Accenture olarak geleceğe yön vereceğini öngördüğümüz ve artık geleneksel hale gelen ‘Teknoloji Vizyonu’nun 2016 versiyonunu büyük bir heyecanla paylaşıyoruz.
Bu yılki Teknoloji Vizyonu çalışmasında yeni dünyayı şekillendiren beş trend sunuyoruz ve bu trendlerin özünde “Önce İnsan” yaklaşımı yer alıyor.
4. Accenture olarak geleceğe yön vereceğini
öngördüğümüz ve artık geleneksel hale gelen
‘Teknoloji Vizyonu’nun 2016 versiyonunu büyük bir
heyecanla paylaşıyoruz.
Bu yılki Teknoloji Vizyonu çalışmasında yeni dünyayı
şekillendiren beş trend sunuyoruz ve bu trendlerin
özünde “Önce İnsan” yaklaşımı yer alıyor. Çünkü
her ne kadar dijitalleşmenin temelinde alt yapı
teknolojilerinin gelişimi yatıyor gibi görünse de
şirketlerde asıl farkı yaratacak ve başarıyı getirecek
olan insan… İşte raporda da her ölçekteki şirketin;
çalışanlarının dijital yetkinliklerini güçlendirecek
yeteneklerini belirlemeyi, bu yetenekteki kişileri işe
almayı onların sürekli gelişimlerine destek vermeyi
önceliklendirmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Bugün baktığımızda, teknoloji sayesinde verinin hızlı
üretilir, ulaşılabilir olması, internete erişimin hızla
artması ve bilgi işlem gücünün artması ile farklı
sektörlerdeki şirketlerin işlerinin bir bölümünü dijital
işe dönüştürdüklerini görüyoruz. Biz de Accenture
olarak, ortaya koyduğumuz, hepsi somut gerçekliğe
odaklanan ve işletmelerin dijitale dönüşmesi ortak
zemininde buluşan Teknoloji Vizyonu 2016 trendlerini
uygulayabilen şirketlerin geleceğin liderleri olacağına
ve dijital avantaj elde edeceğine inanıyoruz.
5. Bu yılın trendlerinin başında ise lider şirketlerin,
akıllı otomasyondan rekabet avantajı
sağlayacak yeni bir dijital dünya yaratmak için
faydalanmaları gerektiği geliyor. Bu dönemde
makineler ve yapay zeka iş gücü ise vazgeçilmez
unsurlar haline gelecek. Bu trend, her ne kadar
‘Bunlar insanların yerini mi alacak?’ düşüncesini
akla getirse de çalışanlar kritik bir unsur olarak
karşımızda duruyor. Şirketlerin doğru teknolojiyi
seçmesinin yanı sıra bu teknolojileri kullanarak
doğru kişilerin doğru adımları atmalarına imkan
sağlaması en öncelikli konular arasında yer alıyor.
Diğer yandan platformlar iş dünyasındaki en
büyük dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat
çekiyor. 2005 yılında küresel ekonominin yüzde
15’ini oluşturan ve 2020’de yüzde 25 seviyesine
çıkması beklenen dijital ekonomide platform
modelli iş modelleri değer kazanıyor. Ancak bu
platformlar büyük resmin sadece bir parçasını
oluşturuyor. Platformlarda yer alan şirketlerin
sayıları arttıkça bunların etrafında dijital
ekosistemler oluşuyor. Bu dijital ekosistemler
bir sonraki teknolojik ve ekonomik dönüşümün
temellerini atıyor. Değişimin bir sonraki dalgasını
görebilmek için dijital ekosistemlere bakılması
gerekiyor. Dijital ekonominin temelini ise güven
oluşturuyor. Dijital şirketler, güven oluşturmadan
veri toplayamayacağı ve kullanamayacağı için
şirketlerin güvenlik ve etik unsurlarını öncelik
haline getirmeleri gerekiyor.
Gelecek dijitalde ve bu ekosistemde varlık
göstermek ve bu varlığı sürdürmenin özünde
insana dokunmak yatıyor. Şirketler, hem
çalışanlarını hem de diğer paydaşlarını teknolojiyi
daha etkin kullanmaya yönlendirebildiği, onların
bu alandaki kabiliyetlerine yatırım yapabildikleri
takdirde sonu gelmeyecek dijital dönüşüm içinde
var olabilecek. Odak noktasının teknoloji olduğu
çağımızda liderliğin sırrı ise merkeze insanı
koymak olacak.
Accenture Teknoloji Vizyonu 2016 trendlerinin,
bu ekosistemin bir parçası olmanızda ve dönüşen
dünyada farkınızı ortaya koymada rehberlik
edeceğine inanarak Harvard Business Review ile
beraber hazırladığımız bu yayını keyifle okumanızı
dilerim.
Emre Hayretci
Accenture Türkiye Teknoloji Grubu
Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı
6. Önce İnsan: Dijital Dünyanın
Merkezinde İnsan Olacak
Dijital dünyada başarıyı yakalayan şirketler sadece
teknolojik unsurlara yatırım yapmakla kalmıyor,
başarılarının temelinde insan faktörünün
yattığının da bilincinde hareket ediyor. Zekanın
ve yetkinliklerin ön plana çıktığı bir dünyada
şirketler, gelişen teknolojilerden yararlanmak ve
bu teknolojilerin hayat verdiği yeni iş modellerini
özümseyebilmek için kültürlerinde ciddi bir
dönüşüm sağlamak durumunda kalıyor. Bu
dönüşümün özünde de insana dokunmak yatıyor.
Şirketler insanları yani müşterilerini, çalışanlarını,
ekosistemdeki iş ortaklarını, teknolojiyi kullanarak
daha etkili ve başarılı olmaya yönlendirmek
zorunda. Teknoloji, insanların daha kolay adapte
olmaları ve öğrenmeleri, sürekli yeni çözümler
ve fikirler geliştirmeleri, kesintisiz devam eden
değişime ayak uydurmaları ve ezber bozmaları
için bir araç olarak görülmeli. Tüm odağın
teknolojiye döndüğü bir çağda liderliğin sırrı,
insana öncelik vermek ve merkeze insanı koymak
olacak.
