1. İNOVATİFKimya Dergisi
YIL : 1 SAYI : 1 AĞUSTOS 2013
ATOM VE ATOMALTI DÜNYASI
MİKALAR
GİZLİ DÜŞMAN
MEHMET ALİ KAĞITÇI
CHEMDRAW
KOMPOST
KİMYACIYIZ VE TABİİ Kİ
SABUNCUYUZ
ÜLKEMİZDE KİMYA EĞİTİMİ VE
SORUNLAR
MİKALAR
2.
3. Sahibi :
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Genel Yayın Yönetmeni :
Yavuz Selim Kart
Yayın Danışmanı :
Ayşe Emir
Dergi ve Yazı Editörleri :
Ayşe Emir
İsmail Çelik
Sayfa Tasarımı :
Yavuz Selim Kart
İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları,
Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu
açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla
hazırlanmıştır.
Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.
Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde
Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler, Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler
olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmaya-
cağınızı ümit ediyoruz.
Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimle...
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
Bize Ulaşın
facebook.com/InovatifKimyaDergisi
twitter.com/InovatifKimya
inovatifkimyadergisi@gmail.com
4. Yazarlarımız
YAVUZ SELIM KART
CEYDA SARIKAYA
ABDULHAMIT AYDIN
HACER AY
AYKUT CENGIZ
AYSE EMIR
ISMAIL ÇELIK
EMRAH YÜCE
VAHIT KENAR
İNOVATİF
Kimya Dergisi
5. İNOVATİFKimya Dergisi KURALLARI
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-
dasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların
kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumun-
dasınız.
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci
derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir so-
run yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza ge-
lebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu
değildir.
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler ke-
sinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu
zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.
Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına
riayet ederek resimlerini dökümanlarına ekleme-
leri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar
sorumludur.
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız
var ise. Bu yazıları AYŞE EMİR ve İSMAİL ÇELİK
adlı arkadaşlarımıza
www.facebook.com/groups/147842018740235/
Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.
Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yaz-
mayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli
görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici say-
famızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında
gerekli adresler mevcuttur.
6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı
yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan
hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim
yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirt-
miş olduğum isimlere sorabilirsiniz.
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-
diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha
güzel bir dergi çünkü.
8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir
kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler
bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle
isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı
yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönder-
irseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın
olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin
adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybet-
memiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca
aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa
bu seferde dergi amacından sapmış olur.
10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar
2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz
hakkı dergi yönetimine aittir.
11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-
adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi her-
kes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.
12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular
aşağıda listelenmiştir.
*Akademik Makaleler
*Endüstriyel Yazılar
*Üniversite Hayatında Kimya
*İş Hayatında Kimya
*Laboratuvar Üzerine
*Kimya Güvenliği
13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.
Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya
çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel
gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında
da çalışmalar yapılacaktır.
14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş
buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koy-
maya yetkilidir.
13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş
sayılırlar.
İnovatif Kimya Dergisi
Kurucuları
6. İçindekilerİnovatif Kimya Dergisi
8
13
16
17
21
25
32
35
39
43
44
MEHMET ALİ KAĞITÇI
Mehmet KÂĞITÇIYI ilk defa İstanbul da katıldığım bir davette....
KİMYACIYIZ VE TABİİ Kİ SABUNCUYUZ
Kimya bölümü öğrencilerine ilk sorulan sorulardan bir tanesi de....
GİZLİ DÜŞMAN
Bilindiği gibi yaz aylarında, insanların içi kıpır kıpır oluyor....
KOMPOST
Son yıllarda artan dünya nüfusu, bu artışın gösterdiği gıda ihtiyaçlarını....
MİKALAR
Endüstride geniş çapta kullanılan ve zararlı etkileriyle bilinen asbeste....
ATOM VE ATOM ALTI DÜNYASI
İnsanlar doğdukları andan itibaren devamlı olarak evrenin ne olduğu....
ÜLKEMİZDE KİMYA EĞİTİMİ VE SORUNLAR
Kimya eğitimi ve öğretimi üniversitelerimizin Fen Fakültelerinde Kimya....
KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR
Bir kimyager tüm Dünya’ya bedeldir....
CHEMDRAW NEDİR?
E-Dergimizde birçok yazı yazılıyor. Ben de bu sayıda ve diğer sayılarda....
HER AY 3 WEB SİTESİ
Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....
KİMYA BULMACA
Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca....
7.
8. İnovatif Kimya Dergisi8
Ceyda SARIKAYA
Yıldız Teknik Üniversitesi
kim.ceydasarikaya@gmail.com
Kimyacıyız ve Tabii ki Sabuncuyuz
Kimya bölümü öğrencilerine ilk
sorulan sorulardan bir tanesi de “sabun
yapmasını biliyor musun?” dur. Organ-
ik kimya dersinin uygulama kısmında
birçoğumuz sabun yapmış ve aslında
bunun basit sayılabilecek bir esterleşme
tepkimesi olduğunu görmüşüzdür. Ned-
en biraz daha ileri gidip temizlik malze-
meleri de üretmeyelim ki?
Kimya sanayisinde temizlik mal-
zemeleri üretimi, çok büyük bir alana
sahiptir. Üretim tesislerinin de öyle
çok büyük ve çok donanımlı olmasına
gerek yoktur. Tek sıkıntı bu sektörde
yer edinebilmek. Bende bu alanda
kendini geliştirmek isteyen veya üre-
tim kısmında çalışan meslektaşlarımıza
yardımcı olabileceğini düşündüğüm bazı
ürünlerin formüllerinin ve yapılışlarıy-
la ilgili önemli noktaların, artık bir
sır olarak saklanmasının çok da doğru
olmadığını düşündüğümden, edindiğim
tecrübeler doğrultusunda bu bilgil-
erin bir kısmını siz sevgili okurlara
sunmanın sakıncasını görmüyorum.
Öncelikle üretim yapılacak te-
sisin özelliklerini, sağlık bakanlığı
kurallarına göre sıralarsak basit olarak;
hammaddelerin ayrı olarak depolan-
acağı bir bölüm, üretilmiş son ürünün
saklanacağı bir bölüm, gerekli analizler-
in yapılması için laboratuvar, işçilerin
üstünü değiştirebileceği ve ihtiyaçları
için bir bölüm ve tabii ki idari bölüm.
Şekil 1 : Toz deterjan üretim tesisi
Üretim için gerekli cihazlar ise; mikserl-
er, dolum makineleri, etiketleme makin-
esi, reaktör dür.
Bu cihazları temin ettikten ve uygun
GMP şartlarını da yerine getirdikten
sonra, üretime başlamanız için tek ek-
sik bilgi kısmı olacaktır.
9. İnovatif Kimya Dergisi 9
Şekil 2 : Sıvı deterjan üretim tesisi
Temizlik Maddelerinin Yapısı
Temizlik maddelerinin bünyelerine
pek çok değişik kimyasal maddel-
er girmektedir. Bu maddelerin türl-
eri, miktarları kullanılacak yüzeye ve
amaçlara göre değişmektedir. Bazıları
yalnız kullanıldığında etkili olurken,
bazıları da başka maddelerle birleşerek
etkili olmaktadır. Temizlik maddeleri
formülasyonunda yer alan, bir takım
maddeler, temizlik işlevini kolay-
laştırırken, bazı maddeler temizliğe
hemen hiç katkıda bulunmamaktadır.
Bu tür maddeler, dolgu ve koku verme
amacıyla kullanılmaktadır. Deterjan-
ların bünyelerindeki içerik hammadde-
leri ve açıklamalarına aşağıda yer veril-
mektedir.
EDTA –Trilon BS H4 EDTA (etilen
diamin tetra asetik asit)
Su sertliğini perdeleyici ajandır. 2 ami-
no ve 4 karboksil ligandı vardır. Bundan
dolayı metal iyonlarına yüksek affinite
gösterir.
Sodyum iyonlarının istenmediği uygu-
lamalarda EDTA; su yumuşatıcısı, köpük
yardımcısı, koruyucu olarak rol oynar.
Ayrıca deterjan sterilizatörlerin’de
dörtlü amonyum bileşiklerinin, mikrop
öldürücü aktivitesini tetikler.
Beyaz pudra şeklinde toz görünümlüdür.
10. İnovatif Kimya Dergisi10
SLES-Sodyum Loril Eter Sülfat
Anyonik yüzey aktif maddedir. Yüksek
yıkama aktivitesine sahiptir. İyi dere-
cede köpük oluşturma karakterine sa-
hiptir ve tuzlarla kolayca inceltilir.
Açık saydam, beyaz renkli, macun
yapışkanlığında, akışkandır.
LABSA- lineer alkil benzen sülfonik
asit
En önemli yüzey aktif maddedir. Asidik
özelliğe sahiptir. Petrol türevidir. Ke-
stane kahverengi renkli, parlak ve
akışkandır.
KOKOAMİD/CDE-comporland
KD-kokodietanol amid
Noniyonik yüzey aktif maddedir. Her
türlü temizlik malzemesinde, kıvam
verme ve köpük stabilizasyonu amacıyla
kullanılır.
BETAİN-betaine cocoamidopropyl
(%35)
Temizleme etkisi olan sekonder, amfote-
rik yüzey aktif maddedir. Tahrişi önleyi-
ci ve köpük arttırıcı özellikleri vardır.
Renksiz, viskoz sıvılardır.
ÜRE/ KARBAMİT
Bazı asitlerle polimerleşme reaksiyonu
verir. Katalizör olarak pH kontrolü için
ve kıvamlaştırıcı olarak kullanılır.
Beyaz, granüllü yapıda bulunan madde-
dir.
KOSTİK-sodyum hidroksit
Yanıcı değildir, nem ya da suyla temas
ettiğinde ısı açığa çıkarır. Asit nötral-
izasyonun da ve bazı reaksiyonlarda
kıvamlaştırıcı olarak kullanılır.
Beyaz, renksiz, kokusuz sıvı halde olan
bir maddedir.
DMDMH-dimetil dimetilol hidantoin
Güçlü bir koruyucudur. Gram negatif/
pozitif bakteriler, mayalar ve küflen-
meye karşı geniş spektruma sahip bir
maddedir. Suda çok iyi çözünür. Nor-
mal konsantrasyonlar da tahriş edici
değildir.
Hafif karakteristik kokulu, beyaz renk-
siz sıvı haldeki maddedir.
Kullanılan hammaddelerin kısa bilgiler-
inden sonra ilk olarak bulaşık deterjanı
yapımından söz edersek.
11. İnovatif Kimya Dergisi 11
Bulaşık deterjanı
Çoğumuzun yapımını basit olarak
gördüğü bu ürün, aslında dikkatli olar-
ak üretilmesi gereken bir üründür,
gerekli kontroller yapılmadığı durumda
ürününüz şeffaf olmayabilir veya pH so-
runu ile karşılaşabilirsiniz. En kötüsü de
temizleyici özelliği iyi nitelikte olmaya-
bilir. Bulaşık deterjanı yapımı için,
Gerekli Hammaddeler ve miktarları;
Üretim aşamasında izlenecek yol,
Su kazana alınır. EDTA da topaklanma
varsa ufalanarak eklenir. SLES eklenir
ve çözünmeye dikkat edilir. Kazanın
dibinde SLES birikmesi varsa alt va-
nadan aktarma yapılır, katı kısımlar
ezilerek kazana geri dökülür. LABSA
eklenir. Sırayla CDE, BETAİN, ÜRE,
DmDmH ve GLİSERİN eklenir. Daha
sonra 4kg KOSTİK İlave edilir, bu sırada
pH kontrolü yapmak çok önemlidir. pH
6-7 olması gerekmektedir. Eğer pH tam
olarak istenilen aralıkta değilse, aktarma
yöntemiyle biraz daha KOSTİK eklen-
ebilir. Bir süre karışmaya bırakılır ve
pH kontrolü tekrardan yapılır. pH otur-
duktan sonra tuz ilavesine başlanır. İlk
başta 50 kg tuz, köpüğü dağıtacak şekil-
de kazana serpilir. Kıvam oturmadıysa
azar azar, bir miktar daha azar azar tuz
eklenir ve devamlı aktarma yapılır. Kı-
vamın oturmamasının nedenleri ham
maddelerinizden veya ürün miktarlarını
tam olarak belirtilen miktarlarda al-
madığınızdan kaynaklı olabilir. Kıvam
istenilen düzeyde olduktan sonra, boya
ve esans sırayla eklenir ve yeniden pH
kontrolü yapılır. pH istenilen değerden
düşükse, LABSA fazladır. Bu nedenle
KOSTİK eklemeniz gerekir.
Ürün viskoz, şeffaf olmalıdır.
Belirttiğim gibi arada yapılan pH ve
viskoz kontrolleri çok önemlidir.
