SlideShare ist ein Scribd-Unternehmen logo
1 von 17
T.C.
İzmir Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi İngilizce Öğretmenliği
Karşılaştırmalı Eğitim
Alev Senem Özakın
120103035
Öğretim Görevlisi
Aydın Yaka
2015
ÖNSÖZ
Bu çalışma İzmir Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Alev Senem
Özakın tarafından ‘’ Karşılaştırmalı Eğitim ’’ dersi kapsamında hazırlanmıştır. İçerikte, genel
itibariyle Polonya Cumhuriyeti’ nin eğitim sistemi, yöntemleri ve tarihsel gelişim süreci
hakkında toplanan bilgi ve gözlemler değerlendirilmekte ve yorumlanmaktadır.
Polonya ve Tarihsel Gelişim Süreci
Polonya, Doğu Avrupa'nın önemli bir tarım ve ticaret merkezidir. Günümüzde
yaklaşık olarak 38 milyonu bulan nüfusu ile gerek İskandinav ülkeleri gerekse Avrupa
sanayisi için işgücü sağlamaktadır. Öte yandan Avrupa sanayisinin merkezi olarak kabul
edilen Almanya ve Fransa için de büyük önemi olduğu söylenebilir. Çünkü ülke topraklarının
yarısından fazlası tarıma ve ıslahata oldukça elverişlidir ve bu toprakların büyük kısmını çam
ve kayın ağaçlarıyla örtülü ormanlar çevreler. Avrupa ülkeleri hammadde ihtiyaçlarının büyük
bölümünü, yalnız bu ormanlarından elde edilen kereste, odun, kâğıt ve bal gibi ürünleri
işleyerek temin etmektedirler.
Öte yandan Polonya kraliyet tarihine ve ülkenin varoluş sürecine şöyle bir göz
gezdirecek olursak, özetle ülkenin geçmiş yıllar boyunca birçok savaşa ve ayaklanmaya
tanıklık ettiğini dile getirebiliriz. Ülke tarihinde Osmanlıların etkisi yadsınamaz ölçüde yer
tutmakta ve Lehler ile Türklerin resmi platformdaki ilk karşılaşmaları 17. Yüzyılın sonlarına
değin uzanmaktadır.
O yıllarda Osmanlı akınları karşısında zayıf düşen Polonya, bir yandan Avrupa’nın
ortalarına doğru ilerleyen Osmanlı ordusu öte yandan topraklarını batıya doğru genişletme
ideolojisi içerisinde planlar yapan Rus birliklerinin arasında kalmıştır. Fakat Viyana’yı
kuşatan Osmanlı ordusunun geri çekilmesiyle imzalanan Karlofça Antlaşması ile Türkler ve
Lehler birbirlerini ilk kez resmen tanımış ve ülkeler arasında günümüze değin uzanacak
dostluk bağlarının temelleri atılmıştır.
Öte yandan 17. ve 18. Yüzyıllarda Avusturya ve Rusya Avrupa'nın iki büyük gücü
olarak öne çıkmaktadır ve İsveç'in işgaline uğramış Polonya, Türkler ile kurduğu dostluk
bağlarının bir benzerini yazık ki ne Ruslar ile ne de Avusturya ve müttefikleri kuramaz. Bu
gelişmelerin sonucu olarak, 18. Yüzyılın sonlarında Polonya nüfusunun dörtte birini yitirir ve
sanayi olarak diğer Avrupa ülkelerinin hemen hepsinden geri kalır.
Bu durumu kendi lehine avantaja çeviren kral I.Petro, Polonya topraklarının bir
bölümünü ele geçirerek, Polonya'nın Rusya'nın koruması altına girdiğini ilan etmiş ve
ilerleyen yıllarda imzalanan bir başka antlaşmayla Polonya topraklarının yaklaşık üçte birini
Rusya, Avusturya ve Prusya arasında pay etmiştir. Bu antlaşma, ülkeyi sömürgeleştirmiş ve
gerek siyasal gerekse hukuksal alanda geri bırakmıştır.
Büyük ülkelerin baskılarından bir türlü kurtulamayan Polonya, I. Dünya Savaşı’nın
patlak verdiği 20. Yüzyılın ilk çeyreğine değin tarih sahnesinden geçici olarak silinmiştir.
Prusya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Rusya egemenliği altında bulunan
Polonya 1918 yılında topraklarını tam 123 yıl aradan sonra yeniden bir araya getirmeyi
başarmış, en sonunda bağımsızlığını ilan etmiştir.
Fakat çok geçmeden bu kez II. Dünya Savaşı çıkmış ve Polonya karşılıklı çıkar
ilişkileri neticesinde birbirleriyle savaşa tutuşan Nazi Almanyası ve Kızıl Ordu arasında
kalmıştır. Bu süreçte topraklarının büyük bölümünü kaybeden Polonya son kez yine S.S.C.B’
nin yani bugünkü Rusya Federasyonu’nun kontrolü altına girmiştir.
Ülkede toprak reformunun yapılması ve sanayi işletmelerinin kamulaştırılması ta ki
1980 senesinde Lech Walesa önderliğinde gerçekleşen tam bağımsızlık mücadelelerinin
başlangıcına kadar devam etmiştir. Ülkede sanayileşmek amacıyla çok hızlı adımlar atılmış
ve ülke nihayetinde kendi kaynaklarını kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya
başlayacak seviyeye taşınmıştır. Nihai olarak 30 Ocak 1990 yılında ülkedeki komünist
merkezli rejim lağvedilerek yerine demokratik sisteme geçilmiştir.
Polonya Eğitim Sisteminin Tarihsel Evrimi ve Süreçleri
Polonya geçmişten günümüze Avrupa’nın en dindar ülkesi olarak değerlendirilebilir.
Leh ulusu Vatikan merkezli yayılan Katolik Hıristiyan görüşten oldukça etkilenmiştir ve
eğitim tarihindeki ilk adımlar yine dini görüşlerine hizmet edecek biçimde, papaz okulları ve
manastırlar yaptırarak hayata geçirilmiştir.
Bu manastırlarda eğitilen rahip ve rahibeler özellikle Vatikan’da çeşitli görevler
üstlenmiş, tıpkı günümüzdeki diplomatlar gibi iki ülke arasında temsilci vazifesiyle
çalışmışlardır. Diğer din adamları ise kiliselerde halka vaazlar vermiş, toprak sahiplerinin ve
kraliyet ailesinin emirleri doğrultusunda halkla yakın münasebetler kurmak görevini
üstlenmiştir.
Polonya eğitim sistemi Avrupa da ki Rönesans ve Almanya kökenli ortaya çıkan
Reform hareketlerinden (aydınlanış sürecinden) hemen hiç etkilenmemiş, uzun yıllar boyunca
kilise ve manastır kökenli eğitim sistemini vazife edinerek din adamı yetiştirmeye devam
etmiştir.
Hatta öyle ki uzun yıllar kendi düzenli ordularını kuramamış, daha çok Vatikan’ a
yakınlıkları münasebetiyle Papalık ve Haçlı ordusu tarafından korunmuşlardır.
18. Yüzyılın sonlarına doğru özellikle denizcilik ve gemi sanayinde gelişen Baltık
ülkelerini yakalamak amacıyla kuzey liman kentleri Gdanks ve Gdynia da tersaneler kurmaya
başlamıştır. Kurulan bu tersanelerde görev alacak vasıflı gemi adamlarını ve askerleri
yetiştirmek amacıyla askeri ve siyasal alanlarda bazı yatırımlar yapılmış ama İsveç ve Rus
donanmalarının baskısı sonucunda kayda değer bir ilerleme elde edilememiştir.
Askeri ve siyasi alanlarda nitelikli bürokrat yahut komutan yetiştiremeyen ve eğitim
faaliyetleri konusunda tabiri caizse bir yanı eksik kalan Polonya, eğitim- öğrenim alanındaki
ilk somut başarısını ancak 20. Yüzyılın başlarında kimya, fizik ve matematik alanlarında elde
etmeyi başarmıştır.
Alman bilim adamlarının elde ettiği gelişmelerden de etkilenen Lehler, o 20. Yüzyılın
ilk çeyreğinde pozitif bilimlere oldukça önem vermiş ve ülkenin dört bir yanında
yükseköğrenime hizmet verecek okullar açarak, kendilerine yeni, parlak bir gelecek kurmanın
yollarını aramaya başlamışlardır.
Öyle ki Polonya’nın tam bağımsızlığının ancak gençliğin bilinçlenmesi ve kendini
geliştirmesiyle mümkün kılınabileceğini anlayan kraliyet ailesi finansman kaynaklarını fen ve
matematik fakültelerine harcamaya başladı.
Örneğin Marie Curie Polonya asıllı kimyager ve fizikçi radyoaktivite üzerine yaptığı
çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü bu sırada kazandı. Uranyumla yaptığı deneyler
sonucu radyoaktiviteyi keşfetti. Toryumun radyoaktif özelliğini buldu ve radyum elementini
ayrıştırdı. Kendisi 1911 Nobel Kimya ödülü sahibi ve radyoloji biliminin de kurucusudur.
Çalışmalarıyla yeni bir sayfa açmayı başaran Curie sayesinde Polonya’ da Avrupa
ülkeleri arasında büyük sükse yaptı ve bu başarıdan sonra mali kaynakların çoğu eğitime,
özellikle fen ve matematik fakültelerine ayrıldı.
Bir süre sonra II. Dünya savaşı patlak verdiğinde Polonya fen ve matematik
fakültelerine yaptığı yatırımın karşılığını ikinci kez alacak ve çok doğru karar verdiğini
anlayacaktı. Almanların bir türlü çözülemeyen sistematik yazışmaları, yani Enigma Makinesi,
Polonyalı ünlü matematikçi Marian Rejewski’ nin olağanüstü çabasıyla deşifre edilebildi ve
böylece Polonya eğitim sistemini bir kez daha gözden geçirerek askeri, siyasi, hukuk ve
pozitif bilimler (fen –matematik) alanlarında yeni icraatlar kaydetti.
Bu icraatları kısaca, nitelikli vasıflara sahip öğretmenlerin komşu ülkelerden
getirilmesi, yeni fen ve matematik fakültelerinin açılması, derslik ve yerleşkelerin
geliştirilmesi ve bilimsel alanda çalışmalar yürüten gençlerin özel bir fon ayrılarak
desteklenmesi olarak sınıflandırabiliriz.
Polonya Eğitim Finansmanı ve Fonları
Polonya’daki öğretim finansmanı yasalar çerçevesinde merkezi hükümet tarafından
belirlenmekte ve yine yasalar tarafından ayrılan fonlar ilgili eğitim kurumlarına pay
edilmektedir. Bu işlem uygulanırken ilgili eğitim kurumlarının en başta seviyesi (örneğin bu
kurum bir üniversite ya da lise kolej olabilir), daha sonra öğrenci sayısı ve kurumsal
ihtiyaçları göz önüne alınır ve hesaplamalar yapılır.
Bağış adı altında yapılan katkı fonları bir araya toplandığında ise, bu kaynaklar okul
öncesi eğitime ya da öğrenimin en alt basamağında bulunan kurum ve kuruluşlara ayrılır. Bu
fonlar ile ya kurumlara katkılar yapılarak okullar için gerekli araç ve gereç ihtiyacı
kapatılmakta ya da merkezi hükümetin temin edemediği envanterler ve demirbaşlar kurumlara
kazandırılmaktadır.
Lisans ve lisansüstü seviyedeki yükseköğretim kurumlara ayrılan finans kaynakları
göz önüne alındığında ise durum oldukça farklıdır. Öğrenci sayısı ve yetkin öğretim elemanı
sayısı oldukça önemlidir. Bu kurumların ilgili finans kaynaklarını incelendiğinde, devletin
kurumsal olarak örgütlediği Bilimsel Araştırma Komitesi’nin hayli önemli olduğunu görülür.
Yükseköğretimde yürütülen araştırmaların güvenilirliğini test eden komite ayrıca gerekli
finans fonlarını ilgili kurumlara dağıtmakla mükelleftir. Komisyonda demokratik olarak
seçilmiş 60 kadar akademisyen bulunmaktadır ve bu akademisyenler farklı alanlarda
temsilcilikler yürütür.
Bu komisyon kanunlar ve yatırımlar dâhil olmak üzere araştırma finansmanı
konusundaki tüm kararları verebilmektedir. Ayrıca sorumlulukları arasında ülkenin bilimsel
politikaları hakkında merkezi hükümeti bilgilendirmek, bilim ve teknoloji alanındaki gider
bütçelerini yetkili bakanlara sunmak, kurumlar ve araştırma merkezlerine gerekli fonları
sağlamak ve bunları denetlemek, bilim ve teknoloji alanında uluslar arası düzenlenen
toplantılara katılarak anlaşmalar imzalamak bulunur.
Hükümet aygıtı konumundaki Bilimsel Araştırma Komitesi, bir araştırmanın
finansmanına karar verirken alan uzmanlarının görüşlerine de muhakkak başvurur. Konsey
araştırma ve geliştirme bütçesinin dağıtılmasında önemli bir yere sahiptir ve öyle ki bu
dağılımı yaparken devlet politikaları gözetilir. Fonların dağıtılmasındaki diğer bir önemli
ölçüt de kurumların son beş yıl içinde ortaya koyduğu akademik yayımlardır.
Eğitimin Yönetimi
Polonya’da bireyler arası iletişim ve işbirliğini temel alan eğitim yöntemi esas
alınmıştır. Buradaki amaç bireye sosyal – birey statüsü kazandırmak ve bireyin yardımlaşma
duygusunun gelişimine olumlu yönde katkıda bulunmaktır.
Öğrenim dönemi bahar ve güz dönemi olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İlkokul ve
ortaokul kademelerindeki sınıflarda genellikle 1 öğretmen ve öğretmene yardımcı olmak
koşulu ile 1 rehber yahut yardımcı öğretmen derslere icap etmektedir. Öğretmen konuları