Accenture
Teknoloji
Vizyonu
2016
Giriş
7. Yıkıcılığı Benimsemek
Yeni araçlar, yetkinlikler ve modellerle şekillenen
değişimi her seviyede yönetmek durumunda
kalan liderlerin yeni bir rol üstlenmesi gerekir.
Yeni nesil liderler teknolojinin ve değişimin
nimetlerinden yararlanmakla yetinmeyip, yıkıcılığı
ve ezberleri bozmayı kurumlarının DNA’sı haline
getirmelidir. Bir yandan kendi şirketlerinin
dinamik yapısını kurgularken bir yandan da
endüstrilerinin sınırlarını yeniden tanımlamalı ve
geleceğin ekosistemlerini oluşturmada aktif rol
üstlenmelidirler.
Değişime Uyum
Dört bacağından en önemlisi olan değişime
uyum, şirketin mevcut faaliyetlerini sürdürürken
değişebilme ve dönüşebilme becerisini ve
kapasitesini ifade eder. “Yeni IT” bakış açısıyla
sürekli hizmet kalitesini geliştirmek için
DevOp, servis temelli mimari (SOA) ve bulut
teknolojileriyle ölçeklenebilirlik; yazılımı hizmet
olarak kullanma (SaaS) yaklaşımıyla etkinlik ve
platformlar ile iş birliğini artırma söz konusu
olabilir. Tüm bu değişimin özünde insan vardır. Bu
değişimin özümsenmesi, kabullenilmesi en kritik
faktördür.
Veri Temelli Olmak
Çok önemli olan bir diğer ayağı da veri temelli
bir yapıya kavuşmaktır. Her ne kadar bu konu
son yıllarda öne çıksa da hâlâ istenilen düzeye
ulaştığı söylenemez. Veri temelli olmak, analitik ve
benzeri yetkinlikleri edinmekle sınırlı kalmaz, karar
verme süreçlerinin de kökten değiştirilmesini
gerektirir. Veri herkes için erişilebilir olmalı ve
sadece insanların değil makinelerin de içgörüler
üzerinden karar vermelerine yardımcı olmalıdır.
Dijital Risk Farkındalığı
Dijital ekonomide yaşanan bu hızlı değişim aynı
zamanda bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
Dijital şirketler, geleneksel şirketlerin karşı karşıya
kalmadığı birçok riskle yüzleşmek zorunda.
Güvenlik, verilerin gizliliği, veri kullanımında
şeffaflık, yeni teknolojilerin kullanımında etik
konular bunlardan sadece birkaçı. Liderler
bu kaygılara yanıt vermek için dijital güven
oluşturmak ve bu güven unsurunu ürün ve
hizmetlerin ayrılmaz bir parçası haline getirmek
zorunda.
10. Önce İnsan: Dijital Dünyanın
Merkezinde İnsan Olacak
Accenture Teknoloji Vizyonu 2016, temelinde ‘Önce
İnsan’ prensibi yatan ve dijital ekonomide başarı
yakalayabilmek için gerekli olan beş trendi belirledi.
Akıllı
Otomasyon
Akışkan İş
Gücü
Platform
Ekonomi
13. Akıllı otomasyon yeni dünyada büyümenin ve
inovasyonun başlangıç noktası olacak. Yapay zeka
tarafından desteklenen çözümler, farklı sistemlerden
muazzam miktarda veriyi elde etme ve işleme yeteneği
sağlayarak şirketlerin iş modellerini ve iş yapma
biçimlerini önemli ölçüde değiştirecek.
14. Singapur’daki Timbre adlı restoranda yemek
yiyenleri çok farklı bir deneyim bekliyor. Bu
restoranda boşalan tabakları drone’lar masadan
alıyor ve mutfağa götürüyor. Siemens’in “ışıkların
yanmadığı fabrika” olarak nitelenen tesisinde bazı
üretim hatları haftalarca insan müdahalesine
gereksinim duymadan, tamamen otomatize
biçimde çalışabiliyor.
Bir süredir gündemimizde olan “akılı otomasyon”
artık hayatımızın bir gerçeği... Üstelik bu yaklaşım,
bazı işlerin veya süreçlerin makineler tarafından
yapılması anlayışından çok daha derin. Akıllı
otomasyon ile birlikte gerek şirketlerin gerekse
bireylerin iş yapma biçimleri önemli ölçüde
değişiyor. Makinelerin getirdiği ölçek, hız ve
karmaşık süreçleri kolayca yerine getirebilme
becerileri sayesinde yapabileceklerimizin sınırları
genişliyor. Makinelerin kendilerini organize ettiği,
tedarik zincirinin bağlantılarının otomatik olarak
kurulduğu, üretim sürecinin otomatize edildiği bir
dünyada özelleştirilmiş ürün ve hizmet üreterek
rekabette ayrışma şansı da artıyor.
Böyle bir dünya resmi karşısında şu soru akıllara
geliyor: Acaba makineler ve yapay zeka insanların
yerini mi alıyor? Aslında bu gelişmeler emeğe
ve insan gücüne tehdit değil, bunu destekleyen
ve daha katma değerli alanlara yönelten bir
unsur. Gelecekte başarılı olacak, öncü şirketler
insanlar ile makineler arasında etkin ve verimli
bir iş birliğini sağlayan, buna ortam ve imkan
verenler olacak. Ve artık zamanı geldi... Yazılımlar,
her geçen gün daha fazla süreç ve operasyona
dokundukça, dijital dönüşümün ayak izi arttıkça
otomatize edebileceklerimizin kapsamı da
artıyor. Örneğin yapay zeka... Bir süredir üzerinde
konuşulan bu kavram altın çağını yaşamaya
başlıyor. Bilişim altyapısının bir katmanı haline
gelmekte olan yapay zeka, makinelerin öğrenme
ve karar verme yeteneklerini inanılmaz biçimde
artırıyor. Her geçen gün sayısı artan yapay zeka
araçları, bu alana yapılan inanılmaz yatırımlar
ve artan ilgi sayesinde son dört yılda yapay zeka
üzerine çalışan startup’ların sayısı sadece ABD’de
20 kat artmış durumda.