Çamaşır Suyu
Çamaşır suyu üretimi sırasında, önce
suyun kazana alınması önemlidir. Bu
sırada kullanılan kazan kesinlikle pol-
yester olmalıdır. Su, kazana alındıktan
sonra, üzerine yavaşça hipoklorik asit
eklenir.
Hammadde Miktar (kg)
LABSA 30
SU 2700
EDTA 1,5
SLES 160
CDE 18
BETAİN 10
ÜRE 8
KOSTİK 7
DmDmH 4
GLİSERİN 2
TUZ 65
BOYA 45
ESANS 3
Toplam 3000
Hammadde Miktar (kg)
Hipoklorik asit HCl 100
SU 300
Toplam 400
12. İnovatif Kimya Dergisi12
Ultra Çamaşır Suyu
Polyester kazana su alınır. Sles’in iyice
eridiğinden emin olarak ilave edilir.
Kostik katılır, sonrasında eklenecek
olan HCl ilavesine dikkat edilmelidir.
Eğer belirtilen miktar, bir anda çözelti
içine atılırsa aşırı katılaşma olabilir. Bu
nedenle önce 100 kg kısım, daha son-
ra kıvam oturuncaya kadar yavaş yavaş
geri kalan kısım eklenmeli. Arada pH,
yoğunluk ve viskozite ölçümleri yapıl-
malı. Daha sonrasında boya ve esans
eklenerek işlem tamamlanır. Elde edilen
ürün bulanık ve viskoz olmalıdır.
Bulaşık Makinası Deterjanı
Belirtilen hammaddeleri sırasıyla, ka-
zana kontrollü olarak eklenmesiyle elde
edilir.
Yukarıda belirttiğim gibi bir kimyager
olarak temizlik sektörü, tamamen bizim
işimiz. Her ne kadar eski sistemler kul-
lanılsa da Ar-Ge si olmayan bir kimya
firması düşünmek imkânsızdır. Yukarı-
da belirtilen ürünlerin araştırmaları ve
yapımına ait verdiğim bilgiler, kendi
derlediğim bilgiler olduğundan kaynak
bildiremiyorum. Ama unutmayalım ki
en basitinden bir sabun yapımı da olsa,
kontrollü olmadıktan sonra zarar verici
olabilir.
Bu maddelerin insan sağlığına etkil-
erini düşünerek, GMP standartlarında
üretilmesi gerektiğinde, evde veya mer-
diven altı denilebilecek üretim tesisler-
inde üretilmesinin uygun olmadığını iş
güvenliği ve sağlığının önemini özellikle
belirtmek isterim. Bu türdeki kimyasal
ürünlerin üretici firması ve üretim ye-
rine ilişkin Sağlık Bakanlığından onay
almadıkça üretim yapmayınız.
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.hazircevap.net/
genchem.rutgers.edu
http://vimeo.com/67045984
http://www.ar-metal.com/Urunlerimiz/
Temizlik-Sanayi-Grubu/
http://www.deterjanimalat.com/
Hammadde Miktar (kg)
BOYA 0,6 gram
SU 740
KOSTİK 25
SLES 60
HCl 175
ESANS 0,5
Toplam 1000
Hammadde Miktar (kg)
SU 1680
KOSTİK 100
TURPİNAL 80
TKPP 80
HCl 100
KÜMESÜLFONAT 20
Toplam 2000
13. İnovatif Kimya Dergisi 13
Vahit KENAR
Sakarya Üniversitesi
vahitkenar@gmail.com
Mehmet Ali Kâğıtçı
(D. 1899, Heybeliada, İstanbul - Ö. 1
Ekim 1982, İstanbul)
Kimyager ve Kimya Mühendisi olan Me-
hmet Ali Kâğıtçı,
Türkiye’de kâğıt sanayisinin kurucusu-
dur.
Merhaba arkadaşlar;
Öncelikle yeni dergimizin ilk sayısı
hayırlı olsun.
Yazılarımızın sizlerle buluşmasında
emeği geçen ve bana da bir sayfa ayıran
Dostlarım, Ayşe Emir ve Yavuz Selim
Kart ‘ a teşekkürlerimi sunarım.
Bu ay size, Türk kâğıdının babası olarak
anılan Mehmet Ali KÂĞITÇIYI tanıta-
cağım.
Mehmet KÂĞITÇIYI ilk defa İstanbul
da katıldığım bir davette tanıma fırsatım
oldu. Mehmet Ali KAĞITCIYI bana
tanıtan sayın hocamız, onun yapmış
olduğu çalışmaları öyle güzel teknik bir
dille anlattı ki, konuşmamızın sonunda,
Tarih Profesörü olduğunu öğrenince çok
şaşırmıştım. Beni en çok etkileyende,
Mehmet ALİ KÂĞITÇININ idealleri
uğruna bu ülke için feda ettikleriydi.
Şimdi biraz KÂĞITÇI hakkında birkaç
bilgiye değinelim:
Aydın ENGİN şöyle anlatıyor Kâğıt
Mühendisi Mehmet Ali’yi;
“İzmit’te SEKA Genel Müdürlüğü bi-
nasının önündeki bakımlı bahçede bir
büst var, ‘Bu kimdir? Ve neden büstü
dikilmiştir? Diye soracak olursanız, alt
kattaki Mehmet Ali Kâğıtçı müzesini
gezmelisiniz”
İstanbul Darülfünunu Kimya En-
stitüsü’nde öğretim görevlisiyken,
dönemin koşulları ile bakıldığında
‘köşeyi dönmek’ için her yol var iken,
bir holdinge danışman olabilecek, ze-
hirli atık salan bir fabrikaya ‘zararsızdır’
raporu verip dünyalığını doğrultabilecek
iken Darülfünun muallimliğini bırakıp
Almanya’ya kâğıt fabrikalarında çalış-
maya gider Mehmet Ali.
14. İnovatif Kimya Dergisi14
Sırtında işçi tulumu, yüzü gözü boya,
reçine ve kir içinde kâğıtçılığı öğren-
meye başlar. Ustabaşı, daha sonraki
yıllarda SEKA’yı birlikte kuracakları,
1935’de Hitler’den kaçıp Türkiye’ye ge-
lecek, her gün bisikletle Derince-İzmit
arası pedal basarak fabrikanın geliştiril-
mesine büyük katkıları olacak olan Al-
man Yahudi’si ve kâğıtçı ustası Simon
Holzmeyer’dir... [1]
Daha sonra Fransa’ya giden Mehmet
Ali, Lyon’da filigran tekniğini, Metz’de
kâğıt hamuru çökeltme tekniklerini,
kaynağından ve uygulayarak öğrenir.
Sonra ‘alaylı’ kâğıt ustası ‘mektepli’ bir
uzman olmak üzere Grenoble Üniversi-
tesi Kâğıt Mühendisliği bölümüne girer
ve 1927 yılında birincilikle mezun olur.
Aynı yıl bilimsel donanımını, Türkiye’de
bir kâğıtçılık sanayisi kurmak üzere
kullanmak amacıyla ülkesine döner.
Kâğıdını tümüyle dışarıdan döviz ödey-
erek sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’nde,
uluslararası kâğıt tekellerinin yerli kom-
isyoncuları köşe başlarını tutmuştur.
Bir konferansı sırasında Dünya Kibrit
kralının adamları, Avrupa Kâğıtçılar
Birliği Türkiye acentesi ve Türkiye in-
hisarlar idaresi Genel Müdürü Behçet
Bey olmak üzere üç görüşme talep edilir
Mehmet Ali Bey ile. İlk ikisinde, Tür-
kiye’de kâğıt endüstrisinin gelişmesi
için yaptığınız girişimlere son vermesi
halinde, ülkeye giren kâğıttan ton değer
başına yüzde 3 komisyon alacağını,
danışman olacağını söyleyenleri, anın-
da reddeder. Tekel Genel Müdürü’nün
teklifi ise; sigara paketi, kibrit kutusu,
tuz kutusu için günde 10 ton kâğıt kul-
landıklarını ve bunların bir kâğıt fabri-
kası kurarak ulusal kaynaklardan karşıl-
anması yönündedir. Bir kaç hafta içinde
tüm plan ve projeleri hazırlanır ve ihal-
eye çıkılır. Üç gün kala Maliye Bakan-
lığı’ndan, durdurulduğu yazısı alırlar.
Burada fabrikanın kurulmaması için,
kapsamlı bir çalışma yapıldığı açıktır.
İlk Türk kâğıdını, Ulus gazetesinin
yeni çıkacak ekinde deneme şansı
bulduğunda, gazetenin başyazarı Fatih
Rıfkı Atay ile birlikte Atatürk’e gitti ve
eserini gösterdi. Uzun süre yazıya ba-
kan Atatürk, Kâğıtçı’ya döndü ve “İşte
çocuk, uygarlığın hamuru bu” dedi.
Hayatı boyunca gördüğü tek iltifat da bu
oldu. Atatürk sonrasında gelen yöneti-
ciler, Mehmet Ali Kâğıtçı’ya aynı gözle
bakmayacaklar ve onu ‘sistemin dışına’
atacaklardı. Mehmet Ali Kâğıtçı’nın
hayatı, Türkiye’nin uygarlaşması için
ömrünü harcayan; ama -ne yazık ki -
yenilenlerin öyküsü! Başka bir ifadeyle
‘Türkiye’nin nerede hata yaptığının’ bir
romanı... Mehmet Ali Kâğıtçı, ‘unutu-
lanlar’ arasında yerini alırken, iyi ki
birileri rahat durmadı ve onu bize hatır-
lattı. Heybeliadalılar Derneği, bir adalı
olan ve mücadelelerle geçen yaşamı
1982 yılında son bulan Mehmet Ali
Kâğıtçı’nın anılarını, vasiyeti üzerine
bir kitapta topladı. Dernek Başkanı Baki
Kara’nın hazırladığı ve şu sıralar baskıda
olan ‘Türk Kâğıt Sanayinin Öncüsü Me-
hmet Ali Kâğıtçı’ başlıklı kitap, sanay-
ileşme tarihimize ilişkin ilginç ipuçları
veriyor.[2]
Norveçliler’in utandıran yanıtı:
Ya sonra... Sonrası Mehmet Ali
Kâğıtçı’nın yine hayal kırıklıkları ile
devam edecekti. Mustafa Kemal Atatürk
vefat edecek ve Cumhuriyet’in idealleri
de onunla birlikte gidecekti. Demokrat
Parti dönemi geldiğinde ise ‘politik’
nedenlerle işinden uzaklaştırılacaktı.
15. İnovatif Kimya Dergisi 15
Devlet onun yerine Norveç’ten kâğıt
uzmanı talep edecek ve Norveçlil-
er’den ‘utanç duyulacak’ bir yanıt alın-
acaktı. Türkiye’nin kâğıt uzmanı iste-
diğini duyan Norveçliler, Stokholm
Büyükelçiliğimize başvurarak, ‘Mehmet
Ali Kâğıtçı’nın hayatından haberdar ol-
mak’ istediklerini söylüyorlardı.
Yani, “Kâğıtçı öldü mü ki bizi
çağırıyorsunuz” demek istiyorlardı.[2]
Yıllar sonra Mehmet Ali Kâğıtçı, fabri-
kanın üretime geçtiği o ilk günü şöyle
anlatacaktı : “İzmit Kâğıt Fabrikasın-
da 18 Nisan 1936 cumartesi günü sat
14.30’da elime aldığım, Mustafa Ke-
mal’in ‘işte medeniyet hamuru’ dediği
ilk kâğıt sahifesi, uğruna yıllarca mü-
cadele ettiğim idealime kavuşmanın
bir belgesi idi. O mutlu andaki heye-
canımı, bugün de aynı tazelik ve şidde-
tle hissetmekteyim.” Projesinin selüloz
üretim kısmını gerçekleştirmek için
tekrar girişimlerde bulundu ve İzmit
Selüloz Sanayi Müessesesi’ni ve Sümer-
bank Karton Fabrikası’nı kurdu. 1941’de
hiç bir neden gözetilmeden görevinden
alındı. İstanbul Belediye Kimya hanesi
Müdürlüğü’ne atandı. Teknik Üniversit-
esi Makine Fakültesi’nde kâğıtçılık der-
sleri verdi.
Tüm yakıcı tutkusunu ve ulusal sanayi
inadının, yabancı firmaların kâğıt piyas-
asını nasıl yavaş yavaş ele geçirdiklerin-
in, kâğıtçılık sanayisinin nasıl giderek
gerilediğinden ve tüm kâğıt tutkusunun
öyküsünü “kâğıtçılığımız” kitabında
anlattı 1977’de. 1982’de yaşamını yitiren,
Türkiye Kâğıt Sanayi’nin kurucusu,
Mühendis Mehmet Ali Kâğıtçı’nın tüm
emeğini ve ömrünü verdiği SEKA için
kendisi görmese de korktuğu olmuştu.
