Tarihte ilk kütüphaneler, Yazı ve yazının bulunuşu, Kadeş anlaşması, İskenderiye kütüphanesi, Bergama Kütüphanesi, Efes Celcius Kütüphanesi, Kleopatra - Antuan, Buhara Kütüphanesi, Bağdat Kütüphanesi ve İbni Sina, Gütenberg ve Matbaa, Sultan Ahmet Kütüphanesi, Osmanlılar döneminde Kütüphanecilik, Eşekli Kütüphane, Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesi, Günümüz kütüphaneleri
2. Yazı
• İnsanla beraber vardı ses.
Sonra söz oldu o sesler.
İnsan çok sonra yazıyı
buldu.
• Yazı, bizi uygarlığa taşıyan
en önemli araç oldu. Zaten
tarihin de başlangıcı
yazının icadıdır.
Prof.Dr. İbrahim USLU
4. • İnsanoğlu kil çamurları üzerine yazdı.
• Tabletler güneşte kurutuldu.
• Yine kilden yapılan, güneşte kurutulan zarflara kondu
mektuplar; üzerine adres yazılıp Mezopotamya'dan
Anadolu'ya postalandı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
7. Yazılı barış antlaşması
• Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir
isyanda, Muvattalli öldürülmüştür. Antlaşma, onun yerine
geçen III. Hattuşili tarafından imzalanmıştır. (M.Ö.1269)
Prof.Dr. İbrahim USLU
8. Kadeş anlaşması
• Bu antlaşmanın gümüş levhalara kazınmış olan asıl metinleri
kayıptır. Mısır'da tapınakların duvarlarına kazınan
antlaşmanın bir nüshası da, Boğazköy (Boğazkale)
kazılarında kil tablet olarak bulunmuş olup Istanbul Arkeoloji
Müzesinde sergilenmektedir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
9. Dört Kitaplığın Yok olması
• İnsanlık bilim ve kültür
tarihi, yüzyıllar önce üç ünlü
kütüphanenin yok olması
sonucunda bir daha yerine
getirilmesi imkansız büyük
kayıplara uğramıştır.
• Bunlar Bağdat, Buhara ve
İskenderiye kütüphaneleridir.
• Zenginlikleri ile rakip idiler bu
kitaplıklar birbirlerine.
Prof.Dr. İbrahim USLU
10. Bergama kağıdı (Pergamum-parşömen kağıdı)
• İnsanoğlu, dağlara, taşlara
yazdı. Sonra Mısır'da
yetişen papirüs yaprağı
kağıt gibi kullanıldı.
• Daha sonra, keçi derisi
ıslah edilerek kağıt haline
getirildi.
• Bergama'da, Pergamum
kağıdı, Bergama
kağıdıdır, parşömen
denilen lüks kağıdın atası.
Prof.Dr. İbrahim USLU
11. İskenderiye Kütüphanesi
• İskenderiye Kütüphanesi‟nin macerası ise daha enterasandır.
• M.Ö. III. yüzyılda kurulmuş olan kütüphane, insanlık tarihinde
meydana getirilmiş olan en önemli eserlerden biridir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
12. İskenderiye şehrinin gelişimi
• İskenderiye şehri M.Ö. 382 yılında, Makedonyalı İskender
tarafından kurulmuştur. Onun ölümüyle imparatorluğun dağılışı
sonunda kumandanlarından Lagus‟un oğlu Ptolemaeus‟un eline
geçti. O da Mısır‟da krallığını ilan etti.
• Mısır‟da 300 yıl devam eden bu hanedanın ilk hükümdarı
olup, 383 yılında 24 yaşında iken 24 yıl hüküm sürmüştür.
Prof.Dr. İbrahim USLU
13. İskenderiye Kütüphanesi
• Eski kaynaklar, burada 900 bin cilt el yazması eserin
toplandığını kaydeder.
Prof.Dr. İbrahim USLU
14. Ptolemaeus
• Savaşı sevmezdi, hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını
genişletmek hevesine kapılmadı. Kendisi daha çok bilim ve
edebiyata düşkündü.
• Mısırlılar‟ın gelenek ve göreneklerini, dinlerini
benimseyerek, halkın sevgisini kazandı.
• Eski kanunları, dini törenleri muhafaza etmekle
kalmayıp, eski Mısır hükümdarlarının lakabı olan Firavun
ünvanını aldı ve onları taklit ederek öz kızkardeşiyle evlendi.
