2. Günümüzde teknolojik yenilikler, artan rekabet ve hizmet
beklentilerindeki değişiklikler sadece örgütlerin yapı ve
teknolojisinde değil, bilgi toplama biçimleri ve üyelerine
verdiği hizmetlerde de değişikliklere yol açmaktadır. Bu
nedenle örgütler üyelerine çeşitli yenilikler sunmaktadır.
Örgüt böyle bir sürece girdiğinde en önemli
beklentilerinden biri üyelerinin yenilikleri benimsemesi ve
yeniliğe uyum sağlamasıdır. Bu noktada yenliklerin kabulü
veya değişime direnme davranışlarının kaynaklarını
tanımak son derece önemlidir. Bu nedenle yeniliğe uyumu
etkileyen etkenleri ortaya koymayı amaçlayan çeşitli teoriler
ve modeller geliştirilmektedir. Bunlar arasında “Rogers’ın
Yeniliğin Yayılması Teorisi” bilgi sistemleri uygulaması
araştırmalarında yaygın olarak kabul gören bir teoridir.
3. Yeniliklerin yayılımı kuramı, toplulukların
yenilikleri nasıl kabul ettiğini açıklamayı
amaçlamaktadır. Burada yenilikten kasıt; yeni
olarak tanımlanan herhangi bir fikir, davranış veya
nesnedir. Yeniliklerin yayılımı kuramı sosyal
değişim süreciyle ilgili üç değerli fikir
sunmaktadır:
Yeniliklerin yayılması için niteliklerin ne olduğu
Birebir görüşmelerin ve akran ağlarının önemi
Farklı kullanıcı kesimlerinin ihtiyaçlarını anlama
4. Bağıl avantaj
Ekonomik açıdan avantajlı olması, sosyal prestij sağlaması,
kullanıma elverişli olması ve memnuniyeti sağlaması
Mevcut değerler ve uygulamalar ile uyumluluk
Yeniliği benimseyecek bireylerin; değerleri, geçmiş
deneyimleri ve ihtiyaçları ile yeniliğin algılanan uyumluluk
derecesidir. Değerler, normlar veya uygulamalar ile
uyuşmayan bir fikrin yenilik olarak hızla
benimsenmeyecektir.
Sadelik ve kullanım kolaylığı
Yeniliğin kullanım ve anlaşılabilirlik açısından algılanan
zorluk derecesidir. Yenilikler daha anlaşılır olduklarında,
daha hızlı benimsenmekte bu yeniliğe uygun beceri ve
anlayışlar daha hızlı bir şekilde geliştirilebilmektedir.
5. Denenebilirlik
Yeniliğin tecrübe edilebilirliğinin sınırlılık
derecesidir. Denenebilir bir yenilik onu düşünen bir birey için daha
az risk taşımaktadır.
Gözlemlenebilir sonuçlar
Bireyler için yeniliğin sonuçlarını görmek, bireylerin yeniliği kabul
edebilme olasılığını arttırır. Görünür sonuçlar belirsizliği düşürür ve
aynı zamanda arkadaş ve komşular gibi sık sık bilgi talep
edenlerle yeni bir fikri tartışmaya teşvik eder.
Everett Rogers’a göre bu beş nitelik; yeniliklerin kabul
varyasyonlarını 49 ile 87 oranında belirlemektedir. Bu beş temel
nitelik odak grup tartışmaları ve proje değerlendirmeleri için değerli
bir kontrol listesi çerçevesi sunmaktadır. Bu nitelikler ürün veya
davranış geliştirirken ele alındığında zayıf yönleri belirlemede de
yardımcı olabilmektedir.
7. Çoklu ortam teknolojileri öğretimde giderek artan
bir kullanım alanı bulmuştur. Araştırmacılara
göre, çoklu ortam yazılımlarının başarısı bu
ortamların birbirini tamamlayacak şekilde işe
koşulmasından kaynaklanmaktadır. Çoklu ortam
tasarımlarına kuramsal çerçeve sağlayan İkili
Kodlama Kuramı, aynı bilginin birbirini
destekleyen farklı biçimlerde kodlanmasının,
öğrenmede verimliliği ve etkililiği artıracağı
varsayımına dayanmaktadır. Bu konu ile ilgili
yürütülmüş pek çok araştırma, ikili kodlamanın
akademik başarı üzerinde anlamlı bir etkisi
olduğunu göstermiştir.