öğrencilere anlatırken, yardımcı öğretmen öğrencilerle birebir iletişime girer, sorular sorar,
şayet gerekliyse kılavuzluk eder.
Çocuktaki istek duygusu yardımcı öğretmenle kurulan birebir iletişim sebebiyle
gelişmektedir. Belirtmekte yarar vardır ki, görüldüğü üzere bu uygulama sonuç odaklı
olmaktan çok; süreç odaklı bir eğitim sisteminin göstergesidir.
İletişimi esas alan ve işbirlikçi eğitim yöntemine dayandırılan bu prensipler kısaca;
tartışma, diğer insanların fikir ve düşüncelerini anlama ve öğrencilerin sorumluluk üstlendiği
projeleri işbirliği yürüterek tamamlamaları gibi farklı vasıfların en az birini ya da daha
fazlasını içerebilir. Eğitimde uygulanan bu yöntemler, ortaöğretimin farklı alanlarında
(örneğin meslek okulları vs.) yahut lisans ve lisansüstü kurumlarda dersin içeriği ve müfredat
açısından farklılıklar içerse de, söz konusu eğitimin yöntemi ve uygulanması olduğunda
birbirlerine her kademe oldukça benzerlik gösterirler.
Polonya’ da Eğitim Nasıl Uygulanır: Polonya Eğitim Sistemi Kademeleri
Okul Öncesi ve Özel Eğitim
Polonyada 20.Yüzyılın başlarında kurulan okul öncesi eğitim kurumları günümüzde de
sistematik olarak devam etmektedir. 1940 yıllardan başlayarak kadınların iş hayatında aktif
olarak rol almalarıyla birlikte okul öncesi eğitime verilen önem artmıştır. Eğitimin birinci
basamağı ilkokullara bağlı olarak faaliyet gösteren, 6 yaş grubuna yönelik sınıflarda ve 3 ile 5
yaş arası çocuklara yönelik yetiştirme okullarında verilmektedir.
1970’lerde okul öncesi eğitime olan talep arttığında sınıflar oldukça kalabalıktı, fakat
1980’ lerin sonlarına yaklaşıldığında eğitim ve öğrenim alanında yapılan bir dizi ıslahat
faaliyeti ile bu sayı düşürüldü. Okul öncesi eğitim kurumlarının büyük bölümü paralı hale
getirilmişti. Bu sebeple okul öncesi eğitim bir zorunluluk olmaktan çıktı.
Polonya’nın Avrupa Birliği Üyeliği’ne girmek için gerekli koşulları hızlandırmasıyla
birlikte 2002-2003 eğitim öğretim yılının başlangıcında okul öncesi eğitim zorunlu hale
getirildi. Yine aynı tarih ve yasaya göre artık 2.5 yaşını doldurmuş her çocuğun ilgili
kurumlara kaydının yaptırılmasının önü açıldı.
Esas itibariyle çocuklar bu kurumlarda ilgi ve temel yeteneklerine göre
sınıflandırılırlar ve sınıf mevcudu 25’i geçmeyecek şekilde öğrenim görürler. Yaşları 2.5 ile 6
arasında değişen çocukların toplum ahlakı, arkadaşlık ve sosyo- kültürel konular üzerinde
yoğunlaşmaları, topluma kolay adapte olabilen ahlaklı bireyler olmaları hedeflenmektedir.
Ayrıca okul öncesi eğitimde Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmış 20 kadar farklı madde
bulunur. Bu müfredatlarda çocuğun görsel ve işitsel yeteneklerini geliştiren oyunlarla farklı
etkinliklere yer verilmektedir.
Öğretmen ve eğitimciler ilgili kurumlarda en az 5 ile 9 saat arasında çalışmaktadır. 6
yaşından gün alan çocukların fiziki ve psikolojik gelişimlerini değerlendirmek üzere bir form
hazırlanır ve bu yolla özel eğitime muhtaç çocuklar tespit edilir. Özel eğitime muhtaç olduğu
düşünülen çocuklar engelliler için oluşturulmuş kurum ve kuruluşlara yönlendirilir. Bu
kuruluşlarda derslikler 6 ile 16 kişilik gruplar oluşturulacak şekilde tasarlanmıştır ve her bir
grupla en az iki öğretmen vardiyalı olarak ilgilenir.
İlkokul Eğitimi
Tüm öğrenciler ücretsiz okula giderler. Kabul edilmek için öne sürülen tek ölçüt ise 6
yaşını doldurmuş olmaktır. Aileler çocuklarını evlerine en yakın okula veya anaokuluna kayıt
yaptırmak zorundadırlar.
Öğrenim yılının ilk senesi 0. Sınıf olarak kabul edilir ve akademik yarıyıl içinde
çocuklar genel itibariyle okul eğitimine hazırlanır. Ders yılı 2 döneme ayrılmıştır. Eylül ve
Haziran ayları arasında 185 gün civarında bir süreyi kapsamaktadır. Zorunlu dersler 1. sınıf
için 45 dakikalık maksimum 23 ders, ve 2. ve 3. sınıflar için maksimum 28 ila 31 ders saatini
kapsamaktadır. Haftanın 5 günü öğrenim devam eder.
İlkokul eğitiminde öğrencilerin öğretmenlerine oranı oldukça çarpıcıdır. Yaklaşık her 10
öğrenci için 1 öğretmen düşmektedir. Bir sınıfta bulunan ortalama öğrenci sayısı yaklaşık 20
kadardır ve bu sayı mevzuat tarafından belirlenir.
Öğrenimin ilk sınıfında, finansmanın yabancı dil öğretimine izin verdiği okullarda yabancı
dil öğretimi uygulanır. Bu dil genellikle İngilizce ya da Almancadır. İlgili yabancı dil
eğitiminin haricinde geriye kalan bütün derslerden aynı öğretmen sorumludur. Fakat dördüncü
yıldan itibaren her ders kendi alanında uzmanlaşmış öğretmenler tarafından öğretilmektedir.
Öte yandan zorunlu eğitime yönelik ana öğretim programı tüm öğrenciler için aynıdır.
Okullar (öğretmenler) ders kitaplarını Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı tarafından onaylanan bir
listeden seçebilirler. Öğretim ve değerlendirme yöntemlerini seçmekte, yenilikçi öğretim
yöntemlerini hayata geçirmede ve öğretim programını seçmede (Milli Eğitim ve spor
Bakanlığı tarafından onaylanan bir listeden) serbesttirler. Ayrıca ana öğretim programına
dayalı olarak kendi öğretim programlarını geliştirip onay için bakanlığa sunabilirler.
Ders yılı boyunca öğrencilerin bilgi ve becerilerinin değerlendirilmesi Polonya’da standart
hale getirilmemiştir ve tamamen öğretmenlerin takdirine bırakılmıştır. Değerlendirmeler
düzenli olarak yapılan yazılı ve sözlü sınavlara dayalı olarak yapılır. Her dönemin sonunda
elde edilen sonuçlar her okulun öğretmenler konseyi tarafından onaylanmalıdır. Başarılı sonuç
elde edemeyen öğrencilerin aynı akademik yılı tekrar etmesi gerekebilir.
Özellikle son yıllarda standart hale getirilen sınavlar ve testler de değerlendirmeye katkıda
bulunmaktadır. Harici değerlendirme olarak nitelendirebileceğimiz bu uygulamanın temel
hedefleri esasen; eğitimde daha iyi kalite kontrol temin etmek, öğrencilerin başarılarının
teşhis edilmesini desteklemek, ulusal ölçeğe göre test ve sınav sonuçlarının olası
karşılaştırmasını yapmak olarak ifade edilebilir.
Harici değerlendirme sistemi Merkezi Sınav Komisyonu tarafından desteklenen ve
denetlenen 8 farklı Bölgesel Sınav Komisyonu tarafından düzenlenmektedir. Zorunlu
eğitimdeki bu yeni harici değerlendirme sistemi öğrenim basamaklarının sonraki etaplarını
kapsamaktadır.
6 yıllık İlkokulun sonunda öğrenciler yaklaşık olarak 13 yaşındadır ve seçme işlevi
olmayan genel, zorunlu bir test sınavına girerek gymnasium ( 3 yıllık orta öğretime verilen
ad)’ giderek eğitimlerine devam edebilirler. Program dâhilinde ana öğretim programında
kazanılan beceriler incelenmektedir.
Ortaöğretim Kurumları ve Kriterleri
Gymnasium’a gitmeye hak kazanan öğrenciler ortaöğretim eğitimlerine genel orta öğretim
ikinci devre okulları, uzmanlık orta öğretim ikinci devre okulları, teknik orta öğretim okulları
yahut temel mesleki okullardan birine giderek devam edebilirler.
İlgili kurumlara yapılan yönlendirme ve seçimlere, öğrencinin gymansium sınavında
aldığı puanlar dâhil olmak üzere gymnasium bitirme sertifikasında yer alan puanlar da
gözetilerek (belirli derslerde alınan sonuçlar ve diğer başarılara dayalı) karar verilir. Detaylı
kabul kuralları yeni öğrencilere giriş hakkı veren gymnasium sonrası okullar tarafından
belirlenir.
Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı her türdeki okullar için genel eğitime yönelik ana öğretim
programını belirler. Öğretmenler ders kitaplarını Bakanlık tarafından onaylanan bir listeden
seçebilirler. Öğretmenler öğretim ve değerlendirme yöntemlerine karar vermekte, yenilikçi
öğretim yöntemlerini getirmekte ve öğretim programını (Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı
tarafından onaylanan bir listeden) seçmekte serbestlerdir. Ayrıca kendi öğretim programlarını
geliştirip – ana öğretim programına dayalı olarak – onay için Bakanlığa sunabilirler.
Bu eğitim seviyesindeki değerlendirme zorunlu eğitimdeki düzenlemelere benzemektedir.
Eğitimin sonunda bütün okullar (temel mesleki okullar hariç) final sınavı (matura)
düzenlemektedirler. Okullar genel itibariyle yüksek öğretime giriş için gerekli final sınavına
girenler ve başarılı olanlara yönelik bir sertifika ya da öğrencilerin iş piyasasına girmelerine
izin veren bir sertifika verebilirler.
Ayrıca orta öğretim ikinci devre okullarının sonunda yeni bir harici olarak standart hale
getirilen genel sınavlar sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemi final 2 (matura 2) sınavı olarak
isimlendirebiliriz. Alınan sonuçlar harici dinleme Bölgesel Sınav Komisyonları tarafından
hazırlanıp değerlendirilecek ve okul öğretmenleri tarafından hazırlanıp denetlenebilecektir.
Mesleki sınavlar sistemi ise teknik orta öğretim ikinci devre okullarına ve orta öğretim
sonrası okullarda uygulanmaktadır. Sınav 2 temel bölümden oluşmaktadır ki bu bölümler bir
meslek ve iş etkinliklerinin idare edilmesi ile ilişkili bilgi ve yetenekleri kontrol eden yazılı
sınav ve bir mesleği icra etmek için gerekli becerileri kontrol eden uygulamalı sınavları
içermektedir.
Öğrenciler Gymnasium eğitimini öğrenim gördükleri fakültelere göre farklı yaşlarda
bitirebilirler. Fakat ortaöğretim kurumlarındaki birinci basamak eğitimi yaklaşık olarak 3 sene
sürmektedir. Eğitimlerine devam etmek isteyen öğrenciler ilgili kurumdan aldıkları not
ortalaması ve sınav puanlarıyla, ek genel orta öğretim okulları ve ya ek teknik orta öğretim
okullarından birine devam edebilirler.
Yükseköğretim Eğitimi
Polonya’ da çok çeşitli türlerde üniversite dışı ve üniversite yüksek öğretim kurumu
bulunmaktadır. Üniversite dışı yüksek mesleki okullar, öğretmen eğitimi kolejleri, geleneksel
üniversiteler, teknik üniversiteler ve akademiler gibi.
Bu yükseköğretim kurumları amaçlarına yönelik eğitim programlarını izlerler ve bu
okullarda öğretilen dersler birbirlerinden farklılık gösterebilir.
Pek çok fakülte tarafından giriş sınavları düzenlenmekte ve serbest alımlar yapılmaktadır
Fakat bir yüksek öğretim kurumuna giriş yapabilmek için genellikle final sınavı sertifikası
istenebilir. Kısacası kurumlar alım işlemini nasıl organize edeceklerine karar verme
konusunda serbest bırakılmıştır.
3 veya 4 yıllık yüksek meslek eğitimi sonunda öğrencilere mesleki yeterlilik diploması ve
iş piyasasına ya da genişletilmiş yüksek eğitime girme imkânı sunan diplomalar tahsis edilir.
4.5 ila 6 yıllık süresi olan üniversiteler ve diğer üniversite türü yüksek öğretim kurumları
‘’yüksek öğretim diploması’’ verirler ki öğrenciler bu diplomayla bir doktora programına
başvurabilirler. Öte yandan izledikleri çalışma sahasına bağlı olarak öğrencilere çeşitli
unvanlar da verilebilir.
Öğretmen ve akademisyenlere şöyle bir değinecek olursak, hemen hepsi yasalarca
belirlenmiş öğretim yeterliliklerine sahip olmalıdır. Gerekli eğitim türü öğretim seviyesine
bağlıdır. Öğretmenler kendi aralarında sözleşmeli öğretmen, atanmış öğretmen ve kiralanmış
öğretmen olarak sınıflandırılırlar. Göze çarpan bir sicili olan kiralanmış öğretmenlere ayrıca
fahri eğitim profesörü unvanı verilebilir.