Prof.Dr. İbrahim USLU
15. İskenderiye - Lagus’un oğlu Ptolemaeus
• Bu yeni devletin merkezi
İskenderiye şehriydi.
• Yeni firavun burayı baştanbaşa
onarıp, genişleterek o devrin en
meşhur başkenti haline getirdi.
• Burada meydana getirdiği en
önemli eser ise müze ve buna
bağlı olan kütüphane idi.
Kurulması için saray civarında
ve güzel bir yer seçildi.
Prof.Dr. İbrahim USLU
16. İskenderiye kütüphanesi
• Kütüphanedeki müzede o devirde bilinen bütün ülkelerdeki hayvan ve
bitkilerin bir örneği vardı. Ayrıca botanik bahçesi ve bir rasathane
bulunuyordu. Otopsi yoluyla insan vücudunun incelenmesi için bir anatomi
salonu açılmıştı. Bu bilim sitesinde
fizik, kimya, tıp, astronomi, matematik, felsefe, edebiyat, ve fizyoloji bilgileri
için evler yapılmıştı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
17. İskenderiye Kütüphanesi nasıl büyüdü
• İskenderiye Kütüphanesinin müdürü, bulabileceği her yazılı eseri alma
yetkisine sahipti. Mısır‟a giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti
vardı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
18. İskenderiye Kütüphanesi nasıl büyüdü
• Mısır‟a giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti
vardı. Kitabın burada bir nüshası çıkarılıp sahibine
verilir, kitabın aslı ise kütüphanede kalırdı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
19. Kitap satın almak için yurt dışına gidilirdi
• Bir taraftan da yut dışına gönderilen memurlar, başka
ülkelerde buldukları kitapları satın alıp, getirirlerdi.
• Böylece, o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve
kaybolmaya mahkum durumda olan sayısız eser emin bir
yerde toplanmış olurdu.
Prof.Dr. İbrahim USLU
20. İskenderiye Kütüphanesi
• Metinler, Mısır‟da bol bulunan papirüs adlı kamıştan elde
edilen bir çeşit kâğıt olan papirüs üzerine yazılmıştı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
21. Kitaplar (papirüs tomarı)
• Papirüs sayfaları birbirine eklenerek şerit hâline getiriliyor ve bir sopa
veya çomağa sarılarak saklanıyordu.
• Kitaplar (papirüs tomarı) imparatorluk devrinde olduğu gibi, üzerlerine
etiket konularak raflara yerleştirilmişti.
Prof.Dr. İbrahim USLU
22. İskenderiye Kütüphanesi
• Kütüphâne yalnızca Yunan edebiyatının eserlerini
değil, Akdeniz, Ortadoğu ve Hindistan‟daki çeşitli dillerden
Yunancaya yapılmış tercümeleri de kapsıyordu.
• Kütüphânede tahminen 900.000 rulo olduğu sanılmaktadır.
Sezar zamanında ise 700.000 rulo bulunmaktaydı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
23. Bergama kitaplığı
• Doğu Roma'da hüküm süren, Mısırı da ele geçiren komutan Antuvan
(Antonius) Mısır Kraliçesi, Mısır'ın hakimi o güzel, büyük burunlu kadına
aşık oluverdi. Gönül bu ya. Ne yapacağı belli olmaz.
Prof.Dr. İbrahim USLU
24. Kraliçe Kleopatra- Antuvan
• Kraliçe Kleopatra, cilve
yaptı, nazlandı, her kadın gibi
aşığını üzdü. O üzüldükçe zevk
aldı. Sonra onun aşkını sınamak
geldi aklına. "Sen" dedi, Romalı
kumandan Antuvan'a, "Beni
yeterince sevmiyorsun. Sevgini
kanıtlamanı istiyorum." "Dile
benden ne dilersen!" dedi.
• Aşık Antuvan, gözü dönmüş
Romalı "Senin için
yapmayacağım fedakarlık
yoktur. İste senin için canımı
bile veririm." diye cevap verdi
sevgilisine.
Prof.Dr. İbrahim USLU
25. Kraliçe Kleopatra- Antuvan
• Kleopatra„nın cevabı şöyle:
• - "Canını ne yapayım ben.
