SlideShare a Scribd company logo
1 of 29
Download to read offline
DK05: Açık

Açık (Ağ) Yönetişimi
                       Yönetişim /
                         Open
                       Governance




                         Özgür
                         Uçkan




                       22 Haziran 2010
“Yönetişim”:
Kavramsal bir haritalandırma
köken
• 1970‘ler: Chicago Okulu: işletme
  yönetişimi / corporate governance -şirketin
  tüm mekanizmalarında payları bulunan
  tarafların (müşteriler, yöneticiler, çalışanlar,
  hissedarlar vb.), yani paydaşların
  (stakeholders) katılımcı yönetimi
• 1960‘lar: “Özyönetim” (self-government /
  autogestion) - “Demokrasiyi etkinleştirmek”
  - “Sivil Toplum” - “Kamusallığın yeniden
  keşfedilmesi”
kavram
• “Yönetişim” kavramı, genellikle “birlikte yönetim,”
  “etkileşim içinde yönetim” tarzında
  konumlanmakta olup, bu açıdan, özyönetim
  anlayışının gelişimiyle yakından ilintilidir.
• “Yönetişim” etkileşimli bir yönetim organizasyonu
  olarak konumlanmaktadır. Katılımcı politikalarla
  toplum içerisinde en kapsamlı uzlaşıyı sağlayacak
  topluluk merkezli bir yönetim anlayışını temsil
  eden “yönetişim” kavramı; özyönetim hareketinin
  “demokrasinin etkinleştirilmesi” idealini,
  günümüzün ağ biçiminde örgütlenen sosyo-
  ekonomik ilişkilerine uyarlamaktadır.
kavram
• Michel Foucault’nun, “yönetim” (gouvernement) ve
  “zihin /anlayış” (mentalité) kavramlarını ilişkiye sokan
  “yönetimsellik” (governementality / gouvernementalité)
  kavramı ve “yönetim sanatı”nın tarihi
• “Siyasi aklı” temsil eden yönetim sanatı, ekonominin
  etkililik ve verimlilik hedeflerini de kapsayarak
  içselleştirmektedir ve bu dönüşümün temel dinamiği
  “bilgi”dir.
• “Yönetimsellik”, siyasi akıl ve bu akıldan türeyen
  yönetim teknolojileri (stratejiler, teknikler, işlemler ve
  süreçler) yoluyla “gerçekliği” temsil etme, çözümleme
  ve yeniden düzenleme, yani “yönetme” anlamını
  taşımaktadır.
kavram
• “Yönetim sanatı”nın temelinde bilgi, özellikle de
  ekonomi politika bilgisi vardır.
• Ulus-devletleri ortaya çıkaran süreçte, devletin,
  artık üzerini kapladığı topraktan çok, bu toprak
  üzerinde yaşayan nüfusun, bu nüfus içerisindeki
  ekonomik-politik ilişkilerin bilgisini yönetimin
  hizmetine vermesi önemli bir rol oynamıştır.
  Küreselleşme süreci içerisinde bu ekonomi politik
  bilgisinin giderek artan bir biçimde paylaşıma
  açılması ise, aynı ulus-devletlerin egemenlik alanını
  dönüştürmüştür.
• Bilginin paylaşımı, iktidarın paylaşımıdır.
kavram
•   Artık paradigma değişmiştir.
•   “Yer” (territory), “merkez”, “kimlik”, “uzaklık” vb. kavramlar
    anlam kaymasına uğramış, akışların, bağlantıların ve hızın
    egemen olduğu ağ biçimi yapılanmalar ortaya çıkmıştır.
•   Orduya sahip olma, para basma ve vergi salma temel
    nitelikleriyle konumlanan ulusal devlet egemenliği, NATO,
    Euro, küresel vergi işbirliği gibi oluşumlarla derin bir
    dönüşüm geçirmektedir.
•   Mali piyasaların serbestleşmesi, uluslararası sermayenin
    dolaşım yeteneğinin artması, ulusaltı (subnational)
    yönetimlerin (bölgesel ve yerel yönetimler) giderek daha
    otonom hale gelmesiyle siyasal iktidarın geleneksel
    temelleri erozyona uğramaktadır.
kavram
• Ulus-devlet tarih sahnesinden kalkmak üzere midir?
• “İktidar” kavramının kendisi dönüşüme uğramakta,
  “yönlendirme” (steering) ve “paylaşım” gibi
  kavramlarla sıkı bir bağlantı içerisine girmektedir.
• “Yönetişimin ortaya çıkışı, ilk bakışta sanılacağı gibi
  devletin çöküşünün bir kanıtı değil, daha ziyade
  devletin dış değişimlere uyum gösterme
  yeteneğinin bir sonucu olarak
  değerlendirilmelidir.” (Jon Pierre)
• Bilgi paylaşımı yönetebilirliğin koşulu haline
  gelmektedir.
Yönetişim:
Teoriler ve Uygulama Alanları
formel tanım
•   “Küreselleşme yönetişimi yalnızca etkilememekte, onun tarafından
    etkilenmektedir de. 1997-99 krizi gibi büyük finansal krizlerin sıklıkla
    gündeme gelmesi, karşılıklı bağımlılığı sınırlayacak ve ekonomik
    küreselleşmeyi tersine çevirecek eğilimlerin yaygınlaşmasına yol açabilirdi.
    Küreselleşme ile artan kaotik belirsizlik, daha yüksek refah düzeyine
    ulaşmak için ödenmesi gereken bir bedel olarak insanlara fazlasıyla yüksek
    gelmektedir. Küreselleşme, yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunlar etkili bir
    tarzda yönetilemezse, mevcut biçimi içerisinde sürdürülebilir olmayabilir.
    Tam bir ‘laissez-faire’ anlayışı, uzun vadede, küreselleşmeye dar görüşlü bir
    cevap olacaktır. (...) Yönetişim, hem kabul edilebilir kamu davranışı
    standartlarının üretilmesini, hem de davranışsal düzenliliklerin bu
    standartlar çerçevesinde geliştirilmesini sağlayan, ilkeler, normlar,
    kurallar ve süreçlerin kabulüne referansta bulunur. Yönetişim, bu
    biçimde tanımlandığında, yalnızca hükümetler tarafından değil, uluslararası
    örgütler, özel sektör kuruluşları, bu kuruluşların oluşturduğu birlikler, sivil
    toplum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu birliklerin
    katılımıyla hayata geçirilir.” (Robert O. Keohane - Joseph S. Nye., Jr., Governance
    in a Globalizing World, 2000)
sorun
•   Bu konumlama ve “formel” tanım, “yönetişim” kavramının
    kullanımıyla ilgili sorunların da kaynağı hakkında bazı ipuçları
    sunmaktadır.
•   Küreselleşmenin olumsuz sonuçlarının belli bir dereceye kadar
    (yani küçük ölçekli ama “etkili” bir tarzda) yönetilmesi gerektiği,
    yoksa “mevcut biçimiyle sürdürülebilir olmayacağı” vurgusu,
    kuşkusuz bunun “nasıl” ve “kim” tarafından yapılacağı sorusunu
    da akla getirmektedir.