Fabrika 1998 yılında özelleştirildi ve
Anonim Şirkete dönüştürüldü.[1]
Yazımı burada sonlandırırken şu nok-
taya değinmeden de geçemeyeceğim.
Başarılı ve farklı bir Birey olmak isti-
yorsak, kendi kapasitemiz çerçevesinde,
kendi özgünlüğümüzü içeren ve
gerçekleşmesi mümkün olan idealler
peşinde olmalıyız. İdeali olamayan in-
sanın ottan farkı yoktur. Yaşadığı hayat-
tan tam anlamıyla zevk alamaz. İnsan-
ları sevmenin onlara faydalı olmanın
vereceği mutluluğu ve gururu başka ne
verebilir ki…
Sağlıcakla Kalın
Kaynaklar
[1] http://lisanskimya.balikesir.edu.
tr/~f20977/unlu%20turk%20kimyacilar.
html
[2] http://www.milliyet.com.
tr/2004/06/05/business/bus03.html
[3] Mehmet Sarıoğlu, Bir Cymhuri-
yet Aydını: Mehmet ALİ KAĞITÇI,
İş Bankası Kültür yayınları,İSTAN-
BUL,2008
[4] http://tr.wikipedia.org/wiki/Meh-
met_Ali_K%C3%A2%C4%9F%C4%B1t
%C3%A7%C4%B1
16. İnovatif Kimya Dergisi16
Aykut CENGİZ
Celal Bayar Üniversitesi
aykutcengiz@windowslive.com
Gizli Düşman
Bilindiği gibi yaz aylarında, insanların
içi kıpır kıpır oluyor. Yaz ayı denince
akla; kum, deniz ve sıcaklık üçlemesi
geliyor. Ne yazık ki bazılarımız için öle
değil...
Bir kısmımız tatile gidemeyip, havuzlar-
da soluğu alıyoruz. Tabi ki o bilinmeyen
gizli düşmanla baş başa oluyoruz. Ne
yazık ki birçok havuzumuz, denetimden
hiç geçmiyor. Birçoğunun havuz oper-
atörü, yok ya da işletme defteri tutmuy-
or. Bu da birçok sorunu başında getiri-
yor.
Havuzun pH genellikle 6,5 ile 7,8 ar-
asında değişir. Ama en ideal aralık
7,2 ile 7,6 arasındadır. Ph aralığı faz-
la değişmemelidir. Serbest klor kapalı
havuzlarda 1-3 ppm, acık havuzlarda
1-1,5 ppm, klor dışında dezenfekte kul-
lanılan havuzlarda 0,3-0,6 ppm, arasın-
da olmalıdır. Genellikle pH ayarlaması
yapıldıktan sonra, havuzumuzu değişik
dezenfekte yöntemleriyle temiz hale
getiriz. Türkiye de daha çok klor dezen-
fektanı kullanılır. Basit ve ucuz bir yön-
temdir.
Bir insan havuza duş alarak girerse 2
ton suyu, duş almadan girerse de 20
ton suyu kirletebiliyor. İnsandan havu-
za, birtakım ter amonyak vb maddeler
birleşerek, bir anda havuzun içersinde
3-5 dakika bir süre ile milyonlarca
mikrop üreyebiliyor. Onun için havuz
pH’ının dengede tutulması, iyi bir
dezenfektan sistemi kullanılıp filtrasyon
yapılması gerekiyor ki, bu mikroplar
bizi bir nebze olsun rahat bıraksın.
Havuza girmeden önce mutlaka, o yerin
işletme defterine ve aylık bakanlığa gön-
derilen numune oranlarındaki, madde
miktarını inceleyin. Havuza girmeden
önce ve sonra duş almayı ihmal etmeyin,
özellikle ayak havuzlarını kullanıp man-
tar riskine karşı kendinizi koruyun.
Uzun lafın kısası serinleyeceğim derken,
sağlığınızdan olmayın ve sizi tehdit eden
düşmanlara fırsat vermeyin.
Resimler ve Görsel Kaynak
http://www.bodrum-temizlik.com/imag-
es/stories/havuz_1.jpg
17. İnovatif Kimya Dergisi 17
Hacer AY
Giresun Üniversitesi
hacr2013@yandex.com
Kompost
Son yıllarda artan dünya nüfusu,
bu artışın gösterdiği gıda ihtiyaçlarını
karşılamak için, artan tarımsal faali-
yetler nedeniyle ortaya çıkan, atık mik-
tarında da artışlar meydana gelmiştir.
Atıklar, kontrolsüz bir şekilde depol-
anması, yer altı suyuna sızmaları, hast-
alıklara ortam oluşturmaları ve sera
gazlarının çıkışına neden olması yoluyla
çevreye ve insan sağlığına zarar vermek-
tedirler. Bunun yerine önemli sorunlara
neden olan bu atıklar, mikroorganiz-
malar vasıtasıyla kompost, çöp olmak-
tan farklı, daha çok ekonomik katma
değer oluşturabilecek bir hammadde
olarak değerlendirilebilir. Atıkların bu
şekilde değerlendirilmesi, ülkemizdeki
arazilere uygulanan gübre ihtiyacında
dışarı bağımlılığın azalmasında, yoğun
tarımsal faaliyetler sonucunda toprak-
ların azalan verimlilik potansiyelin
artırılmasında ve çevre kirliliğinin azal-
tılmasında katkılar sağlayacaktır.
Gerek ulusal yönetmelikler, gerekse
de uluslar arası direktifler, atıkların
yeniden kullanımı, geri dönüşüm ve
geri kazanımlarını teşvik etmekte olup,
özellikle biyolojik atıkların düzenli
depolama sahalarına göndermelerine
sınırlamalar getirmektedir. Avrupa
birliğince 2012 yılına kadar yapılması
organik atık depolama kriterlerine
uyum sürecinde, açığa çıkan atıkların
uluslararası kriterlere uygun bir biçimde
bertaraf edilmesi kararına göre ülkem-
iz dâhil, tüm gelişmekte olan ülkelerde
bu tür tesislerin yaygınlaşması gerek-
mektedir. Hızla gelişen ülkemizde,
önümüzdeki yıllarda bu konunun önemi
giderek artacaktır.
Kentsel katı atıklar genelde bahçe, cam,
metal, gazete, mutfak atıkları gibi he-
men hemen hepsi geriye dönüşebilir
materyallerden meydana gelir. Özellikle
organik atıklar besin elementlerince
oldukça zengin, kolayca ayrışabilir ma-
teryallerden oluşur.
Kentsel atıklar, toplanması, taşınmaları
ve depolamaları için gerekli olan yerler-
in temini, zorluklara sebep olmaktadır.
Bütün bunlardan dolayı da katı atıkların
yönetimlerinin maliyetleri yüksektir.
Ayrıca kentsel atıklar, kötü kokular ve
diğer çevresel problemlere de neden
olurlar. Atıkların uygun bir şekilde geri
dönüşümü sağlanarak, çevreye olan
olumsuz etkileri de engellenebilir.
Ülkemizde organik atıkların, genel
atıklar içerisindeki oranı % 55 dir. Bu
atıklar, kontrolsüz bir şekilde bırakıl-
makta veya çürümeye terk edilmektedir.
Bu durumda bu atıkların değerlendirile-
meden depolanması ile gerekli yer tem-
ini ihtiyacında artış ve çevresel zararlar
oluşmaktadır.
18. İnovatif Kimya Dergisi18
İnorganik gübrelerin, organik gübrelerin
yerini alması sonucu, organik maddece
yoksun kalmışlardı. Bunların sonucun-
da, topraklardaki üretim potansiyelinde
azalmalar meydana gelmiştir. Azalan
üretim potansiyelinin temel nedeni;
sıkışma ve organik madde kayıpları,
toprak kaynaklarının tedrici olarak
aşınması ve kalitelerinin azalmasıdır.
Bu da sonuç olarak topraklarda, düşük
agregat stabilitesine, su geçirgenliğine,
su kullanım etkinliğine, toprak mikrobi-
yal aktivitesine ve besin elementlerinin
elverişliliğinin azalmasına neden olmak-
tadır. Bunlarda su erozyonu, yüzey ve
yer altı sularının kimyasallarla kirlen-
mesi, toprak sıkışması, sera gazlarının
açığa çıkması ve verimde azalmalar gibi
endişelere neden olmaktadır.
Bunun yanı sıra bu tip topraklar, bitki-
sel zararlılara karşı, erozyona ve yüzey
akışına karşı daha hassastır. Bu tür
noksanlıklar ve azalan verimlilik, artan
kimyasal kullanımı ve daha fazla zara-
rlı kontrolü ile giderilmeye çalışılıyor
ve böylece daha fazla maliyete neden
olmakta bu da çiftçilerin kar marjını
azaltmaktadır. Bunlar da hem tarım sek-
törüne ve ekonomisine, hem de çevreye
olumsuz yönde etkiler yapmakta.
Yukarıda belirtilen bu olumsuzlukların
önlenmesi için, kentsel organik atıkların
sürdürülebilir bir şekilde değerlendiril-
mesi gerekir. Bunun yerine atıklar kom-
post olarak değerlendirilebilir. İşlemde
mikroorganizmalar vasıtasıyla, atıkların
geri dönüşümü sağlanarak doğaya ve
çevreye zarar vermeyen, ekonomik
değeri olan ürünler elde edilir.
Kompostlaştırma işleminde, karbon ve
azot içeriğince yüksek organik atıklar
oksijenli (Aerob) ve kontrollü (uygun
nem ve hava) koşullarda mikroorganiz-
malar tarafından ayrıştırılarak kompost
elde edilmektedir. İçerisindeki bitki ve
besin elementlerinin yarayışlılığı art-
tırılmakta, elde edilen humusça zengin
kompost tarımda gübre, peyzajda veya
toprak ıslah edici materyal olarak kul-
lanılabilir.
Atıl halde olan organik atıkların,
kompost olarak dönüştürülerek değer-
lendirilmesi, elde edilecek kompost ise
yoğun ve uygun olmayan tarımsal faal-
iyetler sonucu ülke topraklarında mey-
dana gelmiş olan toprak aşınmalarının
önlenmesinde ve toprakların kalitelerin-
in arttırılmasında faydalı olacaktır.
Bununla birlikte, bu atıkların çevreye
olan zararlarının azaltılmasıyla çevresel
açıdan önemli yararlar da sağlanacaktır.
Ayrıca dış alımla yapılan kimyasal gübre
tüketiminin azaltılmasıyla, tarıma ucuz
ve daha yarayışlı girdi elde edilmesi-
yle ekonomik yararlar da sağlanacaktır.
Organik atıkların kompost olarak değer-
lendirilmesi ile ülkemizde geri dönüşüm
bilincinin arttırılmasına da katkılar
sağlanmış olacaktır.
Böylelikle önemli miktarlar-
da yer alan organik atıkların, çevresel
yönden zararlı olacak şekilde atıl halde
depolanmasının yerine, onların kom-
post şeklinde geri dönüşümü yapılarak
sürdürülebilir tarıma ve toplumda geri
dönüşüm bilincinin arttırılmasına kat-
kılar sağlanmış olacaktır.
Şimdi de kompost yapımı hakkında kısa
bir bilgi verelim;
19. İnovatif Kimya Dergisi 19
Bir İngiliz subayının, Hindistan da bu
yöntemi görüp, Avrupa ya taşımasıyla
20 yüzyılın ilk yarısında kompostlaştır-
ma işlemine başlanmıştır. İlk başlar da
çöplerin 3-4 metrelik yığınlar, 1,5-2
metrelik yüksekliğe sahip olarak başl-
anmıştır. Bu yığınlara zaman zaman
karıştırıp su ilavesi yapılmıştır.
Kompost, organik materyallerin kon-
trollü bir biçimde, biyolojik bir süreçten
geçtikten sonra; koyu, kolayca ufala-
nabilen ve toprak gibi kokan bir forma
dönüştürülmesidir. Büyük ve küçükbaş
hayvan ve ahır atıkları, meyve, sebze,
yumurta kabukları, patates, soğan gibi
organik atıklar, kesilmiş dallar, çimler,
kurumuş yapraklar, kâğıtlar kısacası
aklımıza gelebilecek birçok atık kom-
post yapabiliyoruz. Süt ve et ürünleri,
tereyağı, kemikler, mayonez yoğurt gibi
yağlı margarinli yiyecekler, kompost
edilemez.
Kemerburgaz kompost tesisi
Kompost prosesini etkileyen faktörl-
er; çevresel şartlar, su muhtevası,
dane boyutu, pH ve sıcaklıktır. Kom-
postlastırma, uygun içerikli organik
atıkların toplanması ve ardından ham
maddenin karışımı ile gerekli oksijenin
alınması ile baslar. Sonrasında karbon-
dioksitin dışa verilmesiyle işlem devam
eder.
