1. ARMUT KARA LEKESİ HASTALIĞI
(Venturia pirina Aderh.)
Hastalık armut ağacının yaprak, meyve ve
sürgünlerinde görülür.Yaprakta lekeler daha çok alt
yüzdedir. Zeytin yeşili veya koyu kahverengi ve
kadifemsi görünüşlü bu lekeler zamanla birleşere
k yaprağın büyük bir kısmını kaplayabilir. Yırtılıp,
delinebilirler, yaprakta deformasyonlar olur.
Genç meyveler üzerinde kadifemsi görünüşte,
isli, siyahımsı kahverenkli lekeler oluşur. şiddetli
bulaşmalarda genç devrede meyvenin tümünü
kaplayabilir. Bu meyveler gelişmez, erken dökülür,
büyümeye devam eden bulaşık meyveler ise deforme
olur.
2. İlkbaharda sürgün ve dallar üzerinde
sivilceye benzeyen lekecikler oluşur. Birleşerek
"sıraca" denilen yaraları meydana getirirler.
Bulaşma çok şiddetli olursa sürgün kurumaları
olur. Koşullar uygun olduğu ve ilaçlamaları tam
olarak yapılmadığı yerlerde ürünün hemen
tamamı zarar görebilmektedir.
Hastalık etmeni fungustur. İlkbaharda sürgün ve
dallarda oluşan lekeciklerden ve yaprakların alt
yüzlerinden yayılarak ilk bulaşmayı yapar.
İlkbaharda askospor uçuş periyodu 10-11 hafta
devam edebilir.
3. MÜCADELESİ:
Kültürel Önlemler: İki önemli bulaşma kaynağı
olan, dökülmüş yapraklar ve sıracalı sürgün ve dalların
budanarak yok edilmesi gereklidir.
Kimyasal Mücadele:
1. İlaçlama: Çiçek gözleri kabardığı zaman
2. İlaçlama: Beyaz rozet devresinde
3. İlaçlama: Çiçek taç yaprakları %70-80 arasında
dökülünce
4. İlaçlama: 3. ilaçlamadan 10-15 gün sonra
(meyveler fındık büyüklüğünü alınca
4. Ekolojik koşullar hastalığın ilerlemesi için uygun giderse
ilaçlamalara 10-12 gün ara ile devam edilir. Armut
karalekesinde dal sıracası yaygın olarak görüldüğü için:
1. İlaçlama %2'lik bordo bulamacı veya %50 Cu
içeren preparatlardan birisi %0.8 dozunda,
2. İlaçlamada %50 Cu içeren bir preparat %0.4
dozda veya organik ilaçlardan biri prospektüs dozunda,
3. Diğer ilaçlamalarda da organik fungisitlerden birisi
kullanılır.
Dal sıracası görülmeyen yerlerde 1. ilaçlama %1'lik
Bordo Bulamacı ile veya %0.4 dozunda bakırlı
preparatlarla yapılır.
6. Daha çok armut yapraklarında meydana
getirdiği lekeler ile yaprakların dökülmesine
neden olur. Ağaçta kalan yapraklardaki lekeler
ise (terleme ve özümleme) yüzeyinin azalması
sonucunda gıda yapımını sekteye
uğratacağından ağaçta bazı fizyolojik
bozukluklar meydana gelmesine sebep olur.
Hastalıklı ağaç zayıflar ve verimden düşer.
Meyveler küçük ve şekilsiz kalır. Salgın
yıllarında meyveler fındık iriliğinden fazla
büyümez, kalitenin bozulmasına ve meyve
veriminde büyük kayıpların doğmasına sebep
olur.
7. Hastalık etmeni fungus olup, ilkbaharda ardıç ağaçlarından
gelen sporlar, armut ağaçlarının azami çiçekte ve
yaprakların da normal büyüklüğünü almak üzere olduğu
zamanlarda ilk bulaşmaları yapar. 11 Eylül-12 Ekim tarihleri
arasında armut yapraklarının alt yüzünde meydana gelen
sporlar uçuşarak civarda bulunan ardıçların genç dallarına
konarlar ve onları enfekte ederler. Ardıç dallarında bir yıl
sonra (Eylül-Ekim) tümörler oluşur. Tümörlerde oluşan spor
dilleri en az yarım saat yağmur yağdıktan sonraki
yağmursuz bir günde basidiosporlarını teşekkül ettirirler.
Bunlarda uçuşarak armut ağaçlarını enfekte ederler.
Ardıçlardaki tümörler 4-5 sene boyunca canlı kalır ve her
sene için enfeksiyon kaynağı olurlar.
8. Kültürel Önlemler: Armut bahçelerinden 1000
metre mesafeye kadar bulunan ardıçlar imha
edilmelidir. Ardıçların orman şeklinde bulunduğu
yerlerde, ya armut yetiştirilmemeli yada kimyevi
mücadele yoluyla hastalık önlenmeye
çalışılmalıdır.
9. Kimyasal Mücadele: Genellikle 3 ilaçlama kafi
gelmekle beraber yağışlı geçen yıllarda 6 ilaçlama
yapılmalıdır.
Birinci ilaçlama: Çiçek tomurcukları patlamak
üzereyken,
İkinci İlaçlama: Pembe çiçek devresinde,
Üçüncü İlaçlama: Çiçek taç yapraklarının %80-90
döküldüğü zaman,
Diğer ilaçlamalar: Üçüncü ilaçlamadan sonra havalar
yağışlı giderse haftada bir, yağışsız giderse 12-13 günde bir
yapılmalıdır.
11. Birinci İlaçlamada:
Bordo bulamacı %1'lik kullanılmalıdır,
hazırlanmasına imkan blunmadığı takdirde hazır
bakırlı ilaçlardan herhangi birisi %0.4'lük dozda
tatbik edilmelidir.
İkinci ve Müteakip İlaçlamalarda:
Bordo bulamacının %1'lik dozda tatbikine
imkan bulunmadığı hallerde hazır bakırlı
ilaçlardan veya ıslanabilir kükürtlü ilaçlardan
herhangi birisi %0.4'lük dozda veyahut organik
fungusitlerden herhangi birisi %0.3'lük dozda
kullanılır
12. Hastalık yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarından
armut, ahlat, elma ve ayvada görülmektedir. Armutlarda
ilk belirtiler çiçek demetlerinin solması ve kararmasıyla
başlar. Enfekte olmuş çiçek salkımları enfeksiyondan
sonra kararıp yay şeklinde kıvrılır, genç sürgünlerde
yapraklarda başlayan siyahlaşma zamanla bütün
yaprakları sarar ve yanmış bir görünüm alır. Enfekteli
genç sürgünler yaprak ve çiçek demetleri ile birlikte kurur
ve ağaçta asılı durumda kalır. Uygun şartlarda hastalığın
günlük ilerleme hızı 10-20 cm.yi bulur. Genç sürgünler
hastalığa daha hassastır. Enfekte olmuş sürgünün
kabuğu açık kahverengine
13. dönüşür. Rutubetli ve yağışlı havalarda
bakteriyel bir akıntıda görülebilir. Hastalık
bazen bir sürgünde veya birçok sürgünde
görülebilir. hastalıklı dallar yanmış gibi görünür.