Senden istediğim küçük bir
şey, Bergama kitaplığındaki
kitapları istiyorum. Onları
İskenderiye'ye gönder yeter
bana. O zaman anlayacağım
beni sevdiğini," dedi, uzun
burunlu, kitapsever kraliçe.
• -"Emrin olur." dedi aşık komutan.
Prof.Dr. İbrahim USLU
26. Bergama kitaplığı
• Bergama kralı kitaba düşkündü. "Dünyanın en zengin
kitaplığı benim krallığımda olacak." diye tutturmuştu.
• Nerede kitap bulursa getirtiyordu Bergama'ya. Evlerdeki
kitapları bile zorla alıyor, krallık kitaplığına koyuyordu.
• O zamanlar, basımevleri yoktu. Matbaa makinesinin icadına
daha çok zaman vardı.
• O değerli el yazması kitaplarla doldu Bergama kitaplığı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
27. Bergama kitaplığı
• Ve efendim, masal değil bu. Tarih böyle
söylüyor. 200.000 kitap göç eyledi Mısır'a.
Boşaldı Bergama kitaplığı...
Prof.Dr. İbrahim USLU
28. İskenderiye Kütüphanesinin sonu
• 391 yılında Bizans‟ın Mısır Valisi Theophilos, İskenderiye‟de
Mısır‟ın eski din mensuplarına ait Osiris tapınağının yeri olan
bir arsayı, kilise inşa edilmesi için Hırıstiyanlar‟a verdi.
• Burada yapılacak kilisenin temel kazıları sırasında üzerinde
eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıktı.
• Hıristiyanlar bunu bir alay konusu yaptılar. Bu olay şehirde
oldukça kalabalık halde bulunan putperestleri fena halde
kızdırdı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
29. İskenderiye Kütüphanesinin yakılması
• İmparator I.Theodosius, valiye başka büyük şehirlere göre
putperestliğin İskenderiye‟de hala neden bu kadar canlı
olarak devam ettiğini sorunca, buna sebep olarak
İskenderiye Kütüphanesi‟nin eski putperestlik kültürünü
devam ettiren kitaplarını ileri sürdü.
• İmparator, bunun üzerine hepsinin yok edilmesini emretti.
• İskenderiye Kütüphanesi‟ndeki tüm eserler şehrin
hamamlarına dağıtılarak yaktırıldı ve böylece insanlık
tarihinin bu eşsiz bilim ve kültür hazinesi sonsuza kadar yok
oldu, dünyanın eski çağlarına ait pek çok değerli bilgi bir
daha elde edilmeyecek şekilde ortadan kalktı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
30. • Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Tekke ve
Zaviyelerin Kapatılması Hakkındaki
Kanun, kütüphanelerin koleksiyon
yönünden gelişmesine yardım eder.
Cumhuriyet' ten sonra bütün kütüphaneler
yeniden, Maarif Vekaleti'ne geçer. Daha
sonra Başkent Ankara' da Millî
Kütüphane' nin temelleri atılır. Millî
Kütüphanenin kuruluşu Adnan Ötüken
gibi bir değerin öncülüğünde gerçekleşir.
• Beyazıt Devlet
Kütüphanesi'nin, İstanbul'un kültürel
açıdan merkezî bir yerinde olması ve
Türkiye 'de basılan tüm dokümanlardan
birer adedinin kütüphanede
saklanması, yerli ve yabancı çok sayıda
okuyucunun akınına sebep olmaktadır.
YAZAN: MUSTAFA KEMAL YILMAZ
Hilmi Fırat Anadolu Lisesi Kütüphanesi SESLENDİRENLER: ÖZGE ESİN(9-G)
AYDENZİ AYDIN(11 FEN C)
Prof.Dr. İbrahim USLU
31. Efes Celsus Kitaplığı
• Anadolu'da, hemen
şuracıkta, Kuşadası'na giderken
Selçuk'tan sonra sol tarafta bir
antik, ünlü bir kent var Efes.Efes‟te
de bir antik kütüphane vardı. Adı
Celsüs Kitaplığı.
• Kim Celsüs? Romanın Anadolu
eyaleti valisi. Celsüs kitaplara
değer veren bir vali idi. Ölünce
oğlu Aquila geçti yerine. Vali oldu.
• Babasının anısına bir güzel kitaplık
yaptırdı. Babasının gömülü olduğu
taş mezarı da kitaplığın
bodrumuna yerleştirdi.
