1. RAPOR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile TC
Çevre ve Orman Bakanlığı arasında 21 Şubat 2007 tarihinde yapılan “Yardım ve
İşbirliği” protokolünün 12. maddesinde belirtilen “Genel Müdürlüklerce heyet ve
uzman ziyaretleri ile bilgi ve deneyim aktarılacaktır.” ifadesine dayanılarak KKTC
Orman Dairesinin talebi üzerine aşağıdaki konularda inceleme ve araştırmalarda
bulunmak üzere görevlendirilen heyet tarafından yapılan teknik gezi sonucunda bu
rapor hazırlanmıştır.
TC Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Süleyman
Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı
öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa AVCI, Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Bölge Müdür
Yardımcısı Refik ULUSOY ve Adana Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla
Mücadele Şube Müdürü Ali Osman KARAYAZICI görevlendirilmiş olup söz konusu
heyet 21–24 Ocak 2009 tarihlerinde arazi çalışmaları yapmak, yetkililerden bilgi
almak ve KKTC Orman Dairesi teknik elemanlarına kuraklık ve buna bağlı olarak
görülen kabuk böceği zararlıları konusunda bir eğitim semineri vermek üzere teknik
geziyi gerçekleştirmişlerdir.
KKTC orman alanlarında özellikle 2008 yılı yaz aylarından itibaren yer yer
yoğun olmak üzere genelde ağaç ve diğer maki florasında kurumalar olduğu, bunun
2007–2008 dönemi kış ve ilkbahar aylarında oldukça yetersiz düzeyde gerçekleşen
yağışlarla meydana geldiği tespit edilmiştir. Orman Dairesinin çalışması sonucu
özellikle 0-10 yaş grubundaki yaklaşık 4500 hektar ağaçlandırma sahası, çoğunluğu
Alevkaya bölgesinde olmak üzere 11500 hektar iyi ve bozuk koru ormanı ile 19000
hektar alanda sandal ağaçlarında kurumaların yoğunlaştığı belirlenmiştir. Geçmişe
yönelik kayıtlar incelendiğinde bu seviyede bir kuraklığın görülmediği ifade edilmiştir.
2008 yılının ikinci yarısında kendini bariz olarak belli eden kuraklık etkileri orman
vejetasyonunda hızlı bir kuruma sürecine girmiştir. Orman ağaçlarında su
noksanlığına bağlı olarak meydana gelen zayıflama sekonder zararlı olarak
nitelendirilen kabuk böceklerinin epidemi-salgın yapmasına neden olmuş ve genel
olarak durum bir afet düzeyine ulaşmıştır. Acilen önlemlerin alınmaması ve 2009
yılının da tahminlere göre kurak geçecek olması, ülkede orman alanlarını geri dönüşü
yer yer imkânsız olmak üzere tahrip edeceği açıktır.
1
2. Şekil 1. Kurumuş kızılçam ağaçları
Şekil 2. Kuraklıktan etkilenen kızılçam+servi ağaçlandırma alanları
Yağış Miktarları ve Kuraklık
KKTC’de 1995–2007 yıllarını kapsayan dönem için Alevkaya, Kantara,
Değirmenlik, Yeni Erenköy, Güzelyurt, Lefkoşa ve Ercan meteoroloji istasyonlarına
2
3. ait yıllık yağış miktarı Şekil 1’de verilmiştir. Bu dönemin yıllık yağış ortalaması 391.6
mm’dir. Ayrıca Alevkaya istasyonuna ait 2007 yılı verisi 513.4 mm iken 2008 yılında
sadece 180.8 mm yağış kaydedilmiştir. Geçen yıl düşen yağış miktarındaki keskin
düşüş kurumaların yoğunlaştığı Alevkaya’da meteoroloji istasyonundan alınan veride
açıkça görülmektedir. Uzun yıllar ortalaması ise 402.8 mm’dir. Buradan genel
ortalama ölçeğinde bir düşüş görülmekle beraber 2004 yılından sonra yağışların bir
önceki yıla göre % 15–20 oranında düştüğü görülmektedir. Bugünkü kurumalara
neden olan ve böcek zararını tetikleyen 2008 yılında düşen 180.8 mm’lik oldukça
düşük olan yağış miktarıdır. Son yüzyılın verileri incelendiğinde bir ya da birkaç yıl
süren kurak yılların olduğu ancak bu yıllarda bile yıllık yağış miktarının 250 mm
civarında olduğu görülmüştür. 1909 yılından günümüze kadar geçen 100 yıllık sürede
bilinen en kurak yıl 1995 yılı olup ortalama yağış miktarı 182.4 mm olarak
gerçekleşmiştir. 2008 yılı verisi olarak 180.8 mm yağış ile 2008 yılı son yüzyılın en
kurak ve ekstrem yılı olmuştur. Bunun yanında sıcaklık değerleri de ortalama
değerlerin yaklaşık 2-2.5 0C üzerinde seyretmektedir.