Akıllı Otomasyon
Lider şirketler, otomasyonun sağladığı avantajlardan, sadece dijital değişimi
ve dönüşümü etkin biçimde yönetmek için değil rekabet avantajlarını koruyup
geliştirebilecekleri yeni bir dijital dünya yaratmak için de faydalanmalı. Böylesi bir
dönemde makineler ve yapay zeka işgücünün vazgeçilmez unsurları haline gelecek.
Daha önce yapılamayanların kapılarını aralayacak, mevcut yapılan işler de yeniden
tanımlanacak.
15. İnovasyonla Gelişmek
Liderlerin önündeki önemli konulardan biri
de akıllı otomasyonu ve yapay zekayı sadece
etkinlik ve maliyet tasarrufu sağlayan bir araç
olarak görmemek. Yarının başarılı şirketleri,
bu kavramlardan faydalanarak ürünlerinin,
hizmetlerinin ve hatta iş modellerinin kapsamını
ve yapısını değiştirebilen ve böylelikle hem
kendilerini hem de endüstrilerini dönüştürebilenler
olacak. Örneğin bugün akıllı solucanlar tehlikeli
maden sahalarında izleme görevi yapıyor, 30
binden fazla Kiva robotu Amazon’un talepleri
karşılamasına yardımcı oluyor, AquaSpy sayesinde
tarım faaliyetleri otomatize edilebiliyor. Sadece
süreçler değil müşteri deneyimleri de dönüşüyor.
Control4 ev otomasyonu yaşamımıza dair birçok
işi otomatikleştiriyor, Panasonic’in Laundroid’i
çamaşırlarınızı yıkıyor, kurutuyor ve katlıyor.
Tüm bu örnekler değişimin ve dönüşümün
ne kadar hızlı hayata geçtiğinin göstergesi.
Bu muazzam değişimi yönetmek isteyen
şirketler önlerine çıkan yeni ürün, yeni teknoloji
araçları, yeni iş birlikleri, yeni iş modelleri, yeni
ekosistemler ve başka birçok yeniliği etkin biçimde
anlamak, bünyelerine entegre etmek ve yönetmek
zorunda.
Birçok endüstride kullanılan akıllı
otomasyon şirketler ve toplumlar için
değer yaratacak.
Doğal Lisan İşleme: Finans şirketleri, kanuna uyum
ve yolsuzluk denetimi için NLP’yi kullanıyor. Bu
teknoloji sayesinde elektronik iletişimi izlemek ve
farklı işlemler arasındaki ilişkileri ve benzerlikleri
gözlemlemek mümkün olabiliyor.
Bilgisayarların Görmesi: Kolluk kuvvetleri
bilgisayarın görüntü tanımlama özelliğini kullanarak
bir kişiyi bir dijital görüntüden veya video
görüntüsünden tanımlama konusunda çalışmalar
yürütüyor.
Bilgi Sunumu: Sağlık şirketleri muazzam boyuttaki
verileri analiz ederek faydalı çıkarımlar elde etmeye
çalışıyor. Doktor isimleri, maliyetler ve şikayet sayısı
gibi faydalı veriler sayesinde kök sebeplere inerek
maliyetleri düşürmek ve klinik performansı artırmak
mümkün olabiliyor.
Nedenselleştirme ve Planlama: Genelde
otonom robotlar ve insansız cihazlar tarafından
gerçekleştirilebilen otomatik planlama ve zamanlama,
depolardan perakende mağazalarına ve hatta evlere
kadar inecek.
16. • Muazzam veri hacimleri: 2020 yılında, 44
zetabayttan fazla veri var olacak ve bunların
yüzde 35’i analizler için kullanılabilir durumda
olacak.
• Depolama maliyetlerinin düşmesi: Son 30 yıl
içinde sabit disklerde veri depolamanın gigabayt
başına maliyeti her 14 ayda bir yarıya düştü. Bu
maliyet 1980’de 3.488.630 dolarken 2015’de 0,03
dolardı.
• Sınırsız bilişim gücü: Genel erişime açık bulut
bilişimin 2015’de dünyada 70 milyar dolarlık
hacme erişmesi bekleniyordu.
• Yapay zeka teknolojilerdeki gelişmeler:
Sadece ABD’de yapay zeka konusunda çalışan
startup’ların sayısı son dört yılda 20 katına çıktı.
• BT kapsamının genişlemesi: Üst yöneticilerin
yüzde 88’i BT organizasyonunun kapsamını
genişletmesi ve gelişen BT ihtiyaçlarına ayak
uydurması gerektiğinde hemfikir.
Teknolojideki hızlı gelişim inovasyon, zeka ve otomasyon konularında yeni
olasılıkların kapılarını aralıyor.
17. Benim Ürettiğim
Uygulamalar
Kullanıcılar; sesli komutları, vücut
hareketlerini ve daha birçok özelliği
kullanarak kendilerine özgü ve
basit uygulamalar geliştirebilecek.
Kısa zaman içerisinde herkes birer
programcıya dönüşecek.
Avatarlar Çağı
Avatarların ve robotların yaygın olarak
kullanıldığına şahit olacağız. Bunlar
bizim yapamadığımız veya yapmak
istemediğimiz işleri yapacak, gitmek
istemediğimiz veya gidemediğimiz
yerlerde bulunacak.
Temel Çıkarımlar
• Makinalar, insanların güvenini kazanacak.
• Akıllı otomasyon size yeni bir değişim
gücü veriyor olacak.
• Yapay zeka, işinizin her alanında
kullanabileceğiniz temel bir yetkinlik haline
gelecek.
• Şirketinizin organizasyon yapısı, kültürü,
becerileri ve yapay zekayı kullanma
yetkinliğinden faydalanarak “Önce İnsan”
yaklaşımını pekiştirin.
Tahminler
19. Şirketler sürekli değişen dijital çağa
ayak uydurmak için gerekli teknolojilere
ve araçlara yatırım yapıyor. Ancak tüm
bunların arkasında çok kritik bir unsur
daha var: İş gücü, yani çalışanlar...
Şirketler doğru teknolojiyi seçmekten
daha fazlasını yapmalı. Bu teknolojileri
kullanarak doğru kişilerin doğru
adımları atmalarına imkan sağlamalı.
