SlideShare ist ein Scribd-Unternehmen logo
1 von 54
CUMHURİYET'in DÜŞMANLARI HAZIRLAYAN Hatay DEVRİM [email_address]
Slaytımızın  genel   konusu  Cumhuriyetimizin Düşmanları   üzerine… Özel   konusu ise  Cumhuriyet Düşmanlığı nın vücut bulduğu  Nakşibendilik   üzerine… Ve okuyacaklarınız  iki temel  gerçek üzerine hazırlanmıştır… 1. Siyasi tarihin verileri… 2. Politik gerçekliklerin vurguları…
Türkiye’de Cumhuriyet Düşmanlığı yani  “Gericilik” ,  Nakşibendilik  ile kol kola yürümektedir.  Slaytın daha sonraki bölümlerinde görüleceği üzere  AKP ’nin tüm üst düzey kadroları birer Nakşibendi’dir. Tarihi hesaplaşmada bugün  “Gericilik”  Cumhuriyete yönelik düşmanlığını  A tatürk  K arşıtlarının  P artisi üzerinden yürütmektedir.
Tüm Aydınlanma Tarihimizde  iki ana  çizgi görülür… Halkının bağımsızlığı için mücadele eden  ilericiler  ile Halkını kul ve köle gören  gericiler … Bu ülkenin  ilericileri  güçlerini  halktan  alırlar; Pir Sultan  gibi,  Mustafa Kemal  gibi.. Bu ülkenin  gericileri  güçlerini  dışardan  alırlar; Damat Ferit  gibi,  Vahdettin  gibi ve günümüzde  Fettullah Gülen  gibi,  Tayyip  gibi… AYDINLIK ve  KARANLIĞIN  KAVGASI
Bu ülkenin gericilerinin temel karakteristiği,  işbirlikçi  olmalarıdır. Emperyalist efendilerine hizmet ederler…  Fettullah Gülen  gibi,  Tayyip  gibi  Abdullah Gül  gibi…  Halkın  manevi duygularını sömürerek   “çıkar”  elde ederler… Günümüzün  AKP ’si gibi.  Bu ülkenin gericilerinin  boğazından helal lokma geçmez ,  Unakıtan  ve onu  “AK” layan hükümet ve bir kısım meclis üyeleri gibi… Bu gericiler emirlerini emperyalistlerden alırlar, günümüzde  ABD  ve  AB  bu emirleri verir,  Tayyip ve Abdullah Gül gibiler uygular … Bu gericiler,  dün söylediklerini bugün inkar ederler ,  Tayyip  ve  Gül  gibi…
İşte  slaytımızda  bu  gericilerin   hikayesini bulacaksınız… 1919 ve 1923’ün “rövanşını”  almak isteyenler var…  Biz bunlara  “karşı devrimci”  diyoruz…  Hikayemiz onların hikayesidir… Bir ucubenin dizlerinin dibine çökmüş bir başbakan… Bu  adam ın edinmiş olduğu görevi,  ABD ’nin bu adama vermiş olduğu görevi,  ülkenin gericilik batağına saplanması için yaptıklarını   “tarihsel ispatları”  ile açıklayacağız… Duymayan, bilmeyen, görmeyen kimse kalmasın…
Bu bakış açısıyla ülkemizde Cumhuriyetimize ve Atatürkümüze yönelik gerçekleştirilen “Karşı Devrim” sürecinin,  1950 Demokrat Parti iktidarı  ile başladığı bilinen bir gerçekliktir… Bu savlamanın çok ciddi kanıtları vardır… Adnan Menderes’in ülkede gizli örgütlenmeler ile varlığını sürdürmeye mahkum olan tarikatlar ile yapmış olduğu seçim pazarlığı, verilen tavizler, her şeyden önce, Cumhuriyet’in başbakanı olmuş Menderes’in bir tarikat şeyhi olan Said-i Nursi’nin elini eteğini öpmesi… ABD Emperyalizmine teslim bayrağını çekmesi… Ve tarihe denk düşecek biçimde… Tayyip’in Fettullah’ın eteğini öpmesi,  Hikmetyar’ın dizinin dibine çökmesi, ABD Emperyalizminden icazet alarak ülkenin başına geçmesi… Karşı Devrim süreci işliyor…
[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object]
AKP’nin ABD’ci bir parti olduğunu ispatlamak için çokça örnek gösterilebilir… Bilindiği gibi Türkiye’de bir  DSP-MHP-ANAP   hükümeti vardı.  Bülent Ecevit  ve  Devlet Bahçeli ,  ABD ’nin  Irak ’ı işgaline olur vermiyorlardı. Kıbrıs ’ı da vermiyorlardı.  “ Kuzey Irak’taki Kürt Devletini savaş nedeni”  sayacaklarını bağıra bağıra söylediler… Sonra ne oldu… DSP ikiye bölündü…  Erken seçim kararı alındı… ve…  AKP geldikten sonra tüm bu politikalar terk edildi… Yeşil Kuşağın Amerikancıları ,  Erbakan ’dan ayrılıp emperyalizme maşa olacak yeni partilerini kurdular…  Türkiye’nin kucağındaki bu partinin  babası  bellidir… 1 mart tezkeresi   öncesinde,  Tayyip , milletvekillerini ikna etmek için üçerli beşerli görüşmelere aldı…  Neye ikna edecekti onları: Türkiye’nin güneydoğusuna  65 bin ABD askerinin süresiz yerleşmesine … Tayyip tüm bu gayreti,  diyet  ödemek içen sarfetti…
TARİKATLAR NASIL DOĞMUŞTUR? TÜRKİYE ve SİYASETTEKİ İŞLEVLERİ NELERDİR? TARİKATLAR MADDİ KAYNAKLARINI NASIL ELDE ETMEKTEDİRLER?
TARİKATLAR ve GERÇEKLER Tarikat yol ve usul manasındadır. Tarikat bir din ve mezhep değil, dini kendine göre anlama ve yaşama şeklidir.  Dinlerin hemen hepsinin yoruma açık yönleri vardır ve farklı yorumlamalar dinlerin farklı uygulama biçimlerini ortaya koymuştur. Bu farklı yorumlama-uygulama anlayışlarından “Mezhep”ler doğmuştur.  İslami tarikatlar “tasavvuf”tan doğmuştur. Kimi tasavvufçulara göre  dinin açık (Arapça zahir) anlamları bilgisizler için dir. Oysa dinin bilgili ya da  bilgiye yetenekli kişiler için gizli (Arapça batın) anlamları  vardır. Ki bu gizli anlam,  ancak büyük çapta bilgililerin yorumlarıyla açığa çıkarılabilir . Ruhban sınıfının, İslam’daki yeri, bu mantığa dayanarak ince ince işlenecektir…
Tarikatlarda bir de  Rabıta  denen bir kavram vardır. Peki rabıta nedir:  «Şeyhin şeklini zihinde canlandırmaktır»  diye tanımlanabilir. Peki Nakşibendiliğin de savunduğu “Rabıta” kavramının  özü  nedir…  Müridin şeyhe canfedâ bir şekilde bağlanmasını sağlamaktır.   Müritlik sıfatını kazanan kişiye sürekli şekilde rabıta yaptırılır. Rabıtanın en önemli şartı, şeyhin şeklini zihinde canlandırmak ve sanal alemde hep onunla yaşamaktır. Tarikat şeyhinin, ibadet ve inanç sistemi içindeki son derece baskın yapısını ortaya çıkaran kavram da işte bu Rabıta’dır.  Rabıta, Allah’a değil, şeyhe “kul” yetiştirmektedir.
Bu arada rabıta dışında, şeyhin gözde adamları tarafından müritlere sürekli olarak onun  «keşif ve kerametleri, manevi üstünlükleri, yüce ahlâkı ve Allah katındaki mertebesi»  hakkında açıklamalar yapılır. Bu telkinler ve anlatımlar o kadar sürekli ve etkilidir ki  sohbetler esnasında bazı müritler dayanamayarak baygınlık geçirir, bazıları acaip sesler çıkarır ;  örneğin havlar, miyavlar ya da kişnerler;  bazıları ise dam, teras ve balkonlardan kendilerini aşağı atarlar.  Buna da tarikat dilinde  «cezbeye kapılmak»   denir. Mürit uzun süre bu telkinler altında artık  şeyhin bir kulu ve kölesi   haline gelir.
Slaytımızın konusu değil ama tarikatların İslam dinindeki yeri açısından küçük bir açıklama yapmak çok faydalı olacaktır… Hz. Muhammed ’in hayatında  çileler, ayinler, semanlar, zikir halkaları, “hu” çekmeler, enstrüman ve rakslar, rabıta ve meditasyonlar asla yoktur.  Örneğin; sevinmiş, üzülmüş, öfkelenmiş, danışmış, verdiği karardan vazgeçebilmiş ve özetle mahrem olmayan hiçbir insani niteliğini gizlememiştir.  O ’nun insani özellikleri çok belirgindir… Ama İslam dinini yorumluyoruz diye ortaya çıkan birçok şeyh, şıh ve hocaefendi gibi adamlar ise   kendilerini ulaşılmaz yerlere koymuş, kendilerine biat edilmesini istemiş ve İslam’da hiç yeri olmayan bin türlü sahtekarlık ile masum insanları kandırabilmişlerdir…   İşte slaytımızın da asıl konusu budur… Din üzerinden çıkar sağlama…
NAKŞİBENDİ  TARİKATI NI TANIYALIM Nakşibendilik… İslam dininin yeryüzünde yaşayan en önemli tarikatlarından biridir… Bazı gerçek dışı iddialarda tarikatın kökeni,  Hz. Ebubekir ’e dayandırılsa da genel olarak kabul edilen görüş,  Hoca Ahmet Yesevi ’nin düşüncelerini yorumlayan  Bahaeddin Nakşibend ’in tarikatın kurucusu olduğudur… Tarikat da ismini, Farsça  “nakış yapan”  anlamına gelen  Nakşibend ’den alır… Daha sonra da şeyhlerinin birçoğunun ismini taşıyan kollara ayrılmıştır…
En önemli kollarından biri de  Mevlana Halid Bağdadi ’nin ismini taşıyan  “Halidiyye”  koludur… Anadolu’ya Nakşi’lik Fatih Sultan Mehmet döneminde girmiş olsa da gerçek yapısını Halidiyye kolunun etkinliği ile  19. yüzyıldan sonra  göstermeye başlayacaktır… Nakşibendiliğin 7 kolu vardır. Türkiye’de günümüze değin gelebilen ve gücünü koruyabilen sadece  Nurculuk  ve  Süleymancılık tır. Nurculuk ile Süleymancılık da birçok kollara ayrılacaktır.
Nakşibendilik'in kollarından olan  Nurculuk,  Said-i Nursi  “Bediüzzaman ya da Said-i Kürdi olarak da bilinir (1873-1960)” tarafından kurulmuştur.  Süleyman Hilmi Tunahan  (1888-1959) tarafından kurulan Nakşi kökenli tarikatlardan  Süleymancılık  da Nurculuk gibi aynı süreci yaşar. Bugün Nakşilerin en etkin kollarından biri, Said-i Nursi Nurculuğunun bir uzantısı olan  Fettullahçılıktır . Ayrıca  “merkez” de yer alan  Nakşi karakterinin en yobaz uzantısı , bugün  Tayyip Erdoğan ’ın da müridi bulunduğu  İskenderpaşa Dergahı ’dır.
NAKŞİBENDİLİĞİN CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI
Anadolu’daki  “bazı tarikatların” ,  “Aydınlığa yönelik düşmanlıkları”  çok eskilere dayanır. Ama en belirgin düşmanlıklar,  II. Abdülhamit ’in bu tarikatları  “ilericiler” üstüne salmasıyla  belirginleşir. Nakşibendiliğin, devletin içine sızması da bu süreçte olur. II. Abdülhamit’in oluşturduğu 4 bin kişilik jurnalci ordusunun nüfusunu tarikatlar oluşturmuş; Abdülhamit’in  halka uyguladığı zulmün, taşeronluğu nu yapmışlardır.
Osmanlı’nın halk üzerindeki sömürüsünü perdeleyen ve bu sömürü düzenini meşrulaştıran  tarikatların en önemli gerici ayaklanması 1909’da  olur… II. Meşrutiyet ile hesaplaşma, İngilizlerin tahriki ve maddi yardımıyla İstanbul’da gericilerin ayaklanmalarıyla sonuçlanır.  Tarihte,  31 Mart gerici ayaklanması  olarak bilinen bu irtica olayında,  İngilizler ile işbirlikçilerin rolü nün üstü hep örtülmüştür. Özellikle Cumhuriyet dönemindeki  Nakşibendi Şeyh Sait’in isyanında ise, emperyalizmin işbirlikçiliği utanç belgeleri  olarak su yüzüne çıkmıştır.
Kurtuluş Savaşımız  devam ederken, daha sonra  "Hilafet Ordusu"  adını alacak olan işbirlikçi bir ordu örgütlenmesi  Kuvva-i İnzibatiye ‘nin kurulmasına, yine işbirlikçi-gerici tarikatlar öncülük eder. Anadolu’da  Mustafa Kemal  ve  arkadaşları  kurtuluş çareleri ararken,  tarikatlardan medrese hocalarına, Şeyhülislam'dan sivil ve askeri bürokrasiye, Galata Bankerleri'nden Sultan'a kadar bütün işbirlikçiler , Anadolu Halkı’nın dini inançlarını istismar ederek henüz  çekirdek halindeki bağımsızlık savaşını  boğmak için işgal güçleri ile  “işbirliği”  yapmaktaydılar.
Onların yanısıra  çeşitli tarikatlardan da yüzlerce işbirlikçi mürit  Anadolu'ya dağılıyordu. Bunlar, örgütlü bir şekilde,  ulusal direnişe  karşı  halkı kışkırtmaya  ve  ayaklandırmaya  çalışıyorlar,  İşbirlikçi sultan ve din adamlarının ferman ve fetvalarıyla halkın karşısına çıkıyorlardı.   Emperyalistler açık işgalin Anadolu halkında yarattığı tepkiyi törpülemeye ve bu tepkinin  Ulusal Kurtuluş Savaşı 'na akmasını engellemeye çalışıyorlardı.
Yayınlanan fetvalar  içinde en dikkat çekici olanı  Hilafet Ordusu'nun kurulması döneminde  çıkarılan 11 Nisan 1920 tarihli  Şeyhülislam Dürrizade Abdullah 'a ait olandı. Tarihe  "Dürrizade Fetvası"  olarak geçen bu ihanet ve utanç belgesinde  bağımsızlık savaşına katılan herkes   "halifeye isyan" la suçlanıyordu. Ve  halifenin düşmanı, İslam dinine karşı suçlu ilan ediliyordu .  Fetvada tüm inanmış Müslümanlara ,  Allah adına, bağımsızlıktan yana olanları acımasızca yok etmeleri emrediliyordu.  Nihayetinde  Fetva şu soru ve cevapla bitiriliyordu:   "Asilerin katli caiz midir? El cevap vaciptir"...  Bu fetvanın ülkenin dört bir yanında  dağıtılması için İngiliz uçakları  kullanılır. "Dürrizade Fetvası", işbirlikçi sultana bağlı çevrelerde etki yaratsa da, halkın büyük bir çoğunluğu vatan hainlerinin bu çağrılarına cevap vermeyecektir...
İşbirlikçi gericiler,  Bağımsızlık Savaşımız sırasında   irili-ufaklı gerici ayaklanma  başlatırlar. Bunların  belli başlıları:   Şeyh Eşref, Birinci Bozkır, İkinci Bozkır, Konya, Birinci Anzavur, İkinci Anzavur, Ali Batı, Birinci Düzce, İkinci Düzce, Birinci Yozgat, İkinci Yozgat ve Zile Ayaklanmalarıdır. Özellikle de  Nakşibendi Tarikatı , bu  ayaklanmalarda ön plana çıkıyordu .  Konya ve Düzce yörelerinde yaşanan ve "Bozkır Ayaklanmaları" olarak bilinen ayaklanmalar Nakşibendilerce yönetilir.   "Din elden gidiyor"  diyerek bayrak açan  Nakşibendilere, hem Sultan hem de İngilizler silah başta olmak üzere her türlü desteği sunarlar.  Ayaklanmaların amacı, padişahı ve halifeyi korumak, Anadolu'da başlayan Bağımsızlık Savaşımızın önünü kesmektir.
Cumhuriyet Dönemindeki Nakşibendi Ayaklanmaları ise şöyledir: *1924 Şeyh Sait Kürt-İslam Ayaklanması  (İngiliz kışkırtmasıyla ayaklanan Şeyh Sait ve etrafındakiler Nakşibendidir) *1925 Rize Ayaklanması  (Şapka reformuna karşı ayaklananlar Nakşibendi tarikatı üyesidirler) *1930 Menemen Ayaklanması  ( Kubilay ’ın başını kesip bir sırığa takıp dolaştıranlar Nakşi Derviş Mehmet ile birlikte ayaklanmışlardır ve şeriat isteklerini dile getirmişlerdir) *1933 Bursa Ayaklanması  (Nakşi Şeyhi İbrahim Türkçe Ezana karşı ayaklanmıştır) *1935 Nakşi Şeyhi Şeyh Halid  Eruh’ta kendisini mehdi ilan etmiş ve silahlı başkaldırıda bulunmuştur, çatışmalar bir yıl kadar sürmüştür. Bu soytarı Şeyh de Fransız koruması Suriye’ye kaçmıştır. *1935 Çorum İskilip İlçesinde Nakşi Şeyhi Kalaycı  şeriat isteyerek ayaklanmıştır.
TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNDE SAĞA KAYMA (SAĞCILAŞMA)  Ve MUSTAFA KEMAL DÜŞMANLIĞI
Türkiye’de  sağ siyaset ve ideolojilerin  Emperyalizmden beslenerek güçlendikleri bilinen bir gerçektir… Bunun iki nedeni vardır… Birincisi;  emperyalizm ile çıkar ilişkisi kuranların yüzlerini maskelemek ve yaptıklarını meşrulaştırmak… İkincisi;  emperyalizme karşı gelişecek olan devrimci-bağımsızlıkçı hareketlere karşı toplumsal tabanda hazır bir  “vurucu güç”  oluşturmak…
Biz, Türkiye’de,  sağcıların liberal ekonomi politikalarından yana olduklarını  ve  uyguladıkları  liberal politikaların tüm gelenekleri yıktığını ,  aile yapısını parçaladığını biliyoruz … Ahlaksal yozlaşmanın başlıca sorumlusu bu liberal ekonomik politikalar,  bencilce bir yaşam ve tüketim kültürü  üzerinde duruyor…  1950’den beri “manevi değerleri” savunduğunu söyleyen  “sağ-muhafazakar” partiler  tarafından yönetilen bu ülke, “Batı” nın öğretisi olan bu politikalarla tarihin en büyük  “kültür erozyonlarından”  birini yaşadı…
Bu muhafazakarlar;  aileyi koruyacağız söylemlerini, liberal ekonomik politakalarıyla arka kapıdan dinamitlediler … Bunu halkın gözünden nasıl kaçırdılar…  Bu ülke, son elli-elli beş yılınıda, kendisini  sağ-muhafazakar-millianevi değerlere saygılı-laikliği örseleyecek kadar dine saygılı olduğunu savlayanlar tarafından yönetildi  ve bu insanlar, örneğin  Atatürk'ün borçsuz bıraktığı ülkeyi  borç batağına soktular,  hiç bir ülkeye bağımlı olmadan yaşayan bu ülkeyi  ABD emperyalizmine teslim ettiler…  Ülke sanayisinin Atatürkçü ulusal politika ile sabırla gelişmesine tahammül etmeyip, montaj sanayisi ile dünya liberal sisteminin bir uydusu olmasına neden oldular,  "bağımsız bir ülkeyi" bağımlı yaptılar...  Bunların hepsinin Atatürk ile de Atatürkçülük ile de bir ilişkisi yoktu. Bu görülmesi zor bir olay değil.  Ha Said-i Nursi'nin elini eteğini öpen Menderes, ha Hikmetyar'ın dizinin dibine çökmüş ve Fettullah'tan olur almış Tayyip...   İkisi de emperyalizme peşkeş çekiyor ülkeyi...
Türkiye tarihinde “eş zamanlı” gelişen iki süreç vardır… Birincisi “sağa kaymak” ikincisi de “sömürülen bir ülke” haline gelmektir… Birbirini besleyen bu iki sürecin formülü şudur… Bağımsızlık savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında “emperyalizm ve işbirlikçileri” bu ülkenin yetkili kurullarından tamamen tasfiye edilmiştir… Ama iki olgu “emperyalizm ve gericilik” birbirini besleyerek tekrar kök salmıştır… Bu sürecin başlangıcı önce; DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI ADALET PARTİSİ İKTİDARI MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ ANAP İKTİDARI DYP İKTİDARI  Ve bugün AKP iktidarı…. Sağa kayma ve sömürülen bir ülke haline gelmek… işte bu eş zamanlı gelişmenin birbirini besleyen iki boyutudur… Peki ABD, bu işbirlikçileri nasıl beslemektedir…
Suudi Araplar  ABD  Türkiye  ÜÇGENİ
Bilindiği gibi  Suudi Arabistan ,  ABD ’nin sömürgesi bir  Müslüman  ülkedir…  ABD gözetimi ve Suud sülalesinin diktası tarafından yönetilen bu ülke   petrolleri ABD tarafından sömürülmekte  ve ülke halkı, tarihin en geri usulleri ile yönetilip yaşamlarını sürdürmektedir…  Suudlar ,  ülkelerini  “İslam”  ülkesi olarak göstermekte  ve Arap halkına ait olan ülke kaynaklarını  “kendi çıkarları adına”  Hristiyan ABD’ye satmakta ve  Arap Birliği ni emperyalizme peşkeş çekmektedirler…
Suudlar, hiçbir zaman İsrail tarafından ezilen Filistin halkının yanında olmamışlardır… Suudlar, son zamanda yaşanan İsrail’in Lübnan’ı bombalamasına sessiz kalmıştır… Suudlar, Irak’ın işgaline yardım etmişlerdir… Suudlar, Irak’lı kadınlara ABD askerleri tecavüz ederken, beş yıldızlı otellerinde Hac ziyaretine gelen müslümanlara kebap ziyafeti çekmekle meşguldüler… Velhasıl Suudların, ABD’nin maşası olduğunu bilmeyen yoktur…
İşte bu Suudlar bakın Türkiye’deki ABD işbirlikçiliğini desteklemek için neler yapmışlardır… ARAMCO , bir petrol şirketidir… Arap ve ABD ortak şirketi… 1953’te kurulan ARAMCO aracılığıyla  Amerikancı İslam akımlarına kaynak aktarımı  başlar…  1962’de bu kurum görevini  RABITA  örgütüne devreder…  RABITA’nın kuruluşunda  Menderes’in milletvekili Ahmet Gürkan  ile  Sebilül Reşat dergisi sahibi Salih Özcan  da vardı. Salih Özcan aynı zamanda  Suud sermayeli Faysal Finans’ın önemli hissedarlarındandır . Ayrıca Faysal Finansın Özcan ile birlikteki diğer  “Nakşi”  Türk ortakları Ahmet Tevfik Paksu ve Halil Şıvgın ’dır. Türkiye’de  özellikle Menderes Döneminde, Nakşiler ve onun kolları olan Süleymancılık ile Nurculuk bu beslenme ile palazlanmaya başlarlar…