550
500
450
400
350
300
250
200
150
100
50
0
1998-
2000-
2002-
1995-
1996-
1997-
1999-
2001-
2003-
2004-
2005-
2006-
2007-
Şekil 3. KKTC 1995–2007 Dönemi Yıllık Yağış Ortalamaları
( 13 yıl ortalaması)
2008 yılı Alevkaya istasyonu verileri esas alındığında mart-eylül (7 ay)
döneminde yalnızca 13.3 mm yağış düşmüştür. Özellikle vejetasyon periyodunda
neredeyse hiç yağış olmaması kış aylarını da hemen hemen yağışsız geçiren bölge
ormanları için vahim sonuçların doğmasına neden olmuştur. Rakamlar incelendiğinde
3
4. genel olarak yarı-kurak iklime sahip olan ülkede son yıllarda kurak (yağış <300 mm)
bir dönem yaşandığı açıkça görülmektedir. Son 4 yılın üst üste kurak olarak geçmesi
zararın boyutunun bugünkü seviyesine gelmesinde etkili olmuştur.
Şekil 4. Yamaç arazilerde yoğun kurumalar
Dünya genelinde yaşanan küresel ısınmanın Akdeniz ekosistemlerinde daha
fazla hissedileceği bilim adamlarınca bildirilmektedir. Kıbrıs adasındaki genel kuraklık
rejimi bu fikri doğrulamaktadır. Yaşanan kuraklık olayının etkileri son 6–8 aylık
dönemde olumsuz yönde uç değerlere ulaşmış durumda olup olağanüstü kuraklık
etkileri yaşanmaktadır. Bu durum geride kalan ormanların da sağlığını tehdit etmekte,
doğal bir afet olayı yaşanmaktadır. Tarih boyunca sahne olduğu olaylarla direnci
yüksek, tolerans aralığı geniş, sağlıklı orman yapısının kalmadığı; antropojen etkilerle
oldukça bozuk ve hayati risk seviyesinde hayatta kalma mücadelesi veren orman
kuruluşlarının bu ölçüdeki zarara karşı koyamayacağı/koyamadığı arazide net olarak
görülebilmektedir. Yağışların az olması, su tutma kapasitesi düşük olan toprak yapısı
ile birleşince bitkilerin yararlanabileceği su miktarını iyice düşürmektedir.
4
5. Şekil 5. Kurumuş genç bireyler
Genel olarak Beşparmak Dağlarının güney yamaçları yüksek sıcaklık ve düşük
nem oranı ile zarardan daha çok etkilenmiştir. Kuzeyden daha nemli rüzgâr alabilen
dağların kuzey yamaçlarında bile (Esentepe, Bahçeli ve Küçük Erenköy çevreleri)
münferit ve gruplar halinde kurumalar olmaktadır.
Şekil 6. Kızılçamlarda kitlesel kurumalar
5
6. Şekil 7. Kuzey yamaçlarda kurumalar
Böcek Zararları
Arazide yaptığımız kontrollerde ağaçlarda yoğun böcek zararı tespit edilmiştir.