•   Geliştirilen yönetişim tanımının formel ölçütü olarak sunulan “kabul
    edilebilir” standartlar da, bu standartların “kim” tarafından
    konulacağı ve “kimler” tarafından “nasıl” kabul edileceği sorusuna
    yol açmakta; ayrıca sürece dahil olan “taraf”ların (hükümetler, özel
    sektör, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları) her birinin
    nitelikleri, güçleri, “katılım” tarzları ve “ne kadar” katılacakları
    konusunda, tam da küreselleşmenin genel atmosferi göz önüne
    getirildiğinde oldukça haklı kuşkular uyanmaktadır.
“yönetişim”(ler)
  Geliştirilen çeşitli teoriler, aynı zamanda
  yönetişimin farklı uygulama alanlarıyla da
  bağlantılıdır. Bu uygulama alanları en temelde
  şöyle konumlanabilir:
• İşletme yönetişimi (corporate governance)
• Uluslararası rejimler, uluslararası kuruluşlar ve
  ulusüstü kurumlar (dünya çevre sorunları, dünya
  ticaret ilişkilerinin düzenlenmesi, uluslararası
  uyuşturucu ticareti, küresel vergi işbirliği vb.
  faaliyet alanlarında “küresel politika”
  yönetişimi)
“yönetişim”(ler)
• Ekonomik ve siyasal “iyi yönetişim” alanı
  (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın
  (UNDP) “kalkınma ekonomisi” eksenli yaklaşımı,
  Dünya Bankası’nın özel sektör ve sivil toplumun
  güçlendirilmesi esaslı “başarı öyküleri”)
• Yeni Kamu Yönetimi (New Public Management
  – NPM) (iş dünyasının yönetim modelleriyle
  kamu yönetiminin giderek iç içe girdiği, kamu
  sektöründe özelleştirmeler sonrası gelişen,
  “verimlilik” ve “etkililik” temelli kamu yönetim
  anlayışı)
“yönetişim”(ler)
• Uzlaşıya dayalı sosyal yönetişim alanı (birlikte
  yönetişim) / ağ yönetişimi (ağ biçimi
  yapılanmalar, ortaklıklar, paydaşlıklar ve etkileşim
  temelinde yatay ve gayri merkezi koordinasyon
  uygulamaları – kent, bölge, sektör, hukuksal
  düzenleme, çeşitli karar verme ve politika üretim
  mekanizmaları gibi alanlarda yönetişim)
• Açık (Ağ) Yönetişimi...
  Bu karmaşayı anlamlandırabilmek için, farklı
  yönetişim anlayışlarının demokrasiyle
  kurdukları ilişkiyi ortaya koymak gerekir.
saptama
•   Kurumsal, ulusal veya uluslararası, kamu yönetimi ve
    “iyi” yönetişim alanlarındaki teorilerin ortak noktası,
    yönetişimin kendisinden çok sonuçları üzerinde
    odaklanmalarıdır.
•   Yönetişim “iyi”dir, çünkü ekonomik, sosyal ve siyasi
    kalkınmayı doğurur.
•   Oysa, tümüyle formel bir açıdan bakıldığında bile,
    sonuçları görece “iyi” olan uygulamaların, her zaman “iyi
    politikalar” anlamına gelmediği, kendi başlarına doğru
    stratejiler geliştirmeye yetmeyeceği; değişime uyum
    yeteneğini abartarak değişimin niteliğini gözden
    kaçırdığı; ulusal yapıların farklılığını göz ardı ederek genel
    geçer modeller konumlamaya çalıştığı söylenebilir.
yönetişim: “iyi” mi?
• “İyi yönetişim” anlayışının etkili yönetim ve
  verimlilik hedefleri, yönetişimin demokratik
  niteliğinin önünde gelmektedir.
• Demokrasi, iyi yönetişimin meşruiyet kaynağı,
  önerilen ekonomik politikalara kamuoyu desteği
  sağlayacak bir araç olarak değer kazanmaktadır.
• “Yönetişim, eylem alanı devlet tarafından
  gerçekleştirme yeteneğine sahip olduğu kadarıyla
  sınırlandırıldığı ölçüde iyidir. Demokratik karar
  verme alanı, pazarın ihtiyaç ve beklentileriyle
  sınırlandırılır.” (Paul Hirst, Debating Governance:
   Authority, Steering and Democracy, 2000)
Açık (Ağ) Yönetişimi
   Demokrasiyi Etkinleştirmek
ağ yönetişimi
•   Ağ biçimi yapılanmalarda gayri merkezi koordinasyon
    arayışlarından doğan uzlaşıya dayalı sosyal yönetişim alanı ise,
    genellikle “ağ yönetişimi” (network governance) olarak
    adlandırılmaktadır.
•   Ağ yönetişimi, ağdaki düğümleri oluşturan ortaklıklar,
    paydaşlıklar arasındaki iletişim yoluyla ulaşılan bir uzlaşı
    temelinde, gayri merkezi ve yatay koordinasyon
    mekanizmalarıyla işleyen bir etkileşim modelini ortaya
    koymaktadır.
•   Paydaşlar, yönetişime konu olan ağ yapılanmasına göre (kentler,
    bölgeler, sektörler, karar verme mekanizmaları, politika üretim
    ağları, kanun yapma süreçleri vb) farklılık gösterebilir (sendikalar,
    sektörel ya da ticari birlikler, işletmeler, çeşitli düzeyde sivil
    toplum kuruluşları, yerel otorite temsilcileri, sosyal girişimciler,
    sosyal topluluk oluşumları, sivil inisiyatif platformları vb.).
ağ yönetişimi
•   Ağlar, kendini örgütleyen, dolayısıyla otonom ve özyönetime
    sahip, kendi politikalarını ve çevre ilişkilerini kendileri
    oluşturma eğilimde olan, örgütlenmeler arasındaki karşılıklı
    bağımlılık ilişkisiyle karakterize edilen yapılanmalardır.
•   Ağlar, bürokrasi tarzı hiyerarşik örgütlenmelere ya da pazar
    koşullarına tabi çıkar temelli örgütlenmelere alternatif
    oluşturan bir sosyal koordinasyon biçimidir.
•   Ağ biçimi yapılanmalar arasındaki yatay koordinasyon, ilgili
    tarafların katılımını kolaylaştırmakta ve sosyal yarar
    katsayısını artırmaktadır.
•   Ağlar, özyönetim yeteneğinin hayata geçirilebilmesi için bir
    yakınsama (convergence) noktası olarak önemli bir işlev
    yüklenmektedir.
ağ yönetişimi
• Ağ yönetişiminin baskın yönelimi koordine edilmesi
  gereken birbirine bağlı çıkarlar etrafında buluşmak,
  etkileşim biçimi ise kamu aktörleri, özel sektör ve
  sivil toplum paydaşlarının çoktaraflı anlaşmalarıdır.
• Ağ yönetişimi özü gereği gayri merkezi, yatay
  koordinasyona dayalı, esnek ve katılımcı bir yönetsel
  modeldir.
• Bir ağın ancak onu oluşturan düğümler arasındaki
  karşılıklı ilişki ve etkileşim imkanı sayesinde mümkün
  olabilmesi gibi, ağ yönetişimi de ancak onu oluşturan
  paydaşlara sunduğu demokratik katılım ve işbirliği
  imkanları ölçüsünde hayat bulabilir.
