SlideShare ist ein Scribd-Unternehmen logo
1 von 351
SEYHAN CAN
Aşağıdakilerin hangisinde “yanlış”
sözcüğü isim görevinde kullanılmıştır?
A)Yanlış düşünceler, bilimin ışığıyla
değiştirilebilir ancak.
B)Bu konuda bize yanlış bilgi verilmesinin
hesabını soracağız.
C)Yanlışların zararını çekmektense işimi doğru
yaparım.
D)Yanlış işler peşinde koşan insanlar,dorulara
geç ulaşır.
E)Bu işe yanlış bir zamanda başlaması onun
ticari hayatını bitirdi.
Aşağıdakilerden hangisinde ikileme
isim görevinde kullanılmıştır?
A)Darı, darı! Hamama girdi kocakarı,
dişleri sarı sarı.
B)Sessiz sedasız bir ortamda ders çalışma
lüksü yoktu.
C)Kadın hırsızı yakalatmak için çığlık çığlığa
bağırdı.
D)Zor iş yoktur, yarım yamalak bırakılan
işler vardır.
E)Sarı sarı güllerin arasında beyaz
papatyalar ekiliydi.
SORU
AD ÇEŞİTLERİ
A) VARLIKLARA
VERİLİŞLERİNE
GÖRE
A) Varlıklara verilişlerine göre:A) Varlıklara verilişlerine göre:
1. CİNS ADLARI (Tür adı): Aynı
türden varlıkları karşılayan
adlardır.
Örnek:
Kitap, defter, ağaç, kalem, sınıf,
vb.
2.ÖZEL ADLAR: Tek bir varlığı,
belirli bir topluluğu, kuruluşu, yeri,
dini karşılayan adlardır.
 Tür adlarının başlıcaları şunlardır:
 1.Eylem adları(isim-fiiller): geliş, okuma,
içmek…
 2.Renk adları: mavi, yeşil, kırmızı…
NOT: Renk adları bir ismi nitelerse sıfat olur:
Sarı papatya.
 3.Zaman adları: Sabah, akşam, gündüz,
bugün…
 NOT: “Ne zaman” sorusuna cevap verirse
zarf olur.
 Daha sabah olmamıştı. (Ad)
 Sabah bir gürültüyle uyandım. (zarf)
 Tür adlarının başlıcaları şunlardır:
 4.Sayı adları: Bir, üç yüz, bin altı yüz
doksan…
 NOT: Varlıkların sayılarını bildirirse sıfat olur.
 Üç elma, Beş çocuk…
 5.Yansımalar: fokurtu, fısıltı, takırtı, çıtırtı…
Özel Adlar:Özel Adlar:
Yer adları, adresler: Bursa, Yıldırım, Ataç
Sokağı
Kişi adları : Yunus Yılmaz, Abdullah Özer
Millet adları: Türk , İngiliz , İtalyan
Ülke adları: Türkiye, Almanya, İngiltere...
Kitap, dergi, gazete adları: Çalıkuşu, Türk
Dili, Cumhuriyet...
Özel Adlar:Özel Adlar:
Kurum Adları: Kızılay, Çan Devlet
Hastanesi...
Dil Adları: Türkçe, İngilizce, Almanca...
Din ve mezhep adları: İslamiyet,
Hristiyanlık...
Hayvanlara verilen adlar: Pamuk, Tekir,
Karabaş...
Uyarı: Özel adların ilk harfleri her zaman
büyük yazılır.
ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ
A) Her zaman büyük harfle başlar.
B) Aldıkları çekim ekleri kesme
işaretiyle ayrılır. Amasya’ya, Ayşe’nin
NOT:Özel bir addan, yapım eki alarak
türemiş özel adlara gelen çekim ekleri
kesme işareti ile ayrılmaz:
Türkçeye, Türkçenin…
ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ
C)Özel adlara getirilen yapım ekleri
ayrılmaz: Erzurumlu, Ahmetgil, Türklük,
Ayşecik…
D) p, ç, t, k, ünsüzlerinden biriyle biten bir
özel ad ünlü ile başlayan bir ek alırsa;
p, ç, t, k, söylenişte b, c, d, g’ ye dönüşür
ama yazılışta bir değişiklik olmaz.
“Karabük’e” diye yazılır, “Karabüğe” diye
okunur.
ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ
E) Ay, Dünya ve Güneş isimleri coğrafî
terim olarak kullanıldığında büyük harfle
başlar ve aldığı çekim ekleri ayrı yazılır.
Aşağıdakilerden hangisinde zaman
anlamlı bir sözcük isim görevinde
kullanılmıştır?
A)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli
yıllar oldu.
B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir
yaşamın olur.
C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek
şehir dışından.
D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak
emeğinin karşılığını aldı.
E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm
ihtiyaçlarını almıştı.
ÇÖZÜM
A)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli
yıllar oldu.
B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir
yaşamın olur. (Ne zaman?)
C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek
şehir dışından. (Ne zaman?)
D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak
emeğinin karşılığını aldı. (Ne kadar?)
E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm
ihtiyaçlarını almıştı. (Ne zaman?)
B) VARLIKLARIN
SAYISINA GÖRE
VARLIKLARIN SAYISINA GÖREVARLIKLARIN SAYISINA GÖRE
1. Tekil Adlar: Sayıca tek bir varlığı
karşılayan adlardır.
Örnek: Çiçek, kitap, masa, kalem...
2. Çoğul Adlar: Sayıca birden çok varlığı
karşılayan adlardır.
Adlara “-lar, -ler” eki getirilerek yapılır.
Örnek: Ağaçlar, masalar, kalemler…
3. Topluluk Adları: Şekil bakımından tekil,
anlamca çokluk ifade eden kelimeleri
karşılayan isimlerdir.
Örnek: Halk, millet, ordu, sürü, orman...
1) Soy ve millet adı yapar:
Türkler, Osmanlılar, Selçuklular, Amerikalılar…
2)Özel adlara “aile” anlamı katar:
Akşam Sevgilere gideceğim.
3)Özel adlara “benzerleri” anlamı katar:
Burası Fuzuliler , Ali Şir Nevaîler diyarıdır.
“-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları:
4) “Abartma” anlamı katar:
Çocuğunu dünyalar kadar seviyor.
5 “Yaklaşıklık ” anlamı katar:
İki yaşlarında bir kızı var.
6) Zaman bildiren sözcüklere gelerek “daima, her
zaman” anlamı katar :
Akşamları kahve içeriz.
7) “Sitem” anlamı katar:
Hanımefendi her nedense bizi çağırmamışlar.
“-ler” Çoğul Ekinin Farklı
Kullanımları:
C) VARLIKLARIN
OLUŞLARINA
GÖRE
1. Somut Adlar:Beş duyu organından
herhangi biriyle algılanabilen varlıkları
karşılayan adlardır:
Çiçek, müzik, elma...
2. Soyut Adlar: Beş duyu organıyla
algılanamayan varlıkları karşılayan
adlardır:
Saygı, sevgi, hayal, fikir, sevinç, korku...
İSMİN HÂLLERİ
İsimler cümlede ya yalın hâlde bulunurlar ya
da - i, - e, - de, - den, eklerinden birini
almış olarak bulunurlar.
Bahçe, bahçeyi, bahçeye, bahçede,
bahçeden
Ev, evi, eve, evde, evden
Adam, adamı, adama, adamda, adamdan
Park, parkı, parka, parkta, parktan
Adların, ad durum eklerinden hiçbirini
almamış biçimidir. (İyelik ekiyle çoğul ekini
alabilir.)
Yalın haldeki adlar cümlede “özne,
belirtisiz nesne, sözde özne” görevinde
bulunurlar.
“Gurbet ne yana düşer usta?” (Özne)
“Boş zamanlarında resim yapardı.” (Nesne)
“Okul bir güzel temizlendi.” (Sözde Özne)
İsim tamlamalarında tamlayan veya
tamlanan olur.
“Masa örtüsü, altın yüzük”
1.Yalın Hal:
2. Belirtme (yükleme) Hâli:
Adların “-i” hâl ekini almış biçimidir.
Bu tür adlar cümlede belirtili nesne
görevinde bulunur.
“Bütün gece oğlunu düşündü.”
“Yangın çıkmasın diye ateşi söndürdük.”
3.Yönelme (yaklaşma) Hâli:
Adların “-a/-e” hal ekini almış biçimidir.
Bu tür adlar, cümlede dolaylı tümleç olur.
“Arkadaşına çok güveniyordu.”
“Düşünceye saygı duymalısınız.”
5.Çıkma (ayrılma) Hâli:
 Adların “-den” hal ekini almış biçimidir.
Bu tür isimler cümlede dolaylı tümleç olur.
“Gözlerinden birer damla yaş döküldü.”
“Saat beşte evden ayrıldı.”
Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar:
1. “-den” eki isim tamlamalarında tamlayan
“-ın” eki yerine kullanılabilir:
“Öğrencilerden biri kayboldu.”
Öğrencilerin biri kayboldu.)
2. “-den” eki ikileme kurar:
“Havalar iyiden iyiye ısındı.”
“Caddeler baştan başa süslendi.”
Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar:
3. “-den” eki varlığın neden yapıldığını
belirtir:
“Taştan duvar”
4. “-den” eki “benzetme” ve “karşılaştırma”
anlamları verir:
“Camdan kalp” , “ Kardan beyaz çamaşır.”
5) “- de, - den” ekleri yapım eki
olarak da kullanılabilir.
Gözde öğrenci,
sözde kızlar,
sıradan davranış,
candan insan,
içten söz
6) “- e, - de, - den” ekleri zaman bildiren
sözcüklere gelerek zarf tümleci
oluşturabilir:
Akşama bize gidelim.
Beşe Ankara’da oluruz.
İkindide çay içtik.
Baharda çiçekler açar.
Fasulyeleri akşamdan suya koydum.
Sabahtan yola çıkarız.
Erkenden bütün işleri yaptım.
YAPILARINA
GÖRE ADLAR
Yapılarına göre adlar üçe
ayrılır:
1. Basit adlar,
2. Türemiş adlar,
3. Birleşik adlar.
1. Basit Adlar:
Yapım ekleri ile türememiş ya da
birleşme yoluyla yeni anlam
yüklenmemiş sözcüklerdir.
Kök durumundaki sözcüklerle
yalnızca çekim eki almış olanlar
basit yapılıdır.
1. Basit Adlar:
Kök sözcükler genellikle tek
hecelidir:
El, kol, sel, yel, göz, taş, baş,
kar, dil,
Not: İki veya daha fazla
heceden oluşan basit adlar da
vardır:
Kadın, deniz, çiçek, soba,
pencere, araba...
2. Türemiş Adlar:
Yapım ekleriyle kök ve gövdelerden
geliştirilmiş adlardır:
saman-lık, toz-lu, tat-sız, süt-çü, ben-cil…
Bir sözcüğün türemiş sözcük olabilmesi için,
köküyle doğrudan ya da dolaylı bir anlam
ilgisi bulunmalıdır.
“Kiracı” sözcüğü “kira”dan türemiştir. Ancak
“balık” sözcüğü “bal”dan türememiştir.
2. Türemiş Adlar:
Aynı ek, eklendiği sözcüklere farklı anlamlar
katabilir:
Çin-ce (dil ismi),
dost-ça (yakışır, o tarzda),
ben-ce (bana göre),
aylar-ca (süreklilik)...
ADDAN AD TÜRETEN EKLER
 -lık/-lik/-luk/-lük: çiçek-lik, kitap-lık,
çamur-luk, kömür-lük...
 -cı/-ci/-cu/-cü (-çı/-çi/-çu/-çü):
gemi-ci, odun-cu, göz-cü, ekmek-çi, çöp-çü...
 -daş/-deş (-taş/-teş): vatan-daş, öz-
deş, yurt-taş, ses-teş...
 -ti/-tı/-tu/-tü: gürül-tü, horul-tu, hışır-
tı, inil-ti...
-cik/-cık (-cuk/-cük): yılan-cık, badem-
cik, gelin-cik...
 -ce/-ca (-ça/-çe):
Türk-çe, İngiliz-ce, Alman-ca, Arap-ça.
aylar-ca, ben-ce, insan-ca, ..
NOT: Addan ad türeten ekler oldukça
fazladır. Fakat fazla kullanılmaz. (kum-
sal, balık-çıl, kış-la, top-aç, baş-ak...).
EYLEMDEN AD TÜRETEN EKLER
 -mak/-mek: Bu ek, bütün eylem kök ve
gövdelerinin sonuna getirilir; eylemlerin adını
bildiren adlar (mastar) yapar:
 bil-mek, gör-mek, oku-mak, git-mek...
(*) -mek ekiyle türetilmiş varlık adları da
vardır: ekmek, çakmak, yemek.
 -me/-ma: gör-me, bil-me, oku-ma...
 -men/-man: öğret-men, yönet-men, say-
man, yaz-man...
-iş/-ış (-uş/-üş): gel-iş, gid-iş, gör-üş....
 -gı/-gi/-gu/-gü: sil-gi, çal-gı, duy-gu,
gör-gü, iç-ki, at-kı...
 -it/-ıt (-ut/-üt): geç-it, yaz-ıt,
 - geç: solun-gaç, yüz-geç, süz-geç...
 - im/-ım (-um/-üm): seç-im, say-ım,
dön-üm, kur-um...
 -i/-ı/-u/-ü: gez-i, yaz-ı, ört-ü...
Aşağıdakilerden hangisinde “-lık,-lik” eki
soyut bir anlam türettiği halde, cümle
içinde somut bir varlığı karşılama
işleviyle kullanılmıştır?
A)Kahramanlık gerektiren işler için cesur
olmak gerekir.
B)Gençlik, acaba bizi nereye götürecek bu
akşam?
C)İnsanlık, başka bir deyişle vicdan
insanlarda zamanla gelişmiştir.
D)Akıllılık edersen hedefine erken varır, rahat
edersin.
E)Özgürlük, başkalarının özgürlüğüyle sınırlı
olmalıdır.
3. Birleşik Adlar:
En az iki sözcükten oluşan,
tek bir kavramı karşılayan
kalıplaşmış sözcüklerdir.
Türemiş sözcükler gibi bunlar
da gövde sözcüklerdir:
Birleşik adlar
şu yollarla
oluşturulur:
a)Yalın durumdaki iki adın birleşmesiyle:
Demir-baş, tepe-göz
b)Sıfat tamlaması biçiminde:
Yeşil-ırmak, boş-boğaz, Ak-deniz
c)Belirtisiz ad tamlaması kuruluşunda
Deniz-altı, ateş-böceği, hanım-eli, arslan-ağzı,
kuş-palazı, soy-adı
d)Bir ad bir eylemden yapılanlar:
Gece-kondu, bilgi-sayar, uçak-savar, ateş-
kes, imam-bayıldı
e)İki eylemden oluşanlar:
Uyur-gezer, kaptı-kaçtı, dedi-kodu, biçer-
döver, gel-git, çek-yat, kap-kaç,
f)Ses düşmesi yoluyla oluşanlar
Pazartesi, kahvaltı, sütlaç
SORUSORU
Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcüğün kökü
isimdir?
A)İçindeki korkuyu bir türlü atamıyordu,uyuyamıyordu.
B)Solgun bir gül oluyor dokununca, dizesi kimi
hatırlatır?
C)Dağ havasıyla daha bir gençleşmiş, güzelleşmişti.
D)Soğuk suların aktığı yüksekçe bir dağ köyüydü
burası.
E)Çocuğun çağrısına kulak veren anne telaşla ayağa
kalktı.
SORUSORU
I-Değil yalnız yazların kızgın sıcaklarında
II-Hemen her gün, hele büyük kentlerde
III-Bulvarları tarıyor, hain gülüşleri sessiz.
IV-Pan’la karşı karşıya, gözleri kararıyor
V-Katı cıvık asfaltta yalın ayak bir işsiz.
Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A)I.dizede hal eki vardır.
B)II. dizede tüm sözcükler basittir.
C)III. dizede ünlü daralması vardır.
D)IV. dizede iyelik eki kullanılmıştır.
E)V. dizede birleşik sıfat kullanılmıştır.
ADLARDA
KÜÇÜLTME
ADLARDA KÜÇÜLTMEADLARDA KÜÇÜLTME
-cik,-cek,-ceğiz,-imsi, ekleri:
Anneciğimi pek çok özledim.(Sevgi)
Kedicik çok üşümüştü.(Acıma)
Karşıda bir tepecik vardı.(Küçültme)
Bir liracık versen ne olur!(Azımsama)
Yavrucak şaşkın şaşkın bakıyordu.(Acıma)
Büyücek bir binanın önünde durdu.
(Küçültme)
Kadıncağız ne kadar çaresiz !(Acıma)
Yeşilimsi bir kazak aldım.(Benzerlik)
-cik eki bazen kalıcı isimler de yapar.
Bunları küçültme olarak
değerlendiremeyiz.
Gelincik, bademcik, maymuncuk,
beyincik...
ADLARDA KÜÇÜLTME
Aşağıdakilerin hangisinde küçültme
eki alan bir isim kullanılmamıştır?
A)Masmavi Akdeniz’de yüzen bu yat
büyükçeydi.
B)Bu bölgede beyazımsıdır göğün mavisi
yaz aylarında.
C)Ciğerden aldığı küçük bir parçacıktı
zehirlenmesinin nedeni.
D)Acımtırak yemeğin sağlığa yararlı
olacağı konusu tartışmalıydı.
E)Kedicik, annesine sığınmış hasta bir
çocuğa benziyordu.
ADLARDA
PEKİŞTİRME
Pekiştirme:
İkilemelerin ad olarak kullanılmasıyla oluşur.
İkilemeler ad olarak kullanılmışsa bunlar hâl
eki alabilir; özne, nesne, dolaylı tümleç ya da
yüklem olabilir.
İş güç sahibi adamsın.
Eş dost bizde toplandı.
Günlerdir evi barkı aramıyor.
Yalanı dolanı sevmem hiç.
AD
TAMLAMALARI
İki ya da daha fazla adın belirli
kurallar çerçevesinde bir araya
gelerek oluşturduğu söz öbeğine
denir.
*Birinci ada tamlayan; ikinci
ada tamlanan denir.
İsim Tamlaması =Tamlayan+Tamlanan
Belirtili Ad TamlamasıBelirtili Ad Tamlaması
Ad+(n)in ad+(s)i
 T.yan eki T.nan eki (iyelik
eki)
Ağac +ın meyve+(s)i
 Çalışma+nın yarar+ı
 gün+ün doğuş+u
 kadın+ın elbise+(s)i
 NOT: “-in” tamlayan eki “ben , biz”
zamirleriyle kullanıldığında “-im”
şekline döner:
 Benim kitabım ,Bizim evimiz…
Belirtisiz Ad TamlamasıBelirtisiz Ad Tamlaması
Tamlayan durumundaki adın ek
almadığı, tamlanan durumundaki
adın –(s)i iyelik ekini aldığı
tamlamalardır.
Soru+Ø banka+(s)ı ,
ders+Ø kitab+ı,
yemek+Ø kitab+ı,
imlâ+Ø kılavuz+u,
Takısız Ad TamlamasıTakısız Ad Tamlaması
 İsim+Ø İsim+Ø
 Tamlayanın da tamlananın da ek
almadığı tamlamalardır.
 Bu tür tamlamalarda tamlayan
tamlananın neden yapıldığını
veya neye benzediğini belirtir.
 altın kolye,
 gümüş yüzük,
 inci diş,
 kömür göz,
 tahta köprü,
 demir kapı,
 keten gömlek...
Takısız ad tamlamasıyla sıfat
tamlamalarını karıştırmamak gerekir.
Takısız ad tamlamalarında;
A)Tamlayan tamlananın neden
yapıldığını gösterir.
Bunun pratik yolu tamlayana –den eki
getirmektir.Anlam bozulursa tamlama sıfat
tamlaması ; anlam bozulmazsa tamlama
takısız ad tamlaması olur.
Altın bilezik altından (yapılmış) bilezik,
Tahta köprü, tahtadan (yapılmış) köprü,
yün eldiven Yünden (yapılmış) eldiven
Kara gözler Karadan gözler (anlam bozuldu)
B) Tamlayan tamlananın neye
benzediğini gösterir:
Tamlayandan sonra “gibi” edatını
getirdiğimizde anlam bozukluğu olmazsa
takısız ad tamlamasıdır:
İnci diş (inci gibi diş)
badem göz (badem gibi göz)
kalem kaş (kalem gibi kaş)
Kısaca -den eki ve gibi edatı yardımıyla
takısız ad tamlamalarını sıfat
tamlamalarından ayırt edebiliriz.
Öte yandan takısız ad tamlamalarında
tamlayan ve tamlanan addır.
*Takısız ad tamlamalarının karşıtı
yoktur ama sıfat tamlamalarının
karşıtı vardır:
güzel çocuk x çirkin çocuk (Sıfat T.)
cam kavanoz, (karşıtı yok) (Takısız Ad
T.)
Zincirleme Ad Tamlaması:Zincirleme Ad Tamlaması:
En az üç addan oluşan tamlamalara denir:
Elbise+nin kol düğme+(s)i
Öğretmen+in konuşması+nın güzelliğ+i
Zincirleme ad tamlamaları genel olarak
şu şekilde kurulur:
1.Tamlayan bir ad; tamlanan ise bir ad
tamlaması olabilir.
Öğretmenin not defteri
2.Tamlayan bir ad tamlaması; tamlanan
ise bir ad olabilir.
Okul bahçesinin kapısı
3.Hem tamlayan hem de tamlanan bir
ad tamlaması olabilir.
Türkçe öğretmeninin not defteri
Karma Tamlama:Karma Tamlama:
Ad ve sıfat tamlamalarının iç içe
girmesiyle oluşan tamlamalara denir.
Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat
girebilir:
Çocuğ+un tatlı gülüş+ü
Sıfat belirtisiz isim tamlamasını
niteleyebilir:
Yeni ders kitabı
Karma Tamlama:Karma Tamlama:
Tamlayan sıfat alabilir:
Başarılı öğrenci+nin notlar+ı
Hem tamlayan hem tamlanan sıfat
alabilir:
Büyük bahçe+nin dar kapı+sı
“-den” eki aşağıdakilerden hangisinde
tamlayan eki görevinde kullanılmıştır?
A)Sözlerinden bir anlam çıkarmak mümkün
değildi.
B)Kamyon, yokuşun tam ortasından geçti
çekinmeden.
C)Aydın, her şeyden habersiz koltukta
uyuyordu.
D)Sonbaharda her zaman senden bir şey
vardır.
E)Şiirlerden birkaçını yayımlamayı hiç
düşünmemiş.
TAMLAMALARLA
İLGİLİ ÖZEL
DURUMLAR
1) Belirtili ad tamlamalarında bazen
tamlayan eki +(n)in yerine “-den” eki
kullanılabilir.
Eğer tamlama çokluk içinden seçme
bildiriyorsa “–den” kullanılabilir. Aksi
takdirde anlatım bozukluğu olur.
Bunlar+dan bir+i
gelenler+den birkaç+ı
Kapı+dan kol+u (uygun değil)
2) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan
söylenmeyebilir.Bu durumda
tamlayanı düşmüş ad tamlaması olur.
(Benim) Ayakkabım kayboldu.
3) Tamlanan eki düşmüş olabilir.
Kestane kebap (ı), Galatasaray-ı, İnegöl
köfte-si
4) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan ile
tamlanan yer değiştirebilir ; ikisi
arasına herhangi bir kelime girebilir.
Yaram derindir benim.
Ahmet’in beyaz elbisesi
5) Bir soruya cevap olan cümlelerde
kolayca anlaşılacağı için tamlayan veya
tamlanan düşebilir:
- Bu bey Ozan’ın nesi?
- Babası. (Ozan’ın babası)
-Bu bey kimin babası?
-Ozan’ın.(Ozan’ın babası)
Aşağıdakilerden hangisinde topluluk adı
bir isim tamlamasında tamlanan
görevinde kullanılmıştır?
A)Ordu komutanı, birçok askerin
sorumluluğunu yüklenir.
B)Bilim düşmanı insanların eğitime ihtiyacı
olduğu tartışılmaz.
C)Öğrenci velisi, okul müdürünün odasına bir
dilekçeyle geldi.
D)Buranın halkı kız çocuklarına da mutlaka
karateyi öğretirdi.
E)Milletin huzuru ve refahı için herkes
birbirine hizmet etmeli.
ÇÖZÜM
Hangisinde topluluk adı bir isim
tamlamasında tamlanan görevinde
kullanılmıştır?
A)Ordu komutanı
 Tamlayan
D)Buranın halkı
 Tamlanan
E)Milletin huzuru ve refahı
 Tamlayan
Cevap: D
Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin
neye veya kime ait olduğunu bildiren
bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır?
A)Gönlümde yatan şey, dışarıda
okumaktır.
B)Ayakları turuncuya, gagası karaya
benzer bir kırmızılıktaydı.
C)Galiba içlerinde en kırmızısı ve serti, bu
karpuzdu.
D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip
akşam ders çalışan.
E)Aklı bir karış havada, ayakları yere
basmıyor.
Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin
neye veya kime ait olduğunu bildiren
bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır?
A)Gönlümde yatan şey, dışarıda
okumaktır.
B)Ayakları turuncuya, gaga(s)ı karaya
benzer bir kırmızılıktaydı.
C)Galiba içlerinde en kırmızı(s)ı ve serti,
bu karpuzdu.
D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip
akşam ders çalışan.
E)Aklı bir karış havada, ayakları yere
basmıyor.
Ayın çevresinde bir ışık halkası
Denizden dumanlar tütmeye başladı
Islak ince bir yaz
Ağacına kadar işledi sandalın
Yukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
A)Somut isim
B)Belirtili isim tamlaması
C)Birleşik isim
D)Tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş
isim tamlaması
E)Ayrılma durum eki
2011-YGS
1) Kişi (Şahıs) Adılları1) Kişi (Şahıs) Adılları
Kişi isimlerinin yerine geçen adıllardır.
1.Tekil Kişi : ben
2.Tekil Kişi : sen
3.Tekil Kişi : o
1.Çoğul Kişi : biz
2.Çoğul Kişi : siz
3.Çoğul Kişi : onlar
HAMİŞ:
Kendi” bütün kişi zamirlerinin yerine
kullanılabilir:
2010 –YGS
Mimarinin, inancın ve çok kültürlülüğün şehri Mardin,
şimdilerde güncel sanatın doğudaki merkezi olmaya
hazırlanıyor.
Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
a)Ünlü düşmesi
b)Zaman zarfı
c)Sıfatlaştıran –ki
d)Türemiş sözcükler
e)Dönüşlülük zamiri
2) Gösterme (İşaret) Adılları2) Gösterme (İşaret) Adılları
 Adların yerini işaret yoluyla tutan
adıllardır:
 Bu, şu, o,
 bunlar, şunlar, onlar,
 öteki, beriki,
 bura, şura, ora,
 böyle, şöyle,
 böylesi, şöylesi, öylesi,
 öbürü, diğeri…
Bu çok güzel bir elbise.
Şunu yerine koy.
Öteki daha güzeldi.
Bura en sevdiğim yerdir.
Böylesini ömrümde görmedim.
“O” sözcüğü kişi (insan) yerine kullanılırsa
kişi adılı, insandan başka varlıklar için
kullanılırsa işaret adılıdır:
O, bu makineyi kullanabilir.
(Kişi adılı)
O, yeni alınmış bir makineydi.
(İşaret adılı)
O adam, bu makineyi kullanabilir.
(İşaret sıfatı)
İşaret zamirleri ikileme kurduğunda
işaret anlamını tümüyle yitirir, belgisiz
zamir olur:
Ona buna aldanma sakın! (Belgisiz zamir)
Ötekinin berikinin ne yaptığı bizi
ilgilendirmez. (Belgisiz zamir)
Asıl işaret zamirlerinden sonra bir başka
isim geliyorsa, anlam karışıklığını
önlemek için işaret zamirinden sonra
virgül konmalıdır:
Bu, arkadaşıma aldığım hediyedir.
Sıfatlar isim çekim eki almazlar. Zamirler
ise isimlerin aldığı bütün ekleri alırlar.
Ben-i, ban-a,ben-de, ben-den
3) Belgisiz Adıllar3) Belgisiz Adıllar
 İsimlerin yerini belli belirsiz tutan
adıllardır.
 Bazı, biri, çoğu, hepsi, kimi, birkaçı,
herkes, öteberi, şey, falan, başkası,
her biri, birçoğu, kimse, ötekini
berikini, filan, şey…
 NOT: Kişiler için kullanılmış olsa da
bunlar kişi adılı sayılmaz.
Bu metindeki belgisiz adılları
gösteriniz.
Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve
herkes, birisinin bu işi yapacağından
emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi
buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin
işiydi. Herkes, birinin bu işi
yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda
herhangi birinin yapabileceği bir işi ,
hiç kimse yapmadığı için herkes, birini
suçladı.
Metindeki belgisiz adıllar:
Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve
herkes, birisinin bu işi yapacağından
emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi
buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin
işiydi. Herkes, birinin bu işi
yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda
herhangi birinin yapabileceği bir işi ,
hiç kimse yapmadığı için herkes, birini
suçladı.
Bazıları eyleme katılmadı.
Bunu herkes bilir.
Birkaçı sınavı kazanamadı.
Öteberi almak için çarşıya çıktım.
O çocuk deli falan değil.
Her şey üst üste geldi.
Belgisiz zamirler isim tamlamalarının
tamlayan ve tamlananı olabilirler.
Kimileri + nin düşünce+si
Çocuklar + ın birkaç + ı
4)Soru Adılları4)Soru Adılları
 İsimlerin yerini soru yoluyla tutan
zamirlerdir.
 Beni kim çağırdı?
 Ali çağırdı.
 Camı hangisi kırdı?
 Şuradaki kırdı.
 Siz nerede oturuyorsunuz?
 Erzurum’da.
 Çocuklara neler aldın?
 Oyuncaklar aldım.
 İsim ya da zamirlere cevap olarak
verdiğimiz soru kelimeleri zamirdir.
2.EK DURUMUNDAKİ ADILLAR2.EK DURUMUNDAKİ ADILLAR
a) İlgi adılı
 Tamlanan durumundaki ismin yerini
tutan ve tamlayana bitişik yazılan “–
ki” ekine denir.
 Benim evim >>> benimki,
 arabanın motoru >>> arabanınki
 NOT: Sıfat yapan –ki ismin –de hâline
gelir:
 Köşe+de+ki ev
 b)İyelik adılı
 Varlık adlarının sonuna gelerek
varlıkların kime ait olduklarını
gösteren eklerdir:

 Evim, evin, evi, evimiz, eviniz, evleri.
İyelik eki ,“-i” hâl ekiyle
karıştırılmamalıdır. İyelik eki alan
sözcük “kimin ?” sorusuna cevap verir.
Oyuncağı kırdı
Kimin kırdı? Cevap yok.(hâl eki)
Oyuncağı bozulmuş.
Kimin oyuncağı? Onun oyuncağı.(İyelik
Eki)
Hem iyelik hem hâl eki bir arada
kullanılmışsa ilki iyelik ikincisi hâl ekidir.
Oyuncağ+ı+(n)ı kırdı.
Birincisi iyelik ikincisi hâl eki.
Oyuncağı bozulmuş. İyelik eki
Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler
A) Basit Zamirler: Kök durumunda bulunan
ya da iyelik ekiyle biçimlenen zamirlerdir:
“Ben, sen, biri, hangisi, hepimiz, şey, falan…”
Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler
B) Birleşik zamirler: Birden çok sözcüğün
birleşip kalıplaşmasıyla oluşan zamirlerdir:
“Birkaçı, herkes, hiçbiri, öbürü( o biri), bura (bu
ara), ora (o ara), şura (şu ara), öyle (o ile),
böyle (bu ile), şöyle (şu ile)…”
Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler
Öbekleşmiş zamirler: İkileme ya da başka bir
söz öbeği biçiminde oluşmuş zamirlerdir.
“Öteki beriki, onun bunun, falan filan, herhangi
biri, ne kadarı…”
Bir sözcüğün sıfat sayılabilmesi
için
- Bir isimden önce gelmesi,
- Nitelik ya da nicelik bildirmesi
gerekir.
e) Topluluk sayı sıfatlarıe) Topluluk sayı sıfatları
NİTELEME
SIFATLARI
Nasıl gül?Nasıl gül?
Kırmızı gülKırmızı gül
Nasıl öğrenci?Nasıl öğrenci?
UyuyanUyuyan öğrenciöğrenci
UyanıkUyanık öğrenciöğrenci
Nasıl adam?Nasıl adam?
UzunUzun adamadam
Sıfatlar isimler gibi çekim eki almaz.
Alırsa isim görevi yapar. (Adlaşmış sıfat
olur.)
İhtiyar kadın yalvarıyordu. (Sıfat)
İhtiyarı hastaneye kaldırdılar. (Adlaşmış
sıfat)
*İsim görevinde olan bu sıfatlara adlaşmış
sıfat denir.
Güzeller, çalışkanlar,
yaşlı, mavili
BELİRTM
E
SIFATLA
RI
1) Gösterme (İşaret) Sıfatları
 Varlıkların yerlerini “işaret yoluyla”
belirten sıfatlardır:
 Bu elbiseyi alalım.
 Şu ev satılıkmış.
 O çocuk mu dövdü seni?
 Beriki kadın bizim komşumuz.
 Öteki araba daha güzeldi.
 Böyle soru sorulur mu hiç?
1) Gösterme (İşaret) Sıfatları
 ÖNEMLİ NOT:
 İşaret sıfatları, çekim eki alırsa “işaret
zamiri” olur.
 Şu kitabı ver. (İşaret sıfatı)
 Şunu versene. (İşaret zamiri)
 Böyle insan görmedim. ((İşaret sıfatı)
 Böylesini görmedim. (İşaret zamiri)
2) Sayı Sıfatları
 Varlıkların
“sayılarını,
sıralarını,
oranlarını,
eşit bölünüşlerini” kısaca nicelik
durumlarını belirten sıfatlardır.
 Beş gruba ayrılır:
A) Asıl Sayı Sıfatları
Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten
sıfatlardır:
Yirmi öğrenci, elli yumurta
B)Sıra Sayı Sıfatları
Varlıkların “sırasını” belirten sıfatlardır: “-nci”
ekleri getirilerek yapılır:
İkinci katta oturuyor.
“İlk ve son” kelimeleri de sıra sayı sıfatı
olarak kullanılabilir:
“Yarışta son yarışmacı olmuş.”
C) Üleştirme Sayı Sıfatları
Varlıkların “eşit bölünüşünü” gösteren
sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “–er, -şer” eki
getirilerek yapılır:
Çocuklara beşer ceviz verdim.
İkişer yıl hapis yattılar.
 D)Kesir Sayı Sıfatları
 Varlıkların “eşit parçalarından bir
bölümünü” gösterir. Verilen iki sayıdan
ilkine “–de” eki getirilerek yapılır:
 Dörtte bir ekmek yedim.
 “Yarı, yarım, çeyrek, buçuk” sözcükleri
de kesir sayı sıfatıdır.
 Yarım ekmek, çeyrek döner.
 E)Topluluk Sayı Sıfatı
 Varlıkların sayılarını toplu olarak gösteren
sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “-(i)z” eki
getirilerek yapılır:
 Otobüste beşiz bebek vardı.
 İkiz kardeşine çok benziyor.
3) Soru Sıfatları
 Varlıkların yerlerini, sayılarını,
durumlarını, soru yoluyla belirten
sıfatlardır:
 Kaç senedir bu evde oturuyorsun?
 Hangi kitap daha faydalı olur?
 Nasıl bir kazak istiyorsun?
 Evi ne renk boyadın?
UYARI:
*Cevabı sıfat tamlaması olan cümlelerde
soru anlamı sıfatla sağlanmış demektir.
Hangi çocuk seni dövdü?
Öteki çocuk beni dövdü
 4) Belgisiz Sıfat:
İsimlerin nicelik (sayısal)
yönüyle belirsizliklerini ifade
eden sıfatlardır:
bazı evler,
her konu,
bütün insanlar,
birtakım kişiler...
Yapıları bakımından sıfatlarYapıları bakımından sıfatlar
 A) Basit Sıfatlar
 Yapım eki almamış kök
hâlindeki sıfatlardır.
 Yeni kalem,
 beyaz çorap,
 eski eser.
 B) Türemiş Sıfatlar
 Yapım eki almış sıfatlardır.
 Çiçekli örtü,
 tuzsuz yemek,
 soğuk içecek
 C) Birleşik Sıfatlar
 1)Kurallı Birleşik Sıfatlar
a) Sıfat tamlamasının sonuna “–li, -lik, -sız”
ekleri getirilerek yapılır:
 Mavi elbise+li çocuk
 iki ay+lık bebek
 beş kuruşsuz adam.
 C) Birleşik Sıfatlar
b)*Bir sıfat tamlamasında isimle sıfatın
yerleri değiştirilip sıfata üçüncü kişi
iyelik eki “–i” getirilerek yapılır:
 büyük bahçe ------ bahçesi büyük ev
 tatlı elma ------ elması tatlı ağaç
 yeni araba ------ arabası yeni adam.
 C) Birleşik Sıfatlar
c)Ad tamlamasına “-lı/-li” eki getirilerek:
 Tahta taban-lı oda
 Taş yürek-li adam
 İpek saç-lı kız
 C) Birleşik Sıfatlar
d) Sıfat fiillerin tümü fiilden türemiş sıfat
sayılır:
 Dağlardan inen çığlar: sıfat tamlaması
 sıfat fiil
 Dağlardan inen
 Birleşik sıfat
 C) Birleşik Sıfatlar
e) Bazı sıfat tamlamalarının ek almadan da
birleşik sıfat gibi kullanılmaları
mümkündür:
İki baş soğan
Eski model araba
 C) Birleşik Sıfatlar
f) Bazı ad tamlamaları, ek almadan birleşik
sıfat (sıfat grubu) gibi kullanılabilir:
Saman sarısı saçlar
Fabrikanın bekçisi Adem
Ayşe’nin arkadaşı Ali
2) Anlamca Kaynaşmış Bileşik Sıfatlar
İki sözcüğün birleşip
kaynaşmasından oluşan
sıfatlardır.
açıkgöz öğrenci,
uyurgezer adam,
mirasyedi genç,
birkaç öğrenci,
birçok insan,
gelişigüzel davranış.
SIFATLARDA KÜÇÜLTME
Azalma, küçülme, acıma ifadesi yüklemek için
sıfata eklenen “–cik, -cek, -ımsı, -ımtırak”
ekleriyle oluşturulurlar.
Nesnenin niteliğinin azaldığını
(küçüldüğünü) ifade eder.
küçücük çocuk,
ufacık eller,
kısacık etek,
çocuksu tavır,
mavimsi gök,
beyazımtırak diş…
PEKİŞTİRME SIFATLARIPEKİŞTİRME SIFATLARI
Sıfatın anlamını güçlendirir. Sıfatın ilk sesli
harfine kadar olan kısım alınarak “-m, -p, -r,
-s” seslerinden uygun olanı eklenir. Bu elde
edilen unsur sıfatın başına eklenir.
yeşil ye-m-yeşil yemyeşil
mavi ma-s-mavi masmavi
kirli ki-p-kirli kipkirli
temiz te-r-temiz tertemiz
Sıfatlar aşağıdaki şekillerde pekiştirilir.
İkilemeler Yoluyla:
Uzun uzun kavaklar,
güzel güzel çocuklar,
elma elma yanaklar,
saçma sapan sözler...
İkilemelerin Arasına “mi” soru edatı
getirilerek:
İnce mi ince gömlek,
sıcak mı sıcak hava,
yeni mi yeni ev...
Niteleme Sıfatlarının ilk ünlüsünden sonra
“m,p,r, s” ünsüzlerinden uygun olanı
getirilerek sıfatın başına eklenir.
Bembeyaz gelinlik,
yepyeni kitap,
tertemiz ev,
mosmor yüz.
Pekiştirmelerde bazen ünlü türemesi de
olabilir:
Sapasağlam elma,
gencecik kız,
çepeçevre çit,
yapayalnız insan...
Sıfatlarda derecelendirmeSıfatlarda derecelendirme
Eşitlik:
“Kadar, gibi” sözcükleriyle yapılır:
Erzurum kadar soğuk şehir.
Senin gibi güzel bir insan.
Üstünlük:
“Daha” zarfıyla yapılır.
Kitaptakinden daha zor sorular.
Yalnızlıktan daha güzel bir şey.
En Üstünlük Derecesi
“En” zarfıyla yapılır.
En çalışkan çocuk.
En büyük bahçe.
Aşırılık Derecesi
“Pek, çok, fazla, pek çok, pek fazla,
gayet..” zarflarıyla yapılır:
Pek fakir aile.
Çok başarılı öğrenci.
Fazla zor soru.
Gayet güzel cevap.
Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması:
Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime
düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış
sıfat” denir:
İhtiyar adamlar inatçı oluyor.
Sıfat + İsim
İhtiyarlar inatçı oluyor.
Adlaşmış Sıfat
Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması:
Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime
düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış
sıfat” denir:
İhtiyar adamlar inatçı oluyor.
Sıfat + İsim
İhtiyarlar inatçı oluyor.
Adlaşmış Sıfat
Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları
İnsanların rütbe, derece, görev ve
toplumsal durumlarına göre, özel adların
yanında kullanılan saygı ve tanıtma
sözleridir:
Anlam yönünden niteleme sıfatları içinde yer
alırlar.
Lakaplar ve takma adlar da unvan sıfatı
görevi yapar.
Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları
Gazi Mustafa Kemal
Kral Lear, Sultan Beyazıt
Doktor Zehra Doğan
Albay Ahmet Kırca,
Öğretmen Turgut Çevik
Bayan Hale, Bay Cemal
Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları
Topal Osman
Yedi Sekiz Hasan Paşa
Ali Bey, Şermin Hanım
SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI
Bir sıfatla bir isimden oluşan tamlamalara
sıfat tamlaması denir. Sıfatlar her zaman
bir isimden önce gelir ve ismi niteler
veya belirtir.
tamlayan tamlanan
 İki kardeş
yeni bina
Bir sıfat birden fazla ismi niteleyebilir:
Yeni elbiseler, ayakkabılar aldı.
*Birden çok sıfat bir ismi niteleyebilir.
Çalışkan, terbiyeli, sevimli öğrenciler.
SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI
Bir sıfat tamlamasında birden fazla sıfat
varsa genellikle önce belirtme, sonra
niteleme sıfatı gelir:
Bir eski konak
Önce niteleme sıfatının kullanılması da
mümkündür:
eski bir konak
SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI
Belirtisiz ad tamlamasının önüne sıfat
getirilerek karma özellikli tamlama
oluşturulabilir:
Yeşilli masa örtüsü
Bu genç trafik polisi
BELİRTEÇ: Eylemleri, eylemsileri, sıfat ya
da belirteçleri zaman, yer-yön, durum,
soru, ya da gösterme anlamlarından biriyle
belirten, güçlendiren ya da sınırlandıran
sözcüklerdir.
Zarflar, tek başına kullanıldığında
cümlede öge olarak sadece zarf
tümleci görevi üstlenir.
Belirtecin bulunduğu yerler:
1) Belirteç + Eylem
Konuyu saptırma, ne demek
istediğini açık söyle.
2) Belirteç + Eylemsi
Açık konuşanları severim.
Belirtecin bulunduğu yerler:
3) Belirteç + Belirteç
Konuyu saptırma, ne demek
istediğini çok açık söyle.
4) Belirteç + Sıfat
en iyi film çok zor soru
sıfat
Belirteç çeşitleri:
1) Durum belirteçleri
2) Zaman belirteçleri
3) Yer-yön belirteçleri
4) Ölçü (Azlık-çokluk /miktar) belirteçleri
5) Soru belirteçleri
1) Durum Belirteçleri:
Eylemin, eylemsinin durumunu yani
nasıl yapıldığını bildiren zarflardır.
Eyleme veya eylemsiye sorulan
“Nasıl?” sorusuna cevap verir.
Mehmet hızlı koşardı. (Nasıl koşardı?)
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eve koşarak gittim.
Derslerine severek çalışıyordu.
Durum Belirteçleri:
 İkileme şeklinde olabilir:
 Konuyu hızlı hızlı anlattı.
 Eylemsi şeklinde olabilir:
 Durmaksızın konuşuyor.
 Pekiştirilmiş sözcük olabilir:
 Çamaşırlar tertemiz olmuş.
 Edat öbeği şeklinde olabilir:
 Çocuk gibi davranıyorsun.
Uyarı:
Niteleme sözcükleri, adı nitelerse
“niteleme sıfatı”, eylem veya
eylemsiyi nitelerse “durum
belirteci” olur:
İyi öğretmen, gençlerde öğrenme
sevgisi ve hevesini uyandırandır.
Sen bu işi ondan daha iyi yaparsın.
Uyarı: Eylem ve eylemsiye sorulan
“nasıl?” sorusuna cevap veren
zarflardan başka genellikle herhangi
bir soruya cevap vermeyen durum
zarfları da vardır:
a)Kesinlik zarfları: asla, mutlaka,
kesinlikle, elbette, hiç…
Onunla asla görüşmem.
Bu işi kesinlikle yapmalısın.
Onu bugün hiç görmedim.
b)Olasılık zarfları: galiba, zannımca,
belki, sanırım, herhâlde…
Belki yarın sana uğrarım.
Sanırım parasını kaybetmiş.
Bugün görüşemeyeceğiz galiba.
Herhâlde bu sorunu çözerler.
c) Varsayım zarfları: tut ki, diyelim ki,
farz edelim, varsayalım…
Diyelim ki gelmedi.
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm.
İkramiye sana çıktı varsayalım.
d) Yineleme (tekrar) zarfları: Bir daha,
tekrar, yine, gene, yeniden…
Konuyu tekrar anlatalım.
Bu akşam gene uğramadı.
Yine bekleriz.
Soruyu yeniden gözden geçirelim.
2) Zaman Belirteci:
Eylemin, eylemsinin ne zaman yapıldığını
bildiren zarflardır.
“Ne zaman?” sorusuna cevap verir.
Tatilden dün dönmüşler.
Akşam maçı izleyeceğim.
Yarın pikniğe gideceğiz.
Bu kış çok kar yağdı.
2) Zaman Belirteci:
UYARI:
Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum
ekini alırsa adlaşırlar.
Bu akşam, akşamı seyredeyim bakışlarında.
(belirteç) (ad)
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim.
 (ad) (belirteç)
2010 / YGS
3) Yer- Yön Belirteci
Eylemin, eylemsinin yöneldiği yeri bildiren
belirteçlerdir.
Eyleme / eylemsiye sorulan “nereye?”
sorusuna cevap verir ve ek almaz.
Yukarı çıktı.
Geri geldi.
Aşağı indi.
İleri gitti.
Yağmuru gören içeri kaçıştılar.
3) Yer- Yön Belirteci
UYARI:
Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.
*Işık, perdenin kenarından içeri sızıyordu
 (belirteç)
*Işık,perdenin kenarından içeriye
 (ad)
sızıyordu.(A)
UYARI: Bazı yer-yön zarflarını işaret
sıfatları ile karıştırmamak gerekir.
Aradığını yukarı katta bulamayınca aşağı
inmiş.
Aşağı mahallede gürültü
olunca,apartman sakinleri dışarı çıkmış.
2010 /LYS
4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:
Eylemin, eylemsinin, sıfatın, belirtecin
miktarını bildiren belirteçlerdir. Bu belirteçler
“ne kadar?” sorusuna cevap verir.
Bu öğrenci çok çalışıyor.
Zarf + Eylem
Bu öğrenci çok güzel çalışıyor.
Zarf+Zarf
Bu öğrencinin çok çalıştığını söylediler.
Zarf + Eylemsi
Çok çalışkan bir öğrenciymiş
Zarf + Sıfat
4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:
a) Eşitlik Belirteçleri: “kadar” ve “denli”
ilgeçleriyle oluşan öbeklerdir.
 Fil kadar ağır bir hayvandır.
 Bu denli zor soru çözmemiş.
Not: “Gibi” ilgeciyle oluşan öbekler de
asıl anlamları benzerlikle ilgili olduğu
hâlde, ölçü anlamı kazanabilir:
Taş gibi sert bir yatakta yatıyordu.
(Benzerlikle birlikte sertliğin ölçüsünü de
bildirmektedir.)
4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:
b) Üstünlük Belirteci: “daha” sözcüğüdür.
Bundan daha güzel bir ev bulamazsınız.

Not: “daha” sözcüğü “henüz” anlamında
kullanıldığında zaman zarfı olur:
Daha eve dönmemişti. (Zaman zarfı)
Aşağıdaki belirteçlerin çeşitlerini söyleyiniz.

 Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha
evlenmemiş.
 Bizimle daha sakin konuşuyordu.
 Eve daha gelmemiş.
4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:
c) En Üstünlük Belirteci: “En” sözcüğüdür.
Sınıfın en yaramaz öğrencisiydi.
En iyi konuşan arkadaşımız Selim’dir.
4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:
d) Aşırılık Belirteci: “çok, gayet, pek,
çokça, fazla, pek çok epeyce, az, azıcık,
biraz ” gibi sözcüklerdir. Miktarın
normalin üstünde veya altında olduğunu
belirtir.
Çok kötü düştü.
Pek güzel konuşuyor.
Gayet az görünüyor.
Azıcık susun.
Epeyce yürümüşler.
5) Soru Belirteçleri:
Eylemleri ve eylemsileri soru yoluyla belirten
zarflardır. Bunlara cevap olarak verilen
sözcükler de zarf olur.
Başlıca soru zarfları:
“ne zaman, niçin, nasıl, ne kadar, nereye,
neden...”
Örnek: Bize ne zaman geleceksin?
(Yarın geleceğim.)
Niçin konuştu? Nasıl geldin?
Ne kadar aldın? Neden gelmedin?
UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde
soru sıfatı ve soru zamiri olarak
kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir.

O karanlık sularda ne gördün?(Zamir)
Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?
 (Zarf)
Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat)
*Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden?
 Ne bilsin,alemde ne mevsimidir.
Zarf zamir
*Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf)
*Şu dünyada ben ne insanlar gördüm.
(Sıfat)
UYARI: “”Nasıl” sözcüğü bir ismi belirtirse
soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru
zarfı olur:

Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl
anlayabilirim?
Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl
bilmiyorsun?
1.Zarflarda Pekiştirme
 Zarflarda pekiştirme iki yolla yapılır:
 1.İkilemelerle;
 Tatlı tatlı güldü.
 2.m, p, r, s sesleriyle;
 Çarçabuk evden ayrıldı.
1) Basit belirteç
Ek almamış yalın hâldeki belirteçlerdir.
 Yarın gelecek.
 Olanları şimdi anlat.
 Başarılı olmak için çok çalış.
YAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLERYAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLER
2)Türemiş Belirteç
 Yapım eki almış olan belirteçlerdir.
 Şair oldukça güzel konuştu.(ol+dukça)
 Ansızın, onunla karşılaştım.(An+sızın)
 Akşamleyin, birden karşıma çıktı.
(akşam+leyin)
 Birleşik Belirteç
En az iki sözcükten oluşan
belirteçlerdir.
a) Kaynaşmış birleşmiş
belirteçler:
 Birdenbire bayıldı.
 Bugün, onunla görüşmeye gitti.
 Akşamüstü yola çıktı.
 Niçin gelmedin?
 Yemek nasıl olmuş?
 Birleşik Belirteç
b)Öbekleşmiş Belirteçler
Her gün gel.
İlk önce sen atla.
İki güne kadar bitiririz.
Şöyle böyle otuz ev var.
Kar lapa lapa yağıyor.
Güle oynaya bu dersi
bitirdik.
EDATLAR  
      ( LGEÇLER)İ
İLGEÇLER,
Cümlede tek başına bir anlam
taşımayan, başka sözcüklerle anlam ilgisi
kurarak kullanılan sözcüklerdir.
İlgeçler, çekim eki alırsa adlaşırlar.
Kendinden önceki sözcüğe çoğu
zaman hâl (durum) ekleriyle bağlanır.
Tek başına cümle ögesi olmazlar.
İlgeçler, kendisinden önceki ifadeye
bağlanarak ilgeç öbeği oluştururlar.
İlgeç öbeği cümlede ya sıfat ya da
zarf görevindedir.
Buz gibi ayran ikram ettiler.
 (sıfat görevinde)
Arkadaşına buz gibi davranıyordu.
 (zarf görevinde)
En çok kullanılan edatlar şunlardır:
gibi, kadar, sanki, ile, dolayı, ötürü, için,
beri, üzere, dek, değin, doğru, karşı, göre,
ait, başka, rağmen, önce, sonra, gayri,
evvel, ...”
Not: “ile” sözcüğü yerine cümlede
“ve” gelebiliyorsa “ile” bağlaçtır,
gelemiyorsa “ile” edattır.
NOT:
Cümlede edatları ayırt etmek için şunlara
dikkat edilmelidir:
Edatların anlamı yoktur.
Edatlar, daima kendisinden önceki sözcüğe
bağlanırlar.
Bazı edatlar kendisinden önceki sözcüğe
durum ekleriyle bağlanır:
Benden başka kimseye güvenmiyor.
 edat
Salonda başka davetliler de vardı.
 sıfat
NOT:
“Ancak, yalnız, bir, tek, bir tek, sade,
salt” sözcükleri sadece anlamına gelirse
edattır.
Bu kitabı yalnız burada bulabilirsin. (edat)
Bize gel; yalnız kardeşini getirme. (bağlaç)
Bu saatte ancak taksi bulursun. (edat)
Dün erken gittim ancak yine içeriye
giremedim. ( bağlaç)
Gibi:
Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat
öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi.
(sıfat)
Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat)
Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf)
Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında.
(zarf)
Gibi:
Sen de onun gibi düşünüyorsun
(karşılaştırma)
Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı. (hemen,
o anda)
Ben ona insan gibi davrandım. ( yakışır
biçimde)
Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında)
Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin)
Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma)
O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma)
İçin:
“-dik için” şeklinde neden- sonuç;
“-mek için” şeklinde amaç – sonuç
ilişkisi kurar.

Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s)

Hasta olduğum için dersi dinleyemedim.
(n.s)

Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s)
İşe girmek için ehliyet almış (a.s)
İçin:
Görelik anlamında görüş bildirir:

Sen benim için dünyanın en güzel kızısın.
(bana göre)
Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı.
 (ona göre)
Karşılığında, karşılık olarak:

*Bu elbise için çok para harcadım.
*Ev için size yüz bin lira veririm

Uğruna, yoluna:

* Vatan için nice şehitler verdik.
* Bu eylemi tüm insanlık için yapıyoruz.

Hakkında:

* Veliler bizim okul için ne söylüyorlar?
* Eleştirmenler, filminiz için olumlu
konuşuyor.
Aitlik, özgülük:

Bu pastayı sizin için ayırdım.
Bahçeye oğlum için salıncak kurdum.

Oranla:

O şapka senin için çok büyük.

Süre bildirir:

Kitabı bir hafta için aldım.
Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim.
İle (-la, -le ):
 Birliktelik, araç ,durum ve sebep
ilgisi kurar.
Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç)
Uçakla İzmir’e gitmişti (araç)
Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu.
(birliktelik)
Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik)
İle (-la, -le ):

Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum )
Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı.
(durum)
Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum.
(sebep)
Kaza korkusuyla araba kullanamıyor .
( sebep)
Kadar: Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar.

Adana, cennet kadar güzel bir yerdir.
(benzerlik)
Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı.
(benzerlik)
Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik)
Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı
kazanırdın.(karşılaştırma)
Babası kadar iyi şarkı söylüyor.
(karşılaştırma))
Yaklaşıklık, zaman açısından
sınırlandırma, mesafe:
Bin kadar asker cepheye gidiyordu.
(yaklaşık)
Pazardan iki kilo kadar pirinç almış.
(yaklaşık)
Bu ev akşama kadar temizlenecek.
(zamanda sınırlama)
Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim.
(zamanda sınırlama)
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
(zamanda sınırlama)
Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe
sınırı)
Mesafe sınırı:

Yapılacak dünya kadar işim var.
Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar.

Gibi anlamında kullanılabilir:

Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar
oldum.
Karşı:

Yön ve zaman ilgisi kurar. “–e karşı”
biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın
halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat
olmaktan çıkar isimleşir.

Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön)
Duvara karşı on adım yürü. (yön)
Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı.
(zaman)

Karşılık olarak , yönelik anlamı katar:
Resme karşı ilgin ne zaman başladı?
(-e yönelik)
UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir
ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.
İsmi belirtirse sıfat olur.

Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat)
Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat)
Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna
bak.(isim)
Göre:

Görüş, düşünce, uygun olma anlamları
katar:

Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor.
(görüş)
Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun)

Karşılaştırma ilgisi kurar:

Burası eski evimize göre daha büyük.
Üzere:

Koşul ve amaç ilgisi kurar.

Akşama geri vermek üzere bu kitabı
alabilirsin. (koşul)
Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç)

Yaklaşık olma, gibi şekilde… anlamları
katar:
Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere.
( yaklaşık)
Doğru: Yön ve zaman ilgisi kurar.

Eve doğru yürüyorum. (yön)
Akşama doğru misafir gelecek. (zaman)

İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf
öbeği oluşturur:

Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf)
Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur.
(sıfat)
Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)
Sanki: Benzetme, sitem ilgisi kurar.

Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk.(benzetme)

Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem)
Sanki selam verdin de almadık. (sitem)
BAĞLAÇLAR
Bağlaç:
Tek başına bir anlamı yoktur.
Çekim eki almaz.
Öge görevi üstlenmez.
Başlıca bağlaçlar:
“ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile,
lakin, yalnız, belki, oysaki nitekim, halbuki,
ya..........ya, hem..........hem, ne.........ne”
Bağlaç:
Üç görevi vardır:
a) Aynı türden sözcükleri, söz öbeklerini,
ögeleri ve cümleleri birbirine bağlar.
b) Tekrar edilen ek, sözcük ve sözcük grubu
sayısını bire indirir.
c) Cümleye belirli anlamlar katar.
“Bu sene Bursa ve Mudanya’da kalacağım.”
Başlıca bağlaçlar:
“ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile,
lakin, yalnız, belki, oysaki, nitekim, halbuki,
fakat, bile, üstelik, mademki, çünkü, dahi,
ya...ya…, hem... hem…, ne... ne…, ister…
ister… , gerek… gerek…”
 “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI

Evin ve bahçenin kapısı açıktı.
(Tamlayanları bağlamış.)
Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın
yapıyor.(Dolaylı tümleçleri bağlamış.)
Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi
anlatacağım. (Cümleleri bağlamış)
 “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI

Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık.
(Nesneleri bağlamış)
Evle okul arasında mekik dokuyor.
(Tamlayanları bağlamış)
Annesiyle babası yarın bize gelecek.
(Özneleri bağlamış)
Uyarı: Biri bağlaç diğeri edat olan iki
çeşit “ile” vardır.
Bir cümlede “ile”nin yerine “ve”yi
getirebiliyorsak bağlaç;
getiremiyorsak edattır.

---“Bazen yandık bazen menekşelerle
söyleştik.(Edat)
---“Kazaklarla ceketi parayla aldım.
(Bağlaç- edat)
Küçümseme anlamı katar.
---Sen sınavı kazanacaksın da ben
göreceğim.
---Sanki bu işten anlıyorsun da
konuşuyorsun.
---Büyüyecek de adam olacak da bize
bakacak.
Sitem anlamı katar.

---Okula kadar geldin de bir selam
vermedin.
---İzmir’e kadar geldin de yanıma
uğramadın.
Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı
katar.

---Kardeşin de mi bizimle gelecek?
(Şaşma)
---Ufaklık, kalemi vermem de vermem,
diyor.(İnat)
---Ailesiyle kavga etti de evi terk etti.
(Sebep)
---Dışarı çık da göreyim. (Korkutma)

*Ama, fakat anlamında kullanılır.

Uyarı:
Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan
iki çeşit “de” vardır.
“De”yi cümleden çıkardığımızda
cümlenin yapısı bozulursa ektir, bitişik
yazılır; bozulmazsa bağlaçtır, ayrı yazılır.

 ---Bakkalda sebze de satılıyormuş.
 ---Ayşe de okulda kalmış.
 “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI

*Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine
bağlar.

Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi
kazanamadı.
Her sabah spor yapıyor fakat
zayıflayamıyordu.
Koşul, pekiştirme anlamı katar.
Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin.
Seninle sinemaya gelirim fakat işim olmazsa.
Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın.
Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var.
Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı.
“ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI

“Ama, fakat” anlamında kullanılıyorsa
bağlaç;
“Bir tek,sadece” anlamında
kullanılıyorsa edat;
* Önündeki ismi niteliyorsa sıfat;
* Fiili niteliyorsa zarftır.
Geziye yalnız bizim sınıf katıldı. (edat)
Bu adam evde yalnız yaşıyor. (zarf)
Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar.
(sıfat)
Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de
değişmez.(bağ)
Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin. (edat)
Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim. (zarf)
Bütün gün evde yalnızdım. (adaşmış sıfat)
Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken
kalkmalısın.(bağlaç)
“Kİ” BAĞLACI
Özneyi pekiştirir.

---Ben ki yedi iklimin padişahıyım.
---Sen ki Fransa eyaletinin valisisin.

Neden-sonuç vardır.

---Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor.
---Sana değer veriyorum ki seninle
konuşuyorum.
*Kuşku,yakınma,şaşma,amaç-sonuç,
tahmin

Beni tanımıyorsun ki…(Yakınma)
Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm.
(Şaşma,)
Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku)
Sana iş buldum ki kimseye muhtaç
olmayasın. (A-S)
Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah
uyanamamış. (tahmin)
“HEM…HEM…” BAĞLACI

 Karşılaştırılan iki unsurun hepsi
anlamını vermektedir. Eş görevli
sözcükleri bağlar.

Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış.
(Nesne)
Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor.
(Sıfat)
Hem çalışıyor hem üniversitede okuyor.
(Cümle)
NE…NE… BAĞLACI

Cümleyi anlamca olumsuz yapar.
Karşılaştırılan iki unsurun hiçbiri
anlamını verir.
*Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol.
(Özne)
*Adam kızını ne arıyor ne soruyor. (yüklem)
*Ne kızı verir ne dünürü küstürür. (cümle)
*Bu konu ne seni ne beni ilgilendirir. (nesneyi)
NOT:
İki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa
“ikisinin arası, ortası” anlamı verir.

Kız ne zayıf ne şişman biriydi.
Konuşan adam ne uzun ne kısaydı.
 YA….YA….BAĞLACI:

Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade
etmek için kullanılır.

Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan
gideceksin. (cümleleri)
Aynayı ya Ayşe ya Özlem kırmıştır. (özne)
Ya salonun ya mutfağın penceresi kırıldı.
(tamlayan)
Takıma ya beni ya onu alacaksın (nesneyi)
DİĞER BAĞLAÇLAR

O gün okula gelemedim çünkü çok
hastaydım. (sebep)
Bu maçı kazanacağız hatta şampiyon
olacağız. (pekiştirme)
Mademki söz verdin, sözünü tutacaksın.
Bu mağazada elbiseler çok güzel üstelik çok
ucuz.
Meğer bütün evi o dağıtmış.
Eğer kardeşine uğrarsan selamımı söyle.
Çok geç kaldılar yoksa kaza yaptılar.
Ders çalışmıyor üstelik yaramazlık yapıyor.
Önce bunlardan yani çok iyi bildiğiniz
sorulardan başlayın.
Bizde yahut sizde çalışabiliriz.
İster yazarsın ister yazmazsın.
ÜNLEMLER
Ünlem:
Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle
içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma,
özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun
duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir.
Örnek: - Ah ah! (özlem)
- Öf be! (kızma)
- Oh be! (rahatlama)
- Vah vah! (acıma)
Hey!, Ey!, Bre! ...
Ünlem:
Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle
içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma,
özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun
duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir.
Çekim eki almaz, alırsa isim olur:
“Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.”
isim
Cümle ögesi olmaz, cümle dışı unsur olur.
Ünlem:
Ünlemler, asıl ünlemler ve başka türden
ünlemleşen sözcükler olmak üzere ikiye
ayrılır.
ASIL ÜNLEMLER
Vay be, araba almış!
Öf, her gün aynı sözleri söylüyorsun!
Yahu, sen ne diyorsun!
Vah vah, yazık olmuş kadına!
Tüh, keşke ben de gitseydim!
Ah, neydi o günler!
Ooo, elbise de elbiseymiş!
Ha gayret, başaracaksın!
ÜNLEM OLMADIKLARI HÂLDE ÜNLEM
GÖREVİ YAPAN SÖZCÜKLER
 “Kardeş, hemşerim, beyler, evet, hayır,
asla, yok, olmaz, pek iyi...”
 Hemşerim! Bu adamı tanıyor musun?
Aşağıdaki boşlukları uygun olanı ile
doldurunuz.
……! sıktın artık yeter!
……! nasılsın bakalım!
……! Neydi o günler!
……! Kimse yok mu?
……! Delikanlıya!
……! , bıktım artık.
…… Bak buna dayanamam.
…… iki gözüm neredesin?
(Vay!, Yoo!, Yeter be!, Bravo, A!, Ah!, Hey!,
E!)
Eylemler, mastarlarıyla isimlendirilir.
Mastarlar fiil kök ve gövdelerine “–mek,-
mak” ekleri getirilerek yapılır.
Gelmek, yüzmek, oturmak, atmak…
Sonuna –mek,-mak ekleri getirilebilen
bütün sözcükler eylemdir.
Yaz-mak, gör-mek, getir-mek, kır-mak...
I. EYLEMLER
A. Eylem çekimi
B. Eylemde yapı
C. Ek eylem
D. Eylemsiler
A. EYLEM ÇEKİMİ: İş, oluş, durum anlamı
veren; kişi ve kip bulunduran sözcüklere eylem
denir.
Eylemde üç öge bulunur:
EYLE
M
1. HAREKET ÖGESİ: Eylemin iş, oluş, durum
bildirmesidir.
Not: Eylemde anlam bazı durumlarda farklılık
gösterdiğinden, bu konuda kesin görüş birliği
sağlanamamıştır. Bu nedenle ÖSYM bu konuda
bir kez soru sormuştur.
 a) İş, Kılış, Hareket Eylemleri
Hareket hâlindeki eylemleri ifade
ederler.
Nesne alırlar.
Özneleri aktiftir.
 “Neyi, kimi?” sorularına cevap verirler.
Kırmak, kazmak, vermek, atmak,
tutmak, taşımak, vurmak, getirmek...
b) Oluş Eylemleri
 Öznenin geçirdiği değişimleri anlatan
eylemlerdir.
 Nesne almazlar.
 Bu eylemler “değişerek yeni bir görünüm
kazanma” anlamı verir.
 Öznenin iradesi dışında gerçekleşirler.
 Kızarmak, sararmak, büyümek,
gelişmek, doymak, bayatlamak,
uzamak, kararmak, solmak, morarmak,
çürümek...
c) Durum eylemleri
 Öznenin içinde bulunduğu durumu
anlatan eylemlerdir.
 Nesne almazlar.
 Oturmak, kalkmak, uyumak, gülmek,
ağlamak, üzülmek, susmak, durmak…
2) KİP ÖGESİ: Eylemlere zaman veya dilek
anlamı katan ögedir.
◦ EYLEMDE KİP
 Eylem tabanına belirli ekler
getirilerek eylemin zaman ve anlam
bakımından yeni bir kalıba
girmesidir.
 Eylem kipleri ikiye ayrılır:
A) HABER (BİLDİRME) KİPLERİ
1. Görülen geçmiş zaman
2. Duyulan geçmiş zaman
3. Şimdiki zaman
4. Gelecek Zaman
5. Geniş Zaman
B) DİLEK (TASARLAMA) KİPLERİ
1. İstek Kipi
2. Gereklilik Kipi
3. Şart Kipi
4. Emir Kipi
a)Haber Kipleri:
Zaman bildiren kiplerdir.
 1)Görülen (di’li) Geçmiş Zaman:
Eylemlere “dı,di,du,dü,tı,ti,tu,tü” ekleri
getirilerek yapılır.
Anlatan kişi, eyleme bizzat tanık olmuştur,
eylemi görmüştür.
İşin anlatımdan önce yapıldığını ifade eder.
Evleri yandı.
Hep birlikte geziye gittik.
Sınavı kazanabileceğini söyledi.
Kalbim Ege’de kaldı.
Beraber yürüdük bu sahillerde.
2)Öğrenilen(duyulan) (miş’li) Geçmiş
Zaman:
“–miş ,-mış, -muş,-müş” ekleriyle yapılır.
Bu eylemler daha çok başkasından
duyulma, aktarılma anlamı taşırlar.
Bazen de farkında olmadan yapılma bildirir.
 Eylemin anlatımdan önce yapıldığını ifade
eder.
Seni sormuşlar. (başkasından duyma)
Mutfakta elimi kesmişim. (sonradan farkında
olma)
3)Şimdiki Zaman:
Eyleme “–yor” eki getirilerek yapılır.
Eylem ile anlatış aynı zamanda gerçekleşir.
Ders çalışıyorum.
Ne diyor?
Çocuklar yine kavga ediyor.
Not:
“-makta,-mekte” eki de eyleme şimdiki zaman
anlamı katar.
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Lütfen sessiz olun şu an dinlenmekteyim.
4)Geniş Zaman:
Eyleme “–r, -ar, -er” ekleri getirilerek yapılır.
 Eylemin sürekli yapıldığı anlamını verir.
Senden sana sığınırım.
Her sabah yürürüm.
Bu yolun sonu nereye çıkar?
Not:
Geniş zamanın olumsuzu “–mez, -maz”dır.
Ancak 1.tekil ve 1.çoğul çekimlerde “–me,-
ma” şeklini alır.
*Gelmeyiz ___ geliriz
*gelmem____gelirim
5)Gelecek Zaman:
Eyleme “-ecek ,-acak” eki getirilerek yapılır.
 Eylemin anlatımdan sonra yapılacağını ifade
eder.
*Sana olan aşkımı haykıracağım.
*Gelecek de bir gün gelecek.
*Mektuba yazacak sözüm kalmadı.
*Okuyacak da adam olacak.
UYARI:
“-mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ekleri aynı
zamanda sıfat fiil (ortaç) yapan eklerdir.
Kip ekleriyle karıştırılmamalıdır.
Ortaç ekleri yapım eki, kip ekleri çekim
ekidir.
UYARI:
Bir gün çalar saat bozulur.
Utanmaz adam buraya gelmez.
Geçmiş günleri artık unutmuş.
İyi olacak hasta, doktora gidecek.
Tanıdık yüzleri gördükçe sevindik.
2004 /ÖSS
Dünyanın en tanınmış orkestralarından biri olan bu
grup, 18. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarını yorumluyor;
unutulmuş veya az tanınan bestecilerin
yapıtlarını buluyor ve seslendiriyor.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır?
a) İşaret sıfatı vardır.
b) Sıfat-fiiller kullanılmıştır.
c) Zarf tümleci yoktur.
d) Türemiş sözcükler vardır.
e) Yüklemler birleşik zamanlıdır.
b)Dilek Kipleri:
Eylemlere genel olarak isteme
anlamı veren kiplerdir.
Bu kipler, eyleme zaman
anlamı katmaz.
1)Dilek-şart kipi:
Eylem kök ya da gövdesine “–se ,-sa” eki
getirilerek yapılır.
Bu kip, cümleye bazen
şart(koşul)anlamı, bazen de dilek anlamı
katar.
Ah şu sınavı bir kazansam!
Sana olan duygularımı açıkça bir
söyleyebilsem!
Çalışırsan kazanırsın.
Yaramazlık yaparsan bir daha seni
getirmem.
2)İstek kipi:
Fiil kök ya da gövdelerine “-e,-a, -”
getirilerek yapılır.
Eyleme istek anlamı katar.
Allah sana zihin açıklığı vere.
Sana duyduklarımı anlatayım.
Yarın okula gidelim.
Bunu böyle bilesin.
3)Gereklilik Kipi:
 Fiil kök ya da gövdelerine “–meli, -malı”
getirilerek oluşturulur.
Eylemin yapılması gerektiğini ifade eder.
Bazen cümleye ihtimal anlamı da katabilir.
Bu deneme sınavında birinci olmalıyım.
Bu sorunun bir çözüm yolu olmalı.
Şimdiye eve varmış olmalı. (olasılık, ihtimal)
4)Emir Kipi:
 Eylemin gösterdiği hareketin emir biçiminde
yapılması gerektiğini ifade eder.
Kip eki yoktur. Şahıs ekleri emir anlamını
verebilir. (I.Tekil ve I.Çoğul kişi çekimi
yoktur.)
Eylemler kök hâlindeyken emir
kipindedir.
Söyle yanıma gelsin.(3.tekil kişi eki)
İçeri geliniz. (2.çoğul kişi eki)
Çeneni kapa. (2.tekil kişi eki)
Beni beklesinler (3.çoğul kişi eki)
Basit çekimli (zamanlı) eylem:
Sadece bir kip eki bulundurur.
bitir-ir-im
gel-meli
okuy-acağ-ım
Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde
Kip (anlam) Kayması:
Kullanılması gereken kipin yerine başka kip
kullanılmasıdır:
Haftaya konuları bitiririm. (bitireceğim)
(Geniş zaman, gelecek zaman yerine kullanılmış.)
Öğrenci dediğin planlı ders çalışacak. (çalışmalı)
(Gelecek zaman, gereklilik kipi yerine kullanılmış.)
Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde
Kip (anlam) Kayması:
Ayşe Ankara’ya gider, kardeşini bulur.
(gitmiş) (bulmuş)
(Geniş zaman, geçmiş zaman yerine kullanılmış)
Aşağıdaki cümlelerde anlam kaymasını
bulunuz.
Derslerime her hafta düzenli olarak
çalışıyorum.
Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun
bir şekilde çalışıyoruz.
Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar.
Mektubu yarın alır.
Bütün bu soruları çözeceksin.
Eser Selçuklulardan kalma olacak.
Sabahları, erken kalkmayı seviyorum.
BİRLEŞİK ZAMANLI (ÇEKİMLİ) EYLEMLER
 Bir tek kip eki alan eylemler basit
zamanlıdır: Yapacağım, görürsün…
 Basit zamanlı eylemlere ikinci bir kip eki
getirilerek birleşik zamanlı eylem yapılır:
Oku-yor-muş,
anlat-acak-sa-n,
gel-ecek-ti-k
a) Hikâye Birleşik Çekim
Basit zamanlı fiillerden sonra “–di, di, -tı,-
ti,- -du, -dü, -tu, -tü” eki getirilerek yapılır.
Oku-yor-du (Şimdiki zamanın hikâyesi)
Yap-acak-tı (Gelecek zamanın hikâyesi)
Anlat-ır-dı (Geniş zamanın hikâyesi)
Gör-meli-y-di (Gereklilik kipinin hikâyesi)
Anla-sa-y-dı-k (Koşul kipinin hikâyesi)
Çöz-müş-tü-nüz (Öğrenilen geçmiş zamanın
hikâyesi)
b) Rivayet Birleşik Çekim
Basit çekimli eylemlere “-miş, -mış, -muş,
-müş” eki getirilerek elde edilir:
Oku-yor-muş-um (Şimdiki zam. rivayeti)
Yap-acak-mış-sın (Gelecek zam. rivayeti)
Anlat-ır-mış (Geniş zamanın rivayeti)
Gönder-miş-miş-ız (Öğ.geçmiş zaman.riv.)
c) Şart (Koşul) Birleşik Çekim
Basit zamanlı eylemlere “–se / -sa” eki
getirilerek yapılır.
Oku-yor-sa-n (Şimdiki zamanın şartı)
Yap-acak-sa, (Gelecek zamanın şartı)
Anlat-ır-sa-nız (Geniş zamanın şartı)
Gönder-miş-se-ler (Öğrenilen geçmiş
zamanın şartı)
UYARI:
Birleşik çekim yapan “-di, -miş,- se”
ekleri aynı zamanda ek eylem görevini
üstlenir.
Eyleme gelen –di > idi
 -miş > imiş
 - se > ise
Şeklinde ayrılıp okunabiliyorsa birleşik çekimli
eylemdir:
Gelirsen > gelir isen, okurdu > okur idi

◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ
 Eylemin kim tarafından
gerçekleştirildiğini bildiren ögedir.
 Yani şahıs ekleridir.
 Eyleme kim sorusu yöneltildiğinde
cevap, eylemin kişisidir.
◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ
 Fiillerde üç temel şahıs vardır.
 1. Kişi: Söz söyleyen
 2. Kişi: Kendisine söz söylenen
 3. Kişi: Kendisinden söz edilen
 Kişiler tekil olabileceği gibi çoğul da
olabilir.
◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ
Tekil kişi Çoğul Kişi
İzle-di-m İzle-di-k (1.Kişi)
İzle-di-n İzle-di-niz (2.Kişi)
İzle-di İzle-di-ler (3.Kişi)
◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ
Tekil kişi Çoğul Kişi
İzle-r-im İzle-r-iz (1.Kişi)
İzle-r-sin İzle-r-siniz (2.Kişi)
İzle-r İzle-r-ler (3.Kişi)
YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLERYAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLER
Yapılarına göre eylemler üç grupta incelenir.
A) Basit Eylemler:
Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir.
Fiil köklerine gelen çekim ekleri (zaman, şahıs) fiilin
anlamını değiştirmediğinden böyle fiillere basit
eylem denir.
YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLERYAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLER
A) Basit Eylemler:
Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir.
İstediğim her şeyi yaptım çünkü yapamayacağımı
düşündüğüm şeyi istedim.
Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük
olduğunu bilir.
B) Türemiş (Gövde) Eylemler:

Yapım eki almış eylemlerdir. Yani gövde
hâlindedir.
Türkçede eylem türetmenin iki yolu vardır:
B) Türemiş (Gövde) Eylemler:

1) İsim kök ya da gövdelerinden eylem
türetme:
güzel-leş- sarı-ar-
ışıl-da- göz-le-
 az-al- ben-imse-
ince-l- düz-el-
 su- sa- sivri-l-
yaş-a- kan-a-
2) Eylemden eylem türetme:

sev-in- çık-ar -
kız-ış- bak-ış-

taşı-t- koş-tur-
at-ıl- kan-dır-
C) BİRLEŞİK FİİLLER:
En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan
eylemlerdir.
Birleşik eylemler:
1.Yardımcı Fiillerle Yapılmış Birleşik Eylem
2.Kurallı Birleşik Eylem
3.Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylem
olmak üzere üç grupta incelenir.
1)Yardımcı Eylemlerle Yapılan Birleşik Eylemler:
İsim soylu bir sözcüğün üzerine “–et,-ol,-kıl,
-eyle” gibi yardımcı eylemler getirilerek
yapılır.

Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek.
Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder.
Usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı.
Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında.
UYARI 1:
Bu türle yapılan birleşik eylemin isim
kısmında bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz
türemesi varsa birleşik eylem bitişik yazılır.

Akşamı seyredeyim senin bakışlarında.
Bir gün bana döneceğini hissediyorum.
Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim.
Sabreden derviş muradına ermiş.
UYARI 2 :
“Et-, ol-” yardımcı eylemleri tek başına bir
anlam taşıyorsa ve önündeki isimle
kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış
demektir yani asıl eylemdir:
Ben ettim sen etme.
Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur.
Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder.
Boş zamanlarımda kütüphanede olurum.
2)ÖZEL ( KURALLI ) BİRLEŞİK EYLEMLER:

İki eylemin birleşmesi yoluyla oluşur.
Tamamı bitişik yazılır.
Dört grupta incelenir:
A) Yeterlilik eylemi ( fiil + ebil-) :
Cümleye gücü yetme ve olasılık anlamı
katar. Eylemin üzerine “-ebilmek” getirilerek
oluşturulur.

Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir. (o)
Bu genç yaşımda ölebilirim. (o)
En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim
Bir gece ansızın gelebilirim. (o)
Sınıfı geçebilirim. (gücü yetme)
UYARI:
Yeterlilik fiilinin olumsuzunda “bil-” fiili düşer.
Fiilin üzerine “–ama , -eme” getirilerek
yapılır.

Yapabilirim - yapamam. (yeterlilik birleşik
fiilinin olumsuzu)
yaparım - yapmam ( geniş zamanın
olumsuzu)
 Atamam kendimi mavi denize dünya güzel.
(“atabilirim” yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu)
B) Tezlik Birleşik Eylemi: (Fiil+iver-):

Cümleye tezlik, çabukluk anlamı katar.

* Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön.
* Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim.
* Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya.
* Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi.
* Annesini görünce yanına koşuverdi.
NOT:
Olumsuzluk eki “–ma, -me” asıl eylemden
sonra gelirse önemsizlik, yardımcı eylem
olan ver- den sonra gelirse olumsuz tezlik
bildirir.

Sen de o filmi görmeyiver. (önemsizlik)
Her şeye maydanoz oluverme. (olumsuz
tezlik)
C. Süreklilik Birleşik Eylemi
(eylem + edur- / - ekal- / -egel-):

Cümleye devam etme, süreklilik anlamı
katar.
 Bu hikaye yıllardır süregelir.
Televizyonun karşısında uyuyakalmışım.
Gidedursun turnalar, gurbet ellere.
Listede ismimi göremeyince listeye
bakakaldım.
D. Yaklaşma Fiili (fiil+ -eyaz-) :

Eylemin gerçekleşmesine çok az bir zaman
kaldığını ifade eder. ”Az kalsın olacaktı /
ramak kaldı” anlamı verir.

 Kaldırımda yürürken düşeyazdım.
Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım.
Kurallı birleşik fiiller her zaman bitişik
yazılır.
 NOT:
 Bunların dışında “isteklenme fiili” de
kurallı bileşik fiil sayılabilir.
 İsteklenme Fiili: Fiil kök ya da
gövdelerine “–esi, -ası” gelmek, “-acağı,
-eceği” , gelmek, tutmak, söz grupları
getirilerek yapılır.
 göresim geldi, güleceği tuttu.
3)Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylemler:
Bir isimle bir eylemin anlam yönünden birleşip
kaynaşmasıyla oluşur.
A) Bu sözcüklerden biri ya da ikisi
gerçek anlamını yitirir.
Vazgeçmek, öngörmek, varsaymak,
Elvermek, başvurmak
b)Deyim Hâlinde Birleşik Eylemler:
İsimle eylem birleşerek gerçek anlamlarının
dışında deyimleşme yoluyla da birleşik eylem
oluşturabilir:
Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun?
Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın.
Annemin yemekleri hoşuna gitti mi?
Odasında kitaplarına göz atıyordu.
*Adama laf anlatmaktan dilimde tüy
bitti.
Konuşulanlara ben de kulak kabarttım.
EK FİİL (EK EYLEM)EK FİİL (EK EYLEM)
Ekfiil “i” fiilidir tek başına bir anlamı yoktur.
Ekfiilin iki görevi vardır:
1)İsim ve isim soylu kelimelere gelerek bu
kelimelerin cümlede yüklem olmasını sağlar.
(O iyi bir öğrenciydi.)
2)Çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik zamanlı
fiiller yapar.
(Koşuyordum)
Basit zamanlı fiillere getirilen “dir” ekeylemi
cümleye “olasılık, kesinlik” anlamı getirir.
Bu konu kapanmıştır, artık bunu
tartışmayalım. (kesinlik)
Babam geç kalacağımızı öğrenince çok
kızmıştı.(olasılık)
Ders bitmiştir, gidebilirsiniz (kesinlik)
Şu saatlerde evine varmştır.(olasılık)
“-imek” ek fiilinin dört basit çekimi vardır.
Basit çekimli durumlarda sadece isim soylu
sözcüklerde bulunur.
Ek Fiilin Geniş Zamanı
öğrenci+yim öğrenci+yiz
öğrenci +sin öğrenci+siniz
öğrenci +dir öğrenci+dirler
Ek Fiilin Di’li Geçmiş Zamanı
öğrenci +ydim öğrenci
+dik
öğrenci +ydin öğrenci
+diniz
öğrenci +ydi öğrenci +diler
Kişi ekleri
1Tekil Kişi –m, -im Bildi-m
2Tekil Kişi –n, -in Bildi-n
3Tekil Kişi Ø Bildi
1Çoğul Kişi –k,-iz Bildi-k
2Çoğul Kişi -siniz Bildi-niz
3. Çoğul Kişi –ler Bildi-ler
*Şahıs ekleri kip eklerinden sonra
gelir.
Ek Fiilin Miş’li Geçmiş Zamanı
öğrenci +ymişim öğrenci +iz
öğrenci +ymişsin öğrenci +siniz
öğrenci +miş öğrenci +mişler
Ek Fiilin Dilek Şart Kipi
öğrenci +ysem öğrenci
+ysek
öğrenci +ysen öğrenci
+yseniz
*Soru eki mi ek fiilden önce kullanılır.
Komşunuz göçmenmiydi.
*Ek fiilin olumsuzu değil ekiyle yapılır.
Bu kitap güzel. Bu kitap güzel değil.
Önemli Uyarı:
Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer
eklerle ekfiilin geniş zamanı
karıştırılmamalıdır:
*Geliyorum (şahıs eki)
*Hastayım (ekfiilin geniş zamanı)
*Babam (iyelik eki)
*Babayım (ekfiilin geniş zamanı)
*Ölüm (Fiilden isim yapım eki)
*Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki]
*Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş
zamanı)
*Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki)
Basit Zamanlı Fiillerin Bileşik Zamanlı Fiiller
Durumuna Gelmesini Sağlar:
geliyor+idi geliyordu
yapacak+imiş yapacakmış
tanır+ise tanırsa
Ek fiilin geniş zamanının 3. Tekil kişi olan
“–dır, -dir, -dur, -dür,/ -tır, -tir, -tur,
-tür,” çoğu zaman kullanılmaz.
Çok başarılı. Çok başarılıdır
FİİLLERDE ÇATI
 Fiillerin özne ve nesneleriyle olan anlam
ilişkilerine çatı denir.
 Fiiller çatıları bakımından iki bölümde
incelenir:
1.Öznelerine Göre Fiiller
2.Nesnelerine Göre Fiiller
Öznelerine Göre Fiil ÇatılarıÖznelerine Göre Fiil Çatıları
Etken Fiiller
Öznesi belirli olan fiillerdir. Eylemi yapan
bellidir. Bu fiiller gerçek öznedir.
Ben çiçekleri suladım.
Eve kadar koştuk.
Çocuğu çok azarladı.
Edilgen Fiiller
Fiilin bildirdiği eylem özne dışında başka bir
varlık tarafından yapılıyorsa ve özne işi yapan
değil de yapılan işten etkilenen
konumundaysa bu fiiller edilgendir.
Bu fiillerin öznesi sözde öznedir.
Edilgen fiiller fiil köküne “-il, -in” ekleri
getirilerek yapılır.
Dolaplar temizlendi.
Bulaşıklar yıkandı.
Bebek giydirildi.
Düşünceler tek tek açıklandı.
Dönüşlü Fiiller
Öznenin yaptığı işten yine kendisinin
etkilendiği fiillerdir.
Bu fiiller aynı zamanda etkendir.
Dönüşlü fiiller fiil köklerine “-il, -in” ekleri
getirilerek yapılır.
Kız düğüne gitmek için süslendi.
Kadın bütün gün dövündü.
Buna çok sevindim.
O her zaman övünür.
Yeni koşular bugün taşındı.
Edilgenlik ve dönüşlülük eki aynıdır.
*Fiil özne ve gerçekse dönüşlü çatılı,
sözde özne ise edilgen çatılıdır.
Dönüşlülük kendi zamiriyle de yapılır.
Kendini boşuna üzme.
İşteş fiiller
Eylemin birden çok özne tarafından
karşılıklı ya da birlikte yapıldığını anlatan
fiillerdir. ”-ş” eki getirilirek yapılır.
İşteş çatılı fiiller üç şekilde yapılır.
a)Karşılıklı yapma:
Çocuklar dövüştü.
Bu konuyla ilgili olarak uzun uzun tartıştık.
İki ordu savaştı.
b)Birliktelik
Taş atınca kuşlar uçuştu.
Hepimiz kaçıştık.
Anneleri gidince çocuklar ağlaştılar.
Onun .bu hâline gülüştük.
Kucaklaşmak, buluşmak, tanışmak.
c)Nitelikte eşitlik
İsim ve sıfatlara “–leş” eki getirilerek
yapılan işteş fiiller nitelikte eşitlik bildirir.
Hasta günden güne iyileşti.
Kız her geçen gün güzelleşiyor.
Nesnelerine Göre FiillerNesnelerine Göre Fiiller
Geçişli Fiiller
Nesnesi bulunan ya da nesne alabilen fiillere
denir.
Fiil “ne, neyi, kimi” sorularına cevap veriyorsa
geçişlidir.
Çocuklarını yatılı okula verdi.
Kitaplarını kapladı.
* Fiiller geçişli oldukları hâlde nesne
almayabilirler.
İyice temizledim.
Sabahtan beri seyrediyorum.
Geçişsiz Fiiller
Nesne almayan fiillere denir.
Bütün kuşlar uçtu.
Tatil günlerinde evde oturuyorum.
Otobüsten indim, etrafa dikkatlice baktım.
Oldurgan Fiiller
Geçişsiz fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek
yapılır.Böyle fiillere oldurgan fiiller denir.
Rüzgârda yapraklar uçuşuyor.
Uçurtma uçuruyorum.
Yemekleri ben pişirdim.
Çocuğu ağlattılar.
Atı koşturdu.
Ettirgen Fiiller
Geçişli fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek
geçişlilik derecesi artırılır.
Özne işi yapan değil de yaptıran olur. Böyle
fiillere ettirgen fiiller denir.
Mektup yazdırdım.
Halıları yıkattım.
Bütün eşyaları taşıttılar.
Odamı yeşile boyattım.
Atı koşturdum.
FİİLERDE OLUMSUZLUKFİİLERDE OLUMSUZLUK
Fiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin
yapılmadığını gösteren fiiller OLUMSUZDUR
Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’
ekleri ile olumsuzluk ifadesi sağlanır.
Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir.
Gel—-------me------------ di-------------- ler
 F.K olumsuzluk zaman eki şahıs eki
 eki
DİKKAT:
‘-me’ olumsuzluk bildiren ek ,şimdiki
zaman kipinde; ’-mı,-mi,-mu,-mü’
biçimine dönüşür.
Yaz --- mı --- yor --- sun.
F.K olumsuzluk zaman kipi şahıs eki
Geniş zaman kipinde olumsuzluk çekimi
farklıdır.
 OLUMLU OLUMSUZ
Koş—ar—ım Koş—ma---m
Koş---ar---sın Koş---maz---sın
Koş---ar------- Koş---maz
Koş---ar---ız Koş-ma-y-ız(-y
kaynaştırma sesi)
Koş---ar---sınız Koş---maz---sınız
Koş---ar---lar Koş---maz---lar
Bu çekimde görüldüğü gibi 1.tekil şahıs ve
1.çoğul şahıslarda zaman eki olan “–ar”
düşer;
Diğer şahıslarda bu ek “–z” olarak kullanılır,
F L MS LERİİ İ İ
(EYLEMS LER)İ
Fiillerden türemiş oldukları halde bir fiil
gibi çekimlenemeyen, cümlede isim,
sıfat, zarf görevlerinde kullanılan ve yan
cümleciklerin yüklemi olan kelimelere
“fiilimsi” denir.
Fiilimsilerin Özellikleri
*1-Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Dolayısı
ile fiilimsiler türemiş sözcüklerdir.
*2-Fiillerin bütün özelliklerini
taşımazlar. Kip, zaman ve şahıs eki
*3-İsim çekim eklerini alırlar.
*4-Fiilimsilerin olduğu cümleler birleşik
cümledir. Bir cümle içerisinde ne kadar
fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır.
*5-Fiilimsiler ek-fiil olarak yüklem
olabilirler.
“Amacım bu sınavı kazanmak.”
Fiilimsiler görevleri ve
anlamları bakımından üçe
ayrılırlar:
1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER):1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER):
Fiil kök ya da gövdelerine “-mek, -mak,
-me, -ma, -ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin
getirilmesiyle yapılır.
Bir gülüşün ömre bedel.
Gün biter gülüşün kalır bende.
Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık.
Adamın yalvarışlarını bir görecektin.
Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu?
Unutuş, unuturlar seni de.
Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi.
Sana bakmak Allah’a inanmaktır.
Yaşamak, ölmekten zor.
Buralardan gitmek istiyorum.
Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam.
İçimde maziden kalma duygular var.
Okula yeniden başlamayı düşünüyor musun.
NOT 1 :
İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler,isim-
fiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı bir
nesne ya da kavram adı olabilir.
Artık bunlara isim- fiil eki olarak bakmamak
gerekir.

*Kaymak, çakmak,
dondurma, kavurma,
dolma, gözleme,
bağış, geviş…
NOT 2:
Fiilden fiil yapım eki olan –iş ile isim- fiil eki
olan “–iş” i birbiri ile karıştırmamak gerekir.
Anlamsal olarak fiilden fiil yapım eki (işteşlik
eki) bir işi karşılıklı ya da birlikte yapma
anlamı verirken isim fiil eki böyle bir anlam
vermez.

Gülüşün çok güzel. (isim fiil eki)
Onu öyle görünce gülüştüler. (işteşlik eki)
NOT 3:
Fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan “–ma,
-me” ile isim fiil eki olan “–ma,-me” birbiri ile
karıştırılmamalıdır.
Fiilden fiil yapan “–ma, -me” fiile olumsuzluk
anlamı katarken isim fiil eki olan “–ma, -me”
fiile olumsuzluk anlamı katmaz.

Artık sevmeyeceğim. (olumsuzluk eki)
İnsanın mesleğini sevmesi gerekir.(isim-fiil
eki)
2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)
Fiil soylu sözcüklerin sonuna “–an, -en,
-ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik,
-duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük ,-ecek,
-acak, -miş, -mış, -muş, müş” ekleri
getirilmek suretiyle yapılır.
Sıfat- fiil ekleri genellikle sıfat tamlaması
kurar.
Her seven sevilenin boy aynasıdır.
İşleyen demir pas tutmaz.
O öpülesi eller beni büyüttü.
Yıkılası Bağdat nice askerler yedi.
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok
geç.
Onunla unutulmaz anlar yaşadık.
Bilinmez diyarlara gitme.
Senin bu yaptığın olur iş değil.
Akar sular gibi çağlarım.
Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar
basardı.
Tanıdık bir yüz çıkmadı karşımıza.
Görülecek günler var daha aldırma gönül.
Gelecek hafta sınavım var.
Bense penceremde gelmeyecek saatleri
beklerim.
Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim.
Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
NOT:
Zaman ekleriyle sıfat fiil eklerini
karıştırmamak gerekir.
Zaman ekleri, şahıs ekinden önce fiile gelerek
fiili yüklem yapar.
Sıfat fiil ekleri ise genellikle fiilleri sıfat yapar
ve üzerine isim çekim eklerini alabilir oysa
zaman ekleri isim çekim eklerini alamazlar.
Hiç oturacak zamanım yok.
s i
(-acak sıfat tamlaması kurmuş bu yüzden sıfat
fiil eki)
Oğlum, okuyacak ve büyük adam olacak.
(zaman eki; çünkü fiili yüklem yapmış )
Okumuş insanlar daha kültürlü (s.f.e)
s i
Annem de okumayı çok istemiş. (zaman eki)
3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):
 Fiil kök ve gövdelerinin üzerine “–ınca, -
dıkça, - dığında, -ken , -r… -mez, -alı,
-erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp”
ekleri getirilerek oluşturulur.
Zarf- fiil ekleri temel cümlenin zarf tümleci
olurlar.
Ben gidince hüzünler bırakırım.
Senin bu halini görünce lise yıllarımı
hatırladım.
Gözlerin gözlerime değince felaketim
olurdu, ağlardım.
Ağladıkça dağlarımız yeşerecek
göreceksin.
Ağlarım, hatıra geldikçe gülüştüklerimiz.
Öldüğünde henüz çok gençti.
Seninle konuştuğunda rahatlıyor.
Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler
kalkar yüreğimden gizlice.
Sen ağlarken ben nasıl gülerim.
Onu görür görmez tanıdım.
Yarim, sen gideli yedi yıl oldu.
Ah vah etmenin zamanı geçeli çok oldu.
Gülerek yanıma geldi.
Böyle yaparak beni çok üzüyorsun.
Hiçbir şey söylemeden çekip gitti.
Ağlamadan ayrılık olmaz.
Sizin durmaksızın çalışmanız lazım.
Bir süre konuşmaksızın öylece bekledik.
Gide gide bir söğüde dayandık.
Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var
kaderde.
NOT 1: Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa
o kadar da yan cümle var demektir.

NOT 2: Bir cümlede fiilimsi varsa o cümle
girişik birleşik bir cümledir.

NOT 3: Bir cümledeki fiilimsi sayısıyla
temel cümlenin yükleminin toplamı o
cümledeki yargı sayısını verir.