Özellikle yükseköğretimde görev alacak öğretmenlerin eğitimi standartları değişikliğe
uğramıştır. Bakanlık yönetmeliği Eylül 2004’te öğretmenlik eğitimine başlayan öğrencilere
bu yenilikleri tanıtmıştır. Bu değişiklikler mesleki eğitim ders saatlerindeki artışı, her 2
konuda da ehil olma gereksinimini, Bilişim teknolojileri yetenekleri ve bir yabancı dil
hâkimiyetini kazanmayla ilgilidir (B2, B2+ Ortak Avrupa Çerçevesi kapsamında).
Yine yükseköğretim kurumlarının eğitim stratejilerinde ileri değişiklikler yapılması
öngörülmektedir. Eğitime girişin artırılması ve daimi eğitimin kalitesinin yükseltilmesini
hedeflemekte bu çerçevede üniversite bünyesinde oluşturulan komisyonlar araştırmalar
yürütmektedir.
Yükseköğretim kurumlarının hepsinde internet erişimi, ilgili fakültelere tahsis edilmiş
laboratuar ve araştırma sahaları ve kütüphaneler bulunmaktadır. Kısacası Polonya yüksek
eğitim sistemini diğer Avrupa Yüksek Öğretim sistemleri ile uyumlu hale getirmeyi
hedeflemektedir.
Öğretmen Yetiştirme
Öğretmen ve akademisyenlere şöyle bir değinecek olursak, hemen hepsi yasalarca
belirlenmiş öğretim yeterliliklerine sahip olmalıdır. Bu yeterlilikler İlgili kurumun eğitim
seviyesine ve eğitim türüne bağlıdır.
Bunları üç temel başlıkta incelenebilir:
I. İlkokul düzeyi: öğretmenin üniversite türü yüksek öğretimi (öğretmenlere
licencjat veya magister ünvanları verilen 3 veya 5 yıl süreli öğretim) veya
üniversite dışı yüksek öğretim türünü (öğretmenlerin diploma aldığı 3 yıl süreli
öğretim) tamamlamış olması gerekmektedir.
II. Orta öğretim birinci devre düzeyi: licencjat veya magister derecesi
III. Orta öğretim ikinci devre seviyesi: magister derecesi
Ayrıca, pedagojik eğitimin tamamlanması eğitimin her düzeyinde gerekmektedir.
Bunlara ek olarak, 18 Şubat 2000 tarihinde kabul edilen değişikliğe uğramış Öğretmenler
Tüzüğü öğretmenlik mesleğine 4 kategori getirmektedir:
• Stajyer öğretmen
• Sözleşmeli öğretmen
• Atanmış öğretmen
• Kiralanmış öğretmen
Bu bağlamda göze çarpan bir sicili olan kiralanmış öğretmenlere ayrıca fahri eğitim
profesörü unvanı verilebilir. Diğer veriler incelendiğinde 2002/ 2003 ders yılında Polonya’da
tam zamanlı çalışan öğretmen sayısını 556,760 olarak elde ederiz ki bu rakam yüksek
öğretimin altındaki tüm seviyeler göz önünde bulundurularak elde edilmiştir. Toplam
rakamın 31,930’unu stajyer öğretmenler (% 5,7), 78,030’unu sözleşmeli öğretmenler(% 14.0),
403,200’ünü atanmış öğretmenler (% 72.4), 40,950’sini kiralanmış öğretmen (% 7.4) ve
2650’sini ise diğer öğretmenler (% 0.5) oluşturmaktaydı.
Fakat 2004 senesinden itibaren öğretmen eğitimi standartları değişikliğe uğratılmış ve
bakanlık yönetmeliği Eylül 2004’te öğretmenlik eğitimine başlayan öğrencileri, bazı yeni
vasıfları edinme zorunluluğuyla sorumlu kılmıştır. Bu değişiklikler mesleki eğitim ders
saatlerindeki artışı, bilişim teknolojileri yetenekleri ve bir yabancı dil hâkimiyetini
konularında ehil olma gereksinimini kapsamaktadır (B2, B2+ Ortak Avrupa Çerçevesi
dâhilinde yapılmış yenilikler).
Polonya Eğitim Sistemi ve Türk Eğitim Sistemi Karşılaştırması
Polonya eğitim sistemini hukuksal ve siyasal alanda incelediğimizde, Türk eğitim
sistemiyle birçok ortak noktada birleştiğini görebiliriz. Örneğin her iki eğitim sistemi de dil,
din, etnik kimlik ve özellikle cinsiyet farklılıkları gözetmeksizin, eğitimi bir vatandaşlık hakkı
olarak sunmaktadır.
Öte yandan belirli bir seviyeye gelinceye değin her iki eğitim sistemi de ülke
vatandaşları için zorunludur ve devlet okullarında öğrenim yükseköğretim kademesine
ulaşıncaya değin ücretsizdir. Ayrıca öğretmen atamaları ilgili bakanlık tarafından yapılır ve
alanında uzman, yetkili kişiler tarafından oluşturulan bir kadro müfredatı belirleyerek
bakanlığa sunar. Bakanlık oluşturulan müfredatı denetlemek ve ülkenin dört bir yanındaki
bütün özel ve devlet okullarında uygulanır kılmakla mükelleftir.
Bu kapsamda Türkiye’de ve Polonya Milli Eğitim Bakanlıkları hem okullarda
uygulanan müfredatı hem de eğitimin amaçlarına hizmet eden gerekli unsurların sağlanıp
sağlanmadığını denetlemek üzere müfettişler görevlendirirler. Görevli müfettişler belirli
zaman aralıklarında okullara giderek incelemelerde bulunur ve uygulamalarla ilgili rapor
oluştururlar. Bakanlıklar ise bu raporları değerlendirerek, eğitim sisteminin aksayan yönlerine
binaen hazırladıkları çözüm önerilerini hükümete verirler.
Ayrıca, devlet tarafından çocuklara tahsis edilen, günlük süt, yiyecek, araç-gereç ve
giyecek gibi yardımlar bulunmaktadır. Yine eğitimden sorumlu bakanlık ve kurumlarca takip
edilen bu işlemler uzmanlar tarafından denetlenir ve okullara gönderilir.
Milli Eğitim Bakanlıkları her yıl ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitim kurumlarına
öğrenci ve öğretmen alımına yönelik sınavlar düzenlerler. Sınav formatları ve içeriği hükümet
tarafından daha önceden kararlaştırılmış yönergelerle sınırlandırılmıştır. Sınavların yapılması,
incelenmesi ve puanlandırılması esnasında nesnel bir yaklaşım esas alınır.
Son olarak çocuk istismarı, uyuşturucu ve ırkçılık gibi konularda her iki ülkenin
bakanlıkları da oldukça katı bir tutum sergilemektedir. Bu tür girişim ve yönlendirici
eylemlerde bulunan tüm akademik personel ve öğrenciler hakkında tutanak tutularak ciddi
yaptırımlar uygulanır. Bu yaptırımlar meslekten ihraç edilmek, ilgili eğitim kurumundan
geçici süreliğine uzaklaştırılmak ya da hapis cezası olabilir.
Polonya ve Türk eğitim sisteminin farklılıklarına şöyle bir değinecek olursak, göze
çarpan ilk unsurlardan birinin kılık kıyafet uygulamaları olduğu görebiliriz. Geçtiğimiz
yıllarda ülkemizdeki ilköğretim kurumlarını hedef alan kılık – kıyafet serbestliği yasa tasarısı
hazırlanmış ve uygulanmaya geçirilmişti. Fakat ilerleyen dönemlerde kıyafet serbestliğinin
gerek ekonomik koşullar sebebiyle, gerek durumun taraflarca (din, siyasi kimlik vs.)
gözetilerek manipüle edilmesi bu uygulamayı geçersiz kılmıştı. Şuan ilköğretim
kademelerindeki tüm öğrenciler için tek tip kıyafet uygulamasına geri dönüldüyse de henüz
birçok kolej ve özel okulda kılık kıyafet serbestliği konusunda birbirlerinden oldukça farklı
kural ve sınırlamalar ortaya çıkmaktadır.
Bir başka farklılık da derslerin uygulanma basamağında gözlemlenmektedir. Polonya
eğitim sisteminde daha çok öğrenciyi hareketli kılacak, uzun soluklu proje ve tasarılara yer
verilmektedir. Söz konusu durum Türk eğitim sisteminde farklıdır; bireysel çalışmalara
dönük, kısa ve dönemsel faaliyetler esas alınır ( dönem ödevleri, bitirme tezleri, bireysel
günlük ev ödevleri vb.)
Özellikle 6-12 yaş aralığındaki çocuklara eğitim veren tüm özel ve devlet kurumlarının
genelinde gözlenen bir başka ayrıntı, ülkemizdeki çocukların sosyal alan faaliyetlerine
yeterince zaman ayıramayışıdır. Öte yandan Polonya Avrupa Birliği’nin yürütmekte olduğu
çevre projeleri kapsamında, ayda bir kez ve düzenli olarak öğrencilerini mutlaka bir sosyal
sorumluluk projesine yönlendirmektedir (çocuklar çevreyi temizler, ağaç diker ya da hayvanat
bahçesini ziyaret ederek gözlemlemelerde bulunur vb)
Türk Eğitim Sistemi’nin Polonya Eğitim Sistemi’ne nazaran akademik anlamda çok
daha kapsamlı olduğu söylenebilir. Ülkemizdeki üniversitelerin birçoğu için (Boğaziçi,
Bilkent vs.) Polonya’da ki üniversitelerden daha gelişmiş olduğu ve öğrencilerine gerek
akademik anlamda gerek araştırma anlamında çok daha fazla kaynak ve fırsat sunduğunu
söyleyebiliriz. Laboratuar ortamında yapılan deney ve gözlemlere ayrılan üniversite bütçeleri,
öğrenci değişim programları, yurtiçi ve yurtdışı meslek içi eğitim kursları ve sertifikaları
bahsini ettiğimiz kaynak ve fırsat imkânlarına örnek olarak gösterilebilir.
SONUÇ
Yapılan araştırmada her iki ülkenin de bireyin hak ve özgürlüklerini gözeterek, eğitimi
vatandaşın anayasal hakkı olarak tanımlamış olduğunu görüyoruz ki anayasal bir hak olarak
tanımlanan eğitim çağdaş dünyanın en önemli gereksinimlerindendir.
Dahası bireye aktarılmak istenen hedef davranışlar da Polonya ve Türkiye Eğitim
Sistemi için benzerlik göstermektedir. Ülkeler yeni yetişen çocuklarına henüz okul
çağındayken toplum ahlak bilincini ve toplumdaki yardımlaşma olgusunu aşılıyor ve bireyler
arasında işbirlikçi çalışma ortamı hazırlıyor.
Yine de gerek insan hakları için yazılan bildirge ve normlar olsun, gerekse Milli
Eğitim Bakanlılıklarının kural ve yönetmelikleri dikkate alındığında, yazık ki eğitim sistemi
henüz her iki ülke insanı için de aksıyor. Ülkemizin bazı bölgelerinde yaşanılan sorunlar- ki
Polonya’nın da bazı bölgelerinde aynı sorunlar gözlenmektedir- (örneğin, bazı okulların
henüz ulaşıma elverişli bir yolu yok ve bu öğrenciler soba kullanarak ısınıyorlar vb) ya da
zorunlu eğitimin özellikle kız çocukları söz konusu bağlayıcı bir nitelik taşımaması oldukça
düşündürücüdür.
Sonuç itibariyle, Türk ve Polonya eğitim sistemi için ilgili bakanlık ve kuruluşlara
ayrılan finansal fonun arttırılması, eğitim- öğretim hayatından mahrum bırakılan çocuklar
kapsamında ise acilen yasa ve yönetmeliklerde düzenlemelere gidilerek ilgililerin maddi ve
manevi yaptırımlarla mükellef kılınması, ayrıca üniversitelerin araştırma geliştirme (ARGE)
bölümlerine daha fazla önem verilerek diplomalı bireylerin iş hayatına kazandırılması gibi bir
takım yaptırımlar, her iki ülkenin eğitim alanındaki ortak gereksinimleri olarak
gözlemlenmiştir.
Kaynakça
Aktay, Y. (2002). Eğitimde küresel imkanlar – küreselleşen dünyada eğitimde fırsat eşitliği ve
özgürleşim fırsatları üzerine. Kuram ve Uygulamada Eğitim Birimleri, 2(1), pp.58-60.
Arkün Kocadere, S. (2013). Topluma hizmet uygulamaları dersinin işlenişi: Uygulama
örnekleri ve sürece ilişkin öğrenci gelişimlerinin değerlendirilmesi. pamu, (34), pp.75-
89.
Buluç, B. (1997). İlköğretim ikinci kademe okullarda eğitimde fırsat ve imkan eşitliği. Eğitim,
3(1), pp.44-59.
Ereş, F. (2005). Eğitimin sosyal faydaları: Türkiye-AB karşılaştırması. Milli Eğitim Ve Sosyal
Bilimler Dergisi, 33(167), pp.72-79.
Önür, H. (2013). Gelir düzeyinin eğitim imkanlarından yararlanma düzeyine etkisi: Süleyman
Demirel Fen Lisesi ve Atatürk Lisesi örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(18), pp.63-67.
Şemin, R. (1975). Okulda başarısızlık sosyo-kültürel açıdan şanssız çocuklar. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayımları.
Uzun, N. ve Sağlam, N. (2007). Ortaöğretim öğrencilerinin çevreye yönelik bilgi ve
tutumlarına ''Çevre ve İnsan'' dersi ile gönüllü eğitim kuruluşlarının etkisi. Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 33(1), pp.210-218.
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. (2004). Polonya, Almanya ve Fransa’nın Eğitim
Sistemlerine Genel bir Bakış. Sektörel ve bölgesel politikalar dairesi II. Dönem staj
çalışması.
Çalışkan (2006). AB sürecinde Türkiye ile AB ülkeleri Eğitim İstatistiklerinin
Karşılaştırılması. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi

Weitere ähnliche Inhalte

Was ist angesagt?

Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇
Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇
Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇Fadime Aldemir
 
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırma
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırmaFinlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırma
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırmaAykut Bucalı
 
Almanya Eğitim Sistemi
Almanya Eğitim SistemiAlmanya Eğitim Sistemi
Almanya Eğitim SistemiAykut Bucalı
 
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...zahmetr
 
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptxyusufozdmr
 
İngilteredeki Eğitim Sistemi
İngilteredeki Eğitim Sistemiİngilteredeki Eğitim Sistemi
İngilteredeki Eğitim SistemiÇağatay Aydoğan
 
Kişisel Rehberlik
Kişisel RehberlikKişisel Rehberlik
Kişisel Rehberlikgorkem224
 
Yöntem teknikler 1
Yöntem teknikler   1Yöntem teknikler   1
Yöntem teknikler 1massive501
 
Finlandiya Okul Öncesi Eğitim
Finlandiya Okul Öncesi EğitimFinlandiya Okul Öncesi Eğitim
Finlandiya Okul Öncesi EğitimAykut Bucalı
 
Comparing educational system of finland
Comparing educational system of finlandComparing educational system of finland
Comparing educational system of finlandYM Bait
 
Okul örgütü ve yönetimi
Okul örgütü ve yönetimiOkul örgütü ve yönetimi
Okul örgütü ve yönetimitubapkok
 
Almanya sosyal bilgiler öğretim programi
Almanya sosyal bilgiler öğretim  programiAlmanya sosyal bilgiler öğretim  programi
Almanya sosyal bilgiler öğretim programiazozgo
 
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimi
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimiAçık ve uzaktan öğrenme yönetimi
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimiSudeNurTokluolu
 
6. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 66. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 6Farhan Alfin
 
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in Japan
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in JapanJaponya Eğitim Sistemi / Education System in Japan
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in JapanMustafa POLAT
 
Presentation policies and initiatives of sed
Presentation policies and initiatives of sedPresentation policies and initiatives of sed
Presentation policies and initiatives of sedNazia Goraya
 
Finland Educational System
Finland Educational SystemFinland Educational System
Finland Educational SystemAllan Gulinao
 

Was ist angesagt? (20)

Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇
Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇
Almanya eği̇ti̇m si̇stemi̇
 
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırma
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırmaFinlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırma
Finlandiya ve türkiye egitim sistemi karşılaştırma
 
Almanya Eğitim Sistemi
Almanya Eğitim SistemiAlmanya Eğitim Sistemi
Almanya Eğitim Sistemi
 
Belçika
BelçikaBelçika
Belçika
 
Ab egitim
Ab egitimAb egitim
Ab egitim
 
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihte ve Günümüzde Eğitim Sistemi, Ünlü Eği...
 
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx
5. TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNİN ÖRGÜT VE YÖNETİM YAPISI.pptx
 
İngilteredeki Eğitim Sistemi
İngilteredeki Eğitim Sistemiİngilteredeki Eğitim Sistemi
İngilteredeki Eğitim Sistemi
 
Kişisel Rehberlik
Kişisel RehberlikKişisel Rehberlik
Kişisel Rehberlik
 
Yöntem teknikler 1
Yöntem teknikler   1Yöntem teknikler   1
Yöntem teknikler 1
 
Finlandiya Okul Öncesi Eğitim
Finlandiya Okul Öncesi EğitimFinlandiya Okul Öncesi Eğitim
Finlandiya Okul Öncesi Eğitim
 
Comparing educational system of finland
Comparing educational system of finlandComparing educational system of finland
Comparing educational system of finland
 
Okul örgütü ve yönetimi
Okul örgütü ve yönetimiOkul örgütü ve yönetimi
Okul örgütü ve yönetimi
 
Almanya sosyal bilgiler öğretim programi
Almanya sosyal bilgiler öğretim  programiAlmanya sosyal bilgiler öğretim  programi
Almanya sosyal bilgiler öğretim programi
 
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimi
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimiAçık ve uzaktan öğrenme yönetimi
Açık ve uzaktan öğrenme yönetimi
 
Education In Finland
Education In FinlandEducation In Finland
Education In Finland
 
6. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 66. karbonhidratlar 6
6. karbonhidratlar 6
 
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in Japan
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in JapanJaponya Eğitim Sistemi / Education System in Japan
Japonya Eğitim Sistemi / Education System in Japan
 
Presentation policies and initiatives of sed
Presentation policies and initiatives of sedPresentation policies and initiatives of sed
Presentation policies and initiatives of sed
 
Finland Educational System
Finland Educational SystemFinland Educational System
Finland Educational System
 

Andere mochten auch

TEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesTEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesSenem Öz
 
Workshop 11 november 2016
Workshop 11 november 2016Workshop 11 november 2016
Workshop 11 november 2016Multi Modis
 
presentatie Polen
presentatie Polenpresentatie Polen
presentatie Polenmeester6b
 
System Of Education In Poland
System Of Education In PolandSystem Of Education In Poland
System Of Education In Polandsavetherainbow
 
System of education in Poland
System of education in PolandSystem of education in Poland
System of education in Polands_y_l_w_i
 
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve Trendler
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve TrendlerEğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve Trendler
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve TrendlerYücel Tekin
 
Web' te Yeni Teknolojiler
Web' te Yeni TeknolojilerWeb' te Yeni Teknolojiler
Web' te Yeni Teknolojilerbote_iki
 
Montessori ve bilim eğitimi
Montessori ve bilim eğitimiMontessori ve bilim eğitimi
Montessori ve bilim eğitimiTuğçe Algül
 
Cooperative Learning
Cooperative LearningCooperative Learning
Cooperative LearningSenem Öz
 