ağ yönetişimi: sorunlar
•   Ağ biçimi yapılanmaların çeşitliliği ve değişkenliği, hızlı
    oluşum ve dönüşüm yetenekleri, sosyal öğrenme
    süreçlerini güçleştirerek demokrasi açısından bazı
    sorunlar da ortaya çıkarabilmektedir.
•   Ağ biçimi yapılanmaların genellikle yerel ölçekte etkili
    olması ve üyeleri dışındaki katılımlara pek izin vermemesi,
    bir başka sorun kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır.
•   Bu sorunlara, pazar koşullarının ağ biçimi yapılanmalara
    egemen olmasının güven, işbirliği ve karşılıklı bağımlılık
    ilişkisinin altını oyma tehlikesi taşıması da eklenebilir.
•   Ancak, burada incelediğimiz yönetişim tarzları arasında
    demokrasi açısından en geliştirilebilir olanının ağ
    yönetişimi olduğu da açıktır.
açık ağ yönetişimi
• Bu sorunların çözümü, “açık sistemler”de
  yatmaktadır.
• Yani “ağ yönetişimi”, açıklık ve şeffaflık, sorumluluk
  ve hesap verebilirlik temelinde konumlandığında,
  demokrasiyi etkinleştirebilir.
• Burada açık olması gereken, yönetsel mekanizmanın
  kendisidir; katılımcılar değil. Yani ağ yönetişimi,
  katılımcı vatandaşları dinlemenin, gözetlemenin,
  denetlemenin aracı kılınmamalıdır.
• Tersine, kamu yönetiminin kendisi ve yönetsel
  mekanizma vatandaşlara şeffaf olmaldır. Bu şeffaflık
  etkin katılımın garantisini sağlayacaktır.
açık ağ yönetişimi:
          birleşimsel demokrasi
•   Artık ne tek bir bütünsel “yönetim” ne de yönetilecek tek bir
    bütünsel “halk” (demos) olmadığı gerçeğinden hareketle,
    devlet egemenliği ve halk egemenliğinin aynı siyasi mekan
    içerisinde gerçekleşebileceği fikrine doğru ilerlemek
    yerinde olacaktır.
•   Paul Hirst, bu yeni demokrasi anlayışını “birleşimsel
    demokrasi” (associative democracy) olarak
    adlandırmaktadır.
•   Demokratik yönetişimin görevi, bir yandan yönetimi
    demokratik katılımı meşru temellerde konumlayacak bir
    tarzda yeniden yapılandırmak, diğer yandan sivil toplumu
    siyasallaştırarak anayasal hukuk düzeninde açık seçik bir
    biçimde tanımlanmış demokratik özyönetim birliklerine
    dönüştürmektir.
Açık Ağ Yönetişimi
 Bilgi Edinme Hakkı ve Mahremiyet
bilgi edinme hakkı
•   Bilginin, yani iktidarın paylaşımı, katılımcı demokrasinin de
    temellerinden birini oluşturmaktadır.
•   Bilgi paylaşımı, bilginin sınır tanımadan, özgürce yayılmasını
    gerekli kılmaktadır.
•   Ağ yönetişimi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu olanakları
    kullanarak yeni toplumsal ağ yapılanmalarına en uygun katılım
    platformunu oluşturmaktadır.
•   Ağ yönetişimini demokratik bir temelde konumlayacak, gerçek bir
    kamusal uzlaşıyla güçlendirecek olan, teknolojik ya da kurumsal
    altyapı değil, öncelikle demokratik hukuk devleti ilke ve normlarına
    uygun bir hukuksal altyapıdır. Bu hukuksal altyapının ilkesel
    önceliği ise, “bilgiye erişim hakkı”dır.
•   Vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına kamu bilgilerine erişim
    hakkı tanınmaksızın, ne demokratik katılımdan, ne de kamu
    yönetiminin şeffaflığından söz edilemez.
mahremiyet
•   “Bilginin sınır tanımadan paylaşılması” ilkesine dayanan bilgi
    ve iletişim özgürlüğü kavramı, özellikle bilgi ve iletişim
    teknolojilerinin hızlı gelişimiyle, “özel hayatın gizliliği” anlamında
    “mahremiyet” kavramıyla belli bir çatışma yaratmıştır.
•   Özel hayat, bireylerin tüm dış etkilerden ve baskılardan uzak,
    kendi başına özgürce faaliyetlerini sürdürdüğü ve dokunulmazlığı
    bulunan yaşamsal bir alandır.
•   Bilgi ekonomisi ve bilgi toplumunun gelişimi için zorunlu koşul ve
    aynı zamanda temel bir insan hakkı olan bilgi ve iletişim
    özgürlüğü, bireysel mahremiyetin güvencesi olarak kişisel
    verilerin korunması ve gerek kişi gerekse kamu güvenliği için
    zorunlu olan bilgi güvenliği kavramlarının hukuk devleti ilke ve
    kuralları uyarınca dengeli bir biçimde düzenlenmesi şarttır. Bu üç
    kavramın herhangi birini abartan veya azımsayan bir düzenleme
    anlayışı temel hak ve özgürlüklerin tümünü tehlikeye sokacaktır.
denge
•   Devletin yurttaşlarıyla kulluk temelinde bir ilişkiyi dayatmasının ve
    kendini yüceltmesinin bir göstergesi olan gizlilik tavrı, genellikle
    “ulusal güvenlik” gibi “hassas” gerekçelerle meşrulaştırılmaya
    çalışılmakta ve aslında “yurttaşlara duyulan güvensizliğin” en
    temel ifadelerinden biri olmaktadır.
•   Bilgi özgürlüğü ile ilgili hukuksal çerçeve, ulusal bilgi güvenliği
    konusunda açık bir hukuksal yaklaşımla dengelenmelidir.
•   Ancak, bu noktada ulusal egemenliğin koruma altına alınması
    amacı temel gerekçeyi oluşturmalı ve ulusal bilgi güvenliği ile ilgili
    düzenlemeler, aslında ulusal güvenlikle ilgili hassas bilgilerin
    uluslararası standartlarda ve çağdaş dünyanın gereklerine uygun
    olarak sınıflandırıldığı bir yasal çerçeve sunmalı, yurttaşlardan
    bilgi kaçırmanın, devleti kapalı bir devreye dönüştürmenin ya da
    onları fişleyerek, denetleyerek, izleyerek temel hak ve özgürlükleri
    ortadan kaldırmanın aracı kılınmamalıdır.
soru / cevap
• “Bilgi toplama ve dağıtma altyapıları bireylerin
  mahremiyetini delerken yönetimlerin veya
  "sistemlerin" mahremiyetine dokunmuyor. Bir
  yönetim kendi kendine şeffaflaşabilir mi? Şu
  anda şeffaflaşması için neler yapılıyor, gelecek
  için neler yapılabilir?”
• Hiç bir yönetim “kendi kendine” şeffaflaşmaz;
  bu, ancak yönetimlerin kendi içine kapanma
  eğilimi demokratik katılım zoruyla aşındırılarak
  yapılabilir. Demokratik zor kullanılarak... Ağ
  yapıları bu yolda önemli imkanlar sunabilir...
teşekkürler
  Özgür Uçkan