20. Bugün herhangi bir startup’ın kapısından girdiğinizde
işlerin farklı yürüdüğünü görebilirsiniz. Zaten bu
şirketler farklı kültürleri, çeviklikleri ve her şeyi yeniden
tanımlama konusundaki arzularıyla bilinir. Ancak bu
özelliklerin büyük ve yerleşik şirketlere de sıçradığını
görmek şaşırtıcı olabilir. Örneğin GE... Dünyanın en
büyük şirketlerinden biri olan GE, FastWorks adını
verdiği bir yaklaşımla, çalışanlarının bir startup
gibi düşünmesini sağlamaya çalışıyor. Çalışanlarını
değişime itiyor, daha hızlı ve akıllı kararlar almaya
çalışıyor ve müşteriye daha yakın olmanın
mücadelesini veriyor.
GE, bu dönüşüme yönelik örneklerden sadece biri. Her
geçen gün daha fazla şirket sürekli yaşanan yıkıma
ve hızla değişen iş amaçlarına ayak uydurabilmek için
iş gücü yapılarını değiştiriyor ve yeniden düzenliyor.
Eskiden bir kişi hayatı boyunca aynı işi yaparak
yaşayabilirdi. Bugün ise ürünler, hizmetler ve modeller
her an değişime açık ve roller de her an yeniden
tanımlanabiliyor.
Şirketler, bu eğilimleri avantaja çevirmek için
“akışkan iş gücü” yaklaşımına odaklanıyor. Akışkan
iş gücü, şirketin yetenek havuzunu sürekli güncel
ve değişen ihtiyaçlara uyumlu tutmasına yönelik bir
yaklaşım. Böylelikle ürün, hizmet ve model alanındaki
hızlı değişimleri hayata geçirecek kritik becerilere,
inovasyon yetkinliğine ve farklı bakış açılarına sahip
olmak da mümkün olabiliyor.
İş gücü dünyası da dramatik biçimde değişiyor. 2015
yılı itibariyle artık milenyum kuşağını oluşturan
gençler iş gücünde çoğunluğu oluşturmaya başladı.
Şirketler, bu kuşağın doğal özellikleri olan teknolojiye
yatkınlık ve yenilikçi düşünce enerjisinden yararlanma
şansı yakalıyor. Şirketler, yetkinliklerin ve özel
becerilere sahip iş gücünün pazarda kendiliğinden
oluşmasını beklemek yerine bunu kendileri
oluşturmayı tercih ediyorlar. Teknoloji sayesinde
kitlesel online öğrenim, ortak çalışma araçları (Slack
gibi) ve tahmine dayalı iş gücü analitiği araçları
sayesinde iş gücünün becerilerini artırmak ve etkili
yönetilmesini sağlamak da kolaylaşıyor. Bu nedenle
uçtan uca ortak çalışma ve iş gücü yönetimi araçlarına
olan ilgi her geçen gün daha da artıyor.
Şirketler statik ve aynı işi yapmaya odaklanmış
yapılardan vazgeçip değişime hazır olan ve değişimi
yönlendirebilecek iş gücü yapılarına yatırım yapıyor.
Çevik ve akışkan bir iş gücü yapısı oluşturmak kolay
olmayabilir ancak bunu başaranlar çok daha hızlı ve
akıllı bir büyüme gerçekleştirebilecek. Ve dijital çağda
bu hedef bir arzu değil bir zorunluluk...
Akışkan İş Gücü
Şirketler, dijital çağda hız kesmeden devam eden değişime ayak uydurmak
için araçlara ve teknolojilere yatırım yaparken çok önemli bir diğer unsura da
odaklanmayı ihmal etmiyor: İş gücü... Bugün birçok lider, akışkan iş gücünün yeni
rekabet silahı olabileceğinin farkına varmış durumda.
21. Üst Düzey Yöneticiler daha akışkan bir iş gücünün kendileri için önemli
bir rekabet avantajı oluşturduğunun farkına varıyor.
22. Çalışanların Dağılımı: Üst seviye
işlerde (rutin olmayan ve ilişkiye
dayanan analitik işler) insan ihtiyacı
artıyor. Şirketler yetenekli iş gücünü
elde tutma ve bu açığı kapatma
şansına sahip olacak.
Fırsat
Beceri Ekonomisi: Şirketler, durumsal
iş gücünden yararlanmak üzere
stratejiler geliştirebilir, derin teknik
ve beceriye sahip iş gücüne hızlı
biçimde erişebilir ve şirket dışındaki
deneyim sahiplerine ulaşabilir.
Sürekli Eğitim: Organizasyonlar,
eğitimi temel bir yetkinlik haline
getirerek kendilerini rekabette
ayrıştıracak bererileri geliştirebilirler.
Dijital Nesil: Şirketler, doğru bir
strateji oluştururlarsa milenyum
kuşağının teknoloji, takım
çalışması ve dijital konulara yönelik
heyecanından yararlanabilir ve onları
yeni girişimlerde değerlendirebilir.
23. Yok Olan Roller
Organizasyon şemaları değişecek ve bu değişimin
temel tetikleyicisi yazılımlar olacak. Çalışanlar
değişik beceriler edinecek, yenilikler ortaya
koyarak hem kendilerinin hem de şirketlerinin
amaçlarını gerçekleştiriyor olacaklar.
Gelecek Freelance’de
10 yıl içinde Global 2000 listesinde yer alan ve
tepe yöneticileri dışında tam zamanlı çalışanı
olmayan bir şirketin doğduğunu göreceğiz.
Dijital İtibarın Yükselişi
Online katkılarla oluşturulan dijital itibarlar,
iç denetleme süreçleri ve özgeçmişlerin yerini
alarak bireysel başarı ve etkililiği ölçmek için
kullanılan öncelikli yöntemler haline gelecek.
Kurumsal Eğitim Yüksek Eğitimin
Yerini Alacak
İşletmeler, yavaş ilerleyen eğitim sistemlerine
karşılık kendi alternatif eğitim programlarını
yaratacaklar.
Temel Çıkarımlar
• İş gücündeki büyük değişimlere
bugünden hazırlanın
• Çevik iş gücü=Çevik şirket
• Dönüşümü şu beş temel unsurda
başlatın:
o Eğitimi temel bir yetkinlik haline getirin.
o Proje odaklı ve çevik olun.
o İş birliğini ve yeni fikirleri destekleyin.
o Dağıtık yapıdaki iş gücünü yönetin.
o Engelleyen değil harekete geçiren bir
organizasyon oluşturun.