Su noksanlığı sonucunda su stresine giren ağaçlar, üreme ve çoğalma için bu
ortamları fırsat bilen kabuk böcekleri için çok elverişli alanlar haline gelmiştir. Çam
ağaçlarında genel olarak zarar yapan Çam kese böceği (Thaumetopoea wilkinsoni
Tams, 1924) ormanlarda genel zararlı durumundadır. Kuraklıkla birlikte salgın
halinde çoğalma yapan ve öldürücü etkiye sahip türler ise çamlarda Akdeniz çam
kabuk böceği (Orthotomicus erosus (Woll., 1857) ve Akdeniz orman bahçıvanı
(Tomicus destruens (Woll., 1865) olarak tespit edilmiştir. Ayrıca servi ağaçlarında
Servi kabuk böceği (Phoeosinus armatus Reitter, 1887) görülmüştür.
Şekil 8. T. destruens (Akdeniz orman bahçıvanı) yenik yolları
6
7. Zayıf düşmüş, kurumakta veya kurumuş ağaçların hemen hemen hepsinde
görülen temel zararlı böcek O. erosus’tur. Böceğin ağaçlarda bugün itibariyle larva,
pupa ve genç ergin dönemleri bir arada bulunmaktadır. Bunların en geç şubat ayı
sonunda olgun ergin haline gelerek üremek üzere yeni ağaçlara gideceği tahmin
edilmiştir. Bu kısa süre, mücadele için fazla zamanın olmadığı, bir an evvel gerekli
tedbirlerin alınması gerektiği anlamına gelmektedir.
Şekil 9. O. erosus zararı, pupa ve genç ergini
Şekil 10. O. erosus erginleri
7
8. Şekil 11. O. erosus larva+pupa+ergin
Kuraklıktan Etkilenen Bitki Türleri
Kuraklık nedeniyle bölgede otsu ve odunsu tüm floranın etkilendiği
görülmüştür. Asli ağaç türleri ve maki florası olarak Pinus brutia, P. halepensis,
Cupressus cempervirens, Arbutus andrahne, Acacia cyanophylla türleri ile Olea
europaea kurumadan en çok etkilenen türlerdir. Bu türlerin tamamının Akdeniz bitki
örtüsünün doğal elemanları olduğu ve kuraklığa farklı mekanizmalar geliştirerek
uyum sağladıkları bilinen bir gerçektir. Bu türlerin yoğun olarak kurumaya maruz
kalması kuraklığın boyutunu ortaya açıkça koymaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
• KKTC ormanlarında kurumaların son yıllarda yaşanan şiddetli kuraklık
nedeniyle olduğu ve kuraklığa bağlı olarak gelişen kabuk böceği
epidemilerinin durumun çok daha ağırlaşmasına neden olduğu
belirlenmiştir.
• Kurumaların ada genelinde görülen bir sorun olduğu, özellikle
Beşparmak Dağlarının güney yamaçlarındaki doğal ve suni tüm
ormanları etkilediği, hatta kuzey bakılarda da kurumaların hızla arttığı
belirlenmiştir.
• Kurumaların en çok Girne boğazı ile Tirmen köy boğazı arasında
yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Bölge şefliklerine göre en ciddi kurumalar
sırasıyla Alevkaya, Lefkoşa ve Girne bölgelerinde meydana gelmiştir.
8
9. • Kurumaların tüm bitki türlerinde ve her yaş sınıfında olduğu dikkati
çekmiştir. Doğal ormanlarda kurumaların kuraklık ile birlikte kabuk
böcekleri nedeniyle hızlandığı, plantasyon sahalarında ise kuraklığın
çok daha fazla zarara neden olduğu ve yine bu alanlarda göğüs çapı 8-
10 cm üzerindeki fertlerde kabuk böceği zararları tespit edilmiştir.
• 2003-2004 yıllarında meydana gelen O. erosus zararı nedeniyle
feromon tuzaklarla mücadele yapıldığı ve mücadelenin başarılı
sonuçlandığı yetkililerden öğrenilmiştir. Kullanılan feromon
tuzaklarından yaklaşık 450 adedinin sağlam ve bugün için kullanılabilir
durumda olduğu belirlenmiştir. Orman İdaresinin imkânlarıyla 1200
dolayında yeni alınacak feromon preparatı ile mücadeleye başlanılacağı
ifade edilmiştir.