More Related Content

Viewers also liked

13 HUS 133 Dying and Bereavement
13 HUS 133   Dying and Bereavement13 HUS 133   Dying and Bereavement
13 HUS 133 Dying and Bereavement
Don Thompson
 
Black widow project
Black widow projectBlack widow project
Black widow project
vermigle
 
Web Presentation
Web PresentationWeb Presentation
Web Presentation
guest79a91d
 
Music On The Mound
Music On The MoundMusic On The Mound
Music On The Mound
RobbyBarbaro
 
Web Presentation
Web PresentationWeb Presentation
Web Presentation
guest79a91d
 
Hiding in plain sight in plainfield
Hiding in plain sight in plainfieldHiding in plain sight in plainfield
Hiding in plain sight in plainfield
David Jimenez
 
企业员工全面激励训练整体解决方案
企业员工全面激励训练整体解决方案企业员工全面激励训练整体解决方案
企业员工全面激励训练整体解决方案
20004
 
包容从心开始
包容从心开始包容从心开始
包容从心开始
20004
 

Viewers also liked (20)

Brooklyn
BrooklynBrooklyn
Brooklyn
 
Ccna
CcnaCcna
Ccna
 
Microsoft® Office
Microsoft® OfficeMicrosoft® Office
Microsoft® Office
 
13 HUS 133 Dying and Bereavement
13 HUS 133   Dying and Bereavement13 HUS 133   Dying and Bereavement
13 HUS 133 Dying and Bereavement
 
Black widow project
Black widow projectBlack widow project
Black widow project
 
Camg.ron
Camg.ronCamg.ron
Camg.ron
 
Prespes 2011
Prespes 2011Prespes 2011
Prespes 2011
 
Prospering Patch Exhib Presentation
Prospering Patch Exhib PresentationProspering Patch Exhib Presentation
Prospering Patch Exhib Presentation
 
Web Presentation
Web PresentationWeb Presentation
Web Presentation
 
Web Presen
Web PresenWeb Presen
Web Presen
 
Music On The Mound
Music On The MoundMusic On The Mound
Music On The Mound
 
Web Presentation
Web PresentationWeb Presentation
Web Presentation
 
Business Rule Book - My understanding
Business Rule Book - My understandingBusiness Rule Book - My understanding
Business Rule Book - My understanding
 
Moodle course design
Moodle course designMoodle course design
Moodle course design
 
εικαστικά 2011
εικαστικά 2011εικαστικά 2011
εικαστικά 2011
 
Zaire
ZaireZaire
Zaire
 
Hiding in plain sight in plainfield
Hiding in plain sight in plainfieldHiding in plain sight in plainfield
Hiding in plain sight in plainfield
 
企业员工全面激励训练整体解决方案
企业员工全面激励训练整体解决方案企业员工全面激励训练整体解决方案
企业员工全面激励训练整体解决方案
 
28 oct2012
28 oct201228 oct2012
28 oct2012
 
包容从心开始
包容从心开始包容从心开始
包容从心开始
 

Similar to Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi

Bilgi Yönetimi
Bilgi YönetimiBilgi Yönetimi
Bilgi Yönetimi
Eren YAMAN
 
Stratejik iletisim zamani
Stratejik iletisim zamaniStratejik iletisim zamani
Stratejik iletisim zamani
umrtnr
 
Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumluluk
Fadil Boz
 

Similar to Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi (20)

Yönetişim
YönetişimYönetişim
Yönetişim
 
SOSYAL SERMAYE
SOSYAL SERMAYESOSYAL SERMAYE
SOSYAL SERMAYE
 
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARISOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
 
küreselleşme
küreselleşmeküreselleşme
küreselleşme
 
Improving Legal and Technical Infrastructure of NGOs in Policy Making Process...
Improving Legal and Technical Infrastructure of NGOs in Policy Making Process...Improving Legal and Technical Infrastructure of NGOs in Policy Making Process...
Improving Legal and Technical Infrastructure of NGOs in Policy Making Process...
 