Yine Suud sermayeli  Al Baraka Grubu ,  Nakşi   Korkut Özal ve Eymen Topbaş’ı  Türk ortak olarak seçmiştir. “ Haramzade ”  Kemal Unakıtan  ve  Talat İçöz  de diğer Nakşibendi ortaklardır. İşte diğer tarikatların Türkiye’de niye gelişemediklerinin yanıtı buradadır…  Emperyalizm onları beslememiştir de ondan… Bu isimler saymakla bitmez…  ABD kuklası Suudi sermayesi görülmektedir ki, açıkça, Türkiye’deki Nakşileri palazlandırmakta ve onlar üzerinden ABD çıkarları organize olmaktadır.   Tayyip ve tayfasının astarı yırtılmış yüzlerinin gerçek görüntüsü bu tabloda açık açık görünmektedir.
SİYASİ TARİHİMİZE  DAİR BİR  TAHLİL
1946 , tartışmasız biçimde bir dönüm noktasıdır…  Kemalist Devrim in hiçbir biçimde yüz vermediği tarikatlar, karşı devrimin evi  Demokrat Parti de  yuvalanacaklar ve oy pazarlığında  saf tutacaklardır. Karşı Devrim ;  1950’de Demokrat Parti’nin tek başına iktidarı  ile düşmanca siyasetini gütmeye başlar…
Projesini ABD’nin çizdiği 1980 darbesi  ve  82 Anayasası   Karşı Devrim  sürecinin bir başka aşamasıdır…  ABD ajanı Turgut ÖZAL  İblis inin  ülkeyi nereye getirdiği ortadadır. 1984 ise ABD destekli Suudi sermayesinin altın çağının miladıdır.   Suudi sermayesi ,  Albaraka  ve  Faysal Finans , ekonominin artık meşrulaşan biçimiyle tarikatları şirketleştirecek ve  “ yeşil sermaye deccalı”   nı   karşımıza çıkaracaktır. Yeşil sermaye, özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımızı  “din tacirliği ile dolandıracak”,  bir sürü yolsuzluklara imzalarını atacaklardır…  YİMPAŞ  ve  KOMBASSAN  bunların en bilinen örnekleridir. Yine bu paraları toplayanlar Nakşi’lerdir.
1994 ’te ise bir başka “dönüm noktası” yaşanır… Yerel seçimlerden ciddi bir zafer ile çıkan  Refah Partisi ’nin,  belediye kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesiyle  tarifi ve hesabı yapılamayan yolsuzluklar  tarikatların kasalarını dolduracaktır… Ancak bir ayrıntıyı vurgulayalım… Din tacirlerinin yolsuzlukları dillere destandır bilirsiniz:   Kayıp trilyon davası ndan dolayı  Erbakan  hüküm giyerken,  Abdullah GÜL , dokunulmazlık zırhının arkasında kendisini güvenceye alacaktır…
Önce  Demokrat Parti  sonra da  Adalet Partisi ’nde yuvalanan  Nakşibendiler , dinci örgütlenmelerini ancak  1970 ‘te  Milli Nizam Partisi  ile hayata geçirirler...  Bu parti,  Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun müridi Necmettin Erbakan , tarafından kurulur… Ancak Erbakan, diğer işbirlikçi müritlerden farklı olarak,  çok az da olsa anti-emperyalisttir …  Tam İşbirlikçi karakter  ile yetişen müritler ise ileride emperyalistlerin kadrolarını oluşturacak  Abdullah GÜL, Tayyip  ve  Unakıtan lardır...  ABD  bu  Nakşi kimlikli parti yi,  AKP ’yi kurdurarak  “tam anlamıyla”  ele geçirecek ve 2002  3 Kasım’ından sonra doğrudan kendi çıkarları için kullanmaya başlayacaktır…
Sömürü düzeninin maskesi ince ince işlenecektir… Emperyalızmin işbirlikçi aktörleri,  Anadolu Halkının masum vicdanını sömürmek için  yine  “din”  kozunu kullanacaklardır… İşte Tayyip ve tayfasının gelişim serüveni nin anahtarı budur… Uluslararası bir komplo  ile  DSP-MHP-ANAP hükümeti  düşürülür… Bir erken seçim ile  AKP iktidara  gelir… Seçim öncesi  Tayyip efendi ABD’den icazeti alır . ABD, 80 darbesinde çizdiği hedefin “meyvalarını” toplamaya başlamıştır artık…
Takip eden yurttaşlarımız bilirler,  AKP yetkililerinin ağzından , Türkiye’nin  ABD ile stratejik ortak olduğu  sürekli konuşulur durur… Ama tarih ne zaman yazmıştır ki; hangi stratejik ortak, diğer ortağının  subaylarının kafasına çuval  geçirmiştir… Yoksa  AKP-ABD ortak , Türkiye ise bu ortaklıktan haberi olmayan bir ülke mi… Biliyorsunuz, bu stratejik ortak  PKK ’nın  “ortadan kaldırılmasına değil beslenmesine”  çalışıyor…  AKP  ise ortaklıktan memnun…  Condi ile Abdullah  yakın zamanda yeni bir stratejik ortaklık üzerine “vizyon” belgesi imzaladılar. STRATEJİK ORTAK  ABD
İŞBİRLİKÇİLERİN GERÇEK YÜZÜ ,[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object],[object Object]
NASIL MİLLET OLDUK ?
“ Kuvay-ı Milliye”  işgale karşı direnen  “milli güç”  demektir.  “Müdafa-i Hukuk”  bu direnişteki  “hak”  arayışıdır. İşte bu topraklarda yaşayan insanların bir  “millet”  olma sürecinin anahtarı budur. “ Millet” olma sürecimizin en belirgin başlangıcı ise  Çanakkale Savaşlarıdır. Denizde ve karada yapılan savaşlar sonucunda, şimdi Çanakkale şehrimizin dağ sırtlarında yazılı olan  “Çanakkale Geçilmez”  yazısı,  “tertemiz Anadolu Çocukları” nın  kanları yla yazılmıştır. Bu “millet”i etnik kimliklerine ayrıştırarak bölmeye çalışanlar tarihten nasibini almamış  Emperyalist uşaklar dır.
Tüm dünya insanlığına ait ne varsa,  bir avuç zenginin açgözlülüğü  uğruna yüzbinlerce insanın kanını döken  kapitalist ihtiras , gözünü kana bulamış biçimiyle hala aramızda yaşamaktadır.  Gözler yine boyanmaktadır. Satın alınan işbirlikçiler halklarına değil, sermayedar kapitalist efendilerine köle olmaktadır.  Emperyalist devletler tarihte yemiş oldukları tokatların acısını unutmamışlardır. Dün olduğu gibi bugün de, emperyalistlerin işbirlikçileri vardır bu topraklarda..  ancak bilinmelidir ki;  dün olduğu gibi bugün de,  topraklarının bağımsızlığı için akıtılacak kanı olan evlatlar yaşamaktadır aramızda.  İşbirlikçi medya ve siyaset adamlarının, halkın mağdur edilmiş yüzünü kara çıkartan  “gaflet, dalalet ve hıyanet”  dolu tutumlarının hesabı, dün olduğu gibi bugün de elbet sorulacaktır.
Tarihte kazandıklarımızı, Unakıtanlar Tayyipler Güller   vermek istiyor…
SONUÇ Nakşibendilik en politize olmuş en gerici en güdümlü ve en işbirlikçi  tarikattır. Cumhuriyetin ve Aydınlanma Felsefesinin gerçek düşmanlarıdır… Nakşibendilik Cumhuriyet Düşmanı  bir tarikattır. AKP, Nakşibendi Tarikatının siyasal kuruluşudur ve maddi anlamda dolaylı,  siyasi anlamda ise doğrudan ABD tarafından yönlendirilmektedir.
Nakşiler , Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında gerçekleştirdikleri ayaklanmalar ile bir yere varamayacaklarını anlamışlardır. Günümüzde yaptıkları;  “beğenmedikleri” “demokrasi treni”  ile devlete sızmak ve onu ele geçirmektir… ve eskiden para-silah yardımı yaparak tarikatları kışkırtan  eperyalistler  de taktik değiştirmiştir…
ABD,  Soğuk Savaş döneminde Sovyetler ile mücadele  için, Ortadoğu ülkelerinde İslam Dini’ni kullanmıştır. ABD, İslam’ı bir “araç”a indirgemiştir.  Bugün AKP’nin seçimlerde bu kadar yüksek oy alabilmesini sağlayan  toplumsal yapının projesi ni ABD’nin hazırladığı bilinmektedir. Ilımlı İslam ve Yeşil Kuşak… Günümüz AKP’si çok ciddi maddi güçlere sahip, bu bilinen bir gerçek… Yukarda açıklandığı gibi AKP bu gücü 1960’lı yıllardan itibaren Suudi Sermayesinin desteğiyle kazandı… ve Suudların ABD’nin kapı kulu olduğunu bugün herkes biliyor…
AKP’li BAZI İSİMLERİN TARİKATLARI Recep Tayyip Nakşibendi İskenderpaşa Dergahı müridi Abdullah Gül Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu ekolünden  geliyor. Necip Fazıl, Nakşibendi şeyhi Seyyid  Abdülhakim Arvasi'nin dergâhının etkisiyle tarikat- cemaat ilişkilerine katıldı .  Abdulkadir Aksu   N akşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı  müridi M.Ali Şahin   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Beşir Atalay   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Ali Babacan Korkut Özal’ın yetiştirmesi. Nakşibendi tarikatının  İskenderpaşa Dergâhı müridi Vecdi Gönül İskenderpaşa Dergahına yakın
Ali Coşkun   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Kemal Unakıtan   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Recep Akdağ   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Binali Yıldırım   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Sami Güçlü   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Hilmi Güler   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Zeki Ergezen   Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Murat Başesgioğlu   Said-i Nursi’nin öğrencilerinden. Bir ara ülkücü olarak  da tanınmış. Hüseyin Çelik Nur tarikatı müridi Mehmet Aydın Nurcuların Fettullahçı kolundan Bülent Arınç Nur tarikatı müridi Abdüllatif Şener MİT ile ilişkisi var, tarikat kökeni belli değil…
Bir yurttaşlık sorumluluğu olarak gör… Bu slaytta gördüklerini anlat, Bilinmesini sağla… Ülken sana emanet…
[email_address]

