1. Medicana Tüp Bebek Merkezi hakkında
bilgi verir misiniz ?
Medicana International İstanbul Tüp Bebek
Merkezi 2008 yılında deneyimli kadrosu ile
İstanbul Beylikdüzü’nde faaliyete başladı.
İstanbul, Trakya ve Avrupa’ya hitap eden
merkezimiz, son teknolojiye sahip teknik
donanım ve bilgi birikimi
açısından dünyanın sayılı
merkezleri arasındadır.
Medicana International
İstanbul üreme sağlığı
konusunda en iyiyi yakalamayı
hedef edinmiştir. Merkezimiz
bu konuda dünyada gelinen son
noktadaki uygulamaları,
doğum, embriyoloji, androloji,
tıbbi genetik ve üroloji
uzmanları, biyolog ve
hemşirelerden oluşan deneyimli
ekibiyle tüm dünyada daima
hasta yararına olduğu
kanıtlanmış ve kabul görmüş teknikleri kendi
çatısı altında başarı ile uygulamaktadır.
İnfertilite (Kısırlık) ne demektir?
Bir yıl düzenli cinsel ilişkiye rağmen hamile
kalınamıyorsa çiftlerin doktora başvurmaları
önerilmektedir. İnfertilite ya da yaygın deyişle
kısırlık daha önce hiç gebelik oluşmaması ya da
önce gebelik oluşmasına rağmen sonradan bir
başka gebeliğin oluşmaması şeklinde
ortaya çıkabilir.
Tüp bebek ne demektir?
Yardımcı üreme teknikleri kadın
vücudunda üretilen yumurta
hücrelerinin özel iğnelerle vücut
dışına alınarak erkeğin spermi ile
laboratuar ortamında döllenmesi ve
elde edilen embriyo veya embriyoların kadın
rahmi içine transfer edilmesi mantığına dayalı
işlemlerdir. Yardımcı üreme tekniklerinin
kullanılmaya başlamasıyla bugün bir çok çift
bebek sahibi olabilmektedir.
Modern tıptaki yardımcı üreme teknikleri
klasik tüp bebek ya da in-vitro fertilizasyon
(IVF) ve mikroenjeksiyon ya da diğer adıyla
intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) dir.
Tüp bebek uygulamaları hangi
durumlarda yapılır?
Rahim kanalları (tüpleri) tıkalı olan
kadınlarda,
Sperm fonksiyonlarının ileri derecede bozuk
olduğu durumlarda,
Endometriozis hastalığı
nedeniyle karın içinde yaygın
yapışıklıkları olan ve tedavi
ile gebelik elde
edilemeyen kadınlarda,
Bazı hormonal
bozukluklarda
Diğer tedavi yöntemleri ile
gebelik elde edilememesi
durumlarında,
Sebebi yapılan testlerle açıklanamayan
infertilitede,
Kalıtsal bazı hastalıkların embriyo aşamasında
teşhis edilerek sağlıklı bir bebek elde etmek
amacıyla (tutunma öncesi genetik tanı
yöntemleri ile beraber),
Tekrarlayan düşükleri olan kadınlarda sağlıklı
embriyoların genetik tanı yöntemi ile
seçilebilmesi amacıyla,
Aşılama yöntemi ile birkaç kez uygulanmasına
rağmen gebelik elde edilememişse...
Tüp bebek işleminde başarı oranı nedir ?
Merkezler başarı oranlarını genellikle
deneme başına yüzde 40-60 arasında belirtir.
Ancak, sizin başarınızı sadece ve sadece sizin
özellikleriniz belirler. Bunlar kısırlık sebebi, yaş
ve yaşam tarzı gibi faktörlerdir. Genel olarak,
35 yaşın altında tüp bebekte başarı yüzde
50’dir. Bu şans 40 yaş üzerinde azalır.
45 yaşında bir kadın için yüzde
5'in altındadır. Yıllar içersinde
edindiğimiz tecrübe
göstermektedir ki inat eden,
direnen ve umudunu
yitirmeden denemelerine devam
edenlerin çok büyük çoğunluğu
bebeklerine kavuşmaktadır.
4 Ağustos 2013
PAZAR2 Yaşam
Medicana International İstanbul Tüp Bebek Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Selman Laçin:
Medicana International
İstanbul Tüp Bebek
Merkezi Uzmanı Doç.
Dr. Selman Laçin
tüp bebek hakkında
sorularımızı yanıtladı
TÜP BEBEKTE
YENİLİKLER
Yeni tüp bebek tedavisinde
I IMSI Yöntemi
I Ko-Kültür
I PGT
I Blastokist tranferi
Gebelik Aşısı
yöntemleri kullanılmaktadır.
Çiftlere ne gibi görevler düşüyor?