Bilgi Yönetimi
Bilgi YönetimiBilgi Yönetimi
Bilgi Yönetimi
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları UygulamalarıKurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Uygulamaları
 
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUKINSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
INSAN KAYNAKLARI ACISINDAN KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK
 
Betacodex organizeforcomplexity tr
Betacodex organizeforcomplexity trBetacodex organizeforcomplexity tr
Betacodex organizeforcomplexity tr
 
Stratejik iletisim zamani
Stratejik iletisim zamaniStratejik iletisim zamani
Stratejik iletisim zamani
 
Kurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumlulukKurumsal sosyal sorumluluk
Kurumsal sosyal sorumluluk
 
Dönay kara 20103274
Dönay kara 20103274Dönay kara 20103274
Dönay kara 20103274
 
Yeni Medya Ve Ekonomi İlişkisi
Yeni Medya Ve Ekonomi İlişkisiYeni Medya Ve Ekonomi İlişkisi
Yeni Medya Ve Ekonomi İlişkisi
 
Kurumsal İktisat Sunum Ders sunumu.pptx
Kurumsal İktisat Sunum Ders sunumu.pptxKurumsal İktisat Sunum Ders sunumu.pptx
Kurumsal İktisat Sunum Ders sunumu.pptx
 
Halkla i̇lişkiler sunu
Halkla i̇lişkiler sunuHalkla i̇lişkiler sunu
Halkla i̇lişkiler sunu
 
halkla ilişkiler ve hedef kitle
halkla ilişkiler ve hedef kitlehalkla ilişkiler ve hedef kitle
halkla ilişkiler ve hedef kitle
 
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARISOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
SOSYAL SERMAYE: ÖZELLİKLERİ VE BAŞLICA FONKSİYONLARI
 
Sirket kulturu yonetim
Sirket kulturu yonetimSirket kulturu yonetim
Sirket kulturu yonetim
 
Kurumsallaşma Liderlik Ast-Üst İlişkileri
Kurumsallaşma Liderlik Ast-Üst İlişkileriKurumsallaşma Liderlik Ast-Üst İlişkileri
Kurumsallaşma Liderlik Ast-Üst İlişkileri
 
Siyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refahSiyasetnamelerde refah
Siyasetnamelerde refah
 

More from Ozgur Uckan

Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan
 

More from Ozgur Uckan (17)

Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunumOzgur Uckan - Türkiye'de  internet sansuru hakkında bir sunum
Ozgur Uckan - Türkiye'de internet sansuru hakkında bir sunum
 
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan -  kent - ag yonetisimiOzgur Uckan -  kent - ag yonetisimi
Ozgur Uckan - kent - ag yonetisimi
 
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyonOzgur Uckan  - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
Ozgur Uckan - bilisim verimlilik ve kurumsal inovasyon
 
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
Ozgur Uckan - Disadvantaged communities and networked civic participation: Mi...
 
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi PolitikasiO Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
O Uckan - Aglarin Ekonomi Politikasi
 
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
Kent Ekonomisi, Kumelenme Stratejileri ve Kultur Endustrileri: Politika Gerek...
 
Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan
Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur UckanBilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan
Bilgi, Toplum, Iktidar - Ozgur Uckan
 
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
"Yaratici Yikim": Inovasyon ve Bilgi Yonetimi-Ozgur Uckan
 
Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809Cemil Ertem Taraf 040809
Cemil Ertem Taraf 040809
 
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama IletisimiAg, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
Ag, Yasam ve Ekonomi - Enformasyon Tasarimi ve Pazarlama Iletisimi
 
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
Buyuk Oyun - Ozgur Uckan & Huseyin Alptekin Kitap-lık - 1997
 
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT PoliciesOzgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
Ozgur Uckan - Knowledge Economy & ICT Policies
 
Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar
Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, IktidarOzgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar
Ozgur Uckan - Bilgi, Toplum, Iktidar
 
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur UckanDijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
Dijital Bolunme - Dr. Ozgur Uckan
 
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
The Governance Phobia: The Weakness of National ICT Policy-Making Process in ...
 
Participation Technologies - O. Uckan
Participation Technologies - O.  UckanParticipation Technologies - O.  Uckan
Participation Technologies - O. Uckan
 
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in CyberspaceEconomy, Politics & Culture in Cyberspace
Economy, Politics & Culture in Cyberspace
 