Tahminler
25. Yıkıcı inovasyonun bir sonraki
aşaması, şu anda farklı endüstrilerde
filizlenen, teknolojiyi kullanan ve
platformlar tarafından desteklenen
dijital ekosistemler tarafından
oluşturulacak. Dijital şirketler yaratmak
için teknolojinin nimetlerinden
başarıyla yararlanan liderler şimdi de
ekosistem temelli dijital ekonomide
başarıyı getirecek, birbiriyle bağlantılı,
ölçeklenebilir ve uyumluluk özellikleri
güçlü bir platform ekonomisi ortaya
koyuyorlar.
26. Günümüzde platformlar iş dünyasındaki en büyük
dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor.
İş yapma biçimlerini yeniden tanımlayan ve yepyeni
büyüme fırsatları oluşturan bu platformlar etrafında
kurgulanan ekosistemler ve yeni modeller, Sanayi
Devrimi’nden bu yana iş dünyasında yaşanan en büyük
değişimlerden birini gerçekleştiriyor.
Amazon, Alibaba, Google gibi bazı şirketler doğuştan
dijital yapıda olabiliyor. Ancak bu şirketlerin ortaya
koydukları değere ve inovasyonlara bakıldığında
aslında temel başarılarının ürün ve hizmetlerden
ziyade platform yapılarını hayata geçirmek, bu yapılar
etrafında yeni değer ve iş modelleri geliştirmek olduğu
görülüyor.
Peki platform iş modelini bu kadar önemli kılan nedir?
Bu sorunun cevabı dünya ekonomisinin dönüşümünde
gizli. Küresel ekonomi her geçen gün daha da
dijitalleşiyor. 2005’te küresel ekonominin yüzde 15’i
dijital ekonomiden oluşurken bu oranın 2020’de yüzde
25’e çıkması bekleniyor. Bu eğilimi yakalayan platform
modelli yapılar da değer kazanıyor. Halka açık olan
en büyük 15 platform temelli şirketin piyasa değeri
2,6 trilyon dolara erişirken henüz halka açılmamış
Unicorn (piyasa değeri 1 milyar dolar ve üstü startup)
şirketlerin toplam değeri 500 milyar doları aşıyor. Yani
platform temelli şirketler bugün 3 trilyon dolardan
daha fazla bir piyasa değerini temsil ediyor.
Yerleşik şirketler de platform iş modeline yönelik
ciddi yatırımlar ve çabalar ortaya koyuyor. Bu alanda
öncü çalışmalar yapanlar arasında Fiat (bağlantılı
otomobiller), Disney (MagicBands bileklik), Caterpillar
(bağlantılı makineler), Schneider Electric (akıllı şehirler,
binalar, evler), Goldman Sachs (müşteri analitiği),
Philips (sağlık hizmetleri) gibi şirketleri saymak
mümkün.
Dışarıdan içe yönlenen yani dış ortamın kaldıraç
etkisini kullanarak inovasyon sağlayan platform iş
modellerinde üç temel yaklaşım ön plana çıkıyor:
1. Network Etkisi/Çift Taraflı Piyasalar:
İki farklı kullanıcı grubunun birbirlerine network
etkisi sağladıkları ve böylelikle talep taraflı ölçek
ekonomisi oluşturacak bir ortak fayda elde
ettikleri durumlarda söz konusudur. Birbiriyle
bağlantıda olan daha fazla kullanıcı ve işlem sunan
platformların network etkisi daha fazla değer
yaratılmasına ve ölçeği genişletilmesine imkan
sağlar.
Platform Ekonomisi
Teknolojinin gücünü kullanmak isteyen şirketler sadece yeni teknoloji
platformlarına yatırım yapmakla kalmıyor, platform temelli iş modellerini ve
stratejileri de hayata geçiriyorlar.
27. 2. Dağıtım Gücü Kanunu:
Dağıtım eğrisinin “uzun kuyruk” (ürün ve
hizmetlerin popülerliğinin azaldığı ve ilginin
zamana yayıldığı dönem) bölümünde gelir elde
etmek üzere ölçek oluşturmaya yönelik platform
temelli iş modelleridir. Modelin temelinde geleneksel
çizgisel değer zinciri modellerinde sıkça görülen
iadelerin önlenmesi yatar.
3. Asimetrik Büyüme ve Rekabet:
Ana pazarı destekleyecek ilave pazar alanları
yaratmaya odaklanır. Bu ilave alanlar genelde
sübvanse edilir (kullanıcılara ücretsiz sunulur) ve
birden fazla endüstriye dokunabilir. İki veya daha
fazla şirketin birbirinden tamamen farklı yaklaşımlar
ve kaynaklarla aynı amaca yönelik faaliyet gösterdiği
durumlarda asimetrik rekabet ortaya çıkar.
Network Etkisi
Network etkisi olarak da adlandırılan talep taraflı ölçek
ekonomisi önemini artırıyor çünkü bu model şirketlere
sahip olmak zorunda kalmayacakları kaynakları ve
kapasiteyi kullanma şansı tanıyor. Bunun en güzel
örneklerinden biri de Apple’ın App Store platformu.
2008’de hayata geçirilen ve bugün 380 binden fazla
geliştiricinin uygulamalarına yer veren bu platformda
yer alan 1,5 milyon uygulama; 100 milyar defadan
fazla indirilerek Apple’ın 2015 mali yılı sonunda 33
milyar dolarlık bir gelir oluşturdu. Bunun yüzde 70’i
geliştiricilere, yüzde 30’u da Apple’a gitti ki bu da
10 milyar dolarlık bir gelir anlamına geliyor. Apple
bunu kendine ait olmayan kaynakları ve iş gücünü
kullanarak elde etti.
Teknolojinin ana dinamiğini oluşturduğu önemli bir
makroekonomik dönüşüm dönemini yaşıyoruz. Bu
dönemde küçük startup’lardan büyük yerleşik şirketlere
kadar tüm oyuncuların stratejileri ve iş modelleri
temelinden değişmeye mahkum. İster savunmaya
yönelik ister yeni alanlarda büyümeye yönelik
olsun, her şirketin bir platform stratejisi geliştirmesi
gerekecek.