• Ancak kuruyan ve kabuk böceği için böcek ocağı haline gelen toplam
saha düşünüldüğünde alınacak feromon preparatının çok yetersiz
kalacağı açıktır. Topyekün ve başarılı bir mücadele için tam saha
çalışmasının gerektiği göz önünde tutulursa, toplam 5.000 adet feromon
preparatı ve ilave olarak 1200 adet feromon tuzağına ihtiyaç olacağı
hesaplanmıştır.
• Acil olarak alınması gereken önlem bugün itibariyle kabuk altında yoğun
olarak böcek barındıran ve yaklaşık 1 ay sonra ergin hale gelerek etrafa
yayılarak daha fazla zarar verecek olan kabuk böcekli kuru ağaçlar
kesilerek ormandan çıkarılmalıdır.
• Bu ağaçların kesimi yapıldıktan sonra orman içi açıklıklarda veya orman
yollarında kabuklarının soyularak yakılması veya sırt pülverizatörü ile
ilaçlanmasıdır. Soyma işleminin arazide yapılamaması ya da yakma
işleminin güvenli olmayacağı düşünülürse, kabuklu olarak emvalin
depoya götürülmesi ve orada soyularak yakılması gereklidir. Arazide
kesim çalışmaları esnasında sanayi ve yakacak kabuklu odunların en
kısa sürede ormandan çıkarılması gereklidir. Kesim artıklarının böcek
üremesini bir süre daha sürdüreceği göz önünde tutularak ormanda
bırakılmaması, temiz bir işletmecilik gerçekleştirilmesi faydalı olacaktır.
• Feromon tuzaklarının asılma, kontrol ve araziden kaldırılmasında
tekniğine uygun davranılması başarı için önemlidir. Bu nedenle tuzaklar
öncelikli olarak zararın yoğun olduğu yerlerden başlamak üzere orman
9
10. içi açıklıklar, yol kenarı gibi hava sirkülasyonunun olduğu yerlere
asılmalıdır. Tuzaklar haftada bir kontrol edilerek toplanan böcekler imha
edilmelidir. Tuzaklarda görülen zararlı dışındaki avcı türler imha
edilmeyip ormana geri salınmalıdır.
• Kabuk böcekleri ile mücadelede kullanılan bir yöntem olan tuzak
ağaçları uygulaması da yapılmalıdır. Özellikle orman bahçıvanının
tuzak odunlarına çok geldiği bilinmektedir. Bu amaçla böceğin uçma
zamanı olan kasım ayından önce ekim ayında hazırlanmalıdır. Ayrıca
O. erosus ile mücadelede de aynı yöntem uygulanmalıdır. Bunun için
mart-eylül dönemi boyunca tuzak odunları/ağaçları ile mücadele
yürütülmelidir.
• Ormanlarda mücadeleye katkı sağlaması açısından suni kuş yuvaları
yapılarak ormanda tepe tacı geniş ağaçlara asılması yararlı olacaktır.
• Bütün bu çalışmaların konunun önemi ve aciliyeti dikkate alınarak
zaman geçirilmeden yapılması gerektiği; Orman İdaresinin ihale,
malzeme alımı, işçi temini gibi hususlarda yetkilerinin arttırılması ve
işlemlerin hızlandırılması önemlidir.
• Yürütülen çalışmaların kontrolü ve daha başarılı kılınabilmesi için
Türkiye’den desteğin arttırılarak devam etmesi, zaman zaman
çalışmaların yerinde görülerek teknik bilgi desteğinin sürdürülmesi
faydalı olacaktır.
İşbu rapor tarafımızdan tanzim edilmiştir. 29.01.2009
Doç. Dr. Mustafa AVCI
Süleyman Demirel Üniversitesi
Orman Fakültesi
Refik ULUSOY Ali Osman KARAYAZICI
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Adana Orman Bölge Müdürlüğü
10