Böyle dalların kabuğu bıçakla soyulduğunda
kahverengi siyah arası bir renk aldığı görülür.
Enfekteli dallarda yaprak ve meyveler asılı kalır.
Elmalarda ise hastalığın seyri daha yavaştır,
belirtileri armuda benzer. Bu hastalık yumuşak
çekirdekli meye ağaçlarının en tahripkar
hastalığıdır. Bir tek ağaç bütün bölgeyi
hastalandırabilir.
14. Hastalığın etmeni bir bakteri olup, minimum gelişme
sıcaklığı 3-6 C optimum sıcaklık 27-30 C, maximum 37 C
dir. Bakteri kışı enfekteli ağaçlardaki kanser yaralarında
geçirir. Durgun dönemde aktif değildir. Vegetasyonun
başlamasıyla faal hale geçer ve ağacın kabuğu dışında
akıntıyla yayılır. Buradan yağmur damlaları böcekler ile
çiçeklere taşınır hızla enfeksiyon yapar. Çiçeklenme
döneminde yüksek rutubette ve 18-24 C lik sıcaklık ilk
dönemde enfeksiyonlar için ideal şartlardır. Daha sonra
ağacın diğer organlarını hastalandırır ve kurutur.
Enfeksiyonlar sonbahar sonlarında iyice yavaşlar, patojen
kışın kanser yaralarında lokalize olur. İlkbaharda tekrar aktif
duruma geçer.
15. Kültürel Önlemler:
-Hastalıkla bulaşık bölgelerden kesin olarak meyve fidanı,
çelik, aşı gözü, aşı kalemi, çöğür v.s. alınmamalıdır.
-Hastalıkla bulaşık bölgelerde özel ve resmi fidanlıklar daima
kontrol altında tutulmalı, hastalık tesbiti yapıldığında fidanlar derhal
imha edilmelidir.
- Hastalıklı ağaçların enfekteli dalları ve sürgünleri durgun
dönemde hastalıklı kısmın en az 20 cm. altında sağlam kısmından
kesilmelidir.
-Budamada kullanılan bıçak, testere, makas dezenfekte
edilerek kullanılmalıdır. Büyük dallar kesildiğinde budama yerlerine
%10'luk NaOCI (Sodyum hipoklorid, çamaşır suyu) sürülmeli ve aşı
macunu ile kapatılmalıdır. Budamada kullanılan bıçak, testere,
makas vs. %3 lük lizol eriyiği veya %10 lük sodyum hipoklorid
çözeltisine daldırılarak dezenfekte edilmelidir.
16. -Vegetasyon periyodu içinde meydana gelen
enfeksiyonlarda enfekteli dallar kesilip yakılmalıdır.
-Bahçede dengeli gübreleme yapılmalı, aşırı vegetatif
gelişmeyi sağlayan gübrelemelerden kaçınılmalı, ayrıca bahçe
toprağının pH'sı 5.5- 6.5 seviyelerinde tutulmalıdır.
-Yağmurlama sulama uygulanmamalı, damlama sulama
tercih edilmelidir.
-Hastalıklı bahçelerde arı kovanları mevcutsa
kaldırılmalıdır.
-Hastalığın konukçuları arasında bulunan yabani ağaçların
ateş dikeni, dağ muşmulası, akdiken, adi arap kirazının
hastalıkla bulaşık olanları sökülerek imha edilmelidir.
17. -Birçok böcek türü, etmenin vektörü olması nedeniyle,
zararlılarla (Özellikle Psylla pyricola, Lygus lineolaris) mutlaka
mücadele edilmelidir.
-Hastalığa karşı dayanıklı çeşit ve anaçlar seçilmelidir.
Kimyasal Mücadele:
Mücadele zamanı: Ateş yanıklığı hastalığına karşı 1.
ilaçlama durgun dönemde ağaçlar budandıktan sonra %2'lik
bordo bulamacı ile yapılır. İkinci ilaçlama gözler kabardığında
%2'lik bordo bulamacı ile, 3. ilaçlama çiçekten sonra ilk
enfeksiyonlar görüldüğünde %0,4 dozunda hazır bakırlı
ilaçlarla yapılır. Bu ilaçlama enfeksiyonların durumuna göre 3-
4 defa tekrar edilir. 2. ile 3. ilaçlama arasında sürgün
enfeksiyonları görüldüğünde enfekteli sürgünler kesilerek
imha edilmelidir. Yağışlı havalarda bakırlı ilaçlar atılmamalıdır.
20. Etkili Madde Dozu(Preparat)
Formülasyonu
Adı ve Oranı 100 lt.suya
Bakır sülfat %98+
Bulamaç 2 kg+1 kg
Sönmemiş kireç
Bakır oksiklorür+
W.P. 400 g
Maneb %37.5+
W.P. 400 g
%20 Fosetyl Al.
Oxolınıc asıd WP 150 g
NOT: Bordo bulamacı ağaçların durgun olduğu dönemde uygulanır
21. Ağaçların sürgün, çiçek ve genç meyvelerini hastalandırır.
İlkbaharda genç yaprakların üst yüzünde çapları 1-4 mm
arasında değişen ve başlangıçta ancak yaprak ışığa doğru
tutulduğunda fark edilebilen, açık kahverengi lekeler görülür.
Renkleri giderek koyulaşan bu lekeler yaprakların her tarafında
olabilir. Bazen yaprağın bir kısmını, bazı hallerde de tamamını
kaplar. Lekeler üzerinde kirli beyazdan, bej rengine kadar giden
tabakalar meydana gelir. Hastalanan yapraklar adeta badem gibi
kokar. Bu sırada yaprakların damarlarından saplarına ve sapları
yoluyla da sürgünlere geçer.
Yaprak sapının sürgünle birleştiği noktanın alt ve üst tarafında
1-1.5 cm. olmak üzere 2-3 cm uzunluğunda bir kahverengileşme
meydana getirir. Sürgün kuruyan yerden aşağı doğru sarkar ve üst
tarafındaki bütün yaprak ve çiçek tomurcuklarıyla birlikte kurur.
Hasta sürgünlerin üzerinde kirli beyaz renkte bir tabaka görülebilir.
22. Çiçekten genç meyvenin sapına, takiben sürgüne geçenler
ise meyve sapından sonra gelen yaprak sapları yoluyla yaprakları
enfekte ederler, ana damarları boyunca ilerleyerek şerit halinde
bir kahverengileştirme oluştururlar. Kahverengileşme zamanla
yaprağın bütün sathını kaplar, ayva ağaçları üzerinde yıl boyunca
kalabilen parlak kırmızımsı-kahverengi adeta meşinleşmiş
yapraklar meydana gelmiş olur.
Bulaşmış çiçekler başlangıçta sağlıklı görülmekte, petal
dökümüne yakın kahverengileşerek kurumakta ve sonra
dökülmektedir.
Enfekte olmuş genç meyvenin üzerinde önceleri açık
kahverengi ve sonraları koyulaşan lekeler meydana gelir.
Meyveler önce yumuşar ve zamanla tamamen sertleşerek mumya
halinde ağaçlarda asılı kalır.