Ozgur Uckan acik-ag-yonetisimi

  • 1. DK05: Açık Açık (Ağ) Yönetişimi Yönetişim / Open Governance Özgür Uçkan 22 Haziran 2010
  • 3. köken • 1970‘ler: Chicago Okulu: işletme yönetişimi / corporate governance -şirketin tüm mekanizmalarında payları bulunan tarafların (müşteriler, yöneticiler, çalışanlar, hissedarlar vb.), yani paydaşların (stakeholders) katılımcı yönetimi • 1960‘lar: “Özyönetim” (self-government / autogestion) - “Demokrasiyi etkinleştirmek” - “Sivil Toplum” - “Kamusallığın yeniden keşfedilmesi”
  • 4. kavram • “Yönetişim” kavramı, genellikle “birlikte yönetim,” “etkileşim içinde yönetim” tarzında konumlanmakta olup, bu açıdan, özyönetim anlayışının gelişimiyle yakından ilintilidir. • “Yönetişim” etkileşimli bir yönetim organizasyonu olarak konumlanmaktadır. Katılımcı politikalarla toplum içerisinde en kapsamlı uzlaşıyı sağlayacak topluluk merkezli bir yönetim anlayışını temsil eden “yönetişim” kavramı; özyönetim hareketinin “demokrasinin etkinleştirilmesi” idealini, günümüzün ağ biçiminde örgütlenen sosyo- ekonomik ilişkilerine uyarlamaktadır.
  • 5. kavram • Michel Foucault’nun, “yönetim” (gouvernement) ve “zihin /anlayış” (mentalité) kavramlarını ilişkiye sokan “yönetimsellik” (governementality / gouvernementalité) kavramı ve “yönetim sanatı”nın tarihi • “Siyasi aklı” temsil eden yönetim sanatı, ekonominin etkililik ve verimlilik hedeflerini de kapsayarak içselleştirmektedir ve bu dönüşümün temel dinamiği “bilgi”dir. • “Yönetimsellik”, siyasi akıl ve bu akıldan türeyen yönetim teknolojileri (stratejiler, teknikler, işlemler ve süreçler) yoluyla “gerçekliği” temsil etme, çözümleme ve yeniden düzenleme, yani “yönetme” anlamını taşımaktadır.
  • 6. kavram • “Yönetim sanatı”nın temelinde bilgi, özellikle de ekonomi politika bilgisi vardır. • Ulus-devletleri ortaya çıkaran süreçte, devletin, artık üzerini kapladığı topraktan çok, bu toprak üzerinde yaşayan nüfusun, bu nüfus içerisindeki ekonomik-politik ilişkilerin bilgisini yönetimin hizmetine vermesi önemli bir rol oynamıştır. Küreselleşme süreci içerisinde bu ekonomi politik bilgisinin giderek artan bir biçimde paylaşıma açılması ise, aynı ulus-devletlerin egemenlik alanını dönüştürmüştür. • Bilginin paylaşımı, iktidarın paylaşımıdır.
  • 7. kavram • Artık paradigma değişmiştir. • “Yer” (territory), “merkez”, “kimlik”, “uzaklık” vb. kavramlar anlam kaymasına uğramış, akışların, bağlantıların ve hızın egemen olduğu ağ biçimi yapılanmalar ortaya çıkmıştır. • Orduya sahip olma, para basma ve vergi salma temel nitelikleriyle konumlanan ulusal devlet egemenliği, NATO, Euro, küresel vergi işbirliği gibi oluşumlarla derin bir dönüşüm geçirmektedir. • Mali piyasaların serbestleşmesi, uluslararası sermayenin dolaşım yeteneğinin artması, ulusaltı (subnational) yönetimlerin (bölgesel ve yerel yönetimler) giderek daha otonom hale gelmesiyle siyasal iktidarın geleneksel temelleri erozyona uğramaktadır.
  • 8. kavram • Ulus-devlet tarih sahnesinden kalkmak üzere midir? • “İktidar” kavramının kendisi dönüşüme uğramakta, “yönlendirme” (steering) ve “paylaşım” gibi kavramlarla sıkı bir bağlantı içerisine girmektedir. • “Yönetişimin ortaya çıkışı, ilk bakışta sanılacağı gibi devletin çöküşünün bir kanıtı değil, daha ziyade devletin dış değişimlere uyum gösterme yeteneğinin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.” (Jon Pierre) • Bilgi paylaşımı yönetebilirliğin koşulu haline gelmektedir.
  • 10. formel tanım • “Küreselleşme yönetişimi yalnızca etkilememekte, onun tarafından etkilenmektedir de. 1997-99 krizi gibi büyük finansal krizlerin sıklıkla gündeme gelmesi, karşılıklı bağımlılığı sınırlayacak ve ekonomik küreselleşmeyi tersine çevirecek eğilimlerin yaygınlaşmasına yol açabilirdi. Küreselleşme ile artan kaotik belirsizlik, daha yüksek refah düzeyine ulaşmak için ödenmesi gereken bir bedel olarak insanlara fazlasıyla yüksek gelmektedir. Küreselleşme, yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunlar etkili bir tarzda yönetilemezse, mevcut biçimi içerisinde sürdürülebilir olmayabilir. Tam bir ‘laissez-faire’ anlayışı, uzun vadede, küreselleşmeye dar görüşlü bir cevap olacaktır. (...) Yönetişim, hem kabul edilebilir kamu davranışı standartlarının üretilmesini, hem de davranışsal düzenliliklerin bu standartlar çerçevesinde geliştirilmesini sağlayan, ilkeler, normlar, kurallar ve süreçlerin kabulüne referansta bulunur. Yönetişim, bu biçimde tanımlandığında, yalnızca hükümetler tarafından değil, uluslararası örgütler, özel sektör kuruluşları, bu kuruluşların oluşturduğu birlikler, sivil toplum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu birliklerin katılımıyla hayata geçirilir.” (Robert O. Keohane - Joseph S. Nye., Jr., Governance in a Globalizing World, 2000)
  • 11. sorun • Bu konumlama ve “formel” tanım, “yönetişim” kavramının kullanımıyla ilgili sorunların da kaynağı hakkında bazı ipuçları sunmaktadır. • Küreselleşmenin olumsuz sonuçlarının belli bir dereceye kadar (yani küçük ölçekli ama “etkili” bir tarzda) yönetilmesi gerektiği, yoksa “mevcut biçimiyle sürdürülebilir olmayacağı” vurgusu, kuşkusuz bunun “nasıl” ve “kim” tarafından yapılacağı sorusunu da akla getirmektedir. • Geliştirilen yönetişim tanımının formel ölçütü olarak sunulan “kabul edilebilir” standartlar da, bu standartların “kim” tarafından konulacağı ve “kimler” tarafından “nasıl” kabul edileceği sorusuna yol açmakta; ayrıca sürece dahil olan “taraf”ların (hükümetler, özel sektör, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları) her birinin nitelikleri, güçleri, “katılım” tarzları ve “ne kadar” katılacakları konusunda, tam da küreselleşmenin genel atmosferi göz önüne getirildiğinde oldukça haklı kuşkular uyanmaktadır.