Weitere ähnliche Inhalte

Was ist angesagt?

Nature and Scope of PA.pptx
 Nature and Scope of PA.pptx Nature and Scope of PA.pptx
Nature and Scope of PA.pptxRalphPablo2
 
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes & Ma. Verde ...
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes &  Ma. Verde ...The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes &  Ma. Verde ...
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes & Ma. Verde ...Jay Gonzales
 
Introduction contribution of the ancient civilization to the modern public a...
Introduction  contribution of the ancient civilization to the modern public a...Introduction  contribution of the ancient civilization to the modern public a...
Introduction contribution of the ancient civilization to the modern public a...Abubakar S. Mama
 
Aristotle's Politics (Summary)
Aristotle's Politics (Summary)Aristotle's Politics (Summary)
Aristotle's Politics (Summary)Noel Jopson
 
Public Opinion
Public OpinionPublic Opinion
Public Opinionatrantham
 
Public administration : Review of some critical papers
Public administration : Review of some critical papersPublic administration : Review of some critical papers
Public administration : Review of some critical papersMd Masum Billah
 
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdf
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdfAPPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdf
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdfIvy Babe
 
Theory of Seperation of Powers
Theory of Seperation of PowersTheory of Seperation of Powers
Theory of Seperation of PowersJJ Inception
 
Evolution of social work education in india
Evolution of social work education in indiaEvolution of social work education in india
Evolution of social work education in indiaShikhaChaudhary46
 
Philippine democratic politics
Philippine democratic politicsPhilippine democratic politics
Philippine democratic politicsCharlesCabarles1
 
The Legislative Branch
The Legislative BranchThe Legislative Branch
The Legislative Branchvenerallonza
 
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdf
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdfModule 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdf
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdfRegean Ellorimo
 
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and others
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and othersDis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and others
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and othersHelen Sakhan
 
Political science
Political science Political science
Political science mahee tori
 
Political Culture
Political CulturePolitical Culture
Political Culturercambou
 

Was ist angesagt? (20)

Nature and Scope of PA.pptx
 Nature and Scope of PA.pptx Nature and Scope of PA.pptx
Nature and Scope of PA.pptx
 
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes & Ma. Verde ...
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes &  Ma. Verde ...The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes &  Ma. Verde ...
The Executive Branch - Prepared & Reported by: Allan W. Luartes & Ma. Verde ...
 
Introduction contribution of the ancient civilization to the modern public a...
Introduction  contribution of the ancient civilization to the modern public a...Introduction  contribution of the ancient civilization to the modern public a...
Introduction contribution of the ancient civilization to the modern public a...
 
Aristotle's Politics (Summary)
Aristotle's Politics (Summary)Aristotle's Politics (Summary)
Aristotle's Politics (Summary)
 
Separation of power and checks and balances
Separation of power and checks and balancesSeparation of power and checks and balances
Separation of power and checks and balances
 
Public Opinion
Public OpinionPublic Opinion
Public Opinion
 
Public administration : Review of some critical papers
Public administration : Review of some critical papersPublic administration : Review of some critical papers
Public administration : Review of some critical papers
 
Politics
PoliticsPolitics
Politics
 
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdf
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdfAPPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdf
APPROACHES OF POLITICAL SYSTEM.pdf
 
Theory of Seperation of Powers
Theory of Seperation of PowersTheory of Seperation of Powers
Theory of Seperation of Powers
 
Evolution of social work education in india
Evolution of social work education in indiaEvolution of social work education in india
Evolution of social work education in india
 
Philippine democratic politics
Philippine democratic politicsPhilippine democratic politics
Philippine democratic politics
 
The Legislative Branch
The Legislative BranchThe Legislative Branch
The Legislative Branch
 
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdf
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdfModule 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdf
Module 3 GOVERNMENT AND BUREAUCRACY.pdf
 
India societies-registration-act
India societies-registration-actIndia societies-registration-act
India societies-registration-act
 
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and others
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and othersDis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and others
Dis is307 alternatives to developmentalist approach corporatism and others
 
Elections and party politics
Elections and party politicsElections and party politics
Elections and party politics
 
Political science
Political science Political science
Political science
 
Concept of Administrative law
Concept of Administrative lawConcept of Administrative law
Concept of Administrative law
 
Political Culture
Political CulturePolitical Culture
Political Culture
 

Andere mochten auch

Business Connectivity Solution
Business Connectivity SolutionBusiness Connectivity Solution
Business Connectivity SolutionLatte Media
 
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governance
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governanceOpen Knowledge Beyond Wikipedia -- governance
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governanceSimon Grant
 
Mobile card game service
Mobile card game serviceMobile card game service
Mobile card game serviceLatte Media
 
Any Colour As Long As It’s Blackboard
Any Colour As Long As It’s BlackboardAny Colour As Long As It’s Blackboard
Any Colour As Long As It’s BlackboardTony McNeill
 
Bibilofil presentation May 2008
Bibilofil presentation May 2008Bibilofil presentation May 2008
Bibilofil presentation May 2008Oyvind Solstad
 
What we talk about when we talk about ebooks
What we talk about when we talk about ebooksWhat we talk about when we talk about ebooks
What we talk about when we talk about ebooksTony McNeill
 
Fallacies of distributed computing
Fallacies of distributed computingFallacies of distributed computing
Fallacies of distributed computingacme
 
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumid
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumidÕpiobjektid, metaandmed, repositooriumid
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumidterje1
 
infrakrasnoe izluchenie
infrakrasnoe izluchenieinfrakrasnoe izluchenie
infrakrasnoe izluchenieviktoriya71
 
NRKbeta - Webdagene 2008
NRKbeta - Webdagene 2008NRKbeta - Webdagene 2008
NRKbeta - Webdagene 2008Oyvind Solstad
 
Polygons
PolygonsPolygons
Polygonspotc
 
Informatici Vs Rompiscatole
Informatici Vs RompiscatoleInformatici Vs Rompiscatole
Informatici Vs RompiscatoleLuca Sartoni
 
Lug Roma3 Corso Linux Avanzato
Lug Roma3   Corso Linux AvanzatoLug Roma3   Corso Linux Avanzato
Lug Roma3 Corso Linux Avanzatofosk
 

Andere mochten auch (20)

Business Connectivity Solution
Business Connectivity SolutionBusiness Connectivity Solution
Business Connectivity Solution
 
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governance
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governanceOpen Knowledge Beyond Wikipedia -- governance
Open Knowledge Beyond Wikipedia -- governance
 
Mobile card game service
Mobile card game serviceMobile card game service
Mobile card game service
 
Any Colour As Long As It’s Blackboard
Any Colour As Long As It’s BlackboardAny Colour As Long As It’s Blackboard
Any Colour As Long As It’s Blackboard
 
Bibilofil presentation May 2008
Bibilofil presentation May 2008Bibilofil presentation May 2008
Bibilofil presentation May 2008
 
What we talk about when we talk about ebooks
What we talk about when we talk about ebooksWhat we talk about when we talk about ebooks
What we talk about when we talk about ebooks
 
Fallacies of distributed computing
Fallacies of distributed computingFallacies of distributed computing
Fallacies of distributed computing
 