Weitere ähnliche Inhalte

Ähnlich wie SÖZCÜK TÜRLERİ

Sözcükte Anlam konu anlatım sunu
Sözcükte Anlam konu anlatım sunuSözcükte Anlam konu anlatım sunu
Sözcükte Anlam konu anlatım sunuGökpınar Lisesi
 
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgienesulusoy
 
Kelime çEşItleri
Kelime çEşItleriKelime çEşItleri
Kelime çEşItleriyardimt
 
GerçEk Anlam
GerçEk AnlamGerçEk Anlam
GerçEk Anlamyardimt
 
Yazım Kuralları.pptx
Yazım Kuralları.pptxYazım Kuralları.pptx
Yazım Kuralları.pptxTubaIkolu
 
SöZcüK TüRleri
SöZcüK TüRleriSöZcüK TüRleri
SöZcüK TüRleriBigBoss
 
Noktalama I Aretleri
Noktalama I AretleriNoktalama I Aretleri
Noktalama I Aretleriyardimt
 
7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlamyardimt
 
Kelimede Anlam
Kelimede AnlamKelimede Anlam
Kelimede Anlamyardimt
 
Kelime Tuerleri
Kelime TuerleriKelime Tuerleri
Kelime Tuerleriyardimt
 
Isim Zamir
Isim   ZamirIsim   Zamir
Isim Zamiryardimt
 
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevreenesulusoy
 
CüMle Anlamy
CüMle AnlamyCüMle Anlamy
CüMle Anlamyyardimt
 
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekanenesulusoy
 
SöZcüKte Anlam
SöZcüKte AnlamSöZcüKte Anlam
SöZcüKte Anlamyardimt
 
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülükenesulusoy
 

Ähnlich wie SÖZCÜK TÜRLERİ (20)

Sözcükte Anlam konu anlatım sunu
Sözcükte Anlam konu anlatım sunuSözcükte Anlam konu anlatım sunu
Sözcükte Anlam konu anlatım sunu
 
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi
6. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sevgi
 
Turkce Isimler
Turkce IsimlerTurkce Isimler
Turkce Isimler
 
Kelime çEşItleri
Kelime çEşItleriKelime çEşItleri
Kelime çEşItleri
 
Turkce
TurkceTurkce
Turkce
 
GerçEk Anlam
GerçEk AnlamGerçEk Anlam
GerçEk Anlam
 
Yazım kuralları
Yazım kurallarıYazım kuralları
Yazım kuralları
 
Yazım Kuralları.pptx
Yazım Kuralları.pptxYazım Kuralları.pptx
Yazım Kuralları.pptx
 
SöZcüK TüRleri
SöZcüK TüRleriSöZcüK TüRleri
SöZcüK TüRleri
 
Noktalama I Aretleri
Noktalama I AretleriNoktalama I Aretleri
Noktalama I Aretleri
 
7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam7. Kelimede Anlam
7. Kelimede Anlam
 
Ses Sunu
Ses SunuSes Sunu
Ses Sunu
 
Kelimede Anlam
Kelimede AnlamKelimede Anlam
Kelimede Anlam
 
Kelime Tuerleri
Kelime TuerleriKelime Tuerleri
Kelime Tuerleri
 
Isim Zamir
Isim   ZamirIsim   Zamir
Isim Zamir
 
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre
5. Sınıf Türkçe 3. Ünite Sağlık ve Çevre
 
CüMle Anlamy
CüMle AnlamyCüMle Anlamy
CüMle Anlamy
 
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan
6. Sınıf Türkçe 5. Ünite Zaman ve Mekan
 
SöZcüKte Anlam
SöZcüKte AnlamSöZcüKte Anlam
SöZcüKte Anlam
 
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük
8. Sınıf Türkçe Ünite 2 Atatürkçülük
 