23. Kültürel Önlemler:
Hasat esnasında mumyalaşmış, genç meyveler
toplanıp yakılmak suretiyle imha edilmeli, budama
esnasında toplanamamış mumya meyveler toplanmalı
ve kurumuş sürgünler kesilerek yakılmalı, bahçeler
derince işlenmeli, ilkbaharda hastalık görülen yaprak,
çiçek ve sürgünler kesilmek suretiyle imha edilmelidir.
Kimyasal Mücadele:
Ascospor uçuşu tesbiti yapılarak uçuş başladığında,
birinci ilaçlama yapılmalı, birinci ilaçlamadan 14 gün
sonra ikinci ve ikinci ilaçlamadan 14 gün sonra üçüncü
ilaçlama yapılmalıdır.
24. Uçuş başlangıcının tesbiti yapılamadığı
hallerde birinci ilaçlama tomurcuklar patlayıp
yaprakların görünmeye başladığı dönemde
yapılmalı, birinci ilaçlamadan 14 gün sonra ikinci
ve ikinci ilaçlamadan 14 gün sonra da üçüncü
ilaçlama uygulanmalıdır.
Karadeniz Bölgesinde; 1. ilaçlama çiçeklerin
%5'i açtığında,
2. ilaçlama çiçeklerin %50'si açtığında ve
3. ilaçlama da azami çiçeklenme devresinde
yapılmalıdır
26. Etkili MaddeAdı Formülasyonu Dozu(Preparat)10
ve Oranı 0 lt.suya
Carbendazim W.P. 75 g
%50
Thiophanate- W.P. 60 g
Methyl %70
Procymidone %50 W.P. 200 g
27. (Gnomonia leptostyla (Fr.) Ces. et de Not. )
Hastalığın belirtileri, ağacın yaprakçık, meyve, genç sürgün ve
yaprak saplarında görülür. Daha çok bir yaprak ve yaprakçık
hastalığı olmasına rağmen, çok hasta meyvelerin perikarpından,
meyve içine de geçen hastalık, meyvelerin depolanması sırasında,
diğer fungal etmenlerin de hücuma geçmesine neden olacak zayıf
meyveleri oluşturur, meyveler çabucak çürür. Hastalık, genç
yaprakların yaprakçıkları yarı büyüklüğünü geçtikten sonra
enfeksiyon yapmakta, penetrasyon noktasının çevresinde güneşe
tutulduğunda veya gözle görülür şekilde renk açılmaları
yapmaktadır. Daha sonra bu kısımlar sarımsı bir hale ile çevrilerek,
orta kısımlar açık kahverengiden, koyu kahverengine değişen
nekrotik dokulara dönüşür. Nekrotik lekeler noktalar halinde
yaprakçık yüzeyine dağılmış halde görülürken, zamanla birleşerek
28. yaprakçığın belirli bir kısmını veya tamamını kaplar.
Ağaç hastalıktan dolayı yaz ayı ortalarında, kenarları
nekrozlardan kıvrık, kavruk veya tamamen ölü
yapraklarla kaplanarak erken yaprak dökümü başlar.
Hastalık bir yaprak hastalığı olduğundan, bitkinin
asimilasyon yüzeyini azaltarak, gelecek yıllara ait,
sürgün ve meyve oluşumunu olumsuz yönde etkiler ve
verim düşüklüğüne neden olur.Hastalığın etmeni
fungustur. Fungusun saprofitik ve parazitik olmak üzere
2 devresi vardır. Saprofitik dönem sonbaharda yere
dökülen ölü yapraklarda başlar, ilkbaharda peritesyumun
olgunlaşmasına kadar sürer. Parazitik dönem ise,
fungusun ilkbahardan itibaren canlı dokularda
sürdürdüğü yaşamını kapsamaktadır.
29. Kültürel Önlemler: Primer enfeksiyon kaynağı olan yere
dökülmüş yapraklar sonbaharda toplanıp yakılmalı veya derine
gömülmelidir. Üzerinde hastalığın lekesi ve derince yaraları bulunan
önceki yıllara ait dallar budanıp uzaklaştırılmalıdır.
Kimyasal Mücadele:
1. İlaçlama: Tomurcukların yeni patlamaya başladığı,
yaprakların kedi kulağı olduğu dönemde,
2 İlaçlama: Yapraklardaki yaprakçıkların yarı büyüklüğünü
aldığı dönemde
3. İlaçlama: Meyvelerin fındık büyüklüğünü aldığı dönemde
4. ve diğer ilaçlamalar meteorolojik koşullar ve kullanılan
fungusidin etki süresi dikkate alınarak yapılmalıdır.
İlaçlamalarda motorlu pülverizatörler kullanılmalıdır
32. Etkili Formülasyon Dozu(Prepara
MaddeAdı u t)100 lt.suya
ve Oranı
Maneb %80 W.P. 300 g
33. Hastalık en fazla meyvede zarara yol açıyorsa da, çiçek
yaprak ve yaprak sapında da görülebilmektedir. Tamamen
açılmış oldukları dönemde enfeksiyona uğrayan çiçekler,
aniden solarak kurumakta ve "çiçek yanıklığı" denilen
durum meydana gelmektedir. Hava koşulları yağışlı ve
nemli giderse enfeksiyon çiçeklerden kısa çiçek sapına
buradan da ana çiçek sapına geçmektedir.
.
Meyveler tüm olgunlaşma evrelerinde hastalığa
yakalanmakla birlikte en tahripkar niteliğini kırmızı olum
döneminde göstermektedir
34. Hastalığın etmeni fungus olup, meydana getirdiği
sklerotlar sert, yassı ve siyah renklidir. Sklerotlar daha
çok meyve üzerinde küf tabakaları arasında siyah
noktacıklar halinde oluşmakta bazende yaprak sapı
üzerinde görülmektedir. Ayrıca topraktaki hastalıklı bitki
artıkları üzerinde de çok sayıda sklerot oluşabilmektedir.
Genellikle 5-7 mm iriliğinde olup soğuğa ve kuraklığa
dayanıklıdır. Uygun koşulları bulduklarında çimlenerek
miselyum vermektedirler. İlkbaharda gelişen bu miseller
üzerinde konidiler oluşmakta ve çevreye dağılan bu
konidiler çilek bitkisini bularak gelişme ve üremelerini
sürdürürler.
35. Kültürel Önlemler: Çilek dikim alanlarının çukur ve su
tutan alanlar olmamasına özen gösterilmeli, yaprak ve
çiçek sapları dik olarak gelişen, meyve dipleri dış bükey
olan çeşitlerin yetiştirilmesine yönelerek, çilek
plantasyonlarını 2-3 yılda bir yenilemeli,plastik örtü
üzerinde çilek yetiştirilmesi üreticiye benimsetilmeli;
hasta meyveler, çiçek sapı ve yapraklar hasattan sonra
dipten kesilerek uzaklaştırılmalıdır.
Ülkemizde bu gün için çileklerde Botrytis hastalığına
karşı ruhsat almış bir peraparat yoktur. Bu nedenle
hastalıkla mücadelede ruhsatlı ilaçlar piyasaya çıkıncaya
kadar kültürel önlemlere ağırlık verilmesi gerekmektedir.