I and ISO
I and ISOI and ISO
I and ISO
 
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumid
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumidÕpiobjektid, metaandmed, repositooriumid
Õpiobjektid, metaandmed, repositooriumid
 
infrakrasnoe izluchenie
infrakrasnoe izluchenieinfrakrasnoe izluchenie
infrakrasnoe izluchenie
 
NRKbeta - Webdagene 2008
NRKbeta - Webdagene 2008NRKbeta - Webdagene 2008
NRKbeta - Webdagene 2008
 
Polygons
PolygonsPolygons
Polygons
 
Invierno en Finlandia
Invierno en FinlandiaInvierno en Finlandia
Invierno en Finlandia
 
corner
 corner  corner
corner
 
Informatici Vs Rompiscatole
Informatici Vs RompiscatoleInformatici Vs Rompiscatole
Informatici Vs Rompiscatole
 
Love
LoveLove
Love
 
Chuong 8 than nhiet vtm
Chuong 8 than nhiet vtmChuong 8 than nhiet vtm
Chuong 8 than nhiet vtm
 
Christmas
ChristmasChristmas
Christmas
 
Lug Roma3 Corso Linux Avanzato
Lug Roma3   Corso Linux AvanzatoLug Roma3   Corso Linux Avanzato
Lug Roma3 Corso Linux Avanzato
 
Blogging 101
Blogging 101Blogging 101
Blogging 101
 

Ähnlich wie Cumhuriyetin Düşmanları

Halkin Dusmanlari
Halkin DusmanlariHalkin Dusmanlari
Halkin Dusmanlarikaanay
 
Halkin Dusmanlari
Halkin  DusmanlariHalkin  Dusmanlari
Halkin Dusmanlariguestdb3c19
 
Halkin Dusmanlari
Halkin DusmanlariHalkin Dusmanlari
Halkin Dusmanlarikaanay
 
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERIKostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERIdonektayyip
 
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiAtaturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiLevent Ağaoğlu
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmiChp Aydın
 
Türklüğün tarihteki derinliği üzerine
Türklüğün tarihteki derinliği üzerineTürklüğün tarihteki derinliği üzerine
Türklüğün tarihteki derinliği üzerineibrahimokur
 
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfa
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfaTayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfa
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfamillitrk
 
Zekeriya kitapçı türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarları
Zekeriya kitapçı   türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarlarıZekeriya kitapçı   türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarları
Zekeriya kitapçı türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarlarıSelçuk Sarıcı
 
Atatürk ‘ün ilkeleri
Atatürk ‘ün ilkeleriAtatürk ‘ün ilkeleri
Atatürk ‘ün ilkeleritugaypat
 
Insan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatInsan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatAhmet Türkan
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Fdgalgjadg Fhaldfad
 
ATATÜRK'E YOLCULUK 1
ATATÜRK'E YOLCULUK 1 ATATÜRK'E YOLCULUK 1
ATATÜRK'E YOLCULUK 1 siirparki
 
Liberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiLiberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiŞükrü ATEŞ
 
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikYusuf Ertem
 

Ähnlich wie Cumhuriyetin Düşmanları (20)

Halkin Dusmanlari
Halkin DusmanlariHalkin Dusmanlari
Halkin Dusmanlari
 
Halkin Dusmanlari
Halkin  DusmanlariHalkin  Dusmanlari
Halkin Dusmanlari
 
Halkin Dusmanlari
Halkin DusmanlariHalkin Dusmanlari
Halkin Dusmanlari
 
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERIKostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
Kostebek-YUCE MILLETIMIZE MUSALLAT OLAN DIN TACIRLERI
 
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesiAtaturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
Ataturk ve cumhuriyetcilik dusuncesi
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmi
 
10206
1020610206
10206
 
Türklüğün tarihteki derinliği üzerine
Türklüğün tarihteki derinliği üzerineTürklüğün tarihteki derinliği üzerine
Türklüğün tarihteki derinliği üzerine
 
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfa
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfaTayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfa
Tayyip Erdoğanın Selanikte Yırtığı sayfa
 
Nereden Nereye
Nereden NereyeNereden Nereye
Nereden Nereye
 
Zekeriya kitapçı türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarları
Zekeriya kitapçı   türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarlarıZekeriya kitapçı   türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarları
Zekeriya kitapçı türkistanda müslüman olan i̇lk türk hükümdarları
 
Atatürk ‘ün ilkeleri
Atatürk ‘ün ilkeleriAtatürk ‘ün ilkeleri
Atatürk ‘ün ilkeleri
 
Insan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisatInsan toplum ve_iktisat
Insan toplum ve_iktisat
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
 
ATATÜRK'E YOLCULUK 1
ATATÜRK'E YOLCULUK 1 ATATÜRK'E YOLCULUK 1
ATATÜRK'E YOLCULUK 1
 
Ki̇tap
Ki̇tapKi̇tap
Ki̇tap
 
Liberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak KitabiLiberalizmin Ak Kitabi
Liberalizmin Ak Kitabi
 
EtkilesimKatalog2013
EtkilesimKatalog2013EtkilesimKatalog2013
EtkilesimKatalog2013
 
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)
Atatürk ve gençlik. turkish (türkçe)
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilik
 

Mehr von millitrk

Durmak Yok Yolsuzluga Devam
Durmak Yok Yolsuzluga DevamDurmak Yok Yolsuzluga Devam
Durmak Yok Yolsuzluga Devammillitrk
 
Hangibasbakan
HangibasbakanHangibasbakan
Hangibasbakanmillitrk
 
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?Bunları Siz de Tanıyormusunuz?
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?millitrk
 
Cumhuriyetin Dusmanlari
Cumhuriyetin DusmanlariCumhuriyetin Dusmanlari
Cumhuriyetin Dusmanlarimillitrk
 
AKP nin icratları
AKP nin icratlarıAKP nin icratları
AKP nin icratlarımillitrk
 
Türkiye de irticanın portresi
Türkiye de irticanın portresiTürkiye de irticanın portresi
Türkiye de irticanın portresimillitrk
 
Bunlar müslüman değil mi
Bunlar müslüman değil miBunlar müslüman değil mi
Bunlar müslüman değil mimillitrk
 
Türkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüf
Türkiyede Bunlatın Heppisi TesadüfTürkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüf
Türkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüfmillitrk
 
Tayyibin Yemini
Tayyibin YeminiTayyibin Yemini
Tayyibin Yeminimillitrk
 
Cumhurbaşkanı Seçmek
Cumhurbaşkanı SeçmekCumhurbaşkanı Seçmek
Cumhurbaşkanı Seçmekmillitrk
 

Mehr von millitrk (11)

Soygun
SoygunSoygun
Soygun
 
Durmak Yok Yolsuzluga Devam
Durmak Yok Yolsuzluga DevamDurmak Yok Yolsuzluga Devam
Durmak Yok Yolsuzluga Devam
 
Hangibasbakan
HangibasbakanHangibasbakan
Hangibasbakan
 
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?Bunları Siz de Tanıyormusunuz?
Bunları Siz de Tanıyormusunuz?
 
Cumhuriyetin Dusmanlari
Cumhuriyetin DusmanlariCumhuriyetin Dusmanlari
Cumhuriyetin Dusmanlari
 
AKP nin icratları
AKP nin icratlarıAKP nin icratları
AKP nin icratları
 
Türkiye de irticanın portresi
Türkiye de irticanın portresiTürkiye de irticanın portresi
Türkiye de irticanın portresi
 
Bunlar müslüman değil mi
Bunlar müslüman değil miBunlar müslüman değil mi
Bunlar müslüman değil mi
 
Türkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüf
Türkiyede Bunlatın Heppisi TesadüfTürkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüf
Türkiyede Bunlatın Heppisi Tesadüf
 
Tayyibin Yemini
Tayyibin YeminiTayyibin Yemini
Tayyibin Yemini
 
Cumhurbaşkanı Seçmek
Cumhurbaşkanı SeçmekCumhurbaşkanı Seçmek
Cumhurbaşkanı Seçmek
 