Andere mochten auch (14)

Poland
PolandPoland
Poland
 
Polonya
PolonyaPolonya
Polonya
 
Polen
PolenPolen
Polen
 
TEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service PracticesTEGV - Community Service Practices
TEGV - Community Service Practices
 
Workshop 11 november 2016
Workshop 11 november 2016Workshop 11 november 2016
Workshop 11 november 2016
 
Poland
PolandPoland
Poland
 
presentatie Polen
presentatie Polenpresentatie Polen
presentatie Polen
 
System Of Education In Poland
System Of Education In PolandSystem Of Education In Poland
System Of Education In Poland
 
System of education in Poland
System of education in PolandSystem of education in Poland
System of education in Poland
 
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve Trendler
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve TrendlerEğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve Trendler
Eğitim Teknolojileri - Temel kavramlar ve Trendler
 
Web' te Yeni Teknolojiler
Web' te Yeni TeknolojilerWeb' te Yeni Teknolojiler
Web' te Yeni Teknolojiler
 
Eğitim Akımları
Eğitim AkımlarıEğitim Akımları
Eğitim Akımları
 
Montessori ve bilim eğitimi
Montessori ve bilim eğitimiMontessori ve bilim eğitimi
Montessori ve bilim eğitimi
 
Cooperative Learning
Cooperative LearningCooperative Learning
Cooperative Learning
 

Ähnlich wie Polonya Karşılaştırmalı Eğitim Tarihi İncelemesi

Egitim Seyehatleri Devri.ppt
Egitim Seyehatleri Devri.pptEgitim Seyehatleri Devri.ppt
Egitim Seyehatleri Devri.pptNurullahUruk
 
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitim
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitimTanzimat sonrası osmanlıda eğitim
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitimFurkan Kılıç
 
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...Hilal Cura
 
Türklerde eğitim ünitesi
Türklerde eğitim ünitesi Türklerde eğitim ünitesi
Türklerde eğitim ünitesi Ömriye Karataş
 
2 tarih icinde turk edebiyatı
2   tarih icinde turk edebiyatı2   tarih icinde turk edebiyatı
2 tarih icinde turk edebiyatıUmut Açıkgöz
 
Cultural Studies In Turkey
Cultural Studies In TurkeyCultural Studies In Turkey
Cultural Studies In Turkeybenarkeoloji
 

Ähnlich wie Polonya Karşılaştırmalı Eğitim Tarihi İncelemesi (7)

Egitim Seyehatleri Devri.ppt
Egitim Seyehatleri Devri.pptEgitim Seyehatleri Devri.ppt
Egitim Seyehatleri Devri.ppt
 
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitim
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitimTanzimat sonrası osmanlıda eğitim
Tanzimat sonrası osmanlıda eğitim
 
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...
30 Mart 2014'ü anlayabilmek için 10 sayfada Türkiye'nin son 100 yılı. Feroz A...
 
Türklerde eğitim ünitesi
Türklerde eğitim ünitesi Türklerde eğitim ünitesi
Türklerde eğitim ünitesi
 
2 tarih icinde turk edebiyatı
2   tarih icinde turk edebiyatı2   tarih icinde turk edebiyatı
2 tarih icinde turk edebiyatı
 
Cultural Studies In Turkey
Cultural Studies In TurkeyCultural Studies In Turkey
Cultural Studies In Turkey
 
Ders 4 türkiyede eğitim kurumu
Ders 4 türkiyede eğitim kurumuDers 4 türkiyede eğitim kurumu
Ders 4 türkiyede eğitim kurumu
 

Mehr von Senem Öz

Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’ by Paul Johnson.
Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’  by Paul Johnson.Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’  by Paul Johnson.
Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’ by Paul Johnson.Senem Öz
 
'Remember' by Christina Rosetti
'Remember' by Christina Rosetti'Remember' by Christina Rosetti
'Remember' by Christina RosettiSenem Öz
 
'All My Sons' Pre-activities
'All My Sons'  Pre-activities 'All My Sons'  Pre-activities
'All My Sons' Pre-activities Senem Öz
 
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire 'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire Senem Öz
 
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom Senem Öz
 
The Comedy Of Errors
The Comedy Of ErrorsThe Comedy Of Errors
The Comedy Of ErrorsSenem Öz
 
A Midsummer Night's Dream
A Midsummer Night's Dream A Midsummer Night's Dream
A Midsummer Night's Dream Senem Öz
 
Neuro Linguistic Programming in Elt
Neuro Linguistic Programming in EltNeuro Linguistic Programming in Elt
Neuro Linguistic Programming in EltSenem Öz
 
I am not yours
I am not yoursI am not yours
I am not yoursSenem Öz
 
Website Evaluation
Website EvaluationWebsite Evaluation
Website EvaluationSenem Öz
 
Real-life And Pedagogic Objectives
Real-life And Pedagogic ObjectivesReal-life And Pedagogic Objectives
Real-life And Pedagogic ObjectivesSenem Öz
 
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan Woolley
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan WoolleyTo The Residents Of A.D 2029 by Bryan Woolley
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan WoolleySenem Öz
 

Mehr von Senem Öz (12)

Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’ by Paul Johnson.
Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’  by Paul Johnson.Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’  by Paul Johnson.
Workshop reflection - ‘Behaviour Is Not Just Behaviour’ by Paul Johnson.
 
'Remember' by Christina Rosetti
'Remember' by Christina Rosetti'Remember' by Christina Rosetti
'Remember' by Christina Rosetti
 
'All My Sons' Pre-activities
'All My Sons'  Pre-activities 'All My Sons'  Pre-activities
'All My Sons' Pre-activities
 
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire 'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire
'All My Sons' by William Shakespeare - Pre-reading questionnaire
 
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom
Fostering Global Citizenship In The Young Learner Classroom
 
The Comedy Of Errors
The Comedy Of ErrorsThe Comedy Of Errors
The Comedy Of Errors
 
A Midsummer Night's Dream
A Midsummer Night's Dream A Midsummer Night's Dream
A Midsummer Night's Dream
 
Neuro Linguistic Programming in Elt
Neuro Linguistic Programming in EltNeuro Linguistic Programming in Elt
Neuro Linguistic Programming in Elt
 
I am not yours
I am not yoursI am not yours
I am not yours
 
Website Evaluation
Website EvaluationWebsite Evaluation
Website Evaluation
 
Real-life And Pedagogic Objectives
Real-life And Pedagogic ObjectivesReal-life And Pedagogic Objectives
Real-life And Pedagogic Objectives
 
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan Woolley
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan WoolleyTo The Residents Of A.D 2029 by Bryan Woolley
To The Residents Of A.D 2029 by Bryan Woolley
 

