3. Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu.
4. Her ebeveyn gibi o da oğlunun büyümesini ve umutlarını gerçekleştirmesini isterdi. Doktorlar Bora’nın yaklaşık bir aylık ömrü kaldığını söylemişlerdi.
5. Ama bu, artık gerçekleşmeyecekti. Löseminin buna fırsat tanıması olası değildi. Oysa o oğlunun hayallerinin gerçekleşmesini istiyordu.
8. Annesinin içi burkuldu, ama gülümsedi... “ Bora’nın dileğini gerçekleştirebilir miyim acaba? " diye düşündü.
9. Ertesi gün, Ankara'daki İtfaiye Müdürlüğüne gitti… Ve orada yüreği en az Ankara kadar büyük itfaiyeciler ile tanıştı.
10. Onlara oğlunun son isteğinden söz etti… Ve oğlunun itfaiye arabasıyla şehirde küçük bir tur atmasının mümkün olup olamayacağını sordu.
11. İtfaiye Müdürü; " Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Eğer oğlunuzu Çarşamba sabahı saat sekizde hazır ederseniz, onu o gün şeref konuğu yapar, itfaiyeci kimliğine büründürürüz. ”
12. “ Bizimle itfaiye müdürlüğüne gelir, bizimle yemek yer, yangın söndürmeye gelir. ”
13. “ Hatta, bize Bora’nın ölçülerini verirseniz, ona üzerinde Ankara itfaiyesinin ambleminin olduğu gerçek bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botları ısmarlarız. Hepsi Ankara’da üretiliyor. " dedi
14. Üç gün sonra, bir itfaiyeci Bora’yı aldı, ona elbisesini giydirdi, ve hasta yatağından itfaiye arabasına kadar eşlik etti.
15. Bora, itfaiye arabasına kuruldu… İtfaiye Müdürlüğüne doğru yol almaya başladılar. Kendini çok mutlu hissediyor ve içi içine sığmıyordu.
16. O gün Ankara'da tam üç yangın ihbarı olmuştu. Bora değişik itfaiye arabalarına, hatta İtfaiye Müdürünün resmî arabasına da binmişti. Yerel televizyonlar da onu izleyip, çektiler.
17. Hayallerinin gerçekleşmesi, gösterilen sevgi ve ilgi, Bora’ya, o kadar moral vermiş, onu o kadar etkilemişti ki; Doktorların verdiği süre tam altı ay aşılmıştı.
18. Hiç kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğine inanan başhemşire, aile bireylerini hastaneye çağırdı. Ancak bir gece Bora’nın bütün yaşam belirtileri, dramatik bir şekilde yok olmaya başladı.
19. İtfaiye Müdürlüğüne telefon açıp, “ Bora’nın bu dünyaya veda ederken yanında, özel kıyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulunması mümkün mü? ” diye sordu. Daha sonra Bora’nın itfaiyede geçirdiği en mutlu gününü hatırladı.
20. İtfaiye Müdürü, Küçük İtfaiyecinin son anlarını yaşadığını duyunca göz yaşlarına engel olamadı. Titrek bir sesle: “ Elbette dedi. Hatta bundan daha iyisini de yapabiliriz. Beş dakika içinde oradayız. ”
21. “ Ancak; Sirenlerin çaldığını duyduğunuzda, paniğe yol açılmaması adına yangın olmadığını… ”
22. “ Sadece itfaiyecilerin önemli bir meslektaşlarını ! ziyarete geldikleri anonsunu yapar mısınız? ”
23. “ Ve lütfen sirenleri duyduğunuzda Bora’nın odasının penceresini açınız " diye yanıtladı.
24. Yaklaşık beş dakika sonra siren sesiyle birlikte Hastaneye çengel ve merdiven taşıyan itfaiye arabası geldi.
33. Eğer Bora’nın dramını izlerken, boğazınıza bir şeyler düğümlenip, gözleriniz dolduysa; başınızı ellerinizin arasına alıp biraz canınızı acıtacak bir düşünce gezisine çıkmaya adaysınız demektir.
35. Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Canını acıtmaya kıyabilir misiniz? Eşyalarına zarar verir misiniz? Alay eder misiniz? Kıskanır mısınız? Şikayet eder misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi? Bir şeyini çalmaya yeltenir misiniz? Onunla kavga eder misiniz?
36. Varsayalım hem çok sevdiğiniz, hem de bir türlü anlaşamadığınız kardeşinizin Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
37. Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Canını acıtmaya kıyabilir misiniz? Onunla kavga eder misiniz? Alay eder misiniz? Onu kıskanır mısınız? Onu annenize babanıza şikayet eder misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi? Hakkını yemeye yeltenir misiniz?
39. Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Üzmeye kıyabilir misiniz? Ona saygısızlık eder misiniz? Sözlerini dinlemezlik eder misiniz? Derslerinde tembellik eder misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi?
40. Varsayalım Canınızdan çok sevdiğiniz Anneciğinizin , Evinizin direği Babacığınızın, Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz… Şimdi yüreğinizi sızlatacak varsayım;
41. Kısacası onları kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Onları üzmeye kıyabilir misiniz? Onlara saygısızlık eder misiniz? Sözlerini dinlemezlik eder misiniz? İstekleri olduğunda tembellik eder misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi? Onların okuldan veya çevreden sizi şikayet eden sözler işitmesini ister misiniz?
42. Bu sorulara hayır cevabını vermek için, sevdiklerinizin bir aylık zamanının kalmasını beklemeyin!!!
43. Çünkü sevdiklerinizin ve sizin ne kadar zamanınız kaldı bilmiyorsunuz !!! SEVGİ VE UMUT DAĞITMAK İÇİN GEÇ KALMAYIN !!!
44. O ZAMAN, BU GÜNDEN TEZİ YOK, SEVDİKLERİNİZİN KIYMETİNİ DAHA İYİ BİLİN !!! VE GERÇEK SEVGİNİZİ ORTAYA KOYUN !!!