36.
37. .Etkili MaddeAdı For Dozu(Prep
ve Oranı mül arat)100
asy lt.suya
onu
Fenhexamid 500 g/l SC 100 ml
Cyprodinil+Fludioxonil( WG 60 g
%37.5+%25)
Folpet % 80 WDG WD 125 g
G
38. Yaprakta daha çok üst düzeyde görülen lekeler,
önceleri yağlımsı görünüştedir, giderek zeytin rengini alır,
sonra da kahverengileşir. Kadifemsi bir görünüşü vardır.
Zamanla lekeli kısımdaki doku ölür, üzerinde çatlaklar,
delikler oluşur. Çok bulaşık lekeli yapraklar sararır ve
erken dökülür.
Meyvelerdeki lekeler önceleri yeşilimtıraktır, zamanla
kahverengine döner. Bazen küçük lekeler birleşerek, daha
büyük lekeleri meydana getirir. Bu kısımlarda meyvenin
gelişmesi durur. Hastalıksız kısımlarda büyüme devam
ettiğinden bozuk şekilli meyveler oluşur, pazar değeri
düşer.
39. Sürgün enfeksiyonları duyarlı çeşitlerde görülür.
Lekeler oval veya yuvarlak kabarcıklar
halindedir. İlkbaharda bu kabarcıklar çatlar,
çatlayan püstüller zamanla birleşerek "uyuz"
veya "sıraca" denilen yaraları meydana getirir.
Neticede bitki yıldan yıla zayıflar.
Etmeni fungustur. Kışı sonbaharda dökülen
ölü yapraklarda saprofit olarak geçirir.
İlkbaharda parazitik devresi başlar, canlı
dokulardaki zarar bu devrede olur.
40. Kültürel Önlemler: Yere dökülmüş bulaşık yaprakların
yok edilmesi ilk bulaşmaları büyük ölçüde azaltır. sıracalı
dallar da kesilip yok edilmelidir.
Kimyasal Mücadele:
1. İlaçlama: Çiçek gözleri kabardığı zaman, (Dal
sıracası bulunan yerlerde 3-5 gün önce)
2. İlaçlama: Pembe çiçek tomurcuğu devresinde
çiçekler kısa saplarıyla ayrı ayrı görülünce,
3. İlaçlama: Çiçek taç yaprakları %70-80 arasında
dökülünce,
4. ve diğer ilaçlamalar ekolojik koşullar hastalığın
ilerlemesi için uygun olduğu durumlarda kullanılan
fungusidin etki süreleri dikkate alınarak uygulanmalıdır.
41. a) Dal Sıracası Bulunan Yerlerde:
1. İlaçlamada %2'lik bordo bulamacı veya %50 Cu
içeren preparatlardan birisi %0,8 dozunda,
2. İlaçlamada hazır bakırlı preparatlardan birisi %0,4
dozunda veya diğer fungisitlerden birisi prospektüs
dozunda,
3. ve diğer ilaçlamalarda bakırlı fungusitler dışındaki
fungusitlerden birisi önerilen dozda kullanılmalıdır.
b) Dal Sıracası Bulunmayan Yerlerde :
1. ilaçlama %1'lik Bordo Bulamacı veya hazır bakırlı
preparatlardan birisi %0,4 dozunda kullanılabilir. Diğer
ilaçlamalarda dal sıracası bulunan yerlerde uygulanan
ilaçlama programı uygulanır.
42. Tahmin ve uyarı sisteminin uygulandığı
yörelerde, savaşım programının uygulanabilmesi
için tahmin uyarı istasyonunda fenolojik, biyolojik
ve meteorolojik kriterler belirlenecektir. Bu
çalışmalar başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.
45. Etkili MaddeAdı ve Formülas Dozu(Preparat)
Oranı yonu 100 lt.suya
Bakır sülfat %98+ Bordo 2 kg.+1 kg.1 kg.
Sönmemiş kireç Bulamacı +500 g
Bakır oksiklorür %50 W.P. 400 g-800 g
Bakır oksit %50 W.P. 400 g-800 g
Benomyl %50 W.P. 60 g
Carbendazim %50 W.P. 30 g
Mancozeb %60+ W.P. 100 g
Penconazole %2,5
Maneb %80 W.P. 300 g
46. Külleme ve karaleke arasındaki fark
Elma karaleke latince
Ateş Yanikliği kültürel mücadele
Hastalık elma ağaçlarının sürgün, yaprak, çiçek ve
nadiren de meyveleri üzerinde zarar yapmaktadır.Hastalığa
yakalanmış sürgün kısımları, ince unlu bir tabaka ile
kaplanmış görünümdedir. Sürgünlerin boyları kısa ve
cılızdır. Hasta sürgünlerdeki tomurcukların bir kısmı ölür.
Bir kısmı ise gelecek yıl için hastalık kaynağı olur. Hasta
tomurcuklar daha gevşek, yassı ve en dıştaki tomurcuk
pulları geriye doğru biraz açılmış durum gösterirler.
47. Yaprakların alt yüzeylerinde bazı hallerde de üst
yüzeylerinde küçük ve zamanla büyüyen unlu beyaz
yüzeysel lekeler meydana getirir. Hastalığa daha çok genç
yapraklar yakalanır. Hasta yapraklar normal gelişemez. İlk
devrelerde yakalananlar dar ve mızrak gibi uzun ve içe
doğru hafifçe kıvrılmış bir görünüştedir. Yüzeyleri tamamen
beyaz renkte unlu bir tabaka ile kaplıdır. Yaprakların rengi
zamanla kirli kahverengini alır ve vaktinden önce dökülürler.
Küllemeli çiçeklerin taç yaprakları daha kalındır. Çanak
yaprakları deforme olmuştur. Genellikle kururlar ve
dökülürler. Ender hallerde meyve de küllemeye yakalanır.
Böyle meyvelerde unlu lekeler görülür. Küçük, şekilsiz ve
lekeli olurlar
48. Etmen fungus olup, kışı sürgün üzerindeki odun
ve meyve gözlerinin pulcukları arasında geçirir.
Ağacın gözlerine su yürümeye başladığında
aktivite kazanır, gelişen odun ve meyve
tomurcuğu hastalıkla bulaşıktır. Yaz boyunca da
bu organlardan sağlıklı yaprak, sürgün, çiçek
demetleri, sürgün uç tomurcukları ve bazı
çeşitlerde, meyvelere bulaşır. Optimum çimlenme
sıcaklığı 24 C dir.
49. Kültürel Önlemler: Bulaşık sürgünler hastalıklı kısmın
15 cm. kadar altından kesilip bahçeden uzaklaştırılmalı,
ilkbaharda tepe tomurcukları küllemeli olarak gelişme
gösteren sürgünler, yaprak ve çiçek demetleri toplanmalı
ve mutlaka bahçeden uzaklaştırılmalıdır.