Polonya Karşılaştırmalı Eğitim Tarihi İncelemesi

  • 1. T.C. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Karşılaştırmalı Eğitim Alev Senem Özakın 120103035 Öğretim Görevlisi Aydın Yaka 2015
  • 2. ÖNSÖZ Bu çalışma İzmir Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Alev Senem Özakın tarafından ‘’ Karşılaştırmalı Eğitim ’’ dersi kapsamında hazırlanmıştır. İçerikte, genel itibariyle Polonya Cumhuriyeti’ nin eğitim sistemi, yöntemleri ve tarihsel gelişim süreci hakkında toplanan bilgi ve gözlemler değerlendirilmekte ve yorumlanmaktadır.
  • 3. Polonya ve Tarihsel Gelişim Süreci Polonya, Doğu Avrupa'nın önemli bir tarım ve ticaret merkezidir. Günümüzde yaklaşık olarak 38 milyonu bulan nüfusu ile gerek İskandinav ülkeleri gerekse Avrupa sanayisi için işgücü sağlamaktadır. Öte yandan Avrupa sanayisinin merkezi olarak kabul edilen Almanya ve Fransa için de büyük önemi olduğu söylenebilir. Çünkü ülke topraklarının yarısından fazlası tarıma ve ıslahata oldukça elverişlidir ve bu toprakların büyük kısmını çam ve kayın ağaçlarıyla örtülü ormanlar çevreler. Avrupa ülkeleri hammadde ihtiyaçlarının büyük bölümünü, yalnız bu ormanlarından elde edilen kereste, odun, kâğıt ve bal gibi ürünleri işleyerek temin etmektedirler. Öte yandan Polonya kraliyet tarihine ve ülkenin varoluş sürecine şöyle bir göz gezdirecek olursak, özetle ülkenin geçmiş yıllar boyunca birçok savaşa ve ayaklanmaya tanıklık ettiğini dile getirebiliriz. Ülke tarihinde Osmanlıların etkisi yadsınamaz ölçüde yer tutmakta ve Lehler ile Türklerin resmi platformdaki ilk karşılaşmaları 17. Yüzyılın sonlarına değin uzanmaktadır. O yıllarda Osmanlı akınları karşısında zayıf düşen Polonya, bir yandan Avrupa’nın ortalarına doğru ilerleyen Osmanlı ordusu öte yandan topraklarını batıya doğru genişletme ideolojisi içerisinde planlar yapan Rus birliklerinin arasında kalmıştır. Fakat Viyana’yı kuşatan Osmanlı ordusunun geri çekilmesiyle imzalanan Karlofça Antlaşması ile Türkler ve Lehler birbirlerini ilk kez resmen tanımış ve ülkeler arasında günümüze değin uzanacak dostluk bağlarının temelleri atılmıştır. Öte yandan 17. ve 18. Yüzyıllarda Avusturya ve Rusya Avrupa'nın iki büyük gücü olarak öne çıkmaktadır ve İsveç'in işgaline uğramış Polonya, Türkler ile kurduğu dostluk bağlarının bir benzerini yazık ki ne Ruslar ile ne de Avusturya ve müttefikleri kuramaz. Bu gelişmelerin sonucu olarak, 18. Yüzyılın sonlarında Polonya nüfusunun dörtte birini yitirir ve sanayi olarak diğer Avrupa ülkelerinin hemen hepsinden geri kalır. Bu durumu kendi lehine avantaja çeviren kral I.Petro, Polonya topraklarının bir bölümünü ele geçirerek, Polonya'nın Rusya'nın koruması altına girdiğini ilan etmiş ve ilerleyen yıllarda imzalanan bir başka antlaşmayla Polonya topraklarının yaklaşık üçte birini Rusya, Avusturya ve Prusya arasında pay etmiştir. Bu antlaşma, ülkeyi sömürgeleştirmiş ve gerek siyasal gerekse hukuksal alanda geri bırakmıştır.
  • 4. Büyük ülkelerin baskılarından bir türlü kurtulamayan Polonya, I. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 20. Yüzyılın ilk çeyreğine değin tarih sahnesinden geçici olarak silinmiştir. Prusya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Rusya egemenliği altında bulunan Polonya 1918 yılında topraklarını tam 123 yıl aradan sonra yeniden bir araya getirmeyi başarmış, en sonunda bağımsızlığını ilan etmiştir. Fakat çok geçmeden bu kez II. Dünya Savaşı çıkmış ve Polonya karşılıklı çıkar ilişkileri neticesinde birbirleriyle savaşa tutuşan Nazi Almanyası ve Kızıl Ordu arasında kalmıştır. Bu süreçte topraklarının büyük bölümünü kaybeden Polonya son kez yine S.S.C.B’ nin yani bugünkü Rusya Federasyonu’nun kontrolü altına girmiştir. Ülkede toprak reformunun yapılması ve sanayi işletmelerinin kamulaştırılması ta ki 1980 senesinde Lech Walesa önderliğinde gerçekleşen tam bağımsızlık mücadelelerinin başlangıcına kadar devam etmiştir. Ülkede sanayileşmek amacıyla çok hızlı adımlar atılmış ve ülke nihayetinde kendi kaynaklarını kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya başlayacak seviyeye taşınmıştır. Nihai olarak 30 Ocak 1990 yılında ülkedeki komünist merkezli rejim lağvedilerek yerine demokratik sisteme geçilmiştir. Polonya Eğitim Sisteminin Tarihsel Evrimi ve Süreçleri Polonya geçmişten günümüze Avrupa’nın en dindar ülkesi olarak değerlendirilebilir. Leh ulusu Vatikan merkezli yayılan Katolik Hıristiyan görüşten oldukça etkilenmiştir ve eğitim tarihindeki ilk adımlar yine dini görüşlerine hizmet edecek biçimde, papaz okulları ve manastırlar yaptırarak hayata geçirilmiştir. Bu manastırlarda eğitilen rahip ve rahibeler özellikle Vatikan’da çeşitli görevler üstlenmiş, tıpkı günümüzdeki diplomatlar gibi iki ülke arasında temsilci vazifesiyle çalışmışlardır. Diğer din adamları ise kiliselerde halka vaazlar vermiş, toprak sahiplerinin ve kraliyet ailesinin emirleri doğrultusunda halkla yakın münasebetler kurmak görevini üstlenmiştir. Polonya eğitim sistemi Avrupa da ki Rönesans ve Almanya kökenli ortaya çıkan Reform hareketlerinden (aydınlanış sürecinden) hemen hiç etkilenmemiş, uzun yıllar boyunca
  • 5. kilise ve manastır kökenli eğitim sistemini vazife edinerek din adamı yetiştirmeye devam etmiştir. Hatta öyle ki uzun yıllar kendi düzenli ordularını kuramamış, daha çok Vatikan’ a yakınlıkları münasebetiyle Papalık ve Haçlı ordusu tarafından korunmuşlardır. 18. Yüzyılın sonlarına doğru özellikle denizcilik ve gemi sanayinde gelişen Baltık ülkelerini yakalamak amacıyla kuzey liman kentleri Gdanks ve Gdynia da tersaneler kurmaya başlamıştır. Kurulan bu tersanelerde görev alacak vasıflı gemi adamlarını ve askerleri yetiştirmek amacıyla askeri ve siyasal alanlarda bazı yatırımlar yapılmış ama İsveç ve Rus donanmalarının baskısı sonucunda kayda değer bir ilerleme elde edilememiştir. Askeri ve siyasi alanlarda nitelikli bürokrat yahut komutan yetiştiremeyen ve eğitim faaliyetleri konusunda tabiri caizse bir yanı eksik kalan Polonya, eğitim- öğrenim alanındaki ilk somut başarısını ancak 20. Yüzyılın başlarında kimya, fizik ve matematik alanlarında elde etmeyi başarmıştır. Alman bilim adamlarının elde ettiği gelişmelerden de etkilenen Lehler, o 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde pozitif bilimlere oldukça önem vermiş ve ülkenin dört bir yanında yükseköğrenime hizmet verecek okullar açarak, kendilerine yeni, parlak bir gelecek kurmanın yollarını aramaya başlamışlardır. Öyle ki Polonya’nın tam bağımsızlığının ancak gençliğin bilinçlenmesi ve kendini geliştirmesiyle mümkün kılınabileceğini anlayan kraliyet ailesi finansman kaynaklarını fen ve matematik fakültelerine harcamaya başladı. Örneğin Marie Curie Polonya asıllı kimyager ve fizikçi radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü bu sırada kazandı. Uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfetti. Toryumun radyoaktif özelliğini buldu ve radyum elementini ayrıştırdı. Kendisi 1911 Nobel Kimya ödülü sahibi ve radyoloji biliminin de kurucusudur. Çalışmalarıyla yeni bir sayfa açmayı başaran Curie sayesinde Polonya’ da Avrupa ülkeleri arasında büyük sükse yaptı ve bu başarıdan sonra mali kaynakların çoğu eğitime, özellikle fen ve matematik fakültelerine ayrıldı. Bir süre sonra II. Dünya savaşı patlak verdiğinde Polonya fen ve matematik fakültelerine yaptığı yatırımın karşılığını ikinci kez alacak ve çok doğru karar verdiğini anlayacaktı. Almanların bir türlü çözülemeyen sistematik yazışmaları, yani Enigma Makinesi,
  • 6. Polonyalı ünlü matematikçi Marian Rejewski’ nin olağanüstü çabasıyla deşifre edilebildi ve böylece Polonya eğitim sistemini bir kez daha gözden geçirerek askeri, siyasi, hukuk ve pozitif bilimler (fen –matematik) alanlarında yeni icraatlar kaydetti. Bu icraatları kısaca, nitelikli vasıflara sahip öğretmenlerin komşu ülkelerden getirilmesi, yeni fen ve matematik fakültelerinin açılması, derslik ve yerleşkelerin geliştirilmesi ve bilimsel alanda çalışmalar yürüten gençlerin özel bir fon ayrılarak desteklenmesi olarak sınıflandırabiliriz. Polonya Eğitim Finansmanı ve Fonları Polonya’daki öğretim finansmanı yasalar çerçevesinde merkezi hükümet tarafından belirlenmekte ve yine yasalar tarafından ayrılan fonlar ilgili eğitim kurumlarına pay edilmektedir. Bu işlem uygulanırken ilgili eğitim kurumlarının en başta seviyesi (örneğin bu kurum bir üniversite ya da lise kolej olabilir), daha sonra öğrenci sayısı ve kurumsal ihtiyaçları göz önüne alınır ve hesaplamalar yapılır. Bağış adı altında yapılan katkı fonları bir araya toplandığında ise, bu kaynaklar okul öncesi eğitime ya da öğrenimin en alt basamağında bulunan kurum ve kuruluşlara ayrılır. Bu fonlar ile ya kurumlara katkılar yapılarak okullar için gerekli araç ve gereç ihtiyacı kapatılmakta ya da merkezi hükümetin temin edemediği envanterler ve demirbaşlar kurumlara kazandırılmaktadır. Lisans ve lisansüstü seviyedeki yükseköğretim kurumlara ayrılan finans kaynakları göz önüne alındığında ise durum oldukça farklıdır. Öğrenci sayısı ve yetkin öğretim elemanı sayısı oldukça önemlidir. Bu kurumların ilgili finans kaynaklarını incelendiğinde, devletin kurumsal olarak örgütlediği Bilimsel Araştırma Komitesi’nin hayli önemli olduğunu görülür. Yükseköğretimde yürütülen araştırmaların güvenilirliğini test eden komite ayrıca gerekli finans fonlarını ilgili kurumlara dağıtmakla mükelleftir. Komisyonda demokratik olarak seçilmiş 60 kadar akademisyen bulunmaktadır ve bu akademisyenler farklı alanlarda temsilcilikler yürütür. Bu komisyon kanunlar ve yatırımlar dâhil olmak üzere araştırma finansmanı konusundaki tüm kararları verebilmektedir. Ayrıca sorumlulukları arasında ülkenin bilimsel politikaları hakkında merkezi hükümeti bilgilendirmek, bilim ve teknoloji alanındaki gider
  • 7. bütçelerini yetkili bakanlara sunmak, kurumlar ve araştırma merkezlerine gerekli fonları sağlamak ve bunları denetlemek, bilim ve teknoloji alanında uluslar arası düzenlenen toplantılara katılarak anlaşmalar imzalamak bulunur. Hükümet aygıtı konumundaki Bilimsel Araştırma Komitesi, bir araştırmanın finansmanına karar verirken alan uzmanlarının görüşlerine de muhakkak başvurur. Konsey araştırma ve geliştirme bütçesinin dağıtılmasında önemli bir yere sahiptir ve öyle ki bu dağılımı yaparken devlet politikaları gözetilir. Fonların dağıtılmasındaki diğer bir önemli ölçüt de kurumların son beş yıl içinde ortaya koyduğu akademik yayımlardır. Eğitimin Yönetimi Polonya’da bireyler arası iletişim ve işbirliğini temel alan eğitim yöntemi esas alınmıştır. Buradaki amaç bireye sosyal – birey statüsü kazandırmak ve bireyin yardımlaşma duygusunun gelişimine olumlu yönde katkıda bulunmaktır. Öğrenim dönemi bahar ve güz dönemi olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İlkokul ve ortaokul kademelerindeki sınıflarda genellikle 1 öğretmen ve öğretmene yardımcı olmak koşulu ile 1 rehber yahut yardımcı öğretmen derslere icap etmektedir. Öğretmen konuları öğrencilere anlatırken, yardımcı öğretmen öğrencilerle birebir iletişime girer, sorular sorar, şayet gerekliyse kılavuzluk eder. Çocuktaki istek duygusu yardımcı öğretmenle kurulan birebir iletişim sebebiyle gelişmektedir. Belirtmekte yarar vardır ki, görüldüğü üzere bu uygulama sonuç odaklı olmaktan çok; süreç odaklı bir eğitim sisteminin göstergesidir. İletişimi esas alan ve işbirlikçi eğitim yöntemine dayandırılan bu prensipler kısaca; tartışma, diğer insanların fikir ve düşüncelerini anlama ve öğrencilerin sorumluluk üstlendiği projeleri işbirliği yürüterek tamamlamaları gibi farklı vasıfların en az birini ya da daha fazlasını içerebilir. Eğitimde uygulanan bu yöntemler, ortaöğretimin farklı alanlarında (örneğin meslek okulları vs.) yahut lisans ve lisansüstü kurumlarda dersin içeriği ve müfredat açısından farklılıklar içerse de, söz konusu eğitimin yöntemi ve uygulanması olduğunda birbirlerine her kademe oldukça benzerlik gösterirler.