Havalandırma haftada 2-3 defa yapıl-
malıdır. Karışım oluştuktan sonra birkaç
saat içerisinde, mikrobiyel metabolik
aktivite nedeniyle sıcaklıkta yükselme
gerçekleşir ve ilk 3 hafta 50-60oC sey-
ir ederken sonrasında 40oC kadar
düşecektir. Sıcaklığın 65oC ve üzerine
çıkmasından kaçınılmalıdır, mikroor-
ganizmaların ölümünün gerçekleşmesi
istenmeyen bir durumdur. Su muhte-
vası %60 dan büyük olması durumunda,
partiküller arası boşluklar dolar ve O2
girişini CO2 çıkışını engeller. %40 dan
az olması da istenmez, bu durumda da
mikroorganizmalar çoğalamaz ve işlem-
imizin süresi uzar.
Dane boyutu azaldıkça mikroorgan-
izmalar, daha geniş yüzeyde faaliyet
gösterir. kompostlastırmada havaland-
ırma önemli ve süreyi kısaltan etkenler-
imiz arasında yer alır. Bu işlemler sonu-
cunda, komposttun gerçekleşme süresi
6-8 hafta içerisinde gerçekleşir.
20. İnovatif Kimya Dergisi20
Bahçe tipi kompost düzenekleri
Kaynaklar
Yeryüzü derneği evde kompost yapımı
Harran üniversitesi kompost ve biyogaz tesisi fizibilite raporu
Kompost teknolojileri ve İstanbul’ daki uygulamaları İSTAÇ A.Ş
21. Ayşe EMIR
Gazi Osman Paşa Üniversitesi
ayseemirr_2008@hotmail.com
Inovatif Kimya Dergisi 21
Endüstriyel Hammaddemiz Olan Mi-
kayı Tanıyalım
Endüstride geniş çapta kullanılan ve
zararlı etkileriyle bilinen asbeste alter-
natif bir madde olan mikadan bahset-
mek istiyorum.
Mika ülkemiz için yeni bir endüstriyel
hammadde olmasına rağmen, dünya-
da geniş çapta kullanılmaktadır. ABD,
Kanada, Hindistan ve İngiltere; mi-
kanın jeolojik yapısı üzerinde önemli
araştırmalar yapmaktadır. Ve bu ülke-
lerin toz mika kullanımı ve üretiminde
önemli gelişmeleri vardır. Dünyada
mika pegmatit, granit ve mika-şist gibi
kayaçlardan elde edilir. Ülkemizde toz
mika üretimi yapılmamış, pegmatitlere
bağlı olarak üretilen levha mika ise;
kısıtlı ve elverişsiz şartlarda üretilmiştir.
Mika, karmaşık bileşimli hi-
droalüminyumsilikat minarelerine
verilen isimdir. Mineralojik olarak yer
kabuğunun %3,8’ini oluşturur. Mikal-
ar asidik, magmatik ve metamorfik
kayaçlarda bulunur.
Mika doğada en bol bulunan bir min-
eral ve kullanım alanı geniş olması-
na rağmen, ticari kullanım imkânları
kısıtlı bir mineraldir. Bu durum mika
yataklarının az gelişmiş ülkelerde bu-
lunmasından kaynaklanmaktadır. Mika
diğer endüstriyel hammaddelere göre,
küçük hacimli bir endüstriyel pazara
sahiptir.
Mikanın Kullanım Alanları:
Mikalar çok geniş alanda kullanılmak-
tadır. Mikaların kullanıldıkları sek-
törleri sıralarsak: Elektrik-elektronik
endüstri, Boya sanayide boyaların im-
alatında kullanılır, Plastik ve Kauçuk
sanayide dolgu maddesi olarak kul-
lanılır, Yalıtkan sanayide yalıtkan olar-
ak kullanılır, Petrol sondajında kuyuda
oluşan çatlakları kapatmak için kul-
lanılır.
22. İnovatif Kimya Dergisi22
Ayrıca kâğıt, kozmetik, döküm, tekstil,
gübre sanayinde, kaynak elektrodu im-
alinde, inci parlatma, yangın söndürme
malzemesi imalinde, akustik ürünlerde
yapıştırıcı olarak ve otomobil içine gelen
motor sesini önlemek için katkı maddesi
olarak azda olsa kullanılmaktadır.
Toz mika boya sanayide kullanıldığında;
emülsiyon ve sentetik boyalar, korozyo-
na karşı kullanılan boyalar, alüminyum,
dâhili ve harici boyalar elde edilmekte-
dir. Mika bu boyalar içerisine katıldığın-
da, boyalar suya ve bozunmaya karşı
dayanıklılık kazanır. Mika boyalarda
çökmüş malzemenin asılı kalması amacı
ile kullanılır. Alüminyum boyalarda
mika karbonatlaşmayı ve alüminyum
kaplı tabakanın renklerinin bozulmasını
önlemektedir. Harici boyalarda kuruma
zamanı, kolay sürülme ve dekoratif özel-
lik kazandırması yüzünden dolgu mad-
desi olarak kullanılmaktadır. Plastikte
mika kullanıldığında ürünlere yüksek
çekme ve esneklik sağlar. Mika plastikte,
ürünlerde bozunmayı önler ve dayanımı
artırır. Mika diğer dolgu maddelerine
göre daha daha sert ve ısısal özelliklere
sahip olduğundan tercih edilmektedir.
Mika Kupa
Müskovit ve flogopit (yapısında Mg içer-
en mika) mikaların, yüksek voltajlı ele-
ktrik yüklenmesine dayanıklı olmaları,
elektrik enerjiyi depolama kapasiteleri
ve depoladıkları enerjiyi çok az kayıp-
la yaymaları gibi özelliklerinden dolayı
elektrik endüstrisinde kullanılmaktadır.
Kalsilikatik ve portland çimento üre-
timinde, mika kullanılmaktadır. Bu
ürünlerde mika kullanılmasının sebe-
bi; büzülmeye karşı ve yüksek sıcak-
lığa dayanımdır. Mika’nın kimyasal
bileşiminde %2’den az oranda MgO
olmasından dolayı çimentoda kullanılır.
Çünkü MgO büzülmeyi artırır, bu da
çimento üretiminde istenmeyen bir
durumdur. Gelişmiş ülkeler çimentoda
asbest yerine mika kullanırlar. Mikanın
çimentoya kazandırdığı önemli özel-
liklerinden dolayı çimentoda kullanımı
giderek artmıştır.
23. İnovatif Kimya Dergisi 23
XIX. Yüzyıla kadar süs eşyası, tıbbı
gereçler, ocak ve süs eşyası olarak kul-
lanılan mikalar günümüzde binalarda
dekoratif amaçlı kullanılmaktadır. Mi-
kanın binalarda kullanımı ekonomiktir.
Türkiye’ de mikanın binalarda kullanımı
yaygınlaşmaya başlamıştır.
Mika çatı ve yüzey kaplamalarda ve zift-
le kaplanmış alanlarda sonradan meyda-
na gelen yapışmayı önlemektedir.
Mika refrakter tuğla üretiminde kul-
lanılmaktadır. Mika ile üretilen tuğla-
ların ısı iletiminin düşük olması,
yalıtımının yüksek olması, diğer dol-
gu maddelerine göre yüksek dayanım
göstermesi ve 1000⁰C sıcaklığa dayan-
ması gibi özellikler mikanın tuğla üreti-
minde kullanımını artırmıştır.
Polistiren-Mika Cam Örneği
Toz mikayı diğer endüstriyel ham-
maddelerden üstün kılan özellikleri
*Yüksek gerilme ve bükülme dayanımı-
na sahip, şeffaf, elastik, esnek ve ucuz
bir mineral olması.
*Kimyasal olarak kararlı bir mineraldir.
Işık, elektrik, su, yağ çözücüler, asitler
(HF ve derişik H₂SO₄ dışındaki asitler),
alkaliler ve kimyasal maddelere karşı
dayanıklıdırlar.
*Dielektrik dayanımı ve yüksek ısı kara-
rlığına sahip oluşu
*Nem’e, yanmaya, erimeye karşı
dayanıklı olması, sıcaklık artışı ve azal-
ması sonucunda oluşabilecek değişik-
likleri göstermemesi
*Işığı yansıtan ve geçiren muskovit (
potasyum mika) tanelerinin, dekoratif
ve süsleyici görünüm vermesi.
*Muskovit taneleri yapışma ve sürtün-
meye karşı önemli özellikler gösterir.
Bu özelliğinden dolayı dolgu maddesi
olarak kullanıldığında ürünün yüzeyini
korur.
*Mika boyalarda kullanıldığında düşük
özgül ağırlığı, yapraksı yapısı nedeni-
yle çökelmemesi, boyada homojen bir
dağlım göstermesi, sıvıdan etkilen-
memesi, yapıştırıcı ve boyalarla kolay
karışması gibi üstün özellikler gösterir.
*Ürünü sertleştirir, pekiştirir, kuvvetle-
ndirir, küçük ölçekte kırılmayı ve bo-
zunmayı önler, iletkenliği azaltarak ısı
yalıtımını iyileştirir.
24. İnovatif Kimya Dergisi24
*Ultraviyole ışığı geçirme özelliğine
sahip olduğundan dolayı, güneş ışığının,
nemin, ısı ve atmosferik gazların zara-
rlı etkilerini azaltarak, yaşam kalitesini
yükseltir.
Türkiye Mikanın Önemini Biliyor
mu?
Türkiye’de endüstride mikanın önemi
anlaşılmamış ve toz mikanın endüstri-
yel açıdan önemi konusunda bilimsel
çalışmalar yapılmamıştır. Ülkemizde
mikanın dolgu maddesi olarak kul-
lanımına ilişkin standartlar hazırlan-
mamıştır. Tüm bu olumsuzluklara bağlı
olarak, mikanın aktif şekilde kullanımı
ve üretimi gerçekleşmemiştir. Ülkem-
izde pegmatitlere bağlı olarak üretilen
levha mika üretimi yapılmış, toz mika
üretimi yapılmamıştır. Levha mika üre-
timi, küçük çapta madencilik çalışmaları
ile ve kısıtlı şartlarda üretilmiştir. Levha
mikanın kullanıldığı alanlarda, başka
maddelerin kullanılmasından dolayı,
levha mikanın gelişmesi engellenmiş ve
kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir.
Bu yüzden dünyada daha çok levha
mikadan ziyade toz mika üretilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde bazı şirketler, feld-
ispat üretilirken yan ürün olarak açığa
çıkan mikayı diğer şirketlere satmak-
tadır. İşletmeler feldispat üretirken atık
olarak atılan kuvars ve mikayı değer-
lendirdiklerinde üretim maliyetlerini de
düşürmüş olacaklardır. Feldispat üretil-
irken atık olarak atılan mikanın milli bir
servet olduğu unutulmamalıdır.
Ülkemizde toz mika binalarda dekoratif
amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Toz
mikanın endüstriyel olarak kullanılmaya
başlanması önemli bir gelişmedir. Mi-
kanın diğer kullanım alanları da üreti-
cilere anlatılmalı ve mikanın ülkemizde
dolgu maddesi olarak kullanımı sağl-
anmalıdır. Toz mika kanserojen etkisi-
yle bilinen asbeste alternatif maddedir.
Ülkemizde asbest yerine toz mikanın
kullanılması ile ilgili çalışmalar yapıl-
malıdır. Asbestin kullanıldığı tüm alan-
larda toz mikanın kullanılması mümkün
değildir. 1000⁰ C sıcaklık üzerindeki
çalışmalarda mikanın yapısı bozulmak-
tadır.
Türkiye’de mika rezervleri 623 bin
tondur. 600 bin tonu Eskişehir Sarı-
cakaya’dadır. Bu kadar zengin mika
yataklara sahip olmamız, mikanın kul-
lanım alanlarının çok olması ve kan-
serojen olan asbeste alternatif madde
olması halinde hala mika maddesini
kullanmamamız ilginçtir.