Kimyasal Mücadele: Birinci ilaçlama; pembe çiçek
tomurcuğu devresinde
İkinci İlaçlama: çiçek taç yapraklarının tahminen %60-
70 nisbetinde döküldüğü bir devrede,
Üçüncü ilaçlama ve müteakip ilaçlamalar; ikinci
ilaçlamadan sonra Mayıs ayı sonuna kadar birer hafta,
müteakiben Haziranın üçüncü haftasının sonuna kadar
ise 10'ar gün aralar ile yapılmalıdır.
51. Etkili MaddeAdı ve Formülasy Dozu(Preparat)
Oranı onu 100 lt.suya
Tebuconazole %25 W.P. 25 g
Benomyl %50 W.P. 60 g
Dinocap 370 g/l E.C. 60 ml
Fenarimol 120 g/l E.C. 30 ml
Kükürt %73 W.P. 400 g
Kükürt %80 W.P. 400 g
52. (Taphrina pruni (Fruck.)Tul.)
Meyveler deforme olur. Şekli ve rengi bozulur. Normal
büyüklüğünü kaybeder, uzun, yassı veya normalden çok daha
büyük bir durum alırlar. İçlerinde ekseriya çekirdek bulunmaz.
Meyve eti gevrek yapılıdır. Tadı ve rengi bozuktur. Renk önceleri
sarımsı sonradan grimsi ve kahverengi olur ve nihayet
esmerleşerek kurur ve dökülürler.
Etmeni fungus olup, ilk bulaşmadan çiçek dönemine ve miselyumun
yumurtalığı dışarıdan delip girmesiyle olduğu sanılmaktadır. Sporlar
yeni sürgünler üzerinde çimlenir. Buradan dal içersine girer.
Buralarda yaz ve kışı geçirir. İlkbaharda meyveleri hastalandırır.
İlkbahar sıcak ve kurak geçerse hastalık pek görülmez. Yağışlı
ve serin geçerse hastalık mutlaka çıkar.
53. Kültürel Önlemler: Ağaç üzerinde kalan ve
yere dökülen hasta meyveler toplanıp yok
edilmeli, kuruyan dalcıklar temizlenerek
yakılmalıdır.
Kimyasal Mücadele:
Birinci ilaçlama tomurcuklar kabardığı sırada
açılmadan önce, ikinci ilaçlama çiçek yaprakları
takriben %80 dökülünce yapılmalıdır.
55. Etkili MaddeAdı ve Formülas Dozu(Preparat)
Oranı yonu 100 lt.suya
Bakır sülfat %98+ Bordo 2000 g+
Sönmemiş kireç Bulamacı 1000 g
Bakır oksiklorür %50 W.P 800 g
Bakır oksit %50 W.P. 800 g
Captan %50 W.P. 300 g
Thiram %80 W.P. 300 g
56. İnce dallarda ve sürgünlerde kabukta esmer
çökük lekeler görülür. Fazla sayıda veya büyük
olan lekeler dalın kurumasına yol açarlar. Lekelere
tomurcuklarda da rastlanır. Dallarda lekeler
kanser görünüşü alırlar. 1-2 yıl geçince zamk
meydana geldiği göze çarpar,Yapraklarda
sarımtırak lekeler oluşur. Lekeler sonradan
kuruyarak delinir. Yapraklar saçma ile delinmiş
gibidir.
57. Etmeni bakteri olup bir toksin ihtiva eder. Konukçular
hassasiyetine göre bu toksinden etkilenirler. Hastalığın
yaz ve kış olmak üzere iki devresi mevcuttur. İlkbaharda
bulaşmış tomurcuklar açılınca bunlardan hastalıklı
yapraklar meydana gelir. Hastalıklı genç dalları, bu
mevsimde yeni çıkan yaprakları bulaştırır. Bakteri yazın
kabukta gizli olarak kalır,üreyip yayılmaz.
Kış devresi sonbaharda başlar. Hasta yapraklar
üzerinden yağmurla, sürgün ve dallara geçer, kışı kabuk
üzerinde geçirir. Dala gözlerden, çatlaklardan,
yaralardan ve budama yerlerinden girer.
58. Kültürel Önlemler:
Sağlam fidan, sağlam göz kullanılmalı,
sonbaharda ilaçlamadan önce kuru ve fazla
hastalıklı dallar kesilip yakılmalıdır.
Yasal Önlemler: Dış Karantinaya tabi bir
hastalık olduğundan böyle hastalıklı fidanların
dağıtılmaması ve gerekli karantina tedbirlerin
alınması gereklidir.
Kimyasal Mücadele: Sonbaharda
yapraklar dökülmeye başladığında ve ilkbaharda
gözler uyanmak üzere iken 2 ilaçlama
yapılmalıdır.
60. Etkili Fourmülasyon Dozu(Preparat)
MaddeAdı ve 100 lt.suya
Oranı
Dozu(Preparat) Bordo 1.ilaçlama
100 lt.suya Bulamacı 1000+500 g
Bakır Sülfat Bordo 2. ilaçlama
%98 Bulamacı 600+300 g
Sönmemiş kireç
İlaçlamalarda bordo bulamacı uygulanır
Sonbaharda %1'lik ilkbaharda %0,6'lık dozda
bordo bulamacı uygulanır
61. Meyve ağaçlarıyla, bazı orman ve park ağaçlarının kök
boğazlarında görülür. Yerleşim yeri ağaçların kök boğazı olmakla
beraber kök ve toprak üstü aksamlarında da görülür. "Taçgali"de
denir. Ur, gal yada kanser hastalığıdır. İlk belirtisi küçük urdur. Ur
yıldan yıla büyür 2-3 yaşındaki fidanlarda nohut büyüklüğünde olan
ur,yumuşak ve düzgün yüzeylidir. Büyüdükçe dış yüzeyi kurur,
esmerleşir ve pürüzlü bir görünüm alır. İrileştiği zaman yan kökleri
yok eder. Yaşlı urlar parçalanarak dökülür ve toprağa karışır. Ölü
olduklarından içlerinde bakteri yoktur.
Kanser asmanın yalnız, kollarında, çubuklarında ve
gövdesinde görülür. Genç dönemde bulaşma olursa gövdede de
önce güç fark edilen kabartılar oluşur. Kabartılar çatlar, giderek yara
halini alır. Yaralar tipik kanser yarasıdır ve halk arasında "sıraca"
yada "uyuz" adını alır.
62. Fidanlıklarda ise, köklü asma çubuklarının kök
boğazında ve köklerinde fındık ve ceviz büyüklüğünde
tümörler görülür. Hastalığa şiddetli yakalanan fidanlar iyi
gelişemezler. Genç ağaçlar enfeksiyondan çok
etkilenirler ve kısa sürede kururlar. Yaşlı ağaçlar ise az
ve kalitesiz meyve verirler.
Kök kanseri hastalığını yapan bakteridir. Optimum
gelişme sıcaklığı 25-30 C minimum 0 C ve maksimum
gelişme sıcaklığı ise 37 C dir. Bakterinin termal ölüm
noktası 50-52 C dir.
Etmen, toprakta uzun süre yaşayabilmekte ve
işlenen topraklarda da virulensini koruyabilmektedir.
Alkali topraklarda, hafif asit karakterde olanlara oranla
daha çok yayıldığı saptanmıştır.