Böylesi bir dünyada ayakta kalmak ve büyümek isteyen
şirketlerin rollerini ve hedeflerini gözden geçirmeleri ve
iş yapmanın yeni kurallarını benimsemeleri gerekiyor.
Platform teknolojisinin
yapı taşları
1 Temel: Bulut hizmetleri
2 Dijital Bir Arada Tutucu: API stratejisi
ve mimari
3 Hızlandırıcı: Açık kaynak ve yeniden
kullanılabilir yazılımlar
4 Dijital Define Sandığı: Mobil geliştirme
platformları
5 Gerçek Zamanlı İş Modelleri: Nesnelerin
interneti tarafından destekleniyor
6 Tutucular: Yazılımın bağımsızlığı ve
taşınabilirliği
28.
29. Çok Boyut Aldatıcı Olabilir
Şirketler; müşterilerin ve çalışanların kendi seçtikleri herhangi
bir ortamda beş duyuyu bir arada deneyimlemelerine imkan
sağlamak için AR, VR ve MR’ın da ötesine geçerek yeni
platformlar oluşturuyor. Bu; insanların herhangi bir zamanda
dünyanın herhangi bir yerinde sanal olarak bulunabilmelerine ve
arkadaşlarıyla buluşabilmelerine imkan vererek soyutlaştırmanın
ilk adımlarını şekillendiriyor.
Temel Çıkarımlar
• İş dünyasının yeni kurallarının rüzgarını arkasına alan platform iş
modeli, küresel makroekonomik ortamda Endüstri Devrimi’nden bu
yana görülen en yıkıcı değişimin yaşanmasına zemin hazırlıyor.
• Teknoloji temelli ve doğuştan dijital şirketler rekor piyasa
değerlerine ulaşarak dijital ekonomiyi domine etseler de farklı
endüstrilerden teknoloji odaklı olmayan şirketler de artık platform
stratejileri geliştiriyor.
• Platform temelli iş modelleri geliştirmek için teknolojilerin
stratejik olarak kullanılması hızla gelişen dijital ekonomide
muazzam büyüme fırsatları ortaya koyuyor.
Tahminler
• Önümüzdeki dönemde teknoloji odaklı olmayan şirketler, teknoloji ve
dijital odaklı doğan şirketleri geride bırakarak gelecekte inovasyon devleri
olacaklar.
• Ekosistemler, algoritma ve API’ler gibi önemli dijital teknolojilerin
kontrolü ve platform etkileşimlerinin ağ etkisi gibi dijital varlıkların gücüne
bağlı olarak piyasa değerlerini belirleyecek.
31. Günümüzde her şirket dijital dünyanın
dönüştürücü gücünü anlamış durumda.
Ancak bunlar arasında yeni, platform
temelli ekosistemlerin ne kadar güçlü
ve sürekli bir değişim yarattığını
özümseyenlerin sayısı çok da fazla
değil. Sadece iş modelleri tepetaklak
olmakla kalmayacak. Bu ekosistemler
güçlü ve önceden tahmin edilebilir
bir yıkım başlattıkça endüstrilerin ve
ekonomik segmentlerin tamamı yeniden
tanımlanmak zorunda kalacak.
32. Birçok farklı endüstriden şirket dijital platform
oluşturmak için ciddi yatırımlar yapıyor. Bu
platformlar şirketlerin ürün ve hizmetleri oluşturma
ve sunma biçimlerini önemli ölçüde değiştiriyor
ve bir önceki trendimizde anlattığımız “Platform
Ekonomisi” gelişiyor. Ancak bu platformlar büyük
resmin sadece bir parçası. Platform oluşturan veya
platformlarda yer alan şirketlerin sayıları arttıkça
bunların etrafında dijital ekosistemler de oluşuyor.
İşte bu dijital ekosistemler, bir sonraki teknolojik ve
ekonomik dönüşümün temellerini atıyor.
Bu dönüşümün en iyi örneklerinden biri otomotiv
endüstrisi... Hemen hemen bütün büyük otomobil
üreticileri bağlantılı araçlar üretmek üzere yatırım
yapıyor. Bu çabalar, platformu oluşturuyor. Daha
sonra bağlantılı otomobilleri hayata geçiren teknoloji
etrafında bir ekosistem oluşuyor. Birçok şirket;
bağlantılı otomobillere yönelik bağlantı noktası,
güvenlik ve güvenilir sürüş teknolojileri, eğlence
hizmetleri, sigorta, otomobil paylaşımı ve daha
birçok ilave hizmet ve uygulama geliştiriyor. Bu
ekosistem otomobil üreticilerinin iş modelini ve ürün
yapılarını da yeniden tanımlıyor. Bu üreticiler, sadece
otomobil üretmekle kalmıyor otomobillerin üzerinden
müşterilerle etkileşim kuruyor.
Her ne kadar bu yaklaşım yıkıcı etkilere sahip olsa
da geçmişteki teknolojik gelişmelere kıyasla çok
daha kolay ve net biçimde öngörülebiliyor.
Bu nedenle sektöründe bilgi birikimine sahip olan
şirketler ekosistem modelinin kaldıraç etkisini
kullanarak hızlı ve etkili bir büyüme fırsatı elde
edebiliyor. Örneğin sigortacılık endüstrisi...
Bağlantılı otomobillerin ekosisteminden yararlanan
bazı sigorta şirketleri, Google ve Metromile
gibi şirketlerin de desteğini alarak, “kullandığın
kadar sigorta primi öde” temelli modeller hayata
geçirmeye başladı. Tesla, otopilot özelliği olan
otomobilleri sunmaya hazırlanırken Google
sürücüsü, direksiyonu ve gaz pedalı olmayan
otomobiller için önemli yatırımlar yapıyor.
Bu örneklerden de görülebileceği gibi ekosistem
yaklaşımı sadece dijital şirketlere değil her
endüstriden ve yapıdan şirkete fırsat sağlayabiliyor.