• Şair ruhlu bir vali imiş Celsüs.
Oğluna vasiyet etmiş. Mezarımın
üzerine sabah güneşi
gelsin, demiş.
•
Prof.Dr. İbrahim USLU
32. Efes Kitaplığı Girişi
• Kitaplığın mimarisi öylesine
düzenlenmiş ki, bugün bile valinin
mezarına sabah güneşi
düşmektedir.
• Çok güzel restore edildi.
• Çok görkemlidir bu kitaplık.
Prof.Dr. İbrahim USLU
33. Efes Kitaplığı
• Bu kitaplıkta da tam 12 000 el
yazması kitap vardı. Efes büyük
bir kültür, sanat, felsefe kenti idi.
Elbet bir kitaplığı olacaktı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
34. Buhara Kütüphanesi’dir
• Tarihte yok edilen ikinci büyük kütüphane Samanoğulları
Devletine ait Buhara Kütüphanesi‟dir ve yok edilme sebebi
ve yok eden çok ilginç bir kişidir.
• Samanoğulları; Horasan
Maveraünnehir, Kirman, Cürcan, Rey ve Taberistan
bölgelerini içine alan bir devlet kurmuşlardı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
35. Buhara Kütüphanesi - İbni Sina
• Bu devletin hükümdarlarından Nasroğlu
Nuh, kendisine çok acı veren bir
hastalığa yakalanmış, ancak doktorlar bu
hastalığı tedavi edememişlerdi. O
dönemde şöhreti oldukça yaygın yeni ve
genç bir hekim tavsiye ettiler.
• Bu genç doktor İbn-i Sina idi. İbn-i Sina o
sırada henüz 17 yaşında idi ve dini ilimler
başta olmak üzere;
tıp, matematik, astronomi, fizik, kimya, tar
ih, felsefe gibi devrin bilinen tüm ilimlerini
ayrıca
Arapça, Farsça, Yunanca, Latince, Sürya
ni ve İbrani dillerini çok iyi bilen gerçek bir
dahiydi. Prof.Dr. İbrahim USLU
36. Buhara Kütüphanesi - İbni Sina
• İbn-i Sina‟yı Samaoğulları
Devleti‟ne davet
ettiler, Nasroğlu Nuh‟u tedaviye
başladı ve çok kısa bir
zamanda iyileştirdi.
• Bunun karşılığında İbni Sina
para yerine, o sırada kendi
haline terk edilmiş ve kapalı
duran kütüphanenin Hafız-
Kütüp‟lüğünü, yani
müdürlüğünü
istemiş, Nuh, bunu hiç de
önemsemeyerek kabul etmiştir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
37. Buhara Kütüphanesi - İbni Sina
• İbn-i Sina “Seyranü‟l
Hikme” diye anılan bu
kütüphaneye girdiği
zaman, hakiki bir hazine
ile karşılaştığını anladı.
Burada her türlü bilime ait
hiç duyulmamış tek nüsha
sayısız kitap vardı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
38. Bir Söylenti!!!
Buhara Kütüphanesi‟ni İbni Sina yaktı
• İbn-i Sina bunu fırsat bilip gece gündüz bunları
okudu, önemli gördüklerini ise ezberledi.
• Uzun bir süre kütüphaneden çıkmadan çalıştı notlar aldı.
Sonra bir gün kütüphane tamamen yandı.
• Böylece tüm bilgiler de İbni-i Sina‟ya kalmış oldu. İleride
yazacağı kitapların kaynakları bilinmeyip, hepsinin kendi
bilgisi olduğunun sanılması için Seyvanü‟l Hikme‟yi İbn-i
Sina‟nın bizzat kendisinin yaktığı ve bu büyük bilgi ve kültür
hazinesini yok ettiği söylenmiştir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
40. Bağdat Kitaplığı
• 750-1258 yılları arasında
hüküm süren ve Abbasiler
devrinde, başta
Aristoteles, Platon ve Sokrates
olmak üzere eski Yunan
düşünürlerinin, Süryani
yazarlarının eserlerinin
Arapça‟ya çevrilmesiyle birlikte
çok parlak bir bilim ve kültür
hayatı doğmuş, Bağdat‟da
kültür, bilim ve felsefe ağırlıklı
eserlerle dolu dünyanın en
büyük kütüphanesi meydana
gelmiştir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
41. Bağdat Kitaplığı
• Abbasiler devrine son veren Moğol Hakanı
Hülagü, Bağdat‟ı aldığında göçebe kültürünün
içgüdüsel davranışı ile ilk olarak Bağdat
Kütüphanesi‟ndeki tüm eserleri Dicle nehrine
atarak yok etmiştir.