63. Bir yara parazitidir. Bitkiye köklerden,böceklerin,nematodların
ve mekanik işlemler sonucu açılan yaralardan kolayca girerek ur
oluşturmaktadır.
MÜCADELESİ:
Kültürel Önlemler:
a) Fidanlık veya meyve bahçesi plantasyonu kurulurken ağır ve
nemli topraklardan kaçınılmalı, eğer tesis kurulmuşsa drenaj
kanalları açılmalıdır.
b)Toprağa fazla çiftlik gübresi vermek yerine kompoze gübre
verilmelidir.
c)Aşıda anaç kalem uyumuna dikkat edilmeli, yara yerinden
bakteri girişini engellemek için aşı yerleri aşı macunu ile
kapatılmalıdır.
d) Toprak altı zararlıları ile mücadele edilmelidir.
e) Kanserli fidanlar yok edilmelidir.
64. f) Fidanlık kurulurken önce fidanlık toprağının bu bakteriyle bulaşık
olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Bunun için ilkbaharda iyi
işlenmiş toprağa 1-2 yaşında kökleri traş edilmiş ve temiz şeftali
çöğürleri 1-3 m aralıklarla dikilir. Sonbaharda çöğürler sökülerek
köklerde ur olup olmadığı kontrol edilir. Çöğürler bulaşık çıkarsa, bu
toprakta fidancılık yapılmamalıdır.
g) Bahçedeki kanserli ağaçlar sökülmeli çukur çevresine 40 cm
derinlik ve 20 cm genişliğinde tecrit çukuru açılarak içerisi
sönmemiş kireçle doldurulmalıdır.
Yasal Önlemler: Fidanlıklarda kök kanseri standardı (0)
olduğundan, böyle fidanlıklardan fidan dağıtımı yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele: Meyve ağaçlarında ve bağlarda kök
kanserine karşı ilaçlı mücadele, yazın, Ağustos ve Eylül aylarında
yapılır.
66. Etkili MaddeAdı ve Formülasyonu Dozu(Prep
Oranı arat)100
lt.suya
Bakırsülfat %99,5 Kristal 5 kg
67. Ağaçların köklerinde çürüklük yapmak
suretiyle ölüme sebep olur. Hastalığa yakalanan
ağaçlar ilk yıl çok az sürgün verirler. İkinci yıl
yapraklar sararır, dökülür. Üçüncü yıl dal ve
dalcıklar ölmeye ve kurumaya başlar. Dördüncü
yıl, tamamen kururlar. Şiddetli hastalanmalarda
1-2 yılda ağaçların kuruduğu görülür. Kökler
tetkik edilirse ikinci köklerden başlayarak, kök
boğazına kadar kabukla odun arasında beyaz
bir küf tabakasının varlığı görülür. Hastalığın
başlangıcında odun tabakası açık kahverengi
daha sonra sarımtırak veya
68. beyaz süngerimsi bir doku halini alır. Ağaçların
ömrünün kısalmasına sebep olduğu için
ekonomik önemi vardır.
Etmen bir şapkalı mantardır. Şapkalarını
sonbaharın ilk yağmurlarından sonra oluşturur.
Hasta ağaçlarının kütüklerinde oluşan sarımsı
kahverengi olan ve dibe doğru siyahlaşan
şapkalar 5- 15 cm. çapındadır. Mantar hem
toprakta hem de odun dokusunda yaşar. Ölü
ağaçlarda ve toprakta kalan kök parçalarında
uzun süre hayatiyetini devam ettirir. Rutubetli
yerlerde iyi gelişir.
69. Kültürel Önlemler:
Kuruyan ağaçların kök ve gövdeleri topraktan çıkarılarak imha
edilmeli ve yerine kireç dökülmeli, bulaşma bahçenin belli kesiminde
ise, hasta olanlar 60 cm derinlik ve 30 cm genişlikteki hendeklerle
çevrilmelidir. Çevrede hastalık olduğu hallerde, sel sularının
getireceği hastalıklı parçaların girişini engellemek için arazi
çevresine 60-70 cm derinlikte hendekler açılmalı, ağaçları sağlam
ve sağlıklı yetiştirmek için gereken önlemler alınmalı, meşe
ağaçlarının kesimiyle elde edilen araziye meyve ağacı dikilmemeli,
bir kaç sene boş bırakılmalı, sonbaharın ilk yağmurlarından sonra
mantar şapkalarını ve oluştukları yerlerdeki kök parçalarını derhal
yok etmeli, ağaçlar derin dikilmemeli, aşırı sulama yapılmamalı,
köklerin yaralanmamalarına dikkat edilmelidir.
70. Kimyasal Mücadele: İlaçlamalara hastalık görüldüğünde
başlanır.
Hastalık yeni başlamış ise hasta kökler kesilip kazındıktan
sonra bu yerlere %5'lik bordo bulamacı, %2'lik göztaşı, %5'lik
karaboya ilaçlarından biri fırça ile sürülür, ilaç kuruduktan sonra
üzeri aşı macunu ile kapatılır veya 750 g. ardıç katranı 250 g. toz
göztaşı karışımı sürülür.
Kökler tamamıyla hasta ise, ince köklere kadar sökülüp kendi
çukurunda yakılır, yerine sönmemiş kireç veya %2'lik formalin
dökülür ve kapanır. %2'lik formalin mahlülü ile 10'ar litre ilaçlı su
verilerek toprak sulanır.
Hasta bahçedeki sağlamları korumak için sonbaharda veya
ilkbahara girerken ağaçların taç iz düşümlerinin her bir metre karesi
%5'lik karaboya veya %2'lik göztaşı mahlülünden biri ile m² ye 10ar
litre su verilerek toprak sulanmalıdır.
73. İlk belirti yaprak sararmalarıdır. Bu ağacın tümünde veya
bir tarafında görülebilir. Yapraklarda küçülmeler olur,
giderek dökülmeleriyle ağaçta çok az yaprak kalır.
Ayrıca büyümede durgunluk dikkati çeker, meyve verimi
ve kalitesi de düşer, meyveler irileşmeden ve
olgunlaşmadan dökülür.
Kökler açılacak olursa, ince köklerin esmerleşip
çürüdüğü görülür. Kalın kökler ve kök boğazında da,
önceleri beyaz olup sonradan koyulaşarak gri ve siyaha
dönen bir tabaka dikkati çeker. Kökün kabuk kısmı
kaldırılınca kabuk altında ağ gibi beyaz küf örtüsü
görülür. Fidan ve genç ağaçlarda hastalık kendini daha
çabuk gösterir. Özellikle Ege'de incirlerde oluşturduğu
zarar oldukça fazladır.
74. Etmeni fungus olup, toprakta yıllarca canlılığını
korur, hastalıklı ağaçların bulunduğu bahçelerde
uzun yıllar yaşamını sürdürerek bulaşmalara neden
olur. Hastalıklı köklerin yakınında bulunan genç
kökleri ve kök uçlarını enfekte eder. Kök içinde
gelişerek kabuk kısmına yayılır, odun ile kabuk
arasında gelişmesine devam ederek kambiyumu
zarara uğratır.