Örneğin ilk zamanlarda sadece otomobil ve sürücü
sağlayan bir şirket olan Uber bugün Boston
bölgesinde sağlık hizmetleri de veriyor. UberHEALTH
hizmeti sayesinde lisanslı hemşireler evinize
gelip grip aşınızı yapabiliyor, bazı temel sağlık
hizmetlerini sunabiliyor. Düşünsenize, ABD’de hangi
hastane zinciri veya eczane şirketi Uber’in rakipleri
olacağını aklına getirebilirdi?
Dijital teknolojiler, sektörlerin işleyiş biçimini
değiştirdikçe hemen hemen her sektörde bir
Öngörülebilir Yıkım
Verimli tarım uygulamaları, akıllı şehirler veya endüstriyel internet gibi hızla
gelişen dijital ekosistemler, kurumsal dünyadaki ezberleri bozacak bir sonraki
dalganın temellerini atıyor.
33. ekosistem ortaya çıkabiliyor. Evler artık akıllı evlere,
üreticiler Endüstri 4,0 yaklaşımına, şehirler akıllı
şehirlere dönüşüyor. Şirketler, bu ekosistemlerin
endüstrilerindeki köklerini ve getireceği yenilikleri
doğru analiz ederek tehditleri ve fırsatları
belirlemek durumunda. Yıkımları önceden görebilen
şirketler, bunu avantaja çevirme şansına sahip
olacak. Ekosistemlerin avantajları veya riskleri her
endüstride farklı hızda ve oranda kendini gösteriyor
olacak. Ancak er ya da geç her endüstri bu
rüzgardan nasibini alacak. Yeni ve farklı oyuncular
alışılmışın dışında bir rekabet ortamı oluştururken
yerleşik şirketlerin bu rekabeti anlaması ve
ekosistemlerin dinamiklerini benimsemesi daha
da önem kazanacak. Bu bilgiyi kullanan şirketler
büyümek için yeni stratejiler geliştirme ve fırsatlara
giden doğru yolu bulabilme şansına sahip olacak.
Platform temelli
şirketler rekor
piyasa değerleri
elde ederek
dijital ekonomiyi
domine ediyor
ve geleneksel
engelleri aşarak
yepyeni pazarlarda
büyüyorlar.
34. Bağlantılı Sigortacılık
Yeni İş Zekası
Veri analitiğinin
sigortacılık endüstrisi
üzerinde ciddi etkisi
olması bekleniyor.
Yeni İş Modelleri
İngiliz sigorta şirketi Direct
Line Group 12 aylık bir
pilot çalışmada, bağlantılı
otomobillerden 18 milyon
kilometreden fazla veri elde etti.
Allstate ve GEICO gibi büyük
sigorta şirketleri performans
temelli, değişken fiyatlandırma
sunuyorlar. Bu şirketler,
kazalarla ilişkili olabilen hız,
sert fren ve diğer unsurları
takip ediyor ve yüksek riski
belirleyebiliyor.
Kullanıcı verilerini sigortanın
sunulmasına yönelik yeni
yaklaşımları mümkün kılıyor.
Örneğin Metromile kilometre
başına kapsam sunuyor, böylelikle
müşteriler her ay sabit bir prim
ödemektense otomobili kullandıkça
ödeme yapıyorlar.
35. Liderlerin Ekosistem Oyunu
Strateji ekipleri yıkımları tahmin etmek
ve bunların üstesinden gelebilmek için
oyunsallaştırmayı kullanacak.
• Önümüzdeki 5 yıl içinde, endüstriler
arasındaki sınırların yüzde 50’si mevcut
endüstriler için yok olacak.
• Önümüzdeki 10 yıl içinde, geleneksel
endüstriler arasındaki sınırlar tüm sektörler
için yok olacak.
• Bugün Fortune 500 listesinde yer alan
çoğu şirket, 2025’te listede yer alamayacak.
Temel Çıkarımlar
• Kurumsal yıkımın bir sonraki dalgasının
temelini dijital ekosistemler oluşturuyor.
• Endüstriyel bariyerler giderek belirsizleşiyor
ve piyasa gücü yeni oyuncuların eline
geçiyor.
• Şirketler, yeni rolleri ve yeni yol haritalarını
oluşturarak ekosistemlerin yıkıcı güçlerine
dayanabilir ve onlara karşı harekete geçebilir.
Tahminler
37. Yeni teknolojiler yeni ve potansiyel risk
alanları doğuruyor. Şirketler, güven
ortamı sağlamadan, verileri toplama
ve işleme şansına sahip olamayacak.
İşte bu nedenle günümüzün en
gelişmiş güvenlik çözümleri sadece
alan savunması yapmakla kalmıyor, veri
konusunda en güncel etik standartlara
uyumu da sağlıyor.
38. Şirketler, dijital ekonominin ağırlık kazandığı
bir ortamda bireylerin, ekosistemlerin ve
düzenleyici kuruluşların güvenini kazanmak
için, müşteri yolculuğunun her aşamasında etik
ve güvenliğe yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya
koymak zorundadır. Ürünler ve hizmetler daha
tasarlanırken güvenlik ve etik özellikler dikkate
alınmalıdır.
Bunu en yakından hisseden şirketlerden biri de
Apple... 2014 yılında iCloud’da yaşadığı tatsız
deneyimden sonra Apple, güvenin önemini
anladı ve Apple Pay, HealthKit gibi ürünlerinde
çok güçlü bir güvenlik ve etik yapı benimsedi.
Hatta son günlerde telefonun sistemine girmeye
yönelik bir mahkeme kararına karşı çıkan Apple,
böylesi bir müdahalenin müşterilerin bilgilerinin
gizliliği konusunda ciddi sorunlar yaratacağını
vurguluyor. Kısacası kendi alanında ve
endüstrisinde ön plana çıkmak isteyen her şirket,
güvenlik ve etik unsurları öncelik haline getirmek
durumunda.
Rekabetin bu kadar hızlı aktığı, şirketlerin
yüz milyonlarca müşteriye erişebildikleri bir
dünyada bu kolay bir iş değil. Riskler çeşitleniyor
ve sistematik olarak artıyor. Riskin doğru
yönetilememesi sonucu oluşacak bir sıkıntılı
durum şirketlerin müşteri kaybetmelerine, pazar
paylarının erimesine ve şirket değerinin dramatik
biçimde düşmesine zemin hazırlayabiliyor. Yani
şirketler ürün ve hizmetlerini daha en başından
güvenlik ve etik unsurlara göre şekillendirmek
zorunda.