  • 8. Polonya’ da Eğitim Nasıl Uygulanır: Polonya Eğitim Sistemi Kademeleri Okul Öncesi ve Özel Eğitim Polonyada 20.Yüzyılın başlarında kurulan okul öncesi eğitim kurumları günümüzde de sistematik olarak devam etmektedir. 1940 yıllardan başlayarak kadınların iş hayatında aktif olarak rol almalarıyla birlikte okul öncesi eğitime verilen önem artmıştır. Eğitimin birinci basamağı ilkokullara bağlı olarak faaliyet gösteren, 6 yaş grubuna yönelik sınıflarda ve 3 ile 5 yaş arası çocuklara yönelik yetiştirme okullarında verilmektedir. 1970’lerde okul öncesi eğitime olan talep arttığında sınıflar oldukça kalabalıktı, fakat 1980’ lerin sonlarına yaklaşıldığında eğitim ve öğrenim alanında yapılan bir dizi ıslahat faaliyeti ile bu sayı düşürüldü. Okul öncesi eğitim kurumlarının büyük bölümü paralı hale getirilmişti. Bu sebeple okul öncesi eğitim bir zorunluluk olmaktan çıktı. Polonya’nın Avrupa Birliği Üyeliği’ne girmek için gerekli koşulları hızlandırmasıyla birlikte 2002-2003 eğitim öğretim yılının başlangıcında okul öncesi eğitim zorunlu hale getirildi. Yine aynı tarih ve yasaya göre artık 2.5 yaşını doldurmuş her çocuğun ilgili kurumlara kaydının yaptırılmasının önü açıldı. Esas itibariyle çocuklar bu kurumlarda ilgi ve temel yeteneklerine göre sınıflandırılırlar ve sınıf mevcudu 25’i geçmeyecek şekilde öğrenim görürler. Yaşları 2.5 ile 6 arasında değişen çocukların toplum ahlakı, arkadaşlık ve sosyo- kültürel konular üzerinde yoğunlaşmaları, topluma kolay adapte olabilen ahlaklı bireyler olmaları hedeflenmektedir. Ayrıca okul öncesi eğitimde Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmış 20 kadar farklı madde bulunur. Bu müfredatlarda çocuğun görsel ve işitsel yeteneklerini geliştiren oyunlarla farklı etkinliklere yer verilmektedir. Öğretmen ve eğitimciler ilgili kurumlarda en az 5 ile 9 saat arasında çalışmaktadır. 6 yaşından gün alan çocukların fiziki ve psikolojik gelişimlerini değerlendirmek üzere bir form hazırlanır ve bu yolla özel eğitime muhtaç çocuklar tespit edilir. Özel eğitime muhtaç olduğu düşünülen çocuklar engelliler için oluşturulmuş kurum ve kuruluşlara yönlendirilir. Bu kuruluşlarda derslikler 6 ile 16 kişilik gruplar oluşturulacak şekilde tasarlanmıştır ve her bir grupla en az iki öğretmen vardiyalı olarak ilgilenir.
  • 9. İlkokul Eğitimi Tüm öğrenciler ücretsiz okula giderler. Kabul edilmek için öne sürülen tek ölçüt ise 6 yaşını doldurmuş olmaktır. Aileler çocuklarını evlerine en yakın okula veya anaokuluna kayıt yaptırmak zorundadırlar. Öğrenim yılının ilk senesi 0. Sınıf olarak kabul edilir ve akademik yarıyıl içinde çocuklar genel itibariyle okul eğitimine hazırlanır. Ders yılı 2 döneme ayrılmıştır. Eylül ve Haziran ayları arasında 185 gün civarında bir süreyi kapsamaktadır. Zorunlu dersler 1. sınıf için 45 dakikalık maksimum 23 ders, ve 2. ve 3. sınıflar için maksimum 28 ila 31 ders saatini kapsamaktadır. Haftanın 5 günü öğrenim devam eder. İlkokul eğitiminde öğrencilerin öğretmenlerine oranı oldukça çarpıcıdır. Yaklaşık her 10 öğrenci için 1 öğretmen düşmektedir. Bir sınıfta bulunan ortalama öğrenci sayısı yaklaşık 20 kadardır ve bu sayı mevzuat tarafından belirlenir. Öğrenimin ilk sınıfında, finansmanın yabancı dil öğretimine izin verdiği okullarda yabancı dil öğretimi uygulanır. Bu dil genellikle İngilizce ya da Almancadır. İlgili yabancı dil eğitiminin haricinde geriye kalan bütün derslerden aynı öğretmen sorumludur. Fakat dördüncü yıldan itibaren her ders kendi alanında uzmanlaşmış öğretmenler tarafından öğretilmektedir. Öte yandan zorunlu eğitime yönelik ana öğretim programı tüm öğrenciler için aynıdır. Okullar (öğretmenler) ders kitaplarını Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı tarafından onaylanan bir listeden seçebilirler. Öğretim ve değerlendirme yöntemlerini seçmekte, yenilikçi öğretim yöntemlerini hayata geçirmede ve öğretim programını seçmede (Milli Eğitim ve spor Bakanlığı tarafından onaylanan bir listeden) serbesttirler. Ayrıca ana öğretim programına dayalı olarak kendi öğretim programlarını geliştirip onay için bakanlığa sunabilirler. Ders yılı boyunca öğrencilerin bilgi ve becerilerinin değerlendirilmesi Polonya’da standart hale getirilmemiştir ve tamamen öğretmenlerin takdirine bırakılmıştır. Değerlendirmeler düzenli olarak yapılan yazılı ve sözlü sınavlara dayalı olarak yapılır. Her dönemin sonunda elde edilen sonuçlar her okulun öğretmenler konseyi tarafından onaylanmalıdır. Başarılı sonuç elde edemeyen öğrencilerin aynı akademik yılı tekrar etmesi gerekebilir.
  • 10. Özellikle son yıllarda standart hale getirilen sınavlar ve testler de değerlendirmeye katkıda bulunmaktadır. Harici değerlendirme olarak nitelendirebileceğimiz bu uygulamanın temel hedefleri esasen; eğitimde daha iyi kalite kontrol temin etmek, öğrencilerin başarılarının teşhis edilmesini desteklemek, ulusal ölçeğe göre test ve sınav sonuçlarının olası karşılaştırmasını yapmak olarak ifade edilebilir. Harici değerlendirme sistemi Merkezi Sınav Komisyonu tarafından desteklenen ve denetlenen 8 farklı Bölgesel Sınav Komisyonu tarafından düzenlenmektedir. Zorunlu eğitimdeki bu yeni harici değerlendirme sistemi öğrenim basamaklarının sonraki etaplarını kapsamaktadır. 6 yıllık İlkokulun sonunda öğrenciler yaklaşık olarak 13 yaşındadır ve seçme işlevi olmayan genel, zorunlu bir test sınavına girerek gymnasium ( 3 yıllık orta öğretime verilen ad)’ giderek eğitimlerine devam edebilirler. Program dâhilinde ana öğretim programında kazanılan beceriler incelenmektedir. Ortaöğretim Kurumları ve Kriterleri Gymnasium’a gitmeye hak kazanan öğrenciler ortaöğretim eğitimlerine genel orta öğretim ikinci devre okulları, uzmanlık orta öğretim ikinci devre okulları, teknik orta öğretim okulları yahut temel mesleki okullardan birine giderek devam edebilirler. İlgili kurumlara yapılan yönlendirme ve seçimlere, öğrencinin gymansium sınavında aldığı puanlar dâhil olmak üzere gymnasium bitirme sertifikasında yer alan puanlar da gözetilerek (belirli derslerde alınan sonuçlar ve diğer başarılara dayalı) karar verilir. Detaylı kabul kuralları yeni öğrencilere giriş hakkı veren gymnasium sonrası okullar tarafından belirlenir. Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı her türdeki okullar için genel eğitime yönelik ana öğretim programını belirler. Öğretmenler ders kitaplarını Bakanlık tarafından onaylanan bir listeden seçebilirler. Öğretmenler öğretim ve değerlendirme yöntemlerine karar vermekte, yenilikçi öğretim yöntemlerini getirmekte ve öğretim programını (Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı tarafından onaylanan bir listeden) seçmekte serbestlerdir. Ayrıca kendi öğretim programlarını geliştirip – ana öğretim programına dayalı olarak – onay için Bakanlığa sunabilirler.
  • 11. Bu eğitim seviyesindeki değerlendirme zorunlu eğitimdeki düzenlemelere benzemektedir. Eğitimin sonunda bütün okullar (temel mesleki okullar hariç) final sınavı (matura) düzenlemektedirler. Okullar genel itibariyle yüksek öğretime giriş için gerekli final sınavına girenler ve başarılı olanlara yönelik bir sertifika ya da öğrencilerin iş piyasasına girmelerine izin veren bir sertifika verebilirler. Ayrıca orta öğretim ikinci devre okullarının sonunda yeni bir harici olarak standart hale getirilen genel sınavlar sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemi final 2 (matura 2) sınavı olarak isimlendirebiliriz. Alınan sonuçlar harici dinleme Bölgesel Sınav Komisyonları tarafından hazırlanıp değerlendirilecek ve okul öğretmenleri tarafından hazırlanıp denetlenebilecektir. Mesleki sınavlar sistemi ise teknik orta öğretim ikinci devre okullarına ve orta öğretim sonrası okullarda uygulanmaktadır. Sınav 2 temel bölümden oluşmaktadır ki bu bölümler bir meslek ve iş etkinliklerinin idare edilmesi ile ilişkili bilgi ve yetenekleri kontrol eden yazılı sınav ve bir mesleği icra etmek için gerekli becerileri kontrol eden uygulamalı sınavları içermektedir. Öğrenciler Gymnasium eğitimini öğrenim gördükleri fakültelere göre farklı yaşlarda bitirebilirler. Fakat ortaöğretim kurumlarındaki birinci basamak eğitimi yaklaşık olarak 3 sene sürmektedir. Eğitimlerine devam etmek isteyen öğrenciler ilgili kurumdan aldıkları not ortalaması ve sınav puanlarıyla, ek genel orta öğretim okulları ve ya ek teknik orta öğretim okullarından birine devam edebilirler. Yükseköğretim Eğitimi Polonya’ da çok çeşitli türlerde üniversite dışı ve üniversite yüksek öğretim kurumu bulunmaktadır. Üniversite dışı yüksek mesleki okullar, öğretmen eğitimi kolejleri, geleneksel üniversiteler, teknik üniversiteler ve akademiler gibi. Bu yükseköğretim kurumları amaçlarına yönelik eğitim programlarını izlerler ve bu okullarda öğretilen dersler birbirlerinden farklılık gösterebilir. Pek çok fakülte tarafından giriş sınavları düzenlenmekte ve serbest alımlar yapılmaktadır Fakat bir yüksek öğretim kurumuna giriş yapabilmek için genellikle final sınavı sertifikası istenebilir. Kısacası kurumlar alım işlemini nasıl organize edeceklerine karar verme konusunda serbest bırakılmıştır.