8. Paivio tarafından oluşturulan bu kuram, sözel
ve sözel olmayan kodlamalar sisteminin
yapısal ve işlevsel özelliklerine dayanarak
bilginin nasıl işlendiğini, kodlandığını,
hatırlandığını tanımlamaktadır. Sözlü içerik,
görsel içerik ile birlikte sunulduğunda
öğrenme daha etkili ve verimli duruma
gelmektedir.
10. Bilgiyi işleme kuramı bilişsel bir kuram olup,
bilginin dışarıdan nasıl alındığını,ne gibi zihinsel
işlemlerden geçirildiğini, nasıl depolandığını ve
depolanan bilginin nasıl hatırlandığını kapsamlı
bir şekilde izah eder.
Bu kuramın cevap aradığı dört temel soru vardır:
Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınıyor?
Alınan bilgi nasıl işleniyor?
İşlenen bilgi nasıl saklanıyor?
Depolanan bilgi, ihtiyaç duyulduğunda nasıl
geri getiriliyor?
11. Öğrenme sürecinde eski bilgilerle yeni bilgiler
etkileşim halindedir.
Eski bilgiler sayesinde yeni uyarıcılara anlam
verebilir ve eski bilgilerle ilintilendirilerek yeni
bilgiler depolanır.
Bu işlemlerin hepsinde birey aktiftir.
Özetle bilgiyi işleme kuramı bireyi kendi
öğrenmesinin aktörü olarak görür.
13. Gagne öğrenmeyi hem ürün hem de süreç olarak ele almıştır.
Gagne’ye göre öğrenme, gözlenebilir davranışlardan dolaylı
olarak anlaşılır ve öğrenme beyinde gerçekleşir
Gagne’nin Öğretim Modeli
Modele göre öğretimin düzenlenmesinde sırasıyla şu adımlar
atılmalıdır:
1- Dikkati çekme
2- Öğrenciyi dersin hedeflerinden haberdar etme
3- Ön bilgilerin hatırlatılması
4- Uyarıcı materyalin sunulması
5- Öğrenciye yol gösterme(rehberlik etme)
6- Davranışı ortaya çıkarma
7- Dönüt-Düzeltme verme
8- Değerlendirme
9- Öğrenilenlerin kalıcılığının ve transferinin sağlanması
14. 1.Dikkati çekme:
Renkli yazı kullanımıyla ilgi çekici hale getirilmeli.
Ses tonlarındaki iniş ve çıkışlar öğrencinin dikkatini çeker.
Resim, film, tablo gibi ilgi çekici kaynaklar kullanılmalıdır.
Gerçek yaşamdan örnekler verilmeli.
2.Öğrenciyi Hedeften Haberdar Etme:
Amacın önceden duyulması, yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve
beklentilerin oluşmasında yardımcıdır. Öğrencinin konu dışına çıkmasını
önler. Dersin başında ne öğreneceğini ya da kendisinden ne beklendiğini
bilen öğrenci, ders sırsında verilen uyarıcılardan hangilerinin önemli
olduğunu kavrar.Bu nedenle öğretmenin dersin başında öğrenciyi dersin
hedeflerinden bahsetmelidir.
3.Ön Bilgilerin Hatırlatılması:
Öğretmen, öğrencilerin daha önce kazanmış oldukları yeterlilikleri soru
sorarak, açıklama yaptırarak, tartışarak ortaya çıkarabilir. Daha önceden
kazanılmış bilgi ve becerilere bağlı olarak kazandırılacak bilgi ve beceriler
belirlenerek öğrencilere sunulur. Bu aşamada eksiklikler yeni öğrenilecek
bilgi ve becerileri olumsuz yönde etkiler.