SÖZCÜK TÜRLERİ

  • 2.
  • 3.
  • 4.
  • 5. Aşağıdakilerin hangisinde “yanlış” sözcüğü isim görevinde kullanılmıştır? A)Yanlış düşünceler, bilimin ışığıyla değiştirilebilir ancak. B)Bu konuda bize yanlış bilgi verilmesinin hesabını soracağız. C)Yanlışların zararını çekmektense işimi doğru yaparım. D)Yanlış işler peşinde koşan insanlar,dorulara geç ulaşır. E)Bu işe yanlış bir zamanda başlaması onun ticari hayatını bitirdi.
  • 6. Aşağıdakilerden hangisinde ikileme isim görevinde kullanılmıştır? A)Darı, darı! Hamama girdi kocakarı, dişleri sarı sarı. B)Sessiz sedasız bir ortamda ders çalışma lüksü yoktu. C)Kadın hırsızı yakalatmak için çığlık çığlığa bağırdı. D)Zor iş yoktur, yarım yamalak bırakılan işler vardır. E)Sarı sarı güllerin arasında beyaz papatyalar ekiliydi. SORU
  • 7.
  • 8.
  • 9.
  • 12. A) Varlıklara verilişlerine göre:A) Varlıklara verilişlerine göre: 1. CİNS ADLARI (Tür adı): Aynı türden varlıkları karşılayan adlardır. Örnek: Kitap, defter, ağaç, kalem, sınıf, vb. 2.ÖZEL ADLAR: Tek bir varlığı, belirli bir topluluğu, kuruluşu, yeri, dini karşılayan adlardır.
  • 13.  Tür adlarının başlıcaları şunlardır:  1.Eylem adları(isim-fiiller): geliş, okuma, içmek…  2.Renk adları: mavi, yeşil, kırmızı… NOT: Renk adları bir ismi nitelerse sıfat olur: Sarı papatya.  3.Zaman adları: Sabah, akşam, gündüz, bugün…  NOT: “Ne zaman” sorusuna cevap verirse zarf olur.  Daha sabah olmamıştı. (Ad)  Sabah bir gürültüyle uyandım. (zarf)
  • 14.  Tür adlarının başlıcaları şunlardır:  4.Sayı adları: Bir, üç yüz, bin altı yüz doksan…  NOT: Varlıkların sayılarını bildirirse sıfat olur.  Üç elma, Beş çocuk…  5.Yansımalar: fokurtu, fısıltı, takırtı, çıtırtı…
  • 15. Özel Adlar:Özel Adlar: Yer adları, adresler: Bursa, Yıldırım, Ataç Sokağı Kişi adları : Yunus Yılmaz, Abdullah Özer Millet adları: Türk , İngiliz , İtalyan Ülke adları: Türkiye, Almanya, İngiltere... Kitap, dergi, gazete adları: Çalıkuşu, Türk Dili, Cumhuriyet...
  • 16. Özel Adlar:Özel Adlar: Kurum Adları: Kızılay, Çan Devlet Hastanesi... Dil Adları: Türkçe, İngilizce, Almanca... Din ve mezhep adları: İslamiyet, Hristiyanlık... Hayvanlara verilen adlar: Pamuk, Tekir, Karabaş... Uyarı: Özel adların ilk harfleri her zaman büyük yazılır.
  • 17. ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ A) Her zaman büyük harfle başlar. B) Aldıkları çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır. Amasya’ya, Ayşe’nin NOT:Özel bir addan, yapım eki alarak türemiş özel adlara gelen çekim ekleri kesme işareti ile ayrılmaz: Türkçeye, Türkçenin…
  • 18. ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ C)Özel adlara getirilen yapım ekleri ayrılmaz: Erzurumlu, Ahmetgil, Türklük, Ayşecik… D) p, ç, t, k, ünsüzlerinden biriyle biten bir özel ad ünlü ile başlayan bir ek alırsa; p, ç, t, k, söylenişte b, c, d, g’ ye dönüşür ama yazılışta bir değişiklik olmaz. “Karabük’e” diye yazılır, “Karabüğe” diye okunur.
  • 19. ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ E) Ay, Dünya ve Güneş isimleri coğrafî terim olarak kullanıldığında büyük harfle başlar ve aldığı çekim ekleri ayrı yazılır.
  • 20. Aşağıdakilerden hangisinde zaman anlamlı bir sözcük isim görevinde kullanılmıştır? A)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli yıllar oldu. B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir yaşamın olur. C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek şehir dışından. D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak emeğinin karşılığını aldı. E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm ihtiyaçlarını almıştı.
  • 21. ÇÖZÜM A)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli yıllar oldu. B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir yaşamın olur. (Ne zaman?) C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek şehir dışından. (Ne zaman?) D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak emeğinin karşılığını aldı. (Ne kadar?) E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm ihtiyaçlarını almıştı. (Ne zaman?)
  • 23. VARLIKLARIN SAYISINA GÖREVARLIKLARIN SAYISINA GÖRE 1. Tekil Adlar: Sayıca tek bir varlığı karşılayan adlardır. Örnek: Çiçek, kitap, masa, kalem... 2. Çoğul Adlar: Sayıca birden çok varlığı karşılayan adlardır. Adlara “-lar, -ler” eki getirilerek yapılır. Örnek: Ağaçlar, masalar, kalemler… 3. Topluluk Adları: Şekil bakımından tekil, anlamca çokluk ifade eden kelimeleri karşılayan isimlerdir. Örnek: Halk, millet, ordu, sürü, orman...
  • 24. 1) Soy ve millet adı yapar: Türkler, Osmanlılar, Selçuklular, Amerikalılar… 2)Özel adlara “aile” anlamı katar: Akşam Sevgilere gideceğim. 3)Özel adlara “benzerleri” anlamı katar: Burası Fuzuliler , Ali Şir Nevaîler diyarıdır. “-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları:
  • 25. 4) “Abartma” anlamı katar: Çocuğunu dünyalar kadar seviyor. 5 “Yaklaşıklık ” anlamı katar: İki yaşlarında bir kızı var. 6) Zaman bildiren sözcüklere gelerek “daima, her zaman” anlamı katar : Akşamları kahve içeriz. 7) “Sitem” anlamı katar: Hanımefendi her nedense bizi çağırmamışlar. “-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları:
  • 27. 1. Somut Adlar:Beş duyu organından herhangi biriyle algılanabilen varlıkları karşılayan adlardır: Çiçek, müzik, elma... 2. Soyut Adlar: Beş duyu organıyla algılanamayan varlıkları karşılayan adlardır: Saygı, sevgi, hayal, fikir, sevinç, korku...
  • 29. İsimler cümlede ya yalın hâlde bulunurlar ya da - i, - e, - de, - den, eklerinden birini almış olarak bulunurlar. Bahçe, bahçeyi, bahçeye, bahçede, bahçeden Ev, evi, eve, evde, evden Adam, adamı, adama, adamda, adamdan Park, parkı, parka, parkta, parktan
  • 30. Adların, ad durum eklerinden hiçbirini almamış biçimidir. (İyelik ekiyle çoğul ekini alabilir.) Yalın haldeki adlar cümlede “özne, belirtisiz nesne, sözde özne” görevinde bulunurlar. “Gurbet ne yana düşer usta?” (Özne) “Boş zamanlarında resim yapardı.” (Nesne) “Okul bir güzel temizlendi.” (Sözde Özne) İsim tamlamalarında tamlayan veya tamlanan olur. “Masa örtüsü, altın yüzük” 1.Yalın Hal:
  • 31. 2. Belirtme (yükleme) Hâli: Adların “-i” hâl ekini almış biçimidir. Bu tür adlar cümlede belirtili nesne görevinde bulunur. “Bütün gece oğlunu düşündü.” “Yangın çıkmasın diye ateşi söndürdük.”
  • 32. 3.Yönelme (yaklaşma) Hâli: Adların “-a/-e” hal ekini almış biçimidir. Bu tür adlar, cümlede dolaylı tümleç olur. “Arkadaşına çok güveniyordu.” “Düşünceye saygı duymalısınız.”
  • 33. 5.Çıkma (ayrılma) Hâli:  Adların “-den” hal ekini almış biçimidir. Bu tür isimler cümlede dolaylı tümleç olur. “Gözlerinden birer damla yaş döküldü.” “Saat beşte evden ayrıldı.”
  • 34. Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar: 1. “-den” eki isim tamlamalarında tamlayan “-ın” eki yerine kullanılabilir: “Öğrencilerden biri kayboldu.” Öğrencilerin biri kayboldu.) 2. “-den” eki ikileme kurar: “Havalar iyiden iyiye ısındı.” “Caddeler baştan başa süslendi.”
  • 35. Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar: 3. “-den” eki varlığın neden yapıldığını belirtir: “Taştan duvar” 4. “-den” eki “benzetme” ve “karşılaştırma” anlamları verir: “Camdan kalp” , “ Kardan beyaz çamaşır.”
  • 36. 5) “- de, - den” ekleri yapım eki olarak da kullanılabilir. Gözde öğrenci, sözde kızlar, sıradan davranış, candan insan, içten söz
  • 37. 6) “- e, - de, - den” ekleri zaman bildiren sözcüklere gelerek zarf tümleci oluşturabilir: Akşama bize gidelim. Beşe Ankara’da oluruz. İkindide çay içtik. Baharda çiçekler açar. Fasulyeleri akşamdan suya koydum. Sabahtan yola çıkarız. Erkenden bütün işleri yaptım.
  • 39. Yapılarına göre adlar üçe ayrılır: 1. Basit adlar, 2. Türemiş adlar, 3. Birleşik adlar.
  • 40. 1. Basit Adlar: Yapım ekleri ile türememiş ya da birleşme yoluyla yeni anlam yüklenmemiş sözcüklerdir. Kök durumundaki sözcüklerle yalnızca çekim eki almış olanlar basit yapılıdır.
  • 41. 1. Basit Adlar: Kök sözcükler genellikle tek hecelidir: El, kol, sel, yel, göz, taş, baş, kar, dil, Not: İki veya daha fazla heceden oluşan basit adlar da vardır: Kadın, deniz, çiçek, soba, pencere, araba...
  • 42. 2. Türemiş Adlar: Yapım ekleriyle kök ve gövdelerden geliştirilmiş adlardır: saman-lık, toz-lu, tat-sız, süt-çü, ben-cil… Bir sözcüğün türemiş sözcük olabilmesi için, köküyle doğrudan ya da dolaylı bir anlam ilgisi bulunmalıdır. “Kiracı” sözcüğü “kira”dan türemiştir. Ancak “balık” sözcüğü “bal”dan türememiştir.
  • 43. 2. Türemiş Adlar: Aynı ek, eklendiği sözcüklere farklı anlamlar katabilir: Çin-ce (dil ismi), dost-ça (yakışır, o tarzda), ben-ce (bana göre), aylar-ca (süreklilik)...
  • 44. ADDAN AD TÜRETEN EKLER  -lık/-lik/-luk/-lük: çiçek-lik, kitap-lık, çamur-luk, kömür-lük...  -cı/-ci/-cu/-cü (-çı/-çi/-çu/-çü): gemi-ci, odun-cu, göz-cü, ekmek-çi, çöp-çü...  -daş/-deş (-taş/-teş): vatan-daş, öz- deş, yurt-taş, ses-teş...  -ti/-tı/-tu/-tü: gürül-tü, horul-tu, hışır- tı, inil-ti...
  • 45. -cik/-cık (-cuk/-cük): yılan-cık, badem- cik, gelin-cik...  -ce/-ca (-ça/-çe): Türk-çe, İngiliz-ce, Alman-ca, Arap-ça. aylar-ca, ben-ce, insan-ca, .. NOT: Addan ad türeten ekler oldukça fazladır. Fakat fazla kullanılmaz. (kum- sal, balık-çıl, kış-la, top-aç, baş-ak...).
  • 46. EYLEMDEN AD TÜRETEN EKLER  -mak/-mek: Bu ek, bütün eylem kök ve gövdelerinin sonuna getirilir; eylemlerin adını bildiren adlar (mastar) yapar:  bil-mek, gör-mek, oku-mak, git-mek... (*) -mek ekiyle türetilmiş varlık adları da vardır: ekmek, çakmak, yemek.  -me/-ma: gör-me, bil-me, oku-ma...  -men/-man: öğret-men, yönet-men, say- man, yaz-man...
  • 47. -iş/-ış (-uş/-üş): gel-iş, gid-iş, gör-üş....  -gı/-gi/-gu/-gü: sil-gi, çal-gı, duy-gu, gör-gü, iç-ki, at-kı...  -it/-ıt (-ut/-üt): geç-it, yaz-ıt,  - geç: solun-gaç, yüz-geç, süz-geç...  - im/-ım (-um/-üm): seç-im, say-ım, dön-üm, kur-um...  -i/-ı/-u/-ü: gez-i, yaz-ı, ört-ü...
  • 48. Aşağıdakilerden hangisinde “-lık,-lik” eki soyut bir anlam türettiği halde, cümle içinde somut bir varlığı karşılama işleviyle kullanılmıştır? A)Kahramanlık gerektiren işler için cesur olmak gerekir. B)Gençlik, acaba bizi nereye götürecek bu akşam? C)İnsanlık, başka bir deyişle vicdan insanlarda zamanla gelişmiştir. D)Akıllılık edersen hedefine erken varır, rahat edersin. E)Özgürlük, başkalarının özgürlüğüyle sınırlı olmalıdır.
  • 49. 3. Birleşik Adlar: En az iki sözcükten oluşan, tek bir kavramı karşılayan kalıplaşmış sözcüklerdir. Türemiş sözcükler gibi bunlar da gövde sözcüklerdir:
  • 51. a)Yalın durumdaki iki adın birleşmesiyle: Demir-baş, tepe-göz b)Sıfat tamlaması biçiminde: Yeşil-ırmak, boş-boğaz, Ak-deniz c)Belirtisiz ad tamlaması kuruluşunda Deniz-altı, ateş-böceği, hanım-eli, arslan-ağzı, kuş-palazı, soy-adı
  • 52. d)Bir ad bir eylemden yapılanlar: Gece-kondu, bilgi-sayar, uçak-savar, ateş- kes, imam-bayıldı e)İki eylemden oluşanlar: Uyur-gezer, kaptı-kaçtı, dedi-kodu, biçer- döver, gel-git, çek-yat, kap-kaç, f)Ses düşmesi yoluyla oluşanlar Pazartesi, kahvaltı, sütlaç
  • 53. SORUSORU Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcüğün kökü isimdir? A)İçindeki korkuyu bir türlü atamıyordu,uyuyamıyordu. B)Solgun bir gül oluyor dokununca, dizesi kimi hatırlatır? C)Dağ havasıyla daha bir gençleşmiş, güzelleşmişti. D)Soğuk suların aktığı yüksekçe bir dağ köyüydü burası. E)Çocuğun çağrısına kulak veren anne telaşla ayağa kalktı.
  • 54. SORUSORU I-Değil yalnız yazların kızgın sıcaklarında II-Hemen her gün, hele büyük kentlerde III-Bulvarları tarıyor, hain gülüşleri sessiz. IV-Pan’la karşı karşıya, gözleri kararıyor V-Katı cıvık asfaltta yalın ayak bir işsiz. Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A)I.dizede hal eki vardır. B)II. dizede tüm sözcükler basittir. C)III. dizede ünlü daralması vardır. D)IV. dizede iyelik eki kullanılmıştır. E)V. dizede birleşik sıfat kullanılmıştır.
  • 56. ADLARDA KÜÇÜLTMEADLARDA KÜÇÜLTME -cik,-cek,-ceğiz,-imsi, ekleri: Anneciğimi pek çok özledim.(Sevgi) Kedicik çok üşümüştü.(Acıma) Karşıda bir tepecik vardı.(Küçültme) Bir liracık versen ne olur!(Azımsama) Yavrucak şaşkın şaşkın bakıyordu.(Acıma)
  • 57. Büyücek bir binanın önünde durdu. (Küçültme) Kadıncağız ne kadar çaresiz !(Acıma) Yeşilimsi bir kazak aldım.(Benzerlik) -cik eki bazen kalıcı isimler de yapar. Bunları küçültme olarak değerlendiremeyiz. Gelincik, bademcik, maymuncuk, beyincik... ADLARDA KÜÇÜLTME
  • 58. Aşağıdakilerin hangisinde küçültme eki alan bir isim kullanılmamıştır? A)Masmavi Akdeniz’de yüzen bu yat büyükçeydi. B)Bu bölgede beyazımsıdır göğün mavisi yaz aylarında. C)Ciğerden aldığı küçük bir parçacıktı zehirlenmesinin nedeni. D)Acımtırak yemeğin sağlığa yararlı olacağı konusu tartışmalıydı. E)Kedicik, annesine sığınmış hasta bir çocuğa benziyordu.
  • 60. Pekiştirme: İkilemelerin ad olarak kullanılmasıyla oluşur. İkilemeler ad olarak kullanılmışsa bunlar hâl eki alabilir; özne, nesne, dolaylı tümleç ya da yüklem olabilir. İş güç sahibi adamsın. Eş dost bizde toplandı. Günlerdir evi barkı aramıyor. Yalanı dolanı sevmem hiç.
  • 62. İki ya da daha fazla adın belirli kurallar çerçevesinde bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeğine denir. *Birinci ada tamlayan; ikinci ada tamlanan denir. İsim Tamlaması =Tamlayan+Tamlanan
  • 63. Belirtili Ad TamlamasıBelirtili Ad Tamlaması Ad+(n)in ad+(s)i  T.yan eki T.nan eki (iyelik eki) Ağac +ın meyve+(s)i  Çalışma+nın yarar+ı  gün+ün doğuş+u  kadın+ın elbise+(s)i  NOT: “-in” tamlayan eki “ben , biz” zamirleriyle kullanıldığında “-im” şekline döner:  Benim kitabım ,Bizim evimiz…
  • 64. Belirtisiz Ad TamlamasıBelirtisiz Ad Tamlaması Tamlayan durumundaki adın ek almadığı, tamlanan durumundaki adın –(s)i iyelik ekini aldığı tamlamalardır. Soru+Ø banka+(s)ı , ders+Ø kitab+ı, yemek+Ø kitab+ı, imlâ+Ø kılavuz+u,
  • 65. Takısız Ad TamlamasıTakısız Ad Tamlaması  İsim+Ø İsim+Ø  Tamlayanın da tamlananın da ek almadığı tamlamalardır.  Bu tür tamlamalarda tamlayan tamlananın neden yapıldığını veya neye benzediğini belirtir.  altın kolye,  gümüş yüzük,  inci diş,  kömür göz,  tahta köprü,  demir kapı,  keten gömlek...
  • 66. Takısız ad tamlamasıyla sıfat tamlamalarını karıştırmamak gerekir. Takısız ad tamlamalarında; A)Tamlayan tamlananın neden yapıldığını gösterir. Bunun pratik yolu tamlayana –den eki getirmektir.Anlam bozulursa tamlama sıfat tamlaması ; anlam bozulmazsa tamlama takısız ad tamlaması olur. Altın bilezik altından (yapılmış) bilezik, Tahta köprü, tahtadan (yapılmış) köprü, yün eldiven Yünden (yapılmış) eldiven Kara gözler Karadan gözler (anlam bozuldu)
  • 67. B) Tamlayan tamlananın neye benzediğini gösterir: Tamlayandan sonra “gibi” edatını getirdiğimizde anlam bozukluğu olmazsa takısız ad tamlamasıdır: İnci diş (inci gibi diş) badem göz (badem gibi göz) kalem kaş (kalem gibi kaş)
  • 68. Kısaca -den eki ve gibi edatı yardımıyla takısız ad tamlamalarını sıfat tamlamalarından ayırt edebiliriz. Öte yandan takısız ad tamlamalarında tamlayan ve tamlanan addır. *Takısız ad tamlamalarının karşıtı yoktur ama sıfat tamlamalarının karşıtı vardır: güzel çocuk x çirkin çocuk (Sıfat T.) cam kavanoz, (karşıtı yok) (Takısız Ad T.)
  • 69. Zincirleme Ad Tamlaması:Zincirleme Ad Tamlaması: En az üç addan oluşan tamlamalara denir: Elbise+nin kol düğme+(s)i Öğretmen+in konuşması+nın güzelliğ+i
  • 70. Zincirleme ad tamlamaları genel olarak şu şekilde kurulur: 1.Tamlayan bir ad; tamlanan ise bir ad tamlaması olabilir. Öğretmenin not defteri 2.Tamlayan bir ad tamlaması; tamlanan ise bir ad olabilir. Okul bahçesinin kapısı 3.Hem tamlayan hem de tamlanan bir ad tamlaması olabilir. Türkçe öğretmeninin not defteri
  • 71. Karma Tamlama:Karma Tamlama: Ad ve sıfat tamlamalarının iç içe girmesiyle oluşan tamlamalara denir. Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girebilir: Çocuğ+un tatlı gülüş+ü Sıfat belirtisiz isim tamlamasını niteleyebilir: Yeni ders kitabı
  • 72. Karma Tamlama:Karma Tamlama: Tamlayan sıfat alabilir: Başarılı öğrenci+nin notlar+ı Hem tamlayan hem tamlanan sıfat alabilir: Büyük bahçe+nin dar kapı+sı
  • 73. “-den” eki aşağıdakilerden hangisinde tamlayan eki görevinde kullanılmıştır? A)Sözlerinden bir anlam çıkarmak mümkün değildi. B)Kamyon, yokuşun tam ortasından geçti çekinmeden. C)Aydın, her şeyden habersiz koltukta uyuyordu. D)Sonbaharda her zaman senden bir şey vardır. E)Şiirlerden birkaçını yayımlamayı hiç düşünmemiş.
  • 75. 1) Belirtili ad tamlamalarında bazen tamlayan eki +(n)in yerine “-den” eki kullanılabilir. Eğer tamlama çokluk içinden seçme bildiriyorsa “–den” kullanılabilir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu olur. Bunlar+dan bir+i gelenler+den birkaç+ı Kapı+dan kol+u (uygun değil)
  • 76. 2) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan söylenmeyebilir.Bu durumda tamlayanı düşmüş ad tamlaması olur. (Benim) Ayakkabım kayboldu. 3) Tamlanan eki düşmüş olabilir. Kestane kebap (ı), Galatasaray-ı, İnegöl köfte-si
  • 77. 4) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir ; ikisi arasına herhangi bir kelime girebilir. Yaram derindir benim. Ahmet’in beyaz elbisesi 5) Bir soruya cevap olan cümlelerde kolayca anlaşılacağı için tamlayan veya tamlanan düşebilir: - Bu bey Ozan’ın nesi? - Babası. (Ozan’ın babası) -Bu bey kimin babası? -Ozan’ın.(Ozan’ın babası)
  • 78. Aşağıdakilerden hangisinde topluluk adı bir isim tamlamasında tamlanan görevinde kullanılmıştır? A)Ordu komutanı, birçok askerin sorumluluğunu yüklenir. B)Bilim düşmanı insanların eğitime ihtiyacı olduğu tartışılmaz. C)Öğrenci velisi, okul müdürünün odasına bir dilekçeyle geldi. D)Buranın halkı kız çocuklarına da mutlaka karateyi öğretirdi. E)Milletin huzuru ve refahı için herkes birbirine hizmet etmeli.
  • 79. ÇÖZÜM Hangisinde topluluk adı bir isim tamlamasında tamlanan görevinde kullanılmıştır? A)Ordu komutanı  Tamlayan D)Buranın halkı  Tamlanan E)Milletin huzuru ve refahı  Tamlayan Cevap: D
  • 80. Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin neye veya kime ait olduğunu bildiren bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır? A)Gönlümde yatan şey, dışarıda okumaktır. B)Ayakları turuncuya, gagası karaya benzer bir kırmızılıktaydı. C)Galiba içlerinde en kırmızısı ve serti, bu karpuzdu. D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip akşam ders çalışan. E)Aklı bir karış havada, ayakları yere basmıyor.
  • 81. Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin neye veya kime ait olduğunu bildiren bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır? A)Gönlümde yatan şey, dışarıda okumaktır. B)Ayakları turuncuya, gaga(s)ı karaya benzer bir kırmızılıktaydı. C)Galiba içlerinde en kırmızı(s)ı ve serti, bu karpuzdu. D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip akşam ders çalışan. E)Aklı bir karış havada, ayakları yere basmıyor.
  • 82. Ayın çevresinde bir ışık halkası Denizden dumanlar tütmeye başladı Islak ince bir yaz Ağacına kadar işledi sandalın Yukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A)Somut isim B)Belirtili isim tamlaması C)Birleşik isim D)Tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş isim tamlaması E)Ayrılma durum eki
  • 84.
  • 85.
  • 86.
  • 87.
  • 88.
  • 89. 1) Kişi (Şahıs) Adılları1) Kişi (Şahıs) Adılları Kişi isimlerinin yerine geçen adıllardır. 1.Tekil Kişi : ben 2.Tekil Kişi : sen 3.Tekil Kişi : o 1.Çoğul Kişi : biz 2.Çoğul Kişi : siz 3.Çoğul Kişi : onlar
  • 91. Kendi” bütün kişi zamirlerinin yerine kullanılabilir:
  • 92.
  • 93. 2010 –YGS Mimarinin, inancın ve çok kültürlülüğün şehri Mardin, şimdilerde güncel sanatın doğudaki merkezi olmaya hazırlanıyor. Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? a)Ünlü düşmesi b)Zaman zarfı c)Sıfatlaştıran –ki d)Türemiş sözcükler e)Dönüşlülük zamiri
  • 94.
  • 95.
  • 96. 2) Gösterme (İşaret) Adılları2) Gösterme (İşaret) Adılları  Adların yerini işaret yoluyla tutan adıllardır:  Bu, şu, o,  bunlar, şunlar, onlar,  öteki, beriki,  bura, şura, ora,  böyle, şöyle,  böylesi, şöylesi, öylesi,  öbürü, diğeri…
  • 97. Bu çok güzel bir elbise. Şunu yerine koy. Öteki daha güzeldi. Bura en sevdiğim yerdir. Böylesini ömrümde görmedim.
  • 98. “O” sözcüğü kişi (insan) yerine kullanılırsa kişi adılı, insandan başka varlıklar için kullanılırsa işaret adılıdır: O, bu makineyi kullanabilir. (Kişi adılı) O, yeni alınmış bir makineydi. (İşaret adılı) O adam, bu makineyi kullanabilir. (İşaret sıfatı)
  • 99. İşaret zamirleri ikileme kurduğunda işaret anlamını tümüyle yitirir, belgisiz zamir olur: Ona buna aldanma sakın! (Belgisiz zamir) Ötekinin berikinin ne yaptığı bizi ilgilendirmez. (Belgisiz zamir)
  • 100. Asıl işaret zamirlerinden sonra bir başka isim geliyorsa, anlam karışıklığını önlemek için işaret zamirinden sonra virgül konmalıdır: Bu, arkadaşıma aldığım hediyedir.
  • 101. Sıfatlar isim çekim eki almazlar. Zamirler ise isimlerin aldığı bütün ekleri alırlar. Ben-i, ban-a,ben-de, ben-den
  • 102. 3) Belgisiz Adıllar3) Belgisiz Adıllar  İsimlerin yerini belli belirsiz tutan adıllardır.  Bazı, biri, çoğu, hepsi, kimi, birkaçı, herkes, öteberi, şey, falan, başkası, her biri, birçoğu, kimse, ötekini berikini, filan, şey…  NOT: Kişiler için kullanılmış olsa da bunlar kişi adılı sayılmaz.
  • 103. Bu metindeki belgisiz adılları gösteriniz. Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve herkes, birisinin bu işi yapacağından emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin işiydi. Herkes, birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda herhangi birinin yapabileceği bir işi , hiç kimse yapmadığı için herkes, birini suçladı.
  • 104. Metindeki belgisiz adıllar: Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve herkes, birisinin bu işi yapacağından emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin işiydi. Herkes, birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda herhangi birinin yapabileceği bir işi , hiç kimse yapmadığı için herkes, birini suçladı.
  • 105. Bazıları eyleme katılmadı. Bunu herkes bilir. Birkaçı sınavı kazanamadı. Öteberi almak için çarşıya çıktım. O çocuk deli falan değil. Her şey üst üste geldi. Belgisiz zamirler isim tamlamalarının tamlayan ve tamlananı olabilirler. Kimileri + nin düşünce+si Çocuklar + ın birkaç + ı
  • 106. 4)Soru Adılları4)Soru Adılları  İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir.  Beni kim çağırdı?  Ali çağırdı.  Camı hangisi kırdı?  Şuradaki kırdı.  Siz nerede oturuyorsunuz?  Erzurum’da.  Çocuklara neler aldın?  Oyuncaklar aldım.  İsim ya da zamirlere cevap olarak verdiğimiz soru kelimeleri zamirdir.
  • 107. 2.EK DURUMUNDAKİ ADILLAR2.EK DURUMUNDAKİ ADILLAR a) İlgi adılı  Tamlanan durumundaki ismin yerini tutan ve tamlayana bitişik yazılan “– ki” ekine denir.  Benim evim >>> benimki,  arabanın motoru >>> arabanınki  NOT: Sıfat yapan –ki ismin –de hâline gelir:  Köşe+de+ki ev
  • 108.  b)İyelik adılı  Varlık adlarının sonuna gelerek varlıkların kime ait olduklarını gösteren eklerdir:   Evim, evin, evi, evimiz, eviniz, evleri.
  • 109. İyelik eki ,“-i” hâl ekiyle karıştırılmamalıdır. İyelik eki alan sözcük “kimin ?” sorusuna cevap verir. Oyuncağı kırdı Kimin kırdı? Cevap yok.(hâl eki) Oyuncağı bozulmuş. Kimin oyuncağı? Onun oyuncağı.(İyelik Eki)
  • 110. Hem iyelik hem hâl eki bir arada kullanılmışsa ilki iyelik ikincisi hâl ekidir. Oyuncağ+ı+(n)ı kırdı. Birincisi iyelik ikincisi hâl eki. Oyuncağı bozulmuş. İyelik eki
  • 111. Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler A) Basit Zamirler: Kök durumunda bulunan ya da iyelik ekiyle biçimlenen zamirlerdir: “Ben, sen, biri, hangisi, hepimiz, şey, falan…”
  • 112. Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler B) Birleşik zamirler: Birden çok sözcüğün birleşip kalıplaşmasıyla oluşan zamirlerdir: “Birkaçı, herkes, hiçbiri, öbürü( o biri), bura (bu ara), ora (o ara), şura (şu ara), öyle (o ile), böyle (bu ile), şöyle (şu ile)…”
  • 113. Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler Öbekleşmiş zamirler: İkileme ya da başka bir söz öbeği biçiminde oluşmuş zamirlerdir. “Öteki beriki, onun bunun, falan filan, herhangi biri, ne kadarı…”
  • 114.
  • 115.
  • 116.
  • 117. Bir sözcüğün sıfat sayılabilmesi için - Bir isimden önce gelmesi, - Nitelik ya da nicelik bildirmesi gerekir.
  • 118. e) Topluluk sayı sıfatlarıe) Topluluk sayı sıfatları
  • 119.
  • 121. Nasıl gül?Nasıl gül? Kırmızı gülKırmızı gül
  • 122. Nasıl öğrenci?Nasıl öğrenci? UyuyanUyuyan öğrenciöğrenci UyanıkUyanık öğrenciöğrenci
  • 124. Sıfatlar isimler gibi çekim eki almaz. Alırsa isim görevi yapar. (Adlaşmış sıfat olur.) İhtiyar kadın yalvarıyordu. (Sıfat) İhtiyarı hastaneye kaldırdılar. (Adlaşmış sıfat) *İsim görevinde olan bu sıfatlara adlaşmış sıfat denir. Güzeller, çalışkanlar, yaşlı, mavili
  • 126. 1) Gösterme (İşaret) Sıfatları  Varlıkların yerlerini “işaret yoluyla” belirten sıfatlardır:  Bu elbiseyi alalım.  Şu ev satılıkmış.  O çocuk mu dövdü seni?  Beriki kadın bizim komşumuz.  Öteki araba daha güzeldi.  Böyle soru sorulur mu hiç?
  • 127. 1) Gösterme (İşaret) Sıfatları  ÖNEMLİ NOT:  İşaret sıfatları, çekim eki alırsa “işaret zamiri” olur.  Şu kitabı ver. (İşaret sıfatı)  Şunu versene. (İşaret zamiri)  Böyle insan görmedim. ((İşaret sıfatı)  Böylesini görmedim. (İşaret zamiri)
  • 128. 2) Sayı Sıfatları  Varlıkların “sayılarını, sıralarını, oranlarını, eşit bölünüşlerini” kısaca nicelik durumlarını belirten sıfatlardır.  Beş gruba ayrılır:
  • 129. A) Asıl Sayı Sıfatları Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten sıfatlardır: Yirmi öğrenci, elli yumurta
  • 130. B)Sıra Sayı Sıfatları Varlıkların “sırasını” belirten sıfatlardır: “-nci” ekleri getirilerek yapılır: İkinci katta oturuyor. “İlk ve son” kelimeleri de sıra sayı sıfatı olarak kullanılabilir: “Yarışta son yarışmacı olmuş.”
  • 131. C) Üleştirme Sayı Sıfatları Varlıkların “eşit bölünüşünü” gösteren sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “–er, -şer” eki getirilerek yapılır: Çocuklara beşer ceviz verdim. İkişer yıl hapis yattılar.
  • 132.  D)Kesir Sayı Sıfatları  Varlıkların “eşit parçalarından bir bölümünü” gösterir. Verilen iki sayıdan ilkine “–de” eki getirilerek yapılır:  Dörtte bir ekmek yedim.  “Yarı, yarım, çeyrek, buçuk” sözcükleri de kesir sayı sıfatıdır.  Yarım ekmek, çeyrek döner.
  • 133.  E)Topluluk Sayı Sıfatı  Varlıkların sayılarını toplu olarak gösteren sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “-(i)z” eki getirilerek yapılır:  Otobüste beşiz bebek vardı.  İkiz kardeşine çok benziyor.
  • 134. 3) Soru Sıfatları  Varlıkların yerlerini, sayılarını, durumlarını, soru yoluyla belirten sıfatlardır:  Kaç senedir bu evde oturuyorsun?  Hangi kitap daha faydalı olur?  Nasıl bir kazak istiyorsun?  Evi ne renk boyadın?
  • 135. UYARI: *Cevabı sıfat tamlaması olan cümlelerde soru anlamı sıfatla sağlanmış demektir. Hangi çocuk seni dövdü? Öteki çocuk beni dövdü
  • 136.  4) Belgisiz Sıfat: İsimlerin nicelik (sayısal) yönüyle belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır: bazı evler, her konu, bütün insanlar, birtakım kişiler...
  • 137. Yapıları bakımından sıfatlarYapıları bakımından sıfatlar  A) Basit Sıfatlar  Yapım eki almamış kök hâlindeki sıfatlardır.  Yeni kalem,  beyaz çorap,  eski eser.
  • 138.  B) Türemiş Sıfatlar  Yapım eki almış sıfatlardır.  Çiçekli örtü,  tuzsuz yemek,  soğuk içecek
  • 139.  C) Birleşik Sıfatlar  1)Kurallı Birleşik Sıfatlar a) Sıfat tamlamasının sonuna “–li, -lik, -sız” ekleri getirilerek yapılır:  Mavi elbise+li çocuk  iki ay+lık bebek  beş kuruşsuz adam.
  • 140.  C) Birleşik Sıfatlar b)*Bir sıfat tamlamasında isimle sıfatın yerleri değiştirilip sıfata üçüncü kişi iyelik eki “–i” getirilerek yapılır:  büyük bahçe ------ bahçesi büyük ev  tatlı elma ------ elması tatlı ağaç  yeni araba ------ arabası yeni adam.
  • 141.  C) Birleşik Sıfatlar c)Ad tamlamasına “-lı/-li” eki getirilerek:  Tahta taban-lı oda  Taş yürek-li adam  İpek saç-lı kız
  • 142.  C) Birleşik Sıfatlar d) Sıfat fiillerin tümü fiilden türemiş sıfat sayılır:  Dağlardan inen çığlar: sıfat tamlaması  sıfat fiil  Dağlardan inen  Birleşik sıfat
  • 143.  C) Birleşik Sıfatlar e) Bazı sıfat tamlamalarının ek almadan da birleşik sıfat gibi kullanılmaları mümkündür: İki baş soğan Eski model araba
  • 144.  C) Birleşik Sıfatlar f) Bazı ad tamlamaları, ek almadan birleşik sıfat (sıfat grubu) gibi kullanılabilir: Saman sarısı saçlar Fabrikanın bekçisi Adem Ayşe’nin arkadaşı Ali
  • 145. 2) Anlamca Kaynaşmış Bileşik Sıfatlar İki sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sıfatlardır. açıkgöz öğrenci, uyurgezer adam, mirasyedi genç, birkaç öğrenci, birçok insan, gelişigüzel davranış.
  • 146. SIFATLARDA KÜÇÜLTME Azalma, küçülme, acıma ifadesi yüklemek için sıfata eklenen “–cik, -cek, -ımsı, -ımtırak” ekleriyle oluşturulurlar. Nesnenin niteliğinin azaldığını (küçüldüğünü) ifade eder. küçücük çocuk, ufacık eller, kısacık etek, çocuksu tavır, mavimsi gök, beyazımtırak diş…
  • 147. PEKİŞTİRME SIFATLARIPEKİŞTİRME SIFATLARI Sıfatın anlamını güçlendirir. Sıfatın ilk sesli harfine kadar olan kısım alınarak “-m, -p, -r, -s” seslerinden uygun olanı eklenir. Bu elde edilen unsur sıfatın başına eklenir. yeşil ye-m-yeşil yemyeşil mavi ma-s-mavi masmavi kirli ki-p-kirli kipkirli temiz te-r-temiz tertemiz
  • 148. Sıfatlar aşağıdaki şekillerde pekiştirilir. İkilemeler Yoluyla: Uzun uzun kavaklar, güzel güzel çocuklar, elma elma yanaklar, saçma sapan sözler... İkilemelerin Arasına “mi” soru edatı getirilerek: İnce mi ince gömlek, sıcak mı sıcak hava, yeni mi yeni ev...
  • 149. Niteleme Sıfatlarının ilk ünlüsünden sonra “m,p,r, s” ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek sıfatın başına eklenir. Bembeyaz gelinlik, yepyeni kitap, tertemiz ev, mosmor yüz. Pekiştirmelerde bazen ünlü türemesi de olabilir: Sapasağlam elma, gencecik kız, çepeçevre çit, yapayalnız insan...
  • 150. Sıfatlarda derecelendirmeSıfatlarda derecelendirme Eşitlik: “Kadar, gibi” sözcükleriyle yapılır: Erzurum kadar soğuk şehir. Senin gibi güzel bir insan. Üstünlük: “Daha” zarfıyla yapılır. Kitaptakinden daha zor sorular. Yalnızlıktan daha güzel bir şey.
  • 151. En Üstünlük Derecesi “En” zarfıyla yapılır. En çalışkan çocuk. En büyük bahçe. Aşırılık Derecesi “Pek, çok, fazla, pek çok, pek fazla, gayet..” zarflarıyla yapılır: Pek fakir aile. Çok başarılı öğrenci. Fazla zor soru. Gayet güzel cevap.
  • 152. Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması: Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış sıfat” denir: İhtiyar adamlar inatçı oluyor. Sıfat + İsim İhtiyarlar inatçı oluyor. Adlaşmış Sıfat
  • 153. Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması: Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış sıfat” denir: İhtiyar adamlar inatçı oluyor. Sıfat + İsim İhtiyarlar inatçı oluyor. Adlaşmış Sıfat
  • 154. Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları İnsanların rütbe, derece, görev ve toplumsal durumlarına göre, özel adların yanında kullanılan saygı ve tanıtma sözleridir: Anlam yönünden niteleme sıfatları içinde yer alırlar. Lakaplar ve takma adlar da unvan sıfatı görevi yapar.
  • 155. Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları Gazi Mustafa Kemal Kral Lear, Sultan Beyazıt Doktor Zehra Doğan Albay Ahmet Kırca, Öğretmen Turgut Çevik Bayan Hale, Bay Cemal
  • 156. Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları Topal Osman Yedi Sekiz Hasan Paşa Ali Bey, Şermin Hanım
  • 157. SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI Bir sıfatla bir isimden oluşan tamlamalara sıfat tamlaması denir. Sıfatlar her zaman bir isimden önce gelir ve ismi niteler veya belirtir. tamlayan tamlanan  İki kardeş yeni bina Bir sıfat birden fazla ismi niteleyebilir: Yeni elbiseler, ayakkabılar aldı. *Birden çok sıfat bir ismi niteleyebilir. Çalışkan, terbiyeli, sevimli öğrenciler.
  • 158. SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI Bir sıfat tamlamasında birden fazla sıfat varsa genellikle önce belirtme, sonra niteleme sıfatı gelir: Bir eski konak Önce niteleme sıfatının kullanılması da mümkündür: eski bir konak
  • 159. SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARI Belirtisiz ad tamlamasının önüne sıfat getirilerek karma özellikli tamlama oluşturulabilir: Yeşilli masa örtüsü Bu genç trafik polisi
  • 160.
  • 161. BELİRTEÇ: Eylemleri, eylemsileri, sıfat ya da belirteçleri zaman, yer-yön, durum, soru, ya da gösterme anlamlarından biriyle belirten, güçlendiren ya da sınırlandıran sözcüklerdir. Zarflar, tek başına kullanıldığında cümlede öge olarak sadece zarf tümleci görevi üstlenir.
  • 162. Belirtecin bulunduğu yerler: 1) Belirteç + Eylem Konuyu saptırma, ne demek istediğini açık söyle. 2) Belirteç + Eylemsi Açık konuşanları severim.
  • 163. Belirtecin bulunduğu yerler: 3) Belirteç + Belirteç Konuyu saptırma, ne demek istediğini çok açık söyle. 4) Belirteç + Sıfat en iyi film çok zor soru sıfat
  • 164. Belirteç çeşitleri: 1) Durum belirteçleri 2) Zaman belirteçleri 3) Yer-yön belirteçleri 4) Ölçü (Azlık-çokluk /miktar) belirteçleri 5) Soru belirteçleri
  • 165. 1) Durum Belirteçleri: Eylemin, eylemsinin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren zarflardır. Eyleme veya eylemsiye sorulan “Nasıl?” sorusuna cevap verir. Mehmet hızlı koşardı. (Nasıl koşardı?) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eve koşarak gittim. Derslerine severek çalışıyordu.
  • 166. Durum Belirteçleri:  İkileme şeklinde olabilir:  Konuyu hızlı hızlı anlattı.  Eylemsi şeklinde olabilir:  Durmaksızın konuşuyor.  Pekiştirilmiş sözcük olabilir:  Çamaşırlar tertemiz olmuş.  Edat öbeği şeklinde olabilir:  Çocuk gibi davranıyorsun.
  • 167. Uyarı: Niteleme sözcükleri, adı nitelerse “niteleme sıfatı”, eylem veya eylemsiyi nitelerse “durum belirteci” olur: İyi öğretmen, gençlerde öğrenme sevgisi ve hevesini uyandırandır. Sen bu işi ondan daha iyi yaparsın.
  • 168. Uyarı: Eylem ve eylemsiye sorulan “nasıl?” sorusuna cevap veren zarflardan başka genellikle herhangi bir soruya cevap vermeyen durum zarfları da vardır: a)Kesinlik zarfları: asla, mutlaka, kesinlikle, elbette, hiç… Onunla asla görüşmem. Bu işi kesinlikle yapmalısın. Onu bugün hiç görmedim.
  • 169. b)Olasılık zarfları: galiba, zannımca, belki, sanırım, herhâlde… Belki yarın sana uğrarım. Sanırım parasını kaybetmiş. Bugün görüşemeyeceğiz galiba. Herhâlde bu sorunu çözerler.
  • 170. c) Varsayım zarfları: tut ki, diyelim ki, farz edelim, varsayalım… Diyelim ki gelmedi. Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm. İkramiye sana çıktı varsayalım.
  • 171. d) Yineleme (tekrar) zarfları: Bir daha, tekrar, yine, gene, yeniden… Konuyu tekrar anlatalım. Bu akşam gene uğramadı. Yine bekleriz. Soruyu yeniden gözden geçirelim.
  • 172. 2) Zaman Belirteci: Eylemin, eylemsinin ne zaman yapıldığını bildiren zarflardır. “Ne zaman?” sorusuna cevap verir. Tatilden dün dönmüşler. Akşam maçı izleyeceğim. Yarın pikniğe gideceğiz. Bu kış çok kar yağdı.
  • 173. 2) Zaman Belirteci: UYARI: Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum ekini alırsa adlaşırlar. Bu akşam, akşamı seyredeyim bakışlarında. (belirteç) (ad) Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim.  (ad) (belirteç)
  • 175. 3) Yer- Yön Belirteci Eylemin, eylemsinin yöneldiği yeri bildiren belirteçlerdir. Eyleme / eylemsiye sorulan “nereye?” sorusuna cevap verir ve ek almaz. Yukarı çıktı. Geri geldi. Aşağı indi. İleri gitti. Yağmuru gören içeri kaçıştılar.
  • 176. 3) Yer- Yön Belirteci UYARI: Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır. *Işık, perdenin kenarından içeri sızıyordu  (belirteç) *Işık,perdenin kenarından içeriye  (ad) sızıyordu.(A)
  • 177. UYARI: Bazı yer-yön zarflarını işaret sıfatları ile karıştırmamak gerekir. Aradığını yukarı katta bulamayınca aşağı inmiş. Aşağı mahallede gürültü olunca,apartman sakinleri dışarı çıkmış.
  • 179. 4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: Eylemin, eylemsinin, sıfatın, belirtecin miktarını bildiren belirteçlerdir. Bu belirteçler “ne kadar?” sorusuna cevap verir. Bu öğrenci çok çalışıyor. Zarf + Eylem Bu öğrenci çok güzel çalışıyor. Zarf+Zarf Bu öğrencinin çok çalıştığını söylediler. Zarf + Eylemsi Çok çalışkan bir öğrenciymiş Zarf + Sıfat
  • 180. 4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: a) Eşitlik Belirteçleri: “kadar” ve “denli” ilgeçleriyle oluşan öbeklerdir.  Fil kadar ağır bir hayvandır.  Bu denli zor soru çözmemiş. Not: “Gibi” ilgeciyle oluşan öbekler de asıl anlamları benzerlikle ilgili olduğu hâlde, ölçü anlamı kazanabilir: Taş gibi sert bir yatakta yatıyordu. (Benzerlikle birlikte sertliğin ölçüsünü de bildirmektedir.)
  • 181. 4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: b) Üstünlük Belirteci: “daha” sözcüğüdür. Bundan daha güzel bir ev bulamazsınız.  Not: “daha” sözcüğü “henüz” anlamında kullanıldığında zaman zarfı olur: Daha eve dönmemişti. (Zaman zarfı)
  • 182. Aşağıdaki belirteçlerin çeşitlerini söyleyiniz.   Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha evlenmemiş.  Bizimle daha sakin konuşuyordu.  Eve daha gelmemiş.
  • 183. 4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: c) En Üstünlük Belirteci: “En” sözcüğüdür. Sınıfın en yaramaz öğrencisiydi. En iyi konuşan arkadaşımız Selim’dir.
  • 184. 4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: d) Aşırılık Belirteci: “çok, gayet, pek, çokça, fazla, pek çok epeyce, az, azıcık, biraz ” gibi sözcüklerdir. Miktarın normalin üstünde veya altında olduğunu belirtir. Çok kötü düştü. Pek güzel konuşuyor. Gayet az görünüyor. Azıcık susun. Epeyce yürümüşler.
  • 185. 5) Soru Belirteçleri: Eylemleri ve eylemsileri soru yoluyla belirten zarflardır. Bunlara cevap olarak verilen sözcükler de zarf olur. Başlıca soru zarfları: “ne zaman, niçin, nasıl, ne kadar, nereye, neden...” Örnek: Bize ne zaman geleceksin? (Yarın geleceğim.) Niçin konuştu? Nasıl geldin? Ne kadar aldın? Neden gelmedin?
  • 186. UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde soru sıfatı ve soru zamiri olarak kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir.  O karanlık sularda ne gördün?(Zamir) Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?  (Zarf) Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat) *Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden?  Ne bilsin,alemde ne mevsimidir. Zarf zamir *Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf) *Şu dünyada ben ne insanlar gördüm. (Sıfat)
  • 187. UYARI: “”Nasıl” sözcüğü bir ismi belirtirse soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru zarfı olur:  Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl anlayabilirim? Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl bilmiyorsun?
  • 188. 1.Zarflarda Pekiştirme  Zarflarda pekiştirme iki yolla yapılır:  1.İkilemelerle;  Tatlı tatlı güldü.  2.m, p, r, s sesleriyle;  Çarçabuk evden ayrıldı.
  • 189. 1) Basit belirteç Ek almamış yalın hâldeki belirteçlerdir.  Yarın gelecek.  Olanları şimdi anlat.  Başarılı olmak için çok çalış. YAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLERYAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLER
  • 190. 2)Türemiş Belirteç  Yapım eki almış olan belirteçlerdir.  Şair oldukça güzel konuştu.(ol+dukça)  Ansızın, onunla karşılaştım.(An+sızın)  Akşamleyin, birden karşıma çıktı. (akşam+leyin)
  • 191.  Birleşik Belirteç En az iki sözcükten oluşan belirteçlerdir. a) Kaynaşmış birleşmiş belirteçler:  Birdenbire bayıldı.  Bugün, onunla görüşmeye gitti.  Akşamüstü yola çıktı.  Niçin gelmedin?  Yemek nasıl olmuş?
  • 192.  Birleşik Belirteç b)Öbekleşmiş Belirteçler Her gün gel. İlk önce sen atla. İki güne kadar bitiririz. Şöyle böyle otuz ev var. Kar lapa lapa yağıyor. Güle oynaya bu dersi bitirdik.
  • 194. İLGEÇLER, Cümlede tek başına bir anlam taşımayan, başka sözcüklerle anlam ilgisi kurarak kullanılan sözcüklerdir. İlgeçler, çekim eki alırsa adlaşırlar. Kendinden önceki sözcüğe çoğu zaman hâl (durum) ekleriyle bağlanır. Tek başına cümle ögesi olmazlar.
  • 195. İlgeçler, kendisinden önceki ifadeye bağlanarak ilgeç öbeği oluştururlar. İlgeç öbeği cümlede ya sıfat ya da zarf görevindedir. Buz gibi ayran ikram ettiler.  (sıfat görevinde) Arkadaşına buz gibi davranıyordu.  (zarf görevinde)
  • 196. En çok kullanılan edatlar şunlardır: gibi, kadar, sanki, ile, dolayı, ötürü, için, beri, üzere, dek, değin, doğru, karşı, göre, ait, başka, rağmen, önce, sonra, gayri, evvel, ...” Not: “ile” sözcüğü yerine cümlede “ve” gelebiliyorsa “ile” bağlaçtır, gelemiyorsa “ile” edattır.
  • 197. NOT: Cümlede edatları ayırt etmek için şunlara dikkat edilmelidir: Edatların anlamı yoktur. Edatlar, daima kendisinden önceki sözcüğe bağlanırlar. Bazı edatlar kendisinden önceki sözcüğe durum ekleriyle bağlanır: Benden başka kimseye güvenmiyor.  edat Salonda başka davetliler de vardı.  sıfat
  • 198. NOT: “Ancak, yalnız, bir, tek, bir tek, sade, salt” sözcükleri sadece anlamına gelirse edattır. Bu kitabı yalnız burada bulabilirsin. (edat) Bize gel; yalnız kardeşini getirme. (bağlaç) Bu saatte ancak taksi bulursun. (edat) Dün erken gittim ancak yine içeriye giremedim. ( bağlaç)
  • 199. Gibi: Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat) Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat) Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf) Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında. (zarf)
  • 200. Gibi: Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma) Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı. (hemen, o anda) Ben ona insan gibi davrandım. ( yakışır biçimde)
  • 201. Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında) Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin) Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma) O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma)
  • 202. İçin: “-dik için” şeklinde neden- sonuç; “-mek için” şeklinde amaç – sonuç ilişkisi kurar.  Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s)  Hasta olduğum için dersi dinleyemedim. (n.s)  Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s) İşe girmek için ehliyet almış (a.s)
  • 203. İçin: Görelik anlamında görüş bildirir:  Sen benim için dünyanın en güzel kızısın. (bana göre) Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı.  (ona göre)
  • 204. Karşılığında, karşılık olarak:  *Bu elbise için çok para harcadım. *Ev için size yüz bin lira veririm  Uğruna, yoluna:  * Vatan için nice şehitler verdik. * Bu eylemi tüm insanlık için yapıyoruz. 
  • 205. Hakkında:  * Veliler bizim okul için ne söylüyorlar? * Eleştirmenler, filminiz için olumlu konuşuyor.
  • 206. Aitlik, özgülük:  Bu pastayı sizin için ayırdım. Bahçeye oğlum için salıncak kurdum.  Oranla:  O şapka senin için çok büyük.  Süre bildirir:  Kitabı bir hafta için aldım. Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim.
  • 207. İle (-la, -le ):  Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar. Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç) Uçakla İzmir’e gitmişti (araç) Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu. (birliktelik) Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik)
  • 208. İle (-la, -le ):  Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum ) Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı. (durum) Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum. (sebep) Kaza korkusuyla araba kullanamıyor . ( sebep)
  • 209. Kadar: Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar.  Adana, cennet kadar güzel bir yerdir. (benzerlik) Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı. (benzerlik) Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik) Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı kazanırdın.(karşılaştırma) Babası kadar iyi şarkı söylüyor. (karşılaştırma))
  • 210. Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe: Bin kadar asker cepheye gidiyordu. (yaklaşık) Pazardan iki kilo kadar pirinç almış. (yaklaşık) Bu ev akşama kadar temizlenecek. (zamanda sınırlama) Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim. (zamanda sınırlama) Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (zamanda sınırlama) Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe sınırı)
  • 211. Mesafe sınırı:  Yapılacak dünya kadar işim var. Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar.  Gibi anlamında kullanılabilir:  Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar oldum.
  • 212. Karşı:  Yön ve zaman ilgisi kurar. “–e karşı” biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.  Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön) Duvara karşı on adım yürü. (yön) Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı. (zaman)  Karşılık olarak , yönelik anlamı katar: Resme karşı ilgin ne zaman başladı? (-e yönelik)
  • 213. UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir. İsmi belirtirse sıfat olur.  Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat) Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat) Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna bak.(isim)
  • 214. Göre:  Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar:  Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor. (görüş) Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun)  Karşılaştırma ilgisi kurar:  Burası eski evimize göre daha büyük.
  • 215. Üzere:  Koşul ve amaç ilgisi kurar.  Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin. (koşul) Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç)  Yaklaşık olma, gibi şekilde… anlamları katar: Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere. ( yaklaşık)
  • 216. Doğru: Yön ve zaman ilgisi kurar.  Eve doğru yürüyorum. (yön) Akşama doğru misafir gelecek. (zaman)  İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf öbeği oluşturur:  Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf) Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur. (sıfat) Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)
  • 217. Sanki: Benzetme, sitem ilgisi kurar.  Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk.(benzetme)  Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem) Sanki selam verdin de almadık. (sitem)
  • 219. Bağlaç: Tek başına bir anlamı yoktur. Çekim eki almaz. Öge görevi üstlenmez. Başlıca bağlaçlar: “ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile, lakin, yalnız, belki, oysaki nitekim, halbuki, ya..........ya, hem..........hem, ne.........ne”
  • 220. Bağlaç: Üç görevi vardır: a) Aynı türden sözcükleri, söz öbeklerini, ögeleri ve cümleleri birbirine bağlar. b) Tekrar edilen ek, sözcük ve sözcük grubu sayısını bire indirir. c) Cümleye belirli anlamlar katar. “Bu sene Bursa ve Mudanya’da kalacağım.”
  • 221. Başlıca bağlaçlar: “ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile, lakin, yalnız, belki, oysaki, nitekim, halbuki, fakat, bile, üstelik, mademki, çünkü, dahi, ya...ya…, hem... hem…, ne... ne…, ister… ister… , gerek… gerek…”
  • 222.  “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI  Evin ve bahçenin kapısı açıktı. (Tamlayanları bağlamış.) Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın yapıyor.(Dolaylı tümleçleri bağlamış.) Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi anlatacağım. (Cümleleri bağlamış)
  • 223.  “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI  Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık. (Nesneleri bağlamış) Evle okul arasında mekik dokuyor. (Tamlayanları bağlamış) Annesiyle babası yarın bize gelecek. (Özneleri bağlamış)
  • 224. Uyarı: Biri bağlaç diğeri edat olan iki çeşit “ile” vardır. Bir cümlede “ile”nin yerine “ve”yi getirebiliyorsak bağlaç; getiremiyorsak edattır.  ---“Bazen yandık bazen menekşelerle söyleştik.(Edat) ---“Kazaklarla ceketi parayla aldım. (Bağlaç- edat)
  • 225.
  • 226. Küçümseme anlamı katar. ---Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim. ---Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun. ---Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak.
  • 227. Sitem anlamı katar.  ---Okula kadar geldin de bir selam vermedin. ---İzmir’e kadar geldin de yanıma uğramadın.
  • 228. Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar.  ---Kardeşin de mi bizimle gelecek? (Şaşma) ---Ufaklık, kalemi vermem de vermem, diyor.(İnat) ---Ailesiyle kavga etti de evi terk etti. (Sebep) ---Dışarı çık da göreyim. (Korkutma)  *Ama, fakat anlamında kullanılır. 
  • 229. Uyarı: Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan iki çeşit “de” vardır. “De”yi cümleden çıkardığımızda cümlenin yapısı bozulursa ektir, bitişik yazılır; bozulmazsa bağlaçtır, ayrı yazılır.   ---Bakkalda sebze de satılıyormuş.  ---Ayşe de okulda kalmış.
  • 230.  “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI  *Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar.  Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı. Her sabah spor yapıyor fakat zayıflayamıyordu.
  • 231. Koşul, pekiştirme anlamı katar. Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin. Seninle sinemaya gelirim fakat işim olmazsa. Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın. Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var. Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı.
  • 232. “ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI  “Ama, fakat” anlamında kullanılıyorsa bağlaç; “Bir tek,sadece” anlamında kullanılıyorsa edat; * Önündeki ismi niteliyorsa sıfat; * Fiili niteliyorsa zarftır.
  • 233. Geziye yalnız bizim sınıf katıldı. (edat) Bu adam evde yalnız yaşıyor. (zarf) Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar. (sıfat) Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de değişmez.(bağ)
  • 234. Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin. (edat) Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim. (zarf) Bütün gün evde yalnızdım. (adaşmış sıfat) Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken kalkmalısın.(bağlaç)
  • 235. “Kİ” BAĞLACI Özneyi pekiştirir.  ---Ben ki yedi iklimin padişahıyım. ---Sen ki Fransa eyaletinin valisisin.  Neden-sonuç vardır.  ---Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor. ---Sana değer veriyorum ki seninle konuşuyorum.
  • 236. *Kuşku,yakınma,şaşma,amaç-sonuç, tahmin  Beni tanımıyorsun ki…(Yakınma) Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm. (Şaşma,) Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku) Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın. (A-S) Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış. (tahmin)
  • 237. “HEM…HEM…” BAĞLACI   Karşılaştırılan iki unsurun hepsi anlamını vermektedir. Eş görevli sözcükleri bağlar.  Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış. (Nesne) Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor. (Sıfat) Hem çalışıyor hem üniversitede okuyor. (Cümle)
  • 238. NE…NE… BAĞLACI  Cümleyi anlamca olumsuz yapar. Karşılaştırılan iki unsurun hiçbiri anlamını verir. *Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol. (Özne) *Adam kızını ne arıyor ne soruyor. (yüklem) *Ne kızı verir ne dünürü küstürür. (cümle) *Bu konu ne seni ne beni ilgilendirir. (nesneyi)
  • 239. NOT: İki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa “ikisinin arası, ortası” anlamı verir.  Kız ne zayıf ne şişman biriydi. Konuşan adam ne uzun ne kısaydı.
  • 240.  YA….YA….BAĞLACI:  Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade etmek için kullanılır.  Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin. (cümleleri) Aynayı ya Ayşe ya Özlem kırmıştır. (özne) Ya salonun ya mutfağın penceresi kırıldı. (tamlayan) Takıma ya beni ya onu alacaksın (nesneyi)
  • 241. DİĞER BAĞLAÇLAR  O gün okula gelemedim çünkü çok hastaydım. (sebep) Bu maçı kazanacağız hatta şampiyon olacağız. (pekiştirme) Mademki söz verdin, sözünü tutacaksın. Bu mağazada elbiseler çok güzel üstelik çok ucuz. Meğer bütün evi o dağıtmış.
  • 242. Eğer kardeşine uğrarsan selamımı söyle. Çok geç kaldılar yoksa kaza yaptılar. Ders çalışmıyor üstelik yaramazlık yapıyor. Önce bunlardan yani çok iyi bildiğiniz sorulardan başlayın. Bizde yahut sizde çalışabiliriz. İster yazarsın ister yazmazsın.
  • 244. Ünlem: Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma, özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir. Örnek: - Ah ah! (özlem) - Öf be! (kızma) - Oh be! (rahatlama) - Vah vah! (acıma) Hey!, Ey!, Bre! ...
  • 245. Ünlem: Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma, özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir. Çekim eki almaz, alırsa isim olur: “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.” isim Cümle ögesi olmaz, cümle dışı unsur olur.
  • 246. Ünlem: Ünlemler, asıl ünlemler ve başka türden ünlemleşen sözcükler olmak üzere ikiye ayrılır.
  • 247. ASIL ÜNLEMLER Vay be, araba almış! Öf, her gün aynı sözleri söylüyorsun! Yahu, sen ne diyorsun! Vah vah, yazık olmuş kadına! Tüh, keşke ben de gitseydim! Ah, neydi o günler! Ooo, elbise de elbiseymiş! Ha gayret, başaracaksın!
