1. SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ayrıntılı Bilgi İçin:
www.sgk.gov.tr
SGK İl Müdürlükleri ve Sosyal Güvenlik Merkezleri
5510 sayılı Kanunun, ek 9 uncu maddesi kapsamında günde 85 kuruşa ev hizmetlerinde çalışanlar da SGK’lı
• 85 kuruş asgari ücrete göre değişkenlik gösterir.
2. SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ayrıntılı Bilgi İçin:
www.sgk.gov.tr
SGK İl Müdürlükleri ve Sosyal Güvenlik Merkezleri
5510 sayılı Kanunun, ek 6 ncı maddesi kapsamında, artık film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel,
dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlardan
Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılıp,
çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişiler de SGK’lı
SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ayrıntılı Bilgi İçin:
www.sgk.gov.tr
SGK İl Müdürlükleri ve Sosyal Güvenlik Merkezleri
5510 sayılı Kanunun, ek 5 inci maddesi kapsamında artık tarım ve orman işlerinde çalışanlar da SGK’lı
3. Künye ISSN:
2148-4848
SAYI:
16 / EKİM - KASIM - ARALIK 2015
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ADINA SAHİBİ
DR. MEHMET SELİM BAĞLI
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
UĞUR KORKMAZ
YAYIN KOORDİNATÖRLERİ
YALÇIN SALAY
SELDA DEMİR
NAZAN ÇEPNİLİ
ASUMAN KAÇAR
HABER ARAŞTIRMA
HÜLYA AHISKALIOĞLU
ABDURRAHMAN DEMİREL
FOTOĞRAF
KEMAL YILDIZTAŞ
YAYIN TÜRÜ:
YEREL SÜRELİ YAYIN
BASIM TARİHİ:
29.02.2016
YAPIM/TASARIM/BASKI
KURGU PRODÜKSİYON MEDYA BİLİŞİM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
YILDIZEVLER MAH. TURAN GÜNEŞ BULVARI 709. SOK.
NO: 114 ÇANKAYA/ANKARA
TEL: +90 312 438 38 55
İDARE VE YAZIŞMA ADRESİ
ZİYABEY CAD. NO: 6 BALGAT / ANKARA
TEL: 0 312 207 88-91 / 0 312 207 87 70
FAKS: 0 312 207 87 57
vizyon@sgk.gov.tr
www.sgk.gov.tr
SORUMLULUK
Yayımlanan yazı ve fotoğraflar, kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.“SGK Vizyon”basın
ahlak ilkelerine uymayı taahhüt eder.
YAZI GÖNDERME
“SGK Vizyon”a yazı, makale ve diğer türlerde ürün göndermek
isteyenler, yazılarını A4 formatında, 12 punto yazmalı, imlâ
kurallarına dikkat etmeli ve ayrıca varsa yazıda kullanılacak fotoğraf,
kısa özgeçmiş ve diğer ilgili dökümanlar da eklenmelidir.
4.
5. Değerli Çalışma Arkadaşlarım;
Çalışma Bakanlığındaki görevimin ardından,
SGK Başkanı olarak sizlere bu ilk merhabam.
“Devlette devamlılık esastır” düsturu gereği,
makamlar-unvanlar değişse de; çalışma
prensiplerimizde, hizmet anlayışımızda bir
değişiklik olmayacaktır. SGK Türkiye’nin
en önemli kamu kurumlarından biridir. Bu
kurumun çatısı altında temel amacımız,
2023 vizyonuna katkı sağlamaktır. Bu amaç
doğrultusunda da tek gayemiz var; o da başarılı
olmaktır. Bu başarı için de tüm arkadaşlarımın
özveri, gayret ve motivasyonundan başka bir
ihtiyacımız yoktur. İnsanların doğumundan önce
başlayıp vefatından sonra da devam eden süreçte
SGK Başkanı olarak isterim ki ardımızda güzel
izler bırakalım.
2008 yılı, ülkemizde sosyal güvenlik anlayışında
devrim niteliğinde değişim ve dönüşümün
yaşandığı bir yıl oldu. SGK Vizyon bu sayısında,
Sosyal Güvenlik Reformu sürecini, kapsamlı bir
dosya haberi halinde okuyucularına sunuyor.
Geçen zaman içerisinde ‘Genel Sağlık
Sigortası’ndan ‘Emeklilik’ sistemine kadar pek
çok alanda köklü düzenlemeler gerçekleştirildi.
Reform öncesinde neler yaşandı? Neden
reforma gerek duyuldu? Sorularının cevaplarını
başlıklar halinde hatırlamakta fayda var: Sistem
demografik değişime uygun değildi. Sosyal
güvenlik hak ve sorumlulukları arasında norm
ve standart birliği yoktu. Nüfusun tamamı
sosyal güvenlik şemsiyesi altında değildi.
Finansman ve aktüeryal dengeye ilişkin sorunlar
yaşanmaktaydı. Erken emeklilik bu dengeyi
bozan unsurlardan biri haline gelmişti. Prime
esas kazançların düşük gösterilmesi, aylık
bağlama oranının yüksek olması ve kayıt dışı
istihdamın yüksekliği de diğer önemli sorun
başlıklarındandı. Dolayısıyla sosyal güvenlik
sisteminin sürdürülebilirliğini sağlama adına
köklü değişim için 2008 yılında düğmeye basıldı.
Gerçekleştirilen reformlar ile sistemde yaşanan
sorunların büyük bir kısmı çözüme kavuştu.
Ancak ekonomik, sosyal, kültürel birçok faktörün
etkisi altında olan sosyal güvenlik sisteminin,
çağın gereklerine uygun hale getirilmesi için tüm
gayretimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu çerçevede bugün Sosyal Güvenlik Reformu
olarak hayata geçirilen uygulamaların daha
adil, sürdürülebilir ve hızlı hale getirilmesine
yönelik ‘sistem iyileştirme’ çalışmalarımız devam
etmektedir. Daha güzele ulaşma adına aynı
hizmet aşkı ve anlayışıyla vatandaşlarımızın
memnuniyetini önceliklerimizin ilk sırasında
tutarak çalışmaya devam edeceğiz.
Keyifle okumanız dileğiyle hoşçakalın.
Dr. M. Selim BAĞLI
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı
6. 39
İçindekiler
02
05
04
HABER
SGK Başkanı
Dr. Mehmet Selim Bağlı
Göreve Başladı
Sosyal Güvenlik
Reformu
Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanı
Süleyman Soylu
Türkiye-Almanya
Sosyal Güvenlik
Sözleşmesi’nin 50’nci
Yılı Konferansı
43
ÖZEL HABER
6. Uluslararası
Sosyal Güvenlik
Sempozyumu
ANA DOSYA
HABER
HABER
7. 61
74
DOSYA HABER
İL İL TÜRKİYE
57
AVRUPALI TÜRKLERİN SOSYAL GÜVENLİĞİ
Osmanlı’nın
İlk Başkenti,
Uygarlıklar Geçidi,
Yeşil Bursa
17
19
53
Avusturya
Dosyası
Herkesin Kapsama Alınması Başlı Başına Bir Devrim
Okan Güray Bülbül
Gazeteci Gözüyle
SGK’dan Haberler
Lütfi Aydin:“Bilgi ve İletişim Teknolojilerini En
Üst Seviyede Kullanıyoruz”
Röportaj
Türkiye’nin Termal
Suları Şifa Veriyor
59 Avusturya’da Gurbetçi Türk İzleri
Röportaj
77 Tüp Bebek Tedavisine SGK Desteği
Dosya Haber
83 Lösemide Kemoterapisiz Dönem!
Prof. Dr. Süleyman Dinçer
Sağlık ve Yaşam
87 Sağlık Programları Doğru Bilgi Veriyor mu?
Sosyolog Deniz Bilge Ülker
Sağlık ve Yaşam
89 Osmanlıdan Günümüze Uzanan Bir Eczacılık Öyküsü
Tarih
91 2015 Yılı Türkiye İlerleme Raporunda Sosyal
Güvenlik
Dünya Sosyal Güvenlik Sistemlerine
Genel Bakış
95 SGK’nın Hizmetleri Uluslararası Öğrencileri
Memnun Ediyor
Türkiye’deki Yabancılar
97 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi
Sosyal Sorumluluk
101 Gönül Ne Kahve İster Ne Kahvehane
Gönül Muhabbet İster Kahve Bahane
Kültür
103 Doğal Cennet ÇİFTELER
Gezi Rehberi
107 Bursa - Uludağ
Fotoğraflarla Türkiye
9. Bakanlık makamında gerçekleşen devir teslim törenine
Süleyman Soylu ve Ahmet Erdem’in yanı sıra 64.
Hükümette Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
görevine getirilen Faruk Çelik, Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığına atanan Binali Yıldırım ve üst
düzey bürokratlar katıldı.
Erdem, 63’üncü hükümetin başarılı çalışmalara imza
attığını belirterek, “1 Kasım’da huzur ve güven içinde
seçim yapıldı. 64’üncü hükümette Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı olarak Bakanımız Süleyman Bey’e
görev verildi. Ülke yönetiminde başarılı çalışmalara
imza atacağı inancıyla huzur içinde Bakanımıza görevi
devrediyorum. Hayırlı olsun.” diye konuştu.
Türkiye 13 Yılda Büyük Reformların ve
Dönüşümlerin Altına İmza Attı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevine
getirilen Süleyman Soylu ise konuşmasında
Türkiye’nin 13 yılda büyük reformların ve
dönüşümlerin altına imza attığını söyleyerek:
“En önemli değişimlerin yaşandığı alanlardan bir
tanesi de sosyal güvenlik sistemimiz. Hem çalışma
hayatımız hem de toplumumuzun her bireyinin
hayat standardının yükseltilmesine yönelik ortaya
konan reformlar ve dönüşüm programları değişimin
yaşandığı diğer alanlardan birkaçı. Sorumluluğumuz
ağırdır. Bu görevler onurla gelinen ve onurla gidilmesi
gereken görevlerdir. Allah hepimize onurla gitmeyi
nasip etsin.” dedi.
Önümüzdeki Dört Yıl Reformlar
Dönemi Olacak
Bakan Soylu: “Önümüzdeki 4 yıl
Türkiye’nin büyümesi açısından
çok önemli fırsatlar yılıdır. 64.
hükümetimiz önümüzdeki 4 yıl
içinde gerek yatırımları artırmada,
gerek Türkiye’nin gelişmesini önemli
bir noktaya taşımada kararlıdır
ve bunu gerçekleştirecektir. 4 yıl
boyunca biz ardışık reformları
gerçekleştiren, bunu milletimizle
paylaşan ve bu dönüşümü, değişimi
sürekli olarak takip ettiren bir anlayışı
ortaya koyacağız.”
HABER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Süleyman Soylu
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı 64. Hükümet’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı görevine getirilen Süleyman Soylu görevi Ahmet Erdem’den devraldı.
2
10. Bakan Soylu, tüm sosyal paydaşlarla çok iyi
bir süreç yaşayacaklarını ifade ederek, “Allah
milletimize bu şerefli görevlerle hizmet
etmeyi nasip etsin. Bu hizmeti inşallah
layıkıyla yerine getirmeye çalışacağız.
Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve
bize güvenenlere çalışmalarımızla mahcup
olmayacağız. Ülkemize ve milletimize hayırlı
uğurlu olsun.” şeklinde konuştu.
Milletin huzurunu ve refahını
artırmaya çalışacaklarını dile
getiren Soylu, Türkiye’yi 2023’e,
2053 ve 2071’e Türk Milleti ile
birlikte taşıyacaklarını bildirdi.
Daha önceki hükümetlerde ÇSGB olarak
görev alan ve 64. Hükümet’te Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı görevine getirilen
Faruk Çelik: “İnanıyorum ki Süleyman Bey
gerek ülke genelindeki deneyimleri, gerekse
yaşamında elde ettiği deneyimlerle çalışma
hayatına çok önemli katkılar sunacak.
Bu ağır görevi sosyal taraflarla diyalog
içinde başarıyla sürdüreceğine inandığım
Süleyman Bey’in bu görevi almasından
dolayı memnuniyet duyuyorum. Kendilerine
başarılar diliyorum. Yanında olacağımızı bu
vesileyle ifade ediyorum. Hayırlı olsun.”
diye konuştu.
21 Kasım 1969 İstanbul’da doğdu. Plevne
Lisesi’nde başlayan ve ardından Karadeniz
Teknik Üniversitesi’nde sürdürdüğü eğitimini
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde
tamamladı. Siyasi hayatına 1987 yılında DYP
İstanbul İl Gençlik Kolları’nda adım atan
Süleyman Soylu, 1995 yılında Gaziosmanpaşa
İlçe Başkanlığı’na seçildi. 1999 Yerel
seçimlerinde Gaziosmanpaşa Belediye
Başkan adayı oldu. 1999-2002 yılları arası
İstanbul İl Başkanlığı görevinde bulundu.
6 Ocak 2008 tarihinde Demokrat Parti’nin
Genel Başkanlığına seçildi. 16 Mayıs 2009’da
kendi talebiyle gerçekleşen kongrede Genel
Başkanlık görevi sona erdi. 12 Eylül 2010
Referandumu sürecinde“evet”oyu tercihini
anlatmak için“Demokrasi Buluşmaları”
toplantılarıyla Türkiye’yi dolaştı. 5 Eylül 2012
tarihinde AK Parti’ye katıldı. Arge Başkanı
olan Süleyman Soylu 15 Nisan 2014 tarihinde
Teşkilat Başkanlığı görevine getirildi. 7 Haziran
ve 1 Kasım Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde
Trabzon Milletvekili seçildi. Aslen Trabzon Of’lu
olan Süleyman Soylu 1989’da başladığı ticari
hayatını 1995’den beri kendi kurduğu sigorta
şirketinde sürdürmektedir. Süleyman Soylu evli
ve bir kız, bir erkek çocuk babasıdır.
Süleyman SOYLU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
3
11. Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) Başkan olarak atanan
Dr. Mehmet Selim Bağlı görevi Başkan Yardımcısı
Cevdet Ceylan’dan devraldı. SGK başkanlık binasında
düzenlenen devir teslim töreninde konuşan Dr. Mehmet
Selim Bağlı, kurulduğu günden bugüne kuruma katkısı
olanlara teşekkür etti.
Kurumdan giderken ‘Allah razı olsun geldi
bu hizmeti yaptı, sorunumuz vardı, çözdü’
dedirtmek isterim. Bunu yapabilmem
için herkesin özverisine, gayretine ve
motivasyonuna ihtiyacımız var.
Devlette devamlılığın önemli olduğuna vurgu
yapan Başkan Bağlı, Sosyal Güvenlik Kurumunun
Türkiye’nin en önemli kamu kurumlarından bir tanesi
olduğunu belirterek; “SGK 2023 vizyonuna nasıl katkı
sağlayabiliriz, nasıl daha iyi bir noktada olabiliriz
temel amaçlarımızın başında bunlar yer alıyor. Başarılı
olmak için iri olmak zorundayız, başarılı olmak için
diri olmak zorundayız ve başarılı olmak için bir olmak
zorundayız. Başarı olmadığı zaman da herkes bu
başarısızlıktan kendince nasibini alır.” diye konuştu.