Cumhuriyetin Düşmanları

  • 1. CUMHURİYET'in DÜŞMANLARI HAZIRLAYAN Hatay DEVRİM [email_address]
  • 2. Slaytımızın genel konusu Cumhuriyetimizin Düşmanları üzerine… Özel konusu ise Cumhuriyet Düşmanlığı nın vücut bulduğu Nakşibendilik üzerine… Ve okuyacaklarınız iki temel gerçek üzerine hazırlanmıştır… 1. Siyasi tarihin verileri… 2. Politik gerçekliklerin vurguları…
  • 3. Türkiye’de Cumhuriyet Düşmanlığı yani “Gericilik” , Nakşibendilik ile kol kola yürümektedir. Slaytın daha sonraki bölümlerinde görüleceği üzere AKP ’nin tüm üst düzey kadroları birer Nakşibendi’dir. Tarihi hesaplaşmada bugün “Gericilik” Cumhuriyete yönelik düşmanlığını A tatürk K arşıtlarının P artisi üzerinden yürütmektedir.
  • 4. Tüm Aydınlanma Tarihimizde iki ana çizgi görülür… Halkının bağımsızlığı için mücadele eden ilericiler ile Halkını kul ve köle gören gericiler … Bu ülkenin ilericileri güçlerini halktan alırlar; Pir Sultan gibi, Mustafa Kemal gibi.. Bu ülkenin gericileri güçlerini dışardan alırlar; Damat Ferit gibi, Vahdettin gibi ve günümüzde Fettullah Gülen gibi, Tayyip gibi… AYDINLIK ve KARANLIĞIN KAVGASI
  • 5. Bu ülkenin gericilerinin temel karakteristiği, işbirlikçi olmalarıdır. Emperyalist efendilerine hizmet ederler… Fettullah Gülen gibi, Tayyip gibi Abdullah Gül gibi… Halkın manevi duygularını sömürerek “çıkar” elde ederler… Günümüzün AKP ’si gibi. Bu ülkenin gericilerinin boğazından helal lokma geçmez , Unakıtan ve onu “AK” layan hükümet ve bir kısım meclis üyeleri gibi… Bu gericiler emirlerini emperyalistlerden alırlar, günümüzde ABD ve AB bu emirleri verir, Tayyip ve Abdullah Gül gibiler uygular … Bu gericiler, dün söylediklerini bugün inkar ederler , Tayyip ve Gül gibi…
  • 6. İşte slaytımızda bu gericilerin hikayesini bulacaksınız… 1919 ve 1923’ün “rövanşını” almak isteyenler var… Biz bunlara “karşı devrimci” diyoruz… Hikayemiz onların hikayesidir… Bir ucubenin dizlerinin dibine çökmüş bir başbakan… Bu adam ın edinmiş olduğu görevi, ABD ’nin bu adama vermiş olduğu görevi, ülkenin gericilik batağına saplanması için yaptıklarını “tarihsel ispatları” ile açıklayacağız… Duymayan, bilmeyen, görmeyen kimse kalmasın…
  • 7. Bu bakış açısıyla ülkemizde Cumhuriyetimize ve Atatürkümüze yönelik gerçekleştirilen “Karşı Devrim” sürecinin, 1950 Demokrat Parti iktidarı ile başladığı bilinen bir gerçekliktir… Bu savlamanın çok ciddi kanıtları vardır… Adnan Menderes’in ülkede gizli örgütlenmeler ile varlığını sürdürmeye mahkum olan tarikatlar ile yapmış olduğu seçim pazarlığı, verilen tavizler, her şeyden önce, Cumhuriyet’in başbakanı olmuş Menderes’in bir tarikat şeyhi olan Said-i Nursi’nin elini eteğini öpmesi… ABD Emperyalizmine teslim bayrağını çekmesi… Ve tarihe denk düşecek biçimde… Tayyip’in Fettullah’ın eteğini öpmesi, Hikmetyar’ın dizinin dibine çökmesi, ABD Emperyalizminden icazet alarak ülkenin başına geçmesi… Karşı Devrim süreci işliyor…
  • 8.
  • 9. AKP’nin ABD’ci bir parti olduğunu ispatlamak için çokça örnek gösterilebilir… Bilindiği gibi Türkiye’de bir DSP-MHP-ANAP hükümeti vardı. Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli , ABD ’nin Irak ’ı işgaline olur vermiyorlardı. Kıbrıs ’ı da vermiyorlardı. “ Kuzey Irak’taki Kürt Devletini savaş nedeni” sayacaklarını bağıra bağıra söylediler… Sonra ne oldu… DSP ikiye bölündü… Erken seçim kararı alındı… ve… AKP geldikten sonra tüm bu politikalar terk edildi… Yeşil Kuşağın Amerikancıları , Erbakan ’dan ayrılıp emperyalizme maşa olacak yeni partilerini kurdular… Türkiye’nin kucağındaki bu partinin babası bellidir… 1 mart tezkeresi öncesinde, Tayyip , milletvekillerini ikna etmek için üçerli beşerli görüşmelere aldı… Neye ikna edecekti onları: Türkiye’nin güneydoğusuna 65 bin ABD askerinin süresiz yerleşmesine … Tayyip tüm bu gayreti, diyet ödemek içen sarfetti…
  • 10. TARİKATLAR NASIL DOĞMUŞTUR? TÜRKİYE ve SİYASETTEKİ İŞLEVLERİ NELERDİR? TARİKATLAR MADDİ KAYNAKLARINI NASIL ELDE ETMEKTEDİRLER?
  • 11. TARİKATLAR ve GERÇEKLER Tarikat yol ve usul manasındadır. Tarikat bir din ve mezhep değil, dini kendine göre anlama ve yaşama şeklidir. Dinlerin hemen hepsinin yoruma açık yönleri vardır ve farklı yorumlamalar dinlerin farklı uygulama biçimlerini ortaya koymuştur. Bu farklı yorumlama-uygulama anlayışlarından “Mezhep”ler doğmuştur. İslami tarikatlar “tasavvuf”tan doğmuştur. Kimi tasavvufçulara göre dinin açık (Arapça zahir) anlamları bilgisizler için dir. Oysa dinin bilgili ya da bilgiye yetenekli kişiler için gizli (Arapça batın) anlamları vardır. Ki bu gizli anlam, ancak büyük çapta bilgililerin yorumlarıyla açığa çıkarılabilir . Ruhban sınıfının, İslam’daki yeri, bu mantığa dayanarak ince ince işlenecektir…
  • 12. Tarikatlarda bir de Rabıta denen bir kavram vardır. Peki rabıta nedir: «Şeyhin şeklini zihinde canlandırmaktır» diye tanımlanabilir. Peki Nakşibendiliğin de savunduğu “Rabıta” kavramının özü nedir… Müridin şeyhe canfedâ bir şekilde bağlanmasını sağlamaktır. Müritlik sıfatını kazanan kişiye sürekli şekilde rabıta yaptırılır. Rabıtanın en önemli şartı, şeyhin şeklini zihinde canlandırmak ve sanal alemde hep onunla yaşamaktır. Tarikat şeyhinin, ibadet ve inanç sistemi içindeki son derece baskın yapısını ortaya çıkaran kavram da işte bu Rabıta’dır. Rabıta, Allah’a değil, şeyhe “kul” yetiştirmektedir.
  • 13. Bu arada rabıta dışında, şeyhin gözde adamları tarafından müritlere sürekli olarak onun «keşif ve kerametleri, manevi üstünlükleri, yüce ahlâkı ve Allah katındaki mertebesi» hakkında açıklamalar yapılır. Bu telkinler ve anlatımlar o kadar sürekli ve etkilidir ki sohbetler esnasında bazı müritler dayanamayarak baygınlık geçirir, bazıları acaip sesler çıkarır ; örneğin havlar, miyavlar ya da kişnerler; bazıları ise dam, teras ve balkonlardan kendilerini aşağı atarlar. Buna da tarikat dilinde «cezbeye kapılmak» denir. Mürit uzun süre bu telkinler altında artık şeyhin bir kulu ve kölesi haline gelir.
  • 14. Slaytımızın konusu değil ama tarikatların İslam dinindeki yeri açısından küçük bir açıklama yapmak çok faydalı olacaktır… Hz. Muhammed ’in hayatında çileler, ayinler, semanlar, zikir halkaları, “hu” çekmeler, enstrüman ve rakslar, rabıta ve meditasyonlar asla yoktur. Örneğin; sevinmiş, üzülmüş, öfkelenmiş, danışmış, verdiği karardan vazgeçebilmiş ve özetle mahrem olmayan hiçbir insani niteliğini gizlememiştir. O ’nun insani özellikleri çok belirgindir… Ama İslam dinini yorumluyoruz diye ortaya çıkan birçok şeyh, şıh ve hocaefendi gibi adamlar ise kendilerini ulaşılmaz yerlere koymuş, kendilerine biat edilmesini istemiş ve İslam’da hiç yeri olmayan bin türlü sahtekarlık ile masum insanları kandırabilmişlerdir… İşte slaytımızın da asıl konusu budur… Din üzerinden çıkar sağlama…
  • 15. NAKŞİBENDİ TARİKATI NI TANIYALIM Nakşibendilik… İslam dininin yeryüzünde yaşayan en önemli tarikatlarından biridir… Bazı gerçek dışı iddialarda tarikatın kökeni, Hz. Ebubekir ’e dayandırılsa da genel olarak kabul edilen görüş, Hoca Ahmet Yesevi ’nin düşüncelerini yorumlayan Bahaeddin Nakşibend ’in tarikatın kurucusu olduğudur… Tarikat da ismini, Farsça “nakış yapan” anlamına gelen Nakşibend ’den alır… Daha sonra da şeyhlerinin birçoğunun ismini taşıyan kollara ayrılmıştır…
  • 16. En önemli kollarından biri de Mevlana Halid Bağdadi ’nin ismini taşıyan “Halidiyye” koludur… Anadolu’ya Nakşi’lik Fatih Sultan Mehmet döneminde girmiş olsa da gerçek yapısını Halidiyye kolunun etkinliği ile 19. yüzyıldan sonra göstermeye başlayacaktır… Nakşibendiliğin 7 kolu vardır. Türkiye’de günümüze değin gelebilen ve gücünü koruyabilen sadece Nurculuk ve Süleymancılık tır. Nurculuk ile Süleymancılık da birçok kollara ayrılacaktır.
  • 17. Nakşibendilik'in kollarından olan Nurculuk, Said-i Nursi “Bediüzzaman ya da Said-i Kürdi olarak da bilinir (1873-1960)” tarafından kurulmuştur. Süleyman Hilmi Tunahan (1888-1959) tarafından kurulan Nakşi kökenli tarikatlardan Süleymancılık da Nurculuk gibi aynı süreci yaşar. Bugün Nakşilerin en etkin kollarından biri, Said-i Nursi Nurculuğunun bir uzantısı olan Fettullahçılıktır . Ayrıca “merkez” de yer alan Nakşi karakterinin en yobaz uzantısı , bugün Tayyip Erdoğan ’ın da müridi bulunduğu İskenderpaşa Dergahı ’dır.
  • 19. Anadolu’daki “bazı tarikatların” , “Aydınlığa yönelik düşmanlıkları” çok eskilere dayanır. Ama en belirgin düşmanlıklar, II. Abdülhamit ’in bu tarikatları “ilericiler” üstüne salmasıyla belirginleşir. Nakşibendiliğin, devletin içine sızması da bu süreçte olur. II. Abdülhamit’in oluşturduğu 4 bin kişilik jurnalci ordusunun nüfusunu tarikatlar oluşturmuş; Abdülhamit’in halka uyguladığı zulmün, taşeronluğu nu yapmışlardır.
  • 20. Osmanlı’nın halk üzerindeki sömürüsünü perdeleyen ve bu sömürü düzenini meşrulaştıran tarikatların en önemli gerici ayaklanması 1909’da olur… II. Meşrutiyet ile hesaplaşma, İngilizlerin tahriki ve maddi yardımıyla İstanbul’da gericilerin ayaklanmalarıyla sonuçlanır. Tarihte, 31 Mart gerici ayaklanması olarak bilinen bu irtica olayında, İngilizler ile işbirlikçilerin rolü nün üstü hep örtülmüştür. Özellikle Cumhuriyet dönemindeki Nakşibendi Şeyh Sait’in isyanında ise, emperyalizmin işbirlikçiliği utanç belgeleri olarak su yüzüne çıkmıştır.
  • 21. Kurtuluş Savaşımız devam ederken, daha sonra "Hilafet Ordusu" adını alacak olan işbirlikçi bir ordu örgütlenmesi Kuvva-i İnzibatiye ‘nin kurulmasına, yine işbirlikçi-gerici tarikatlar öncülük eder. Anadolu’da Mustafa Kemal ve arkadaşları kurtuluş çareleri ararken, tarikatlardan medrese hocalarına, Şeyhülislam'dan sivil ve askeri bürokrasiye, Galata Bankerleri'nden Sultan'a kadar bütün işbirlikçiler , Anadolu Halkı’nın dini inançlarını istismar ederek henüz çekirdek halindeki bağımsızlık savaşını boğmak için işgal güçleri ile “işbirliği” yapmaktaydılar.
  • 22. Onların yanısıra çeşitli tarikatlardan da yüzlerce işbirlikçi mürit Anadolu'ya dağılıyordu. Bunlar, örgütlü bir şekilde, ulusal direnişe karşı halkı kışkırtmaya ve ayaklandırmaya çalışıyorlar, İşbirlikçi sultan ve din adamlarının ferman ve fetvalarıyla halkın karşısına çıkıyorlardı. Emperyalistler açık işgalin Anadolu halkında yarattığı tepkiyi törpülemeye ve bu tepkinin Ulusal Kurtuluş Savaşı 'na akmasını engellemeye çalışıyorlardı.
  • 23. Yayınlanan fetvalar içinde en dikkat çekici olanı Hilafet Ordusu'nun kurulması döneminde çıkarılan 11 Nisan 1920 tarihli Şeyhülislam Dürrizade Abdullah 'a ait olandı. Tarihe "Dürrizade Fetvası" olarak geçen bu ihanet ve utanç belgesinde bağımsızlık savaşına katılan herkes "halifeye isyan" la suçlanıyordu. Ve halifenin düşmanı, İslam dinine karşı suçlu ilan ediliyordu . Fetvada tüm inanmış Müslümanlara , Allah adına, bağımsızlıktan yana olanları acımasızca yok etmeleri emrediliyordu. Nihayetinde Fetva şu soru ve cevapla bitiriliyordu: "Asilerin katli caiz midir? El cevap vaciptir"... Bu fetvanın ülkenin dört bir yanında dağıtılması için İngiliz uçakları kullanılır. "Dürrizade Fetvası", işbirlikçi sultana bağlı çevrelerde etki yaratsa da, halkın büyük bir çoğunluğu vatan hainlerinin bu çağrılarına cevap vermeyecektir...
  • 24. İşbirlikçi gericiler, Bağımsızlık Savaşımız sırasında irili-ufaklı gerici ayaklanma başlatırlar. Bunların belli başlıları: Şeyh Eşref, Birinci Bozkır, İkinci Bozkır, Konya, Birinci Anzavur, İkinci Anzavur, Ali Batı, Birinci Düzce, İkinci Düzce, Birinci Yozgat, İkinci Yozgat ve Zile Ayaklanmalarıdır. Özellikle de Nakşibendi Tarikatı , bu ayaklanmalarda ön plana çıkıyordu . Konya ve Düzce yörelerinde yaşanan ve "Bozkır Ayaklanmaları" olarak bilinen ayaklanmalar Nakşibendilerce yönetilir. "Din elden gidiyor" diyerek bayrak açan Nakşibendilere, hem Sultan hem de İngilizler silah başta olmak üzere her türlü desteği sunarlar. Ayaklanmaların amacı, padişahı ve halifeyi korumak, Anadolu'da başlayan Bağımsızlık Savaşımızın önünü kesmektir.
  • 25. Cumhuriyet Dönemindeki Nakşibendi Ayaklanmaları ise şöyledir: *1924 Şeyh Sait Kürt-İslam Ayaklanması (İngiliz kışkırtmasıyla ayaklanan Şeyh Sait ve etrafındakiler Nakşibendidir) *1925 Rize Ayaklanması (Şapka reformuna karşı ayaklananlar Nakşibendi tarikatı üyesidirler) *1930 Menemen Ayaklanması ( Kubilay ’ın başını kesip bir sırığa takıp dolaştıranlar Nakşi Derviş Mehmet ile birlikte ayaklanmışlardır ve şeriat isteklerini dile getirmişlerdir) *1933 Bursa Ayaklanması (Nakşi Şeyhi İbrahim Türkçe Ezana karşı ayaklanmıştır) *1935 Nakşi Şeyhi Şeyh Halid Eruh’ta kendisini mehdi ilan etmiş ve silahlı başkaldırıda bulunmuştur, çatışmalar bir yıl kadar sürmüştür. Bu soytarı Şeyh de Fransız koruması Suriye’ye kaçmıştır. *1935 Çorum İskilip İlçesinde Nakşi Şeyhi Kalaycı şeriat isteyerek ayaklanmıştır.
  • 26. TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNDE SAĞA KAYMA (SAĞCILAŞMA) Ve MUSTAFA KEMAL DÜŞMANLIĞI
  • 27. Türkiye’de sağ siyaset ve ideolojilerin Emperyalizmden beslenerek güçlendikleri bilinen bir gerçektir… Bunun iki nedeni vardır… Birincisi; emperyalizm ile çıkar ilişkisi kuranların yüzlerini maskelemek ve yaptıklarını meşrulaştırmak… İkincisi; emperyalizme karşı gelişecek olan devrimci-bağımsızlıkçı hareketlere karşı toplumsal tabanda hazır bir “vurucu güç” oluşturmak…
  • 28. Biz, Türkiye’de, sağcıların liberal ekonomi politikalarından yana olduklarını ve uyguladıkları liberal politikaların tüm gelenekleri yıktığını , aile yapısını parçaladığını biliyoruz … Ahlaksal yozlaşmanın başlıca sorumlusu bu liberal ekonomik politikalar, bencilce bir yaşam ve tüketim kültürü üzerinde duruyor… 1950’den beri “manevi değerleri” savunduğunu söyleyen “sağ-muhafazakar” partiler tarafından yönetilen bu ülke, “Batı” nın öğretisi olan bu politikalarla tarihin en büyük “kültür erozyonlarından” birini yaşadı…
  • 29. Bu muhafazakarlar; aileyi koruyacağız söylemlerini, liberal ekonomik politakalarıyla arka kapıdan dinamitlediler … Bunu halkın gözünden nasıl kaçırdılar… Bu ülke, son elli-elli beş yılınıda, kendisini sağ-muhafazakar-millianevi değerlere saygılı-laikliği örseleyecek kadar dine saygılı olduğunu savlayanlar tarafından yönetildi ve bu insanlar, örneğin Atatürk'ün borçsuz bıraktığı ülkeyi borç batağına soktular, hiç bir ülkeye bağımlı olmadan yaşayan bu ülkeyi ABD emperyalizmine teslim ettiler… Ülke sanayisinin Atatürkçü ulusal politika ile sabırla gelişmesine tahammül etmeyip, montaj sanayisi ile dünya liberal sisteminin bir uydusu olmasına neden oldular, "bağımsız bir ülkeyi" bağımlı yaptılar... Bunların hepsinin Atatürk ile de Atatürkçülük ile de bir ilişkisi yoktu. Bu görülmesi zor bir olay değil. Ha Said-i Nursi'nin elini eteğini öpen Menderes, ha Hikmetyar'ın dizinin dibine çökmüş ve Fettullah'tan olur almış Tayyip... İkisi de emperyalizme peşkeş çekiyor ülkeyi...
  • 30. Türkiye tarihinde “eş zamanlı” gelişen iki süreç vardır… Birincisi “sağa kaymak” ikincisi de “sömürülen bir ülke” haline gelmektir… Birbirini besleyen bu iki sürecin formülü şudur… Bağımsızlık savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında “emperyalizm ve işbirlikçileri” bu ülkenin yetkili kurullarından tamamen tasfiye edilmiştir… Ama iki olgu “emperyalizm ve gericilik” birbirini besleyerek tekrar kök salmıştır… Bu sürecin başlangıcı önce; DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI ADALET PARTİSİ İKTİDARI MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ ANAP İKTİDARI DYP İKTİDARI Ve bugün AKP iktidarı…. Sağa kayma ve sömürülen bir ülke haline gelmek… işte bu eş zamanlı gelişmenin birbirini besleyen iki boyutudur… Peki ABD, bu işbirlikçileri nasıl beslemektedir…
  • 31. Suudi Araplar ABD Türkiye ÜÇGENİ
  • 32. Bilindiği gibi Suudi Arabistan , ABD ’nin sömürgesi bir Müslüman ülkedir… ABD gözetimi ve Suud sülalesinin diktası tarafından yönetilen bu ülke petrolleri ABD tarafından sömürülmekte ve ülke halkı, tarihin en geri usulleri ile yönetilip yaşamlarını sürdürmektedir… Suudlar , ülkelerini “İslam” ülkesi olarak göstermekte ve Arap halkına ait olan ülke kaynaklarını “kendi çıkarları adına” Hristiyan ABD’ye satmakta ve Arap Birliği ni emperyalizme peşkeş çekmektedirler…
  • 33. Suudlar, hiçbir zaman İsrail tarafından ezilen Filistin halkının yanında olmamışlardır… Suudlar, son zamanda yaşanan İsrail’in Lübnan’ı bombalamasına sessiz kalmıştır… Suudlar, Irak’ın işgaline yardım etmişlerdir… Suudlar, Irak’lı kadınlara ABD askerleri tecavüz ederken, beş yıldızlı otellerinde Hac ziyaretine gelen müslümanlara kebap ziyafeti çekmekle meşguldüler… Velhasıl Suudların, ABD’nin maşası olduğunu bilmeyen yoktur…
  • 34. İşte bu Suudlar bakın Türkiye’deki ABD işbirlikçiliğini desteklemek için neler yapmışlardır… ARAMCO , bir petrol şirketidir… Arap ve ABD ortak şirketi… 1953’te kurulan ARAMCO aracılığıyla Amerikancı İslam akımlarına kaynak aktarımı başlar… 1962’de bu kurum görevini RABITA örgütüne devreder… RABITA’nın kuruluşunda Menderes’in milletvekili Ahmet Gürkan ile Sebilül Reşat dergisi sahibi Salih Özcan da vardı. Salih Özcan aynı zamanda Suud sermayeli Faysal Finans’ın önemli hissedarlarındandır . Ayrıca Faysal Finansın Özcan ile birlikteki diğer “Nakşi” Türk ortakları Ahmet Tevfik Paksu ve Halil Şıvgın ’dır. Türkiye’de özellikle Menderes Döneminde, Nakşiler ve onun kolları olan Süleymancılık ile Nurculuk bu beslenme ile palazlanmaya başlarlar…