  • 12. “yönetişim”(ler) Geliştirilen çeşitli teoriler, aynı zamanda yönetişimin farklı uygulama alanlarıyla da bağlantılıdır. Bu uygulama alanları en temelde şöyle konumlanabilir: • İşletme yönetişimi (corporate governance) • Uluslararası rejimler, uluslararası kuruluşlar ve ulusüstü kurumlar (dünya çevre sorunları, dünya ticaret ilişkilerinin düzenlenmesi, uluslararası uyuşturucu ticareti, küresel vergi işbirliği vb. faaliyet alanlarında “küresel politika” yönetişimi)
  • 13. “yönetişim”(ler) • Ekonomik ve siyasal “iyi yönetişim” alanı (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) “kalkınma ekonomisi” eksenli yaklaşımı, Dünya Bankası’nın özel sektör ve sivil toplumun güçlendirilmesi esaslı “başarı öyküleri”) • Yeni Kamu Yönetimi (New Public Management – NPM) (iş dünyasının yönetim modelleriyle kamu yönetiminin giderek iç içe girdiği, kamu sektöründe özelleştirmeler sonrası gelişen, “verimlilik” ve “etkililik” temelli kamu yönetim anlayışı)
  • 14. “yönetişim”(ler) • Uzlaşıya dayalı sosyal yönetişim alanı (birlikte yönetişim) / ağ yönetişimi (ağ biçimi yapılanmalar, ortaklıklar, paydaşlıklar ve etkileşim temelinde yatay ve gayri merkezi koordinasyon uygulamaları – kent, bölge, sektör, hukuksal düzenleme, çeşitli karar verme ve politika üretim mekanizmaları gibi alanlarda yönetişim) • Açık (Ağ) Yönetişimi... Bu karmaşayı anlamlandırabilmek için, farklı yönetişim anlayışlarının demokrasiyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymak gerekir.
  • 15. saptama • Kurumsal, ulusal veya uluslararası, kamu yönetimi ve “iyi” yönetişim alanlarındaki teorilerin ortak noktası, yönetişimin kendisinden çok sonuçları üzerinde odaklanmalarıdır. • Yönetişim “iyi”dir, çünkü ekonomik, sosyal ve siyasi kalkınmayı doğurur. • Oysa, tümüyle formel bir açıdan bakıldığında bile, sonuçları görece “iyi” olan uygulamaların, her zaman “iyi politikalar” anlamına gelmediği, kendi başlarına doğru stratejiler geliştirmeye yetmeyeceği; değişime uyum yeteneğini abartarak değişimin niteliğini gözden kaçırdığı; ulusal yapıların farklılığını göz ardı ederek genel geçer modeller konumlamaya çalıştığı söylenebilir.
  • 16. yönetişim: “iyi” mi? • “İyi yönetişim” anlayışının etkili yönetim ve verimlilik hedefleri, yönetişimin demokratik niteliğinin önünde gelmektedir. • Demokrasi, iyi yönetişimin meşruiyet kaynağı, önerilen ekonomik politikalara kamuoyu desteği sağlayacak bir araç olarak değer kazanmaktadır. • “Yönetişim, eylem alanı devlet tarafından gerçekleştirme yeteneğine sahip olduğu kadarıyla sınırlandırıldığı ölçüde iyidir. Demokratik karar verme alanı, pazarın ihtiyaç ve beklentileriyle sınırlandırılır.” (Paul Hirst, Debating Governance: Authority, Steering and Democracy, 2000)
  • 17. Açık (Ağ) Yönetişimi Demokrasiyi Etkinleştirmek
  • 18. ağ yönetişimi • Ağ biçimi yapılanmalarda gayri merkezi koordinasyon arayışlarından doğan uzlaşıya dayalı sosyal yönetişim alanı ise, genellikle “ağ yönetişimi” (network governance) olarak adlandırılmaktadır. • Ağ yönetişimi, ağdaki düğümleri oluşturan ortaklıklar, paydaşlıklar arasındaki iletişim yoluyla ulaşılan bir uzlaşı temelinde, gayri merkezi ve yatay koordinasyon mekanizmalarıyla işleyen bir etkileşim modelini ortaya koymaktadır. • Paydaşlar, yönetişime konu olan ağ yapılanmasına göre (kentler, bölgeler, sektörler, karar verme mekanizmaları, politika üretim ağları, kanun yapma süreçleri vb) farklılık gösterebilir (sendikalar, sektörel ya da ticari birlikler, işletmeler, çeşitli düzeyde sivil toplum kuruluşları, yerel otorite temsilcileri, sosyal girişimciler, sosyal topluluk oluşumları, sivil inisiyatif platformları vb.).
  • 19. ağ yönetişimi • Ağlar, kendini örgütleyen, dolayısıyla otonom ve özyönetime sahip, kendi politikalarını ve çevre ilişkilerini kendileri oluşturma eğilimde olan, örgütlenmeler arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkisiyle karakterize edilen yapılanmalardır. • Ağlar, bürokrasi tarzı hiyerarşik örgütlenmelere ya da pazar koşullarına tabi çıkar temelli örgütlenmelere alternatif oluşturan bir sosyal koordinasyon biçimidir. • Ağ biçimi yapılanmalar arasındaki yatay koordinasyon, ilgili tarafların katılımını kolaylaştırmakta ve sosyal yarar katsayısını artırmaktadır. • Ağlar, özyönetim yeteneğinin hayata geçirilebilmesi için bir yakınsama (convergence) noktası olarak önemli bir işlev yüklenmektedir.
  • 20. ağ yönetişimi • Ağ yönetişiminin baskın yönelimi koordine edilmesi gereken birbirine bağlı çıkarlar etrafında buluşmak, etkileşim biçimi ise kamu aktörleri, özel sektör ve sivil toplum paydaşlarının çoktaraflı anlaşmalarıdır. • Ağ yönetişimi özü gereği gayri merkezi, yatay koordinasyona dayalı, esnek ve katılımcı bir yönetsel modeldir. • Bir ağın ancak onu oluşturan düğümler arasındaki karşılıklı ilişki ve etkileşim imkanı sayesinde mümkün olabilmesi gibi, ağ yönetişimi de ancak onu oluşturan paydaşlara sunduğu demokratik katılım ve işbirliği imkanları ölçüsünde hayat bulabilir.