  • 12. 3 veya 4 yıllık yüksek meslek eğitimi sonunda öğrencilere mesleki yeterlilik diploması ve iş piyasasına ya da genişletilmiş yüksek eğitime girme imkânı sunan diplomalar tahsis edilir. 4.5 ila 6 yıllık süresi olan üniversiteler ve diğer üniversite türü yüksek öğretim kurumları ‘’yüksek öğretim diploması’’ verirler ki öğrenciler bu diplomayla bir doktora programına başvurabilirler. Öte yandan izledikleri çalışma sahasına bağlı olarak öğrencilere çeşitli unvanlar da verilebilir. Öğretmen ve akademisyenlere şöyle bir değinecek olursak, hemen hepsi yasalarca belirlenmiş öğretim yeterliliklerine sahip olmalıdır. Gerekli eğitim türü öğretim seviyesine bağlıdır. Öğretmenler kendi aralarında sözleşmeli öğretmen, atanmış öğretmen ve kiralanmış öğretmen olarak sınıflandırılırlar. Göze çarpan bir sicili olan kiralanmış öğretmenlere ayrıca fahri eğitim profesörü unvanı verilebilir. Özellikle yükseköğretimde görev alacak öğretmenlerin eğitimi standartları değişikliğe uğramıştır. Bakanlık yönetmeliği Eylül 2004’te öğretmenlik eğitimine başlayan öğrencilere bu yenilikleri tanıtmıştır. Bu değişiklikler mesleki eğitim ders saatlerindeki artışı, her 2 konuda da ehil olma gereksinimini, Bilişim teknolojileri yetenekleri ve bir yabancı dil hâkimiyetini kazanmayla ilgilidir (B2, B2+ Ortak Avrupa Çerçevesi kapsamında). Yine yükseköğretim kurumlarının eğitim stratejilerinde ileri değişiklikler yapılması öngörülmektedir. Eğitime girişin artırılması ve daimi eğitimin kalitesinin yükseltilmesini hedeflemekte bu çerçevede üniversite bünyesinde oluşturulan komisyonlar araştırmalar yürütmektedir. Yükseköğretim kurumlarının hepsinde internet erişimi, ilgili fakültelere tahsis edilmiş laboratuar ve araştırma sahaları ve kütüphaneler bulunmaktadır. Kısacası Polonya yüksek eğitim sistemini diğer Avrupa Yüksek Öğretim sistemleri ile uyumlu hale getirmeyi hedeflemektedir. Öğretmen Yetiştirme Öğretmen ve akademisyenlere şöyle bir değinecek olursak, hemen hepsi yasalarca belirlenmiş öğretim yeterliliklerine sahip olmalıdır. Bu yeterlilikler İlgili kurumun eğitim seviyesine ve eğitim türüne bağlıdır.
  • 13. Bunları üç temel başlıkta incelenebilir: I. İlkokul düzeyi: öğretmenin üniversite türü yüksek öğretimi (öğretmenlere licencjat veya magister ünvanları verilen 3 veya 5 yıl süreli öğretim) veya üniversite dışı yüksek öğretim türünü (öğretmenlerin diploma aldığı 3 yıl süreli öğretim) tamamlamış olması gerekmektedir. II. Orta öğretim birinci devre düzeyi: licencjat veya magister derecesi III. Orta öğretim ikinci devre seviyesi: magister derecesi Ayrıca, pedagojik eğitimin tamamlanması eğitimin her düzeyinde gerekmektedir. Bunlara ek olarak, 18 Şubat 2000 tarihinde kabul edilen değişikliğe uğramış Öğretmenler Tüzüğü öğretmenlik mesleğine 4 kategori getirmektedir: • Stajyer öğretmen • Sözleşmeli öğretmen • Atanmış öğretmen • Kiralanmış öğretmen Bu bağlamda göze çarpan bir sicili olan kiralanmış öğretmenlere ayrıca fahri eğitim profesörü unvanı verilebilir. Diğer veriler incelendiğinde 2002/ 2003 ders yılında Polonya’da tam zamanlı çalışan öğretmen sayısını 556,760 olarak elde ederiz ki bu rakam yüksek öğretimin altındaki tüm seviyeler göz önünde bulundurularak elde edilmiştir. Toplam rakamın 31,930’unu stajyer öğretmenler (% 5,7), 78,030’unu sözleşmeli öğretmenler(% 14.0), 403,200’ünü atanmış öğretmenler (% 72.4), 40,950’sini kiralanmış öğretmen (% 7.4) ve 2650’sini ise diğer öğretmenler (% 0.5) oluşturmaktaydı. Fakat 2004 senesinden itibaren öğretmen eğitimi standartları değişikliğe uğratılmış ve bakanlık yönetmeliği Eylül 2004’te öğretmenlik eğitimine başlayan öğrencileri, bazı yeni vasıfları edinme zorunluluğuyla sorumlu kılmıştır. Bu değişiklikler mesleki eğitim ders saatlerindeki artışı, bilişim teknolojileri yetenekleri ve bir yabancı dil hâkimiyetini konularında ehil olma gereksinimini kapsamaktadır (B2, B2+ Ortak Avrupa Çerçevesi dâhilinde yapılmış yenilikler).
  • 14. Polonya Eğitim Sistemi ve Türk Eğitim Sistemi Karşılaştırması Polonya eğitim sistemini hukuksal ve siyasal alanda incelediğimizde, Türk eğitim sistemiyle birçok ortak noktada birleştiğini görebiliriz. Örneğin her iki eğitim sistemi de dil, din, etnik kimlik ve özellikle cinsiyet farklılıkları gözetmeksizin, eğitimi bir vatandaşlık hakkı olarak sunmaktadır. Öte yandan belirli bir seviyeye gelinceye değin her iki eğitim sistemi de ülke vatandaşları için zorunludur ve devlet okullarında öğrenim yükseköğretim kademesine ulaşıncaya değin ücretsizdir. Ayrıca öğretmen atamaları ilgili bakanlık tarafından yapılır ve alanında uzman, yetkili kişiler tarafından oluşturulan bir kadro müfredatı belirleyerek bakanlığa sunar. Bakanlık oluşturulan müfredatı denetlemek ve ülkenin dört bir yanındaki bütün özel ve devlet okullarında uygulanır kılmakla mükelleftir. Bu kapsamda Türkiye’de ve Polonya Milli Eğitim Bakanlıkları hem okullarda uygulanan müfredatı hem de eğitimin amaçlarına hizmet eden gerekli unsurların sağlanıp sağlanmadığını denetlemek üzere müfettişler görevlendirirler. Görevli müfettişler belirli zaman aralıklarında okullara giderek incelemelerde bulunur ve uygulamalarla ilgili rapor oluştururlar. Bakanlıklar ise bu raporları değerlendirerek, eğitim sisteminin aksayan yönlerine binaen hazırladıkları çözüm önerilerini hükümete verirler. Ayrıca, devlet tarafından çocuklara tahsis edilen, günlük süt, yiyecek, araç-gereç ve giyecek gibi yardımlar bulunmaktadır. Yine eğitimden sorumlu bakanlık ve kurumlarca takip edilen bu işlemler uzmanlar tarafından denetlenir ve okullara gönderilir. Milli Eğitim Bakanlıkları her yıl ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitim kurumlarına öğrenci ve öğretmen alımına yönelik sınavlar düzenlerler. Sınav formatları ve içeriği hükümet tarafından daha önceden kararlaştırılmış yönergelerle sınırlandırılmıştır. Sınavların yapılması, incelenmesi ve puanlandırılması esnasında nesnel bir yaklaşım esas alınır. Son olarak çocuk istismarı, uyuşturucu ve ırkçılık gibi konularda her iki ülkenin bakanlıkları da oldukça katı bir tutum sergilemektedir. Bu tür girişim ve yönlendirici eylemlerde bulunan tüm akademik personel ve öğrenciler hakkında tutanak tutularak ciddi
  • 15. yaptırımlar uygulanır. Bu yaptırımlar meslekten ihraç edilmek, ilgili eğitim kurumundan geçici süreliğine uzaklaştırılmak ya da hapis cezası olabilir. Polonya ve Türk eğitim sisteminin farklılıklarına şöyle bir değinecek olursak, göze çarpan ilk unsurlardan birinin kılık kıyafet uygulamaları olduğu görebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizdeki ilköğretim kurumlarını hedef alan kılık – kıyafet serbestliği yasa tasarısı hazırlanmış ve uygulanmaya geçirilmişti. Fakat ilerleyen dönemlerde kıyafet serbestliğinin gerek ekonomik koşullar sebebiyle, gerek durumun taraflarca (din, siyasi kimlik vs.) gözetilerek manipüle edilmesi bu uygulamayı geçersiz kılmıştı. Şuan ilköğretim kademelerindeki tüm öğrenciler için tek tip kıyafet uygulamasına geri dönüldüyse de henüz birçok kolej ve özel okulda kılık kıyafet serbestliği konusunda birbirlerinden oldukça farklı kural ve sınırlamalar ortaya çıkmaktadır. Bir başka farklılık da derslerin uygulanma basamağında gözlemlenmektedir. Polonya eğitim sisteminde daha çok öğrenciyi hareketli kılacak, uzun soluklu proje ve tasarılara yer verilmektedir. Söz konusu durum Türk eğitim sisteminde farklıdır; bireysel çalışmalara dönük, kısa ve dönemsel faaliyetler esas alınır ( dönem ödevleri, bitirme tezleri, bireysel günlük ev ödevleri vb.) Özellikle 6-12 yaş aralığındaki çocuklara eğitim veren tüm özel ve devlet kurumlarının genelinde gözlenen bir başka ayrıntı, ülkemizdeki çocukların sosyal alan faaliyetlerine yeterince zaman ayıramayışıdır. Öte yandan Polonya Avrupa Birliği’nin yürütmekte olduğu çevre projeleri kapsamında, ayda bir kez ve düzenli olarak öğrencilerini mutlaka bir sosyal sorumluluk projesine yönlendirmektedir (çocuklar çevreyi temizler, ağaç diker ya da hayvanat bahçesini ziyaret ederek gözlemlemelerde bulunur vb) Türk Eğitim Sistemi’nin Polonya Eğitim Sistemi’ne nazaran akademik anlamda çok daha kapsamlı olduğu söylenebilir. Ülkemizdeki üniversitelerin birçoğu için (Boğaziçi, Bilkent vs.) Polonya’da ki üniversitelerden daha gelişmiş olduğu ve öğrencilerine gerek akademik anlamda gerek araştırma anlamında çok daha fazla kaynak ve fırsat sunduğunu söyleyebiliriz. Laboratuar ortamında yapılan deney ve gözlemlere ayrılan üniversite bütçeleri, öğrenci değişim programları, yurtiçi ve yurtdışı meslek içi eğitim kursları ve sertifikaları bahsini ettiğimiz kaynak ve fırsat imkânlarına örnek olarak gösterilebilir.
  • 16. SONUÇ Yapılan araştırmada her iki ülkenin de bireyin hak ve özgürlüklerini gözeterek, eğitimi vatandaşın anayasal hakkı olarak tanımlamış olduğunu görüyoruz ki anayasal bir hak olarak tanımlanan eğitim çağdaş dünyanın en önemli gereksinimlerindendir. Dahası bireye aktarılmak istenen hedef davranışlar da Polonya ve Türkiye Eğitim Sistemi için benzerlik göstermektedir. Ülkeler yeni yetişen çocuklarına henüz okul çağındayken toplum ahlak bilincini ve toplumdaki yardımlaşma olgusunu aşılıyor ve bireyler arasında işbirlikçi çalışma ortamı hazırlıyor. Yine de gerek insan hakları için yazılan bildirge ve normlar olsun, gerekse Milli Eğitim Bakanlılıklarının kural ve yönetmelikleri dikkate alındığında, yazık ki eğitim sistemi henüz her iki ülke insanı için de aksıyor. Ülkemizin bazı bölgelerinde yaşanılan sorunlar- ki Polonya’nın da bazı bölgelerinde aynı sorunlar gözlenmektedir- (örneğin, bazı okulların henüz ulaşıma elverişli bir yolu yok ve bu öğrenciler soba kullanarak ısınıyorlar vb) ya da zorunlu eğitimin özellikle kız çocukları söz konusu bağlayıcı bir nitelik taşımaması oldukça düşündürücüdür. Sonuç itibariyle, Türk ve Polonya eğitim sistemi için ilgili bakanlık ve kuruluşlara ayrılan finansal fonun arttırılması, eğitim- öğretim hayatından mahrum bırakılan çocuklar kapsamında ise acilen yasa ve yönetmeliklerde düzenlemelere gidilerek ilgililerin maddi ve manevi yaptırımlarla mükellef kılınması, ayrıca üniversitelerin araştırma geliştirme (ARGE) bölümlerine daha fazla önem verilerek diplomalı bireylerin iş hayatına kazandırılması gibi bir takım yaptırımlar, her iki ülkenin eğitim alanındaki ortak gereksinimleri olarak gözlemlenmiştir.
  • 17. Kaynakça Aktay, Y. (2002). Eğitimde küresel imkanlar – küreselleşen dünyada eğitimde fırsat eşitliği ve özgürleşim fırsatları üzerine. Kuram ve Uygulamada Eğitim Birimleri, 2(1), pp.58-60. Arkün Kocadere, S. (2013). Topluma hizmet uygulamaları dersinin işlenişi: Uygulama örnekleri ve sürece ilişkin öğrenci gelişimlerinin değerlendirilmesi. pamu, (34), pp.75- 89. Buluç, B. (1997). İlköğretim ikinci kademe okullarda eğitimde fırsat ve imkan eşitliği. Eğitim, 3(1), pp.44-59. Ereş, F. (2005). Eğitimin sosyal faydaları: Türkiye-AB karşılaştırması. Milli Eğitim Ve Sosyal Bilimler Dergisi, 33(167), pp.72-79. Önür, H. (2013). Gelir düzeyinin eğitim imkanlarından yararlanma düzeyine etkisi: Süleyman Demirel Fen Lisesi ve Atatürk Lisesi örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(18), pp.63-67. Şemin, R. (1975). Okulda başarısızlık sosyo-kültürel açıdan şanssız çocuklar. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayımları. Uzun, N. ve Sağlam, N. (2007). Ortaöğretim öğrencilerinin çevreye yönelik bilgi ve tutumlarına ''Çevre ve İnsan'' dersi ile gönüllü eğitim kuruluşlarının etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 33(1), pp.210-218. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. (2004). Polonya, Almanya ve Fransa’nın Eğitim Sistemlerine Genel bir Bakış. Sektörel ve bölgesel politikalar dairesi II. Dönem staj çalışması. Çalışkan (2006). AB sürecinde Türkiye ile AB ülkeleri Eğitim İstatistiklerinin Karşılaştırılması. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi