden sonra ekonomide çokça konuşulan ve üzerinde kafa yorulan bir diğer
konuda; Avrupa Birliği nin bir kaç ülkesinin içinde bulunduğu zor durum ve bu zor durumda
dolayı gündeme gelen AB'nin dağılıp dağılmayacağı konusudur.
Yunanistan,Portekiz,Ġspanya,Ġtalya-birliğin bu sorunlu ülkelerinde yaşanan durumu şu şekilde
özetleyebiliriz; Bu ekonomilerin borçluluk oranlarının AB kriterlerinin üzerinde olması(1) ve
bu ülkelerdeki bankalar gelir-gider kalemlerindeki istikrarsızlık ile birlikte finansman
bulmada zorlanmaları.(2) Bu istikrarsızlık durumunda ortaya çıkan tablo "euro"nun dolar
karşısında ciddi değer kaybetmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının bu ülkelerin kredi
notunu düşürmesiyle sonuçlanmıştır.(3)
Bu durumdan en çok rahatsız olan ülke bilindiği üzere Almanya'dır.Bunun böyle olması yani
Almanya'nın bu istikrarsızlıktan rahatsız olması çok normaldir.Çünkü Almanya, ekonomisini
tam anlamıyla "istikrar","ihracatta süreklilik" ve bu sürekliliğin sürdürülmesi üzerinde
kurmuştur. Bu bağlamda bakacak olursak Almanya euroya ve Euro Bölgesi'ne ya gerçek
anlamda bel bağlamıştır. Fakat diğer taraftan birlikte zor anlar yaşayan ekonomiler birliğin
ortak para birimi olan Avro ile bu sorunların üstesinden gelemeyeceğini anlamış
durumdalar.Bu açıdan bu ülkelerin bir yol ayrımında olduğunu söyleyebiliriz-avroyu terk
etmeleri seçeneği bu ülkelerin masalarında kritik bir alternatif olarak durmaktadır. Yani bir
anlamda Ġngiltere gibi kendilerini ortak para birimi alanının dışında tutmak isteyeceklerdir.
Avrupa Birliği gemisinin "kaptan" rolünü üstlenen Almanya bu durumun farkındadır ve böyle
giderse yani avronun terk edilmesi gündeme gelirse yol ayrımına gelineceğini ve birliğin
biteceğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak şunu söylemek isterim; Birliğin ve birlik içindeki kurumların bir ekonomi
topluluğundan öte bir vasıf gördüğü ve bunun önem arz ettiği ortadadır. Fakat diğer taraftan
kabul etmeliyiz ki "Euro" nun güvenilirliği de sarsılmaktadır.