Kaynaklar
1. www.mta.gov.tr
2. www.marbleport.com
3. www.ekutup.dpt.gov.tr
4. www.reocilities.com
5. MTA Genel Müdürlük Kitabı
Resimler ve Görsel Kaynak
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Mi-
ca-in-rock-from-alstead.jpg
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Mi-
caSheetUSGOV.jpg
http://www.hemenav.com/UrunResim-
leri/ANDD11/500x500/And-Outdoor-
AND-D11-Ici-Celik-Disi-Mika-Kupa-
Mug-17980.jpg
http://www.tokyap.com/urun/90-x-90-
oval-polistiren-mika-cam_437.aspx?-
CatId=168
25. İsmail ÇELİK
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
simyager_16@mynet.com
İnovatif Kimya Dergisi 25
Atom ve Atomaltı Dünyası
İnsanlar doğdukları andan itibaren
devamlı olarak evrenin ne olduğu ve
nelerden oluştuğu konusunda devamlı
olarak kafa yormuşlar ve fikir yürüt-
müşlerdir,öyle ki bu düşünceler yıl-
lar boyu değişmiş ve en nihayetinde
deneysel kanıtlara gelmiştir.Milattan
önce bir çok filozof bu konuda kendi
fikirlerini söylemiştir.Tarihte ilk filozof
olarak tanımlanan Thales bu konuda şu
düşünceleri ortaya atmıştır.’Her şey suda
oluşmuştur ve mıknatıs demiri çek-
er,öyleyse mıknatıs canlıdır’ düşünce-
lerini ortaya atan filozof,her şeyin
sudan oluştuğunu söylemiştir,oysa su
ateşi söndürebilir fakat bir sel baskınını
önleyemez,bu yüzden evrenin arkhesi
yani tohumu su olamaz,daha sonraki
yıllarda Thales’in öğrencileri Anaksi-
mandros ve Anaksimenes bu konuda
bir çok düşünce ortaya atmışlardır,bun-
lardan biri de Anaksimenes’in ‘hava’
düşüncesidir,fakat bu olgununda zam-
anla etkin olmadığı görülmüştür.Çok
yıllar sonra Empedokles adında bir
filozof bu düşünceleri birleştirerek (ki
daha önceden Herakleitos ateş demiştir
arkheye) dört unsuru elde etmiştir.Bun-
lar hava,su,toprak ve ateştir.Peki bunlar
nasıl bir araya geliyor ve ayrılıyorlar,bu-
na da iki unsur diyen filozof,bunları iki
şekilde ayırır ; Sevgi ve nefret,bunlardan
sevgi bu dört unsuru birleştirirken,ne-
fret ise ayırmaktadır.Derken yıllar geçi-
yor bu unsurların gerçek olamayacağını
bazı filozoflar söylüyor,bunlardan biri-
de yunan filozofu Demokristos’tur.
Evrenin çok küçük yapıdaki atom-
lardan oluştuğunu söyleyen filozof,bil-
im açısından oldukça önemli bir adım
atan bu yapı,atoma olarak bilinir ki,-
modern atom teorisinin adı buradan
gelmektedir,fakat bir ayrım yapma
gerekiyor burada,Demokritos’un atomu
bölünemezdir ama şimdi biliyoruz ki
atom bölünüyor ve temel parçacıklarına
ayrılıyor.Demokritos’u atomu oldukça
da durağandır,onda boşluk vardır ama
hareket yoktur.Atomun boşluklu yapıda
olduğunu daha sonra ünlü bilim insanı
E.Rutherford söyleyecektir.Şimdilik
düşünce tarihini burada bitiriyor ve bil-
imin teorik ve deneysel boyutuna adım
atıyoruz.
Şimdi ise geldik asıl konumuz olan
modern atom teorisine ve bunu kro-
nolojik olarak takip eden atom model-
lerine.
Yıllar geçiyor,bilim ilerliyor fakat atoma
dair kanıtlar nedense birikmiyordu.1805
yılında J.Dalton yaptığı bir çok deneyde
direkt olarak atom hakkında değil de
atomun yarattığı etkiler üzerine araştır-
ma yapmıştır.Bunlardan biride kütlenin
korunumu yasasıdır.
26. İnovatif Kimya Dergisi26
Bir reaksiyonda girenlerin kütlesi,to-
plam kütleye eşit olan bu yasa daha
öncede yinelenmiştir,fakat yeterli veri
ve deneysel kanıt yoktu,Dalton’un diğer
bir katkısı ise bir kimyasal reaksiyonda
toplam kat sayılar yine toplamda aynı
değeri vermektedir..Bir çok eksiği olan
bu teori,Thomson’ın ufkunu açması
açısından önemli bulgular taşımak-
tadır.Bu eksiklerden bazıları ise,atomun
bölünemez olduğu ve aynı elementin
atomları aynı,farklı elementin farklı,-
fakat bugün biliyoruz ki izotop atomlar
bu duruma uyarlar.
Diğer bir modelimiz ise 1900’lü yıl-
ların başına doğru atılan J.J.Thomson
atom modelidir.Bu modelde elektron
keşfedilmiş (1897) ve ona göre yorum-
lar yapılmıştır,şöyle ki Thomson atom
modeli artı yüklü olup elektronlar
atoma gömülü ve hareket etmez du-
rumdadırlar.Thomson’ın atomu küre
şeklinde olup elektronlar buralara ras-
tgelen dağılmışlardır (meşhur üzümlü
kek modeli) Fakat burada elektronun
keşfi bilim adına önemli olduğundan bu
konu üzerinde biraz duralım.Thomson
1897 yılında yaptığı bazı deneylerde
(Thomson esasında kuramsalcıdır ama
bu deneyleri asistanlarıyla birlikte yap-
mıştır.) ki bu deneyin adı katot ışınları
deneyidir.(Bu deney Cavendish labo-
ratuarında yapılmıştır.) Bir düzenek
hazırlayan Thomson katot ışınlarına
yüklü parçacıklar göndererek bunları
sapmasına neden olmuştur,şöyle ki katot
ışınları bu zıt yükte sapmış ve negatif
yüklü parçacıkların olduğu konusunda
hem fikir olmuşlardır.Daha sonra buna
elektron denmiştir ve keşfedilen ilk
atomaltı parçacıktır,özelliklerinin daha
sonra uzun uzun açaçağız fakat şimdilik
konuyu burada bırakıyorum.
Yıllar geçtikçe bazı durumlarda ek-
siklikler çıkıyor ve atom hakkında
söylenenler hiçte geçmişteki gibi ol-
madığı görülüyordu.Bu eksikliklerin
bazı kısımlarını gören ünlü bilim in-
sanı E.Rutherford 1911 yılında kendi
atom modelini ortaya atmıştır.Ruther-
ford’a göre atom içerisinde çekirdek
olan ve büyük boşluğa sahip bir yapıdır.
Proton ve nötronun varlığı da zaten
Rutherford’tan sonra keşfedilmiştir.
Bu deneyleri isterseniz biraz açalım.
Rutherford yaptığı bir deney sonucu
çekirdeği keşfetmiş ve güneş sistemini
andıran bir model önermiştir.Ruther-
ford’un deneyini kısaca tanımlarsak,Ru-
therford çinkosülfit tabakasında bir
levhaya kurşun kaynaktan fırlatılan alfa
parçacıkları etki etmiştir,büyük bir hı-
zla çarpan parçacıkların çoğu levhadan
geçerken,bir kısmı da daha büyük hızla
geri saçılmaktadır.Bunun sonucunda
Rutherford şu sonuca varmıştır.Atomun
içinde çekirdek denilen bir yapı vardır
ve bu yapı büyük bir boşluktan oluş-
maktadır.
Elektron fikrini Thomson’ın ortaya
atmasından sonra Rutherford’ta bu du-
rumu birleştirerek atomun proton sayısı
kadar elektron olabileceği kanısına var-
mıştır.Bu teorinin de eksiklerini 1913
yılında N.H.Bohr görerek kendi adıy-
la anılan atom modelini ortaya atarak
modern kuantum teorinin zeminini
atacaktır.
27. İnovatif Kimya Dergisi 27
1913 yılında ünlü bilim insanı N.Bohr
yaptığı bazı kuramsal çalışmalarda ato-
mun hiçte Rutherford’un sandığı gibi bir
yapıda olmadığını göstermiştir.Bohr’a
göre atom çekirdek denilen (proton
ve nötron ki nötron daha sonra Chad-
wick tarafından keşfedilecektir,Ru-
therford’un öğrencisidir aynı zamanda
Chadwick) bir yapıda oluşmaktadır,el-
ektronlar ise belli dairesel yörüngelerle
çekirdeğin etrafında dolaşmaktadırlar.
Fakat bu konuda bir açıklama yapma-
yan Bohr sadece bazı durumları klasik
mekaniğe göre açıklama durumunda
kalmıştır,bunlardan biride momentum-
dur (hızın kütleye olan çarpımı deme-
ktir)birde Bohr çok elektronlu atomları
açıklayamamıştır.Bohr’un teorisi ise şu
dört varsayıma dayanmaktadır.
* Elektronlar belli bir yörüngede duru-
rlar ve h/2π gibi bir açısal momentum
oranına sahiptir.
* Elektronlar kararlı enerji seviyesinde
belli bir yörüngede hareket ederler.
* Elektron kararlıyken ışık yayın-
lamaz.Anacak yüksek enerji duru-
mundan,düşük enerji durumuna geçerse
yayınlar.
* Elektron oldukça kararlı bir yapıda
bulunmak ister ve enerji düzeyi 1 olmak
üzere,her enerji düzeyi t gibi + gibi bir
tam sayıya denk gelir.
Bugün artık biliyoruz ki,modern atom
teorisi bu dört atom modelinden hiç biri
değildir,sadece bir yaklaşımdır ve eksik-
likleri vardır.Bu eksiklikler nedir,buna
da başka bir yazımızda kuantum atom
modelinde değinebiliriz,konuyu şimdi-
lik burada bırakıp atomaltı parçacıkları
dünyasına giriş yapıyorum.
Atomaltı Dünyası
J.Dalton’un atom hakkında söyledikler-
ini daha önceki bölümden biliyoruz.
J.J.Thomson yaptığı bir çok deney so-
nucunda nihai parçacık olan elektrona
ulaşmış ve bu durum modern atomun
temeli olarak önemli bir adım olarak
görülmüştü.Cavendish laboratuarında
keşfedilen bu parçacık,aynı zaman-
da keşfedilen ilk atom altı parçacık-
tır.Elektron üzerinde biraz duracak
olursak,elektron leptonlar grubu bir
parçacığıdır.1897 yılında J.J.Thomson
tarafından keşfedilen bu parçacık old-
ukça hafif ve zayıf bir yüke sahiptir.
Sayısal olarak ise şu değerlere sahiptir;
Kütlesi = 9,1091.10-²⁸ g
Yükü ise = 1,6021.10-¹⁹ g
Elektron elektromanyetik kuvvetle
çekirdeğe bağlanmıştır ve bütün kimy-
asal olaylar bu parçacık tarafından
gerçekleştirilir.
28. İnovatif Kimya Dergisi28
Protona dönecek olursak,proton çekird-
eği oluşturan ve kuarklarca bir araya
gelip oluşan bir yapıdır.İki yukarı bir
aşağı kuarktan oluşan proton bir fer-
miyondur yani spini kesirlidir.Pro-
tonun keşfi ise atomun nötr olduğu
düşüncesinden çıkmıştır.Eğer ortamda
bir denge söz konusu ise,birde bunu
dengeleyen durum olmalı,bu durumun
adı da protondur.E.Goldstein 1886
yılında yapılan deney sonucu bu yüklü
parçacığa kanal ışınları demiştir,Bu isim
daha sonra E.Rutherford tarafından
1920 de değiştirilerek ve daha kapsam-
lı olarak belirlenerek proton adı ver-
ilmiştir.Kütlesi elektrondan 1836 kat
daha büyük olan bu yapı aynı zamanda
radyoaktivitede büyük görev almaktadır.
İki yukarı,bir aşağı kuarktan oluşan
proton
Çekirdek ve nötrona gelecek olur-
sak,çekirdek atomun merkezinde
küçük bir hacme sahip pozitif yüklü
atomaltı bir parçacık bütünüdür (had-
ron). Çekirdeği daha öncede hatırlaya-
cağımız gibi E.Rutherford keşfetmiş,alfa
parçacıkları saçılması esasında dayanan
bu durum,çekirdeğin varlığını onay-
lamıştır.
Nötron ise yüksüz bir atomaltı parçacık-
tır.İki aşağı ve bir yukarı kuarktan
oluşan bu yapı,atomun çekirdeğinin bir
parçasıdır.Chadwick tarafından 1932
yılında keşfedilen nötron ,protondan
hafif elektrondan ağır bir parçacık-
tır,radyoaktif bozunmaların çoğu bura-
da gerçekleşmektedir.
İki aşağı,bir yukarı kuarktan oluşan
nötron
Kuarklar
Kuarklar maddenin yapıtaşını oluşturan
proton ve nötronun yapı birimleridir.
Proton iki yukarı bir aşağı kuarktan
oluşur,nötron ise iki aşağı bir yukarı
kuarktan oluşur ve bunlar birer baryon
ailesidir.(Baryonlar 3’lü kuarklara denir
ve bunlara proton,nötron,ksi ve omega
örnektir.)
Bir fermiyon olan baryonlar proton
hariç tamamı kararsızdır ve bozunar-
ak diğer parçacıklara ayrışırlar.Nötron
ise iki aşağı bir yukarı kuarktan oluşur
ve bir baryondur.Peki bu kuarklar nasıl
bir arada duruyor? Bununda yanıyı
gulondur ,tutkal anlamına gelen bu
yapı,merkezden uzaklaştıkça çekim art-
tığından bu derece bir enerjiye sahip bir
hızlandırıcı şimdilik bulunmuyor.