Kurum personelinin her türlü problemini dinlemeye
hazır olduğunu belirten Dr. Selim Bağlı, “Kapım herkese
açık. Tek bir gayem var o da başarılı olmak. Kurumdan
giderken ‘Allah razı olsun geldi bu hizmeti yaptı,
sorunumuz vardı geldi bunu çözdü’ dedirtmek isterim.
Bunu yapabilmem için herkesin özverisine, gayretine
ve motivasyonuna ihtiyacımız var. Bunun dışında
hiçbir şeye ihtiyacımız yok.” dedi. Başkan Selim Bağlı,
Türkiye’nin en nitelikli kurumlarının başında SGK’nın
geldiğini ve kendisinin de bunun farkında olduğunu
ifade ederek; “Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın
bize gösterdiği hedeflere ulaşmak için daha etkili ve
verimli çalışmalıyız.” dedi.
Görevi Asıl Sahibine Onurla, Gururla Teslim Ediyorum
Başkan Bağlı, görevi devraldığı Cevdet Ceylan’ın da
başarılı hizmetler gerçekleştirdiğini dile getirerek,
vatana ve millete kaliteli hizmet vermeye devam
edeceklerini söyledi. Görevi devreden Cevdet Ceylan ise
kurum için yeni bir sayfa açıldığını belirterek, “Bugün
Kurumumuzun başkanlık görevine Dr. Mehmet Selim
Bağlı Bey başlıyor. Görevi asıl sahibine onurla, gururla
teslim ediyorum. Allah yolunu açık etsin. Ülkemize ve
SGK ailesine hayırlı olsun.” şeklinde konuştu.
SGK Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı Göreve Başladı
Dr. Mehmet Selim BAĞLI
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı
1975 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Gazi Üniversitesi İktisadi
İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nü bitiren
Bağlı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Kamu Ekonomisi Bölümü'nde ise yüksek lisans ve
doktorasını tamamladı. 1999 yılında Maliye Bakanlığı,
Devlet Muhasebe Uzman Yardımcısı olarak çalışmaya
başladı. Ocak 2000-2007 döneminde Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu'nda, Denetçi Yardımcısı ve Denetçi
olarak görev yaptı. 2007 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde İç Denetçi olarak görev yaptı. 24 Nisan 2013
tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan kararname ile Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak
atandı. Ayrıca geçici hükümette Müsteşar V. olarak görev
yapan Bağlı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı olarak atandı.
Evli, üç çocuk babası olan Bağlı, iyi derecede İngilizce ve
Arapça bilmektedir.
4
12. SOSYAL GÜVENLİK
REFORMU
Herkes Eşit Şartlarda Hizmet Alıyor
Sosyal güvenlik modern devlet anlayışının vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturmaktadır. Sosyal Güvenlik Reformu
2008 yılında hayata geçirildi. Gelecek kuşakların refahı adına sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine sahip olmak
için gerçekleştirilen reform tüm vatandaşları kucaklayan herkesin eşit şartlarda sosyal güvenlik hizmetlerinden
faydalanabilmesini esas alan bir anlayışla yapıldı. Bu sayımızda ana dosya konumuz uzun yıllardır çalışma hayatının her
kesimince yapılmasının zorunluluğu dile getirilen ve ilgili tarafların iş birliği ile hayata geçirilen Sosyal Güvenlik Reformu.
Yöneticilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve vatandaşlarımıza Reformla ilgili görüş ve düşüncelerini sizler için sorduk.
ANA DOSYA
5
13. Reformun Yapılma Gerekçeleri
Türkiye, kurumsal sosyal güvenlik sistemini, İkinci
Dünya Savaşı sonrası dönemde primli rejimler
olarak da adlandırılan sosyal sigorta kurumlarını
esas alarak oluşturdu. 1945 yılında SSK, 1949 yılında
T.C. Emekli Sandığı ve 1971 yılında Bağ-Kur’un
kurulması ile Türk sosyal güvenlik sisteminin
bugünkü temelleri atıldı. Sistem, 1990’lı yılların
ikinci yarısından itibaren nüfusun yaşlanması,
nüfusun tamamının koruma kapsamına alınamaması
ve sosyal güvenlik açıkları gibi problemler ortaya
çıktı. Ayrıca sosyal güvenlik açıkları katlanarak arttı,
diğer taraftan, mevzuatın karmaşık olması, aşın
bürokratik işlemler, bilgi işlem altyapısının yetersiz
olması gibi sorunlar sosyal güvenlik kurumlarının
etkin çalışmasını engellemeye başladı. İşte tüm
bu nedenlerle hayata geçirilen Sosyal Güvenlik
Reformu süreci, sosyal taraflar, kamuoyunun ve
basının her türlü öneri, eleştiri ve katkısına açık bir
şekilde yürütüldü. Yasal çalışmalar kısa sayılabilecek
bir sürede gerçekleştirilerek, Reformla dağınık yapı
tek elde toplandı. Sosyal güvenlik şemsiyesi tüm
vatandaşları kapsar hale getirilerek, karmaşık bir
uygulama süreci daha basit ve anlaşılabilir hale
dönüştürüldü.
Sağlık Karneleri Kaldırıldı
Kanun çalışmalarıyla paralel bir süreçte sağlık
karnelerinin kaldırılması, yatan hastaların ilaç ve
tıbbi malzemelerinin hastanelerce temin edilmesi,
özürlü aylıklarının bağlanmasında bürokrasinin
azaltılması, özürlüler ve yaşlıların aylıklarının
evlerinde ödenmesi gibi vatandaşlarımızın hayatını
kolaylaştırıcı birçok yeniliğe de imza atıldı.Daha
sonra Sağlık Bakanlığı dışındaki kamuya ait
sağlık kuruluşları Sağlık Bakanlığına devredildi.
SSK hastanelerinde yaşanan uzun kuyruklar ve
izdihamlar, geceden girilen nöbetler sona erdi. Bir
sonraki adımda tüm vatandaşlar kamu ve özel
hastanelere gidebilir hale geldi, herkes istediği
eczaneden ilacını almaya başladı. 20 Mayıs 2006’da
Resmi Gazete’de yayımlanan 5502 sayılı Sosyal
Güvenlik Kurumu Kanunu ile de üç sosyal güvenlik
kurumu Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı
ve Bağ-Kur Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında
birleştirildi. Yasa ile daha önce mevcut olan
farklılıklar ve eşitsizlikler azaltılarak, tek bir elden
daha etkin ve verimli çalışabilme imkanı getirildi.
Reform sürecinde yapılan yasal düzenlemelerle 18
yaş altı çocuklara şartsız sağlık güvencesi getirildi,
nüfusun tamamı sosyal güvenlik şemsiyesi altına
alındı. Sağlık hizmetlerinden tüm sigortalılar eşit
ve adil şartlarda faydalanmaya başladı. Sağlık
hizmetlerine erişim kolaylaştı, bekleme süreleri
kısaldı, genel sağlık sigortası düzenlemeleri ile halen
sağlık hizmetlerinden yararlananlara ilave olarak;
isteğe bağlı sigortalılar, vatansız ve sığınmacılar,
Türkiye’de ikamet eden ve kendi ülkesinde sigortalı
olmayan yabancı ülke vatandaşları da kapsama
alındı. Geliri düşük vatandaşların sağlık primlerinin
devlet tarafından karşılanması imkanı getirilerek,
sosyal devlet ilkesinin gereği olarak vatandaşların
eşit hizmet alması sağlandı.
Sosyal Güvenlik Reformu
Hayatımızda Neleri Değiştirdi?
• Farklı sosyal güvenlik kurumları tek çatı
altında,
• Uzun hastane, eczane ve banka
kuyrukları yerine sıra beklemeden
hizmete erişim imkanı,
• Düşük hizmet kalitesi etkin, kaliteli ve
hızlı hizmet anlayışı ile yer değiştirdi.
• Odağında vatandaşın olduğu yeni bir
hizmet anlayışı,
• Konforlu, modern çalışma ortamlarında
çalışma ve hizmet alma imkanı,
• Hizmete zor koşullarda erişimden on-
line hizmete geçiş,
• Sadece belirli bir kesim değil tüm
vatandaşlar sosyal güvence kapsamı
altında,
• “Bugün git yarın gel”anlayışı yerine güler
yüzlü, sonuç odaklı yaklaşım,
• Tüm eczanelerden ilaç alma imkanı,
• 18 yaşına kadar ücretsiz sağlık hizmeti
alınabilen bir sisteme geçiş,
• Hizmete ulaşabilmek için saatlerce
yolculuk edilen günlerden açılan
SGM’lerle bulunulan yerde hizmet alma
imkanı,
• Alınan tedbirlerle kayıt dışı oranlarında
sevindirici düşüşler,
• Yaşlı ve özürlü vatandaşlara evde maaş
ödemesi uygulaması,
• Sadece kamu hastaneleri değil
kamu- özel tüm sağlık tesislerinden
faydalanabilme.
6
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
14. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu:
Sosyal Güvenlik Reformu
Türkiye’nin 21. Yüzyılda Attığı En Önemli Adımlardan Biridir
SGK, Türkiye’nin ve milletimizin yüzde 98,5’inin sosyal
güvenlik kapsamı içerisinde olmasını temin eden bir
kurum. Dünyada birçok gelişmiş ülkenin bile başaramadığı,
ulaşamadığı önemli bir kapsayıcılığı gerçekleştiren; bir
taraftan sosyal güvenlik sistemini koordine eden ama diğer
taraftan ekonomimizi, kalkınmamızı, adaleti, güveni, huzuru
ve geleceğe bakış açısını sistematik bir şekilde başarıyla
gerçekleştiren bir Kurum.
Bu kurumun bugün geldiği nokta Türkiye’nin 21.
yüzyılda attığı adımların en önemli örneklerinden, önemli
numunelerinden bir tanesidir. Burada hem sosyal barışımızın
teminatı olan taraflar, hem ülkemizin yarına ait endişesiz
günlerin oluşabileceğini gerçekleştiren taraflar hem de
birbiriyle diyalog içerisinde ülkemizin atacağı adımları birlikte
tasarlayan, birlikte konuşan ve birlikte gerçekleştirmeye çalışan
tarafların bulunduğu bir Kurum. Yine ülkemiz ve insanımızın
reform gerçekleştirme kabiliyetinin önemli bir şekilde ortaya
konulduğu bir Kurum SGK.
7
TBMM 25. ve 26. dönem Trabzon
milletvekili olarak görev yapan
ve 24 Kasım 2015 tarihinde 64.
Hükümetin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı olarak atanan
Sayın Süleyman Soylu, SGK
Vizyon’a özel açıklamalarda
bulundu.
Bakan Soylu, Sosyal Güvenlik
Reformu özelinde SGK’ya
bakış açısını ifade ederken;
hem rasyonel politikalarla
dayanışmanın, sosyal adaletin,
hukuk ve demokratik devletin;
diğer taraftan ise komşusu açken
tok yatılmayacağı anlayışının
kurum hafızasından hiç
çıkarılmaması gerektiğini söyledi.
15. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Reformların En Önemlisi, Sosyal Güvenlik
Sisteminde Gerçekleştirildi
Bu ülkede sağlık karnesi telaşının vatandaşlar
üzerinde nasıl baskı oluşturduğunu hepimiz
hatırlıyoruz. Ve yine hepimiz hatırlıyoruz ilaç
kuyruklarını, hastanedeki sağlık hizmetlerine
ulaşmadaki zorlukları ve farklı sosyal güvenlik
sistemlerinin ortaya çıkardığı eşitsizlikleri,
adaletsizlikleri ve bunların nasıl giderilebileceği
konusunda kafamızda oluşan endişeleri. Sanki
her birimiz milletimizin önünde aşılması çok zor
olan bir duvar varmış ve bu duvarın hiçbir şekilde
aşılamayacağı duygusu, bizi sisteme karşı, bizi
devlet ve millet arasındaki güven ilişkisine karşı
mağlubiyete uğratıyordu. Bugünlere ulaşabilir miyiz
diye bir endişe bizi birey olmanın ve bu toplumun,
ülkenin vatandaşı olmak konusunda bir sorumlulukla
karşı karşıya bırakıyordu.
Türkiye’de sağlıktan ulaşıma, emniyetten adalete,
kalkınmaya kadar birçok alanda gerçekleştirilen
reformların en önemlisi, sosyal güvenlik sisteminde
gerçekleştirildi.
Gelecek Nesillerimizi de Düşüneceğiz
Eğer biz bugün yarına ait değerlendirmelerimizi,
planlamalarımızı gerçekleştiriyorsak; eğer
dünyada gelişen teknolojinin son sistemlerinden
ülkemizin insanlarını sosyal güvenlik sisteminde
faydalandırabiliyorsak; eğer bugün bazı emeklilik
birimlerinde bir günde, ama ortalama 30 günde
insanlarımızı emekli yapabiliyorsak ve genel
sağlık sigortası gibi devrimle insanlarımızı
buluşturabilmişsek; çalışan insanımızın yanı sıra
gazilerimizin, şehitlerimizin, yetimlerimizin,
gençlerimizin, kadınlarımızın yeni politikalarla
birlikte sosyal güvenlik sistemimizin ortaya koymuş
olduğu ilerlemelerle birlikte gerek istihdam boyutu
gerek sosyal koruma politikalarımızla gerek kadın,
genç, engelli istihdamı, mesleki yeterlilik ve ulusal
istihdam stratejisinde attığımız adımlarda başarılı
bir şekilde ilerliyorsak; bu, 21. yy.’ın başında
başladığımız ve kararlı şekilde yürüttüğümüz,
bütün dünyanın, gelişmiş ülkelerin, etrafımızdaki
coğrafyanın bize baktığında bizi takdir ederek
izlediği bu yürüyüşün en önemli sonucudur. Bunu
hep birlikte başardık.
Gelecek nesillerimizi de düşüneceğiz. Biz sadece
bugünü yaşamıyoruz. Geldiğimiz nokta bizim nihai
bir noktamız değildir. Bu geldiğimiz nokta daha
yolun başında olduğumuzun en önemli işaretlerinden
bir tanesidir. Bütün bunları gerçekleştirirken
biz insanoğlunun, var olduğu günden bugüne
kadar en önemli ihtiyacının güvenlik olduğunu,
dayanışmasının, güzel Cumhuriyetimizin,
Türkiye’mizin, Anayasamızın bizim bugün bir arada
yaşadığımız kuralların bütününün hem sosyal hukuk
devletinin hem demokratik değerlerimizin hem de
kardeşlik, birlik, medeniyet anlayışımızın bizi mecbur
ettiği anlayışların çok net bir şekilde yarına sirayet
etmesinden kaynaklandığını ifade etmek isterim.
Sosyal güvenlik sistemi, sadece sosyal güvenlik
sistemi değildir. Hem insanlarımızın yarına ait
umutlarının, gelecekten duydukları endişelerin,
bir arada olabilme arzularının ve sosyal güvenlik
sistemindeki dengenin, gelecek nesillere
bırakacağımız yükün, olumlu ve olumsuzlukların
sonucu olduğunu belirtmek isterim. Hepimiz
sorumluyuz. Biz sadece bugünü yaşamıyoruz. Burada
oluşturacağımız aktif-pasif ve gelir-gider dengeleri
ülkemizin kalkınması ve istihdam politikalarını
rahatlatacak sonuçlardır. Bu sonuçlar, Türkiye’mizin
gelecekte daha rahat adım atmasını ve hedeflere
ulaşmasını temin edecektir.
Hepimiz hatırlıyoruz, bu ülkede
sağlık karnesi telaşının vatandaşlar
üzerinde nasıl baskı oluşturduğunu
ve yine hepimiz hatırlıyoruz ilaç
kuyruklarını, hastanedeki sağlık
hizmetlerine ulaşmadaki zorlukları
ve farklı sosyal güvenlik sistemlerinin
ortaya çıkardığı eşitsizlikleri,
adaletsizlikleri.
Reform, Ortak Aklı Üreten Politikalarla
Gerçekleşmiştir
Hepimiz hatırlıyoruz bizi, ülkemizi korkutan
enflasyon rakamı gibi, sosyal güvenlik açığının kara
deliği olarak nitelendirilen kavramsallaştırmalarından
kurtulmamız çok eski değil. Gayrı safi hasılaya oranın
yüzde 2,3’ten 0.76’ya düşmesi aslında sadece bir
rakamın düşmesi anlamına gelmiyor. Bu değişim bir
taraftan ülkemizde sosyal güvenlik ihtiyacı olanlara
dokunabilmemizi sağlamıştır, diğer taraftan da
bütçemizi geleceğe ait olarak planlayabilmemize
sebebiyet vermiştir.
8
16. Biz sadece bugünü yaşamıyoruz. Burada
oluşturacağımız aktif-pasif ve gelir-
gider dengeleri ülkemizin kalkınması
ve istihdam politikalarını rahatlatacak
sonuçlardır. Bu sonuçlar, Türkiye’mizin
gelecekte daha rahat adım atmasını ve
hedeflere ulaşmasını temin edecektir.
Bu ülkede emekli Bu ülkede emekli maaşlarının IMF’ye
gidilip “Acaba 500 milyon dolar verir misiniz? Biz emekli
maaşlarını ödemek istiyoruz.” Denilerek ödenmeye
çalışıldığı noktadan, KEY’den, eğitime katkı payından,
depremden toplanan vergilerden bir şekilde ödenmeye
çalıştığı günlerin; “Acaba bunlarla karşılayabilir miyiz?”
diye devletin, siyaset adamlarının kara kara düşündüğü
günlerin çok uzağında olmadığımızı söylemek isterim.
Bugün hep birlikte büyük bir sorumlulukla bu reformları
gerçekleştirmiş, Genel Sağlık Sigortası, sosyal güvenlik
sistemlerinin bir araya gelmesi gibi çok önemli bir
reformu gerçekleştirip bunu sağlayabildiysek; bu
toplumumuzun kabulü, milletimizin ihtiyacıyla ve ortak
aklı üreten politikalarla gerçekleşmiştir. Elbette siyasi
irade bu işin en önemli dinamiklerinden birisidir. Eğer
siyasi irade ortaya koyamaz, politikalarınızı ve felsefenizi
bir yere dayandıramazsanız bunu gerçekleştirmeniz
kolay değildir.
Bizim İnsanımız Her Şeyin İyisine Layıktır
Yine en temel sorumluluklarımızdan bir tanesi,
hizmetimizin memnuniyet oranının her geçen gün daha
fazla artmasını sağlayabilmektir. Niçin şehir hastaneleri
için büyük bir çaba harcanıyor? Niçin otel konforunda
hastane odaları ile insanımızın memnuniyeti artırmak
için büyük bir gayret sarf etmeye çalışılıyor? Niçin Alo
170 gibi neredeyse 35 milyon insana sorduğu sorunun
her türlü cevabını iletebilme fırsatını elde etmiş bir
sistemin daha iyi bir noktaya ulaşabilmesi için gayret sarf
ediyoruz? Bu gayet açıktır.
9
17. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Bizim insanımız her şeyin iyisine layıktır.
Biz bunu gerçekleştirmekle mükellefiz
ve sorumluyuz. Siyasi sorumluluğumuz,
bürokratik sorumluluğumuz, işçi ve işveren
konfederasyonları temsilcilerinin sorumluluğu
bütün paydaşlarımızın sorumluluğu aynıdır.
Her bir kuruşun hesabını yapmalıyız. Ne çok
bonkör olabiliriz ne de çok cimri bir şekilde
davranabiliriz. Dengeli bir anlayışı, dengeli bir
hesaplama yöntemini ortaya koymalıyız. Elbette
ki Türkiye yarına ait büyük hedefler ortaya
koymaktadır.
Türkiye’de sağlıktan ulaşıma,
emniyetten adalete, kalkınmaya
kadar birçok alanda gerçekleştirilen
reformların en önemlisi, sosyal
güvenlik sisteminde gerçekleştirildi.
SGK, Medeniyetimizin Komşusu Açken Tok
Yatanın Sınıflandırıldığı Bir Anlayışı Zihninden
Hiçbir Zaman Atmayacaktır
2023, 2053, 2071 bütün bu hedefleri ortaya koyan
bir anlayışı gerçekleştirmektedir. 2002’den bugüne
kadar biz gelir gider dengemizi yüzde 70’lerden
yüzde 93’lere çıkarmamış olsaydık; yarına ait
projeksiyon yapma kabiliyetimiz olmazdı. Ama
bugün bizim yarına ait projeksiyon yapma
kabiliyetimiz var. Eksiklerimizi, fazlalıklarımızı,
avantajlarımızı ve dezavantajlarımızı bir
ekonomik modelleme içerisinde devam
ettirme zorunluluğumuz var. Çalışanımızı
yani aktifimizi, emeklimizi yani pasifimizi iyi
bir şekilde dengelemek zorundayız. Onların
memnuniyetlerinin ve onların karşı karşıya
kaldığı geçim endekslerini iyi bir şekilde koordine
etmek zorundayız. Nasıl çalışanımızın ihtiyacını
en iyi şekilde karşılayabilme kabiliyeti varsa,
emeklilik hayatını da memnuniyet içerisinde
yaşayabilecek bir standarda taşımak bizim temel
sorumluluğumuzdur.
Bugün bu politikaları hem büyük reformlarla
bütünleştirmiş hem de yarına ait umutlarla
beslemiş bir felsefeyi yürütüyoruz. Biz bu
felsefenin paydaşlarıyız ve bunun daha iyi
noktalara taşımakla mükellef ve sorumluyuz.
Yaklaşık 13 yıldır hükümetlerimiz döneminde
bu reformları çekinmeden gerçekleştiren,
milletimizin hayat standardını yükselteceğini
düşünerek ortaya koyan başta Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’e
ve bugün bu kararlılığı aynı şekilde yürüten
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Bey’e ve
bu kadrolarla birlikte bu reformları gerçekleştiren
sosyal güvenlik sistemimizin bütün paydaşlarına,
Sosyal Güvenlik Kurumunda çalışan her bir
bireye, bugüne kadar bu Bakanlıkta başta Faruk
Çelik Bey olmak üzere hizmet gerçekleştiren bu
zihniyeti, bu zihniyet devrimine dönüşümünü
burada oluşturmaya çalışan her bir saygın bireye
minnetlerimizi ve şükranlarımızı bildirmek
isterim.
SGK, henüz 9. yaşında bizim evladımız gürbüz
büyüyen bir çocuğumuz. SGK bütün ailesi
ile birlikte bu anlayışı ve sağlıklı büyüme
halini devam ettirecektir. Sizlerle, bizlerle,aziz
milletimizle ve bütün mensuplarımızla birlikte.
Bir taraftan rasyonel politikalar ortaya koyacak
bir yandan dayanışmayı, sosyal adaleti, hukuk
ve demokratik devletin en önemli unsurlarını
Sosyal Güvenlik Kurumunun ve sosyal güvenlik
sisteminin yol haritasının belirleyici unsurları
olarak devam ettirecektir. Bir taraftan da
medeniyetimizin komşusu açken tok yatanın
sınıflandırıldığı bir anlayışı zihninden hiçbir
zaman atmayacaktır.
Çalışanımızı yani aktifimizi,
emeklimizi yani pasifimizi iyi bir
şekilde dengelemek zorundayız.
Nasıl çalışanımızın ihtiyacını
en iyi şekilde karşılayabilme
kabiliyeti varsa, emeklilik hayatını
da memnuniyet içerisinde
yaşayabilecek bir standarda taşımak
bizim temel sorumluluğumuzdur.
10
18. STK’lar Ne Diyor?
Bir Ülkenin En Önemli Güvencesi
Sosyal Güvenlik Sistemidir
Kazım ERGÜN
TÜED (Türkiye Emekliler Derneği) Genel Başkanı
506, 5434 ve 1479 sayılı Kanun’ların sosyal güvenlikte dağınıklığı ve eşitsizliği
öngörmesi nedeniyle, sistem değişikliğine gidilmiş, norm ve standart birliğini
de esas alan tek çatı sisteminin kurulması hedeflenmiştir. Sosyal güvenlik
sisteminin sürdürülebilirliği bakımından aylığa hak kazanma ve aylıkların
hesaplanmasına ilişkin köklü değişikliklere gidilmiştir. Kanun çalışmalarının
her aşamasında Türkiye Emekliler Derneği; önerilerini yazılı ve sözlü olarak
bildirmiş, oluşturulacak sistemin yeni bir eşitsizliğe neden olmaması için, aylıkların
hesaplanmasında tüm dönemleri esas alan bir sistemin getirilmesinin önemine
dikkat çekmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1 Ekim 2008
itibariyle yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Kanun kapsamında ilk defa sigortalı
olanlar, tek bir sisteme tabi tutulmuşlardır. 5510 sayılı Kanun, eski ve yeni
sigortalılar bakımından gelir ve aylıklarda farklılık getirdiğinden, yedi yıllık
uygulamada en fazla dikkat çekilen ve eleştiri yapılan değerlendirmeler bu
yönde yapılmıştır. 5510 sayılı Kanun ile birlikte 2008 öncesi ve sonrası dönemde
çalışanlar açısından norm ve standart birliğinin kurulamaması, en önemli eksiklik
olarak değerlendirilmelidir. Özellikle, aylıkların hesaplanması ile getirilen karma
emekli aylığı hesabı, emekli aylıklarında farklılık öngördüğünden, bu yönde
yeni bir çalışma ve değerlendirme yapılmalıdır. 1 Ekim 2008 sonrasında sigortalı
çalışma süresi uzadıkça, prim kazançlarına göre emekli aylıklarında kayıpların
yaşanması, en sorunlu uygulama alanı olmuştur. 5510 sayılı Kanun kapsamındaki
hizmetlerin asgari ücretin iki katına kadar prim kazancı olan sigortalıların emekli
aylıklarında düşmeler yaşanmaktadır. Bu konuda da çalışmalar yapılmalı,
emekli aylıklarının hesaplanmasında karma sistem yerine tüm dönemleri dikkate
alan yeni bir hesaplama getirilmelidir. Esas olan, uzun süre sistemde kalmayı
öngörecek ve çalışmayı özendirecek değişikliklerin yapılmasıdır. Bu alanda
yeni bir değerlendirme yapılmalı, Ekim 2008 sonrasındaki çalışma süresinin
uzamasına rağmen, emekli aylıklarının düşmeyeceği güvencesi sigortalılarda
olmalı ve uzun süre sistemde kalma ve çalışma teşvik edilmelidir. Türkiye İstatistik
Kurumu Tüketici Fiyat Artışlarında emeklilerin harcamaları genel enflasyon ile
küçültülmektedir. Bu bakımdan, altı aylık tüfe artışları yerine, seyyanen artışları
esas alan yeni bir sistem değişikliğine gidilmelidir. 5510 sayılı Kanun’un en
temel maddesi olan gelir ve aylıkların artışını öngören 55. maddesi, tartışmaları
da beraberinde getirmiştir. Hükümetin aldığı kararlar ile 55. madde bazı
dönemlerde uygulanmamış, Torba Kanunlarla emekli aylıklarına seyyanen artışlar
ve iyileştirmeler yapılmıştır. Yüzdeli artışlar, emekli aylıklarındaki farklılıkları
daha da büyüten bir uygulamaya dönüşmüş, aylıkları düşük olanların aleyhine
bir süreci getirmiştir. 5510 sayılı Kanun’un uygulandığı dönemde Hükümetimiz
tarafından çıkarılan 6283 sayılı Kanun’la, 2000 öncesi emeklilere intibaklar
yapılmış, prim ödeme gün sayıları ve gösterge değerleri aynı olan emeklilerin
aylıkları eşitlenmiştir. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. 2000 sonrasında
emekli olanlar da aynı beklentinin içine girmiştir. Türkiye Emekliler Derneği, bu
durumu yetkili makamlara bildirmiş ve 2000 sonrasında emekli olanlar için de
intibak yapılmasını talep etmektedir. Bütün dönemleri kapsayan intibak yapılması
durumunda, sosyal güvenliğin temel ilkesi olan eşitlik sağlanacaktır. Genel Sağlık
Sigortası, 5510 sayılı Kanun’un en kapsamlı ve başarılı uygulaması olmuştur. Sevk
koşulu aranmadan sağlık hizmetinin alınması, emekliler arasında da memnuniyet
yaratmıştır. Ancak, aylıkları ile geçinmeye çalışan emekliler, katkı payları ve ilave
ücretin yüksekliğinden şikayet etmekte, özellikle de emeklilerden katkı payı
alınmaması istenmektedir. Bu konuda da, bir çalışma yapılmasında yarar vardır.
Sosyal güvenlik
sisteminin daha adil
ve uygulanabilir
parametrelere göre
yürütülmesi; devlet ve
toplum kaynaşması için
temel politikalar olarak
benimsenmelidir
11
19. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
Reform Sonrası Gelinen Nokta
Büyük Bir Başarı Örneği
M. Rıfat HİSARCIKLIOĞLU
TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Başkanı
Ülkemizin son yıllarda gerçekleştirdiği reformların başında Sosyal Güvenlik
Reformu gelmektedir. TOBB olarak sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin,
adil, kolay erişilebilir, çağdaş standartlara sahip, aktüeryal ve mali açıdan
sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi kurulmasını hep savunduk ve bu
yöndeki çalışmaları her zaman destekledik.
1 Ekim 2008 itibarıyla yürürlüğe konulan reformun yedi yıllık uygulamasına
baktığımızda, sağlanan en önemli gelişme olarak, “bir iş sözleşmesi ile
bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalı sayısının” bu yılın Haziran ayı
itibarıyla yüzde 53,9 oranında artışını görmekteyiz. Bu, Türk özel sektörünün
istihdamda, hem de “kayıtlı istihdamda” sağladığı büyük artışı ifade
etmektedir.
Bununla birlikte bu başarı yeterli değildir. Genç bir nüfus yapısına sahip
olmamız nedeniyle, hem mevcut işsizlerimize hem de işgücüne her yıl yeni
katılan bir milyon gencimize iş bulmak zorundayız. Bu istihdamı ancak
özel sektörümüz sağlayabileceğinden işverenlerimizin istihdam yaratma
kapasitelerini sınırlayan engellerin kaldırılması gerekmektedir. Bu engellerin
başında şüphesiz ki istihdam maliyetlerinin yüksekliği gelmektedir.
Geriye dönüp baktığımızda, Reformun yürürlüğe girmesiyle birlikte istihdam
maliyetlerinde bir artış yaşandığını, 2009 yılında küresel krizin etkilerinin
azaltılması amacıyla sigorta primlerini zamanında ödeyen işverenlere 5
puanlık bir indirim sağlandığını, 2013 yılı Eylül ayından itibaren de sigorta
primi işveren hissesinin bir puan daha yükseltildiğini görmekteyiz.
2015 yılına gelindiğinde, 100 lira ücret ödenen bir işçinin işverene maliyeti 159
lira seviyesindedir. Yani işverenin cebinden 159 lira çıkarken işçinin cebine 100
lira girmekte ve bizde %59 olan bu oran OECD ülkelerinde %35’ler, ABD’de
ise %20’ler düzeyinde bulunmaktadır.
Diğer önemli bir istihdam maliyeti olan kıdem tazminatı bizde 20 maaş
iken ABD’de 4,7 maaştır. 1930’lu yıllarda kıdem tazminatı işsizlik sigortası
yürürlüğe konuluncaya kadar uygulanmak üzere iş mevzuatımıza girmişti.
Oysa şimdi işsizlik sigortası ve kıdem tazminatı yükü birlikte işverenin
üzerindedir.
Bu bağlamda, gerek küresel rekabet koşullarının iyileştirilmesi, gerekse
mevcut işsizlerimizle işgücüne yeni katılan gençlerimize iş bulunması için
atılması gereken öncelikli adım, istihdam maliyetlerinin makul düzeylere
çekilmesidir. Ulaştığımız bugünkü noktada Sosyal Güvenlik Reformunu
yürürlüğe koymakla işimizin bittiğini düşünmemeli, öncelikle istihdamın
önündeki engelleri ortadan kaldıracak şekilde bu reformu geliştirmeye devam
etmeliyiz. TOBB olarak bu yönde gösterilecek çabalara gerekli destek ve
katkıları sağlamaya devam edeceğiz.
Sosyal sigortacılık
ilkelerine dayalı, etkin,
adil, kolay erişilebilir,
çağdaş standartlara
sahip, aktüeryal ve mali
açıdan sürdürülebilir
bir sosyal güvenlik
sistemi kurulmasını hep
savunduk ve bu yöndeki
çalışmaları her zaman
destekledik.
12
20. Sosyal Güvenlik Kurumu Çağdaş Bir
Yolda İlerliyor
Ergün ATALAY
TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu)
Genel Başkanı
Sosyal güvenlik sistemimizi yeniden yapılandıran ve Ekim 2008 ayı başında
yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın
uygulanmasının yedinci yılında önemli gelişmelerin sağlandığı tartışmasızdır.
Özellikle sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayan yasal
düzenlemelerin yürürlüğe girmesi ve kısa sürede sorunsuz yeni yapıya geçilmesi,
kurum yöneticileri ile çalışanlarının özverili çalışmalarının sonucudur.
Ülkede yaşayan herkesin genel sağlık sigortası kapsamına alınması, sağlık
hizmetlerine ulaşımın kolaylaştırılıp hızlandırılması Kurumun yedi yıl gibi kısa
sürede sağladığı başarılı uygulamalarından biridir.
Özellikle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının yürürlüğe girmesini
müteakiben ikincil mevzuatın düzenlenerek yeni sistemin hayata geçirilmesi ve
uygulamaların Kurumun tüm birimleri tarafından izlenerek, uygulamadan doğan
sorunların idari düzenlemeler ile aşılmaya çalışılarak gerekli yasal düzenlemelere
ilişkin taslakların hazırlanıp Bakanlığa sunulması yedi yıl içinde yapılan önemli
çalışmalardır.
Yedi yılda; gerek sigortalılara, emeklilere bunların hak sahipleri ile dul ve
yetimlere, gerekse işverenlere sunulan hizmetlerin bilgisayar ve mobil ortamında
yapılmasına olanak sağlayacak alt yapının oluşturulup, programlarının yazılıp
uygulamaya konulması ile hizmetlere süratle ulaşılması sağlanmış,
Gelir ve aylıkların daha kısa sürede bağlanması, kişisel sağlık bilgilerinin
bilgisayar ortamında takip edilebilmesi çoğu mağduriyetleri ortadan kaldırmıştır,
Özetle söylendiğinde; yedi yılda Kurum, çağdaş teknolojinin ve iletişim
sistemlerinin kullanılmasına olanak sağlayarak sosyal güvenlik hizmetlerinin en
kısa sürede ve yerinde verilmesini başka bir söyleyişle hizmeti vatandaşın ayağına
götürmeyi başarmış, denetimlerin bilgisayar ortamında yapılmasını sağlayarak
Kurumun birçok alanda istismar edilmesini en aza indirmiştir.
Sosyal güvenlik sistemimizde reform adı altında yapılan bazı düzenlemeler, başta
yaşlılık aylığını hak etme koşulları, gelir ve aylık miktarları ile sağlıkta katkı payı
ve ilave ücret alınması gibi konularda bir takım sıkıntılar devam etmekle birlikte,
pek çok uygulamasında Sosyal Güvenlik Kurumunun çağdaş bir yolda ilerlediğini
söyleyebiliriz.
Yedi yılda Kurum uygulamalarının bu düzeye ulaşmasını sağlayan bugüne kadar
görev almış tüm yöneticileri ve çalışanları kutluyor, konfederasyonum adına
teşekkürlerimi iletiyorum.
STK’lar Ne Diyor?
SGK yedi yılda,
çağdaş teknolojinin ve
iletişim sistemlerinin
kullanılmasına olanak
sağlayarak sosyal
güvenlik hizmetlerinin
en kısa sürede ve yerinde
verilmesini başka bir
söyleyişle hizmeti
vatandaşın ayağına
götürmeyi başarmıştır.
13
21. SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
SGK Trendi Yükselen Bir Kurum
Nail SANLI
TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve
Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) Genel Başkanı
Sosyal güvenlik, kişinin asgari yaşam düzeyini koruma ve sürdürme
amacını taşıyan ve bireyi tüm yaşamı boyunca yakından ilgilendiren bir
olgu. Sosyal güvenliğe yönelik yapılan harcamaların yıllar geçtikçe önemli
boyutlara ulaşması, beraberinde finansman problemlerini de getirmekte
ve bu problemlerin temelinde ise nüfusun yaşlanması ile birlikte ortaya
çıkan aktif-pasif dengesinin yanı sıra kayıt dışı istihdam, denetimde
etkinsizlik ve tahsilat/tahakkuk oranındaki düşüklük bulunmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemine sürdürülebilir bir nitelik kazandırmak amacıyla
ülkemizde 2006 yılından itibaren iki temel ayaktan oluşan bir reform
süreci başlatıldı. Bu ayaklardan bir tanesi sosyal güvenlik kuruluşlarını
tek çatı altında birleştirmeye ilişkin teşkilata yönelik düzenlemeleri (5502
sayılı Kanun kapsamında), ikincisi ise uygulama ve hizmette birlikteliği
sağlayacak düzenlemeleri (5510 sayılı Kanun kapsamında) içermekteydi.
Tek çatı şeklindeki teşkilatlanma çalışmaları günümüze kadar önce
merkez ardından da taşra teşkilatında oldukça başarılı bir şekilde
yürütülmüştür. Öyle ki bu yapılanma, hizmet sunumunun etkinliği,
bilgi işlem altyapısının gelişmesi ve devlete ulaşımın daha da
kolaylaşması şeklinde kendini göstermiştir. Halen geliştirilmesi gereken
yönleri olmakla birlikte e-sigorta, e-bildirge, MOSİP ve MEDULA gibi
uygulamalar hem vatandaşlar hem de meslek mensuplarımız için önemli
kolaylıklar sağlamaktadır.
Sosyal Güvenlik Reformu’nun en eleştirel yönü ise zaman içinde 5510
sayılı Kanun ve ikincil mevzuatının sürekli değiştirilmesi ve takip
edilmesinin zor bir hal almasıdır. Bunun yanı sıra her ne kadar tek çatı
altında birleşme sağlansa da sosyal güvenlik haklarından faydalanma
açısından 4/a, 4/b ve 4/c ayrımına gidilmesi sosyal güvenlikte eşitlik
ilkesine uygun düşmemektedir.
Ayrıca Genel Sağlık Sigortası sistemindeki gelir testi uygulamasının
sağlıklı işlememesi ve buna ilişkin geçici çözümler üretilmesi, istihdam
teşvik sistemindeki dağınıklık, işverenler üzerindeki prim maliyetinin
yüksekliği ve 1999’dan önce sigortalılığı başlayanların emeklilikte
yaşa takılma sorunu gibi hususlar yeni çözümler üretilmesini zorunlu
kılmaktadır.
SGK teknolojiyi iyi kullanan ve son yıllarda trendi yükselen bir
kurumdur. TÜRMOB olarak, üç sosyal güvenlik kuruluşunun SGK çatısı
altında toplanmış olmasını takdirlerle karşılıyor, bundan sonra da sosyal
taraflarla işbirliği halinde daha etkin bir sosyal güvenlik sistemi için
çalışmaya devam edeceği ve mevcut sorunları çözeceği ümidini taşıyoruz.
Üç sosyal güvenlik
kuruluşunun SGK
çatısı altında toplanmış
olmasını takdirlerle
karşılıyor, bundan sonra
da sosyal taraflarla
işbirliği halinde daha
etkin bir sosyal güvenlik
sistemi için çalışmaya
devam edeceği ve
mevcut sorunları
çözeceği ümidini
taşıyoruz.
14
22. Yasalar Toplumla Bütünleşmelidir
Mahmut ARSLAN
HAK-İŞ Genel Başkanı
Sosyal güvenlik insanın en temel ve anayasal hakkıdır. Türkiye’de
bütün kesimlerin sosyal güvenlik sisteminde yaşadığı sorunlar nedeni
ile 2008 yılında hayata geçirilen Sosyal Güvenlik Reformu ile adil, kolay
erişilebilen, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin
oluşturulması adına önemli adımlar atıldı. Sendikalar da bu süreçte önemli
rol alarak, olumlu ve olumsuz görüşlerini aktarmış katkı sağlamaya
çalışmıştı. Sosyal Güvenlik Reformunun üzerinden yedi yıl geçti. Yedi
yıllık uygulama sürecinin ardından sosyal güvenlik reformunu doğuran
ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığına ilişkin verilerin paylaşılması
yararlı olacaktır. Reformla hedef kitleye ulaşıldı mı, toplumun bütün
kesimlerine hizmet verilebiliyor mu, mali sürdürülebilirlik sağlandı mı,
emeklilik sisteminde adalet duygusu tesis edildi mi gibi soruların yanıtları
net olarak verilmelidir. HAK-İŞ olarak temel felsefemiz, reformun sosyal
güvenlikte norm ve standartların sağlanması dolayısıyla çalışanları ve
aile bireylerini çalışma hayatının bütün risklerine karşı korumayı ve
sosyal refahı sağlayan bir sosyal güvenliktir.Gerek yasaların ve gerekse
diğer mevzuatın uygulanabilirliği ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verir
niteliği son derece önemlidir. Bu nedenle yasalar toplumla bütünleşmelidir.
Konuya bu açıdan yaklaşırsak, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik gibi
geniş halk kitlelerini ilgilendiren düzenlemelerin, konunun diğer tarafı
olan sosyal taraflarla uzlaşarak yürürlüğe konulmasında büyük fayda
bulunmaktadır. Bunun birçok örneği Avrupa ülkelerinde uygulanmaktadır.
Ülkemizde de bu konuda çok güzel örnekler olduğu muhakkaktır. O
halde önümüzdeki dönemlerde yapılacak çalışmalarda sosyal tarafların
görüş ve önerilerini dile getirmeleri bunlara ait teknik çalışmalarını ortaya
koymaları ve makul taleplerinin kabul edilerek güzel bir yönetişim örneği
ortaya konulabilmelidir. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, sosyal güvenlik
konusunu da içeren bütünlüklü bir “sosyal modelin” hayata geçirilmesini
bekliyoruz. Söz konusu “sosyal model” kayıtdışı istihdamın OECD
standartlarına çekilmesi, kaygı verici boyutlara ulaşan işsizliğin azaltılması,
temel sosyal güvenlik ve sosyal haklar, sendika özgürlüğü, grev hakkı, insan
onuruna yakışır düzgün işlerin artırılması, asgari gelir ve vergilendirmenin
iyileştirilmesi, sosyal diyalogun kurumsallaştırılması, sağlık, güvenlik,
istihdamın artırılması, ekonomik ve sosyal çıkarları korumakta kamunun
sorumluluğunun artırılması ve sosyal koruma sistemlerinin güçlendirilmesi
gibi ülkemizin kendi gerçeklerine dayandırılmalıdır.
Sosyal koruma, sosyal güvenliği tamamlayan en önemli unsurlardan biridir
ve Türkiye’de de sosyal koruma sisteminin kurulmasına acilen gereksinim
duyulmaktadır. Asgari Gelir Desteği uygulamasının bazı Avrupa Birliği
üyesi ülkelerde olduğu gibi bizde de uygulanması gerekmektedir. İşsizlik,
açlık sorununu birbirinden ayırıp işsiz insanları düzenli gelir sistemi ile
ekonomiye ve sosyal hayata entegre edip, bu şekilde yeni bir toplumsal
dinamizm yaratabiliriz.
STK’lar Ne Diyor?
Sosyal koruma, sosyal
güvenliği tamamlayan
en önemli unsurlardan
biridir ve Türkiye’de
de sosyal koruma
sisteminin kurulmasına
acilen gereksinim
duyulmaktadır.
15
23. Vatandaş Ne Diyor
Sosyal Güvenlik Hizmetleri Bizleri Memnun Ediyor
İlhan Şanlı / Esnaf
Daha önceki yıllarla bu günü karşılaştırdığımızda sağlık konusunda ciddi ilerlemeler olduğunu görüyoruz.
Yeşil kart, Sigorta, Emekli Sandığı ayırımı yapılmaksızın tüm hastanelerde muayene ve tedavi olabiliyoruz.
Önceleri hastaneye gittiğimizde bir kan sonucunu alabilmemiz bir hafta sürebiliyordu. Şimdi aynı
gün içerisinde tahlil sonuçlarını alabiliyoruz. Sosyal güvenlik açısından da büyük rahatlık sağlandı.
İlçelerde sosyal güvenlik merkezlerinin açılmasıyla şehir merkezine gitmeden işlemlerimizi kolayca
halledebiliyoruzYapılan hizmetler bizleri gerçekten çok memnun ediyor.
İlaç Kuyrukları Tarih Oldu
Köksal Özkan / Vatandaş
Benim eşim böbrek hastası. Hastanelerdeki kuyruk çilesinden ilaç alırken yaşanan sorunlara kadar pek
çok sıkıntı ile karşı karşıya kalıyorduk. Sabah namazdan itibaren kalkıp sıralara girdiğimizi biliyorum.
Artık istediğimiz hastaneden randevu alarak rahatça muayene oluyor ve istediğimiz eczaneden
ilaçlarımızı kolaylıkla alıyoruz.
İstediğimiz Hastanede Muayene Olabiliyoruz
Mustafa Bülbül / Esnaf
Benim eşim hasta ve sürekli hastaneye gidiyoruz. Önceleri hem hastanede muayene için hem de ilaç için
saatlerce kuyruk bekliyorduk. Hatta bazı ilaçları hemen alamıyorduk, iki ya da üç gün sürebiliyordu.
Artık kamu veya özel hastane farketmeksizin istediğimiz hastanede muayene olabiliyor hatta
doktorumuzu bile seçebiliyoruz. Yine istediğimiz eczaneden de ilaçlarımızı alabiliyoruz. İlaç olmadığı
zaman eczane ilacı yarım saat içinde temin edebiliyor. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Kimlik Numaramızla Muayene Olabiliyoruz
Suat Soyer / Vatandaş
Sosyal Güvenlik Reformu öncesinde sınırlı sayıda hastaneye gidebiliyorduk. Sağlık karnesi olmadan
muayene olmamız söz konusu değildi ama artık kimlik numaramızla muayene olabiliyoruz. Sadece
SSK hastaneleri eczanelerinden ilaç alabiliyorduk ve bir ilaç için saatlerce kuyrukta bekliyorduk.
Çoğu zaman da ilaçlarımızın tamamını bulamayabiliyorduk. Şu an istediğimiz eczaneden ilaçlarımızı
rahatça, sıra beklemeden alabiliyoruz.
Elektronik Reçete Uygulamasından Memnunuz
Vediz Eroğlu / Eczacı
Eczaneyi 2001 yılında açtım ve daha öncesinde SSK Hastanesi eczanesinde çalıştım. Hastalar sabah saat
5’te ilaç kuyruklarına girerlerdi. İlaçların tamamı da temin edilemeyebiliyordu. Şu an hastalar ilaçlarını
kolay bir şekilde alabiliyor. Ayrıca sağlıkta Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK olarak bir ayrım olduğundan
dolayı hastaların anlaşmalı eczane bulmaları ve oradan ilaç almaları gerekiyordu. Bu da hastaların
mağduriyet yaşamasına sebep oluyordu. İlaç alırken sağlık karnesi, sevk kâğıdı, reçete gibi kâğıtlar
gerekirken şimdi sadece kimlik numarası ile muayene olunabiliyor. Elektronik reçete uygulaması da hem
bizler için hem de hastalar açısından büyük kolaylık sağladı. Kâğıt israfı da engellenmiş oldu.
?
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
16
24. 17
HERKESİN
KAPSAMA ALINMASI
BAŞLI BAŞINA BİR
DEVRİM
Son yıllarda SGK’nın imajının değiştiğini
görüyoruz. Daha önce prim toplayan ve ceza
kesen bir kurum olarak değerlendiriliyordu.
Fakat şu an kayıt dışı istihdama yönelik
çalışmalarla birlikte sigortalıyı koruyan ve
haklarını savunan bir kurum oldu.
Okan Güray
Bülbül’le sosyal
güvenlik alanında son
yıllarda yaşanan değişimler,
SGK’nın hizmet sunumunda
geldiği nokta, vatandaş memnuniyeti
ve sigortalılık bilinci konularında özel bir
söyleşi gerçekleştirdik.
Sosyal Güvenlik Reformunun geldiği noktayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sosyal güvenlik sistemi, son 7 yılda ciddi bir değişim
gösterdi. 5510 sayılı Kanun 1 Ekim 2008 yılında yürürlüğe
girdi. Aslında bu tarihten iki yıl önce reformun en önemli
adımı atılarak; SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı olarak
isimlendirilen üç kurum SGK adı altında birleştirildi,
sosyal güvenlikte norm ve standart birliği sağlandı. Tabii
aradan geçen bu 7 yıl içerisinde bir takım aksaklıklar
da oldu ve bir müddet daha bu tip aksaklıkların olacağı
öngörülüyor. Ama esas nokta, sosyal güvenlik sisteminin
sürdürülebilirliğinin sağlanmasıydı. Çünkü sosyal
güvenlik sistemimize bu tarihten önce iki kez müdahale
edildi ve sistemin sürdürülememesinin en önemli sebebi;
süper emeklilik,
sağlık hizmetlerinde
sınırsız genişletmenin
olmasıydı. Daha önce
erkeklerin 42, kadınların
38 yaşında emekli olması sistemin
çökmesine neden oldu. Sosyal Güvenlik
Reformu uygulamasının 7 yıllık
sonuçlarına baktığımızda; aktüeryal denge açısından
sorunların ortadan kalktığını ve SGK’nın açık veren bir
Kurum niteliğinde olmaktan çıktığını görüyoruz.
Reform ile birlikte emeklilik yaşının yükseltilmesinin
yansıması sizce nasıl olacak?
1 Ekim 2008 sonrası ilk kez sigortalı olan kişiler ortalama
55 veya 60 yaşında emekli olacaklar ve ömürlerinin
kalan sürecinde emekli maaşı alacaklar. Böyle olunca
da sistemde bir rahatlama olacak. Aslında bu rahatlama
sigortalılar açısından olumsuz bir durum gibi gözüküyor
ama sağlık sistemlerindeki iyileşme ve ortalama ömrün
uzamasıyla zaten 65 yaş sonrası emeklilik döneminin
de 15 yıl sürmesi planlanıyor. Böyle olunca emekliliğin
bir son değil, bir başlangıç olduğu dönem açılacak.
GAZETECİ GÖZÜYLE
Okan Güray Bülbül
Gazi Üniversitesi ÇEEİ
Bölümü Araştırma
Görevlisi ve Akşam
Gazetesi Yazarı
25. 18
Ülke nüfusunun neredeyse tamamının GSS kapsamına
alınmasını ve sağlık alanında yaşanan dönüşümü nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sağlık hizmetleri açısından da 1 Ekim 2008 tarihi çok
önemli, çünkü Genel Sağlık Sigortası hayata geçirildi ve
1 Ocak 2012 de zorunlu hale getirildi. Dolayısıyla ülkede
yaşayan herkesin kapsama alındığı bir sigorta kolunun
olması başlı başına bir devrimdir. Sigortacılık mantığıyla
düşünürsek: Bu sigortanın içinde olan bir kişinin prim
ödemesi gerekiyor. Kimin ne kadar prim ödeyeceği de
gelir testi ile ölçümleniyor. Bir defa af ve yapılanma
hayata geçti. Gelir testinin yeterince bilinmemesi,
öğrenilememesinden kaynaklanan sorunları çözmek adına
belli bir süre tanındı. Aslında sistemdeki sorunların bazı
mekanizmalarla giderilmeye çalıştığını görüyoruz.
Sağlık Hizmetlerine Kolay Erişim Herkes İçin Büyük
Önem Taşıyor
Sağlık hizmetlerine kolay erişim herkes için büyük önem
taşıyor. Bu noktada da düzgün işleyen bir sisteme ihtiyaç
var. SGK, bu konuda başarılı. Reform öncesi kimin hangi
hastaneye gideceği konusunda karmaşık bir durum vardı.
Şimdi herkes istediği hastaneden hizmet alabiliyor. Daha
hastaneye gitmeden ne kadar ilave ücret ve katılım payı
ödeyeceğinizi biliyorsunuz. Kişileri belirli noktalara
zorunlu tutarsanız diğer hastaneler daha cazip olacaktı
ama 2008 sonrası bu ortadan kalktı ve herkes istediği
hastaneye gidebilir duruma geldi.
Sağlık hizmetlerinde ciddi teknolojik gelişmeler var. Bir
yandan sistem ucuzluyor ama bir yandan da kaliteli
hizmet vermek için pahalı bir sistemin içine giriyorsunuz.
Böyle olunca SGK’nın ilaç ve muayene katılım payı
alması gibi prim ve ödemelerle bu sistemin desteklenmesi
gerekiyor.
Bildiğiniz üzere SGK teknolojiyi en iyi kullanan kurumlar
arasında yer alıyor. Sizin bu konuda ki düşüncelerinizi
alabilir miyiz?
SGK son yıllarda birçok başarılı uygulamayı hayata
geçirdi. Medula sistemi bunlardan bir tanesi. Kime kaç
kutu ilaç yazıldı ve ne kadar katılım payı ödedi, bu
veriler SGK’nın elinde mevcut. Bunun dışında e-devlet
uygulamasının önemli miktarını SGK’nın hizmetleri
oluşturuyor. Bu da kişiler açısından çok önemli.
SGK Verdiği Hizmetlerinde Teknolojiyi Başarıyla
Kullanıyor
İnsanlar, internet üzerinden bazı bilgilerini girerek
ne zaman emekli olacağını ve ne kadar emekli maaşı
alabileceğini kolayca öğrenebiliyor. Kendisinden istenilen
belgeleri SGK’ya gitmeden e-devlet üzerinden temin
ederek işyerine verebiliyor. O yüzden burada önemli bir
başarıdan bahsediyoruz ve bunun artacağını da biliyoruz.
Çünkü SGK’nın kurumsal yapılanması da bu çerçevede
gidiyor. Ankara’nın Batıkent ilçesinde elektronik
sistemlere ilişkin yeni bir yapılanma var. Dolayısıyla SGK
verdiği hizmetlerinde teknolojiyi başarı ile kullanıyor.
Kayıt dışı istihdama ilişkin yapılan çalışmalar hakkında
neler söylemek istersiniz?
Son yıllarda SGK’nın imajının değiştiğini görüyoruz.
Daha önce prim toplayan ve ceza kesen bir kurum olarak
değerlendiriliyordu. Fakat şu an kayıt dışı istihdama
yönelik çalışmalarla birlikte sigortalıyı koruyan ve
haklarını savunan bir kurum oldu. Kayıt dışı istihdamda
görev sadece devlete düşmüyor.
Sigortalıların Eskiye Göre Daha Bilinçli Olduğunu
Görüyoruz
Çalışanlar mutlaka SGK’nın elektronik sistemlerini
kullanarak sigortalarının yatırılıp, yatırılmadığını, gerçek
ücretleri üzerinden bildirilip bildirilmediğini kontrol
etmeliler. Aksi takdirde emekli olduklarında, malul
olduklarında ya da hastalığa maruz kaldıklarında daha
düşük ücret alabilirler. Bu yüzden sigortalıların bu
noktaya özen göstermeleri gerekiyor. Sigortalıların eskiye
göre daha bilinçli olduğunu görüyoruz. Özellikle SGK’nın
hizmetlerine elektronik ortamda kolay erişilebiliyor olması
ve ALO 170 hattının çalışanlara isim vermeden şikâyet
etme hakkı tanıması ile çalışanlara özgürlük tanındı.
Günlük gazetelerin pek çoğunda sosyal güvenlikle ilgili
bölüm ve köşelerin yer almasıyla bu alan daha bilinir hale
geldi. Buralardan bilgi alan çalışanlar ALO 170 vasıtasıyla
kendi durumlarını bildiriyor ve düzeltici unsur hayata
geçiyor.
Son olarak Sosyal Güvenlik Kurumunu ve çalışmalarını
kısaca değerlendirir misiniz?
Sosyal Güvenlik Kurumunun kendisini ve uygulamalarını
biraz daha halka anlatması, duyurabilmesi lazım diye
düşünüyorum. Bu sayede halkın gözünde imajını çok
daha çabuk değiştirecektir. Hep söylenen bir laf vardır:
‘Tanısanız seversiniz’. Sosyal Güvenlik Kurumu da aynı
şekilde ve oldukça geniş bir mevzuatı var. Ayrıca sosyal
güvenlik mevzuatı çok hızlı değişiyor. O yüzden SGK’nın,
günümüzde oluşabilecek durumlara bağlı olarak dinamik
bir yapıya sahip olması ve hızlı cevap vermesi gerekir.
Bunu da büyük ölçüde başardığını düşünüyorum.
SGK’nın hizmet sunduğu büyük bir kitle var.
Böyle olunca da SGK’nın kendi iş yükünü
azaltacak mekanizmalar üretmesi gerekiyor.
Bu konuda SGK çok başarılı.
SOSYAL GÜVENLİK REFORMU
27. 20
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 4. Olağan Genel Kurulu,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı (ÇSGB) Süleyman
Soylu’nun katılımıyla Sosyal Güvenlik Kurumunda yapıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sosyal Güvenlik
Kurumu yöneticileri, kamu kurum ve kuruluşlarının
temsilcileri, işçi ve işveren sendikalarının temsilcileri
ve sivil paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen SGK 4.
Olağan Genel Kurul Toplantısı gazi ve şehitler anısına
saygı duruşu ve İstiklal Marşı’mızın okunmasıyla başladı.
Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Bakan Süleyman
Soylu, Türkiye'de yaşayanların yüzde 98,5'inin sosyal
güvenlik kapsamında olduğunu bildirerek,“SGK sosyal
güvenlik sistemini koordine eden diğer taraftan da
ekonomiyi, kalkınmayı, adaleti, güveni, huzuru ve
geleceğe bakış açısını sistematik bir şekilde başaran bir
Kurum.”dedi.
Bakan Soylu: “Birçok gelişmiş ülke
dahi sosyal güvenlik alanında reform
yapma cesaretini gösteremiyor. Sosyal
Güvenlik Reformuyla SGK’nın bugün
geldiği nokta, Türkiye’nin 21. yüzyıldaki
başarıları arasında yer alıyor.”
20
28. 21
Türkiye’de sağlıktan
ulaşıma, adaletten
kalkınmaya kadar
gerçekleştirilen
reformların en önemlisi
sosyal güvenlik
sisteminde gerçekleşti.
Önceki ilaç kuyruklarını, hastane
hizmetlerine ulaşmadaki sıkıntıları
ve farklı sosyal güvenlik kurumları
arasındaki haksız uygulamaları
çok net bir şekilde herkesin
hatırlayacağını vurgulayan Soylu,
o dönem tüm bu tablonun “devleti
millete karşı mahcup duruma
düşürdüğünü” ifade etti.
Türkiye’de sağlıktan ulaşıma,
adaletten kalkınmaya kadar
gerçekleştirilen reformların en
önemlisinin sosyal güvenlik
sisteminde gerçekleştiğinin altını
çizen Soylu, “Geldiğimiz nokta
bizim nihai bir noktamız değildir.
Geldiğimiz nokta daha yolun
başında olduğumuzun en önemli
işaretlerinden bir tanesidir.” dedi.
Bizim İnsanımız Her Şeyin İyisine
Layıktır
Sosyal güvenlik alanındaki
reformların, toplumun kabulü,
milletin ihtiyacı ve sosyal
güvenlik alanının paydaşlarının
ortak akıl politikaları sayesinde
gerçekleştirildiğini belirten Soylu,
şöyle konuştu: “Sosyal Güvenlik
Kurumu olarak bu memlekete karşı
çok büyük sorumluluğumuz var.
Evet bunu başarıyla bugüne kadar
getirdik ama bugünden sonra
da getirmekle mükellefiz. Eğer
çalıştırdığımız insanların devlet
olarak hesabını kitabını iyi yapmaz,
gelir ve giderimizi iyi ayarlamaz,
aktif ve pasif sigortalı dengesini iyi
koordine etmezsek, yarın aynen
20. yüzyılın sonunda olduğu gibi
tablolarla karşı karşıya kalmamız
mukadderdir.”
Bakan Soylu, gelinen noktanın
kıymetinin herkes tarafından
iyi bilinmesi gerektiğinin altını
çizerek, “Bütün taraflar olarak
sorumluluklarımızı iyi bir şekilde
ortaya koymalı ve yarına ait
planlamamızı iyi bir şekilde
yönetmeliyiz. Aktif pasif dengemizi
3 oranlarına çıkartmak temel
sorumluluklarımızdan biridir. Yine,
hizmetimizin memnuniyet oranının
her geçen gün daha fazla artmasını
sağlayabilmeyi de istiyoruz. Şehir
hastaneleri, otel konforunda sağlık
hizmeti ve ‘Alo 170’ gibi hizmet
ve uygulamalarla memnuniyeti
artırmak istiyoruz. Çünkü bizim
insanımız her şeyin iyisine layıktır.”
dedi.
Aktif ve pasif sigortalı dengesini
sağlamanın zorunlu olduğunu
vurgulayan Soylu, “Onların
geçim indekslerini iyi bir şekilde
koordine etmeliyiz. Nasıl
çalışanımızın ihtiyacını en iyi
şekilde karşılayabilme kabiliyetimiz
varsa, bu insanların emeklilik
hayatını da memnuniyet içerisinde
yaşayacak bir standarda taşımak
bizim temel sorumluluğumuzdur.
Bugün bu politikaları Allah’a
şükürler olsun ki hem büyük
reformlarla bütünleştirmiş hem
de yarına ait umutlarla beslemiş
bir felsefeyi yürütüyoruz. Biz
bu felsefenin paydaşlarıyız ve
bunu daha iyi noktalara, daha iyi
ekonomik rasyolara taşımakla
mükellefiz.” diye konuştu. SGK
Başkan Vekili Cevdet Ceylan Genel
Kurulda yaptığı konuşmasına
Sosyal Güvenlik Kurumunun 9.
yaşını kutlamanın mutluluğunu
yaşadıklarını söyleyerek başladı.
Bu tarihten önce de Kuruma emek
veren tüm yönetici ve çalışanlara
şükranlarını sunduğunu ifade
eden SGK Başkan Vekili, SGK’nın
Türkiye’nin en önemli Kurumu
olduğuna dikkat çekti. Ceylan,
bu Kurumda yaşanacak bir
olumsuzluğun ya da hizmette
yaşanacak bir aksamanın toplumsal
hayatın her kesimine yansıyacağını
dile getirdi. Bu nedenle hem sivil
toplum örgütlerinden, kamu
kurumlarından hem de siyasilerden
Kurumun yönetiminde kendilerine
yardım ve destekte bulunmalarını
istedi.
Hizmetimizin
memnuniyet oranının
her geçen gün daha
fazla artmasını istiyoruz.
Şehir hastaneleri, otel
konforunda sağlık
hizmeti ve ‘Alo 170’ gibi
hizmet ve uygulamalarla
memnuniyeti artırmayı
hedefliyoruz. Çünkü
bizim insanımız her
şeyin iyisine layıktır.
21
29. 22
Sosyal Güvenlik Alanında
Önemli Yasal Düzenlemeler
Yapıldı
SGK Başkan Vekili Cevdet Ceylan,
seçim öncesi katılımcılara hitaben
yaptığı konuşmada sosyal güvenlik
alanında son dönemlerde önemli
yasal düzenlemeler yapıldığına
vurgu yaparak; “Kurumumuzdan
emekli aylığı almakta olan tüm
vatandaşların maaşlarına zam
yapıldı. Madenlerde çalışan
vatandaşlarımız için yeni
düzenlemeler getirildi, emeklilik
yaşları öne alındı, sosyal güvenlik
destek primi yüzde 15’den 10’a
indi. Yurt dışında çalışmaya
başlama süresi, Türkiye’de
çalışılmış gibi kabul edilerek
emeklilikte dikkate alınması
konusunda düzenleme yapıldı.
Yine bu dönemde yurt dışına
işçi götüren müteahhitler için
5 puanlık prim teşvikinden
faydalanma, kadın sigortalıların
doğum borçlanmasının 2’den 3‘e
çıkarılması gerçekleştirdiğimiz
önemli düzenlemelerimiz arasında
yer almaktadır.” açıklamalarında
bulundu.
Yeni Seçilen Üyelerimiz ile
SGK’nın Daha İleriye Gideceğine
İnanıyorum
SGK Başkan Yardımcısı Dr.
Mustafa Kuruca yaptığı
konuşmasında, “Ülkemizdeki üç
farklı yapıda hizmet veren sosyal
güvenlik kurumları gerçekleştirilen
Sosyal Güvenlik Reformu sonrası
tek çatı altında birleştirildi. Bu
ihtiyaç 1970’li yıllarda başlayıp
hem yerli hem yabancı uzmanlar
tarafından önerilen bir sistem
olmasına rağmen 2006 yılında
hayata geçirilmiştir. Geç kalmakla
birlikte önemli ve ülkemizdeki
tüm nüfusu kapsayan sürdürebilir
bir sosyal güvenlik sistemine
kavuşması adına gerçekleştirilen
bu çok önemli reform, tüm
çalışanların emeği ile bugünkü
noktaya gelmiştir.” dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumunun,
otomasyonu en fazla kullanan
ve e-Devlet sistemi üzerinden
en çok işlem yapan Kurumların
başında yer aldığını da hatırlatan
Kuruca sözlerine şöyle devam
etti: “Bu toplantıdaki tüm görüş
ve öneriler değerlendirilecek ve
bundan sonraki çalışmalarımıza
ışık tutacaktır. Yeni seçilen yönetim
kurulu üyelerimiz ile Sosyal
Güvenlik Kurumunun daha ileriye
gideceğine, vatandaşlara daha
hızlı, adil, kolay, anlaşılabilir bir
hizmet vereceğini inanıyorum.”
SGK’nın Yeni Yönetim Kurulu
Üyeleri Seçildi
Sosyal Güvenlik Kurumu yöneticileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, işçi ve işveren
sendikalarının temsilcileri ve sivil paydaşların katılımıyla gerçekleştirilen SGK 4. Olağan Genel
Kurul Toplantısı’nda yeni dönemde görev yapacak Yönetim Kurulu üyeleri seçildi.
SGK OLAĞAN GENEL KURULU
30. 23
İkinci bölümde sivil toplum
kuruluşları temsilcilerine söz
verildi. Temsilciler bu bölümde
Kurumdan beklenti ve dileklerini
dile getirdi.
TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler
yaptığı konuşmada: “Sosyal
güvenlik sisteminin mali verilerinin
genel olarak iyileşme eğiliminde
olduğunu görmekten büyük bir
memnuniyet duyuyor ve bu konuda
emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum. Bu olumlu gidişin
korunmasını sosyal güvenlik
sisteminin sürdürebilirliği açısından
son derece önemli bir konu olarak
görüyorum. ”dedi.
TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri
Ramazan Ağar ise Sosyal Güvenlik
Reformunun 7. yılında Kurum
yönetici ve çalışanlarının özverili
çalışmaları sonucu önemli
başarıların elde edildiğini ifade
ederek :“Üç farklı yapıdaki sosyal
güvenlik kurumları kısa sürede
sorunsuz birleştirildi. Bu sayede
vatandaşlar genel sağlık sigorta
kapsamına alındı ve hastaların
kısa sürede sağlık hizmetlerine
ulaşımları sağlandı.” şeklinde
konuştu.
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel
Başkan Yardımcısı Settar Arslan:
“SGK ülkenin bugününe ve
geleceğine yön veren kurumların
başında yer alıyor. Vatandaşlara
daha iyi hizmet sunma noktasında
fikirlerimizi paylaşmak için bugün
düzenlenen 4. Olağan Genel Kurul
toplantısında yerimizi aldık.” diye
konuştu.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko,
sosyal güvenliğin devletler
açısından önemli bir alan olduğunu
ve SGK’nın Türkiye’nin önemli
kurumlarından bir tanesi olduğunu
söyledi.
Memur-Sen Genel Başkan
Vekili Metin Memiş: “SGK’nın
kurumsal yapısı, mevzuatı, iş
ve işlem hızı, hizmet kapasitesi,
erişilebilirliği açısından 2006 yılı
öncesi ve sonrasında önemli farklar
olduğunu görmekteyiz. Hastane,
ilaç kuyrukları bugün artık yok.
Önceden sağlık karneleri ile
zaman kaybederken artık her şey
elektronik ortamda hızlı bir şekilde
gerçekleştiriliyor.” ifadelerini
kullandı.
Türk Büro-Sen Genel Başkanı
Fahrettin Yokuş: “SGK,
toplumumuzu ayakta tutan,
yoksulluğa karşı koruyan, hastalık,
sakatlık, işsizlik, ölüm ve yaşlılık
gibi durumlar için vatandaşlarımıza
güvence teşkil eden en önemli
Kurumumuzdur.” dedi.
KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse,
sosyal güvenlik hakkının en temel
insan hakkı olduğunu söyledi.
TESK Genel Başkanı Bendevi
Palandöken, SGK’nın tüm kesimleri
bir şemsiye altında toplayarak
eşitlik sağlamak için kurulduğunu
ifade ederek, esnaf ve sanatkârların
haklarının iyileştirilmesine yönelik
taleplerini bildirdi.
Türkiye Emekliler Derneği Başkanı
Kazım Ergün, SGK’nın verdiği
hizmetler ile ülkenin adeta can
damarı olan bir kurum olduğunu
söyleyerek yürütülen çalışmalarda
emeği geçen herkese teşekkür etti.
TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı
ise, “SGK ve TÜRMOB, çalışma
hayatında çok önemli iki paydaştır.
Her zaman SGK’nın çalışmalarını
yakından takip etmekteyiz ve her
konuda katkılarımızı sunacağımızı
belirtmek isterim.” dedi.
SGK Başkan Yardımcısı Dr.
Mustafa Kuruca’nın Divan Başkanı
seçilmesinin ardından Yönetim
Kurulu seçimine geçildi. Yapılan
oylama sonucunda görev yapacak
SGK’nın yeni dönem Yönetim
Kurulu üyeleri belli oldu.
SGK Yönetim Kurulu Üyeleri
• İşveren Temsilcisi: Nadir Yörüktümen (Asil Üye), Av. Başar Ay (Yedek Üye),
• İşçi Temsilcisi: Salih Kılıç (Asil Üye), Eyüp Alemdar (Yedek Üye),
• Kamu Görevlileri Temsilcisi: Ahmet Özer (Asil Üye), Hacı Bayram Tombul (Yedek Üye),
• Tarımda Kendi Nam ve Hesabına Çalışanlar Temsilcisi: Şemsi Bayraktar (Asil Üye),
Mustafa Hepokur (Yedek Üye),
• Tarım Dışında Kendi Nam ve Hesabına Çalışanlar Temsilcisi: Bendevi Palandöken (Asil Üye),
Mehmet Burhan Aksak (Yedek Üye),
• Kurumdan Gelir ve Aylık Alanlar Temsilcisi: Kazım Ergün (Asil Üye), Gazi Aykırı (Yedek Üye).
23
31. 24
SGK Türkiye’ye Çok Büyük Hizmetler Sunuyor
Ahmet ÖZER - Yönetim Kurulu Üyesi (Kamu Görevlilerini Temsilen)
Bugün Türkiye’mizin en büyük kurumlarından olan Sosyal Güvenlik Kurumunun 4.
Olağan Genel Kurulunu yaptık ve gerçekten güzel bir kongre oldu. Bende Kamu görevlileri
sendikalarını temsilen yönetim kuruluna seçildim. Bana bu görevi layık gören arkadaşlarıma
teşekkür ediyorum. Bundan sonra SGK çatısı altında hizmetlerimize devam edeceğiz. SGK,
Türkiye’ye çok büyük hizmetler sunmakta olan bir kurum ve bizde kendi payımıza düşen her
türlü katkıyı sunmaya çalışacağız.
SGK’nın Sağlıklı Büyümesi En Büyük Dileğimiz
Bendevi PALANDÖKEN - Yönetim Kurulu Üyesi (Tarım Dışında Kendi Nam ve
Hesabına Çalışanları Temsilen)
Gerçekten güzel bir genel kurul oldu. Sayın Bakanımızın yeni göreve başlamasına rağmen
böyle bir kongreye katılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun geleceği ile sivil toplum örgütlerinin
bu konudaki yerini gündeme getirmesi bizi memnun etti. Ayrıca Sayın Başbakanımızın
destek priminin kaldırılmasına dair müjdesi bizi sevindirdi. Sosyal Güvenlik Kurumu 28 bin
çalışanıyla Türkiye’nin en önemli kurumlarından bir tanesi. Teknolojiyi iyi kullanan, insanlara
doğumundan ölümüne kadar hizmet veren bu kurumda esnaf ve sanatkârları temsilen yönetim
kurulu üyeliği yapmak benim için bir onur. Kurumun bu kadar güçlü olmasında emeği olan
herkese teşekkür ederim. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünde en önemli etkeni, bizden sonraki
nesillerdir. Onların hayatını garanti altına alan SGK’nın sağlıklı bir şekilde büyümesi en büyük
dileğimizdir.
SGK Türkiye’nin Göz Bebeği
Kazım ERGÜN - Yönetim Kurulu Üyesi (Kurumdan Gelir ve Aylık Alanları Temsilen)
Sosyal Güvenlik Kurumu 4. Olağan Genel Kurulunun ülkemize, devletimize ve vatanımıza
hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu genel kurulda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Ülkemin güçlü bir sosyal güvenliğe ihtiyacı var. Her türlü sorunlarını çözmüş, insanların, huzur
ve mutluluk içinde yaşadığı bir Türkiye özlemi içindeyiz. Ülkeme ve milletime hizmet etmek büyük
bir onurdur. Emeklileri temsilen Yönetim Kurulunda yer almaktayım. Allah utandırmasın ve
güzel hizmetler yapmayı nasip etsin. Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye’nin göz bebeğidir. Biz de
vatanımızın, milletimizin sevdalısıyız, Allah imkân verdikçe güzel işler yapmaya devam edeceğiz.
SGK OLAĞAN GENEL KURULU
24
32. 25
Türk-İş’e yaptığı ziyarette gündeme ilişkin önemli
açıklamalarda bulunan Bakan Soylu çalışma yaşamının
taraflarıyla hayata geçirilen Sosyal Güvenlik
Reformunun Türkiye için bir başarı hikâyesi olduğunu
belirterek; “Sosyal güvenlik alanında birçok ülkenin
gerçekleştiremediği bir reformu gerçekleştirdik. Bu
reform sonrası tek bir vatandaşımız bile mağduriyet
yaşamadı. Tabii hayata geçirilen bu reform, her şeyin
yapıldığı bittiği anlamına gelmez. Çalışmalarımız devam
edecek.” açıklamasında bulundu.
Çalışmalarımızda Doğruyu Yapma Konusundaki
İrademizi Ortaya Koyacağız
Soylu şöyle devam etti: “Bugün 9 milyon 400 bine
yakın insan Genel Sağlık Sigortası kapsamında. Bunlar
arasında Genel Sağlık Sigortası’ndan istifade eden
var, istifade etme hakkı olan var, sorumluluklarını
yerine getirenler var, getirmeyen var. Muhakkak
uygulamada yaşanan birtakım sorunlar ve düzeltilmesi
gereken alanlar var. Biz bu aksayan yönleri de
sistematize edeceğimiz ve politikaları doğru şekilde
tasarlayacağımız bir yıla gidiyoruz. Burada temel ve
önemli olan mesele şudur, bunların hepsini ortak akılla
gerçekleştireceğiz. İnsanımızın yararına doğruyu ortaya
koyma konusundaki iradeyi ortaya koyacağız.”
Ülkemize Bağlılığımız ve Sadakatimiz Her Geçen Gün
Daha Fazla Artmaktadır
“Bugün ülkemizin birliğine, beraberliğine kastedildiğini
gördüğümüz ve maalesef gaflet içerisinde bulunup,
haince bir çizgiyi nitelendirenleri gördükçe ülkemize
bağlılığımız ve sadakatimiz her geçen gün daha fazla
artmaktadır.” diyen Çalışma Bakanı Süleyman Soylu,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tek vatan, tek bayrak,
tek millet ve tek devlet anlayışını sürdürmekte kararlı
olduğunu bildirdi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün
Atalay da yaptığı konuşmada asgari ücrette bin 300
lirayı mükemmel olarak görmediklerini ancak buna
itirazlarının da bulunmadığını belirterek, uygulanan
vergi dilimleri nedeniyle çalışanların Ocak ayında aldığı
ücretlerin Haziran’dan başlayarak yıl sonuna kadar
düştüğüne dikkati çekti.
Sosyal Güvenlik Reformu sonrası
tek bir vatandaşımız bile mağduriyet
yaşamadı. Tabii hayata geçirilen bu
reform, her şeyin yapıldığı bittiği
anlamına gelmez. Çalışmalarımız
devam edecek.
Sosyal Güvenlik Reformu
Türkiye için Bir Başarı Hikayesidir
SGK’DAN HABERLER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu Türk- İş Konfederasyonunu ziyaret
ederek konfederasyon genel başkanlığına tekrar seçilen Ergün Atalay’ı tebrik etti.
33. 26
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu,
Hak-İş Konfederasyonuna bir ziyarette bulunarak Hak-İş
Başkanı Mahmut Arslan ile görüştü.
Bakan Soylu, görüşmede çalışma hayatına ilişkin
önemli açıklamalarda bulunarak, hakkın ve memleket
değerlerinin daima yanında olduğunu vurguladı.
Soylu, “Türkiye’de demokrasinin tehlikeye düştüğü,
istikrarın bozulmaya çalışıldığı dönemlerde Hak-İş
tüm unsurlarıyla demokrasinin yanında saf tutmuştur.
Bu emek hayatı, demokrasimiz, ülkemizin gelişmesi
açısından da son derece önemli ve ülkemizin yarınlarına
ait kıymetli bir duruştur.” diye konuştu. Görüşme
sonrası milyonların beklediği Asgari Ücret çalışmaları
hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Süleyman Soylu,
2016 yılında asgari ücrette verilecek 110 liralık devlet
desteğinin, Asgari Geçim İndirimi ya da İşsizlik Sigortası
Fonu’nun işveren payını kapsamadığını, katkının maktu
bir indirim olduğunu söyledi. Bakan Soylu, 2016 yılında
asgari ücrette sağlanacak devlet desteğinin toplamda 9,7
milyar lirayı bulacağını ve bu yükün hazine tarafından
karşılanacağını bildirdi.
Bakan Süleyman Soylu Hak-İş
Konfederasyonunu Ziyaret Etti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Süleyman Soylu’nun fikir sahipliğini
yaptığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından yürütülecek olan “Kadına
Şiddete Dur Demek için Biz de
Varız” Projesi, ilk kez 4. Sosyal
Güvenlik Kurumu Olağan Genel
Kurulunda katılımcılar ile paylaşıldı.
Dünyada ve ülkemizde her geçen
gün artan kadına yönelik şiddete
dikkat çekmek ve ‘Dur!’ demek
için dünya çapında girişimler
gerçekleştiriliyor. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ve Sosyal
Güvenlik Kurumu da (SGK) kadına
şiddete dur demek için proje başlattı.
SGK’nın 4. Olağan Genel Kurulu’na
katılan Bakan Süleyman Soylu,
Genel Kurul öncesi yaptığı
konuşmada kadına şiddeti önlemeye
yönelik başlatılan projeye değindi.
Bakan Soylu, kurum olarak sosyal
projelere de destek verdiklerini
söyleyerek; “Bizim kurumumuz
sadece sosyal güvenlik müessesinin
uygulandığı bir kurum değildir.
Şunu ifade etmeliyim kisadece
kendimize ait münhasır işlerle
uğraşmaktan ziyade başka
meselelere de el atmakla mükellefiz.
64. hükümet programımızın en
önemli alanlarından birisi olarak
nitelendirdiğimiz “Kadına Şiddete
Dur De” konusunda SGK’nın ortaya
koymuş olduğu bu sosyal projeyi
hepinizin huzurunda kutluyor ve
takdir ediyorum.”
Kadına şiddete yönelik çalışmaların
sadece Bakanlık nezdinde bir çalışma
olmadığını belirten Soylu, 14 yıldır
Türkiye’de iki konuda farkındalığın
yürütülmekte olduğunu söyledi.
Bunlardan bir tanesinin kadın
politikaları, diğerinin ise engelli
politikaları olduğunun
altını çizdi. Soylu: “Kadına şiddet
konusunu, bütün sosyal güvenlik
kurumlarımızla, bütün illerimizde,
ilçelerimizde oluşturacak görseller,
ortaya konulacak broşürler ve
yapılacak video ve tanıtımlarla
Türkiye’nin bir sorunu olmaktan
çıkarmalı ve sosyal güvenlik
sistemimizin politikaları ile en
temel yapıtlarından birisi haline
getirmeliyiz. Sosyal politikalar,
kurumlar, değerlendirmeler ve
bileşenler tarafından desteklenmezse
havada kalacaktır.” diye konuştu.
Öte yandan proje kapsamında
SGK, ÇSGB ve İŞKUR’un sosyal
sorumluluk anlayışıyla
kadınlarımızın gerek sağlık
sorunlarının giderilmesi gerekse
istihdama kazandırılmaları
için birçok faaliyete yer verilmesi
amaçlanıyor. Projenin detayları
önümüzdeki günlerde
gerçekleştirilecek olan bir lansman
ile kamuoyuna duyurulacak.
SGK tarafından
yürütülecek proje ile
kadına şiddete dur
diyen sivil toplum
örgütleri ve kurumlara
destek verilmesi ve bu
sorunun çözümünde
aktif paydaşlardan biri
olunması hedefleniyor.
Kadına Şiddete Dur Demek İçin
Biz de Varız
34. 27
SGK’da Kan Bağışı Kampanyası
Düzenlendi
SGK’DAN HABERLER
Kan bağışı, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın en
önemli noktalarından biridir. Bugün, tanımadığınız bir
insanın ihtiyacı olan kana, yarın belki de yakınımızın
hatta kendimizin ihtiyacı olabilir. İhtiyaç sahiplerinin
yardımına koşmak, insan olmanın gereklerindendir. İşte
bu bilinçle hareket eden Sosyal Güvenlik Kurumu sosyal
sorumluluk alanında gönüllü kan bağışının önemi ve
farkındalığın oluşturulması amacıyla Türk Kızılayı ile
işbirliği yaparak Kan Bağışı Kampanyası Düzenlendi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türk Kızılayı
tarafından toplumda kan verme bilincinin artırılmasına
destek olmak, gönüllü kan bağışçılarının artmasını
sağlamak amacıyla düzenlenen kampanyaya katılım
oldukça yoğundu.
Bağlı: Kızılay Gibi Milli Bir Kuruluşla İşbirliği
Yapmak Memnuniyet Verici
SGK Başkanlık Binası’nda gerçekleştirilen kan bağışı
kampanyasına SGK Başkanı Dr. Selim Bağlı, Kızılay
Genel Müdür Yardımcısı Kadir Bulut ve Kurum
çalışanları katıldı. Kampanyanın açılışında konuşan
Kurum Başkanı Dr. Selim Bağlı, çok anlamlı bir etkinlik
için toplandıklarını dile getirerek, “Kızılay, Türk
Milleti’nin vicdanıdır. Kızılay’ı Kurtuluş Savaşı’nda,
Erzincan’da yaşanan bir depremde, soğukta kalmış
kimsesizlerin üstüne battaniye örterken, hastane önünde
kan bulmak için mücadele veren hasta yakınlarının
yanında görüyoruz.” dedi.
Başkan Dr. Selim Bağlı: “Türk Kızılayına kan vermek
vatana hizmettir, bir insanlık görevidir. Kan bağışı,
aslında bütün insanlarla ortak olduğumuzu, diğerlerinin
derdiyle dertlendiğimizi gösterir, bizlere insan
olduğumuzu hatırlatır.”
Türk Kızılayına kan vermek vatana
hizmettir, bir insanlık görevidir. Kan
bağışı, aslında bütün insanlarla ortak
olduğumuzu, diğerlerinin derdiyle
dertlendiğimizi gösterir, bizlere insan
olduğumuzu hatırlatır.
35. 2828
Kızılay, Türk Milleti’nin
vicdanıdır. Kızılay’ı
Kurtuluş Savaşı’nda,
Erzincan’da yaşanan bir
depremde, soğukta kalmış
kimsesizlerin üstüne
battaniye örterken, hastane
önünde kan bulmak için
mücadele veren hasta
yakınlarının yanında
görüyoruz.
Kurum olarak Kızılay gibi milli
bir kuruluşla işbirliği yapmanın
memnuniyet verici olduğunu ifade eden
Dr. Selim Bağlı, 28 bin çalışanıyla etkin
bir kamu hizmeti sunan SGK’nın Kızılay
ile işbirliği yapmayı sürdüreceğini
vurguladı. Başkan Bağlı, kan bağışında
bulunan ve bulunacak herkese teşekkür
ederek, “Hem millet olarak hem Kurum
olarak Kızılay’a kan vermek vatana
hizmettir, bir insanlık görevidir. Kan
bağışı, aslında bütün insanlarla ortak
olduğumuzu, diğerlerinin derdiyle
dertlendiğimizi gösterir, bizlere insan
olduğumuzu hatırlatır.” şeklinde
konuştu.
Bulut: Kan Bağışı Türkiye’nin en
Önemli İhtiyaçlardan Biri
Kızılay Genel Müdür Yardımcısı Kadir
Bulut ise kan bağışına verdiği destekten
dolayı Kurum Başkanı Dr. Selim Bağlı
nezdinde SGK çalışanlarına teşekkür
etti. Kan bağışının Türkiye’nin en
önemli ihtiyaçlardan biri olduğuna
dikkat çeken Bulut, “Özellikle kışın kan
bağışlarında azalma oluyor. SGK gibi
önemli kurumlarımızın katkıları bizim
açımızdan önem ifade ediyor.” dedi.
Konuşmaların ardından SGK’da gönüllü
olarak Kızılay’a sürekli kan bağışında
bulunan personele Kurum Başkanı Dr.
Mehmet Selim Bağlı ve Kızılay Genel
Müdür Yardımcısı Kadir Bulut tarafından
madalya verildi.
36. 29
Bakan Soylu Üçlü Danışma Kurulu
Toplantısına Başkanlık Yaptı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat
Moralı Salonunda düzenlenen toplantının
açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı (ÇSGB) Süleyman Soylu: “Üçlü Danışma
Kurulu müzakereci ve katılımcı demokrasinin
en önemli örneklerinden biridir. Türkiye son
13 yılda müzakereci ve katılımcı demokrasisi
sayesinde büyük kazanımlar elde etti ve bundan
sonra da büyük faydalar elde edecek. Belki de
bugünden düne, dünden de bugüne baktığımızda
halledilemeyecek, “Artık çıkmaz sokaktayız’ diye
düşünülen birçok mesele, müzakere yöntemiyle
çözüldü.”
Müzakere sadece ortak bir deklarasyonun altına
imza atmak değil, müzakere aynı zamanda
birbirini hissetmek, endişeleri, tepkileri, tedbirleri
veya yapılabilecekleri ortaya koymaktır.
Eğer bugün Türkiye bu reformlar seviyesine
gelmişse, bilinmelidir ki müzakereci ve
katılımcı demokrasinin ortaya koymuş olduğu
ilkeler çerçevesinde atılan adımlarla beraber
gelmiştir.”dedi. Milletin sahip olduğu ahengin en
önemli unsurlarından bir tanesinin çalışma uyumu
ve barışı olduğunu vurgulayan Soylu, bundan
hiçbir şekilde vazgeçilmemesinin temel esasları
arasında bulunduğunu kaydetti.
Çalışma hayatının tüm unsurlarının gelecek
dönemde reform yapma zorunluluğu karşısında
sorumluluklarını yerine getireceğine inandığını
ifade etti.
Eğer bugün Türkiye bu
reformlar seviyesine gelmişse,
bilinmelidir ki müzakereci
ve katılımcı demokrasinin
ortaya koymuş olduğu ilkeler
çerçevesinde atılan adımlarla
beraber gelmiştir.
SGK’DAN HABERLER
37. 30
Engelli istihdamı konusunda da
önemli adımlar atıldı. Engelli
istihdamı son 13 yılda 5 bin
777′den 44 binin üzerine çıktı ve
2002′de 392 lira olan en düşük
memur maaşı yüzde 492′lik
artışla bugün 2 bin 383 liraya
yükseldi. Aynı dönemde kamu
görevlilerinin sendikalaşma
oranı da yüzde 47′den yüzde
71′e çıktı.