15. 4. Uyarıcı Materyallerin Sunulması:
Bu aşama öğrenciye yeni bilgilerin sunulduğu ve gösterildiği aşamadır.
Bilişsel kazanımlar için öğrencilere, çeşitli uyarıcılar, nesne, sembol vb.
etkinliklerle öğrenciye çeşitli beceriler kazandırılır.
Örnekler mantıklı ve gerçekçi olmalıdır.
5. Öğrenciye Rehberlik Etme:
Öğrencilerin yanlış davranışlar kazanmaması ve başarılı olmalarının
sağlanması için onlara öğretmenin rehberlik etmesi gerekir.
Öğretmen örnek verir, İpucu kaynağı sağlar.
Öğrencinin ön bilgisini hatırlatır ve öğrencilere gerekli açıklamaları
yapar.
6. Davranışı Ortaya Çıkarma:
Öğrenciye yeni davranışlar öğretildikten sonra bu davranışın ne derece
kazandıklarının yoklanması gerekmektedir.
Öğrenciye yazılı, sözlü sorular sorarak davranışı test edilmelidir.
Konuyu kavradığı hissedilen öğrenciye yap, çiz, söyle gibi ifadelerle
öğrendiğini davranışa dönüştürülmesi istenir. Böylece öğrencinin
kendisini de görmesi sağlanmış olur.
16. 7. Dönüt verme:
Dönüt sağlama öğrenmeyle ilgili davranışlarından hemen sonra
gösterilen davranışın doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında
öğrenciye bilgi vermek amacıyla doğruları pekiştirme ve yanlışları
düzeltme için yeni uyarıcılar verme işlemidir.
Öğrenci gösterdiği davranışın doğru olduğunu bilirse davranışı
pekişir ve öğrenmeye karşı güdüsü artar.
Dönüt verilmesinde standart bir biçim yoktur.
8. Değerlendirme:
Öğrenciden alınan dönüte göre sınıfın ve öğrenci seviyesinin
değerlendirilip, ona göre yol haritasının çizileceği işlemdir.
9. Öğrencilerin Kalıcılığını ve Transferini Sağlama:
Öğrencilerin kullandıkları materyalden faydalanabilmeleri için
onu akılda tutmaları ve başka bir zamanda yeniden kullanmaları
ve başka durumlarda da kullanmaları gerekmektedir.
Öğrencilerden konuyla ilgi anladıklarını kısa bir özet yapmaları
istenir.
17. Yapılandırmacı yaklaşım, temel olarak
insanların nasıl öğrendiği hakkında gözlem ve
bilimsel çalışmaya dayanan bir teoridir.
İnsanların dünyayla ilgili kendi anlayış ve
bilgilerini, bir şeyler deneyimleyerek ve bu
deneyimler üzerinde düşünerek inşa etmeye
dayanan yaklaşımdır. Yeni bir şeyle
karşılaştığımızda, önceki düşüncelerimiz ve
deneyimlerimiz ile uzlaştırmamız, belki de
inandıklarımızı değiştirmemiz gerekir. Bunu
yapmak için, sorular sormalı, araştırma
yapmalı ve bildiklerimizi değerlendirmeliyiz.
18. Çocuklar, pasif dinleyicilerden ziyade, aktif olarak yer
aldıklarında daha fazla şey öğrenirler ve bir şeyler
öğrenmekten daha çok hoşlanırlar.
Eğitim, ezberlemekten ziyade, düşünme ve anlama
üzerine yoğunlaştığında en iyi şekilde gerçekleşir.
Yapılandırmacılık, nasıl düşünüleceğine ve nasıl
anlaşılacağına odaklanır.
Öğrenme aktivitelerini otantik, gerçek dünya
bağlamında temellendirerek, öğrencileri teşvik eder.
Yapılandırmacılık, işbirliğini ve fikir alışverişini
vurgulayan bir sınıf ortamı oluşturarak sosyal ve
iletişim becerilerini geliştirir.