29. İnovatif Kimya Dergisi 29
Peki kuarkların varlığından nasıl bu
kadar emin olabiliyoruz ? bununda
cevabı;Protonları elektronlarla bom-
bardımana tabi tutulduklarında oluşan
durumun 3 tane parçacığın topak-
landığıdır.Bu kuarkların hangi kuarklara
ait olduğunu nereden biliyoruz soruna
da yanıtımız;kuarkların davranışları ve
bozunma hızlarıdır.
Kuarkla aynı orbitaller gibi kuantum
sayılarına sahiptirler.Bunlar renkler-
dir yani her kuantum sayısının bir
rengi vardır,kırmızı,mev,yeşil olarak
adlandırılan bu renk isimleri esasında
kuarklara renkli oldukları için konul-
mamıştır,sadece bazı durumları daha
iyi açıklayabilmek için bu renk isimleri
verilmiştir.
Birde kuarkların hapsi var,bu da kuark-
lara belli derecede enerji verilirse bu-
rada kuarkları ayıran diğer bir sanal
parçacık araya girer ve bu kuarkları
tekrar başka kuarklara yönlendirir ve
bu kuarklar arasında kümelenmeler
oluşur,işte bu kümelere ‘kuark hap-
si’ denir ve kuarkları merkeze doğru
büyük bir kuvvetle çeker,bu kuvvet
taşıyıcısının adı da gluondur,gluonda
İngilizcede glue yani tutkal kelimesin-
den gelmektedir.
Kuarkların bir diğer etkileşimi ise iki
kümelerdir,bunlar mezonlardır,bir kuark
birde anti kuarktan oluşan bu yapılar
birer bozundur yani spinleri tam değer-
dir.Baryonlar ve mezonları bir araya
getiren yapıya da hadronlar diyoruz.
Kuarkları spinlerine göre sıralayacak
olursak;
Mezonlara diğer bir örnek ise pion,ka-
on ve etadır.Yukowa yaptığı bir çok
kuramsal çalışmada protonla nötron
arasında orta kütleli bir parçacığın ola-
bileceği düşüncesini ortaya atmış,daha
sonra buna mezo yani orta anlamında
mezon adı verilmiştir.Yukowa’nın öner-
diği mezon ise kararsız bir parçacık olan
pion’dur
Mezonlar ve baryonlar birleşerek had-
ronları oluşturur demiştik,mezonlar
bir kuark birde anti kuarktan oluşurlar
yani birer bozondurlar hatırlanacağı
gibi.Pion,kaon,eta bunlara örnektir ve
eta hariç hepsi kararsızdırlar.Baryonlar
ise proton,nötron,omega,ksi,lamda gibi
parçacıklardan oluşmuşlardır,bunlarda
6 çeşit kuarkın spin istatistiğine uyan
durumlarını ifade eder ve kuantum spin
kuramına uyarlar ve birer fermiyondu-
rlar.Fermiyon ise,fermi-dirac istatis-
tiğine uyan parçacıklardır yani aslında
parçacıklar iki gruba ayrılılar,fermiyon
ve bozon,fermiyonlar aynı zamanda
kesirli spinlidir.Daha doğrusu lepton-
ların ve kuarkların hepsi birer fermi-
yondur.Işık yani foton ve higgs bozonu
(maddeye kütle kazandıran parçacıktır
aynı zamanda) bozonlara birer örnektir.
Bozon ise,Bose-Einstein istatistiğine
uyarlar ve spinleri tam sayılardır,foton
graviton buna örnektir.
Leptonlar
Leptonlar ise 6 çeşit parçacığın ve bun-
ların antiparçacıklarından oluşur,bunlar
elektron,elektron nötrinosu,müun,müon
nötrinosu,tau ve tau nötrinosudur,en
ağır lepton ise tau,en hafif olanı elek-
trondur,leptonlarda zaten kelime anlamı
‘zayıf,küçük’ demektir.
Kuark Spin
Alt -1/3
Üst +2/3
Tılsımlı +2/3
Acayip -1/3
Aşağı -1/3
Yukarı +2/3
30. İnovatif Kimya Dergisi30
Lepton ismi ise ilk olarak 1948’de
fizikçi L.Rosenfels tarafından kul-
lanışmıştır.Müon ilk kez 1936 yılında
C.D.Anderson tarafından,bir nötriona
olan müon nötrinosu ise 1962 yılında
L.M.Lederman,M.Schwatz ve J.stein-
berger tarafından,yine bir nötrino olan
tau nötrinosu ise 1974 ile 1977 yılları
arasında M.L.Perl adında bir fizikçi
tarafından keşfedilmişlerdir.
Bunun dışında elektron ve elektron
nötrinosu var,bunlarda bazı olaylardan
sorumludurlar,bunlar;
Elektron nötrinosu:Her saniye vücudu-
muzdan geçer
Elektron ise daha öncede söylediğimiz
gibi,kimyasal olaylardan sorumludur.
Bütün leptonların spinleri ½ dir yani
hepsi birer fermiyondur.
Birde skyremiyonlar var,bunlar ise
bozonlardan oluşmuş fermiyon-
lardır,yani bozon tam bir spin hareketi
yapamaz,bunun yerini fermiyon alır ve
yarım şekil yaparak hareketini tamam-
lar,bu duruma da skyrmiyon denir.Bu
kuram bozonların fermiyon gibi davran-
malarını açıklar.
Atomaltı parçacıkların çoğu örneğin
neredeyse kozmik ışınlardan elde edilir
ve yeryüzünden neredeyse yok denecek
kadar azdırlar.
Bunları dışında birde anti-
parçacık-parçacık ikilemi var,bu da
kuantum mekaniğinin temellerini atan
Dirac tarafından ortaya atılmıştır ve
daha sonra ise doğrulanmıştır.ilk an-
tiparçacık elektronun karşı parçacığı
olan pozitrondur.1932 yılında bulunan
bu parçacık daha sonra antiparçacık
olgusunu daha da genişletmesi adına
önemli bir adımdır.
Doğada her parçacığın birde anti-
parçacığı olduğuna inanılıyor,peki her
parçacığın bir antiparçacığı varsa bu
iki durum neden kendini yok etmiyor?
Bununda yanıtı,burada parçacık duru-
mu antiparçacıktan daha fazladır ve bu
durum diğer parçacığı yok edip enerjiye
çevirmiyor.
Bunun dışında sürpriz bir parçacık olan
nötrino W.Pauli tarafından 26 yıl önce
ortaya atılmış ve daha sonra bu doğru-
lanmıştır.Bunu da şu sözleriyle tamam-
layan Pauli oldukça mutlu olmuştur bu
durumdan ‘Her şey beklemeyi bilen
kişiye sonunda gelecektir.’ Ve sözleriyle
tamamlamıştır.
Nötrinoya gelecek olursak,nötrino beta
bozunması sonucu açığa çıkan yüksüz
ve bulunması oldukça zor bir parçacık-
tır,ilk sürpriz yaptı dediğimiz parçacık-
tır,daha sonra bunları pozitron,müon,-
pion,sigma,hiperon ve delta takip
etmiştir.
Doğadaki temel kuvvetlere gelecek olur-
sak,bu kuvvetler dört gruba ayrılmak-
tadır,bunlar;
Temel Kuvvetler Kuvvet Taşıyıcısı
Güçlü etkileşim Gluonlar
Zayıf etkileşim W+,W-,W⁰
Elektromanyetik kuvvet Fotonlar
Kütleçekim Graviton
31. İnovatif Kimya Dergisi 31
Kuvvet taşıyıcıları birer bozondur yani
maddenin yapıtaşları değillerdir,bu
yüzden madde etkileşmelerinde yerleri
yoktur graviton ise bulunması şimdilik
zor görünen bir parçacık ki,bunun için
fizik kuralları geçersiz kalır diyor bazı
kaynaklar diyerek yazımızı da burada
sonlandırıyoruz,vakit ayırıp okuyan tüm
dostlara canı gönülden teşekkür ederiz.
Başka bir yazımızda görüşmek üzere,
Esen kalın.
Kaynaklar
Parçacık Fiziği En Küçüğü Keşfetme
Macerası - Sezen Sekmen (ODTÜ
Geliştirme Vakfı Yayıncılık )
Yrd. Doç.Dr. Soner Ergül – Genel Kimya
(Anı Yayıncılık-2009)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Atom
https://en.wikipedia.org/wiki/Quark
http://tr.wikipedia.org/wiki/Lepton
http://www.yaklasansaat.com/evren/te-
mel_parcaciklar/temel_parcacik.asp
http://www20.uludag.edu.tr/~epilicer/
kuvvet.html#gravitasyonel
http://tr.wikipedia.org/wiki/
Par%C3%A7ac%C4%B1k_fizi%C4%9Fi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Standart_
Model
http://www.zamandayolculuk.com/ce-
tinbal/atomaltiparcaciklar.htm
http://tr.wikipedia.org/wiki/Renk_hapsi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dalton_
Atom_Modeli
http://tr.wikipedia.org/wiki/Thomson_
atom_modeli
http://tr.wikipedia.org/wiki/Rutherford_
atom_modeli
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bohr_mod-
eli
http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/
IOLTP/2279/unite12.pdf
http://eogrenme.anadolu.edu.tr/eKitap/
FEL101U.pdf
Resimler ve Görsel Kaynak
http://tr.wikipedia.org/wiki/Do-
sya:Quark_structure_proton.svg
http://tr.wikipedia.org/wiki/Do-
sya:Quark_structure_neutron.svg
32. İnovatif Kimya Dergisi32
Emrah YÜCE
Selçuk Üniversitesi
emredadas93@gmail.com
Ülkemizdeki Kimya Eğitimi ve Sorun-
lar
Kimya eğitimi ve öğretimi üniversi-
telerimizin Fen Fakültelerinde Kimya
Bölümleri adı altında, Eğitim Fakülte-
lerinin Kimya Öğretmenliği alanlarında
ve Mühendislik Fakültelerinde Kimya
Mühendisliği adı altında verilmektedir.
Yazımızda tartışmak ve irdelemek iste-
diğimiz kısım sadece kimya derslerinin
yeterli düzeyde öğretilip öğretilmediği
konusu olacağı için daha çok Fen
Fakültelerindeki kimya bölümlerinin
çeşitli sorunları üzerinde durmak iste-
dim.
Öncelikle kimya eğitimi ve öğretimind-
eki sorunlara geçmeden eğitim ve öğre-
timin ne amaçla yapılması gerektiği,
ne tür eğitim programları kullanılması
gerektiği ve karşılaşılacak sorunlara ne
tür çözümler üretilebileceği hakkında
birkaç yorumum olacaktır.
Ülkeler, toplumlarını; bilgi, teknoloji,
ilim ve benzeri konularda geliştirmek
için çeşitli eğitim kurumları kurarlar.
Ve amaçları bir noktada bu kişilerin
önce kendi çevrelerine, bulundukları
toplumlara ve daha sonrada ülkeler-
ine faydalı bireyler olarak yetişmeler-
ini sağlamaktır. Bu eğitimlerini ülkeler
sosyal, ekonomik, kültürel ve jeopolitik
konum vb dikkate alarak çeşitli eğitim
programları ile de desteklerler. Bu uy-
gulanan eğitim programında bir sorun
oluşursa eğer daha gelişmiş ve daha
kapsamlı yeni programı uygulamak için
harekete geçerler.
Elbette eğitimi böyle dar bir kısımda ak-
tarmak çok da doğru olmaz. Ancak asıl
konumuza dönecek olursak ülkemizde
Fen Fakülteleri de bu eğitim kurum-
larının başında gelmektedir.
Fen Fakültelerinin kuruluş amaçları;
bölümlerinde uyguladıkları eğitim
programları ile birlikte ülkemize ilgi-
li bölümlerden mezun bilim insanları
kazandırmak ve bu bilim insan gerek
akademik anlamda gerek pratik ve
uygulama anlamında tam donanımlı
hale getirmektir. Bu amaç ve hedefler
doğrultusunda yetiştirilen bireylerinde
toplumlarına ve ülkelerine en fazla men-
faati verecek düzeye getirilmeleri gere-
kir. Ancak şöyle bir şey var ki amaç ve
hedefler ne kadar doğru ve makul ise de
maalesef ülkemizde ne Fen Fakülteler-
ine ne de buralardan mezun öğrencilere
hak ettikleri değer ve kıymet verilmiyor.
Genelden biraz daha özele indiğimiz
zaman kimya ve eğitimindeki sorunları
yukarda belirtiğimiz unsurlar üzerinde
açıklayabiliriz kanaatindeyim.
Üzerinde yaşamaktan bayrağı altında
olmaktan gurur duyduğumuz ülkemizin
gerçekten de taşı toprağı altın değer-
inde.