• Hepsi el yazması olan kitapların
mürekkeplerinin, Dicle‟nin sularının haftalarca
bulanık akmasına yol açtığı bilinmektedir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
42. Gütenberg ve matbaa
• Gütenberg ve ilk baskı kitap olan incilin basılması (1456)
Prof.Dr. İbrahim USLU
45. Türklerde Kütüphaneciliğin Tarihçesi
• Yurdumuzda devlet eliyle kurulan ilk kütüphanemiz; eskilerle
yabancıların "Kütüphane-Millî, Kütüphane-i Umum-î" ve
en doğrusu, alnına yazılmış kitabesinden de anlaşılacağı
üzere "Kütüphane-i Umum-î Osmanî" yani bugünkü adıyla
"Beyazıt Devlet Kütüphanesi" dir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
47. Türkler kitaplıklara önem verirlerdi
• Kâğıda, yazı ve kitaba dolaysıyla okumaya büyük önem
veren atalarımızın daha Uygurlar zamanında kütüphaneler
kurduğunu biliyoruz.
• İlhanlılar' dan Büyük Selçuklu İmparatorluğu' na Anadolu
Selçukluları' na ve onlardan da Osmanlılara geçen Vakıf
kütüphane kurma geleneği, sadece kendi şartları ve
imkânları içinde oluşup, işleyen kuruluşların da memleket
kültürüne pek çok hizmetlerde bulunmasına vesile olmuştur.
Prof.Dr. İbrahim USLU
48. Osmanlılar kütüphanelere önem verirlerdi
• Özellikle Osmanlı Devleti' nin gerek yükselme ve gerekse
bunu takip eden devirlerinde imparatorluğun muhtelif
yerlerinde başta Fatih Sultan Mehmed, Kanunî Sultan
Süleyman, II. Mahmud, III. Ahmed, I. Hamid, III.
Mustafa, Valide Sultanlardan Esmihan Sultan, Nurbani
Sultan, Pertevniyal Valide Sultan, Sadrazamlardan Köprülü
Mehmed Paşa, Koca Ragıp Paşa, Nevşehirli Damat İbrahim
Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Şehit Ali Paşa, Kılıç Ali
Paşa ile Darüssade Ağaları Hacı Beşir Ağa, Mehmed
Ağa, Şeyhülislamlar Feyzullah Efendi, Arif Efendi, Esat
Efendi ile ricali devletten reisülküttap Mustafa Efendi ve
Selim Ağa' nın kurduğu kütüphanelerden başka, Aziz
Mahmud Hüdai Efendi ve Halet Efendi' nin kurduğu tekke
kütüphaneleri Topkapı ve Yıldız Saraylarında kurulan saray
kütüphanelerini görüyoruz.
Prof.Dr. İbrahim USLU
51. • Kütüphaneler, diğer okul vb.
müesseselerle birlikte, 1826
yılında vakıf müesseseleriyle
ilgili bakanlık olan Evkaf
Nezareti' nin kuruluşuna
kadar, kendi özel
vakfiyelerindeki hükümlere
göre idare edildiler.
Süleymaniye Kütüphanesi
Prof.Dr. İbrahim USLU
53. Memlekette nahiyelere kadar kütüphaneler
kurulmalıdır
• Maarif Nazırı Mustafa Paşa gibi müteşebbis bir eğitimci ve
daha o yıllarda, "Memlekette nahiyelere kadar kütüphaneler
kurulmalıdır." diyen Sadrazam Said Paşa ve bu
kütüphanenin kuruluşuna ayrıca şahsî bütçesinden katkıda
bulunacak kadar cömert olan Padişah, Sultan II. Abdulhamid
Beyazıt Kütüphanesinin kuruluş kararının tatbikinde etkili
olmuşlardır. 1913 yılında kütüphaneler tekrar Evkaf Nezareti'
ne bağlandığı halde Beyazıt Kütüphanesi tek başına Maarif
Nezareti' nde kalır.