Şirketler etik ve güvenlik konusunda yeterince
duyarlı davranmadıklarında ve sıkıntılara neden
olduklarında sadece müşterilerin değil düzenleyici
kurumların da tepkisini çekiyor. Düzenleyici
kurumların yapacakları temel düzenlemeler
sadece iş ortamının alanını daraltmakla
kalmayabiliyor, şirketlerin inovasyon çabalarının
hız kesmesine ve iş modellerinde kapsamlı
değişimler yapılmasına da neden olabiliyor.
Güven, dijital ekonominin temelidir. Dijital şirketler, güven oluşturmadan,
faaliyetlerinin özünü oluşturan veriyi toplayamaz ve kullanamaz.
Dijital Güven
39. Verinin çok olması kadar doğru analizi ve
bağlamsal özellikleri de önemli. Her şirketin veriye
erişimi aynı seviyede olmadığı için şirketler hatalı
hamleler yaparak itibarlarını ve marka değerlerini
zarara uğratma riski ile karşı karşıya. Örneğin
Uber, arz ve talep temelli bir fiyatlandırma
algoritması kullandığı için Sydney’deki bir rehine
krizi sırasında yaşanan talep artışı nedeniyle
otomatik olarak fiyat artırmış ve ciddi eleştirilere
maruz kalmıştı. Facebook da 700 bin kullanıcıya
izinsiz yaptığı uygulama nedeniyle eleştirel
haberlere konu olmuştu. Bunlar ve benzeri olaylar
şirketlerin veri politikalarını değiştirmelerine
neden olmuştu.
Şirketler kendi içlerinde verinin güvenliğini
sağlamakla yükümlü oldukları kadar dışarıdan
unsurların da veriye izinsiz erişimini önlemekle
yükümlüdür. Bu nedenle verinin geçtiği ve
bulunduğu her yerde gelişmiş güvenlik çözümleri
kullanmak önemlidir. AT&T, Coca-Cola, Verizon,
Google, Mazda ve daha birçok şirket güvenlik
konusunda en güçlü sistemleri devreye alma
anlamında tüm altyapılarında ciddi bir dönüşüm
gerçekleştiriyor.
İçinde bulunduğumuz dünyada tek başına
mükemmel bir güvenlik yapısı sorunun tamamını
çözmez. Düzenlemelere uymak da yetmez.
Şirketler net bir güven ortamı oluşturmak, veriyi
yönetme biçimleri ve dijital etik yaklaşımlarıyla
riskleri en aza indirgemeyi amaçlamak
durumundadır. Bağlantının sınırsız olduğu,
platformların her geçen gün ağırlık kazandığı
dijital ekonomide geleceğe güvenle bakmak ve
büyümek isteyen şirketlerin güven sağlamak
dışında bir şansı yoktur.
41. Tahminler
Geleceğe bakıldığında güven ve dijital etik konularının işletme faaliyetlerinde daha kritik bir rol
üstelenecek ve sektörel ekosistemlere katılımda asgari standart haline gelecek.
Güven Patlaması
Yüksek düzeyde dijital etik hataları yeni idari
kurumların, yeni düzenlemelerin ve yeni iş
kategorilerinin doğmasına zemin hazırlayacak.
CEO’nun İkizi
Güven büyük önem kazanacak ve Etik Üst Yöneticisi
olarak nitelendirilen bir yeni lider profili doğacak.
Temel Çıkarımlar
• Her tür dijital dönüşümde etik ve güvenlik ana unsurlar
olarak görülmeli.
• Şirketlerin dijital iş operasyonları arttıkça risklere maruz
kalma oranları da artıyor.
• Şirketler, risklerden korunabilmek için daha güçlü
etik kararlar almalı, harici tehditlere karşı korunabilmek
için güvenliği etkin biçimde ele almalı ve ekosistemdeki
paydaşlarla güvene dayalı ilişkiler oluşturmalı.
• Yeni teknolojileri tedarik ederken güvenlik ve etik bir
kriter olarak göz önüne alınmalı.
•Müşteri yolculuğundaki her etkileşim noktasında güven
oluşturmaya yönelik fırsatlar aranmalı.
42. EMRE HAYRETCİ
Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortak
emre.hayretci@accenture.com
accenture.com/technologyvision
ÖZGÜR ÇETİN ELMAS
Teknoloji Grubu Yönetici Ortak
cetin.ozgur.elmas@accenture.com
UĞUR KARAKAYA
Teknoloji Grubu Yönetici Ortak
ugur.karakaya@accenture.com
İletişim
43. İstanbul Ofisi
RBS Binası
Tamburi Ali Efendi Sokak No: 13 Etiler
34330 Istanbul, Türkiye
Tel: +90 212 349 32 00
Fax: +90 212 351 78 81
http://www.accenture.com.tr
Ankara Ofisi
Eskişehir Devlet Yolu
9.km No:266 B blok No:114,
Mustafa Kemal mah. 06800 Çankaya
Ankara, Türkiye
http://www.accenture.com.tr
İzmir Ofisi
İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi
A1 Binası No:12 İYTE Kampusu
Gülbahçe Mah. 35430 Urla
İzmir, Türkiye
http://www.accenture.com.tr
Bu raporda Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına yapılan her türlü atıf, Accenture Danışmanlık Limited Şirketi tarafından bilgilendirme amacı ile kullanılmıştır.
Bu raporda yer alan bilginin güvenilir kaynaklardan alınması hususunda gerekli özen gösterilmiş olup, herhangi bir yanlışlık veya eksiklikten dolayı
Accenture Danışmanlık Limited Şirketi sorumlu tutulamaz. Burada yer alan hiçbir bilgi profesyonel veya hukuki alanda tavsiye niteliğinde değildir.
Accenture Danışmanlık Limited Şirketi işbu raporda yer alan bilgiye dayanılarak yapılan hiç bir işlemden dolayı sorumluluk kabul etmemektedir.
Bu sebeple işbu raporda yer alan bilgiyi kullanmadan önce profesyonel danışmanlara başvurmanız tavsiye edilmektedir.
Accenture Türkiye