Hastalıklı kök parçaları sulama suyu, sel ve
yağmur suları ile taşınarak, kök çürüklüğünün
ağaçtan ağaca bulaşmasını sağlarlar
75. Kültürel Önlemler: Ağır su tutan topraklarda bahçe
kurmamalı,toprakta fazla su birikmesine engel olmalı, toprağın iyi bir
şekilde havalanmasını sağlamalı, sel sularıyla gelerek fidan ve
ağaçların kök boğazlarında yığılan toprak dağıtılarak, köklerin fazla
derinde havasız kalmasına meydan vermemeli, sulama suyunu ve
gübreyi ağaçların taç izdüşümüne vermeli, toprak işleme aletleriyle
köklerde yara açmamalı, bulaşık bahçelerde ilkbaharda ağaçların
kök boğazlarını ana köklere kadar açarak yaz boyunca güneş ve
hava almaları sağlanmalı, kökleri tamamen çürüyen ağaçları
sökmeli yeni bulaştığı ağaçlarda ise, çürüyen kökler sağlam kısma
kadar temizlemeli, kesilen köklerin üstüne rastlayan dallarda da
budama yaparak dengeyi korumalı, hastalıkla bulaşık tüm kök
parçalarını toplayıp yakmalı, sağlam ağaçlara bulaşmayı önlemek
için bulaşık kısmın etrafına 1 m derinliğinde hendek açıp, toprağını
bulaşık tarafa atmalı, hastalığa dayanıklı anaçlar kullanmalıdır.
Kimyasal Mücadele: İlkbaharda kültürel önlemlerle birlikte
ilaçlı mücadeleye girmek daha uygun olur.
76. Kökleri tamamen çürümüş olan fidan ve ağaçlar
sökülmeli, hasta kısımlar kendi çukurunda yakılmalı, sonra bu
çukurlara m² 'ye 3 kg. hesabıyla sönmemiş kireç atılmalı veya
%35'lik karaboya (demirsülfat) eriyiği ile bolca sulanarak
kapatılmalı, en az yıl yerine fidan dikilmemelidir.
Hastalık yeni başlamışsa, çürümüş kökler sağlam kısma
kadar temizlendikten sonra yara yerlerine göztaşı-katran
karışımı (750 g ardıç katranı+250 g toz göztaşı) sürülmeli
veya açılan yerlere 2-5 kg. karaboya dökülerek kuru toprakla
kapatılmalıdır.
Bulaşık bahçelerde sağlam ağaçları korumak için,
ağaçların diplerine m² 'ye 10 litre ilaçlı su gelecek şekilde
%5'lik karaboya veya %1 lik göztaşı eriyiklerinden biri
verilmelidir.
79. Önemli konukçuları olan erik, kayısı ve şeftalide
belirtiler genel olarak yaprak ve meyvede
görülür. Erik ve kayısılarda yaprak belirtileri, sarı
leke, bant ,halka şeklindedir. Þeftalilerde yaprak
belirtileri damarlar boyunca renk açılması, sarı
lekeler ve yaprakta deformasyon şeklinde
görülür.
Erikte nokta ve bantlar veya halka şeklinde
çöküntüler meyve olum devresine yakın
meydana gelir. Meyve kesitinde, bu çökmüş
yerlerin koyu kahverengi, lastik gibi ve çekirdeğe
80. yapışık olduğu görülür. Kayısıda genel olarak meyvede
deformasyon, halka ve bantlar görülür.Şeftalide meyve
kayısıya benzer belirti gösterir.
Meyve dökümü her üç türde meyve olumundan
evvel görülür, oldukça önemlidir.
Hastalık belirtisi gösteren meyveler ticari değerini
tamamen kaybeder. Meyve tatsız, kuru ve kauçuk gibi
bir hal alır. Kurutmalık ve reçellik değeri yoktur.Etmeni
Plum pox virusudur. Yaprak biti vektörüyle yayılır. Her
türlü vegetatif aksamla bulaşık çöğür, kök kaynaşması
ile nakil olunur.
81. Kültürel Önlemler: Enfeksiyon kaynaklarının ortadan
kaldırılması en etkin önlemdir. Fidanlıklarda çöğür ve damızlık
ağaçlar kontrol edilmeli hastalık belirtisi gösteren fertler derhal
imha edilmelidir. Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesi,
bunların anaç olarak kullanılması hastalıktan korunma
tedbirleri arasındadır. İç ve dış karantina, korunma tedbirleri
arasındadır.
Kimyasal Mücadele: Kimyasal mücadelesi yoktur.
Vektörlerine karşı insektisidlerle mücadele edilmelidir.
En uygun mücadele zamanı vektörlerin konukçu üzerinde
bulunduğu ilkbahar ve sonbahar dönemidir.
84. Hastalık konukçusunun çiçek, çiçek sapı, meyve ve
sürgünlerinde belirti oluşturur. Hastalığa yakalanmış
çiçeklerin petal yaprakları, dişicik borusu ve erkek
organlar kahverengileşir ve bu renk değişimi daha sonra
tüm çiçeğe yayılır. Nemli havalarda enfekte olmuş
kısımlar üzerinde etmenin konidi kitleleri görülür. Hasta
çiçekler dal üzerinde kurur ve mumyalaşır.Meyvelerde
genellikle meyve olgunluğuna yakınken enfeksiyon
yapar, ilk belirti meyve kabuğunda oluşan kahverengi bir
veya birkaç lekedir. Lekelerin etrafında açık kahverengi
bir halka vardır. Çürüklük meyve etinin içine doğru gelişir
ancak leke çukurlaşmaz. Çürüklük önceleri yumuşak ve
kurudur. Bir süre sonra meyve buruşur ve tamamen
kurur. Kuruyan meyveler mumyalaşır ve dalda asılı kalır.
85. Çiçek sapından enfekte olan sürgünler esmerleşir,
ince sürgünler tamamen kurur, kalınlarında ise kanser
yaraları oluşur. Kanser yaraları kapanmaz, ortası çökük,
elips şeklinde yada uzun yarıklar şeklinde kendini
gösterir. Kanser yaralarının altındaki parankima dokusu
erir ve kahverengine döner. Kuruyan kısımlardaki
tomurcuk, çiçek, meyve ve yapraklar ölürler ve dala asılı
halde kalırlar. Yağmurlu ve nemli havalarda yara
etrafında zamklanma görülür. Etmeni fungus olup, kışı
mumyalaşmış meyvelerde ve kanserleşen dallarda
geçirir. Bu meyveler ve kanserli dallarda ilkbaharda
havaların ısınmasıyla spor kümeleri oluşur bu sporlar
çiçek, sürgün ve meyve enfeksiyonları yapar.
Konukçuları kayısı, kiraz, vişne, erik, badem ve
şeftalidir.
86. Kültürel Önlemler: Hastalığın görüldüğü
bahçelerde ağaçlar üzerindeki tüm kuru dallar
budanıp, yakılmalı, mumyalaşarak ağaç
üzerinde kalmış ve yere düşmüş meyveler
toplanarak imha edilmelidir.
Kimyasal Mücadele: 1. ilaçlama:
Çiçeklenme başlangıcında (%5-10 çiçekte), 2.
ilaçlama: Tam çiçeklenmede (%90-100 çiçekte)
yapılmalıdır
89. İlkbaharda genç sürgün uçlarındaki yapraklarda önce hafifçe
bir kabarıklık, yağlımsı bir görünüş ve renk açılması meydana gelir.