Prof.Dr. İbrahim USLU
54. Vakıf kütüphaneleri
yerine, devlet kütüphaneleri
• Ancak, Maarif Nezareti kurulunca, bu müesseseler Evkaf' tan
Maarif' e geçmişlerdir. 1869 yılında yürürlüğe konulan
"Maarif-i Umumiye Nizamnamesi" nin arkasından 1881' de
"Kütüphanelerin Suret-i Tesisi ve Usul-i İdaresi" ne dair
talimatname çıkar. Vakıf kütüphaneler yerine, artık devlet
tarafından konuya el atıldığını görürüz. Hattâ bu
anlayışı, daha geriye de götürebiliriz.
Prof.Dr. İbrahim USLU
55. Eşekli Kütüphane
• Yıl 1943. Genç Mustafa‟nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi‟ne
çıkar. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen
giden yok. Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır: “Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin
kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.
– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?
– Alıyorum.
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha
fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten.
23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına
bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler
üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.
O dönem devletteki amirleri nin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden
gelir. Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş
gelmesin. Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da“ zihniyeti aynen var.
Prof.Dr. İbrahim USLU
56. Eşekli Kütüphane
• Kaymakamı zorlukla ikna eder ve bir eşek alır. İki tane de
sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap
sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İade Sandığı” yazar.
Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
57. Eşekli Kütüphaneci
• Kütüphaneye de bir yazı asar: “Sadece Pazartesi ve Cuma
günleri açıyoruz.” Köydeki çocuklar şaşırır. Eşeğe bir sürü
kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük
ellerine kitapları verir. Düşünün, Noel Baba gibi. Noel Baba
yalan, Mustafa Amca ise gerçek. Geyikler yerine eşeği var.
Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da.
•
Prof.Dr. İbrahim USLU
58. • “Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün
sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer
köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.
Prof.Dr. İbrahim USLU
59. Eşekli Kütüphaneci ve çocuklar
• Mustafa artık Ürgüp‟teki kütüphanede bir iki gün
durmakta, diğer günler eşeği Yüksel‟le köy köy gezmektedir.
Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde
alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç
içinde yeni kitapları beklerler.
Prof.Dr. İbrahim USLU
60. Eşekli Kütüphaneci ve kadınlar
• Mustafa Amca„nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları
makam odalarında sıcak sıcak oturup iş
yapmazken, Mustafa‟nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden
fazla hak etmektedir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
61. Eşekli Kütüphane
• Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar. Mustafa
bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor. Zenith ve
Singer‟e mektup yazar: “Bana dikiş makinesi
yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman
yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş
makinesi yollar.
•
Prof.Dr. İbrahim USLU
62. Kadınlara okuma günü
• Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın
kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur.
Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken
okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü
görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider.
Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu
arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev
tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa
Amca baskıyla emekli edilir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
63. Heykeli dikildi
• Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe
köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında
Mustafa Amca vefat eder.
• Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp‟e
Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini
dikerler.
• Bakın Nevşehir‟den ve bu ülkeden nice
müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti;
binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz
ve eşeğinin heykeli var.
Prof.Dr. İbrahim USLU
64. Kütüphanenin Önemi Eşekli Gezici
Kütüphaneyle Anlatıldı
• Erzincan'da Kütüphanecilik Haftası kutlamaları, ilginç bir
açılış törenine sahne oldu.
• 1950'li yıllarda Nevşehir'in Ürgüp bölgesinde kütüphaneci
Mustafa Güzelgöz, 'Eşekli Kütüphanecilik' sayesinde 36
köye eşek üzerinden kitap dağıtımı yapmış ve bu
davranıştan dolayı çeşitli ödüller alarak, 'Eşekle Gelen
Aydınlık' isimli kitap yayımlanmıştı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
65. Kütüphanenin Önemi Eşekli Gezici
Kütüphaneyle Anlatıldı
• Bu olaydan esinlenen Zekir Müşir Paşa İlköğretim Okulu
idaresi, eşek bularak o yıllarda imkânsızlıklara rağmen
verilen kütüphanecilik hizmetini öğrencilere yaşatabilmek için
temsili canlandırma yaptırdı. Yapılan temsili
canlandırmada, karşılarında eşek üzerindeki gezici
kütüphaneyi gören öğrenciler şaşkınlıklarına gizleyemedi ve
uzun süre eşeği ve müstahdemi alkışladı.
Prof.Dr. İbrahim USLU