Tüp bebek uygulamalarında
başarıyı artırmak için çiftlere de
önemli görevler düşüyor. çiftlerin
öncelikle dengeli bir yaşam
sürmeleri gerekiyor: Eğer sigara,
alkol gibi yumurtlamayı veya
yumurta kalitesini bozacak ya da
erkek için sperm kalitesini bozacak
kötü alışkanlıklar varsa bunlardan
uzak durmaları gerekiyor. Dengeli
beslenmeleri gerekiyor. Eğer
kadında kilo fazlalığı varsa kilo
verilmesinin oldukça yararlı olduğu
göz önünde bulundurularak, yeni
bir yaşam süreci seçilmesi
gerekiyor. Psikoloji de çok
önemlidir. hastalar kendilerine
büyük bir psikolojik yük altında
başvuruyor ve bu konuda biz elden
geldiğince hastaları bu açıdan
hazırlamaya çalışıyoruz böylece
bilinmeyen faktörlerin etkisini de
azaltmayı hedefliyoruz.
Tüp bebek merkezimize görüşme
ve randevu talebi almak için 0212
867 75 00 / 0212 867 79 18 nolu
telefonlardan bilgi alabilirsiniz.
İNAT EDİN, DİRENİN ve
UMUDUNUZU YİTİRMEYİN
Doç. Dr.
Selman Laçin
Medicana Beylikdüzü Hastanesi Kardiyoloji
Uzmanı Prof. Dr. Sabahattin Ateşal, kol
anjiyosu ile kasık anjiyosu arasındaki farkları
ve kol anjiyosunun avantajlarını anlattı
Medicana Beylikdüzü Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr.
Sabahattin Ateşal, kol anjiyosu
hakkında şu bilgileri verdi: “1988-
89 yılına kadar anjiyo koldan
yapılıyordu sonra kasıktan
yapılmaya başlandı. Kasık
anjiyosunda özellikle stent takılan
hastalarda yoğun miktarda kan
sulandırıcı haplar ve ilaçlar
kullanıldığı için kanamalar olmaya
başladı. Ayrıca içinden hortumları
gönderdiğimiz kılıfı çıkardıktan
sonra bölgeye kompresyon
yapmak, kum torbası koymak
durumunda kalıyorduk. Bu da
hastaya ağrı veren bir işlem. Bu
süre içinde hastanın yatağından
kalkmaması lazım. Önemli olan
hastanın hastanede kalış süresini
azaltmak ve konforu artırmak. Bu
nedenle tekrar kol anjiyosuna
dönüldü.”
Avantajları
Prof. Dr. Ateşal sözlerine şöyle
devam etti: “Koldan anjiyonun
avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:
Hasta anjiyo yapıldıktan sonra
kalkabiliyor, dolaşabiliyor. Kendi
ihtiyaçlarını kendisi görebiliyor.
Kanama kontrolü çok daha kısa
sürede oluyor. Oraya bir bandaj
koyuluyor, bir veya iki saat içinde
hasta hastaneyi terk edebiliyor.
Dezavantajları
Kol damarının, kasık damarına
oranla aşağı yukarı üçte bir daha
küçük olduğunu belirten Prof. Dr.
Ateşal koldan anjiyonun
dezavantajlarını ise şöyle anlattı:
“Daha dikkatli olmak lazım. Bir de
kol atardamarında spazm
dediğimiz kasılmalar sık meydana
geliyor. Kasılınca da anjiyo için
kullandığınız kateter dediğimiz
hortumlar sıkışabiliyor ve
çalışmamıza müsaade
etmeyebiliyor. Kolda
kullanacağınız malzemeler daha
ince ve daha kaliteli olmalı. Çok
kısa sürede bu işlemi bitirmeniz
lazım. Kol anjiyosunda işlemi
uzatırsanız spazm çok fazla oluyor.
Bir de kol damarı çok ince olduğu
için bazı komplike müdahaleleri
koldan yapamıyoruz. Mesela
aterektomi dediğimiz pıhtı
sökücü sistemler, daha geniş
kateter gereken durumlarda
kol anjiyosu biraz dezavantajlı
olabiliyor. Ama tüm bunlara
rağmen avantajları göz önüne
alındığında bugün dünyada
olduğu gibi bizde de kol anjiyosu
kasık anjiyosuna tercih ediliyor. “
Kol anjiyosu kimlere yapılamaz?
Eğer başlangıçta hastanın koroner
anatomisi biliniyorsa, çok kalın
malzemeler kullanmak
gerekiyorsa o zaman kolu tercih
etmiyoruz. Kolun en çok tercih
edildiği durumlardan biri de akut
miyokard infraktrüslü hastalar.
Kalp kriziyle gelen hastalarda
yoğun miktarda pıhtı eritici ilaçlar
kullanmak zorundayız çünkü
kanama riski ve damarlarda balon
oluşma riski daha fazla olabilir.
O nedenle enfraktrüslü hastalarda
mümkün olduğu kadar koldan
yapmaya çalışıyoruz. Kol anjiyosu
sırasında gerekirse damarlara
rahatlıkla stent takabiliyoruz.
KOLDAN ANJİYO İLE
KANAMALARA SON!
Kol anjiyosunda
kanama riski
kasık anjiyosuna
göre çok az.
Hasta kendi
kanamasını
kendisi bile
durdurabilir.
Prof. Dr.
Sabahattin
Ateşal