Sonra kabarık yerin alt tarafı gri, beyaz unlumsu bir tabaka ile
kaplanır. Yaprağın enfeksiyona uğramış kısmı az gelişir, eni daralır,
içe doğru kıvrılır. Bu şekildeki yapraklar zamanla sararıp kavrularak
kırmızımtırak bir renk alıp vaktinden önce dökülür. Yeşil sürgün
uçları da enfekte edilir. Sürgünler bükülür, gelişme yavaşlar ve alt
kısımlarından yeni sürgünler meydana gelir. Sürgün süpürgeleşir.
Sürgün uçları kütleşip, gözler arası kısalır, iyi göz teşekkül etmez
sonra sürgünün uç kısımları kurur. Sonbahara doğru sürgünler
üzerindeki hastalıklı kısımlarda grimsi beyaz bir örtü oluşur. Çağla
halindeki meyveler üzerinde beyaz lekeler meydana gelir. Hasta
meyve iyi gelişemez, zamanla ince çatlamalar olur. Tadı bozulur.
Etmeni fungus olup, bulaşmalar için en uygun sıcaklık 21-28 C 'dir.
Kışı hastalıklı dallarda geçirir
90. Kültürel Önlemler: Budama esnasında hastalıklı sürgünler
hasta kısmın en az 20 cm aşağısından kesilerek yakılmalıdır. Sık
dikimden ve ağaçların hava alamayacağı budama şekillerinden
kaçınılmalıdır. Küllemeye duyarlı çeşitlerden bahçe kurulmamalıdır.
Kimyasal Mücadele: Bir yıl önce epidemik bir durum yok ise
ilk simptom görülür görülmez ilaçlamaya başlanmalıdır. Bir yıl önce
epidemik bir durum var ise, budamadan sonra ağaçlardaki hastalıklı
sürgünlerin miktarı %3'ü buluyorsa hastalık görülmeden ilaçlamaya
başlanmalıdır. Bölgelerde, daha önceki yıllarda ilk görünme
tarihinden en az 5-8 gün önce ilaçlamaya başlanmalıdır.
İlaçlamalara bitkinin gelişmesine, ilacın tesir müddetine bakılarak 8-
12 gün ara ile hastalığı baskı altında tutuncaya kadar devam edilir.
93. Etkili Formülasyonu Dozu(Preparat)
MaddeAdı ve 100 lt.suya
Oranı
Benomyl %50 W.P. 60 g
Dinocap 370 g/l E.C. 50 ml
Kükürt %73 W.P. 500 g
Triforine 190 g/l E.C. 125 ml
Bupirimate %25 E.C. 40 ml
Triadimefon %5 W.P. 50 g
Kükürt %80 W.P. 400 g
94. Ağacın yaprak ve genç sürgünlerini hastalandırır. Bazen
meyve ve çiçeklerde de bozulmalara yol açabilir. Belirtileri
özellikle ilkbaharda görülür. Hastalıklı genç yapraklarda renk sarı
veya beyazımtırak olur, yaprak ayasında büzülme meydana
gelir, yaprak bükülme eğilimi gösterir. Bulaşma erken olduğunda
yapraklar iyice büzülürler, artık büyüyemezler ve ağaç üzerinde
kururlar. Bulaşma geç olursa yaprak ayasının sadece bir bölümü
hastalanabilir. Kırmızımtırak veya şarap tortusu rengindeki
hastalıklı bölümler sert ve kırılgan olurlar. Hasta yapraklar
sağlamlardan daha kalındır. Genç sürgünler kalınlaşır, eğilir ve
gelişmeleri yavaşlar. Bunlardan gloklu yaprak buketleri oluşur.
Hasta bölgelerde sarı veya koyu kırmızı renkte kabarıklıklar
oluşur. Dal normal gelişmeden geri kalır. Boğumlar arası kısalır.
95. Meyvede bozulmalar sadece bir bölümünü kaplayan sarı veya
kırmızı renkte gelişigüzel şişkinlikler biçiminde kendini
gösterir. Zamanla bu bölümler irileşir, yaralar daha koyu bir
renk alır. Meyve tümörlü bir görünüm alır. Bazen meyvenin
çatladığı çekirdek evine kadar yarıldığı görülür.Hastalık
ekonomik yönden büyük zararlara neden olur.Etmeni fungusu
olup bir yıldan diğer yıla konukçusunun bazı kısımlarında
kışlar. enfeksiyonlar ilkbaharda uç sürgün gözlerinin ilk yeşil
organlarının görünmeye başlamasından itibaren olur.
Yumuşak ve nemli kışlar enfeksiyon için çok elverişlidir.
Optimum sıcaklık 20 C dolayındadır. 26-30 Cüzerinde gelişme
durur. Konukçuları şeftali ve bademdir.
98. :
Kullanılacak İlaçlar ve Dozları
Etkili MaddeAdı Formülasyonu Dozu(Preparat)
ve Oranı 100 lt.suya
Bakır Sülfat Bordo 2000 g
%98+ bulamacı 1000 g
Sönmemiş kireç
Bakır oksit %50 W.P 800 g
Folpet %50 W.P. 300 g
99. Yaprakta ilk lekeler 1 mm kadar çapta yuvarlak
kırmızımsı sarı renktedir. Giderek koyulaşıp
kahverengileşen lekelerin kuruyarak düşmesiyle
yaprak tipik olarak saçma ile delinmiş gibi bir
görünüm alır.
Enfekteli tomurcuklar ilkbaharda
sağlamlardan ayırt edilebilir, tipik belirtileri,
hastalıklı tomurcukların parlak, zamklı ve
kolayca yerinden kopmamalarıdır. Hasta
tomurcukların dibinde sürgünler üzerinde
giderek büyüyen kanser yaraları oluşur.
100. Buralarda zamk salgısı da görülür. Hastalık tomurcuk
ve yapraklarda oluşturduğu zarar ile bazen sürgün
kurumalarına da neden olduğu için,şeftali
ağaçlarında önemli kayıplara yol açar.
Etmeni fungus olup, kışı hastalıklı tomurcuk pulları
arasında geçirir. Buradan ilkbaharda ilk enfeksiyonlar
meydana gelir. Bir yıllık ve daha yaşlı kanserler ile
hastalıklı tomurcuklar ilk bulaşma kaynaklarıdır. 2.
bulaşma kaynakları ise enfekteli sürgün ve
yapraklardır, ancak yaprakların rolü önemsizdir.
101. Kültürel Önlemler: Hastalıklı dal ve sürgünler
budanarak bahçeden uzaklaştırılmalı, sulama,
gübreleme, toprak işlemesi, ve budama işlemleri
iyi bir havalanma ve ağaca kuvvetli bir gelişme
sağlayacak şekilde uygulanmalıdır.
Kimyasal Mücadele: 1. ilaçlama;
sonbaharda yaprak dökümünden hemen sonra,
2. ilaçlama: ilkbaharda çiçek tomurcukları
açılmadan önce yapılmalıdır