33. İnovatif Kimya Dergisi 33
Galiba biz; bunlar elimizden tamamen
alınınca farkına varacağız önemlerin-
in. Öyle olmasaydı eğer; toprağının her
karışından cevher, maden, bor yatak-
ları, petrol doğalgaz kaynakları, altın
havzaları, kömür kuyuları daha hiç el
değmemiş mineral ve doğal su kaynak-
ları say say bitmeyecek zenginliklerim-
iz varken Fen Fakülteleri veya kimya
bölümleri bu kadar önemsizleştirilir mi-
ydi? Maalesef biz kaybedince anlıyoruz
değerlerini. Ülkemizde kimya eğitiminin
başlıca sorunun işte farkına bile varam-
adığımız zenginliklerin heba oluşuna
göz yummaktır. Göz yummasaydık ve
gereken önemi verseydik, diğer Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkem-
izde de, kimya bölümleri ve daha genel
manada Fen Fakülteleri tercihen birinci
veya ikinci sıralarda olurlardı.
Hal böyleyken büyük bir tezatlık da,
ülkemizin üniversitelerinin yarısından
çoğunda, bu fakülteler ve kimya bölüm-
leri mevcut. Kontenjanlar haddinden ve
gereğinden çok fazla durumda. Peki ya
bir taraftan değersizleştirilirken diğer
taraftan sayılarının bu kadar fazla oluşu
önemli bir çelişki değil midir? Konten-
janların fazla oluşu arz talep dengesinin
iyi kurulmamasına neden olmaktadır.
Bu da mezun olan işsiz kimyager
sayısını artırmaktadır.
Eğitim sadece okullarda üniversitelerde
sınırlı kalmayacağı için, iş hayatında ki
sorunlar eğitimin bir parçası olarak gö-
zlemlenebilir. Fen Fakültelerinin, İkinci
bir dezavantajı ise birçok üniversitem-
izin kapasitesi bu bölümlerde ülke orta-
lamasının altında kalıyor. Yani kimyasal
malzeme ve araç-gereç eksikliği, labo-
ratuvar ortamının sağlanamayışı ve alt
yapı eksikliği gibi sorunlarda eğitimin
tam anlamında yapılmasına sekte vur-
maktadır.
Müfredat ve literatür de çok kapsamlı ve
geniş bir bilim dalı olan kimya bölüm-
leri dersleri, birçok diğer fakülte ve
bölüm derslerinden daha karışık, daha
gelişime ve yeni bilgilere açık durum-
dadır. Hal böyleyken eğer bu bölümü
tercih edecek ve okuyacak arkadaşları-
ma, ilk tavsiyem ilgi ve alakaları yoksa
tercih etmemeleri olacaktır. Aksi halde
birbirini adeta yapboz gibi tamam-
layan konular arasında büyük zorluklar
çekebilirler. Bence kimya eğitimindeki
sorunların bir kısmını da bu ilgisiz ve
alakasız öğrenciler oluşturmaktadır.
Çünkü kimseye zorla bir şey öğretmek
mümkün değildir.
Yukarıda bahsettiğimize bağlı olarak
kimya eğitimi teoride çok geniş konular
içeren, uygulama ve pratikte de bir o
kadar fazla deneysel çalışma gerektirir.
Ancak üniversitelerimizin birçoğunda
yapılan deneysel çalışma ve araştırma
çok alt seviyelerde kalmaktadır. Bunun
sebebi imkânların elverişli olmayışın-
dandır. Kaynak doküman eksikliğinden
dolayı, ya da elde bulunan kaynakların
çok eski oluşu, teoride konu anlatımında
eksikliklere neden olmaktadır.
Bir diğer sorun ise genelleme yapacak
olursak, çoğu kimya bölümleri, sanayi
kurum ve kuruluşlarıyla yeterli düzeyde
irtibat halinde bulunamayıp, işbirliği
yapamamaktadırlar. Eğer bu işbirliği
ve irtibat sağlanırsa, bu sanayi kurum
ve kuruluşlarının istediği tarzda ve
kapasitede üniversiteler, öğrencilerini
yetiştirerek hazır eleman olarak sunabil-
irler. Hem bu sayede öğrencilerin kaf-
asındaki ‘ya biz okulda öğrendiğimizin
ne kadarını iş yerlerinde kullanacağız ‘
intibası da kırılmış olunur. Çünkü artık
direk olarak iş yerlerine yönelik konu-
ları da öğrenmiş olacaklar.
34. İnovatif Kimya Dergisi34
Son olarak bilindiği üzere eğitim ve
öğretim aynı zamanda bir öğrenci öğret-
men ilişkisidir. Burada en büyük pay
yine değerli hocalarımıza düşmektedir.
Hocalarımızın, kendilerini alanlarında-
ki gelişimlerle sürekli yenilemesi, bu
gelişmeleri takip etmesi ve bunları uy-
gun konu veya zamanda öğrencileriyle
paylaşmaları, bende eğitimin daha gün-
cel olacağı fikrini oluşturmaktadır. Bu
sayede, dünyaya ayak uydurabilir hale
de gelebiliriz. Bildiğimiz üzere kimya
sürekli gelişimlerin ve yeni fikirlerinin
ortaya çıktığı bir bölümdür. Bu gelişme-
leri zamanında takip etmezsek, eğitimin
eksik kalacağı görüşündeyim. Bu kısım-
da iş yine biraz meraklı araştırmacı kar-
akterdeki öğrencilere düşüyor.
Üst kısımda çağa ya da dünyaya ayak
uydurmaktan bahsetmiştik. Önce-
likle kullandığınız teknolojinin, araç
gereçlerinizin, maddi imkânlarınızın,
eğitim seviyenizin ve daha birçok krit-
erinizin, ulaşmak istediğiniz seviyedeki
ülkelerle aynı olması gerekir. Aksi halde
geride kalmaktan kaçamazsınız. Bunun
yanı sıra eğitimde, özelliklede kimya
eğitiminde, çok önem arz eden bir diğer
konuda yabancı dil yani İngilizcedir.
Bu eğer tam anlamıyla öğretilemiyor-
sa, maalesef teknolojilerinizin ileri
derecede olmasının fazla bir önemi
kalmıyor. Bunu yabancı dil propagan-
dası olarak algılamayınız. Kaynakları
İngilizce olan bir bilim dalında, eğiti-
minizin tam anlamıyla olması için, baş-
ka bir çözümünüz var mı?
Yazımı son olarak şu sözlerle bitirmek
isterim, ülkemizde eğitim anlamında
birçok konuda ciddi sorunlar ve prob-
lemler bulunmaktadır. Ancak bahset-
tiğimiz kısımlara da baktığımız zaman,
hiçbiri de aşılamayacak kadar büyük
problemler değildirler.
Kendi öz değerlerimizin ve neler yapa-
bileceğimizin farkına bir varabilirsek,
hiçbir sorun aşılamayacak değildir el-
bet. Ülkemizin kimyagere de fen bilim-
ciye de gözükenden daha fazla ihtiyacı
var. Ama maalesef farkına varılamamış,
bu güne kadar ve bu sorun diye
sıraladıklarımız da hep bu ilgisizliğin
sonucu olarak karşımıza çıkmıştır.
İleride bir gün bu sorunları aşmış
olmak dileğiyle, yazımı burada son-
landırıyorum. Okuma nezaketini göster-
en herkese teşekkürlerimi iletirim.
35. İnovatif Kimya Dergisi
35
Abdulhamit AYDIN
Çukurova Üniversitesi
a.aydin1987@gmail.com
Kimya ile İlgili Özlü Sözler
•Bir kimyager tüm Dünya’ya bedeldir.
•Veremliyim de, kanserliyim de,
kimyagerim deme.
•Kimyagerlik bir ayrıcalıktır. Yeter ki
çaktırma.
•Kimyagersen konuş örnek alsınlar; eğer
değilsen sus adam sansınlar.
•Bir kimyagerin tek korkusu başka bir
kimyagerdir.
•Ana gibi yâr olmaz, Kimya gibi dert
olmaz.
•Ata arpa, yiğide Kimya.
•Bir kimyagerle bir kimyager yan yana
gelmez.(ateşle barut misali.)
•Eğitime Kimya gerek, Kimya’ya da yiğit
gerek.
•Bir kimyagerin ölümü bir deney
kazasından olur. (Su testisi suyolunda
kırılır misali.)
•At ölür, meydan kalır. Kimyager ölür,
namı kalır.
•Kimya’yı bilmemek ayıp değil,
öğrenmemek ayıp.
•Görmemiş bir kimyagerin bir
laboratuarı olmuş; o da tutmuş, havaya
uçurmuş.
•Bir kimyagere yasak olmaz.
•Kimyayı seven uğraşısına katlanır.
•Kimyager engel tanımaz.
•Her kimyagerin gönlünde bir keşif
yatar.
Kimya ile İlgili Fıkralar
Metal Para ve Asit
Kimya dersinde öğretmen, elindeki
metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beş yüzlüğü aside
batırıyorum. Ne dersiniz, eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa aside atmazdınız da
ondan...
36. İnovatif Kimya Dergisi36
Heisenberg
Heisenberg bir gün Münih caddelerinde
arabasıyla dolaşıyormuş. Artık nerden
geliyorsa, ya da neler düşünüyorsa
basmış gaza gidiyor. Tabii, Alman polisi
kaçırmaz, hemen düşmüş Heisenberg’in
peşine, açmış sirenini, durdurmuş bizim
ünlü Heisenberg’i. Sonra indirmiş Hei-
senberg’i arabasından ve sormuş:
•“Bu caddede bu kadar hızlı gidilmey-
eceğini bilmiyor musun? Hızının kaç
olduğunun farkında mısın? demiş.
Bizim Heisenberg düşünmüş, taşınmış,
kaşınmış, sonra demiş ki:
•Ben şu an Münih’teyim.
Çook Yararlı!!!!!
Bir kimyager ile Temel konuşuyorlarmış.
Temel:
•Arkadaş, herhalde yine Kimya’dan ol-
acak havuç yemenin gözlere çok faydası
var.
Bunun üzerine kimyacı hayretle sormuş:
•Vallahi ben bunca kimyagerlik
hayatımda böyle bir şey duymadım.
Nasıl oluyor o?
Tabii bizim Temel bilgiç bilgiç konuşar-
ak:
•Ee, kimyagerim, bir tanem sen hiç gö-
zlük takan tavşan gördün mü?
Kimya ile İngilizce Birleşirse
Arkadaşlar, bu köşede periyodik tabloda
bulunan elementlerin sembollerinden
oluşturulmuş İngilizce kelimeler ve on-
ların Türkçe karşılığını bulacaksınız.
Nice : Hoş, güzel
Cute : Zarif, Çekici
Son : Erkek çocuk, oğlan
Bu ay sizlerle ayın ilginç makalesi
kısmında önemli gıda ürünü olan yu-
murta hakkında ilginç bir o kadar da
faydalı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Günlük 2000 kalorilik bir diyet baz alı-
narak yapılan hesaplamada:
Büyük bir yumurta;
*4.5 g yağ (günlük ihtiyacın %7,5’i),
*1.5 g doymuş yağ (günlük ihtiyacın
%8’i) ve
*215 mg kolesterol (günlük miktarın
%7’si) içerir.
37. İnovatif Kimya Dergisi 37
Bir Yumurta;
• %8 Vitamin B12
• %6 Vitamin A
• %10 Protein
• %4 Vitamin B6
• %6 Vitamin D
• %3 Vitamin E
• %6 Folik Asit
• %2 Tiyomin
• %8 Fosfor
• %15 Riboflavin
• %4 Çinko
• %4 Demir içerir.
•Yumurta besin kalitesi açısından anne
sütünden sonra 2. sıradadır.
•Kabuğunun yüzeyinde 17.000 adet
küçük delik (por) bulunur.
•Uzun süre bekletilirse su ve karbondi-
oksit kaybı nedeniyle ağırlığı azalır.
•Buzdolabında bir hafta bekletilmiş yu-
murta, oda ısısında bir gün bekletilmiş
olandan daha tazedir.
•Yumurta tuzlu suya atıldığında taze
kısmı dibe çökerken, bayat kısmı yüzey-
de kalır.
•Yumurtanın tazeliği en iyi kırıldığın-
da anlaşılır. Taze ise kırıldığında, akı ve
sarısı tamamıyla yayılmaz ve birbirine
karışmaz. Sarısı yüksek görünümdedir.
•Haşlanırken çatlamaması için, haşlaya-
cağınız kabın içine çay tabağı koyun.
•Haşlanırken çatlamaması için bir diğer
yöntem de, yumurtayı bir kepçe ya da
kaşık içinde su dolu kabın içine koyun
ve öyle kaynatın.
•Rafadan pişirecekseniz, çatlamaması
için kabın içine fincan tabağı koyarsanız
çatlamayı önlemiş olursunuz.