  • 21. ağ yönetişimi: sorunlar • Ağ biçimi yapılanmaların çeşitliliği ve değişkenliği, hızlı oluşum ve dönüşüm yetenekleri, sosyal öğrenme süreçlerini güçleştirerek demokrasi açısından bazı sorunlar da ortaya çıkarabilmektedir. • Ağ biçimi yapılanmaların genellikle yerel ölçekte etkili olması ve üyeleri dışındaki katılımlara pek izin vermemesi, bir başka sorun kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. • Bu sorunlara, pazar koşullarının ağ biçimi yapılanmalara egemen olmasının güven, işbirliği ve karşılıklı bağımlılık ilişkisinin altını oyma tehlikesi taşıması da eklenebilir. • Ancak, burada incelediğimiz yönetişim tarzları arasında demokrasi açısından en geliştirilebilir olanının ağ yönetişimi olduğu da açıktır.
  • 22. açık ağ yönetişimi • Bu sorunların çözümü, “açık sistemler”de yatmaktadır. • Yani “ağ yönetişimi”, açıklık ve şeffaflık, sorumluluk ve hesap verebilirlik temelinde konumlandığında, demokrasiyi etkinleştirebilir. • Burada açık olması gereken, yönetsel mekanizmanın kendisidir; katılımcılar değil. Yani ağ yönetişimi, katılımcı vatandaşları dinlemenin, gözetlemenin, denetlemenin aracı kılınmamalıdır. • Tersine, kamu yönetiminin kendisi ve yönetsel mekanizma vatandaşlara şeffaf olmaldır. Bu şeffaflık etkin katılımın garantisini sağlayacaktır.
  • 23. açık ağ yönetişimi: birleşimsel demokrasi • Artık ne tek bir bütünsel “yönetim” ne de yönetilecek tek bir bütünsel “halk” (demos) olmadığı gerçeğinden hareketle, devlet egemenliği ve halk egemenliğinin aynı siyasi mekan içerisinde gerçekleşebileceği fikrine doğru ilerlemek yerinde olacaktır. • Paul Hirst, bu yeni demokrasi anlayışını “birleşimsel demokrasi” (associative democracy) olarak adlandırmaktadır. • Demokratik yönetişimin görevi, bir yandan yönetimi demokratik katılımı meşru temellerde konumlayacak bir tarzda yeniden yapılandırmak, diğer yandan sivil toplumu siyasallaştırarak anayasal hukuk düzeninde açık seçik bir biçimde tanımlanmış demokratik özyönetim birliklerine dönüştürmektir.
  • 24. Açık Ağ Yönetişimi Bilgi Edinme Hakkı ve Mahremiyet
  • 25. bilgi edinme hakkı • Bilginin, yani iktidarın paylaşımı, katılımcı demokrasinin de temellerinden birini oluşturmaktadır. • Bilgi paylaşımı, bilginin sınır tanımadan, özgürce yayılmasını gerekli kılmaktadır. • Ağ yönetişimi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu olanakları kullanarak yeni toplumsal ağ yapılanmalarına en uygun katılım platformunu oluşturmaktadır. • Ağ yönetişimini demokratik bir temelde konumlayacak, gerçek bir kamusal uzlaşıyla güçlendirecek olan, teknolojik ya da kurumsal altyapı değil, öncelikle demokratik hukuk devleti ilke ve normlarına uygun bir hukuksal altyapıdır. Bu hukuksal altyapının ilkesel önceliği ise, “bilgiye erişim hakkı”dır. • Vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına kamu bilgilerine erişim hakkı tanınmaksızın, ne demokratik katılımdan, ne de kamu yönetiminin şeffaflığından söz edilemez.
  • 26. mahremiyet • “Bilginin sınır tanımadan paylaşılması” ilkesine dayanan bilgi ve iletişim özgürlüğü kavramı, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimiyle, “özel hayatın gizliliği” anlamında “mahremiyet” kavramıyla belli bir çatışma yaratmıştır. • Özel hayat, bireylerin tüm dış etkilerden ve baskılardan uzak, kendi başına özgürce faaliyetlerini sürdürdüğü ve dokunulmazlığı bulunan yaşamsal bir alandır. • Bilgi ekonomisi ve bilgi toplumunun gelişimi için zorunlu koşul ve aynı zamanda temel bir insan hakkı olan bilgi ve iletişim özgürlüğü, bireysel mahremiyetin güvencesi olarak kişisel verilerin korunması ve gerek kişi gerekse kamu güvenliği için zorunlu olan bilgi güvenliği kavramlarının hukuk devleti ilke ve kuralları uyarınca dengeli bir biçimde düzenlenmesi şarttır. Bu üç kavramın herhangi birini abartan veya azımsayan bir düzenleme anlayışı temel hak ve özgürlüklerin tümünü tehlikeye sokacaktır.
  • 27. denge • Devletin yurttaşlarıyla kulluk temelinde bir ilişkiyi dayatmasının ve kendini yüceltmesinin bir göstergesi olan gizlilik tavrı, genellikle “ulusal güvenlik” gibi “hassas” gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışılmakta ve aslında “yurttaşlara duyulan güvensizliğin” en temel ifadelerinden biri olmaktadır. • Bilgi özgürlüğü ile ilgili hukuksal çerçeve, ulusal bilgi güvenliği konusunda açık bir hukuksal yaklaşımla dengelenmelidir. • Ancak, bu noktada ulusal egemenliğin koruma altına alınması amacı temel gerekçeyi oluşturmalı ve ulusal bilgi güvenliği ile ilgili düzenlemeler, aslında ulusal güvenlikle ilgili hassas bilgilerin uluslararası standartlarda ve çağdaş dünyanın gereklerine uygun olarak sınıflandırıldığı bir yasal çerçeve sunmalı, yurttaşlardan bilgi kaçırmanın, devleti kapalı bir devreye dönüştürmenin ya da onları fişleyerek, denetleyerek, izleyerek temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmanın aracı kılınmamalıdır.
  • 28. soru / cevap • “Bilgi toplama ve dağıtma altyapıları bireylerin mahremiyetini delerken yönetimlerin veya "sistemlerin" mahremiyetine dokunmuyor. Bir yönetim kendi kendine şeffaflaşabilir mi? Şu anda şeffaflaşması için neler yapılıyor, gelecek için neler yapılabilir?” • Hiç bir yönetim “kendi kendine” şeffaflaşmaz; bu, ancak yönetimlerin kendi içine kapanma eğilimi demokratik katılım zoruyla aşındırılarak yapılabilir. Demokratik zor kullanılarak... Ağ yapıları bu yolda önemli imkanlar sunabilir...