  • 248. ÜNLEM OLMADIKLARI HÂLDE ÜNLEM GÖREVİ YAPAN SÖZCÜKLER  “Kardeş, hemşerim, beyler, evet, hayır, asla, yok, olmaz, pek iyi...”  Hemşerim! Bu adamı tanıyor musun?
  • 249. Aşağıdaki boşlukları uygun olanı ile doldurunuz. ……! sıktın artık yeter! ……! nasılsın bakalım! ……! Neydi o günler! ……! Kimse yok mu? ……! Delikanlıya! ……! , bıktım artık. …… Bak buna dayanamam. …… iki gözüm neredesin? (Vay!, Yoo!, Yeter be!, Bravo, A!, Ah!, Hey!, E!)
  • 250.
  • 251. Eylemler, mastarlarıyla isimlendirilir. Mastarlar fiil kök ve gövdelerine “–mek,- mak” ekleri getirilerek yapılır. Gelmek, yüzmek, oturmak, atmak… Sonuna –mek,-mak ekleri getirilebilen bütün sözcükler eylemdir. Yaz-mak, gör-mek, getir-mek, kır-mak...
  • 252. I. EYLEMLER A. Eylem çekimi B. Eylemde yapı C. Ek eylem D. Eylemsiler
  • 253. A. EYLEM ÇEKİMİ: İş, oluş, durum anlamı veren; kişi ve kip bulunduran sözcüklere eylem denir. Eylemde üç öge bulunur:
  • 254. EYLE M
  • 255. 1. HAREKET ÖGESİ: Eylemin iş, oluş, durum bildirmesidir. Not: Eylemde anlam bazı durumlarda farklılık gösterdiğinden, bu konuda kesin görüş birliği sağlanamamıştır. Bu nedenle ÖSYM bu konuda bir kez soru sormuştur.
  • 256.  a) İş, Kılış, Hareket Eylemleri Hareket hâlindeki eylemleri ifade ederler. Nesne alırlar. Özneleri aktiftir.  “Neyi, kimi?” sorularına cevap verirler. Kırmak, kazmak, vermek, atmak, tutmak, taşımak, vurmak, getirmek...
  • 257. b) Oluş Eylemleri  Öznenin geçirdiği değişimleri anlatan eylemlerdir.  Nesne almazlar.  Bu eylemler “değişerek yeni bir görünüm kazanma” anlamı verir.  Öznenin iradesi dışında gerçekleşirler.  Kızarmak, sararmak, büyümek, gelişmek, doymak, bayatlamak, uzamak, kararmak, solmak, morarmak, çürümek...
  • 258. c) Durum eylemleri  Öznenin içinde bulunduğu durumu anlatan eylemlerdir.  Nesne almazlar.  Oturmak, kalkmak, uyumak, gülmek, ağlamak, üzülmek, susmak, durmak…
  • 259. 2) KİP ÖGESİ: Eylemlere zaman veya dilek anlamı katan ögedir.
  • 260. ◦ EYLEMDE KİP  Eylem tabanına belirli ekler getirilerek eylemin zaman ve anlam bakımından yeni bir kalıba girmesidir.  Eylem kipleri ikiye ayrılır:
  • 261. A) HABER (BİLDİRME) KİPLERİ 1. Görülen geçmiş zaman 2. Duyulan geçmiş zaman 3. Şimdiki zaman 4. Gelecek Zaman 5. Geniş Zaman B) DİLEK (TASARLAMA) KİPLERİ 1. İstek Kipi 2. Gereklilik Kipi 3. Şart Kipi 4. Emir Kipi
  • 263.  1)Görülen (di’li) Geçmiş Zaman: Eylemlere “dı,di,du,dü,tı,ti,tu,tü” ekleri getirilerek yapılır. Anlatan kişi, eyleme bizzat tanık olmuştur, eylemi görmüştür. İşin anlatımdan önce yapıldığını ifade eder. Evleri yandı. Hep birlikte geziye gittik. Sınavı kazanabileceğini söyledi. Kalbim Ege’de kaldı. Beraber yürüdük bu sahillerde.
  • 264. 2)Öğrenilen(duyulan) (miş’li) Geçmiş Zaman: “–miş ,-mış, -muş,-müş” ekleriyle yapılır. Bu eylemler daha çok başkasından duyulma, aktarılma anlamı taşırlar. Bazen de farkında olmadan yapılma bildirir.  Eylemin anlatımdan önce yapıldığını ifade eder. Seni sormuşlar. (başkasından duyma) Mutfakta elimi kesmişim. (sonradan farkında olma)
  • 265. 3)Şimdiki Zaman: Eyleme “–yor” eki getirilerek yapılır. Eylem ile anlatış aynı zamanda gerçekleşir. Ders çalışıyorum. Ne diyor? Çocuklar yine kavga ediyor. Not: “-makta,-mekte” eki de eyleme şimdiki zaman anlamı katar. Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Lütfen sessiz olun şu an dinlenmekteyim.
  • 266. 4)Geniş Zaman: Eyleme “–r, -ar, -er” ekleri getirilerek yapılır.  Eylemin sürekli yapıldığı anlamını verir. Senden sana sığınırım. Her sabah yürürüm. Bu yolun sonu nereye çıkar? Not: Geniş zamanın olumsuzu “–mez, -maz”dır. Ancak 1.tekil ve 1.çoğul çekimlerde “–me,- ma” şeklini alır. *Gelmeyiz ___ geliriz *gelmem____gelirim
  • 267. 5)Gelecek Zaman: Eyleme “-ecek ,-acak” eki getirilerek yapılır.  Eylemin anlatımdan sonra yapılacağını ifade eder. *Sana olan aşkımı haykıracağım. *Gelecek de bir gün gelecek. *Mektuba yazacak sözüm kalmadı. *Okuyacak da adam olacak.
  • 268. UYARI: “-mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ekleri aynı zamanda sıfat fiil (ortaç) yapan eklerdir. Kip ekleriyle karıştırılmamalıdır. Ortaç ekleri yapım eki, kip ekleri çekim ekidir.
  • 269. UYARI: Bir gün çalar saat bozulur. Utanmaz adam buraya gelmez. Geçmiş günleri artık unutmuş. İyi olacak hasta, doktora gidecek. Tanıdık yüzleri gördükçe sevindik.
  • 270. 2004 /ÖSS Dünyanın en tanınmış orkestralarından biri olan bu grup, 18. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarını yorumluyor; unutulmuş veya az tanınan bestecilerin yapıtlarını buluyor ve seslendiriyor. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? a) İşaret sıfatı vardır. b) Sıfat-fiiller kullanılmıştır. c) Zarf tümleci yoktur. d) Türemiş sözcükler vardır. e) Yüklemler birleşik zamanlıdır.
  • 271. b)Dilek Kipleri: Eylemlere genel olarak isteme anlamı veren kiplerdir. Bu kipler, eyleme zaman anlamı katmaz.
  • 272. 1)Dilek-şart kipi: Eylem kök ya da gövdesine “–se ,-sa” eki getirilerek yapılır. Bu kip, cümleye bazen şart(koşul)anlamı, bazen de dilek anlamı katar. Ah şu sınavı bir kazansam! Sana olan duygularımı açıkça bir söyleyebilsem! Çalışırsan kazanırsın. Yaramazlık yaparsan bir daha seni getirmem.
  • 273. 2)İstek kipi: Fiil kök ya da gövdelerine “-e,-a, -” getirilerek yapılır. Eyleme istek anlamı katar. Allah sana zihin açıklığı vere. Sana duyduklarımı anlatayım. Yarın okula gidelim. Bunu böyle bilesin.
  • 274. 3)Gereklilik Kipi:  Fiil kök ya da gövdelerine “–meli, -malı” getirilerek oluşturulur. Eylemin yapılması gerektiğini ifade eder. Bazen cümleye ihtimal anlamı da katabilir. Bu deneme sınavında birinci olmalıyım. Bu sorunun bir çözüm yolu olmalı. Şimdiye eve varmış olmalı. (olasılık, ihtimal)
  • 275. 4)Emir Kipi:  Eylemin gösterdiği hareketin emir biçiminde yapılması gerektiğini ifade eder. Kip eki yoktur. Şahıs ekleri emir anlamını verebilir. (I.Tekil ve I.Çoğul kişi çekimi yoktur.) Eylemler kök hâlindeyken emir kipindedir. Söyle yanıma gelsin.(3.tekil kişi eki) İçeri geliniz. (2.çoğul kişi eki) Çeneni kapa. (2.tekil kişi eki) Beni beklesinler (3.çoğul kişi eki)
  • 276. Basit çekimli (zamanlı) eylem: Sadece bir kip eki bulundurur. bitir-ir-im gel-meli okuy-acağ-ım
  • 277. Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde Kip (anlam) Kayması: Kullanılması gereken kipin yerine başka kip kullanılmasıdır: Haftaya konuları bitiririm. (bitireceğim) (Geniş zaman, gelecek zaman yerine kullanılmış.) Öğrenci dediğin planlı ders çalışacak. (çalışmalı) (Gelecek zaman, gereklilik kipi yerine kullanılmış.)
  • 278. Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde Kip (anlam) Kayması: Ayşe Ankara’ya gider, kardeşini bulur. (gitmiş) (bulmuş) (Geniş zaman, geçmiş zaman yerine kullanılmış)
  • 279. Aşağıdaki cümlelerde anlam kaymasını bulunuz. Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum. Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar. Mektubu yarın alır. Bütün bu soruları çözeceksin. Eser Selçuklulardan kalma olacak. Sabahları, erken kalkmayı seviyorum.
  • 280. BİRLEŞİK ZAMANLI (ÇEKİMLİ) EYLEMLER  Bir tek kip eki alan eylemler basit zamanlıdır: Yapacağım, görürsün…  Basit zamanlı eylemlere ikinci bir kip eki getirilerek birleşik zamanlı eylem yapılır: Oku-yor-muş, anlat-acak-sa-n, gel-ecek-ti-k
  • 281. a) Hikâye Birleşik Çekim Basit zamanlı fiillerden sonra “–di, di, -tı,- ti,- -du, -dü, -tu, -tü” eki getirilerek yapılır. Oku-yor-du (Şimdiki zamanın hikâyesi) Yap-acak-tı (Gelecek zamanın hikâyesi) Anlat-ır-dı (Geniş zamanın hikâyesi) Gör-meli-y-di (Gereklilik kipinin hikâyesi) Anla-sa-y-dı-k (Koşul kipinin hikâyesi) Çöz-müş-tü-nüz (Öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi)
  • 282. b) Rivayet Birleşik Çekim Basit çekimli eylemlere “-miş, -mış, -muş, -müş” eki getirilerek elde edilir: Oku-yor-muş-um (Şimdiki zam. rivayeti) Yap-acak-mış-sın (Gelecek zam. rivayeti) Anlat-ır-mış (Geniş zamanın rivayeti) Gönder-miş-miş-ız (Öğ.geçmiş zaman.riv.)
  • 283. c) Şart (Koşul) Birleşik Çekim Basit zamanlı eylemlere “–se / -sa” eki getirilerek yapılır. Oku-yor-sa-n (Şimdiki zamanın şartı) Yap-acak-sa, (Gelecek zamanın şartı) Anlat-ır-sa-nız (Geniş zamanın şartı) Gönder-miş-se-ler (Öğrenilen geçmiş zamanın şartı)
  • 284. UYARI: Birleşik çekim yapan “-di, -miş,- se” ekleri aynı zamanda ek eylem görevini üstlenir. Eyleme gelen –di > idi  -miş > imiş  - se > ise Şeklinde ayrılıp okunabiliyorsa birleşik çekimli eylemdir: Gelirsen > gelir isen, okurdu > okur idi 
  • 285.
  • 286. ◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ  Eylemin kim tarafından gerçekleştirildiğini bildiren ögedir.  Yani şahıs ekleridir.  Eyleme kim sorusu yöneltildiğinde cevap, eylemin kişisidir.
  • 287. ◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ  Fiillerde üç temel şahıs vardır.  1. Kişi: Söz söyleyen  2. Kişi: Kendisine söz söylenen  3. Kişi: Kendisinden söz edilen  Kişiler tekil olabileceği gibi çoğul da olabilir.
  • 288. ◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ Tekil kişi Çoğul Kişi İzle-di-m İzle-di-k (1.Kişi) İzle-di-n İzle-di-niz (2.Kişi) İzle-di İzle-di-ler (3.Kişi)
  • 289. ◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ Tekil kişi Çoğul Kişi İzle-r-im İzle-r-iz (1.Kişi) İzle-r-sin İzle-r-siniz (2.Kişi) İzle-r İzle-r-ler (3.Kişi)
  • 290. YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLERYAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLER Yapılarına göre eylemler üç grupta incelenir. A) Basit Eylemler: Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir. Fiil köklerine gelen çekim ekleri (zaman, şahıs) fiilin anlamını değiştirmediğinden böyle fiillere basit eylem denir.
  • 291. YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLERYAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLER A) Basit Eylemler: Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir. İstediğim her şeyi yaptım çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim. Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir.
  • 292. B) Türemiş (Gövde) Eylemler:  Yapım eki almış eylemlerdir. Yani gövde hâlindedir. Türkçede eylem türetmenin iki yolu vardır:
  • 293. B) Türemiş (Gövde) Eylemler:  1) İsim kök ya da gövdelerinden eylem türetme: güzel-leş- sarı-ar- ışıl-da- göz-le-  az-al- ben-imse- ince-l- düz-el-  su- sa- sivri-l- yaş-a- kan-a-
  • 294. 2) Eylemden eylem türetme:  sev-in- çık-ar - kız-ış- bak-ış-  taşı-t- koş-tur- at-ıl- kan-dır-
  • 295. C) BİRLEŞİK FİİLLER: En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan eylemlerdir. Birleşik eylemler: 1.Yardımcı Fiillerle Yapılmış Birleşik Eylem 2.Kurallı Birleşik Eylem 3.Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylem olmak üzere üç grupta incelenir.
  • 296. 1)Yardımcı Eylemlerle Yapılan Birleşik Eylemler: İsim soylu bir sözcüğün üzerine “–et,-ol,-kıl, -eyle” gibi yardımcı eylemler getirilerek yapılır.  Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek. Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder. Usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı. Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında.
  • 297. UYARI 1: Bu türle yapılan birleşik eylemin isim kısmında bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa birleşik eylem bitişik yazılır.  Akşamı seyredeyim senin bakışlarında. Bir gün bana döneceğini hissediyorum. Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim. Sabreden derviş muradına ermiş.
  • 298. UYARI 2 : “Et-, ol-” yardımcı eylemleri tek başına bir anlam taşıyorsa ve önündeki isimle kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış demektir yani asıl eylemdir: Ben ettim sen etme. Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur. Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder. Boş zamanlarımda kütüphanede olurum.
  • 299. 2)ÖZEL ( KURALLI ) BİRLEŞİK EYLEMLER:  İki eylemin birleşmesi yoluyla oluşur. Tamamı bitişik yazılır. Dört grupta incelenir:
  • 300. A) Yeterlilik eylemi ( fiil + ebil-) : Cümleye gücü yetme ve olasılık anlamı katar. Eylemin üzerine “-ebilmek” getirilerek oluşturulur.  Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir. (o) Bu genç yaşımda ölebilirim. (o) En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim Bir gece ansızın gelebilirim. (o) Sınıfı geçebilirim. (gücü yetme)
  • 301. UYARI: Yeterlilik fiilinin olumsuzunda “bil-” fiili düşer. Fiilin üzerine “–ama , -eme” getirilerek yapılır.  Yapabilirim - yapamam. (yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) yaparım - yapmam ( geniş zamanın olumsuzu)  Atamam kendimi mavi denize dünya güzel. (“atabilirim” yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu)
  • 302. B) Tezlik Birleşik Eylemi: (Fiil+iver-):  Cümleye tezlik, çabukluk anlamı katar.  * Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön. * Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim. * Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya. * Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi. * Annesini görünce yanına koşuverdi.
  • 303. NOT: Olumsuzluk eki “–ma, -me” asıl eylemden sonra gelirse önemsizlik, yardımcı eylem olan ver- den sonra gelirse olumsuz tezlik bildirir.  Sen de o filmi görmeyiver. (önemsizlik) Her şeye maydanoz oluverme. (olumsuz tezlik)
  • 304. C. Süreklilik Birleşik Eylemi (eylem + edur- / - ekal- / -egel-):  Cümleye devam etme, süreklilik anlamı katar.  Bu hikaye yıllardır süregelir. Televizyonun karşısında uyuyakalmışım. Gidedursun turnalar, gurbet ellere. Listede ismimi göremeyince listeye bakakaldım.
  • 305. D. Yaklaşma Fiili (fiil+ -eyaz-) :  Eylemin gerçekleşmesine çok az bir zaman kaldığını ifade eder. ”Az kalsın olacaktı / ramak kaldı” anlamı verir.   Kaldırımda yürürken düşeyazdım. Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım. Kurallı birleşik fiiller her zaman bitişik yazılır.
  • 306.  NOT:  Bunların dışında “isteklenme fiili” de kurallı bileşik fiil sayılabilir.  İsteklenme Fiili: Fiil kök ya da gövdelerine “–esi, -ası” gelmek, “-acağı, -eceği” , gelmek, tutmak, söz grupları getirilerek yapılır.  göresim geldi, güleceği tuttu.
  • 307. 3)Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylemler: Bir isimle bir eylemin anlam yönünden birleşip kaynaşmasıyla oluşur. A) Bu sözcüklerden biri ya da ikisi gerçek anlamını yitirir. Vazgeçmek, öngörmek, varsaymak, Elvermek, başvurmak
  • 308. b)Deyim Hâlinde Birleşik Eylemler: İsimle eylem birleşerek gerçek anlamlarının dışında deyimleşme yoluyla da birleşik eylem oluşturabilir:
  • 309. Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun? Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın. Annemin yemekleri hoşuna gitti mi? Odasında kitaplarına göz atıyordu. *Adama laf anlatmaktan dilimde tüy bitti. Konuşulanlara ben de kulak kabarttım.
  • 310. EK FİİL (EK EYLEM)EK FİİL (EK EYLEM) Ekfiil “i” fiilidir tek başına bir anlamı yoktur. Ekfiilin iki görevi vardır: 1)İsim ve isim soylu kelimelere gelerek bu kelimelerin cümlede yüklem olmasını sağlar. (O iyi bir öğrenciydi.) 2)Çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik zamanlı fiiller yapar. (Koşuyordum)
  • 311. Basit zamanlı fiillere getirilen “dir” ekeylemi cümleye “olasılık, kesinlik” anlamı getirir. Bu konu kapanmıştır, artık bunu tartışmayalım. (kesinlik) Babam geç kalacağımızı öğrenince çok kızmıştı.(olasılık) Ders bitmiştir, gidebilirsiniz (kesinlik) Şu saatlerde evine varmştır.(olasılık)
  • 312. “-imek” ek fiilinin dört basit çekimi vardır. Basit çekimli durumlarda sadece isim soylu sözcüklerde bulunur. Ek Fiilin Geniş Zamanı öğrenci+yim öğrenci+yiz öğrenci +sin öğrenci+siniz öğrenci +dir öğrenci+dirler Ek Fiilin Di’li Geçmiş Zamanı öğrenci +ydim öğrenci +dik öğrenci +ydin öğrenci +diniz öğrenci +ydi öğrenci +diler
  • 313. Kişi ekleri 1Tekil Kişi –m, -im Bildi-m 2Tekil Kişi –n, -in Bildi-n 3Tekil Kişi Ø Bildi 1Çoğul Kişi –k,-iz Bildi-k 2Çoğul Kişi -siniz Bildi-niz 3. Çoğul Kişi –ler Bildi-ler *Şahıs ekleri kip eklerinden sonra gelir.
  • 314. Ek Fiilin Miş’li Geçmiş Zamanı öğrenci +ymişim öğrenci +iz öğrenci +ymişsin öğrenci +siniz öğrenci +miş öğrenci +mişler Ek Fiilin Dilek Şart Kipi öğrenci +ysem öğrenci +ysek öğrenci +ysen öğrenci +yseniz *Soru eki mi ek fiilden önce kullanılır. Komşunuz göçmenmiydi. *Ek fiilin olumsuzu değil ekiyle yapılır. Bu kitap güzel. Bu kitap güzel değil.
  • 315. Önemli Uyarı: Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır: *Geliyorum (şahıs eki) *Hastayım (ekfiilin geniş zamanı) *Babam (iyelik eki) *Babayım (ekfiilin geniş zamanı) *Ölüm (Fiilden isim yapım eki) *Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki] *Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı) *Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki)
  • 316. Basit Zamanlı Fiillerin Bileşik Zamanlı Fiiller Durumuna Gelmesini Sağlar: geliyor+idi geliyordu yapacak+imiş yapacakmış tanır+ise tanırsa Ek fiilin geniş zamanının 3. Tekil kişi olan “–dır, -dir, -dur, -dür,/ -tır, -tir, -tur, -tür,” çoğu zaman kullanılmaz. Çok başarılı. Çok başarılıdır
  • 318.  Fiillerin özne ve nesneleriyle olan anlam ilişkilerine çatı denir.  Fiiller çatıları bakımından iki bölümde incelenir: 1.Öznelerine Göre Fiiller 2.Nesnelerine Göre Fiiller
  • 319. Öznelerine Göre Fiil ÇatılarıÖznelerine Göre Fiil Çatıları Etken Fiiller Öznesi belirli olan fiillerdir. Eylemi yapan bellidir. Bu fiiller gerçek öznedir. Ben çiçekleri suladım. Eve kadar koştuk. Çocuğu çok azarladı.
  • 320. Edilgen Fiiller Fiilin bildirdiği eylem özne dışında başka bir varlık tarafından yapılıyorsa ve özne işi yapan değil de yapılan işten etkilenen konumundaysa bu fiiller edilgendir. Bu fiillerin öznesi sözde öznedir. Edilgen fiiller fiil köküne “-il, -in” ekleri getirilerek yapılır. Dolaplar temizlendi. Bulaşıklar yıkandı. Bebek giydirildi. Düşünceler tek tek açıklandı.
  • 321. Dönüşlü Fiiller Öznenin yaptığı işten yine kendisinin etkilendiği fiillerdir. Bu fiiller aynı zamanda etkendir. Dönüşlü fiiller fiil köklerine “-il, -in” ekleri getirilerek yapılır. Kız düğüne gitmek için süslendi. Kadın bütün gün dövündü. Buna çok sevindim. O her zaman övünür. Yeni koşular bugün taşındı.
  • 322. Edilgenlik ve dönüşlülük eki aynıdır. *Fiil özne ve gerçekse dönüşlü çatılı, sözde özne ise edilgen çatılıdır. Dönüşlülük kendi zamiriyle de yapılır. Kendini boşuna üzme.
  • 323. İşteş fiiller Eylemin birden çok özne tarafından karşılıklı ya da birlikte yapıldığını anlatan fiillerdir. ”-ş” eki getirilirek yapılır. İşteş çatılı fiiller üç şekilde yapılır.
  • 324. a)Karşılıklı yapma: Çocuklar dövüştü. Bu konuyla ilgili olarak uzun uzun tartıştık. İki ordu savaştı.
  • 325. b)Birliktelik Taş atınca kuşlar uçuştu. Hepimiz kaçıştık. Anneleri gidince çocuklar ağlaştılar. Onun .bu hâline gülüştük. Kucaklaşmak, buluşmak, tanışmak.
  • 326. c)Nitelikte eşitlik İsim ve sıfatlara “–leş” eki getirilerek yapılan işteş fiiller nitelikte eşitlik bildirir. Hasta günden güne iyileşti. Kız her geçen gün güzelleşiyor.
  • 327. Nesnelerine Göre FiillerNesnelerine Göre Fiiller Geçişli Fiiller Nesnesi bulunan ya da nesne alabilen fiillere denir. Fiil “ne, neyi, kimi” sorularına cevap veriyorsa geçişlidir. Çocuklarını yatılı okula verdi. Kitaplarını kapladı. * Fiiller geçişli oldukları hâlde nesne almayabilirler. İyice temizledim. Sabahtan beri seyrediyorum.
  • 328. Geçişsiz Fiiller Nesne almayan fiillere denir. Bütün kuşlar uçtu. Tatil günlerinde evde oturuyorum. Otobüsten indim, etrafa dikkatlice baktım.
  • 329. Oldurgan Fiiller Geçişsiz fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek yapılır.Böyle fiillere oldurgan fiiller denir. Rüzgârda yapraklar uçuşuyor. Uçurtma uçuruyorum. Yemekleri ben pişirdim. Çocuğu ağlattılar. Atı koşturdu.
  • 330. Ettirgen Fiiller Geçişli fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek geçişlilik derecesi artırılır. Özne işi yapan değil de yaptıran olur. Böyle fiillere ettirgen fiiller denir. Mektup yazdırdım. Halıları yıkattım. Bütün eşyaları taşıttılar. Odamı yeşile boyattım. Atı koşturdum.
  • 331. FİİLERDE OLUMSUZLUKFİİLERDE OLUMSUZLUK Fiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin yapılmadığını gösteren fiiller OLUMSUZDUR Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’ ekleri ile olumsuzluk ifadesi sağlanır. Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir. Gel—-------me------------ di-------------- ler  F.K olumsuzluk zaman eki şahıs eki  eki
  • 332. DİKKAT: ‘-me’ olumsuzluk bildiren ek ,şimdiki zaman kipinde; ’-mı,-mi,-mu,-mü’ biçimine dönüşür. Yaz --- mı --- yor --- sun. F.K olumsuzluk zaman kipi şahıs eki
  • 333. Geniş zaman kipinde olumsuzluk çekimi farklıdır.  OLUMLU OLUMSUZ Koş—ar—ım Koş—ma---m Koş---ar---sın Koş---maz---sın Koş---ar------- Koş---maz Koş---ar---ız Koş-ma-y-ız(-y kaynaştırma sesi) Koş---ar---sınız Koş---maz---sınız Koş---ar---lar Koş---maz---lar Bu çekimde görüldüğü gibi 1.tekil şahıs ve 1.çoğul şahıslarda zaman eki olan “–ar” düşer; Diğer şahıslarda bu ek “–z” olarak kullanılır,
  • 334. F L MS LERİİ İ İ (EYLEMS LER)İ
  • 335. Fiillerden türemiş oldukları halde bir fiil gibi çekimlenemeyen, cümlede isim, sıfat, zarf görevlerinde kullanılan ve yan cümleciklerin yüklemi olan kelimelere “fiilimsi” denir.
  • 336. Fiilimsilerin Özellikleri *1-Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Dolayısı ile fiilimsiler türemiş sözcüklerdir. *2-Fiillerin bütün özelliklerini taşımazlar. Kip, zaman ve şahıs eki *3-İsim çekim eklerini alırlar. *4-Fiilimsilerin olduğu cümleler birleşik cümledir. Bir cümle içerisinde ne kadar fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır. *5-Fiilimsiler ek-fiil olarak yüklem olabilirler. “Amacım bu sınavı kazanmak.”
  • 337. Fiilimsiler görevleri ve anlamları bakımından üçe ayrılırlar:
  • 338. 1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER):1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER): Fiil kök ya da gövdelerine “-mek, -mak, -me, -ma, -ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır. Bir gülüşün ömre bedel. Gün biter gülüşün kalır bende. Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık. Adamın yalvarışlarını bir görecektin. Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu? Unutuş, unuturlar seni de.
  • 339. Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi. Sana bakmak Allah’a inanmaktır. Yaşamak, ölmekten zor. Buralardan gitmek istiyorum. Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam. İçimde maziden kalma duygular var. Okula yeniden başlamayı düşünüyor musun.
  • 340. NOT 1 : İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler,isim- fiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı bir nesne ya da kavram adı olabilir. Artık bunlara isim- fiil eki olarak bakmamak gerekir.  *Kaymak, çakmak, dondurma, kavurma, dolma, gözleme, bağış, geviş…
  • 341. NOT 2: Fiilden fiil yapım eki olan –iş ile isim- fiil eki olan “–iş” i birbiri ile karıştırmamak gerekir. Anlamsal olarak fiilden fiil yapım eki (işteşlik eki) bir işi karşılıklı ya da birlikte yapma anlamı verirken isim fiil eki böyle bir anlam vermez.  Gülüşün çok güzel. (isim fiil eki) Onu öyle görünce gülüştüler. (işteşlik eki)
  • 342. NOT 3: Fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan “–ma, -me” ile isim fiil eki olan “–ma,-me” birbiri ile karıştırılmamalıdır. Fiilden fiil yapan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katarken isim fiil eki olan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katmaz.  Artık sevmeyeceğim. (olumsuzluk eki) İnsanın mesleğini sevmesi gerekir.(isim-fiil eki)
  • 343. 2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR) Fiil soylu sözcüklerin sonuna “–an, -en, -ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük ,-ecek, -acak, -miş, -mış, -muş, müş” ekleri getirilmek suretiyle yapılır. Sıfat- fiil ekleri genellikle sıfat tamlaması kurar.
  • 344. Her seven sevilenin boy aynasıdır. İşleyen demir pas tutmaz. O öpülesi eller beni büyüttü. Yıkılası Bağdat nice askerler yedi. Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç. Onunla unutulmaz anlar yaşadık. Bilinmez diyarlara gitme. Senin bu yaptığın olur iş değil. Akar sular gibi çağlarım.
  • 345. Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı. Tanıdık bir yüz çıkmadı karşımıza. Görülecek günler var daha aldırma gönül. Gelecek hafta sınavım var. Bense penceremde gelmeyecek saatleri beklerim. Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim. Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
  • 346. NOT: Zaman ekleriyle sıfat fiil eklerini karıştırmamak gerekir. Zaman ekleri, şahıs ekinden önce fiile gelerek fiili yüklem yapar. Sıfat fiil ekleri ise genellikle fiilleri sıfat yapar ve üzerine isim çekim eklerini alabilir oysa zaman ekleri isim çekim eklerini alamazlar.
  • 347. Hiç oturacak zamanım yok. s i (-acak sıfat tamlaması kurmuş bu yüzden sıfat fiil eki) Oğlum, okuyacak ve büyük adam olacak. (zaman eki; çünkü fiili yüklem yapmış ) Okumuş insanlar daha kültürlü (s.f.e) s i Annem de okumayı çok istemiş. (zaman eki)
  • 348. 3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):  Fiil kök ve gövdelerinin üzerine “–ınca, - dıkça, - dığında, -ken , -r… -mez, -alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp” ekleri getirilerek oluşturulur. Zarf- fiil ekleri temel cümlenin zarf tümleci olurlar.
  • 349. Ben gidince hüzünler bırakırım. Senin bu halini görünce lise yıllarımı hatırladım. Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu, ağlardım. Ağladıkça dağlarımız yeşerecek göreceksin. Ağlarım, hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Öldüğünde henüz çok gençti. Seninle konuştuğunda rahatlıyor. Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice. Sen ağlarken ben nasıl gülerim. Onu görür görmez tanıdım.
  • 350. Yarim, sen gideli yedi yıl oldu. Ah vah etmenin zamanı geçeli çok oldu. Gülerek yanıma geldi. Böyle yaparak beni çok üzüyorsun. Hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Ağlamadan ayrılık olmaz. Sizin durmaksızın çalışmanız lazım. Bir süre konuşmaksızın öylece bekledik. Gide gide bir söğüde dayandık. Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var kaderde.
  • 351. NOT 1: Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar da yan cümle var demektir.  NOT 2: Bir cümlede fiilimsi varsa o cümle girişik birleşik bir cümledir.  NOT 3: Bir cümledeki fiilimsi sayısıyla temel cümlenin yükleminin toplamı o cümledeki yargı sayısını verir.