•Katı yumurta yapmak istiyorsanız
hiçbir zaman sekiz dakikadan fazla kay-
natmamalısınız. Sekiz dakikadan fazla
pişerse rengi değişir, yeşile döner. Üste-
lik parça parça dökülür, bıçağa gelmez,
şekil vermek istediğiniz zaman şekil-
lenmez. En doğrusu yumurtayı 6 daki-
ka kadar kaynatmaktır. Bu şekilde tam
kıvamında pişmiş olur.
•Yumurta lekelerini çıkartmak için suyu
soğuk olarak kullanmanız şarttır. Lekeyi
çıkartmanın en basit yolu önce soğuk
suda bekletmek sonra ılık sabunlu su ile
yıkamaktır.
•Eskimiş lekeleri ise gliserin ile yu-
muşatın ve sonra sabunlu su ile yıkayın.
•Katı haşlanmış yumurtaları kolayca
soymak için, kaynar sudan çıkardıktan
sonra hemen soğuk suya tutun ve bir
süre soğuk suda bekletin. Su kabuğun
gözeneklerinden girerek soymayı kolay-
laştırır.
•Pişirip sakladığınız yumurtaları,
çiğlerle aynı yere koyuyorsanız, bun-
ları ayırmanın en kolay yolu çiğ olanlar
döndürdüğünüzde kolaylıkla dönmez-
ken, pişmiş olanlar kendi ekseni etrafın-
da rahatlıkla dönerler.
38. İnovatif Kimya Dergisi38
•Yumurta besleyici, lezzetli ve en ucuz
besin maddesi olmasının yanında, bir
insanın yaşamı boyunca gereksinim
duyduğu tüm temel vitamin ve miner-
alleri içeren tek gıda, sindirimi en kolay
besindir. İçinde bulunan kolin maddesi,
çocuğun fiziksel gelişimini, öğrenme ye-
teneğini direk etkiler. Bu nedenle çocuk
beslenmesinde örnek protein kaynağı
olan yumurta, ihmal edilmemelidir.
Kaynaklar
http://www.yum-bir.org/TR/IcerikDetay.
aspx?ID=27
http://rehber.ehil.com/yumurta-hakkin-
da-ilginc-bilgiler/
http://www.okulsozleri.com/
kimya-ile-ilgili-ozlu-sozler.html
http://p.ebaystatic.com/aw/pics/globa-
lAssets/imgLoading_30x30.gif
http://lisanskimya.balikesir.edu.
tr/~n10527/kimyafikra.html
http://www.kimyasanal.net/konugoster.
php?yazi=smiu38phgp
http://mr837.blogspot.com/2011/07/
chapter-5-teaching-is-not-just-teaching.
html
http://anime-realm.deviantart.com/art/
Cartoon-Chemist-Will-253062155
http://www.dukandiyetigunlugu.
com/2013/04/dukan-diyetinin-vazgecil-
mezi-yumurta.html
39. Yavuz Selim KART
Cumhuriyet Üniversitesi
kim_muhselim@hotmail.com
Yavuz Selim KART
Cumhuriyet Üniversitesi
kim_muhselim@hotmail.com
İnovatif Kimya Dergisi 39
Genelde tez yazanlarda ya da ödev yapan arkadaşlarımız, molekül çizimleri
yaparken nasıl çizsem diye düşündükleri oluyor. Google ya da diğer arama motor-
ları kullanılarak hazır olan molekül şekilleri ile konu halledilmeye çalışılıyor ya da
ufak basit tarzda şeyler ile halledilip konu kapatılmaya çalışılıyor.
ChemDraw nedir? Ne İşe Yarar?
E-Dergimizde birçok yazı yazılıyor. Ben de bu sayıda
ve diğer sayılarda sizlere Kimya ile ilgili bilgisayar pro-
gramlarından bahsedeceğim. Bu programların birçoğu
sanayide ya da iş yerlerinde kullanılıyor ya da kul-
lanılmıyor olabilir. Sizlerin bu programları tanımanızı
istedim çünkü bir şeyleri bilmek ile hiç bilmemek ar-
asında çok fark vardır. Anlatım tarzım basite kaçabilir.
Herkesin anlamasını istiyorum.
İlk anlatacağım program Chem Draw olacak. Bu pro-
gram yerli bir yazılım değildir. Üretici firma Cambridg-
eSoft firmasıdır. Program kimlerin işine yarar derseniz,
çalışanların öğrencilerin, araştırma görevlilerinin işine
yarayabilir. Bu program kimya ile ilgili molekül şekiller-
ini çizip bunları 3 boyutlu şekilde izleyebileceğiniz bir
programdır.
40. İnovatif Kimya Dergisi40
Programın kurulduğu zamanki şekli resimdeki gibi oluyor. Sürümden sürüme
değişebilir tabi ki. Resmi internet aracılığı ile buldum. Önceki sayfadaki resim-
de gördüğünüz şekilde bir programdır. Bu resimdeki program versiyon 12 ya da
versiyon 13 sürümü olabilir. Daha eski sürümlerde görüntü ve içerik değişebilir.
Program birkaç web sitesinde sektörün lideri olarak görünüyor yani öyle tanım-
lamışlar. Bu konuda sektör lideri mi değil mi diğer programları inceleyip öyle
karar vermek lazım.
Resimde ufak bir deneme yaptım. Sol tarafta bulunan araç kutusundaki şekillerden
birini seçtim ve sağ tık program özellikleri ile Chemical Formula denilen kısma
bir dokunuş yaptım. Şekilde görünen formül ortaya çıktı. Tabi ki tıklayınca altın-
da yazı olmuyor. Yazıyı programın özelliklerini kullanarak sonradan çağırıyoruz.
Ayrıca şekli çizince programın sağ tarafında bulunan 3 boyutlu şekilde otomatik
olarak o anda geliyor. Yani 3 boyutlu şekil için ayrıca uğraşmadım. Program old-
ukça geniş içerikli bir programdır.
41. İnovatif Kimya Dergisi 41
Resimde Benzen Halkasının şeklini çizdik ve bu şekilde programın özelliklerini
kullanarak.
1-) İsmini
2-) Kimyasal Formülünü
3-) Molekül Ağırlığını
4-) m/z oranlarını
5-) Elemental Analiz Yüzdesini
Otomatik olarak aldık. Bunlar için ekstra bir çaba harcamadım.
Program ile çok geniş çapta moleküller çizilebiliyor. Tabi bu isimleri programın
desteklemesi lazımdır. Desteklemezse isim çıkmayabilir, yani ismin çıkıp çık-
maması konusunda emin değilim. Dediğim gibi çok geniş içerikli bir program ve
burada sizlere göstermemin amacı sizlerin bilgisini ve düşüncesini artırmak.
Programda olan diğer fonksiyonlardan bazıları;
ChemDraw yapılardan Proton karbon-13 NMR spektrumları tahminleri yapılabili-
yor.
Reaksiyon Denklemleri ve Mekanizmaları çizebilirsiniz
Kütle Spektroskopisi Simülasyonları
NMR Spektroskopisi Simülasyonları
ve aklınıza gelebilecek kullanabileceğiniz bir çok özelliği olan bir program.
Hepsini anlatmak mümkün değil.
42. İnovatif Kimya Dergisi42
Program paralı bir program ve fiyatı oldukça yüksektir. Eski sürümlerinin fiyatını
bilmiyorum ama versiyon 13 ‘ün web sitesinde yazan indirimli fiyatı 1500 dolar
olarak görünüyor.
Öğrenci arkadaşlar diyorlardır şimdi bana. Ne yaptın sen falan diye. Bu programı
bu sekilde alarak temin etmek zor olunca çoğunluk diğer programlarda olduğu gibi
hemen yasadışına yöneliyor insanlar. Üniversiteler belki bu konuda öğrencilere
kolaylık sağlaması açısından, bu tarz uygulamaları çoklu bilgisayarlar için alıp kul-
lanabilirler ya da daha ucuz şeylere yönelmeniz lazım. Ya da ipad tarzı araçlarınız
var ise 10 Dolar verip ipad ile de çizebilirsiniz. İpad ile de oldukça kullanışlı bir
program. Bu programın Bio Draw versiyonlarıda mevcut. Eğer fırsatım olursa bir
günde onun yönlerini anlatırım.
Simdilik program hakkında diyebileceklerim bunlar. Umarım faydalı olmuştur.
Esen Kalın
Kaynaklar
http://scistore.cambridgesoft.com/chemdraw/?cid=50&pricing=edu&gclid=CLiDt-
p6Rw7gCFQJd3godXQYAhQ
http://en.wikipedia.org/wiki/ChemDraw
Resimler ve Görsel Kaynak
http://liquidcarbon.files.wordpress.com/2007/09/cd10workspace.png
43. İnovatif Kimya Dergisi 43
Yararlı Siteler
http://www.ptable.com
Kimya Dergisi
İNOVATİF
Periyodik tablo ile ilgili bir şeyler mi öğrenmek istiyor-
sunuz? O zaman bu site size göre :)
Site tasarım açısından oldukça güzel hazırlanmış.
Herhangi bir elemente tıkladığınız zaman size hemen viki-
pediye bağlayarak element hakkında bilgiler veriyor.
Ayrıca seçtiğiniz elemente ait özelikleri anında görebiliyor-
sunuz. Kaynama noktası, Elementin bulunuşu, İletkenlik
Değerlilik,Orbital ve izotop özelliklerini Türkçe olarak
okuyabileceğiniz oldukça güzel bir web sitesidir.
Siteyi sizlere tavsiye ediyorum.
http://www.mhilmieren.com
Kimya ile ilgili bir güzel site daha. :)
Sitede neler mi var. Sitede Ege Üniversitesi Mezunu
M.Hilmi Eren Bey’in labaratuvar notları bulunmakta.
Bu notlar nelerden mi oluşuyor. Anorganik Kimya,Fiziko
Kimya, Enstrümental Analiz,Çevre Kimyası, Endüstriyel
Organik Kimya, Kuantum Kimyası üzerine labaratuvar
raporları bulunmaktadır. Bu dosyaları word dosyası olarak
ya da acrobat reader ile okuyacak şekilde indirebiliyor-
sunuz. Hangisi işinize gelirse :)
Sitedeki bilgiler her kimyacının işine yarayacak kaiteli bilg-
ilerdir. İncelemenizi öneriyorum.
http://taner.balikesir.edu.tr/dersler.php
Bu seferki web adresimiz ise kimya üzerine ders notları
bulabileceğiniz bir web sitesi. Site Balıkesir Üniversitesi Ho-
calarından olan Doç. Dr. Taner TANRISEVER tarafından
üniversite altyapısı üzerinde kurulmuş yararlı bir sayfadır.
Sayfanın içeriğinde bulunan ders notlarını kısaca özetleye-
lim. Genel Kimya Laboratuvarı, Fiziksel Kimya (Fiziko
Kimya), Kuantum Kimyası ve Polimer Kimyası üzerine
notlar bulunmaktadır. Ayrıca web sitesinde kimya ile ilgili
çeşitli simülasyon programları mevcuttur. Not sıkıntısı olan
daha fazla öğrenmek isteyen arkadaşlara öneriyorum.
44. İnovatif Kimya Dergisi44
Kimya Dergisi
İNOVATİF
Kimya Bulmacasi
1 2 3
4
5
6
7 8
9
10
Soldan Saga
4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak
ayristirma islemi
7. Iki veya daha fazla maddeden olusmus homojen karisim
8. Sicakligin 0°C ve basincin 1 atm olan durum
9. Kompleks iyonlarda merkez atomu saran komsu
gruplardan her biri
10. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir
kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi
Yukaridan Asagiya
1. Tuz yapici anlamina gelen ve periyodik tabloda,
atomlarinin son yörüngelerinde yedi elektron
bulunduran elementlerin olusturdugu 7A grubu
2. Pozitif (+) yüklü iyon
3. Çekirdegin etrafinda dönen elektronlarin bulunma
ihtimali en yüksek oldugu bölgeleri ve elektronlarin
hareketini belirleyen matematiksel dalga denklemi
5. Bir litrede çözeltide çözünmüs olan maddenin mol sayisi
6. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi
45.
46. Kimya Dergisi
İNOVATİF
Bende Yazmak İstiyorum
Dergide bende yazmak istiyorum benim de
yazılarım olsun diyorsanız.
***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.
***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.
***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zor-
laştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.
***Dergi editörlerimiz olan
Ayşe Emir ve Schrödinger’in Kedisi (Facebook isimleri bu şekilde)
arkadaşlarımıza ulaşması. Göndereceği yazı hakkında fikir alacaksa bu arkadaşlarımızdan alması
gerekmektedir.
***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de ayrıca bir mail halinde göndermelisiniz.
***Ad Soyad
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Uyduruk olmasın)
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi
Ve dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.
***Eylül ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ağustos’tur.
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar
Bir sonraki ay yayınlanacaktır.
***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle
yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey
değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız
rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.
***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda
en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında
olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.
***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.