Bakan Soylu: “Önümüzde 2019′a kadar
devam edecek, milletimizin, çalışanımızın ve
girişimcimizin bizden çok şey beklediği bir
süreç var. Elbette ki hükümetimiz sürecin asli
sorumluluğunu yerine getirmek için çaba sarf
etmektedir. Atılması gereken bütün adımları
atıyor, bütün istişare mekanizmalarını tekrar
harekete geçiriyor. Sandığın verdiği kararı
gözetiyor ve buna ait adımları da atmaya
devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
Kayıt Dışılık Oranının Yüzde 34′e
Gerilemesini Çalışma Hayatının Tüm
Taraflarının Başarısı Olarak Görüyorum
Üretim, istihdam ve büyümeyle ilişkilendirilen
en önemli rakamın kayıt dışı istihdam oranı
olduğunun altını çizen Soylu, 2002′de yüzde 53
seviyesinde olan kayıt dışılık oranının bugün
34′egerilediğini, bunun da çalışma hayatının
tüm taraflarının başarısı olarak görüldüğünü
ifade ederek: “2023′de işsizlik oranının yüzde
5, tarım dışı sektörlerde kayıt dışı istihdam
oranının ise yüzde 15 olabileceğini hep
beraber ortaya koyuyoruz. Burada en önemli
meselelerden bir tanesi de politikalarımızın
nasıl evrileceğidir.
Gerek Çalışma Meclisi toplantısında gerek
yaptığımız bütün istişarelerde gerekse
de hükümet programlarında bu konuda
attığımız adımların kararlılığını bir kez
daha ifade etmiş durumdayız. Bir taraftan
Türkiye’de kayıt dışıyla ilgili mücadeleyi
devam ettireceğimizi beyan ediyoruz, diğer
taraftan belki de en temel problemlerimizden
bir tanesi olan, maalesef 28 Şubat sürecinin
de bunun üzerine ciddi bir şekilde maliyet
yüklediği, mesleki eğitimin, ara teknik
elemanın ve mesleki yetkinliği ortaya
koymanın bizim için önümüzdeki döneme
ait ulusal istihdam stratejimizin bir parçası
olduğunu ifade ediyoruz. Diğer taraftan da
özellikle kadın, genç ve engelli istihdamı
konusundaki politikalarımızın 2023′e kadar
güçlenerek devam etmesinin lazım geldiğini
ifade ediyoruz. En önemli politikalarımızdan
birisi de sosyal korumayla istihdam arasında
ilişkiyi güçlendirmek, eğitimle istihdam
arasındaki ilişkiyi güçlendirmek ve bu
konuda bir değerlendirmeyi ortaya koyma
zorunluluğumuz.” şeklinde konuştu.
Turkuaz Kart Projesinin Hayata
Geçirilmesini Önemsiyoruz
Kıdem tazminatı sisteminde yaşanan
sorunların çözümü amacıyla ilgili sosyal
taraflarla istişare içinde gerekli mevzuat
düzenlemelerinin yapılmasının öncelikleri
arasında bulunduğunu aktaran Soylu,
Turkuaz Kart projesinin hayata geçirilmesi
için hazırlıkların tamamlanmasını da
önemsediklerini bildirdi.
Türkiye son 13 yılda müzakereci
ve katılımcı demokrasisi
sayesinde büyük kazanımlar elde
etti ve bundan sonra da büyük
faydalar elde edecek.
30
38. 31
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, emeklisinden işçisine
hiçbir vatandaşın mağdur edilmeyeceğini belirterek
asgari ücret ile ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
Çalışma hayatının temel unsurlarından biri olan
asgari ücret, uygulanması zorunlu olan ücretin en
düşük sınırını ifade etmektedir. Anayasamızda da
ifade bulduğu üzere ücret, en temel anlamıyla emeğin
karşılığıdır. Anayasamızın devletimize verdiği en önemli
görevlerden biri de çalışanların yaptıkları işe uygun
adaletli bir ücret elde etmeleri için gerekli tedbirleri
almaktır. Bu çerçevede, sosyal hukuk devleti olmanın
gereği olarak asgari ücret 1987 yılından bu yana her yıl
belirlenmektedir. Bu uygulama, ulusal mevzuatımız
yanında ülkemizce onaylanan uluslararası sözleşmeler
bakımından da gereklidir.
4857 sayılı İş Kanunumuz, asgari ücretin devlet, işçi ve
işveren kesimlerinden oluşan üçlü yapı içindeki bağımsız
bir komisyon tarafından belirlenmesini düzenlemektedir.
Anayasamızın devletimize verdiği en
önemli görevlerden biri çalışanların
yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde
etmeleri için gerekli tedbirleri almaktır.
2016 Yılı Asgari Ücret Rakamları
Açıklandı
SGK’DAN HABERLER
Bu kapsamda 2015 yılında aşağıdaki
gibi gerçekleşmiştir;
NET ASGARİ ÜCRET (Bekar) 1.000,54 TL
NET ASGARİ ÜCRET (3 Çocuklu) 1.072,80 TL
BRÜT ASGARİ ÜCRET 1.273,50 TL
İŞVERENE MALİYET 1.496,36 TL
2016 yılında ise aşağıdaki
gibi gerçekleşecektir;
NET ASGARİ ÜCRET (Bekar) 1.300,99 TL
NET ASGARİ ÜCRET (EVLİ EŞİ ÇALIŞMAYAN) 1.325,69 TL
NET ASGARİ ÜCRET (1 ÇOCUKLU) 1.344,22 TL
NET ASGARİ ÜCRET (2 ÇOCUKLU) 1.362,75 TL
NET ASGARİ ÜCRET (3 ÇOCUKLU) 1.387,45 TL
BRÜT ASGARİ ÜCRET 1.647,00 TL
İŞVERENE MALİYET 1.935,23 TL
39. 32
Milyon TL
İşverene 110 TL
Teşvik
Asgari Ücret Düzeyi
1.647 1.825
Devletçe
Karşılanan Kişi
Başı Maliyet
110
Özel Sektör
İşverenleri için
toplam Maliyet
20.079*
Kamunun
Sağladığı
Destek
9.733
Brüt Asgari
Ücret
İşverene
Maliyet
*20,1 milyar TL’lik işveren maliyeti %11 asgari ücret artışına göre ilave yükü ifade etmektedir. %11 artışlı brüt asgari ücret
1413 TL olup, neti 1116 TL’dir.
Sağlanan desteğe ilişkin maliyetler aşağıdaki şekildedir:
Asgari ücrette 2003’ten itibaren reel
olarak % 69,49; kümülatif olarak %407,6
oranında artış gerçekleşmiştir.
Bu bakımdan asgari ücret, önemli bir sosyal politika
aracı olarak çalışanlara belli bir ücretin altında ödeme
yapılmasını engelleyen bir uygulamadır. İşçi ve
işverenlerin, belirlenecek asgari ücretin üzerinde bir
ücret belirleme imkanları her zaman vardır. Halen
uygulanmakta olan asgari ücret, Aralık ayının sonuna
kadar geçerli olup, net 1.000,54 Türk Lirasıdır. 6645 sayılı
Kanunla asgari geçim indirimi oranlarında değişiklik
yapılarak üç çocuklu bir işçinin asgari ücret üzerinden
gelir vergisi ödememesi sağlanmıştır.
Asgari ücrette 2003’ten itibaren reel olarak % 69,49;
kümülatif olarak %407,6 oranında artış gerçekleşmiştir.
EUROSTAT(Avrupa İstatistik Ofisi) Temmuz 2015
verilerine göre Türkiye 425€ ile Bulgaristan, Romanya,
Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Polonya,
Hırvatistan gibi AB üyesi ülkelerin de içinde bulunduğu
asgari ücret düzeyi 100–500€ aralığında olan 15 ülke
içinde en yüksek asgari ücret düzeyine sahiptir.
Hükümetimiz Programında asgari ücretin net 1300 Türk
Lirasına yükseltilmesi yönünde Komisyona teklifte
bulunulacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda;
%11 ARTIŞTAKİ MALİYET: 1660,28 TL
1300 TL OLDUĞUNDAKİ MALİYET: 1935,23 TL
olacaktır.
İşverenlerimizin ek maliyetlerini azaltmak amacıyla;
• 274 TL’lik işverene ek maliyetin %40’ı olan 110 TL’si
Hazine tarafından karşılanacaktır.
• Örnek: Asgari ücret düzeyinde 10 işçi çalıştıran bir
işyerinde 2.749,5 TL olan ilave maliyetin 1.100 TL’si
Hazine tarafından karşılanacaktır.
• Bu destekten; işyerinde 2015 itibariyle 1.300 TL ücret
düzeyinin altında çalışan tüm işçiler ile asgari ücret
düzeyinden yeni işe alınacak işçilerin de yüzde 10’u
yararlanacaktır.
• Bu destekten yararlanma şartları şunlardır:
• Asgari ücretli çalışmak,
• 2015 yılında SGK prim ve hizmet belgelerinde net
asgari ücretin 1.000,54 TL ile 1.300 TL arasında
bildirilmesi esastır.
• Bir önceki yılın aynı aylarını esas almak şartıyla,
işyerinde çalışan asgari ücretli sayısının %10 ilave
artışına kadar destek sağlanacaktır.
• 1-9 arasında sigortalı çalıştıran işyerleri için de ilave
asgari ücretli çalışan bir sigortalı daha istihdam etme
avantajı getirilmiştir. (%10’dan yararlanamayacakları
için bu destek sağlanmıştır.)
• 2016 yılındaki yeni açılacak işyerlerinde asgari
ücretli çalışacaklar için de bu kapsam geçerlidir.
• Ayrıca, özel sektör maden işyerleri de tek asgari
ücret için bu destekten faydalanacaktır.
Bu destekten 8,5 milyon sigortalının yanı sıra asgari
ücret düzeyinden yeni işe alınacak %10’luk ilave sigortalı
ile yeni açılan işyerlerindeki istihdam sağlanacakların
yararlanacağı öngörülmektedir.
Bu minvalde net 1300 TL olarak gerçekleşen 2016 yılı
asgari ücretinin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Asgari ücret, önemli bir sosyal
politika aracı olarak çalışanlara
belli bir ücretin altında ödeme
yapılmasını engelleyen bir
uygulamadır.
40. 33
SGK’DAN HABERLER
Terörle mücadele kapsamında bazı il ve ilçelerde,
sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır.
Bu yasaklar nedeniyle bölgede faaliyet gösteren esnaf,
SGK’ya vermesi gereken belgeleri süresinde verememiş,
aylık primlerini de ödeyememiştir. Ayrıca bu bölgelerde
devam eden terör eylemleri nedeniyle dükkanlarını
açamayan esnaf, SGK’ya ödemesi gereken Bağ-Kur
ve SSK primlerini ödeme konusunda da sıkıntıya
düşmüştür.
SGK Başkanı Dr. Mehmet Selim Bağlı, terörden zarar
gören esnafın mağduriyetini gidermek maksadıyla bir
dizi önlem alındığını belirten bir açıklama yaptı.
Buna göre, Şırnak ve Hakkari illerinin tamamı, Siirt
ilinin Eruh ilçesi, Mardin ilinin Nusaybin, Derik ve
Dargeçit ilçeleri, Muş ilinin Varto ilçesi, Diyarbakır
ilinin Sur ve Silvan ilçelerinde; ikamet eden 5510 sayılı
Kanun kapsamındaki sigortalılar, işyeri olan işverenler,
kamu kurum ve kuruluşları ile genel sağlık sigortalıları
vatandaşların Bağ-Kur, SSK ve GSS borçlarına erteleme
getirildi.
Erteleme kapsamında;
• 1 Aralık 2015 - 29 Şubat 2016 tarihleri arasında
SGK’ya verilmesi gereken belgelerin verilme süresi
31 Mayıs 2016 tarihine kadar uzatılmış,
• 2015/ Kasım Aralık, 2016/Ocak ve Şubat dönemine
ait prim borçların ödeme süresi 31/Ağustos 2016
tarihine kadar uzatılmış,
• Ödeme süresi 1 Aralıktan önce sona ermiş prim
borçlarının 31 Ağustos 2016 tarihine kadar gecikme
zammı alınmaksızın ödenmesine imkan sağlanmış,
• Borçlarını yapılandırmış vatandaşların 1 Aralık
2015 ila 29 Şubat 2016 tarihleri arasındaki
yapılandırma taksitlerinin ödeme süresi 31 Ağustos
2016 tarihine kadar uzatılmış,
Teşviklerden, yapılandırma ve taksitlendirmeden
yararlanan işverenler bakımından, bu durumun ihlal
nedeni sayılmaması,
1 Aralık 2015 ile 29 Şubat 2016 döneminde verilmesi
gereken belgelerin verilmemesi ve ödemelerin
yapılamaması nedeniyle uygulanmış ve tahsil edilmiş
olan idari para cezaları ile gecikme cezası ve gecikme
zamlarının iptal edilerek işveren ve sigortalıların
borcu varsa borcuna, borcu yoksa sonraki ödemelerine
mahsup edilmesi kararlaştırılmıştır.
Açıklamasında terörle mücadele nedeniyle
işverenimizin ve çalışanların mağdur edilmemesi için
gerekli her türlü tedbiri almaya devam edeceklerini
belirterek “Terörün her türlüsünü lanetliyorum.
Uygulama ile bir nebze de olsa bu bölgedeki esnafa
nefes alma imkanı sağlanmıştır.”dedi.
SGK Terörden Zarar Gören Esnafın
Borçlarını Erteledi
41. 34
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 2015 Yılı
2. Çeyrek Pazar Verileri Raporuna göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi“ALO 170”
en çok aranan kısa numaralar arasında yer aldı.
BTK’nın raporuna göre 2015 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında sabit telefonlardan en çok
aranan kısa numara, 112 Sıhhi İmdat telefonu oldu. Aynı dönemde, 182 (Hastane Randevu),
186 (Elektrik Arıza), 155 (Polis İmdat) ve 170 (Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi) en
sık aranan diğer kısa numaralar arasında bulunuyor.
2010 yılında hizmete giren Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi“Alo 170”, çalışma
hayatı ve sosyal güvenlik hakkında vatandaşların her türlü, soru, öneri, eleştiri, ihbar, şikâyet,
başvuru ve taleplerini etkin ve hızlı bir biçimde çözüme kavuşturabilmek amacıyla kuruldu.
Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu
tarafından sunulan tüm hizmetlerle ilgili olarak bilgilendirme yapıyor ve sorunlara çözüm
üretiyor.
İletişim Merkezi’ne gelen tüm çağrılara uzmanlar doğrudan cevap vermekte ve ilk görüşmede
talepleri sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır.
‘ALO 170’En Çok Aranan Kısa
Numaralar Arasında İlk Sıralarda