  • 35. Yine Suud sermayeli Al Baraka Grubu , Nakşi Korkut Özal ve Eymen Topbaş’ı Türk ortak olarak seçmiştir. “ Haramzade ” Kemal Unakıtan ve Talat İçöz de diğer Nakşibendi ortaklardır. İşte diğer tarikatların Türkiye’de niye gelişemediklerinin yanıtı buradadır… Emperyalizm onları beslememiştir de ondan… Bu isimler saymakla bitmez… ABD kuklası Suudi sermayesi görülmektedir ki, açıkça, Türkiye’deki Nakşileri palazlandırmakta ve onlar üzerinden ABD çıkarları organize olmaktadır. Tayyip ve tayfasının astarı yırtılmış yüzlerinin gerçek görüntüsü bu tabloda açık açık görünmektedir.
  • 36. SİYASİ TARİHİMİZE DAİR BİR TAHLİL
  • 37. 1946 , tartışmasız biçimde bir dönüm noktasıdır… Kemalist Devrim in hiçbir biçimde yüz vermediği tarikatlar, karşı devrimin evi Demokrat Parti de yuvalanacaklar ve oy pazarlığında saf tutacaklardır. Karşı Devrim ; 1950’de Demokrat Parti’nin tek başına iktidarı ile düşmanca siyasetini gütmeye başlar…
  • 38. Projesini ABD’nin çizdiği 1980 darbesi ve 82 Anayasası Karşı Devrim sürecinin bir başka aşamasıdır… ABD ajanı Turgut ÖZAL İblis inin ülkeyi nereye getirdiği ortadadır. 1984 ise ABD destekli Suudi sermayesinin altın çağının miladıdır. Suudi sermayesi , Albaraka ve Faysal Finans , ekonominin artık meşrulaşan biçimiyle tarikatları şirketleştirecek ve “ yeşil sermaye deccalı” nı karşımıza çıkaracaktır. Yeşil sermaye, özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımızı “din tacirliği ile dolandıracak”, bir sürü yolsuzluklara imzalarını atacaklardır… YİMPAŞ ve KOMBASSAN bunların en bilinen örnekleridir. Yine bu paraları toplayanlar Nakşi’lerdir.
  • 39. 1994 ’te ise bir başka “dönüm noktası” yaşanır… Yerel seçimlerden ciddi bir zafer ile çıkan Refah Partisi ’nin, belediye kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesiyle tarifi ve hesabı yapılamayan yolsuzluklar tarikatların kasalarını dolduracaktır… Ancak bir ayrıntıyı vurgulayalım… Din tacirlerinin yolsuzlukları dillere destandır bilirsiniz: Kayıp trilyon davası ndan dolayı Erbakan hüküm giyerken, Abdullah GÜL , dokunulmazlık zırhının arkasında kendisini güvenceye alacaktır…
  • 40. Önce Demokrat Parti sonra da Adalet Partisi ’nde yuvalanan Nakşibendiler , dinci örgütlenmelerini ancak 1970 ‘te Milli Nizam Partisi ile hayata geçirirler... Bu parti, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun müridi Necmettin Erbakan , tarafından kurulur… Ancak Erbakan, diğer işbirlikçi müritlerden farklı olarak, çok az da olsa anti-emperyalisttir … Tam İşbirlikçi karakter ile yetişen müritler ise ileride emperyalistlerin kadrolarını oluşturacak Abdullah GÜL, Tayyip ve Unakıtan lardır... ABD bu Nakşi kimlikli parti yi, AKP ’yi kurdurarak “tam anlamıyla” ele geçirecek ve 2002 3 Kasım’ından sonra doğrudan kendi çıkarları için kullanmaya başlayacaktır…
  • 41. Sömürü düzeninin maskesi ince ince işlenecektir… Emperyalızmin işbirlikçi aktörleri, Anadolu Halkının masum vicdanını sömürmek için yine “din” kozunu kullanacaklardır… İşte Tayyip ve tayfasının gelişim serüveni nin anahtarı budur… Uluslararası bir komplo ile DSP-MHP-ANAP hükümeti düşürülür… Bir erken seçim ile AKP iktidara gelir… Seçim öncesi Tayyip efendi ABD’den icazeti alır . ABD, 80 darbesinde çizdiği hedefin “meyvalarını” toplamaya başlamıştır artık…
  • 42. Takip eden yurttaşlarımız bilirler, AKP yetkililerinin ağzından , Türkiye’nin ABD ile stratejik ortak olduğu sürekli konuşulur durur… Ama tarih ne zaman yazmıştır ki; hangi stratejik ortak, diğer ortağının subaylarının kafasına çuval geçirmiştir… Yoksa AKP-ABD ortak , Türkiye ise bu ortaklıktan haberi olmayan bir ülke mi… Biliyorsunuz, bu stratejik ortak PKK ’nın “ortadan kaldırılmasına değil beslenmesine” çalışıyor… AKP ise ortaklıktan memnun… Condi ile Abdullah yakın zamanda yeni bir stratejik ortaklık üzerine “vizyon” belgesi imzaladılar. STRATEJİK ORTAK ABD
  • 43.
  • 45. “ Kuvay-ı Milliye” işgale karşı direnen “milli güç” demektir. “Müdafa-i Hukuk” bu direnişteki “hak” arayışıdır. İşte bu topraklarda yaşayan insanların bir “millet” olma sürecinin anahtarı budur. “ Millet” olma sürecimizin en belirgin başlangıcı ise Çanakkale Savaşlarıdır. Denizde ve karada yapılan savaşlar sonucunda, şimdi Çanakkale şehrimizin dağ sırtlarında yazılı olan “Çanakkale Geçilmez” yazısı, “tertemiz Anadolu Çocukları” nın kanları yla yazılmıştır. Bu “millet”i etnik kimliklerine ayrıştırarak bölmeye çalışanlar tarihten nasibini almamış Emperyalist uşaklar dır.
  • 46. Tüm dünya insanlığına ait ne varsa, bir avuç zenginin açgözlülüğü uğruna yüzbinlerce insanın kanını döken kapitalist ihtiras , gözünü kana bulamış biçimiyle hala aramızda yaşamaktadır. Gözler yine boyanmaktadır. Satın alınan işbirlikçiler halklarına değil, sermayedar kapitalist efendilerine köle olmaktadır. Emperyalist devletler tarihte yemiş oldukları tokatların acısını unutmamışlardır. Dün olduğu gibi bugün de, emperyalistlerin işbirlikçileri vardır bu topraklarda.. ancak bilinmelidir ki; dün olduğu gibi bugün de, topraklarının bağımsızlığı için akıtılacak kanı olan evlatlar yaşamaktadır aramızda. İşbirlikçi medya ve siyaset adamlarının, halkın mağdur edilmiş yüzünü kara çıkartan “gaflet, dalalet ve hıyanet” dolu tutumlarının hesabı, dün olduğu gibi bugün de elbet sorulacaktır.
  • 47. Tarihte kazandıklarımızı, Unakıtanlar Tayyipler Güller vermek istiyor…
  • 48. SONUÇ Nakşibendilik en politize olmuş en gerici en güdümlü ve en işbirlikçi tarikattır. Cumhuriyetin ve Aydınlanma Felsefesinin gerçek düşmanlarıdır… Nakşibendilik Cumhuriyet Düşmanı bir tarikattır. AKP, Nakşibendi Tarikatının siyasal kuruluşudur ve maddi anlamda dolaylı, siyasi anlamda ise doğrudan ABD tarafından yönlendirilmektedir.
  • 49. Nakşiler , Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında gerçekleştirdikleri ayaklanmalar ile bir yere varamayacaklarını anlamışlardır. Günümüzde yaptıkları; “beğenmedikleri” “demokrasi treni” ile devlete sızmak ve onu ele geçirmektir… ve eskiden para-silah yardımı yaparak tarikatları kışkırtan eperyalistler de taktik değiştirmiştir…
  • 50. ABD, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler ile mücadele için, Ortadoğu ülkelerinde İslam Dini’ni kullanmıştır. ABD, İslam’ı bir “araç”a indirgemiştir. Bugün AKP’nin seçimlerde bu kadar yüksek oy alabilmesini sağlayan toplumsal yapının projesi ni ABD’nin hazırladığı bilinmektedir. Ilımlı İslam ve Yeşil Kuşak… Günümüz AKP’si çok ciddi maddi güçlere sahip, bu bilinen bir gerçek… Yukarda açıklandığı gibi AKP bu gücü 1960’lı yıllardan itibaren Suudi Sermayesinin desteğiyle kazandı… ve Suudların ABD’nin kapı kulu olduğunu bugün herkes biliyor…
  • 51. AKP’li BAZI İSİMLERİN TARİKATLARI Recep Tayyip Nakşibendi İskenderpaşa Dergahı müridi Abdullah Gül Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu ekolünden geliyor. Necip Fazıl, Nakşibendi şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin dergâhının etkisiyle tarikat- cemaat ilişkilerine katıldı . Abdulkadir Aksu N akşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi M.Ali Şahin Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Beşir Atalay Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Ali Babacan Korkut Özal’ın yetiştirmesi. Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Vecdi Gönül İskenderpaşa Dergahına yakın
  • 52. Ali Coşkun Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Kemal Unakıtan Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Recep Akdağ Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Binali Yıldırım Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Sami Güçlü Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Hilmi Güler Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Zeki Ergezen Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi Murat Başesgioğlu Said-i Nursi’nin öğrencilerinden. Bir ara ülkücü olarak da tanınmış. Hüseyin Çelik Nur tarikatı müridi Mehmet Aydın Nurcuların Fettullahçı kolundan Bülent Arınç Nur tarikatı müridi Abdüllatif Şener MİT ile ilişkisi var, tarikat kökeni belli değil…
  • 53. Bir yurttaşlık sorumluluğu olarak gör… Bu slaytta gördüklerini anlat, Bilinmesini sağla… Ülken sana emanet…